• Sonuç bulunamadı

Budama ve bitki sıklığının kapya biberde verim, kalite ve bitki gelişimine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Budama ve bitki sıklığının kapya biberde verim, kalite ve bitki gelişimine etkisi"

Copied!
64
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

i T.C.

GAZĠOSMANPAġA ÜNĠVERSĠTESĠ Bilimsel AraĢtırma Projeleri Komisyonu

Sonuç Raporu

Proje No:2012/82

BUDAMA VE BĠTKĠ SIKLIĞININ KAPYA BĠBERDE VERĠM, KALĠTE VE BĠTKĠ GELĠġĠMĠNE ETKĠSĠ

Proje Yöneticisi Prof.Dr.Naif GEBOLOĞLU Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü

Yardımcı AraĢtırıcı Zir.Yük.Müh.Seda YALAP

(2)

i ÖZET*

Y.Lisans Tezi

BUDAMA VE BĠTKĠ SIKLIĞININ KAPYA BĠBERDE VERĠM, KALĠTE VE BĠTKĠ GELĠġĠMĠNE ETKĠSĠ

Son yıllarda Tokat ilindekapya biber yetiĢtiriciliği artmaktadır. Bu durum beraberinde bitki populasyon yoğunluğu çiçek ve gövde budaması gibi bazı kültürel uygulamaların araĢtırılması gerekliliğini de ortaya koymaktadır. Bu yürütülen çalıĢmanın amacı kapya biberde farklı dikim sıklıkları ile gövde ve çiçek budamasının verim, kalite ve bitki geliĢimi üzerine etkilerinin belirlenmesidir. Bu çalıĢma 2013 yılında Tokat ilinde yürütülmüĢtür.Denemede farklı dikim sıklıkları (20-30-40 cm sıra üzeri mesafeler), gövde budaması (2 ve 4 gövdeli) ve ilk çiçek budaması uygulanmıĢtır. Denemede standart Göktürk vehibrit Semerkant Fı çeĢitleri kullanılmıĢtır. Biber fideleri 15 Mayıs 2013 tarihinde dikilmiĢtir. Deneme tesadüf bloklarında bölünen-bölünmüĢ parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüĢtür. Pazarlanabilir verim, ıskarta verim, bitki boyu, meyve sayısı, meyve ağırlığı, meyve çapı, meyve boyu, meyve eti kalınlığı, kuru ağırlık, suda çözünebilir kuru madde, titre edilebilir asitlik, pH ve C vitamini incelenmiĢtir.Pazarlanabilir verim 3,71-18,08 ton/ha arasında değiĢmiĢtir. En yüksek pazarlanabilir verim 20 cm sıra üzeri mesafeden elde edilmiĢtir.Sürgün ve çiçek budamaları pazarlanabilir verim üzerine etkileri önemli olmamıĢtır.Meyve sayısı 9,75-33,34 adet/bitki ve meyve ağırlığı 83,81-110,39 g arasında değiĢmiĢtir. Kalite özellikleri bitki sıklığı, gövde ve çiçek budamalarından etkilenmemiĢtir. Semerkant Fı çeĢidinin, Göktürk çeĢidinden daha yüksek pazarlanabilir verim elde edilmiĢtir.

Anahtar kelimeler: Kapya biber, verim, budama, populasyon yoğunluğu, kalite,

Capsicumannuum L.

*Bu çalıĢma GaziosmanpaĢa Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Komisyonu Tarafından desteklenmiĢtir. (Proje No:2012/82)

(3)

ii ABSTRACT

M.S.Thesis

EFFECT OF PRUNĠNG AND PLANT DENSĠTY ON YĠELD, QUALĠTY AND GROWTH OF CAPĠA PEPPER

Recently, capiapepperproduction has beenraised in Tokat.

Thissitutionalsoneedtosolvesomeculturalpractices, such as plantingdestiny,

flowerandstemprunning. Theaimof thisstudycarriedoutforthispurpose is

todeterminatetheeffect of differentplantdensitiesstempruningandflowerpruning on yield, growthandquality of capiapepper. Thisstudywascarriedout in 2013, Tokat/ Turkey.Inthestudy, diffrentplantdensities (20-30-40 cm in rows), stempruning (2-4 stemperplant) andfirstflowerpruningwereexamined. Göktürk (standart variety) and Semerkant Fı (hybridvariety) wereused as plantmaterial. Pepperseedlingswereplanted May 15, 2013. Thestudywascarriedout a randomisedcomplateblockdesignwiththreereplication in split-spiltplots. Marketableyield, unmarketableyield, plantheight, fruitnumber, fruitweight, fruitdiameter, fruitlength, fruitfreshthickness, dryweight, soliblesoliddrymatter, titretableacidity, pHand Vitamine C weredetermined.Marketableyieldwaschangedbetween 3,71-18,08 ton/da. Thehigestmarketableyieldobtainedfrom 20 cm space in plants.

Stemandflowerpruning had nosignifreatlyaffected on marketableyield.

Fuitnumberwerechangedbetween 9,75-33,34 fruit/plantandfruitweightweredeterminedbetween

83,81-110,39 g. Qualitycharacteristicswere no affectedbyplantdensity,

stemandflowerprunning. Semerkant Fıvariety has highermarketableyieldthan Göktürk variety.

(4)

iii ÖNSÖZ

Tokat yöresinde yeni geliĢmekte olan ve gelecekte önemli artıĢlar beklenen kapya biber tarımında dikim sıklığı, çiçek ve sürgün budamasının etkilerinin araĢtırıldığı bu çalıĢmadan elde edilen sonuçların Tokat ilinde kapya biber yetiĢtiriciliği ile uğraĢan üreticiler ve bu alanda çalıĢan herkes için bir kaynak olmasını, ortaya çıkan sonuç ve önerilerin dikkate alınarak bundan sonraki çalıĢmalara katkıda bulunmasını temenni ederim.

Tezimin her aĢamasında bilgi, öneri, yardım ve desteğini esirgemeyen danıĢman hocam Prof.Dr.Naif GEBOLOĞLU’na ve ArĢ. Gör. Mine Aydın'a teĢekkürü bir borç bilirim.

Tez çalıĢmamda bana yardımcı olan bölümümüz öğrencilerinden Deniz Sena ALKAġĠ ve Aykut SAVAġ'a ve yakın dostum Zir. Müh. Duygu YILDIZ'a içtenlikle teĢekkür ederim.Tez çalıĢmamı maddi olarak destekleyen GaziosmanpaĢa Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Komisyonu'na ve bitkisel materyal temininde desteklerinden dolayı ORSAM A.ġ.'ye teĢekkür ederim.

Hayatım boyunca beni her konuda destekleyen, her fedakarlığa katlanan ve bu baĢarıları elde etmemi sağlayan ailemesonsuz Ģükranlarımı sunarım.Tez çalıĢmamın Türk tarımına yararlı olması dileğiyle.

25/05/2013 Seda YALAP

(5)

iv ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa ÖZET... i ABSTRACT... ii ÖNSÖZ... iii ĠÇĠNDEKĠLER... iv TABLOLAR DĠZĠNĠ... v ġEKĠLLER DĠZĠNĠ... vi 1.GĠRĠġ... 1 2.KAYNAK ÖZETLERĠ... 4

