• Sonuç bulunamadı

Kanal Tedavilerinin Yenilenmesi: Tedaviler Sonucu Elde Edilen Bulguların Değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kanal Tedavilerinin Yenilenmesi: Tedaviler Sonucu Elde Edilen Bulguların Değerlendirilmesi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

* Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi A.D., Adana

** Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Diş Hastalıkları ve Tedavisi A.D. Oral Diagnoz ve Radyoloji B.D., Adana *** Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti A.D., Adana

KANAL TEDAVİLERİNİN YENİLENMESİ: TEDAVİLER SONUCU ELDE EDİLEN

BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yrd.Doç.Dr.Oğuz YOLDAŞ* Dt.A.Şehnaz İŞÇİ*

Dt. Ayşin TOPUZ* Yrd.Doç.Dr.Haluk ÖZTUNÇ** Yrd.Doç.Dr M.Cem Doğan**

ÖZET

Bu çalışmanın amacı, kanal tedavilerinin yenilenmesi sırasında karşılaşılan farklı klinik durumların sınıflandırılması ve yenilenen kök kanal tedavilerinin radyolojik kalitesinin ilk tedavi ile karşılaştırılmasıdır.

Radyolojik olarak başarısız 313 dişin kanal tedavileri yenilendi. Kanal tedavisinin kalitesi, yenilenen tedaviler öncesi ve sonrası alınan radyografiler ile değerlendirildi.Yenilenen kanal tedavilerinde başarısız tedaviye ait kanal dolgu materyalleri, kırık aletler ve postlar, tedavi sırasında gelişen akut alevlenmeler, restorasyonların altındaki sekonder çürükler, tedavi edilmemiş kök kanalları ve tedavi sürecinde oluşan komplikasyonlar kaydedildi.

Çalışmada en çok kanal tedavisi yenilenen diş grubu alt kanin dişlerdir. Yeniden tedaviye alınan olguların %91,4’ü ilk tedavi ile karşılaştırıldığında, kanal dolgusu kalitesine göre, başarıyla tedavi edildi. 13 olguda alevlenme reaksiyonu gelişti. 5 kırık aletin çıkarılması ya da yanından geçilmesi mümkün olmadı. 17 olguda daha önceki tedavi nedeniyle oluşan basamaklar veya kalsifikasyonlar aşılamadı. Olgularda %49,2 oranında eski restorasyonun altında sekonder çürüğe rastlandı. Eski kanal dolgularının incelenmesi sonucu olgularda %54,9 oranında güta-perka+kanal patı, %37,4 oranında yalnızca kanal patı ile doldurulmuş kanal saptandı.

Kanal tedavisi yenilenen olgularda radyografik kanal dolgusu kalitesinin, ilk tedaviye göre %91,4 oranında başarı ile yapılabildiği saptandı. Kanal tedavilerinin ortograd yöntem ile başarıyla yenilenebileceği sonucuna varıldı.

Anahtar kelimeler: Kanal tedavilerinin yenilenmesi,

endodonti, radyolojik değerlendirme

ABSTRACT

The aim of this study was to compare the radiographic quality of retreatments and initial treatments and classify the different clinical situations encountered in retreatment cases.

313 teeth demonstrating poor radiographic obturation quality were retreated. The quality of root canal treatments were evaluated by periapical radiographs taken before and after retreatment procedures. Original obturating materials, broken instruments, posts, flare-ups, seconder caries under coronal restorations, untreated root canals and clinical complications during retreatment procedures were recorded.

In this study the most retreated teeth were mandibular canines. 91,4% of teeth, according to quality of root canal fillings, were successfully retreated according to initial root canal treatments. 13 teeth experienced flare-ups during treatment procedures. Five broken instrument could not be removed or by-passed. The previous wedges and calcifications of 17 teeth could not be treated. 49,2 % of teeth had seconder caries under coronal restorations. 54,9 % of previous root canal fillings were gutta-percha+paste and 37,4 % were only paste filling.

According to radiographic quality of root canal fillings compared with initial treatment, retreatments were successfull in 91,4 % of cases. It could be concluded that ortograde endodontic retreatment could be applied successfully in most of the cases.

