DÜŞÜNCELER
Onun73I 1"
arkasından..
Binlerce elin üstünde taşı nan yeşil Kâbe örtüsüne sa rılmış tabutunu takip ediyor, onu ebedi istirahatgâhma tev die gidiyoruz.
Gözlerimiz yaşla, kalpleri miz onun acısiyle, dimağları mız onun hatıralariyle dolu... Hep onu düşünüyor, hep onu anıyoruz. Bu hatıralar o ka dar çok ki„ içinde onun ka rakteristik hususiyetini can landıran niceleri var. Matba-
nın önünden geçerken geç miş sahneler birdenbire gö zümün önünde canlanıyor. Onu kâh merdivenlerden çı karken, kâh koridorda dola şırken ve kâh bizi selâmlar ken giirüyorum. Sanki çalış ma rrtasamın önüne gelmiş te bana:
— Ne var, ne yok Haşan Bey?
Dediğini, sigara paketini u- zattığmı, sandalyenin birini çekerek karşıma oturduğunu görüyorum. Çeştli mevzuları konuşuyoruz. Öğretmen dâ- vâlanndan, eski devirde öğ retmenlere yapılmış haksız lıklardan, belediye, parti mev zuîarından dem vuruyoruz.
Ben aldığım yeni haberleri anlatıyorum. O, belediye mev zuları konuşulurken, İstan bul'un çok güzel ve mcdem bir şehir olmasını istiyor ve diyordu ki:
— Herkesin, burada yaşa yan her ferdin, bu şehrin taşında, toprağında, her han gi bir kısmında emeği olmalı dır. Bu emek, maddi, mane vî. bedenî hangi şekilde o- Iursa olsun hissedilmelidir.' Hissedilmelidir ki, İstanbul, İstanbul olabilsin!
Yine onu, yazılan her han gi bir yazının tenkidinde:
— Yazının neticesi, gayesi memleket düşüncesi olmalı dır. Yazarken şahıslar değil, memleket dâvası ele alınma lıdır. Demokrasi böyle olur. Demokrasi şahıslarla değil, prensiplerle tahakkuk eder.
Onu ebedî medfenine götü recek ve Boğaziçine son yol culuğunu yaptıracak olan Pa- şabahçe vapuru içine konmuş maşanın üzerindeki tabutuna bakıyor, onun vapur volcu- luldanna ait hâtıralarına
dalıyorum-Gazetenin çıkmasına yakın tarihlerde o her akşam Kan- lıca'ya 20,5. 20.45 vapurla-riyle giderdi. Vapurun baş ta rafına oturur, yol arkadaşla- riyle musahabelere dalardı. Bu yolculukların bazılarına ben de iltihak eder, muayyen bir yere kadar giderdim.
Gazetesi hakkındaki dü şünceleri. heyecanı idealleri, daima yüzünden, sözlerinden okunurdu:
— Öyle bir gazete çıkara cağız ki,, tam mânasiyle hal kın dili, halkın tercümanı o- lacak. Madamki memlekette demokrasi istiyoruz; basın demokrasinin inkişafçısı ol malıdır. Belki iktidar değişir-Sonra düşündü ve ilâve et ti:
Eğer yeni iktidar da ge- | lir, istenilenleri tahakkuk ettirmezse yine karşılarında bizleri, bitaraf basını bulur- ı lar.
ir
Ona ait neler söylemek, ne ler anlatmak mümkün değil i ki.. Tevazuunu, insanlığını,
kendisine karşı ufak bir hiz- j mette bulunanları tatmin için j fedakârlıklarını, hassasiyeti ni, mümtaz simasını, üstün vasıflarını canlandıracak ti pik misaller pek çoktur,
it
Onun ölümünden bugün tam bir hafta geçti. Haftalar, aylar, yıllar da geçse, onun hatıraları, bizimle beraber daima yaşayacak, eseri olan “Hürriyet,, bu hatıraların ı sönmez bir meş’alesi olacak- I
tır. Haşan Bedrettin Ülgen !
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi