MAKSİMAL KUVVET ANTRENMANI YAPAN GENÇ ERKEKLERDE ARI SÜTÜ+BAL KARIŞIMININ BAZI HORMONLAR ÜZERİNE ETKİLERİ
THE EFFECT OF ROYAL JELLY-HONEY BLEND ON SOME HORMONE PARAMETERS IN YOUNG MEN WHO MAKE MAXIMAL STRENGTH TRAINING
Serdar BÜYÜKİPEKCİ Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Anabilim Dalı Doktora Tezi, Mart 2015
Danışman: Doç.Dr. Nazmi SARITAŞ
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Physical Education and Sport
Phd. Thesis, March 2015
Supervisor: Associate Professor Nazmi SARITAŞ ÖZ
Bu çalışma, maksimal kuvvet antrenmanı yapan genç erkeklerde arı su tu +bal karışımının sporcuların moto-rik o zelliklerinde kuvvet artışı ve kas gelişimini daha çok artıracag ı du şu nu lerek yapıldı. Karışımların spor-cuların ag ırlık kaldırma performansları u zerindeki etki-leri ve bazı hormon deg eretki-lerindeki deg işikliketki-leri incele-mek amacıyla yapıldı.
Bu çalışmaya, Erciyes Ü niversitesi Beden Eg itimi ve Spor Yu ksekokulunda okuyan, go nu llu 29 erkek o g ren-ci katıldı. Bir haftalık ag ırlık uyum çalışmalarından son-ra her sporcunun kaldıson-rabileceg i maksimum halter ag ırlıkları belirlendi. Ag ırlık çalışma setleri bench press, shoulder press, squat, deadlift ve arm curl hare-ketlerinden oluşturuldu. Ag ırlık çalışmaları haftada 4 gu n, gu nde iki saat olmak u zere toplam 2 ay (8 hafta) su rdu ru ldu .
Çalışma sonucunda, her iki grup içinde bench press, squat, arm curl, deadlifts ve shoulder press hareketle-rinde birinci o lçu me go re ikinci ve u çu ncu o lçu mlerde kaldırılan ag ırlıklarda istatistiksel olarak artış tespit edildi ve bu tu n o lçu mler arasındaki farkların o nemli oldug u belirlendi (p<0.001). Plasebo ve deney grupla-rında hormon test sonuçlarına go re, serbest T3, total testosteron deg işkenlerinde grup içi ve grupları arasın-da anlamlı bir farklılık bulunmazken (p>0.05), Serbest T4 deg erinde grupların 2. o lçu mu ndeki farkın (p=0.030) o nemli oldug u belirlendi. Çoklu karşılaştırma testine (Grup içi) go re insulin hormonu deg işkeninde deney grubunda, 2. ve 3. o lçu mler arası fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.001). Kortizol deg işkenin-de ise plasebo grubunda 1. ve 3. o lçu mler arası fark (p=0.042) anlamlı bulundu. Çoklu karşılaştırma testine (Grup içi) go re deney grubunda FSH deg işkeninde 1. ve 3. o lçu m arasındaki farkın (p=0.030) o nemli oldug u belirlendi.
Sonuç olarak, maksimal kuvvet antrenmanı yapan genç erkeklerde arı su tu +bal takviyesinin, kaldırılan ag ırlık-lardaki artışa etki etmedig i, bu artışın uygulanan ag ırlık antrenmanından kaynaklandıg ı, fakat bazı hormon deg erlerinde deg işiklig e neden oldug u du şu nu lmekte-dir.
ABSTRACT
This study was carried out using the mixture of royal jelly and honey mix to see its effects on the young men who did maximal strength training and it was tought that this would increase the strength more and muscu-lar development more and more in their motor skills. This study was performed with the aim of examining the effects of the special mixture on weight lifting per-formance of the athletes and examining the changes in some hormone values of the athletes.
Twenty nine male students from Physical Education and Sports College in Erciyes Üniversity voluntered to participate in this study. After one-week adaptation workouts of recreational athletes, maximum barbell weights each athlete could lift were determined. Sets of weight training were formed by means of bench press, shoulder press, squat, deadlift and arm curl move-ments.
At the end of the study, during the movements of bench press, squat, arm curl, deadlifts and shoulder press, the weights lifted in the second and third measurements were statictically higher than those in the first measu-rement and it was also determined that there existed substantial differences among all the measurements (p<0.001). Considering the Placebo and experimental groups, there was no significant difference among the groups and in each of the groups in terms of free T3 and total testosterone variables (p>0.05). However, a significant difference (p=0.030) in free T4 value was detected in the second measurement of the groups. According to the multiple comparison test (in-group), the difference in the second and third measurements with respect to the insulin hormone variable was consi-dered statistically significant (p<0.001). In addition, the difference between the first and third measurements of the placebo group was considered significant in terms of cortisol variable (p=0.042). The multiple comparison test indicated that the difference between the first and third measurements of FSH variable was significant with respect to the experimental group (in-group). In conclusion, it was observed that the royal jelly supp-lement did not have any effect on the increase in the weights lifted by the athletes doing the maximal strength training and that the increase stem from the weight training done by the recreational athletes. However, it is thought that the royal jelly supplement caused some hormone values to change.
Anahtar kelimeler: Arı su tu , bal, hormon, kuvvet antrenmanı,
DAVRANIŞSAL SİSTEM MODELİNE TEMELLENDİRİLMİŞ HEMŞİRELİK GİRİŞİMİNİN ERGEN ZORBALIĞINA ETKİSİ
THE EFFECT OF BEHAVIOURAL SYSTEM MODEL BASED NURSING INTERVENTION ON ADOLESCENT BULLYING Derya EVGİN
Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı
Doktora Tezi, Mart 2015 Danışman: Doç. Dr. Meral BAYAT
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences, Department of Child Health and Diseases Nursing
PhD. Thesis, March 2015 Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Meral BAYAT ÖZ
Araştırma, davranışsal sistem modeline temellendiril-miş hemşirelik girişiminin ergen zorbalıg ına etkisinin belirlenmesi amacıyla, randomize, kontrollu , deneysel çalışma olarak yapılmıştır. Çalışmaya 7. sınıfa devam eden 83 (43 çalışma, 40 kontrol grubu) o g renci alınmış-tır. Davranışsal sistem modeli dog rultusunda yaratıcı drama yo ntemine go re du zenlenmiş eg itimler dokuz oturumda yapılmıştır. Veriler, kişisel bilgi formu, Gele-neksel Akran Zorbalıg ı Ö lçeg i (GAZÖ ), Çocuklar I çin Problem Ço zme Envanteri (ÇPÇE) ve Çocuklar I çin Em-pati Ö lçeg i (ÇEÖ ) kullanılarak toplanmıştır. Çalışma grubuna; o lçekler eg itimin o ncesinde, eg itimden bir hafta sonra ve eg itimden u ç ay sonra uygulanmıştır. Kontrol grubuna da eş zamanlı olarak aynı o lçekler uygulanmıştır. Veriler, tanımlayıcı istatistikler, yu zde artma/azalma, Cronbach α, ki-kare, iki yo nlu /iki fakto r-lu tekrarlı o lçu mlerde varyans analizi (Post-Hoc: Bonfe-roni) ve Mann Whitney Ü testleri kullanılarak deg erlen-dirilmiştir.
Çalışma grubundaki o g rencilerin GAZÖ puan ortalama-larındaki yu zde azalmanın kontrol grubuna go re daha fazla oldug u saptanmıştır (p<0.05). Çalışma grubundaki o g rencilerin GAZÖ puan ortalamalarının eg itim o ncesi 1. o lçu me go re eg itim sonrası 2. ve 3. o lçu mlerde azal-dıg ı belirlenmiştir (p<0.05). Çalışma grubundaki o g ren-cilerin ÇPÇE ve ÇEÖ puan ortalamalarındaki yu zde art-manın kontrol grubuna go re daha fazla oldug u saptan-mıştır (p<0.05). Çalışma grubundaki o g rencilerin top-lam ÇPÇE (p<0.001), problem ço zme becerisine gu ven (p<0.001), o zdenetim (p<0.05) ve kaçınma (p<0.05) puan ortalamalarının eg itim o ncesi 1. o lçu me go re eg i-tim sonrası 2. ve 3. o lçu mlerde arttıg ı bulunmuştur (p<0.001). Çalışma grubunun empati o lçeg i puan orta-lamalarının eg itim o ncesi 1. o lçu me go re eg itim sonrası 2. ve 3. o lçu mlerde arttıg ı belirlenmiştir (p<0.05). Ökullarda yaygın bir sorun olan zorbalıg ın o nlenmesin-de Davranışsal Sistem Monlenmesin-deli dog rultusunda yaratıcı drama yo ntemiyle verilen eg itimin etkili oldug u ve o nleme programlarında kullanılabileceg i sonucuna ulaşılmıştır.
ABSTRACT
The study was conducted randomized-controlled and experimentally to determine the effect of Behavioural System Model based nursing intervention on adoles-cent bullying. Eighty-three students (43 in study group, 40 in control group) attending 7th degree were recruit-ed. Education which was arranged based on creative drama according to Behavioural System Model was carried out in nine sessions. Data were collected with personal information form, Traditional Peer Bullying Scale (TPBS), Problem-Solving Inventory for Children (PSIC), and the Empathy Scale for Children (ESC). The scales were performed to the study group prior to the education, one week and three months after the educa-tion. Same scales were performed to the control group concurrently. Data were analysed with descriptive sta-tistics, decrease/increase in percentage, Cronbach α, chi-square, two way/two factor repeated measures analysis of variance (Post-Hoc: Bonferoni) and Mann– Whitney Ü tests.