2.1. Biberin Ana Vatanı, YayılıĢı ve Sitolojik Özellikleri... 4

2.2. Biberin Gövde Yapısı... 5

2.3. Biberin Besin Değeri ve Ekonomik Önemi... 5

2.4. Biberin Ekolojik Ġstekleri... 6

2.5. DeğiĢik Sebze Türlerinde Çiçek ve Sürgün Budaması ile Verim, Bitki GeliĢimi………. 6

ve Kalite Arasındaki ĠliĢkiler... 7

2.6. Biberde Budama ile Verim, Bitki GeliĢimi ve Kalite Arasındaki ĠliĢkiler... 7

3. MATERYAL ve YÖNTEM 3.1. Materyal... 11

3.2. Yöntem... 16

3.3.Gözlemeler... 18

3.3.1. Pazarlanabilir Meyve Sayısı (adet/bitki)... 18

3.3.2. Pazarlanabilir Toplam Verim (t/da)... 18

3.3.3. Ortalama Meyve Ağırlığı (g)... 18

3.3.4. Iskarta Verim (t/da)... 18

3.3.5.Meyve Eni (cm)... 18

3.3.6. Meyve Boyu (cm)... 19

3.3.7. Meyve Eti Kalınlığı (mm)... 19

3.3.8. Bitki Boyu... 19

3.3.9. C Vitamini (mg/100g) ... 19

3.3.10. Suda Çözünebilir Kuru Madde (SÇKM) (%) ... 20

3.3.11. Titre Edilebilir Asitliği (%) ... 20

3.3.12. PH... 20

3.3.13. Kuru Ağırlık (%)... 20

4. BULGULAR ve TARTIġMA... 24

4.1. Pazarlanabilir Toplam Verim... 24

4.2. Iskarta Verim... 27

4.3. Meyve Sayısı... 29

4.4. Ortalama Meyve Ağırlığı ... 31

4.5. Kuru Ağırlık ... 33

4.6. Bitki Boyu ... 35

4.7. Meyve Eni ... 37

4.8. Meyve Boyu... 39

4.9. Meyve Eti Kalınlığı... 41

4.10. Suda Çözünebilir Kuru Madde ... 43

4 .11. Vitamin C... 45

4.12. Titre Edilebilir Asit ... 47

4.13. pH... 49

4.14. Korelasyon analizi... 51

(6)

v

TABLOLAR DĠZĠNĠ

Tablo Sayfa

Tablo 2.1. 2011 – 2012 (Ocak-Aralık Ayı) Türkiye Geneli YaĢ Sebze 'de Ürün... 6

Tablo 4.1. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait pazarlanabilir toplam verim (ton/dekar)... 26

Tablo 4.2. Göktürk ve Semerkant FıçeĢidine ait ıskarta verim değerleri (ton/da)... 28

Tablo 4.3. Göktürk ve SemerakantFı çeĢidine ait meyve sayısı (adet/bitki)... 30

Tablo 4.4. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait ortalama meyve ağırlıkları (g)... 32

Tablo 4.5. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait kuru ağırlık değerleri (%)... 34

Tablo 4.6. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait bitki boyu (cm)... 36

Tablo 4.7. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait meyve eni değerleri (cm)... 38

Tablo 4.8. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait meyve boyu değerleri (cm)... 40

Tablo 4.9. Göktürk ve Semerkant FıçeĢidine ait meyve eti kalınlığı değerleri (mm)... 42

Tablo 4.10. Göktürk ve Semerkant FıçeĢidine ait suda çözünebilir kuru madde (%)... 44

Tablo 4.11. Göktürk ve Semerkant FıçeĢidine ait C vitamini değerleri (mg/100 g)... 46

Tablo 4.12. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait titrasyon asitliği değerleri (%)... 48

Tablo 4.13. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢitlerinin uygulamalara göre pHdeğerleri... 50

(7)

vi

ġEKĠLLER DĠZĠNĠ

ġekil Sayfa

ġekil 3.1. Deneme alanına ait bir görünüm... 11

ġekil3.2. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık ortalama sıcaklık değerleri... 13

ġekil3.3. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en yüksek sıcaklık değerleri... 14 ġekil 3.4. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en düĢük sıcaklık değerleri... 14 ġekil3.5. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık yağıĢ değerleri... 15

ġek3.6. Deneme alanında çiçek budaması ve sürgün budaması yapılarken görüntüler... 17

ġekil 3.7. Hasadı, yaĢ ağırlıkları alınmıĢ ve en-boy ölçümleri yapılmıĢbiber meyveleri... 21

ġekil 3.8. Biber meyvelerinin öğütülmesi, süzülmesi ve T.A ölçümüne ait görüntüler... 22

(8)

vii 1. GĠRĠġ

Biber Dünya’da ve Türkiye’de önemli sebze türlerinden biridir. 2012 yılı verilerine göre Dünya biber üretimi 1.9 milyon ha alanda 27.5 milyon ton olarak gerçekleĢmiĢtir. En önemli biber üreten ülke 13.2 milyon ton ile Çin olup bunu 2.3 milyon ton ile Meksika izlemektedir. Türkiye 99 bin ha alanda yaklaĢık 2 milyon ton üretimi ile Dünya’da biber üretiminde 3. sırada yer almaktadır (Anonim, 2012 a). Avrupa’nın toplam biber üretiminin 2.9 milyon ton olduğu dikkate alındığında Türkiye’deki biber üretiminin önemi daha net anlaĢılmaktadır. GeniĢ bir tür ve tip zenginliğine sahip olması, çok değiĢik Ģekillerde tüketilebilmesi ve tarıma dayalı sanayi için önemli bir hammadde olması biberi öne çıkaran özellikleridir. Türkiye’de biber tarımı örtü altında ve açıkta yaygın olarak yapılmaktadır. Biber üretiminde Türkiye’de önemli illerden biri de Tokat’tır. Biber tarımının çok eski yıllara dayandığı Tokat’ta bugünki üretim miktarı ve çeĢitliliği dikkate alındığında hem geçmiĢe göre ve hem de sahip olduğu potansiyele göre olması gereken noktanın uzağında kalmıĢtır. 1995 yılında dolmalık ve sivri biber üretiminin 6 bin ton dolayında olduğu ve o yıllarda salçalık ya da kapya biber üretiminin yapılmadığı bilinmektedir. Tokat’ta son 10 yıl içinde salçalık veya kapya olarak bilinen biber üretiminin de devreye girdiğini görmekteyiz. 2011 yılı verilerine göre Tokat’ta biber üretimi 26.032 bin tona yaklaĢmıĢtır. Bu üretimin içerisinde kapya biber üretiminin payı 3 bin ton dolaylarındadır ( Anonim, 2012 b).

Tokat’ta biber üretiminin istatistikleri dikkate alındığında özellikle son yıllarda kapya biber üretimine olan ilginin arttığı ve her geçen yıl kapya biber üretiminin daha geniĢ alanlara yayıldığı görülmektedir. Gerek Türkiye’de gerekse Tokat’ta son yıllarda kapya biber geniĢ bir değerlendirme alanı bulmuĢ, üretimi ve pazarı ger geçen gün artmaktadır. Kapya biber, iĢleme sanayisinin yanı sıra, taze olarak, kızartılarak, konservesi yapılarak, dondurularakvb. Ģekillerde de değerlendirilmektedir.

Sebze yetiĢtiriciliği açısından uygun ekolojiye sahip olan Tokat’ta kapya biber yetiĢtiriciliğinin geçmiĢi çok yenidir. Uygun yetiĢtirme alanları oldukça geniĢ olmasına rağmen yetiĢtiriciliği sınırlı alanlarda ve az sayıda üretici tarafından yapılmaktadır. Bu durum özellikle büyük pazarlar için bir üretim merkezi olamamasına neden olmaktadır. Tokat’ta kapya biber yetiĢtiriciliğinin beklenen seviyelere ulaĢamamasının değiĢik nedenleri vardır. Üreticinin ilgi duymaması, yetiĢtiricilikte istenen verimliliğin yakalanamaması, yetiĢtirme

(9)

viii

tekniği konusunda bilgi eksikliği, bölgeye adapte olmuĢ üstün özelliklere sahip çeĢitlerin henüz tam olarak belirlenememiĢ olması gibi birçok neden sayılabilir. Az sayıda üretici tarafından gerçekleĢtirilen yetiĢtiricilikte ürün yüksek fiyatlarla pazar bulabilmektedir. Ancak bu yetiĢtiriciliklerde özellikle tohumluk maliyetinin düĢük olması nedeniyle de standart çeĢitler tercih edilmektedir. Standart çeĢitlerin de beraberinde getirdiği olumsuzluklar beklenen karlılığa ulaĢılamamasına neden olmaktadır. Yukarda belirtilen nedenler Tokat’ta aynı zamanda kapya biber ile ilgili AR-GE konusunda yeterli çalıĢmaların yapılmamıĢ olmasından da kaynaklanmaktadır. KomĢu illerden Amasya ve Samsun iline bağlı ÇarĢamba ve Bafra ovalarında kapya biber yetiĢtiriciliğinde önemli mesafeler alınmıĢtır. Bu bölgelerle aynı geçit kuĢağında bulunan Tokat’ta da kapya biber yetiĢtiriciliğinin yapılabilmesi için her türlü potansiyel mevcuttur.

Biber yetiĢtiriciliğinde verim ve kaliteyi etkileyen birçok faktör vardır. YetiĢtiricilikte temel hedefler arasında verim, kalite ve erkencilik ön planda yer alır. Açık alanda geniĢ çaplı biber yetiĢtiriciliklerinde bitkide çiçek veya sürgün budaması tercih edilmemektedir. Ancak örtü altında yapılan yetiĢtiriciliklerde özellikle koltuk budaması yapılmaktadır. Biberde ilk çiçek tomurcuğu ana gövdenin dallanmaya baĢladığı dönemde iki gövdenin ayırım noktasında oluĢmaktadır. Bu dönemde bitki çok az miktarda yaprak ve sürgün oluĢturmuĢtur. Meyvenin geliĢmeye baĢlaması ile birlikte bitki ürettiği asimilat maddelerinin bir kısmını meyveyi büyütmede kullandığından bitki gerek toprak üstü vejetatif aksamını ve gerekse kök sistemini yeterince geliĢtirememektedir. Bunun sonucunda da bitki vejetatif olarak zayıf kalmakta ve kök sistemi toprak kökenli patojenlere karĢı yeterli direnci gösterememektedir. Bu durumda biberde oluĢan ilk çiçek tomurcuğunun budanması öne çıkmaktadır. KomĢu illerden Amasya’da kaypa biber tarımının yapıldığı alanlarda gerçekleĢtirilen incelemelerimizde üreticilerin kaypa biberlerde ilk çiçek tomurcuklarını kopardıkları görülmüĢtür. Nedeni sorulduğunda yukarda belirtilen yaklaĢımdan haberdar olmadıkları, ancak bu uygulamanın verim ve kaliteyi artırdığını ifade etmiĢlerdir.

Biberde ağırlıklı olarak örtü altı yetiĢtiriciliğinde uygulanan sürgün budaması açık alan için pek tercih edilmemekle beraber, özellikle yaz aylarında güneĢ ıĢınlarının (radyasyon) Ģiddetli olduğu durumlarda meyvelerde önemli zararlanmalar meydana gelebilmektedir. Bu durumu önlemek için yapılabilecek uygulamalardan biri sık dikimdir. Özellikle bitki sıralarının Kuzey-Güney istikametinde oluĢturulması bu açıdan önemlidir. Bu sistemde yapılan sık dikimlerde bitki geliĢimi, verim ve kalite özellikleri açısından uygun sıra üzeri mesafenin ne olması gerektiği öne çıkmaktadır. Zira sık dikimim iyi ayarlanamaması durumunda bitkiler

(10)

ix

arasında ıĢık bakımından gereksiz rekabet yaratılabilir. Ya da geniĢ mesafelerse dikim yapılması durumunda birim alan verimi düĢebilir.

Biber tarımında çiçek ve sürgün budaması ve dikim sıklığı baĢta olmak üzere uygulanacak kültürel yöntemler genotip ve diğer birçok faktöre bağlı olarak değiĢkenlik gösterecektir. Tokat’ta özellikle açık alanda yapılan yetiĢtiriciliklerde üreticiler güneĢ yanıklığından korunmak için sıra üzeri mesafeleri sıklaĢtırmakta ve bu uygulamanın olumlu sonuç verdiğini beyan etmektedirler. Hatta bazı üreticiler bir viyol içinde iki bitki yetiĢtirmekte ve bu Ģekilde dikim yapmaktadırlar. Biberin gölgeden hoĢlanan bir tür olduğu dikkate alındığında bu uygulamaların önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Bütün bunların yanında yapılan araĢtırmalarda Tokat yöresinde kaypa biberde yukarda belirtilen olumsuzlukların önlenmesine yönelik araĢtırma ve demonstrasyon çalıĢmalarına rastlanamamıĢtır.

Yukarda belirtilen durumların ıĢığı altında ele alınan bu çalıĢmada, Tokat’ta açık alanda kapya biber yetiĢtiriciliğinde standart ve hibrit çeĢitlerde sürgün budaması, çiçek budaması ve dikim sıklığının verim, bitki geliĢimi, kalite ve meyvenin biyokimyasal özellikleri üzerine etkileri araĢtırılmıĢtır.

(11)

x 2. KAYNAK ÖZETLERĠ

2.1 Biberin Ana Vatanı, YayılıĢı ve Sitolojik Özellikleri

Biber Solanacea familyasının önemli türlerinden biri olup, ılıman ekolojilerde tek yıllık, tropikal bölgelerde ise çok yıllık özellik gösterir. YetiĢtiriciliği çok eski zamanlara kadar uzanmaktadır. Biber, M.Ö. 7500 yılından beri insan beslenmesinde kullanılmaktadır (Bosland, 1996). Amerikan yerlilerinin M.Ö. 5200-3400 yılları arasında biber yetiĢtiriciliği yaptıklarını belirtmektedir. Dünya üzerinde yetiĢtiriciliği en yaygın olarak yapılan tür Meksika ve Orta Amerika orijinli Capsicumannuum’ dur. Biber, 16. yüzyılda Ġspanya üzerinden Avrupa’ya girmiĢ ve buradan Orta Doğu, Afrika ve Asya’ya yayılmıĢtır(Heiser, 1976).Capsicumannuum dıĢında dünya üzerinde yaygın olmamakla beraber, küçük çapta da olsa üretimi yapılan 4 önemli biber türü daha vardır (Anonim, 2013 c). Bunlar;

Capsicumannuum var. Cerasiforme; Kiraz biberleridir. Meyveleri çeĢide göre küçük oval,

yuvarlak, küre Ģeklinde veya uzunca, yassı, minyatür sivri biber Ģeklindedir. 2-3 cm uzunluğunda ve 1-1.5 cm çapındadır. Arnavut biberi olarak adlandırılan bu biberler acı veya tatlı olup meyveleri genellikle bitki üzerinde dik olarak dururlar (Anonim, 2013 c).

Capsicumannuum var. Conoides; Meyveleri konik veya uzunca silindir Ģeklindedir. Meyveler

ortalama olarak 5-8 cm uzunluğunda 1-3 cm çapında ve muhtelif renktedir. Meyveler bitki üzerinde dik olarak bulunur(Anonim, 2013 c).

Capsicumannuum var. Fasciculatum; Kırmızı salkımlı biberlerdir. Meyveler demet halinde

bulunur. Ortalama olarak 5-8 cm uzunluğunda çiçek burnuna doğru daralan 05-1.5 cm kalınlığında kırmızı renkli acı biberlerdir. Meyve bitki üzerinde dik vaziyette bulunur(Anonim, 2013 c).

Capsicumannuum var. longum; Uzun sivri biberler grubudur. Meyveler 5-30 cm uzunlukta,

çapım en kalın kısmı sap kısmı olup 2-5 cm kalınlıkta ve uca doğru giderek incelen yapıdadır. Meyveler bitki üzerinde çoğunlukla sarkık durumda bulunur (Anonim, 2013 c).

Capsicumannuum var. Grossum; Bunlar dolmalık biber grubunu oluĢturur. Meyveleri iri,

yuvarlağa yakın veya uzunca olup 3-4 bölmeli küçük bir kampana Ģeklindedir. Sarı,, yeĢil, kırmızı renkli oldukları gibi lezzetleri tatlı ve orta derecede acıdır. Meyve çapı ortalama 3-8

(12)

xi

cm, boyu ise 3-10 cm olup bitki üzerinde dik veya sarkık durumda bulunurlar (Anonim, 2013 c).

Günümüzde kültürü yapılan biberlerde değiĢik biyotikve abiyoik stres faktörlerine karĢı dayanıklılık kaynağı olarak yukarıda belirtilen türlerden önemli düzeyde yararlanılmaktadır. Bütün türlerin kromozom yapısı 2n=24 olmasına rağmen bu yakın akraba türler arasında melezleme yeteneği oldukça düĢüktür (Bakker ve ark., 1988; Wien, 1997).

2.2 Biberin Gövde Yapısı

Gövde büyümenin ilk dönemlerinde otsu yapıdadır. Daha sonra gevrek ve kısmen odunsu bir yapı kazanır. Gövde dallar hafif bir zorlamada hemen kırılır. Gövde ve dallar belirgin veya belirgin olmayan boğum ve boğum aralarından meydana gelmiĢtir. Gövdenin kesiti boğumlarda dört veya beĢ köĢe, bazen çok köĢeli olabilir. Boğum araları genellikle yuvarlak veya elipsoid olup bazen dört köĢeli olanlara da rastlanabilir. Gövde üzeri parlak olup üzerinde tüy oluĢmaz. Biber bitkisi kendi haline bırakıldığında 2-4 arasında değiĢen dal meydana getirir. Dallanma bazı türlerde hemen toprak yüzeyinden itibaren bazılarında ise 2-3. Boğumdan sonra baĢlar. Çoğunlukla dallanma 5-6. Boğumda baĢlamaktadır. Ana yan dallar da 4-12 adet yan dala ayrılır. Yan dallar yaprak koltuklarından çıkar. Bitkiler üzerinde oluĢan dallanmanın durumuna göre gövde tacı yayvan, yuvarlak, dik veya uzundur. Gövdenin dallanması ve Ģekillenmesi bitkiler arasındaki mesafeye ve ıĢık miktarına bağlı olarak değiĢir (Anonim, 2013 c).