Key Words: Retreatment, endodontics, radiographic

(2)

103

GİRİŞ

Başarılı olmayan kanal tedavilerinin cerrahi yollara başvurulmadan yenilenmesinin uzun dönem klinik sonuçları farklılıklar göstermektedir. Bu olgularda başarı oranları çeşitli araştırmaların sonuçlarına göre %62 ile %90 arasında değişmektedir.1-3 Bununla birlikte, önceki

başarısız kök kanal tedavisinin veya kanallarda kırılan kök kanal aletlerinin kanallardan çıkarılması bazen çok zor ve zaman alıcı olabilmektedir.3,4 Bu gibi durumlar

hekimlerin bazen yeniden tedaviyi denemeden dişin çekimine ya da apikal cerrahi girişimlere yönelmesine neden olmaktadır. Ayrıca periapikal filmler yardımıyla endodontik tedavinin başarısızlığına ve tedavinin tekrarlanmasına karar verilirken, tedavi yönteminin seçimi konusunda hekimler arasında görüş farklılıkları da ortaya çıkabilmektedir.5 Birçok vaka periapikal

operasyona gerek kalmadan tedavi edilirken, bazı durumlarda da cerrahi operasyon kaçınılmaz olmaktadır. Genel bir kural olarak; periapikal lezyonun cerrahi olmayan yöntemlerle tedavisinin sağlanamadığı durumlarda cerrahi müdahaleye başvurulması gerektiği kabul edilmektedir.6

Kök kanal tedavilerinin yenilenmesinde en zor aşama çoğunlukla ilk kanal dolgu materyalinin uzaklaştırılması gibi görülmektedir. Bununla birlikte, ilk dolgu materyallerinin kolaylıkla uzaklaştırıldığı olgularda bile materyallerin periapikal dokulara taşırılması alevlenme reaksiyonlarına yol açmaktadır.7 Bu tür

durumlar ek tedavi seansları gerektirmekte, hastalar ve hekimler için istenmeyen durumların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yapılan bazı araştırmalar yenilenen kanal tedavileri sırasında alevlenmelerin görülme sıklığının, ilk defa kanal tedavisi gören olgulara göre daha yüksek olduğunu göstermektedir.8-10 Kök

kanallarında kırılan aletler ve gümüş konlar gibi metalik yapıların çıkarılmaya çalışılmasındaki başarısızlık oranlarının %42’lere kadar çıktığı ve kök kanallarında perforasyonların oluşabileceği bildirilmektedir.2 Bütün bu

zorluklara rağmen, cerrahi yollara başvurmadan yenilenen kanal tedavilerinin uzun dönem takibi yapıldığında kabul edilebilir oranda başarı oranları bildirilmektedir.3,11-13 Pek çok olgu cerrahi tedavi

yapılmadan iyileşebilmekte, cerrahi endikasyon alanı gün geçtikçe daralmaktadır.

Endodonti alanında yapılmış epidemiyolojik çalışmalar kanal tedavi kalitesinin yetersizliği ile apikal dokularda lezyon gelişimi arasında pozitif bir ilişki olduğunu bildirmektedir.14-17 Dolayısıyla tam bir

iyileşmenin sağlanabilmesi için, yenilenen kanal tedavilerinde, kanal dolgusunun mutlaka yeterli kalitede olması gerekmektedir.

Bu çalışmanın amacı, kanal tedavilerinin yenilenmesi sırasında karşılaşılan farklı klinik durumların sınıflandırılması ve yenilenen kök kanal tedavilerinin radyolojik kalitesinin ilk tedavi ile karşılaştırılmasıdır.

GEREÇ ve YÖNTEM

Kliniğimize başvuran 367 başarısız kök kanal tedavili dişin klinik ve radyolojik incelenmesi Orstavik ve ark.18 tarafından ilk defa tanımlanan PAI indeksine

göre tamamlandı. PAI indeksinin kullanımı için bir araştırıcının (ÖH) kendi kararları içinde kalibrasyonu yapıldı. PAI indeksi toplam 5 skor içermektedir. Bu skorlar: 1-Periapikal dokular normal, 2-Kemik yapısında çok az miktarda değişiklik var, 3-Kemik yapısında mineral kaybı ile birlikte görülen değişiklikler var, 4-İyi tanımlanabilen radyolusent alanlar gösteren apikal periodontitis var, 5-çok geniş rayolusent alanlar gösteren yaygın apikal periapikal periodontitis var. Hastaların yeniden kanal tedavisini kabul etmemesi, dişin kanal tedavisi sonrası restore edilemeyecek durumda olması ve vertikal kök kırıkları nedeni ile 18 dişin çekimine karar verildi. 15 adet dişin ise apikal cerrahi işlemi görmesine karar verildi. Apikal cerrahi işlemine alınan dişlerin tamamı PAI indeksine göre 5 skoru göstermekteydi. 4 olguda daha önce kanal tedavilerinin yenilendiği ancak başarıya ulaşılamadığı saptandı. 11 olguda ise, hastanın tedavi seanslarına gelemeyeceği ve tedavisi kısa sürede tamamlanması gereken dişlerin apikal cerrahi işlemi görmesine karar verildi. Yine hasta isteği ile asemptomatik olan 21 adet dişe herhangi bir müdahalede bulunulmadı. Böylece toplam 313 dişin kanal tedavilerin yenilenmesine karar verildi. Tedavisi yenilenmesi karar verilen dişlerden 60 adedi PAI indeksine göre 5 skoru, 219 adedi 4 skoru, 15 adedi ise 3 skoru gösterdi. 19 adedi ise 1 ve 2 skoru göstermesi, yani periapikal dokular sağlıklı olarak değerlendirilmesine rağmen mevcut kanal dolgusunun çok kısa ve yetersiz olması nedeniyle çalışmaya dahil edildi. Kök kanal tedavisi yenilenen dişlerden 22 adedinde ise fistül varlığı saptandı.

Yeniden kök kanal tedavisi görmesine karar verilen 313 adet dişin özel tutucular kullanılarak (Snapex System Dentsply Rinn, Konstanz Almanya) paralel teknik ile radyografileri alındı. Tüm filmler

(3)

104

(Kodak New York, A.B.D) otomatik banyo makinesinde (Velopex Florida A.B.D) taze banyo solüsyonları (Kodak Saone, Fransa) kullanılarak işlemden geçirildi. Aynı araştırıcı (ÖH) tarafından kanal dolgususun uzunluğu ve doldurma yoğunluğu yada sızdırmazlığı dikkate alınarak aşağıdaki kriterlere göre değişimine karar verilen kanal tedavilerinin kalitesi değerlendirildi. Kanal dolgusunun uzunluğu şu şekilde sınıflandırıldı: (1) kısa-kanal dolgusunun radyolojik apeksten 2mm den daha fazla mesafede sonlanması, (2) yeterli-kanal dolgusunun radyolojik apekste yada 2mm den daha az mesafede sonlanması, (3) taşkın-kanal dolgusunun radyolojik apeks dışında sonlanması. Kanal dolgusunun yoğunluğu yada sızdırmazlığı ise şu şekilde sınıflandırıldı: (1) yeterli-kanalın homojen bir şekilde doldurulması ve kanal dolgusu ile kanal boşluğu arasında herhangi bir boşluğun olmaması, (2) yetersiz-kanal dolgusunda lateral olarak izlenebilen boşluklar ve kanal dolgusu ile kanal duvarı arasında kalan bölgede bulunan boşlukların bulunması. Çok köklü dişlerde değerlendirme en kötü kaliteyi gösteren kanal esas alınarak yapıldı.

Tüm kanal tedavileri 4 araştırıcı tarafından son iki yıl içinde yapıldı (YO, İAŞ, TA, DC). Önceki dolgu maddelerinin çıkarılması için K ve H tipi eğeler, ısıtılmış kanal sondları, Ni-Ti döner eğeler kullanıldı. Ayrıca kök kanallarında kırılmış postlar ve metalik aletlerin çıkarılması için Masserann setinden (Micro-Mega 5-12 Rue Du Tunnel 25006 Besancon, Fransa) yararlanıldı. Tedaviler sırasında önceki tedaviler ve farklı kanal çapları nedeni ile #30 ile #80 arasında değişen boyutlarda kök kanal preparasyonu yapıldı. Preparasyonlar K-tipi el eğeleri ile step-back teknik kullanılarak ve Hero 642 döner Ni-Ti eğeler (Micro-Mega 5-12 Rue Du Tunnel 25006 Besancon France) ile gerçekleştirildi. Kanal tedavilerinin tüm evrelerinde %2,5’lik sodyum hipoklorit irrigasyon solüsyonu olarak kullanıldı. Tek seansta bitirilmeyen olgularda kök kanallarına 1 hafta süreyle kalsiyum hidroksit yerleştirildi. Çalışmaya dahil edilen tüm dişler lateral kompaksiyon tekniği ve AH 26 (Dentsply, DeTrey Konstanz, Almanya) kanal patı kullanılarak dolduruldu. Koroner restorasyonalardan 197 adedi çeşitli kompozit materyallerle, 62 adedi amalgam, 54 adedi ise tam kuron ile yapıldı. Tedaviler sırasında önceki kök kanal dolgu materyali, eğer varsa kırık enstrümanlar, postlar, tedavi edilmemiş kök kanalları ve koroner restorasyonların altındaki sekonder çürükler kaydedildi.

Kök kanalları doldurulduktan sonra tedavi öncesinde olduğu gibi radyografiler alındı. Yeniden yapılan kök kanal tedavisinin kalitesi ile ilk tedavi aynı kriterler kullanılarak karşılaştırıldı.

BULGULAR

Çalışmada kök kanal tedavileri yenilenen dişlerin çenelere ve diş gruplarına göre dağılımı Tablo 1 de sunulmuştur. En çok kanal tedavisi yenilenen grup alt kanin dişlerdir (%10,2). Üst çenede tekrar tedavi edilen diş sayısı 151, alt çenede tedavi edilen diş sayısı 162’dir.

Üst çene Alt çene

Diş no n n 1 22 18 2 17 21 3 27 32 4 26 26 5 21 30 6 24 23 7 14 12 Toplam 151 162

Tablo 1. Kök kanal tedavisi yenilenen dişlerin çenelere ve gruplara göre dağılımı.

Kanal tedavisinin yenilenmesi sırasında ve sonrasında yapılan radyolojik ve klinik incelemeler ile aşağıdaki sonuçlar elde edildi. Tekrar tedavi edilen dişlerden 7 adet kırık post başarı ile çıkarıldı. Bu postlardan 4 tanesinin vidalı, 3 tanesi ise paralel kenarlı pasif post olduğu saptandı. Postlar kök kanallarından Masserann seti ve ultrasonik uçların uygulanması ile çıkarıldı. Herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmadı. Kanal tedavisinin yenilenmesine karar verilen ve kanallarında önceki tedavi sırasında kırılmış bir kök kanal enstrümanı bulunan 11 adet dişin 4 adetinden kırık parçalar başarı ile uzaklaştırıldı. İki olguda ise kırık parçaların yanından geçilerek tedavi tamamlandı. Dört olguda ise kırık parçalar çıkarılamadı veya yanlarından geçilemedi. Alt 1.molar dişte Masserann setinin kullanıldığı bir olguda perforasyon oluştu. Bu olgularda yapılan tedavi başarısız kabul edildi. Tedaviler sırasında karşılaşılan diğer problemler ise şöyledir: Bir adet üst santral dişte, 6 alt molar dişte, 4 üst molar dişte, 2 alt santral dişte, 3 üst

(4)

105

premolar dişte, 2 alt premolar dişte, 1 adet üst kanin dişte ilk tedavi sonrası oluşan kalsifikasyonlar ve/veya basamaklar aşılamadı ve bu olgularda yenilenen tedavi başarısız kabul edildi. Tedavi öncesi taşkın kök kanal dolgusu nedeniyle değiştirilmesine karar verilen 11 adet dişten 3 adedinde mevcut kanal dolgusu sökülürken taşkın parça koparak apikal dokuların içinde kaldı. Bu olgularda da yapılan tedavi başarısız kabul edildi. Böylece toplam 27 olguda önceki tedavi ile karşılaştırıldığında başarıya ulaşılamadı (%8,6). 13 hastada yenilenen kanal tedavisi sonrası akut alevlenme reaksiyonu görüldü (%4,1). Bu hastaların tedavisi daha sonra başarı ile tamamlandı. Böylece kanal tedavisi yenilenen olgularda radyografik kanal dolgusu kalitesinin, ilk tedaviye göre %91,4 oranında başarı ile yapılabildiği saptandı.

Kök kanallarından çıkarılan kök kanal dolgu materyalleri incelendiğinde, 172 olguda güta-perka+kanal patı (%54,9), 117 olguda yalnızca kanal patı (%37,4), 8 olguda siman benzeri materyaller görüldü (%2,5). 16 olguda ise kök kanal dolgu materyali tanımlanamadı (%5,1).

Kanal tedavisi yenilenen 154 olguda koronal restorasyonun altında sekonder çürüğe rastlandı (%49,2). Çalışmada ayrıca 43 adet hiç tedavi edilmemiş kök kanalı bulundu. Bu kanalların dağılımı şöyledir; 14 adet alt molar dişte mesiobukkal veya mesiolingual kanal, 3 adet üst molar dişte mesiobukkal kanal, 9 adet üst molar dişte mesiobukkal 2. kanal, 14 adet üst premolar dişte bukkal veya palatinal kanal, 3 adet alt santral dişte bukkal veya lingual de ikinci kanal.

TARTIŞMA

Başarısız kanal tedavilerinin yenilenmesinde, klinik bulguların ve tedavi öncesi ve sonrası kanal dolgusu kalitesinin radyolojik olarak değerlendirildiği bu çalışmanın en önemli sonucu, çalışmaya dahil edilen olgulardaki yetersiz kanal dolgularının %91,4 oranında başarı ile uzaklaştırılıp yenilenebilmesidir.

Başarısızlık nedeniyle yenilenen endodontik tedavilerin başarıya ulaşabilmesi, eski kanal dolgusunun yeterince uzaklaştırılması ve yeni yapılan kök kanal preparasyonunun uygun şekilde doldurulmasıyla mümkün olmaktadır. Eğer şartlar uygunsa cerrahi olmayan yenileme girişimleri tercih edilmelidir.6 Kök

kanal tedavisinin yenilenmesinde cerrahi olmayan yöntemler cerrahi yöntemlerle karşılaştırıldığında,

ortograd tedavi yöntemlerinin oldukça başarılı sonuçlar verdiği bilinmektedir.12,13 Gorni ve Gagliani,12

yenilenen kök kanal tedavilerini 2 yıl süreyle takip ettikleri hastalarda %64 ile %86 arasında değişen oranlarda başarı bildirmektedirler. Bu çalışmada yenilenen kök kanal tedavilerinin uzun dönem sonuçları gözlenmemiştir. Ancak yapılan epidemiolojik çalışmalar kanal dolgusunun yetersiz olmasının periapikal dokularda değişen oranlarda lezyon gelişimine neden olduğu göstermektedir.14-17 Bu

çalışmada olguların %91,4’ün de eski kök kanal tedavileri başarıyla uzaklaştırılmış ve tedavi başarı ile tamamlanmış olması, tedavilerin uzun dönem sonuçlarını olumlu yönde etkilemesi beklenebilir.

Akdeniz ve ark.,5 kanal tedavisinin yenilenmesinde

diagnostik yaklaşımların hekimler arasında farklılıklar gösterdiğini, araştırıcılar arası uyumu ve endodontik tedavinin standardını artırmak için hem tanı hem de tedavi planlamasına yönelik kriterlerin belirlenmesinin gerekliliğini vurgulamışlardır. Yenilenen tedavilerin kısa ve uzun dönem sonuçlarının değerlendirildiği çalışmalarda, araştırmaya dahil edilecek olguların seçimi sonuçları mutlaka çok etkileyecektir. Bu çalışmaya dahil edilecek olgular tek bir araştırıcı tarafından klinik ve radyolojik olarak belirlenmiştir. Seçim kriteri oldukça geniş tutulmuş ve kırık enstrümanların bulunduğu zor olgular dahi çalışmaya alınmıştır.

Kandemir ve Sezer,19 farklı radyografik tekniklerle

kanal tedavisi kalitesini inceledikleri çalışmalarında, klinik radyogramlarla kanal dolgu boyunun doğru olarak saptanabildiğini ancak, özellikle mandibular molarların mezyal köklerinde yetersiz olabilecek bu tekniğin yerine farklı tekniklerin kullanımını önermişlerdir. Bu çalışmada ise tüm radyografik incelemeler paralel teknikle yapılmıştır. Alt molar dişler için horizontal açılandırma tekniğinin kullanılmaması bir dezavantaj olarak görülebilir.

Çalışmada en çok yeniden tedaviye alınan diş grubu alt kanin dişleridir (%10,2). Endodontik tedavi sıklığı ve nedenlerini incelediği çalışmalarda Öztan ve Akman20 maksiller molarların, Dalat21 ise maksiller

premolar dişlerin en sık tedavi edilen diş grubu olduğunu bildirmişlerdir. Başarısız kanalların yenilenme sıklığı ile ilk tedavi edilen dişlerin sıklıkları arasındaki bu farklılık dikkat çekicidir.