The decrease in percentage in the mean TPBS scores of study group students was higher than those of control group (p<0.05). Mean pre-education 1st measurement TPBS scores of study group students were reduced in the post-education 2nd and 3rd measurements (p<0.05). The increase in percentage in the mean PSIC and ESC scores of study group students was higher than those of control group (p<0.05). The mean pre-education 1st measurement scores of total PSIC (p<0.001), confidence in the problem-solving skills (p<0.001), self-control (p<0.05) and avoidance (p<0.05) increased in post-education 2nd and 3rd measurements (p<0.001). The mean pre-education 1st measurement score of empathy scale was increased in post-education 2nd and 3rd measurements (p<0.05). In conclusion, the education based on creative drama according to Behavioural System Model is effective on prevention of bullying, a common problem at schools, and that may be used in prevention programs.
Anahtar kelimeler: Davranışsal sistem modeli, yaratıcı
dra-ma, zorbalık, o g renci, hemşire.
Keywords: Behavioural system model, creative drama,
MPTP FARE MODELİNDE NÖRAL KÖK HÜCRE TRANSPLANTASYONU VE MELATONİN’İN PARKİNSON HASTALIĞI ÜZERİNE ETKİSİ
THE EFFECTS OF NEURAL STEM CELL TRANSPLANTATION AND MELATONIN TREATMENT IN MPTP MOUSE MODEL OF PARKINSON´S DİSEASE
Elgin Orçum UZUNLU Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Kök Hücre Bilimleri Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Nisan 2015 Danışman: Prof. Dr. Müberra KOŞAR İkinci Danışman: Doç.Dr. Mükerrem Betül AYCAN
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences, Department of Stem Cell Sciences
M.Sc Thesis, April 2015 Supervisor: Prof. Dr. Müberra KOŞAR Second Supervisor: Doç.Dr. Mükerrem Betül AYCAN ÖZ
Parkinson hastalıg ı (PH), dopamin sentezleyen no ron-ların kaybı sonucu dopamin transferindeki bozukluklar ile karakterize kronik no rodejeneratif bir hastalıktır. Sonucunda motor fonksiyonlarında bozulmalar meyda-na gelmektedir. Bu çalışmanın amacı N-metil-4-fenil-1,2,3,6-tetrahidropiridin’i (MPTP) farelerde kullanılarak Parkinson hastalıg ı modeli oluşturmak, kayba ug rayan dopaminerjik no ronların, no ral ko k hu cre (NKH) transplantasyonu ile telafisini sag lamak ve melatonin (aMT) hormonu ile bu transplantasyonun desteklenmesidir. Araştırmada 12 adet C57BL/6 erkek fare, rastgele eşit sayıda 4 gruba ayrıldı. Gruplar hiçbir uygulama yapılmayan genel kontrol (Grup 1), MPTP uygulaması ile Parkinson modeli oluşturulduktan sonra Fosfat Tampon Solu syonu (PBS) uygulanan Parkinson grubu (Grup 2), No ral Ko k Hu cre (NKH) transplantasyonu yapılan Parkinson+NKH grubu (Grup 3) ve NKH transplantasyonu yapılan ve transplantasyon sonrası sularına melatonin (aMT) katılan Parkinson+NKH+Melatonin grubu (Grup 4) şeklinde oluşturuldu. Gruplardaki fareler ad-libitium (geleneksel) yem ve su ile beslendi ve gece 00:00– 04:00 saatleri arasında video go ru ntu su alınarak lokomotor aktivitelerine bakıldı. Perfu zyon işlemi sonucunda beyinleri çıkartılıp immuno histokimyasal boyama ile dopamin sentezinin başlangıcında gerekli enzim olan Tirozin Hidroksilaz (TH) aktivitesi incelendi. Tedavi gruplarında TH immu n pozitif hu cre sayısının Parkinson grubuna go re artıg ı go zlemlendi. Lokomotor aktivitenin Parkinson grubunda anlamlı derecede azaldıg ı, tedavi gruplarında ise o nemli bir artış go sterdig i belirlendi. Bu sonuçlar Parkinson grubunda beyin sapı dopaminerjik no ron sayısında anlamlı bir kayıp oldug unu; NKH transplantasyonunun ise bu no ronlarda go receli bir artışa sebep oldug unu ve melatoninin bu etkiyi arttırdıg ını go stermiştir. MPTP ile Parkinson modeli oluşturulmuş C57BL6 farelerde NKH transplantasyonuna melatonin hormonunun etkisi ilk olarak bu çalışma ile incelenmiştir.
ABSTRACT
Parkinson's disease is a chronic neurodegenerative disorder characterized by disturbances in the transfer out of dopamine because of losing dopamine expressing neurons. As a results of motor function deterioration occurs. The aim of this study, N-methyl-4-phenyl-1,2,3,6-tetrahydropyridine (MPTP) using to generate the model of Parkinson's disease, neural stem cells (NSC) transplantation to provide compensation for the loss of dopaminergic neurons and support to treatment with Melatonin (aMT). In this study, 12 of C57BL/6 male mice randomly divided into 4 groups. Groups 1; control vehicle, Group 2; Parkinson group that phosfate buffer saline (PBS) transplantation after the MPTP treatment, Group 3; Parkinson+NSC group
that NSC transplantation, Group 4;
Parkinson+NSC+melatonin group that NSC transplantation and waters made of melatonin (aMT) after transplantation. After the animals had free access to water and food throughout the experiment, the video image viewed the locomotor activity between 12:00 a.m. and 04:00 a.m. Brains were removed after perfusion process and tyrosine hydroxylase (TH) activity which is essential for dopamine synthesis was examined by immunohistochemical staining. The amount of TH immuno positive cells were found to be higher in treatment groups than Parkinson group. Locomotor activity were also significantly reduced in Parkinson group while both treatment groups significantly increased it compared to Parkinson group. These results shown that dopaminergic neurons significantly decrease in Parkinson group and transplantation of NSC caused a relative increase in these neurons and aMT enhances this effect. In this study, the melatonin’s effects to NSC transplantation in MPTP induced C57BL6 mice model of Parkinson were investigated for the first time.
Anahtar kelimeler: Nöral Kök Hücre, Parkinson hastalığı,
YOĞUN EGZERSİZLERİN DAYANIKLILIK, OKSİDATİF STRES, İMMÜN SİSTEM ve ENERJİ METABOLİZMASINDAKİ GENLERİN EKSPRESYONU ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI
INVESTIGATION OF THE EFFECTS INTENSIVE EXERCISE ON ENDURANCE, OXIDATIVE STRESS, IMMUN SYS-TEM and ENERGY METABOLISM GENE EXPRESSION
Neşe AKPINAR KOCAKULAK Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Beden Eğitim ve Spor Anabilim Dalı Doktora Tezi, Mayıs 2015 Danışmanlar: Prof. Dr. Kenan AYCAN,
Prof. Dr. Yusuf ÖZKUL
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Physical Education And Sport
PhD. Thesis, May 2015 Supervisors: Prof. Dr. Kenan AYCAN,
Prof. Dr. Yusuf ÖZKUL ÖZ
Bu çalışmanın amacı akut ve kronik egzersizin genlerin ekspresyonu u zerine etkisinin olup olmadıg ını araştırmaktır.Çalışma grubu Erciyes Ü niversitesi Beden Eg itimi ve Spor Yu ksek Ökulunda o g renim go ren, benzer yaş ve fiziksel o zellikleri içeren yaş ortalaması kadınlarda 21.88±2.44 yıl, erkeklerde 23.8±4.1 yıl, boy ortalamaları kadınlarda 162.13±5.83 cm, erkeklerde 174.7± 6.9 cm, kilo ortalaması kadınlarda 58.60± 2.04 kg, erkeklerde 72.1±9.7 kg, VKI kadınlarda 22.29±2.43 kg/m2 , erkeklerde 23.5±2.5 kg/m2 olan sag lıklı 12 kadın, 12 erkek toplam 24 kişiden oluşturuldu. Çalışmaya katılan go nu llu lere akut egzersizin etkilerini go rmek için ilk Bruce testi uygulandıktan sonra 8 hafta su reyle haftada 3 gu n egzersiz yaptırıldı. 8 haftalık egzersiz programı sonunda kronik egzersizin etkilerini go rmek için 2. Bruce testi uygulandı. Her iki testin o ncesi ve sonrası kan o rnekleri alındı. Fizyolojik parametrelerin farklılıklarını ortaya koymak için t-Test kullanıldı. Genlerin ekspresyonu Biomark Real Time PCR cihazı ile mu ltipleks olarak belirlenerek elde edilen ΔΔ Ct deg erleri Qiagenin kendi sayfasında yer alan ana-liz programıyla deg erlendirildi.
Yapılan analizler sonucunda 2. Bruce testi egzersiz o n-cesine go re egzersiz sonrasında ADRB2 (p<0.05), akut egzersiz o ncesine go re 2.Testin sonrasında AMPD1, IL12A, TFAM (p<4.49) genlerinin ekspresyonlarında, akut egzersizin sonrasında 2.Bruce testi egzersiz o nce-sinde sadece ADRB2 (p<0.05), sonrasında ise AMPD1, PPARA genlerinin ifade düzeylerinde artış olmuştur (p<0.05).