2.3 Biberin Besin Değeri ve Ekonomik Önemi

Biber besin değeri açısından önemli sebze türlerinden biridir. YeĢil veya kırmızı olarak tüketildiğinde bu besin içeriklerinde küçük farklılıklar görülebilir. Ancak genellikle kırmızı meyvelerin besin içeriği daha yüksektir. Kuru madde % 7-9, su % 91-93, protein % 0.8-1.2, yağ % 0.2-0.9, Ģeker % 3-4, karbonhidrat %4.4-5.9, vitamin C 120-220 mg/100 g’ dır. Biber mineral madde içeriği bakımından zengin bir tür değildir. Ancak insan beslenmesi açısından önemli bir türdür (ġalk ve ark., 2008).

2012 yılı Ocak-Aralık döneminde YaĢ Sebze’de Türkiye geneli en fazla ihracatı yapılan ürün değerde 405,2 milyon $, miktarda 562.665.979 kg. ile Domates olmuĢtur. Bunu sırasıyla, Biber, Hıyar-KorniĢon ve Kabak izlemiĢtir.

(13)

xii

Tablo 2.1.2011 – 2012 (Ocak-Aralık Ayı) Türkiye Geneli YaĢ Sebze 'de Ġhracat Yapılan Ġlk 5 Ürün (Anonim, 2012 d) ÜRÜN 2011 yılı 2012 yılı MĠKTAR (Ton) DEĞER (1000 $) MĠKTAR (Ton) DEĞER (1000 $) DOMATES 581189 439.390 562.665 405.168 BĠBER 69329 78.189 70.107 75.158 HIYAR.KORNĠġON 81133 59.910 89.509 67.711 KABAK 28263 21.534 34.636 23.670 SOĞAN.ġALOT 121664 22.371 141.891 20.743

2011 ve 2012 yılı ihracat değerleri incelendiğinde biber sebze türleri arasında domatesten sonra 2. sırayı almaktadır. 2011 yılı ihracat değeri 78 milyon ton dolayında iken 2012 yılında ihracat miktarında bir azalıĢ olmamakla beraber ihracat geliri 75 milyon dolara gerilemiĢtir. Ġhracatta ki bu gerileme domateste de görülmektedir.

2.4. Biberin Ekolojik Ġstekleri

Capsicumannuumtropikal ve subtropikal kökenli bir bitki olmasına rağmen ılıman ekolojilere

yüksek adaptasyon sağlamıĢ bir türdür. Optimal büyüme ve geliĢme sıcaklığı 21-23 °C dolaylarındadır ve gece gündüz arası sıcaklık farkının 7-9 °C olması istenir (Backer ve ark., 1988). Sıcak ve ılık iklim sebzesi olan biber; ılık iklimlerde tek yıllık sıcak iklimlerde birkaçyıllıktır. Biber, yetiĢme periyodunun erken devrelerinde daha fazla sıcaklığa ihtiyaç duyar.Vejetasyon süresince sıcaklığın 15 0C olması gerekir. Optimum sıcaklık isteği 18-26°C'

dir. Biber bitkileri, 15°C' nin altında ve 32°C' nin üzerindeki sıcaklıklarda zarar görürve alınan verim düĢer. 35 °C' nin üstündeki sıcaklıklarda bitki büyümesi ve geliĢmesi çokyavaĢlar.Yüksek sıcaklık, acı biberlerde acılığı artıran bir faktördür. GeliĢme gündüz sıcaklığı21-26 ºC, gece sıcaklığı 15-17 ºC olduğunda iyi olur. Gündüz sıcaklığının 32-35 ºC ve gecesıcaklığı 15 ºC’nin altına düĢtüğünde bitki büyümesi yavaĢlar, döllenme aksar. Gündüz 32ºC’ nin üzerinde biberin meyve bağlaması azalır. 38 ºC’ nin üzerinde döllenme olmaz.Donlara karĢı çok hassastır. YetiĢtirme devrelerinde sıcaklık sıfırın altında -2,-3dereceye düĢtüğünde tamamen ölür; bu nedenle yastıklarda yetiĢtirilen fidelerin açıktakiyerlerine dikimi, ilkbaharda don tehlikesi tamamen kalktıktan ve toprak ile hava sıcaklıkĢartları uygun bir hâl alınca yapılmalıdır. DüĢük sıcaklıklarda geliĢip büyümemiĢpartenokarp, kötü Ģekilli takoz meyveler oluĢur (Aybak, 2002).

(14)

xiii

2.5 DeğiĢik Sebze Türlerinde Çiçek ve Sürgün Budaması ile Verim, Bitki GeliĢimi ve Kalite Arasındaki ĠliĢkiler

Ülkemizde sera yetiĢtiriciliğinde domates,hıyar, kavun gibi türlerde budama

iĢlemleriyapılırken, biber yetiĢtiriciliği genelliklebudama iĢlemi

yapılmadangerçekleĢtirilmektedir. Avrupa ülkelerinde yetiĢtiriciliği yapılan kalın etli biberlerde sürgün budaması yapıldığı bilinmektedir. Son yıllarda da örtü altında yetiĢtiriciliği artan kalın etli biber türlerinde sürgün Budamsı yapılmaya baĢlanmıĢtır (AktaĢ ve ark., 2009). Sera da yetiĢtiriciliği yapılan budanmaya uygun türdeki biberlerde genellikle; çiçek budaması, yaprak budaması ve sürgün budaması yapılmaktadır (Sevgican, 1999).

Budama ve farklısıra arası mesafeler özellikle örtü altıtarımında, vejatatif ve generatifgeliĢmearasındaki dengeyi kurmak ve bitkilerde ıĢıkgören yaprak yüzeyini artırmak amacıya yapılmaktadır. Bu iĢlemler ayrıca, bitkilerin kendi iç kısımları ve birbirleri arasındaki hava hareketini daha etkin hale getirerek hastalık ve zararlı etmenlerin olumsuz etkisini azaltmakta, böylece daha az kimyasal ilaç ile üretim yapılabilmektedir. Bununla birlikte, bitkilerin dik bir Ģekilde büyütülmesi, uygun mesafeye göre uygun Ģeklin verilmesi, yüksek miktarda ve daha kaliteli ürün alınmasına olanak verebilmektedir. Yapılan araĢtırmalarda dalve bitki sayısının en uygun Ģekliyle dengelenmesi birim alandan elde edilecek meyve sayısı ve kalitesini artırmıĢtır (Cebula, 1991, 1998; Bahadırlı, 2002).

2.6. Biberde Budama ile Verim, Bitki GeliĢimi ve Kalite Arasındaki ĠliĢkiler

Joviciche ve ark., (1999), serada biber yetiĢtiriciliğinde sürgün budaması ve bitki sıklığının verim ve kaliteyi artırdığını belirterek yürüttükleri çalıĢmalarında biberleri 1 gövdeli ,2 gövdeli ve 4 gövdeli olarak yetiĢtirmiĢlerdir. Kırmızı meyvelerin dikimden itibaren 84-118 gün sonra hasada geldiklerini, en yüksek pazarlanabilir verimin 4 gövdeli yetiĢtiricilikte elde edildiğini ancak bunda birim alandaki bitki sayısının da dikkate alınmasını gerektiğini belirtmektedirler. Bitkide gövde boyunun tek gövde de en yüksek olduğu yaprak sayısı, yaprak kuru ağırlığı, gövde çapı gibi özelliklerin 2 ve 4 gövdelilerde daha yüksek olduğunu belirtmektedirler. Sonuç olarak araĢtırmacılar m²’ de bitkinin 4 gövdeli olarak yetiĢtirilmesi

(15)

xiv

durumunda pazarlanabilir verim ve ekstra irilikteki meyvelerin daha yüksek olduğunu ifade etmektedirler

Pekkanen ve ark., (2006), biberde iki farklı ıĢık koĢullarında 1 gövdeli ve 2 gövdeli yetiĢtiriciliğin etkilerini araĢtırdıklarını çalıĢmada bitkilerin 1 veya 2 gövdeli budanmasının verim üzerine çok düĢük bir etkiye sahip olduğunu ve kümültatif verimin 2 gövdeli yetiĢtiricilikte daha yüksek çıktığını belirlemiĢlerdir.