(5)

106

Pehlivan ve ark.,22 yaptıkları çalışmada koroner

restorasyonların kötü oluşunun endodontik tedaviyi başarısız yönde etkilediğini bildirmektedir. Bu çalışmada da tekrar tedaviye alınan olguların %49,2’sinde kötü koroner restorasyonun işareti olabilecek sekonder çürüğe rastlanmıştır.

Kök kanal tedavisi yenilenen olgularda %4,1 oranında alevlenme reaksiyonu görülmüştür. Bu oran ilk defa yapılan tedavilerle karşılaştırıldığında yüksek kabul edilebilir. Ancak kanal tedavilerinin yenilenmesi sırasında akut alevlenme reaksiyonu görülme sıklığının daha fazla olduğu diğer araştırmalarda bildirilmektedir. 8-10

Tedaviler sırasında en büyük zorluk kırık enstrümanların çıkarılması olmuştur. Beş kırık parçanın çıkarılması ya da yanından geçilmesi mümkün olamamıştır. Ancak, kırık postların tamamı kök kanallarından başarı ile çıkarılmıştır. Bu sonuçlar önceki çalışmalarla da uyum içindedir.2

Kök kanalından çıkarılan önceki dolgu maddeleri incelendiğinde sadece kanal patı ile yapılan dolguların oranının yüksekliği dikkat çekicidir (%37,4). Bu oran Hoen ve Pink11 çalışmasında %9, Mattscheck ve

ark.23çalışmasında ise %1 oranındadır. Bu sonuçlar bu

çalışmayla yüksek oranda farklılıklar göstermektedir. Ayrıca diğer çalışmalarda sıklıkla bulunan gümüş konlarla, metal ve plastik taşıyıcılı guta-perka sistemleri ile hiç karşılaşılmamıştır.

SONUÇ

Bu çalışmada cerrahi yöntemlere başvurulmadan başarısız kök kanal tedavilerindeki dolgu materyallerinin başarıyla çıkarılabildiği gösterilmiştir. Ancak, unutulmamalıdır ki eski kanal dolgu materyallerinin kök kanallarından çıkarılması tüm tedavi süreci içinde yalnızca ilk basamağı oluşturmaktadır. Uzun dönem başarı için dişin bütünlüğü korunmalı ve dikkatli diagnostik yaklaşımlarla kanal tedavileri yenilenmelidir. Bu olgularda klinik başarının belirlenebilmesi için uzun dönem takibi de içeren çalışmalara ihtiyaç vardır.

KAYNAKLAR

1-Allen RK, Newton CV, Brown CE. A statistical analysis of surgical and nonsurgical endodontic retreatment cases. J Endod 1989;15:261-266.

2-Hülsmann M. Methods for removing metal obstructions from the root canal. Endod Dent Traumatol 1993;9:223-237.

3-Sjogren U, Hagglund B, Sundqvist G, Wing K. Factors affecting the long term results of endodontic treatment. J Endod 1990;16:498-504.

4-McCullock AJ. The removal of restorations and foreign objects from root canals. Quintessence Int 1993;24:245-249. 5-Akdeniz BG, Şen BH, Gürdal P, Köse T. Kanal tedavilerinin yenilenmesi-diagnostik yaklaşım. Ege Diş Hekimliği Dergisi 1999;20:171-178.

6-Nobuhara WK, Del Rio CE. Incidence of periradicular pathoses in endodontic treatment failures. J Endod 1993;19:315-318.

7-Gilbert BO, Rice RT. Re-treatment in endodontics. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1987;64:333-338.

8-Torabinejad M, Kettering JD, McGraw JC, Cummings RR, Dwyer TG, Tobias TS, Factors associated with endodontic interappointment emergencies of teeth with necrotic pulps. J Endodon 1988;14: 261-266.

9-Imura N, Zuolo ML. Factors associated with endodontic flare-ups: a prospective study. Int Endod J1995;28:261-265. 10-Trope M. Flare-up rate of single visit endodontics. Int Endodod J 1991;24:24-26.