Kadınlar kendi arasında karşılaştırıldıg ında akut egzer-siz o ncesine go re sonrasında sadece ADRB2 (p<0.05), 2.Bruce testi sonrasında AMPD1, TFAM, IL2, IL1B, IL12A, UCP2, ve ADRB2 genlerinin ekspresyonlarında o nemli farklılıklar tespit edilmiştir (p<0.000). Erkekler-de ise herhangi bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05). Kadınlar ve erkekler karşılaştırıldıg ında akut egzersiz sonrası sadece erkeklerde AMPD1, TLR4, UCP2, TFAM gen ekspresyonlarında (p<0.05), 2. Test sonrası ise sadece kadınlarda AMPD1, IL1A, IL1B, UCP2, TFAM genlerinin ifade du zeylerinde o nemli artışlar bulun-muştur (p<0.000). Sonuçlarımız egzersizin seçilmiş genlerin çalışmasına yol açtıg ı ve ekspresyonlarına pozitif yo nde etki ederek egzersizin etkinlig ini arttırdı-g ına işaret etmektedir.
ABSTRACT
The aim of this study is to investigate whether acute and chronic exercise has effects on gene expression. Study group was formed from students of Erciyes Üni-versity School of Physical Education and Sports with similar age and physical characteristics including ave-rage age of women at 21.88 ± 2.44 years, males 23,8 ± 4,1 years, average height 162,13 ± 5.83 cm for women, men and 174,7 ± 6.9 cm, mean weight 58.60 ± 2.04 kg in women, males and 72.1 ± 9.7 kg, BMI 22.29 ± 2.43 in women kg / m2, men at 23.5 ± 2.5 kg / m2 healthy 12 women, 12 men were selected from a total of 24 peop-le. After the volunteers who participated in the study applied, to see the effects of acute exercise after first Bruce test 3 days of exercise per week for 8 weeks was performed. At the end of the 8-week exercise program to see the effects of chronic exercise 2. Bruce test was performed. Before and at the end of each test, blood samples were taken. T-test was used to demonstrate the differences in physiological parameters. Biomarker expression of genes Real Time PCR instrument with ΔΔ Ct values obtained by determining the Qiagen multip-lex. The program was assessed by the analysis on its own page. The results of the analysis are 2. Bruce test after exercise than before ADRB2 (p <0.05), compared to before acute exercise after exercise 2. Test AMP-D1,IL12A to, TFAM (P <4.49) in the expression of genes, after acute exercise 2. Bruce testing just prior to exer-cise only ADRB2 (p <0.05), and after AMPD1 and PPA-RA levels of genes expression increase (p <4.49).
Women compared among themselves after and before than the acute exercise only ADRB2 (p <0.05), after 2.Bruce of testing in the expression AMPD1, TFAM, IL2, IL1B, IL12A, UCP2 and ADRB2 genes significant differen-ces were detected (p <0.000) and In males there were no significant differences detected (p> 0.05).
Compared to men and women after acute exercise only in males AMPD1, TLR4, UCP2, TFAM gene expression (p <0.05), after 2. test only in women AMPD1, IL1A to, IL1B, UCP2, TFAM a significant increase in the expression levels of gene was found (p <0.000 ). Öur results thus affecting positively the expression and caused the ope-ration of the selected genes suggests that exercise imp-roves the effectiveness of the exercise
Anahtar kelimeler: Egzersiz, gen ekspresyonu, immu n
ALT EKSTREMİTE PERİFERİK ARTER HASTALIĞINA SAHİP BİREYLERDE DİŞETİ OLUĞU SIVISI/SERUM PENTRAKSİN–3/ İNTERLÖKİN–1β SEVİYELERİ VE PERİODONTAL SAĞLIK ARASINDAKİ İLİŞKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
THE ASSOCIATION BETWEEN PENTRAXIN-3, INTERLEUKIN-1 BETA LEVELS IN GINGIVAL CERVICULAR FLUID AND SERUM, AND PERIODONTAL HEALTH IN PATIENS WITH LOW EXTREMITE PERIPHERAL ARTERY DISEASE
Merve ÜNLÜ ÇALAPKORUR Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Periodontoloji Anabilim Dalı Doktora Tezi, Mayıs 2015 Danışman: Prof. Dr. B. Arzu ALKAN
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Periodontology Dentistry
Ph. D. Thesis, May 2015 Supervisor: Prof. Dr. B. Arzu ALKAN ÖZ
Periferik arter hastalıg ı aterosklerotik hastalıkların o nemli bir klinik bulgusudur ve periodontal hastalıklar-la ilişkisini araştıran çok az sayıda çalışma mevcuttur. Bu çalışmanın amacı periferik arter hastalıg ı bulunan bireylerdeki periodontal durum ile serum ve dişeti olug u sıvısında (DÖS) interlo kin-1beta (IL-1β), pent-raxin-3 (PTX3) ve C-reaktif protein (CRP) seviyeleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Çalışmaya katılan bireyler ABI o lçu mu nu takiben PAH’ına sahip olup ol-mama durumlarına go re 2 gruba ayrılmıştır: I. Grup: Periferik arter hastalıg ı bulunmayan (ABI >0.9) (N=20 kişi;18 erkek, 2 kadın, yaş ortalaması=57.40), II. Grup Periferik arter hastalıg ına sahip olan (ABI≤0.9) (N=40 kişi; 32 erkek, 8 kadın, yaş ortalaması=60.45) I ki grup arasında yaş, cinsiyet, sigara içicilig i, diyabet, hipertan-siyon ve hiperlipidemi açısından fark go zlenmemiştir (p>0.05). Periferik arter hastalıg ına sahip bireylerde sag lıklı bireylere go re periodontitis go ru lme sıklıg ı ve ≥5 mm cepli bo lge sayısı anlamlı şekilde daha fazla bulunmuştur (p˂0.05). Serum ve DÖS IL-1β, PTX3, Hs-CRP seviyeleri arasında iki grup arasında anlamlı fark mevcut deg ildir (p>0.05). Çalışmamız risk fakto rleri (yaş, sigara, diyabet, hipertansiyon, vu cut kitle indeksi) kontrol altına alındıg ında periodontitisin PAH riskini yaklaşık 6 kat artırdıg ını ortaya koymuştur. Bu çalışma-nın bulguları periodontitisin PAH için bir risk fakto ru olabileceg ini go stermektedir.
ABSTRACT
Peripheral artery disease (PAD) is one of the major manifestations of atherosclerosis and studies which investigated the association between PAD and perio-dontal diseases are few in number. The aim of this study was to evaluate the association between perio-dontal health and gingival crevicular fluid (GCF)/serum C-reactive protein (CRP), interleukin-1 beta (IL-1β) and pentraxin-3 (PTX3) levels in patients with PAD. Pa-tients were divided in two groups according to the presence of PAD which was defined using ankle-brachial index (ABI). Group 1: patients without PAD (ABI >0.9) (N=20; 18 male, 2 female, the mean age was 57.40 years); Group 2; patients with PAD (ABI≤0.9) (N=40; 32 male, 8 female, age avarage=60.45±9.94). There was no significant difference between two groups in terms of age, sex, smoking status, hyperten-sion, diabetes and hyperlipidemia (p>0.05). The prevalance of periodontitis and number of sites with pocket depth ≥5 mm were significantly higher in group 2 (p˂0.05). The levels of IL-1β, PTX3 and CRP in GCF and serum did not differ between the two groups (p>0.05). Periodontitis increased 6 fold the risk of hav-ing PAD after adjusthav-ing for risk factors (age, smokhav-ing, hypertension, body mass index). In conclusion, the findings of this study suggest that periodontitis could be a risk factor for PAD.
Anahtar kelimeler: Periferik arter hastalığı; periodontal
POLYESTERİZASYON POLYESTERIZASYON
Mesut MEKER
Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Anatomi Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, Mayıs 2015 Danışman: Prof. Dr. Kenan AYCAN
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Anatomy
M.Sc. Thesis, May 2015 Supervisor: Prof. Dr. Kenan AYCAN ÖZ
Damarın yapısı ve içi boş kanalların incelenmesi için kullanılan plastik madde enjeksiyonu ile tu m organın kalıbının incelendig i birçok çalışma bulunmasına rag -men tu m organın anatomisinin plastik madde ile doldu-rularak incelendig i çalışmalara rastlamadık. Gu nu mu z-de en bu yu k sıkıntılardan biri olan kadavra temini ve eldeki kadavraların saklanmasında yaşanan sıkıntılar bu yo ndeki çalışmaları arttırmış ve daha kıymetli hale getirmiştir. Kadavra saklamada çag ımızın en modern yo ntemi plastinasyon yo ntemi olmakla beraber maliyet ve zaman açısından bazı dezavantajları bulunmaktadır. Çalışmamızda organları polyesterize edip maliyeti du -şu k, eg itim ve araştırma materyalleri haline getirdik. Koyun bo breklerine yu ksek basınçta polyester enjeksi-yonu ile plastikleştirildi (Polyesterizasyon). Bunun için mezbahadan alınan koyun bo brekleri yag larından arın-dırılıp temizlendikten sonra damarları kanu le edildi. I şlemin başarılı olması için damarlar serum fizyolojik ile yıkanarak kan pıhtıları temizlendi. Daha sonra hazır-lanan polyester karışımı bo breklerin polyesterizasyonu için damarlardan yu ksek basınçla uygulandı. Damarlar u zerinde bulunan kesilerin ve içerisinde ki tıkanıkların işlemi olumsuz etkiledig i go ru ldu . Üygun şartlar sag lan-dıktan sonra uygulanan enjeksiyon işlemi ile bo brekle-rin polyesterizasyonu sag landı. Elde edilen polyesterize bo breklerin kuru, steril ve taşınabilir oldug u; anatomi laboratuarında eg itim ve araştırma materyali olarak kullanılabileceg i go ru ldu . Çalışmamızın sonucu polyes-terize ettig imiz bo breklerin anatomi o g retimine bu yu k yararının olacag ını du şu nmekteyiz.
