> >£..C
M areşal Çakmak bir deniz manevrasında Orgeneral Fahreddin A ltay v e General Cevad ile
Mareşal Fevzi Çakmak
V©
İslâm dini hakkında mektubu
M ille tim iz in b ü y ü k ve fe d a k â r e v lâ d ı M areşal Fevzi Ç a k m a k , 10 N isan 1950 P a zartesi günü sabah saat 7,25 de h a y a ta g ö zle rin i y u m m u ş tu r.
B ü y ü k k o m u ta n ve k a lb i m ille t ve m e m le k e t sevgisi ile dolu eşsiz insan M a r e şal Fevzi Ç a k m a k ’ ın ö lü m ü , b ütün y u rtd a d erin ve sonsuz b ir teessür u y a n d ırm ış tır. Son n efesini A lla h ’a tes lim e d e rk e n , başını k ıb le is tik a m e tin e ç e v ire re k ik i d efa « A l lah, A lla h » d iyen m u h te re m ö lü n ü n ad ın ı saygı ile a n a rk e n , onun İslâm ve h ıris tiy a n d in le ri h a k k ın d a k i b ir m e k tu b u n u T a r ih Dünyası o k u y u c u la rın a s u n uyo ru z. Bu m e k -
tu b , M areşal ta ra fın d a n k ız ın a y a z ılm ış tır . Pek sevgili kızım,
Muazzezciğim,
Sevimli mektubunu aldım, dikkatle «okudum ve seninle hasbihale karar ver dim: Dünyayı Allah yaratmış olduğu halde neden insanla Allah arasında ma nî olacağını anlıyamıyorum; neden bü tün evliyalar dünyayı inkâr ederler?,, di yorsun. Zaten Ömer Hayyam gibi İs lâm mütefekkirleri şöyle diyor:
Ez menzili küfr ta be din yek nefesest Ve zi-âlemi şek ta be yekin yek nefesest İn yek nefsi aziz ra hoş midaret
Çun hasılı ömrüma hemin yek nefeset
«Yani küfr ile din arası, şek ile ya- kıyn (ermek) arası bir nefes kadardır. Mademki ömrümüz bir nefesten ibaret tir, bu aziz nefesimizi hoş tutmalıyız.» diyor. Esasen İslâmda dünyadan vaz geçmek yoktur. (Tarik-i dünya) 1ar
-V >Kf ~ ?J' > ¿ y 2 » j + & ¿ \ * ¿ -A t** <S*^*-* O * ı ' * ^ * o / / >» / y / /✓ s
j! j & J iíJ -rZ - y «3, r ^ 4 > s ->
/ S ¿ ✓ vA't’
a
( ı '/>:)
1 ^
PJ ¿ y ¿ ¿ u ‘ çV* r* W * t i s * , İ s /J j-* » y ^ 1 0 , \ / ) ~ s * s ' **— u < * 'A • y t A ' • • \ _ . ^ \ ^ m 7 . . > / u t O * ^ ^ J i ^ * - / . > ? J / » W û r f „ u i ' • i J 9 ' C ^ ' * ■ / " f \ , _ . <• . * , ^ J U íj / «J y A , ' l s - ~ ^ ' >> y > C J • y j * £ * -* -* a S , r O * • - / - . / c / j J ^ > > j * ~ o s - * ¿ v * ' ^ ^ / /■ / > y^, y U^, ı ^ !y İO A i* t-'c> *- U3 j j ^ > - 1 yJ-* d uMareşal F evzi Çakmağın kızına yazdığı m ektubun bir parçası
tiyandır. İslâmda (lâruhbaniyete fil İs lâm) da keşişlik ve kul ile Allah araşma girmek memnudur. Âlemi şekde melal, şüphe insanı dünyadan bıktırır; fakat â- lemi vakıvnde dünya ile ukba arasında fark yoktur. Tasavvuf tarif ile anlaşıl maz. Ancak düşünmek ile erilir. (Iztırap ile ruhî varlık başlıyor) diyorsun, çok doğrudur. Çünkü insan ıztırap ile çok düşünür ve herşeyi anlamağa başlar. Na mık Kemâlden bir iki beyit yazayım:
Minnet-i didare düşmüş can-ı şeydâ
muztarib (Lenterani) dehri tutmuş ruhu Musa muztarib Güftüğü kabil değildir bahs-i zatullahta Ol sebepten itiyad-ı hak şinasandır sükût Aşk-ı leb ima eder manay-ı isniniyeti
(ikilik) Arifi vahdet şinase mahz-ı irfandır sükût Isbat-i ubudiyet eden ehl-i tevekkül
Allaha dahi arz-ı ricadan hazer evler
4
-anırt tei (evhudi-j u i b i) .nıiJiOY :..or -g
E
Vahdeti vücudu ne güzel tasvir edi yor:
Bir idi şahidi meşhudu cihanı gaybin Çeşm-i idrâke kaza etmeden isbat-ı
şü-hud Kesreti aks-i m ir’atiyle olur cilve nümün Yoksa birdir görünen sureti yektay-i
vücut
Kâinatın yaradılışını tasvir ediyor:
Mevc urup bad-ı muhabbetle bu deryayi
h u d u s
Etti hak fıtretini cevheri-i yektayi hu dus Her birin pertevi didarına âyine edip Verdi suret bu şüunata heyulâyi hudus.
Hülâsa kızım şarkta Budistler ademe inanmış, (Nirvana)ya erişmek için dün yadan alâkalarını kesmeği kestirme yol bulmuşlardır; hıristiyanlık da bundan mülhem olarak, başka bir yoldan (Ta- rik-i dünya)lığı tutmuştur.
(D evam ı 42 nci sahifede)1
noyıo 9iyoş iisnomoıaJum mm
Taha Toros Arşivi