Salas ve ark., (2003), Ġspanya’da sebze tarımının çok yoğun olarak yapıldığını ve bunun sonucunda da uluslar arası pazarlarda rekabetin en önemli sorun haline geldiğini ve bu sorunu çözmek içinde ticari organizasyonların geliĢtirilmesi gerektiğini ve pazarlar için pestisit kalıntısı olmayan çevre dostu tekniklerle ürün yetiĢtirilmesi gerektiğini belirtmektedirler. Budama ve seyreltmenin biberde hava sirkülasyonu açısından çok önemli olduğu, hastalıkların yaygınlık ve etkinliğini azalttığı ve dolayısıyla budamanın doğrudan ve dolaylı etkileri sonucunda verim ve kalitenin arttığı belirtmektedirler. Farklı gövde yan sürgün budaması uyguladıkları çalıĢmada erkenci ve toplam verim ve kalite özellikleri bakımından 3 gövdeli ve gövdelerin askıya alınmıĢ halinin en etkili sonucu verdiğini belirtmektedirler. CruzHuerta ve ark., (2009), topraksız tarım koĢullarında erken dönemde yan sürgün tomurcuğu budamasının etkilerini araĢtırmıĢlardır. Budamasız, 3 gövde ve 4 gövde üzerinde budamanın yürütüldüğü çalıĢmada birim alandaki bitki sayısının fazla tutulması ve yan tomurcukların budanmasının budama yapılmayan kontrol uygulamasına göre verimi artırdığı ve hasat periyodunu kısalttığı belirtilmektedir.

Biberde gövde sayısı ile ilgili budama çalıĢmaları yapan araĢtırmacıların bitkideki gövde sayısı ile birim alandaki bitki sayısını da iliĢkilendirdikleri, birim alan söz konusu olduğunda birim alandaki bitki sayısının da etkisi olduğunu ifade etmektedirler.

Seifi ve ark., (2010), bitki sıklığı ve budamanın birçok sebze türünde bitki geliĢimi ve verim üzerine önemli bir etkiye sahip olduğunu belirtmektedirler.

Buradan hareketle araĢtırıcılar biberde farklı bitki yoğunlukları ve sürgün budamasının verim ve bitki geliĢmesini araĢtırdıkları çalıĢmada verim ve bitki ağırlığının bitki sıklığını ile önemli iliĢkide olduğu, budama ile bitki sıklığı arasındaki interaksiyonun verimde önemli rol oynadığı, bitki ağırlığı ve kök ağırlığının budamasız kontrol bitkilerinde 4 gövdeli yetiĢtiriciliğe göre daha yüksek olduğu gözlenmiĢtir.

Seifi ve ark., (2012) Dolmalık biberde 3 farklı dikim sıklığı (2,5-3-3,5 bitki/m2) ve 2 sürgün

(16)

xv

Sürgün budamasının verim meyve ağırlığı, meyve sayısı ve bitki ağırlığına etkisine önemli olduğu belirlemiĢlerdir. AraĢtırıcılar Tomson ve Maraton çeĢidini kullandıkları çalıĢmada Tomson çeĢidinin Maraton çeĢidine göre daha yüksek verim verdiğini verim ve verim karakteristiklerini bitki sıklığından önemli düzeyde etkilendiğini m2' ye en yüksek verimin m2

de 3,5 bitkiden elde edildiğini ancak populasyon yoğunluğu arttıkça ortalama meyve ağırlığının azaldığını belirtmektedirler. Budamanın verim ve meyve sayısı üzerine olumsuz etki ettiği ancak meyve ağırlığının arttığını ifade eden araĢtırmacılar budamanın sadece meyve ağırlığı ve meyve kalitesini artırdığını ifade etmektedirler.

Seifi ve ark., (2011) Sera biber yetiĢtiriciliğinde sürgün budaması ve dikim sıklığının biberde kalite özellikleri üzerine etkisini araĢtırmıĢlardır. AraĢtırmacılar çalıĢmalarında 3 gövde üzerinden budama yapmıĢlar ve m2

de 2,5-3-3,5 bitki yetiĢtirmiĢlerdir. AraĢtırmacılar meyve ağırlığı, meyve uzunluğu,meyve çapı, meyve eti kalınlığı ve C vitamini üzerine önemli etki ettiğini birim alandaki bitki sayısı arttıkça ortalama meyve ağırlığının düĢtüğünü meyvede pH ve suda çözünebilir kuru maddenin budama ve bitki sıklığından etkilenmediğini belirtmektedirler.

Morgan ve ark., (2000) Biber bitkileri henüz bitki daha küçükken bir baĢka değiĢle yeterli vejatatif geliĢme sağlamadan bitkinin alt kısımlarında çiçek ve meyve oluĢturma eğilimindedirler ancak bitkide yeterli vejatatif geliĢme olmadığından bu meyveler daha sonra oluĢacak meyvelere göre küçük kalmaktadırlar. Vejatatif aksamın yetersiz olmasına bağlı olarak bitkide üretilen asimilat maddeler sürgün yerine ilk oluĢan meyve tarafından kullanıldığından bitkide vejatatif geliĢme zayıf kalmakta bitki boyunun olumsuz etkilenmekte olduğunu belirtmiĢlerdir.

Gherbemarlam, T.S., (2005), Biberde 1.dönem- 2. dönem ve 3. dönemde oluĢan çiçeklerde budama yapan araĢtırmacı çiçek budamasının özellikle 1. ve 2. dönem de oluĢan meyvelerin budanmasının diğer meyvelerin iriliğini önemli ölçüde artırdığını; çiçek budamasının meyve eti kalınlığı üzerine önemli bir etkisinin olmadığını, erkenci verime etkisinin önemsiz olduğunu, ilk çiçek budaması pazarlanabilir verimi artırırken 2. ve 3. çiçek budamasının verimi azalttığı ancak bu farkın istatistiksel olarak önemli olmadığı, pazarlanabilir verimin azalmasında yüksek oranda çiçek budamasının meyvelerde oluĢturduğu çatlama ve çiçek burnu çürüklüğü sonucunda verimi düĢürdüğü, çiçek budamasının pazarlanabilir verimde kontrole göre bir artıĢ sağlamadığını görmüĢtür.

LiShan ve ark., (2009), biberde 2 gövdeli, 3 gövdeli ve 4 gövdeli budama uygulamalarını fotosentez hızı, stoma iletkenliği, transpirasyon hızı, su kullanım etkinliği gibi fizyolojik

(17)

xvi

olaylar üzerine etkilerini araĢtırmıĢlardır. Transpirasyon hızı ve su kullanım etkinliği 2 gövdeli budamaya göre 3 gövdeli ve 4 gövdeli bitkilerde daha yüksek bulunmuĢtur. Yine 2 gövdeli yetiĢtiriciliğe göre 3 gövdeli ve 4 gövdeli yetiĢtiricilikte bitki baĢına düĢen verim ve tek meyve ağırlığı daha yüksek bulunmuĢtur.

Bunun dıĢında Moboko ve ark., (2012), bitki sıklığı, çiçek ve gövde budamasının biberde etkilerini araĢtırmıĢlardır. m²’ de 2 bitki 2.5 bitki ve 3 bitki yine 2 gövde, 3 gövde ve 4 gövde üzerinden budanmıĢ ve bitki üzerindeki birinci çiçeğin ve ilk dört çiçeğin uzaklaĢtırıldığı uygulamalar kontrol olarak da çiçek budaması yapılmayan bitkiler kullanılmıĢtır. Çiçek budama uygulamaları arasında ve çiçek budama ile budamama arasında meyve sayısı, meyve ağırlığı ve pazarlanabilir verim bakımından fark elde edilmemiĢtir. Yine çiçek budamasının briks değeri üzerine etkisi önemsiz çıkmıĢtır. Meyve sayısı gövde sayısı arttıkça önemli düzeyde artıĢ göstermiĢtir. Benzer Ģekilde gövde sayısı arttıkça pazarlanabilir verimde artıĢ sağlanmıĢtır. Gövde sayısı briks üzerine etkili olmamıĢtır.

(18)

xvii 3. MATERYEL VE YÖNTEM

3.1. Materyal

AraĢtırma 2012 yılında GaziosmanpaĢa Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri bölümü araĢtırma ve uygulama alanında yürütülmüĢtür. Denemenin yürütüldüğü araziden bir görünüm ġekil.3.1'de verilmiĢtir. Deneme yeri 610 metre rakıma sahip olup, denemenin alanın 2012 yılı ve uzun yıllar aylık ortalama sıcaklık değerleri ġekil 3.1'de, aylık ortalama sıcaklık değerleri ,ġekil 3.2'de aylık en yüksek sıcaklık değerleri ġekil 3.3'de en düĢük sıcaklık ve aylık ortalama yağıĢ değerleri ġekil 3.1'de karĢılaĢtırmalı olarak verilmiĢtir. Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleĢen ortalama meteorolojik değerleri incelendiğinde aylık ortalama sıcaklık seyri bakımından denemenin yürütüldüğü 2012 yılı ile uzun yıllar ortalaması arasında çok küçük artıĢ ve azalıĢlar dıĢında önemli bir farklılık görülmemektedir.

ġekil 3.1. Deneme alanına ait bir görünüm

Tokat ili Orta Karadeniz bölgesinde, Karadeniz Bölgesi ile Ġç Anadolu Bölgesi arasında geçit iklimine sahip olup, 39o 51', 40o 55' Kuzey enlemleri ile 35o 27', 37o 39' Doğu boylamları arasında yer almaktadır. Denemenin yürütüldüğü alanın 2012 yılı ve 1970- 2011 yıllarını

(19)

xviii

kapsayan uzun yıllar aylık ortalama sıcaklık değerleri ġekil1’de, aylık en yüksek sıcaklık değerleri ġekil2’de, aylık en düĢük sıcaklık değerleri ġekil3’te ve aylık ortalama yağıĢ değerleri ġekil4’te karĢılaĢtırmalı olarak verilmiĢtir. Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleĢen ortalama meteorolojik değerleri incelendiğinde aylık ortalama sıcaklık seyri bakımından denemenin yürütüldüğü 2012 yılı ile uzun yıllar ortalaması arasında önemli farklılıkların olmadığı görülmektedir. ġubat ve mart aylarında aylık ortalama sıcaklık değerleri uzun yıllar ortalamasının 3 ile 5 0C altında gerçekleĢmiĢ olmasına rağmen Nisan–

Aralık ayları arasındaki periyotta 2012 yılında gerçekleĢen aylık ortalama sıcaklık değerleri, uzun yıllara ait aylık ortalama sıcaklık değerlerine göre ile 3 0C daha yüksek seyretmiĢtir.

Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleĢen ortalama en yüksek sıcaklık değerleri incelendiğinde Ocak-Mart ayları arasında 2012 yılı aylık ortalama en yüksek sıcaklık değerleri uzun yıllar ortalamasının 7-10 0C altında gerçekleĢirken, Mart ayından

itibaren Mayıs ayına kadar aylık ortalama sıcaklık değerleri daha da düĢerek 26-27 0

C dolaylarında bir azalıĢ gerçekleĢmiĢtir. Mayıs-Aralık ayları arasında aylık ortalama en yüksek sıcaklık seyri bakımından denemenin yürütüldüğü 2012 yılı ile uzun yıllar ortalaması arasında önemli farklılıkların olmadığı, denemenin yürütüldüğü 2012 yılında uzun yıllara göre 3-4 0

C azalıĢ meydana geldiği görülmektedir.

Deneme alanının 2012 yılında ve uzun yıllarda gerçekleĢen ortalama en düĢük sıcaklık değerleri incelendiğinde Ocak- Nisan ayları arasında 8 – 14 0C düzeylerinde farklılıklar

görülmektedir. 2012 yılında gerçekleĢen düĢük sıcaklıklar uzun yıllar ortalamalarına göre Nisan ayına kadar daha düĢük gerçekleĢmiĢ olup, Nisan ayından sonra Aralık ayına kadar uzun yıllar ortalamasının üzerinde gerçekleĢmiĢ olup 1-50C dolaylarında farklılıklar

görülmektedir.

Deneme alanının 40 yıllık yağıĢ ortalaması incelendiğinde yıl içerisinde düzenli bir dağılıĢ göstermektedir. Ocak- Mart ayları arasında 40 mm dolaylarında gerçekleĢen aylık ortalama yağıĢ Nisan –Mayıs aylarında 60 mm dolaylarında seyretmiĢ, Ağustos ayında 2 mm’ ye kadar düĢüĢ göstermiĢ, Ekim-Kasım aylarında tekrar 40 mm’ nin üzerine çıkmıĢtır. Deneme alanında 2012 yılındaki yıllık yağıĢ dağılımına bakıldığında Mart ayına kadar ki yağıĢ dağılımı uzun yıllar ortalamasına paralellik göstermiĢ ancak Mayıs ve Kasım aylarındaki yağıĢ miktarları uzun yıllar ortalamasına göre önemli sapmalar göstermiĢtir. Deneme alanının uzun yıllar ortalamasına göre yıllık yağıĢ miktarı 441,3 mm iken, 2012 yılında bu rakam 540,5 mm olarak gerçekleĢmiĢtir. 2012 yılındaki bu fark Mayıs ve Kasım aylarındaki aylık 100 mm’ yi bulan aĢırı yağıĢlardan kaynaklanmaktadır.

(20)

xix

ġekil3.2. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık ortalama sıcaklık değerleri (Anonim, 2012 e ve f ).

ġekil3.3. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en yüksek sıcaklık değerleri (Anonim, 2012 e ve f ).

1970-2011 yılları 2012 yılı

(21)

xx

ġekil 3.4. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı en düĢük sıcaklık değerleri (Anonim, 2012 e ve f ).

ġekil3.5. Deneme alanının uzun yıllar (1970-2011) ve 2012 yılı aylık yağıĢ değerleri mm (Anonim, 2012 e ve f ).

1970-2011 yılları 2012 yılı

(22)

xxi 3.2. Yöntem

Denemede iki farklı kapya biber çeĢidi, iki farklı sürgün budaması, iki farklı çiçek budaması ve 3 farklı sıra üzeri dikim mesafesi uygulanmıĢtır.

Çiçek budaması uygulamaları;

Ç0: Kontrol, çiçek budaması yapılmamıĢtır.

Ç1: Ana gövde üzerinde dallanmanın baĢladığı noktada oluĢan ilk çiçek koparılmıĢtır.

Sürgün budaması uygulamaları;

S1: Ana gövde üzerinde 2 sürgün oluĢturulmuĢtur.

S2: Ana gövde üzerinde 4 sürgün oluĢturulmuĢtur.

Biber bitkisi genellikle ilk çiçek tomurcuğundan sonra 4 gövde oluĢturur. Açık arazide yürüttüğüm çalıĢmada askıya almadığım bitkilerde 2 sürgünlü budama ana sürgün üzerinde oluĢan yan sürgünlerden güçsüz olanın alınmasıyla yapılmıĢ böylece bitkide 2 sürgün bırakılmıĢtır.

Dikim sıklığı;

Denemede sıra arası mesafe 70 cm alınmıĢ ve sıra üzeri mesafeler; D20: Sıra üzeri mesafe 20 cm, (7,14 bitki/ m2).

D30: Sıra üzeri mesafe 30 cm, (4,76 bitki/ m2).

D40: Sıra üzeri mesafe 40 cm, (3,57 bitki/ m2) olmak üzere 3 farklı mesafe denenmiĢtir.

Deneme tesadüf bloklarında bölünmüĢ parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü yürütülmüĢtür. Her parselde 15 bitki yetiĢtirilmiĢ ve 10 bitki üzerinde gözlem yapılmıĢtır. Fide dikimleri 3 Mayıs 2012 tarihinde yapılmıĢtır. Fideler açık arazide malçsız ortamda yetiĢtirilmiĢtir. Fide dikimden sonraki evrede bitkilerin hasadına kadar bitki koruma, bitki besleme, sulama vb. uygulamalar açıkta biber yetiĢtiriciliğe uygun olarak yapılmıĢtır. Denemede 1. hasat 20 ağustos tarihinde, 2. Hasat 14 eylül tarihinde yapılmıĢtır.

(23)

xxii

ġekil 3.6. Ġlk çiçek budaması ve 2 dallı sürgün budaması yapılmıĢ biber bitkisi

Denemede elde edilen verilerin değerlendirilmesinde ve varyans analizlerinde (ANOVA) SPSS (Versiyon 12,00; SPSS, Chicago, IL, USA) Ġstatistik yazılım programı kullanılmıĢtır. Ortalamaların karĢılaĢtırılması Duncan testine göre P≤0,05 düzeyinde yapılmıĢtır.