ABSTRACT
Although there are many studies that, with the plastic injection is used to examine the structure of the vessels and hollaw organs, we did not across that examined the anatomy of the template. Today, supply of cadavers that one of the greatest hardship and diffucult expe-rienced in the storage of cadavers available have incre-ased their way and more valuable. While most modern method of plastination method of our time in the cada-ver storage has some disadvatages in terms of cost and time. At our work we made organs work we have done to polyester made education and research materials. In our study, the high pressure of sheep kidney was remo-ved by injection molding of plastic. Buying sheep kid-neys from mezbaan, after cleaning and purified from oil was cannulated vessels. Blood clotsare washed with normal saline for intravenous operation fails cleaned. After that mixed from polyester is applied from the high pressure vessel for removal of the mold prepared polyester blend kidney. The negative effect was seen on the process that the bottlenecks in the process and incision. Injection molding process applied after the kidney was removed appropriated conditions are met. The resulting dry kidney molds sterile was moved. In this way the anatomy of kidney at anatomy labaratory findings were seen in the kidney could be used as trai-ning and research materials. Today the preservation of cadaver anatomy education is the biggest challenge, we believe that our study shed light on the new study.
Anahtar kelimeler: Kadavra, böbrek, anatomi modelleri,
TROMBOSİTTEN ZENGİN VE FAKİR PLAZMANIN ORTODONTİK DİŞ HAREKETİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN DENEYSEL OLARAK ARAŞTIRILMASI
AN EXPERIMENTAL INVESTIGATION OF EFFECTS OF PLATELET RICH AND PLATELET POOR PLASMA ON ORTHODONTIC TOOTH MOVEMENT
Sibel AKBULUT Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Ortodonti Anabilim Dalı Doktora Tezi, Haziran 2015 Danışman: Doç. Dr. Ahmet YAĞCI
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Orthodontics
PhD. Thesis, June 2015
Supervisor: Associate Professor Ahmet YAĞCI ÖZ
Bu çalışmanın amacı TZP ve TFP uygulamaları ile bu plazma fraksiyonları içerisindeki bu yu me fakto rlerinin ortodontik diş hareketi u zerine olan etkilerini deg er-lendirmektir. Bu amaçla do nor olarak 6 ve deney kıs-mında 48 adet olmak u zere toplam 54 adet wistar albi-no cinsi sıçan kullanılmıştır. Do albi-nor sıçanlardan intra-kardiyak olarak elde edilen tam kandan uygun prose-du rle TZP ve TFP elde edilmiştir. Kalan 48 sıçan ise u ç gruba ayrılmış ve 14 gu n boyunca tu m gruplardaki u st sag 1. molar ve kesici dişler arasına 50 gr kuvvet uygu-layacak kapalı sarmal yaylar uygulanarak, deneysel ortodontik diş hareketi oluşturulmuştur. Deney gru-bundaki 1. grup sıçanlara herhangi bir enjeksiyon ya-pılmamıştır. 2. grup sıçanlara her iki taraf u st 1. molar dişlerin bukkalinden submukozal olarak 0,1 ml TFP, 3. grup sıçanlara da 0,1 ml TZP enjeksiyonu, sadece apa-rey uygulandıg ı gu n tek doz olacak şekilde uygulanmış-tır. Her u ç grupta da maksiller 1. molar- kesici diş ara-sındaki mesafe, aparey uygulanmadan o nce ve sakrifi-zasyon sonrası o lçu lerek, ortodontik diş hareket mikta-rı tespit edilmiştir. Aymikta-rıca 1, 3, 7 ve 14. gu nlerde sakrifi-ye edilen sıçanların u st 1. molar diş distal ko k mezial ve distal PDL bo lgeleri aktif osteoblast, osteoklast sayısı ile mezial-distal PDL mesafesi bakımından histolojik olarak incelenmiştir. I statistiksel analizler sonucunda, TZP grubunda 3 ve 14. gu nlerde, kontrol grubuna kı-yasla daha az diş hareketi tespit edilmiştir. Mezial PDL mesafesi, TZP ve TFP gruplarında 3 ve 7. gu nlerde kontrol grubuna kıyasla daha fazla bulunmuştur. Aktif osteoblast sayısının 14. gu nde TZP grubunda dig er gruplara go re daha az oldug u tespit edilirken, aktif os-teoklast sayısı bakımından gruplar arası fark buluna-mamıştır. Sonuçta TZP’nın ortodontik diş hareketini yavaşlattıg ı/engelledig i ve ortodontik diş hareketini hızlandırıcı bir yo ntem olarak kullanılamayacag ı ortaya konmuştur. TFP’nin ise ortodontik diş hareketi u zerine istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi tespit edilememiş-tir.
ABSTRACT
The aim of this study was to evaluate the effects of growth factors that PRP and PPP contains on orthodon-tic tooth movement in rats. For this purpose 54 male wistar albino rats were used. 6 of them used as donors and PRP and PPP derived from this donors’ whole blo-ods with a proper tecnique. Öther 48 rats divided into 3 groups and were fitted with a close coil spring directing a mesial force of 50 gr on the right maxillary first mo-lar. First group has no injection. Second group has a single dose of 0,1 ml PPP and the third group has 0,1 ml PRP injection immediately after appliance insertion. Distance between maxillary molar and incisor is mea-sured before appliance fitted and after the rats sacrified in all of the groups. The animals were killed at 1, 3, 7, 14 days post-appliance insertion and maxillary first molar distal root mesial and distal pdl regions exami-ned for active osteoblast, osteoclast numbers and me-sial- distal pdl distances histologically. After statistical analyses PRP group showed fewer tooth movement than control at day 3 and 14. Mesial pdl distance mea-surements were higher at day 3 and 7 in PPP and PRP groups than control. While active osteoblast number was fewer in PRP group at day 14, active osteoclast number showed no significant differences among the three groups. As a result it was concluded thet PRP inhibits orthodontic tooth movement and it can not be used as an accelerating method for orthodontic tooth movement. Also no statistically significant effect of PPP on orthodontic tooth movement was detected in this study.
Anahtar kelimeler: Trombositten zengin plazma,
TİP 2 DİABETES MELLİTUS’U OLAN BİREYLERDE TRANSTEORETİK MODEL TEMELLİ MOTİVASYONEL GÖRÜŞMENİN ÖZ-ETKİLİLİK, METABOLİK KONTROL VE SAĞLIK DAVRANIŞINA ETKİSİ THE EFFECT OF TRANSTHEORETIC MODEL BASED MOTIVATIONAL INTERVIEW ON SELF-EFFICACY, METABOLIC CONTROL AND HEALTH BEHAVIOUR IN INDIVIDUALS WITH TYPE 2 DIABETES MELLITUS
Alime SELÇUK TOSUN Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Hemşirelik Anabilim Dalı, Halk Sağlığı Hemşireliği Doktora Tezi, Mayıs 2015
Danışman: Doç. Dr. Handan ZİNCİR
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Nursing (Public Health)
PhD. Thesis, October 2015
Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Handan ZİNCİR
ÖZ
Bu araştırma, Tip 2 Diabetes Mellitus’u olan bireylere uygu-lanan Transteoretik Model temelli motivasyonel go ru şme teknig i uygulamasının o z-etkililik, metabolik kontrol ve sag lık davranış deg işimine etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Randomize kontrollu , tek ko r çalışma olarak yapılan bu araştır-ma, 8 Öcak-18 Kasım 2014 tarihleri arasında Erciyes Ü niversi-tesi Tıp Faku lniversi-tesi Endokrinoloji ve Metabolizma poliklinig ine başvuran, mu dahale grubunda 25, kontrol grubunda 25 olmak u zere 50 birey ile gerçekleştirilmiştir. Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan onay ve bireylerden yazılı bilgilendirilmiş go nu llu olur alınmıştır. Veriler Tip 2 Diyabetlilerde Ö z-Etkililik (Yeterlik) Ö lçeg i, Metabolik Kontrol I zlem Çizelgesi, Kan Şekeri I zlem Formu, I laç Kullanma I zlem Çizelgesi, Yu ru me I zlem Çizelgesi, Besin Tu ketim Durumu Kayıt Formu, Tip 2 Diabetes Mellitus’u Ölan Bireylerde Davranış Deg işim Aşaması Tanılama Formu kullanılarak toplanmıştır. I lk izlemde Tip 2 Diabetes Mellitus’u Ölan Bireylerde Davranış Deg işim Aşaması Tanılama Formuna go re mu dahale grubundaki bireylerin beslenme, egzersiz, ilaç kullanımı davranış aşamaları saptanmış ve bulun-dukları davranış aşamasının hedef ve yaklaşımlarına ilişkin Transteoretik Model Temelli Motivasyonel Go ru şme yapılmış-tır. Go ru şmeler bireylerin uygun oldukları zamanda 15 gu n/ ayda bir 30-45 dk su re ile gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonuna kadar bireylerle ortalama 9.12±1.20 motivasyonel go ru şme yapılmıştır. Verilerin deg erlendirilmesinde normal dag ılım go steren deg işkenler için bag ımsız iki o rnek t testi; normal dag ılım go stermeyen deg işkenler için Mann-Whitney U ve Friedman testi kullanılmıştır. Kategorik deg işkenlerin karşılaş-tırılmasında Ki-kare testinden yararlanılmış, p<0.05 deg eri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.