11-Hoen MM, Pink FE. Contemporary endodontic retreatments: An analysis based on clinical treatment findings. J Endod 2002;28:834-836.

12-Gorni FGM, Gagliani MM. The outcome of endodontic retreatment: A 2-yr follow-up. J Endod 2004;30:1-4.

13-Danin J, Stromberg T, Forsgren H. Clinical management of non healing periradicular pathosis: Surgery versus endodontic retreatment. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 1996;82:213-217.

14- Eriksen HM, Bjertness E. Prevalence of apical periodontitis and results of endodontic treatment in middle-aged adults in Norway. Endod Dent Traumatol. 1991;7:1-4. 15- Buckley M, Spangberg LS. The prevalence and technical quality of endodontic treatment in an American subpopulation. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod. 1995;79:92-100.

16- Ray HA, Trope M. Periapical status of endodontically treated teeth in relation to the technical quality of the root filling and the coronal restoration. Int Endod J. 1995;28:12-8 17-Boucher Y, Matossian L, Rilliard F, Machtou. Radiographic evaluation of the prevalence and technical quality of root canal treatment in a French subpopulation. Int Endod J 2002;35:229-238.

(6)

107

18-Ørstavik D, Kerekes K, Eriksen HM. The periapical index: a

scoring system for radiographic assesment of apical periodontitis. Endod Dent Traumatol 1986;2:20-34

19-Kandemir S, Sezer B. Kanal tedavisi kalitesinin klinik radyogram, in-vitro bukkolingual ve meziodistal projeksiyonla elde edilen radyogramlar üzerinde karşılaştırılmalı olarak incelenmesi. Atatürk Üniv Diş Hek Fak Derg 2001;11:1-7. 20-Öztan MD, Akman A. Maksiller ve mandibular dişlerde tedavi sıklığı ve nedenleri. A Ü Diş Hek Fak Derg. 2001;28:119-121.

21-Dalat D. Endodontik tedavi sıklığı. A Ü Diş Hek Fak Derg. 1988;15:35-37.

22-Pehlivan Y, Sevgican F, Leblebicioğlu AE, Atıl H. Kanal tedavisinin başarısında koroner restorasyon ile kanal dolgusunun rolü. Ege Diş Hekimliği Dergisi 2000;21:212-218. 23- Mattscheck DJ, Law AS, Noblett WC. Retreatment versus initial root canal treatment: Factors affecting posttretment

pain. Oral Surg Oral Med Oral Pathol Oral Radiol Endod 2001;92;321-324.

Yazışma Adresi:

Yrd.Doç.Dr.Oğuz Yoldaş Çukurova Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 01330 Balcalı - ADANA Tel: İş: +90 322 3386354 Ev: +90 322 2324361 GSM: +90 532 3249261 E-posta: oguzyoldas@cu.edu.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Kök kanal tedavisi, kron ve kök pulpasının, yani pulpa dokusunun tamamının veya tamamına yakın bir bölümünün anestezi altında çıkarılmasının

Diş hekimliğinde kullanımı, antibakteriyel olması, doku çözücü özelliği, sert doku oluşumunu uyarması, kök rezorbsiyonu üzerinde tedavi edici etkisi, onarım

Günümüzde endodontide kök kanal dolgu materyali olarak kullanılan patların büyük çoğunluğunun içerisinde ana bileşen olarak çinko oksit

7.Hafta o Pulpanın ekstirpasyonu ve çalışma boyutunun belirlenmesi (Radyografik ve elektronik). 8.hafta o Pulpanın ekstirpasyonu ve çalışma boyutunun belirlenmesi (Radyografik

DAIMLER-BENZ'e ait yeni bir tesisin yapımı asamasmda modern boru askı elemanları kullanılarak, tesisat destekleme is sUresinde% 30'dan fazla adam saat kazanımı

Bir hastada ise sadece fasial sinir terminal bukkal dal keşişi stenon kanal keşişine eşlik etmekte idi (Tablo 1).. Tüm hastalarda stenon kanalları ağız içinden

Kök kanal tedavisinde en önemli başarısızlık sebebinin kök kanal sistemindeki mikroorganizmalar olduğu, 1 bunun yanında; artık nekrotik pulpa dokusu, kırık aletler,

• Kısmi prolapsus: mukoza ile sınırlı, anal çizgiden 2.5-4 cm mukoza prolebe olur. • İçinde musküler