(24)

xxiii 3.2.1. Gözlemler

3.3.1. Pazarlanabilir Meyve Sayısı (adet/bitki)

Hasat döneminde her bitkiden hasat edilen pazarlanabilir meyveler bitki baĢına adet olarak kaydedilmiĢtir.

3.3.2. Pazarlanabilir Toplam Verim (t/da)

Denemede her parselden hasat edilen biber meyvelerinin ağırlıkları kaydedilmiĢ, ton/dekar olarak hesaplanmıĢ ve pazarlanabilir toplam verim kaydedilmiĢtir.

3.3.3. Ortalama Meyve Ağırlığı (g)

Parsellerden hasat edilen meyvelerin ağırlıkları toplam meyve sayısına bölünerek hesaplanmıĢ ve gram (g) olarak kaydedilmiĢtir.

3.3.4. Iskarta Verim (t/da)

Hasatlarda pazarlanabilir özeliğe sahip olmayan, Ģekli deforme olmuĢ, güneĢ yanıklığına uğramıĢ veya fizyolojik bozukluğa sahip meyveler ıskarta meyve olarak değerlendirilmiĢtir.

3.3.5.Meyve Eni (cm)

Her parselde 10 bitkiden toplanan 10 adet meyvenin eni kumpas yardımı ile ölçülmüĢtür

3.3.6. Meyve Boyu (cm)

Her parselde 10 bitkiden toplanan 10 adet meyvenin çiçek burnundan meyve sapına kadar kumpas yardımı ile ölçülmüĢtür.

3.3.7. Meyve Eti Kalınlığı (mm)

(25)

xxiv 3.3.8. Bitki Boyu

Hasat periyodunun sonuna doğru her parselde 10 bitkinin toprak seviyesinden itibaren bitki boyları ölçülecek ve kaydedilmiĢtir.

3.3.9. C Vitamini (mg/100g)

Cemeroğlu (1992)' na göre 100 g örnek tartılarak örnek ağırlığına eĢit miktardaki % 6‟lıkmetafosforik asit çözeltisi eklenerek blenderdan geçirilmiĢtir. Daha sonra homojen hale getirilen örnekten 25 g 100 ml' lik bir balona aktarılarak balon % 3' lük metafosforik asit çözeltisi ile 100 ml' ye tamamlanmıĢ ve örnek iyice çalkalanarak filtre edilmiĢtir. Filtre edilen örnekten 10 ml alınarak 2,6 diklorofenolindofenol çözeltisi ile pembe renk oluĢuncaya kadar titre edilmiĢtir.

Örnekteki asit aĢağıdaki eĢitlikten yararlanılarak hesaplanmıĢtır. Askorbik asit (mg/100 g) = (V.F.100)/W

V: Titrasyonda harcanmıĢ olan 2,6 diklorofenolindofenol çözeltisi miktarı (ml)

F: 2,6 diklorofenolindofenol çözeltisinin faktörü, yani bu çözeltinin 1 ml' sinin eĢdeğer olduğu askorbik asit miktarı (mg)

W: Titrasyonda kullanılan filtratın içerdiği örnek miktarı (g)

3.3.10. Suda Çözünebilir Kuru Madde (SÇKM) (%)

Laboratuara alınan bitki örneklerinin suyu çıkarıldıktan sonra dijital refraktometrenin prizması üzerine 1-2 damla gelecek Ģekilde damlatılmıĢ ve suda çözünebilir kuru madde % olarak ifade edilmiĢtir.

3.3.11. Titre Edilebilir Asitliği (%)

Cemeroğlu (1992)' na göre suyu çıkarılan bitki örneklerinden 10 ml alınmıĢ ve 0,1 N NaOH çözeltisi ile pH' sı 8,1 oluncaya kadar titre edilmiĢtir. Titrasyon sonuçları aĢağıdaki formüle göre sitrik asit cinsinden % olarak hesaplanmıĢtır.

(26)

xxv

Titrasyon Asitliği (%) = (V.F.E.100)/M V: Harcanan 0,1-N NaOH miktarı (ml)

F: Titrasyonda kullanılan bazın normalitesi (Çözeltinin normalitesi 0.1 ise F= 1' dir) E: 1 ml 0,1-N NaOH' in eĢdeğeri asit miktarı (g)

M: Titre edilen örneğin gerçek miktarı (ml veya g)

3.3.12. pH

Her parsel için ayrı ayrı alınan bitki örnekleri bir blenderda suyu çıkarılacak Ģekilde öğütülmüĢ ve elde edilen bitki öz suyunda pH metre yardımı ile ölçüm yapılmıĢtır.

3.3.13. Kuru Ağırlık (%)

Her parselde 3-4 bitkiden alınan 10 meyveden rastgele seçilen yaklaĢık 100 g meyve örneği alınarak yaĢ ağırlıkları belirlendikten sonra bu meyveler 650C sıcaklığa sahip inkübatörde

ağırlıkları sabitleninceye kadar kurutulmuĢ ve tekrar tartılmıĢtır. Kuru ağırlık miktarı, yaĢ ağırlık miktarına oranlanarak kuru madde miktarı belirlenmiĢtir.

(27)

xxvi

(28)

xxvii

(29)

xxviii

(30)

xxix 4. BULGULAR VE TARTIġMA

4.1. Pazarlanabilir Toplam Verim

Denemede çeĢitlere ve uygulamalara bağlı olarak pazarlanabilir toplam verim 3,71-18,08 t/da arasında değiĢmiĢtir.

Göktürk çeĢidinde pazarlanabilir toplam verim 3,71 t/da (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) ile 12,58 t/da ( sıra üzeri 20cm, çiçek budaması yok, 4 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Denemede Göktürk çeĢidinde pazarlanabilir toplam verim sıra üzeri dikim sıklığı uygulamalarına bağlı olarak önemli farklılıklar göstermiĢtir. Sıra üzeri mesafe arttıkça bir baĢka ifadeyle birim alandaki bitki sayısı azaldıkça pazarlanabilir toplam verim düĢmüĢtür. Dikim sıklığına göre pazarlanabilir toplam verim değerleri arasındaki farklılıklar P≤ 0,01 düzeyinde önemli bulunmuĢtur. Çiçek budaması yapılmayan parsellerde pazarlanabilir toplam verim daha yüksek çıkmıĢ, ancak bu farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmamıĢtır. Pazarlanabilir toplam verim sürgün sayısına göre farklı çıkmıĢ ve bu fark istatistiksel olarak önemli bulunmuĢtur (P≤0,05). Buna göre sürgün budaması yapılmayan bitkilerde pazarlanabilir toplam verim daha yüksek çıkmıĢtır.

Semerkant Fı çeĢidinde pazarlanabilir toplam verim 5,71 t/da (sıra üzeri 40cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 18,08 t/da (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Denemede Semerkant Fı çeĢidinde pazarlanabilir toplam verim dikim sıklığına bağlı olarak önemli farklılıklar göstermiĢ, en yüksek pazarlanabilir toplam verim 14,42 t/da ile sıra üzeri 20 cm bitki sıklığından elde edilirken, en düĢük pazarlanabilir toplam verim 7,51 t/da ile 40 cm bitki sıklığından elde edilmiĢtir. Pazarlanabilir toplam verim bakımından dikim sıklığı uygulamaları arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmuĢtur (P≤0,001). Çiçek budaması denemede kontrole göre verimin artmasını sağlamıĢ ve bu artıĢ önemli bulunmuĢtur (P ≤0,01). Gövde budamasının etkisi önemsiz çıkmıĢtır.

Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidinin pazarlanabilir toplam verim değerleri sırasıyla Tablo 4.1. de verilmiĢtir.

Denemede çeĢitler arasında verim bakımından farklılıklar oluĢmuĢtur. Hibrit çeĢit olması nedeniyle Semerkant Fı çeĢidinin verimi daha yüksek çıkmıĢtır. Göktürk çeĢidinde gövde

(31)

xxx

budaması, verimi önemli düzeyde azaltırken Semerkant Fı çeĢidinde verim arasındaki fark önemli çıkmamıĢtır. Çiçek budaması Göktürk çeĢidinde pazarlanabilir verimde önemli çıkmazken Semerkant Fı çeĢidinde daha yüksek ve önemli çıkmıĢtır. Dikim sıklığına bağlı olarak her iki çeĢitte de pazarlanabilir verim önemli düzeyde etkilenmiĢ, birim alandaki bitki sayısı arttıkça verim artmıĢtır.