Çalışma sonunda mu dahele grubundaki bireylerde ilk izleme go re altıncı ayda o z-etkililik puanında, adım sayısında artma, metabolik deg erlerde (açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, HbA1c, ag ırlık, vu cut ku tle indeksi, bel çevresi, kan basıncı, kanlipidleri (HDL hariç)) du şme oldug u, izlemler arasındaki farkın (LDL, HDL ve total kolesterol hariç) o nemli oldug u sap-tanmıştır (p<0.01), kontrol grubu ile karşılaştırıldıg ında kan basıncı ve kanlipidleri hariç o z-etkililik, açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, HbA1c, ag ırlık, vu cut ku tle indeksi, bel çevresi de-g erlerinde farkın o nemli oldude-g u saptanmıştır (p<0.01). Mu da-hele grubundaki bireylerin beslenme, egzersiz ve ilaç kullanı-mında hareket aşamasındaki birey sayısında artış sag landıg ı kontrol grubu ile karşılaştırıldıg ında farkın o nemli oldug u tespit edilmiştir (p<0.01).
Tip 2 Diabetes Mellitus’u olan bireylerde Transteoretik Model temelli motivasyonel go ru şme uygulamasının altı aylık su reçte o z-etkililik du zeyini artırdıg ı, metabolik kontrolde iyileşme sag ladıg ı, beslenme, egzersiz ve ilaç kullanımı davranış aşama-larında ilerleme sag ladıg ı saptanmıştır. Gelecek çalışmalarda Transteoretik Model temelli motivasyonel go ru şmelerin uygu-lama alanındaki hemşireler tarafından yapıldıg ı, motivasyonel go ru şme sıklıg ı ve su resinin de dikkate alınarak uzun su reli etkilerinin deg erlendirildig i davranışsal yaklaşımlı araştırma-lar planlanabilir.
ABSTRACT
This study was conducted to determine the effect of Transtheo-retic Model based motivational interview on self-efficacy, meta-bolic control and health behaviour in individuals with Type 2 Diabetes Mellitus.
This randomized controlled and single-blind study was conduct-ed with totally 50 individuals, being 25 in the intervention group and 25 in the control group who applied to Erciyes Üniversity Faculty of Medicine Endocrinology and Metabolism outpatient clinic between the dates of January 8th and November 18th in
2014. Ethical approval from the Ethics Committee of Clinical Researches and written informed consent from the participants were obtained. Data were collected using Self-Efficacy Scale in Type 2 Diabetics, Metabolic Control Follow-Üp Schedule, Blood Sugar Follow-Üp Form, Medication Üse Follow-Üp Schedule, Walking Follow-Üp Schedule, Food Consumption Record Form and Behaviour Change Stage Diagnostic Form in Individuals with Type 2 Diabetes Mellitus. At the first follow-up, the stage of nu-trition, exercise, medication use behaviours was determined in the intervention group according to Behaviour Change Stage Diagnostic Form in Individuals with Type 2 Diabetes Mellitus and a Transtheoretic Model based motivational interview with the individuals was held for aims and approaches of the current stage of behaviours. Interviews were carried out once a month or once in 15 days for a period of 30-45 minutes when they were suitable. By the end of the study, 9.12±1.20 motivational inter-views on average were held. Data were analysed with Independ-ent Samples t test for normal distributed variables; Mann-Whitney U and Friedman test for non-normally distributed bles. Chi-square test was used for comparing categorical varia-bles. p<0.05 was set as statistically significant.
It was found at the end of the study that self-efficacy score and the number of steps increased and metabolic parameters (fasting blood glucose, HbA1c, body weight, body mass index, waist cir-cumference, blood pressure, blood lipids (except for HDL-C)) decreased on the sixth month compared to the first follow-up in the intervention group. The differences between follow-ups were significant (except for LDL-C, HDL-C and total cholesterol) (p<4.45) while the difference in self-efficacy, fasting blood glucose, postprandial blood glucose, HbA1c, body weight, body mass index, waist circumference were significant compared to the control group except for blood pressure and blood lipids (p<4.45). It was determined that an increase was provided in the number of individuals who are at transaction phase for nutrition, exercise and medication use which was significantly different compared to the control group (p<0.01).
It was determined that Transtheoretic Model based motivational interview increased the level of self-efficacy, improved metabolic parameters and a progress was made in the nutrition, exercise and medication use behaviour stages within six months in the individuals with Type 2 Diabetes Mellitus. It is recommended that future studies in which Transtheoretic Model based motiva-tional interview is applied by the practitioner nurses and behav-ioural oriented researches in which the long-term effects are evaluatedconsidering the frequency and duration of motivational interviewing be planned.
Anahtar kelimeler: Tip 2 Diabetes Mellitus; Transteoretik
KRONİK PERİODONTİTİSLİ HASTALARDA OBEZİTE VE İNFLAMASYON İLİŞKİSİ
THE RELATIONSHIP BETWEEN OBESITY AND INFLAMMATION IN PATIENTS WITH CHRONIC PERIODONTITIS Tuğba GENÇ
Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2015 Danışmanlar: Doç. Dr. Betül ÇİÇEK Doç. Dr. Nalan Hakime NOĞAY
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Nutrition and Dietetics
M.Sc.Thesis, June 2015
Supervisors: Assoc. Prof. Dr. Betül ÇİÇEK Assoc. Prof. Dr. Nalan Hakime NOĞAY ÖZ
Yapılan çeşitli çalışmalarda obezite, kronik periodonti-tis ve inflamasyon arasında anlamlı ilişkiler oldug u saptanmıştır. Çalışmamızın amacı kronik periodontitisli hastalarda obezite ve inflamasyon ilişkisini araştırmak-tır.
Kesitsel tipteki bu araştırma; Aralık 2014-Mart 2015 tarihleri arasında Kayseri ili Erciyes Ü niversitesi Diş Hekimlig i Faku ltesi Periodontoloji Klinig i’ne başvuran 18-65 yaş aralıg ındaki kronik periodontitisli bireyler (n=83) u zerinde yu ru tu lmu ştu r. Araştırmada hastala-rın periodontitis seviyelerini belirlemek için toplumda periodontal tedavi gereksinimi indeksi (CPITN) uygu-lanmış, kan o rnekleri ve diş eti olug u sıvısı (DÖS) o r-nekleri alınmış, biyokimyasal analizleri [yu ksek duyalılıklı C-reaktif protein (hs-CRP), tu mo r nekrozis fakto r-alfa (TNF-r-alfa)] yapılmıştır. Ayrıca sosyodemografik o zelliklerini, ag ız–diş sag lıg ı durumlarını ve besin tu ke-timlerini belirlemek amacıyla anketler uygulanmıştır. Hastaların çeşitli antropometrik o lçu mleri [vu cut ag ırlı-g ı, boy uzunluırlı-g u, bel çevresi, u st orta kol çevresi (Ü ÖKÇ), triseps deri kıvrım kalınlıg ı (TDKK)] alınmıştır. I statistiksel analizlerde SPSS 21.0 paket programı kul-lanılmıştır.
Kronik periodontitisli hastaların % 60.2’si (n=50) er-kek, % 39.8’i (n=33) kadın ve genel yaş ortalamaları 42.69±9.12 yıldır. Vu cut ag ırlıg ı, boy uzunlug u, bel çev-resi, TDKK, kol kas alanı (KKA), kol yag alanı (KYA) ve yag yu zdesi cinsiyetlere go re anlamlı şekilde farklılık go stermektedir (p<0.000). CPI deg erlerine go re birey-lerin biyokimyasal deg işkenbirey-lerinin (kan hs-CRP, kan TNF-alfa, DÖS hs-CRP, DÖS TNF-alfa) hiçbirinde anlamlı bir fark go zlemlenmemiştir (sırasıyla p=0.479, p=0.201, p=0.132, p=0.681). Bel/boy oranı ile biyokim-yasal deg işkenlerin bazıları arasında (kan hs-CRP, DÖS hs-CRP ve DÖS TNF-alfa) anlamlı bir fark vardır (sırasıyla p=0.010, p=0.014, p=0.021). Öbezitenin o n-lenmesi ve tedavisiyle birçok hastalıkta oldug u gibi periodontal hastalıklarda iyileşme sag lanabilir.
ABSTRACT
In several studies, significant relationships between obesity, chronic periodontitis and inflammation were detected. The aim of the current study was to determine the relationship between obesity and inflammation in patients with chronic periodontitis.
This cross-sectional study was performed from Decem-ber 2014 to March 2015 in Kayseri on 18-65-year-old individuals with chronic periodontitis (n=83) applying to Üniversity of Erciyes Faculty of Dentistry Periodon-tics Clinic. In order to determine patients’ severity of periodontitis; Community periodontal ındex of treat-ment needs (CPITN) were performed, blood samples and gingival crevicular fluids (GCF) samples were taken for biochemical analysis [high sensitive C-reactive pro-tein (hs-CRP), tumor necrosis factor-alpha (TNF-alpha)]. Also to obtain sociodemographic characteris-tics, oral health status and the food consumption, ques-tionnaires were given. Several anthropometric meas-urements of patients were obtained. SPSS 21.0 pro-gramme was used for statistical analysis.
Öf the patients with chronic periodontitis; 60.2% (n= 50) were men and 39.8 % (n=33) women and the mean age was 42.69±9.12 years. Mean body weight and he-ight, waist circumference, triceps skinfold thickness, arm muscle area (AMA), arm fat area (AFA) and body fat % were significant among genders (p<0.000). Bioc-hemical markers (blood hs-CRP, blood TNF-alpha, GCF hs-CRP, GCF TNF-alpha) and CPI were not significant (respectively p=0.479, p=0.201, p=0.132, p=0.681). There were significant differences between some of biochemical markers (blood hs-CRP, GCF hs-CRP, GCF TNF-alpha) and waist height ratio (WHtR) (respectively p=0.010, p=0.014, p=0.021). The prevention and treat-ment of obesity may improve periodontal disease, as in many diseases.
Anahtar kelimeler: Kronik periodontitis, obezite,
BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜNDE ÖĞRENİM GÖREN ÖĞRENCİLERİN MERAKLILIK DÜZEYLERİ İLE ÖĞRENME STİLLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ
INVESTIGATION OF CURIOSITY LEVELS AND RELATIONSHIP BETWEEN LEARNING STYLES OF STUDENTS STUDYING PHYSICAL EDUCATION AND SPORT TEACHER DEPARTMENTS
Mehmet Behzat TURAN Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2015 Danışman: Doç. Dr. Ziya BAHADIR
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Physical Education and Sport
M.Sc.Thesis, June 2015
Supervisors: Assoc. Prof. Dr. Ziya BAHADIR ÖZ
Bu çalışmanın amacı, beden eg itimi ve spor o g retmenli-g i bo lu mu nde o retmenli-g renim retmenli-go ren o retmenli-g rencilerin meraklılık du zeyleri ile o g renme stilleri arasındaki ilişkinin ince-lenmesidir.
Çalışma grubunu 2014-2015 eg itim-o g retim yılında Erciyes, Aksaray, Su tçu I mam, Akdeniz, Nig de, Dumlupınar, Ön sekiz Mart, Selçuk, Mehmet Akif Er-soy ve Ahi Evran Ü niversitelerinde Beden Eg itimi ve Spor o g retmenlig i bo lu mu nde 1., 2., 3. ve 4. Sınıflarda o g renim go ren adaylardan oluşan tesadu fu yo ntemle seçilmiş her u niversiteden 130 o g renci katılmıştır. Katılımcılardan, yaş, cinsiyet, u niversite, sınıf ve genel akademik not ortalaması bilgilerini elde etmek amacıyla sosyo-demografik bilgi formunu, meraklılık envanteri ve kolb’un yaşamsal o g renme stili envan-terini uygulamaları istenmiştir. Elde edilen veriler SPSS 20.0 paket programına işlenerek analiz işlem-leri bu program aracılıg ı ile gerçekleştirilmiştir. Nor-mallik durumunun belirlenmesi için normal dag ılım eg rilerine, çarpıklık-basıklık katsayılarına ve Kolmogorov-Smirnov testi sonuçlarına bakılmıştır. I lişkisel analizlerin yapılması için; Levenne I statistig i, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon katsayısı, Kay-Kare testi, bag ımsız gruplar t-testi, tek yo nlu varyans analizi (ANÖVA), Tukey HSD testi ve Games -Howell testi uygulanmıştır.
Ö g rencilerin yaş, sınıf, cinsiyet farketmeksizin o g renme stillerinin farklılaşmadıg ı o g rencilerin akademik başa-rıya ulaşmada o g renme stil tercihlerinin farklılaştıg ı, o g renim go ru len u niversiteye go re o g renme stillerinin farklılaştıg ı tespit edilmiştir.
Ö g rencilerin meraklılık du zeylerinin sınıf du zeyine go re anlamlı farklılıg ın bulunmadıg ı ancak cinsiyet, yaş, akademik başarı ve o g renim go ru len u niversiteye go re meraklılık du zeylerinin anlamlı du zeyde farklılaştıg ı tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, çalışmaya katılan o g rencilerin meraklılık du zeyleri ve o g renme stil tercihleri arasında istatistiksel olarak bir ilişkinin oldug u ve merak o zellig inin o g -renme stili tercihini yordadıg ı sonucuna varılmıştır.
ABSTRACT
Purpose of this study is the assignment of the relations-hip between the curiousity levels of students who study at the physical education and sports teaching depart-ment and the teaching styles.
The study group, which consists 130 students who have been chosen with random method, are the candi-dates that are studying at 1st, 2nd, 3rd, and the 4th grades of the Physical Education and Sports Teaching departments of Erciyes, Aksaray, Su tçu I mam, Akden-iz, Nig de, Dumlupınar, Ön sekiz Mart, Selçuk, Mehmet Akif Ersoy ve Ahi Evran Üniversities in 2014-2015 academic year. To acquire the age, gender, university, class, and general information of the candidates, they were asked to apply the socio demographic infor-mation form, curiousness inventory and Kolb’s vital learning style. The gathered data is processed into the SPSS 20.0 package and analysis transactions are real-ized through this program. For the specification of the normality situation; normal distribution curves, skewness and lowness coefficients and Kolmogorov-Smirnov test results were analyzed. For the perform-ing of the relational analyses; Levenne Statistic, Pear-son product-moment correlation coefficient, Kay-Kare test, independent groups t-test, one way variance analysis (ANÖVA), Tukey HSD test and Games-Howell test were done. In this study it was detected that ana-lyzing of the relationship between curiousness levels and learning styles of the students who study at the physical education and sports teaching department, without noticing of their age, class, genders and the students whose learning styles are not changing shows discrepancies of the learning styles depends on the alma matter.
It was detected that curiousness levels of the students according to class level, there was no meaningful dif-ference but there were meaningful difdif-ferences de-pending on gender, age, academic success and univer-sity.
As a result, it was inferred that there was a statistical relationship between curiousness levels of the stu-dents who participated to this study and the learning style options and also the curiousness characteristic predicted the learning style option.
Anahtar kelimeler: Meraklılık, Kolb öğrenme stili, Beden
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM DAVRANIŞLARININ BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ
INVESTIGATION OF HEALTH PROMOTING BEHAVIOURS OF PHYSICAL EDUCATION AND SPORT COLLEGE STUDENTS OF ERCIYES UNIVERSITY
Oktay ŞAHİN Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Beden Eğitimi ve Spor Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2015 Danışman: Yrd. Doç. Dr. Osman PEPE
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Physical Education and Sport
M.Sc.Thesis, June 2015
Supervisors: Assoc. Prof. Dr. Osman PEPE
ÖZ
Bu çalışmanın amacı, Erciyes Ü niversitesi Beden Eg iti-mi ve Spor Yu ksekokulu Ö g rencilerinin sag lıklı yaşam davranışlarının bazı deg işkenler açısından incelenmesi-dir. Erciyes Ü niversitesi Beden Eg itimi ve Spor Yu kse-kokulunda o g renim hayatına devam eden ve rastgele seçilmiş 400 o g renci go nu llu olarak katılmıştır. Çalış-maya katılan go nu llu lerden kişisel bilgilerini içeren sosyo-demografik bilgi formu ile sag lıklı yaşam biçimi davranışlarını o lçmeye yarayan o lçek uygulanmıştır. Verilerin analizinde IBM SPSS 20.0 paket programı kullanılmıştır. Cinsiyet ve o g retim durumları karşılaş-tırmalarında bag ımsız gruplarda t testi kullanılır iken, dig er deg işkenlerin karşılaştırılmasında tek yo nlu var-yans analizi, oluşan farklılıkların tespitinde ise Tukey HSD testinden faydalanılmıştır. p<0.05 deg eri anlamlı kabul edilmiştir.
Verilerin analizi sonucunda, cinsiyetlere go re sag lık sorumlulug u, o g retim durumlarına go re kişiler arası ilişki ve manevi gelişim parametrelerinde anlamlı fark-lılık tespit edilmiştir. Yaş gruplarına go re incelendig in-de beslenme, bo lu mlere go re incelendig inin-de, sag lık sorumlulug u, fiziksel aktivite, manevi gelişim, kişiler arası ilişki, stres yo netimi ve SYDÖ II toplam puanında, genel akademik başarı go z o nu nde bulunduruldug unda ise, manevi gelişim ve kişiler arası ilişkide istatistiksel olarak farklılık tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, Tu rkiye’de u niversite o g rencilerinin sag -lıklı yaşam biçimi davranışlarının deg erlendirildig i çalışmaların çog unlukla hemşirelik, tıp faku ltesi ve diş hekimlig i faku ltesi o g rencileriyle yapılmış olması, be-den eg itimi ve spor yu ksekokulu o g rencilerini konu alan bu çalışma araştırmamızın gu çlu yanı olarak de-g erlendirilebilir. Beden ede-g itimi ve spor yu ksekokulunda o g renim go ren o g rencilerin sag lıklı yaşam davranışları hakkında daha çok bilgilendirilmeye ihtiyacı oldug u tespit edilmiştir. Beden Eg itimi ve Spor Yu ksekokul o g rencilerinin sag lık ile alakalı hem kampu s içinde hem de dışındaki rehberlik ve danışmanlık yapan kuruluş-larla işbirlig i içinde olmaları gerektig i du şu nu lmekte-dir.
At this study, it was aimed to investigate the health promoting behaviours of physical education and sport college students of Erciyes Üniversity.
Randomly selected four-hundred students studying Physical education and sport college of Erciyes Üniver-sity participated in the study. A socio-demographic data form and health promoting behaviours inventory (HBLS II) were performed by volunteers
Data were saved by using IBM SPSS 20.0. When compa-ring gender and marital status variable, t test were performed. The other variables was investigated with the use of ANÖVA followed by post hoc testing The level of significance was set at p<0.05.
When the data were compared according to gender, significant difference were found at the health respon-sibility parametre. According to instruction status, sig-nificant difference was found at inter personal relation and spiritual growth paramteres.
When it was compared according to age, statistical dif-ference was found at nutrition parametre. According to departments, significant difference was found at inter personal relation, physical activity, inter personal rela-tion stres management, spiritual growth paramteres and HBLS II total. When it was compared according to general academik status, statistical difference was fo-und at spiritual growth and inter personal relation pa-rametres.
As a result of this study, It has seen that there was stu-dies about healthy lifestyle behaviors mostly on nur-sing, medical and dental faculties in Turkey but there nearly was study about the students of physical educa-tion and sport college it was showedis study was a strong way. It was so clear that students of physical education and sport college needed to be informed about healthy lifestyle behaviors. We thought that he-alth, guidance and counseling unites of both campus and other enviroments had to work more actively with students in co-operation
Anahtar kelimeler: Sag lıklı Yaşam Davranışları, Beden Eg
DİYABETİN DİŞİ SIÇAN UTERUS DOKUSUNDA NİTRİK OKSİT SENTAZ ÜZERİNE ETKİSİNİN ARAŞTIRILMASI INVESTIGATION EFFECTS OF DIABETES ON NITRIC OXIDE SYNTHASE IN FEMALE RAT UTERUS TISSUE
Derya KARABULUT
Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı
Doktora Tezi, Haziran 2015 Danışman: Doç. Dr. Mehmet Fatih SÖNMEZ
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Of Histology And Embryology
PhD Thesis, Jun 2015
Supervisor: Asc. Prof. Dr. Mehmet Fatih SÖNMEZ
ÖZ
Diyabetes Mellitus (DM) nefropati, retinopati, kardi-yomyopati, no ropati ve infertilite gibi kronik kompli-kasyonlar ile ilişkili yaygın metabolik bir bozukluktur. Bu çalışmada diyabetik dişi sıçanların uterus dokusun-daki NÖS ekspresyonlarının araştırılması amaçlanmış-tır.
Çalışmada 40 adet erişkin Wistar-albino cinsi dişi sıçan kullanıldı. Sıçanlar rastgele her grupda 10 sıçandan oluşan 4 gruba ayrıldı. Grup K: Kontrol grubu, Grup DI: Bir aylık diyabetik sıçanlar, Grup DII: I ki aylık diyabetik sıçanlar, Grup DIII: Ü ç aylık diyabetik sıçanlar. Hayvan-lara diyabet oluşturmak için 40 mg/kg intraperitoneal streptozotosin (STZ) uygulandı. Kan glukoz seviyesi 250 mg/dl u zerinde olan sıçanlar diyabetik olarak ka-bul edildi. Deney sonunda uterus dokusunda nNÖS, iNÖS ve eNÖS ekspresyonu ve TÜNEL, kan o rneklerinde LH, FSH ve o strojen hormonları için ELI-SA yapıldı.
Deney sonunda diyabetik gruplarda uterus epitel bo-yunda, endometriyum bag dokusunda, myometriyum duvar kalınlıg ında ve apopitozisde azalma go zlendi. nNÖS ve eNÖS immu nreaktivitesi tu m diyabetik grup-larda artmıştı ancak iNÖS immunreaktivitesinde bir deg işiklik go zlenmedi. Serum FSH seviyesi diyabetik ikinci ayda artış go sterdi, ancak serum LH ve o strojen seviyelerinde istatistiksel olarak anlamlı bir deg işme olmadı.
Sonuç olarak DM uterus dokusunda morfolojik hasar oluşturmakta ve o zellikle nNÖS ve eNÖS enzimleri de bu hasara aracılık etmektedir.
ABSTRACT
Diabetes mellitus (DM) is a common metabolic disorder which is associated with chronic complications such as nephropathy, retinopathy, cardiomyopathy, neuro-pathy and infertility. In this study was aimed to investi-gate of NÖS expression in uterine tissue of diabetic female rats.
In this study, 40 adult Wistar-albino female rats were used. The rats were randomly assigned to four groups of ten rats per group. Group C: served as control, Group DI: one month diabetic rats, Group DII: two month dia-betic rats, Group DIII: three month diadia-betic rats. Ani-mals were received 40 mg/kg intraperitoneal strepto-zotosin (STZ) to create diabetes. Blood glucose levels were over 250 mg/dl considered as diabetic rats. At the end of experiment nNÖS, iNÖS ve eNÖS expression and TÜNEL were examined in uterus tissue, also blood sam-ples were evaluated with ELISA for hormones LH, FSH and estrogen.
At the end of the experiments, in the diabetic groups’ uterine epithelium, connective tissue of the endometri-um, myometrium wall thickness and the number of apoptotic cells were decreased compared to the group C. Immunohistochemically, increased nNÖS and eNÖS expression was observed in diabetic groups, but iNÖS expression was similar to group control. Serum FSH level was increased in group DII, but serum LH and estrogen levels was not observed any change.
As a result, DM is caused morphologic damage on uter-us tissue, also especially nNÖS and eNÖS contributes to this damage.
Anahtar kelimeler: Diyabetes Mellitus, nNÖS, iNÖS, eNÖS,
ŞEFAATLİ İLÇE MERKEZİNDEKİ LİSE ÖĞRENCİLERİNİN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI ŞEFAATLİ COUNTY CENTER HEALTHY LIFESTYLE BEHAVIORS OF HIGH SCHOOL STUDENTS
Esra ÇİÇEK
Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2015 Danışman: Prof. Dr. Fevziye ÇETİNKAYA
Erciyes University, Graduate School Of Health Scien-ces Public Health Department
M. Sc. Thesis, June 2015
Supervisor: Prof. Dr. Fevziye ÇETİNKAYA ÖZ
Ado lesan do nem olumlu sag lık davranışlarının kazanı-labileceg i bir do nem olması nedeniyle o nem taşımakta-dır. Bu çalışma ado lesan do nemi gençlerin sag lıklı ya-şam biçimi davranışlarını belirlemek amacıyla planlan-mıştır.
Araştırmayı Şefaatli ilçe merkezindeki liselerin tama-mında o g renim go ren 490 o g renci oluşturmuştur. Araş-tırmanın verileri, o g rencilerin sosyodemografik o zellik-lerini içeren “Kişisel Bilgi Formu” ve “Ado lesan Yaşam Biçimi Ö lçeg i (AYBÖ )” kullanılarak toplanmıştır. Ado lesanların sag lık davranışlarına sahip olma du zeyi-ni go steren AYBÖ toplam puanı 117.5± 19.8 olarak bulunmuştur. Ado lesanların yaşam biçimi o lçeg i puan ortalamaları alt o lçeklerine go re incelendig inde gençle-rin en yu ksek puanı pozitif yaşam bakışı, en du şu k pua-nı ise fiziksel aktivite alt o lçeg inden aldıkları belirlen-miştir. Ö g rencilerin o lçek puanları ile sınıf, cinsiyet, son beş yılını geçirdig i yer, algıladıkları sosyoekonomik durum, sosyal gu vence, anne-babanın o g renim durumu, sag lıklarını algılama durumları, sosyal aktivite durum-ları, sigara kullanma, sag lıklı yaşam hakkında bilgi alma arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Benzer araştırma-larla karşılaştırıldıg ında araştırmaya katılan o g rencile-rin sag lıklı yaşam biçimi davranışları puanlarının iyi du zeyde oldug u bulunmuştur.
Ergenlik o ncesi do nemden başlayarak ado lesanlara fiziksel aktivite, sag lıklı beslenme, sigara, alkol ve mad-de kullanımı gibi sag lık davranışları hakkında eg itim verilmesi, sag lıklı yaşam biçimi davranışlarının gelişi-mine katkı sag layacak olan sag lık derslerin mu fredat programında yer alması, ailelere yo nelik olarak ado le-san do nem o zellikleri, iletişim ve davranış kazandırma gibi konuları içeren eg itim programlarının hazırlanma-sı, ado lesanların riskli sag lık davranışları ile ilgili araş-tırmalar yapılması
ve sag lıklı yaşam biçimlerinin geliştirilmesi o nerilmek-tedir.
ABSTRACT
Adolescence period is important because it is a period that positive health behaviors can be acquired. This study is planned to determine healthy life style behav-iors of adolescent youngs.
This study was created by 490 students who studied in three high schools Şefaatli district of Yozgat. The re-search data was gathered by using Personal Infor-mation Form and Adolescent Lifestyle Questionnaire including socio-demographic characteristics.
AYBÖ total points that shows level of having health behaviour were found as 117.5 ± 19.8. When the ado-lescent lifestyle subscaele scores were anlyzed accord-ing to the average scores, it was determined the youngs getting the highest score from positive view of life and the lowest from physical activity. It was found signifi-cant relationship between scale scores of studends and class, gender, the place where they have spent the last five years, socioeconomic status, social security, per-ceiving stuations of their health, parental education, social activity status, smoking, getting information about healthy living. Compared with smilar studies, it was found that the students' scores of life style behav-iors in this study to be in a good level.
It is suggested that physical activity, healthy feeding, and giving training health behaviors such as using alco-hol and smoking, healthy feeding, health lessons to be in curriculum that will contribute to the development of healthy lifestyle behaviors, adolescents toward the families of period features, communications, and pro-vide behavior including issues such as the preparation of training programs, conducting research related to risky health behaviors of adolescents and the develop-ment of a healthy lifestyle starting from pre-adolescence.
Anahtar kelimeler: Adölesan, Lise, Sağlıklı yaşam biçimi
6-SHOGAOL VE 6-GİNGEROL' ÜN LPS İLE İNDÜKLENMİŞ ENDOTOKSEMİDE COX-2 ÜZERİNDEN ETKİLERİ THE EFFECT ON COX-2 OF 6-SHOGAOL VE 6-GINGEROL LPS-INDUCED ENDOTOXEMIA
Bilge CUMAOĞLU
Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Eczacılık Farmakoloji Anabilim Dalı
Doktora Tezi, Haziran 2015 Danışman: Doç. Dr. M. Betül AYCAN
Erciyes University, Graduate School of Health Sciences Department of Pharmacology
PhD. Thesis, June 2015
Supervisor: Assoc. Prof. Dr. M.Betül AYCAN
ÖZ
Çalışmamızda, geleneksel Çin tıbbında enflamasyon ve oksida-tif hasarın neden oldug u çeşitli hastalıkların tedavisinde sık-lıkla kullanılan Zingiber officinale Rosc. (Zingiberaceae) bitki-sinden elde edilen 6-shogaol ve 6-gingerol’u n enflamasyonda in vivo etkileri araştırıldı.
Deneylerde; Erciyes Ü niversitesi Deneysel ve Klinik Araştırma Merkezinden sag lanan ag ırlıkları 300±25 g arasında deg işen 10 haftalık 36 adet Wistar Albino cinsi erkek sıçan kullanıldı.
Deneyler; kontrol, 6-shogaol, 6-gingerol, LPS
(Lipopolisakkarit), LPS+ 6-shogaol, LPS+ 6-gingerol olmak u zere 6 grup u zerinde gerçekleştirildi. Endotoksemi; hayvan-lara 15 mg/kg LPS uygulanarak oluşturuldu ve tedavi grupla-rında 6-gingerol ve 6-shogaol 4 mg/kg dozlagrupla-rında intraperito-neal uygulandı. Alınan serum o rneklerinde TNF-α (Tu mo r nekrozis fakto r-α), 1β(I nterlo kin-1β), 6(I nterlo kin 6), IL-10(I nterlo kin 10), NÖ(Nitrik oksit) ve PGE2(Prostaglandin E2) du zeyleri o lçu ldu . Karacig er ve bo brek dokularında ise CÖX-2 (Siklooksijenaz 2) ve iNÖS(indu klenebilir nitrik oksit sentaz) enzim aktivitelerine, PGE2 du zeylerine bakıldı. Yine bu doku homojenatlarında western blot analizi ile CÖX-2 ve iNÖS pro-tein miktarlarına, RT-PCR (gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu) ile CÖX-2, iNÖS ve mPGES-1(mikrozomal prostag-landin E sentaz 1) enzimlerinin mRNA du zeyleri o lçu ldu . LPS uygulanan grubta TNF-α, IL-1β, IL-6, IL-10, NÖ ve PGE2 du zeylerinin kontrol grubuna go re (p<0,05) yu kseldig i go zle-nirken 6-shogaol ve 6-gingerol ile tedavi gruplarında azalma (p<0,05) meydana gelmiştir. Karacig er dokusunda PGE2 du -zeyleri ve CÖX-2 enzim aktivitesi açısından gruplar arasında fark go zlenmezken bo brek dokusunda tedavi gruplarında artış (p<0,05) meydana gelmiştir. iNÖS enzim aktivitesi ise hem karacig er hem de bo brek dokusunda 6-gingerol ile tedavi gruplarında azalmıştır
(p<0,05). Karacig er dokusu western blot analizinde CÖX-2 ve iNÖS enzim miktarları LPS uygulaması ile artmış ve tedavi gruplarında azalmıştır (p<0,05). Karacig er dokusunda CÖX-2, iNÖS ve mPGES-1 enzimlerinin mRNA du zeyleri LPS uygula-ması ile artmış tedavi gruplarında azalmıştır (p<0,05). Bo brek dokusunda CÖX-2 enzimi mRNA du zeyi LPS uygulaması ile artmış tedavi gruplarında azalma go zlenmiştir (p<0,05). iNÖS ve mPGES-1 enzimlerinde LPS ile artış ise tedavi gruplarında artmaya devam etmiştir (p<0,001; p<0,05).
Sonuç olarak 6-gingerol ve 6-shogaol’u n, ratlarda LPS ile in-du klenmiş endotoksemiye karşı etkilerinin ilk defa araştırıldı-g ı bu çalışma ile zencefilin antienflamatuar etkilerinin bu bile-şenlerinden kaynaklanabileceg i ve bu antienflamatuar etkinin de, proenflamatuar sitokinleri, iNÖS ve CÖX-2 enzim aktivite-lerini ve bunların NÖ, PGE2 gibi u ru naktivite-lerini sistemik olarak azaltmasından kaynaklandıg ı ilk kez bu çalışma ile go steril-miştir.
ABSTRACT
In our study, we examined the in vivo effects of 6-shogaol and 6-gingerol during inflammation. These agents are subtracted from Zingiber officinale Rosc. (Zingiberaceae) and have been widely used in the treatment of various inf-lammatory and oxidative diseases in traditional Chinese medicine.
The experiments were performed on 36 ten weeks old Wis-ter Albino type male rats which are provided by Erciyes Üni-versity Experimental and Clinical Research Center and their weights were ranging between 300 ± 25 grams. The subjects were categorized into six groups as controls, shogaol, 6-gingerol, LPS (Lipopolysaccharide), LPS plus
6-shogaol, LPS plus 6-gingerol. Endotoxicity was created by applying 15 mg / kg LPS and the treatment groups received 4 mg/kg 6-gingerol and 6-shogaol intraperitoneally. Blood serum levels of TNF-α (Tumor necrosis factor alpha), IL-1β (Interleukin 1 beta), IL-6 (Interleukin 6), IL-10 (Interleukin 10), NÖ (Nitric oxide) and PGE2(Prostaglandin
E2) were measured. The activities of
CÖX-(Cyclooxygenase-2) and iNÖS(Inducible nitric oxide syntha-se) enzymes and the levels of PGE2 were examined on the kidney and liver tissues of animals. Ön aforementioned tis-sue homogenates, we measured the amounts of CÖX-2 and iNÖS protein by western blotting, and the mRNA levels of CÖX-2, iNÖS and mPGES-1(Microsomal Prostaglandin E2 syntase-1) enzymes through RT-PCR (Real time polymerase chain reaction)
It was observed that the levels of TNF-α, 1β, 6, IL-10,NÖ and PGE2 were elevated in LPS applied group when compared to the controls (p<0,05), the levels were decreased in the treatment groups with 6-shogaol and 6-gingerol (p<0,05). There was no significant difference between the groups for the CÖX-2 and PGE2 enzyme activities inliver tissue, however the treatment groups demonstrated higher activity in kidney tissue (p<0,05). The western blotting analysis of liver tissues showed that CÖX-2 and iNÖS enzyme amounts were increased with LPS application and decreased in the treatment groups (p<0,05) .In that liver tissues, the mRNA levels of CÖX-2, iNÖS and mPGES-1 enzymes were increased with LPS application and decreased in the treat-ment groups (p<0,05). In the kidney tissues, CÖX-2 enzyme mRNA levels were increased with LPS application and dec-reased in the treatment groups (p<0,05). iNÖS and mPGES-1 enzyme levels were elevated with LPS application in the kidney tissues, including the treatment groups (p<0,001, p<0,05).
As a conclusion, in this first study looking for the effects of 6-gingerol and 6-shogaol against LPS induced endotoxicity on rats, it was demonstrated that the anti- inflammatory effects of ginger might be through these molecules and these anti- inflammatory effects work by systematically diminishing the activities of pro- inflammatory cytokines, iNÖS and CÖX-2 enzymes and their products like NÖ and PGE2.
Anahtar kelimeler: 6-Gingerol, 6-Shogaol, CÖX-2, PGE2,