Literatürde dikim sıklığı, gövde budaması ve çiçek budamasının pazarlanabilir verim üzerine etkisi ile ilgili farklı bulgular belirtilmektedir. Moboko ve ark., (2012) biberde gövde sayısı arttıkça pazarlanabilir verimin arttığını, çiçek budamasının pazarlanabilir verimi etkilemediğini, Salas ve ark., (2003) gövde budamasının biberde erkenci ve toplam verim ile kalite özelliklerini önemli düzeyde etkilediğini ve en iyi sonucun 3 gövdeli uygulamalardan elde edildiğini, Ghebberemarlam (2005), ilk çiçek budamasının biberde pazarlanabilir verimi artırırken ikinci ve üçüncü çiçek budamasının pazarlanabilir verimi azalttığını ancak bu etkilerin önemsiz olduğunu, Pekkanen ve ark., (2006), budamanın biberde pazarlanabilir verim üzerine etkisinin önemli olmadığını belirtmektedirler. Literatürde elde edilen bulgular incelendiğinde deneme sonuçları ile paralellik gösteren bulgular olduğu gibi, farklı sonuçlar da görülmektedir. Bu durumun çeĢit farklılığı, ekoloji ve yetiĢtirme ortamı farklılıklarından kaynaklandığı düĢünülmektedir.

(32)

31

Tablo 4.1. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait pazarlanabilir toplam verim (ton/dekar) Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 8,83 9,21 12,58 10,22 10,21 a 9,02 11,40 10,71 9,72 30 cm 5,36 3,71 8,43 8,92 6,61 b 4,54 8,67 6,90 6,31 40 cm 5,25 3,99 5,43 6,56 5,31 b 4,62 6,00 5,34 5,28 Ortalama 6,48 5,64 8,81 8,57 6,06 b 8,69 a 7,65 7,10

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):** Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): * DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 8,79 18,08 13,97 16,83 14,42 a 13,44 15,40 11,38 17,46 30 cm 9,59 12,73 8,57 12,03 10,73 b 11,16 10,30 9,08 12,38 40 cm 5,71 8,49 7,37 8,48 7,51 c 7,10 7,93 6,54 8,49 Ortalama 8,03 13,10 9,97 12,45 10,57 11,21 9,00 b 12,77 a

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):*** Çiçek budaması (Ç): ** Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. **: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,01 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder.

(33)

32 4.2. Iskarta Verim

ÇalıĢmada çeĢitlere ve uygulamalara bağlı olarak ıskarta verim 0,94-3,40 t/da arasında değiĢmiĢtir.

Göktürk çeĢidinde dekara düĢen ıskarta verim 0,94 t/da (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 1,44 t/da (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Denemede Göktürk çeĢidinde dekara düĢen ıskarta verim mesafeler bağlı olarak önemli farklılıklar göstermiĢtir. Dikim sıklığına göre fark P≤ 0,001 düzeyinde önemli bulunmuĢtur.En yüksek ıskarta verim 30 cm sıra üzeri mesafeden 1,18 t/da olarak elde edilmiĢtir. Çiçek budamasının ıskarta verime etkisi önemsiz bulunmuĢ, çiçek budaması yapılmayan parsellerde ıskarta verim daha düĢük çıkmıĢtır. Iskarta verim sürgün sayısına göre farklı çıkmıĢ ve bu fark istatistiksel olarak önemli bulunmuĢtur (P≤0,05). Buna göre sürgün budaması yapılmayan bitkilerde ıskarta verim daha düĢük çıkmıĢtır. Diğer bir gözlem sonucu ise dikim sıklığı ve sürgün sayısı arasındaki intereaksiyon da P≤0,05 düzeyinde önemli bulunmuĢtur.

Semerkant Fı çeĢidinde dekara düĢen ıskarta verim 0,61 t/da (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 3,40 t/da (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Dikim sıklığına göre fark P≤ 0,01 düzeyinde önemli bulunmuĢtur. Sıra üzeri mesafe azaldıkça bir baĢka değiĢle birim alandaki bitki sayısı arttıkça ıskarta verim artmıĢtır. En yüksek ıskarta verim 2,85 t/da ile 20 cm sıra üzeri mesafeden elde edilmiĢtir. Diğer yapılan uygulamalar istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur.

Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidinin ıskarta verim değerleri sırasıyla Tablo 4.2. de verilmiĢtir.

(34)

33

Tablo 4.2. Göktürk ve Semerkant FıçeĢidine ait ıskarta verim değerleri (ton/da) Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 0,65 0,21 0,74 0,33 0,48 b 0,43 0,53 0,69 0,27 30 cm 0,94 1,40 1,44 0,93 1,18 a 1,17 1,18 1,19 1,16 40 cm 0,44 1,15 0,12 0,35 0,52 b 0,80 0,23 0,28 0,75 Ortalama 0,67 0,92 0,76 0,53 0,80 a 0,65 b 0,72 0,73

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):** Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): * DSxÇ: * D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 2,81 3,40 2,98 2,22 2,85 a 3,11 2,60 2,90 2,81 30 cm 1,85 0,69 3,08 1,21 1,71 b 1,27 2,14 2,46 0,95 40 cm 0,61 0,68 0,74 0,92 0,74 b 0,64 0,83 0,67 0,80 Ortalama 1,76 1,59 2,27 1,45 1,67 1,86 2,01 1,52

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):** Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. **: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,01 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder.

(35)

34 4.3. Meyve Sayısı

Denemede çeĢitlere ve uygulamalara bağlı olarak bitki baĢına düĢen meyve adeti 9,75-33,34 adet/bitki arasında değiĢmiĢtir.

Göktürk çeĢidinde meyve sayısındaki değerler bitki baĢına 9,75 adet/bitki (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) ile 21,67 adet/bitki (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 4 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Farklı dikim aralıklarında en yüksek meyve adeti 17,42 adet meyve ile 20 cm sıra üzeri mesafeden çıksa da bu fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur. Çiçek budamasının meyve sayısına etkisi önemsiz olup, sürgün budamasının bitki baĢına düĢen meyve adetine etkisi P≤ 0,05 düzeyinde önemli bulunmuĢtur. Ayrıca dikim sıklığı ve sürgün budaması arasındaki intreaksiyonda P≤ 0,05 düzeyinde istatistiksel olarak önemli bulunmuĢtur.

Semerkant Fı çeĢidinde ise değerler 17,67 adet/bitki ( 20 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 33,34 adet ( 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Çiçek budaması yapılan parsellerde bitki baĢına düĢen meyve 30,50 adet/bitki çiçek budaması yapılmayan parsellere göre yüksek çıkmıĢ ve bu fark istatistiksel olarak P≤ 0,01 düzeyinde önemli bulunmuĢtur. Diğer gözlemler istatistiksel olarak incelendiğinde önemsiz bulunmuĢtur.

Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidinin pazarlanabilir meyve sayısı değerleri sırasıyla Tablo 4.3. de verilmiĢtir.

ÇalıĢmada meyve sayısı çeĢitlere göre farklı çıkmıĢ Semerkant Fı çeĢidinde meyve sayısı daha yüksek bulunmuĢtur. Her iki çeĢitte de dikim sıklığının bitki baĢına düĢen meyve sayısına etkisi önemsiz bulunurken Göktürk çeĢidinde gövde budaması, Semerkant Fı çeĢidinde ise çiçek budamasının meyve sayısına etkisi önemsiz çıkmıĢtır. Biberde gövde sayısı ile ilgili literatür çalıĢmaları incelendiğinde CruzHuerta ve ark., (2009) bitkideki gövde sayısı ile birim alandaki bitki sayısını iliĢkilendirmiĢ ve birim alan söz konusu olduğunda birim alandaki bitki sayısının da etkisi olduğunu ifade etmiĢlerdir. Moboko ve ark., (2012), biberde gövde sayısı arttıkça meyve sayısının da önemli düzeyde arttığını ifade etmektedirler. Bu sonuçlar ile denemede elde edilen sonuçlar arasında paralellik bulunmuĢtur.

(36)

35

Tablo 4.3. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait meyve sayısı (adet/bitki) Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 13,33 17,33 21,67 17,33 17,42 15,33 19,50 17,50 17,33 30 cm 13,00 9,75 19,67 21,67 16,02 11,38 20,67 16,33 15,71 40 cm 16,67 13,00 16,67 19,00 16,33 14,83 17,83 16,67 16,00 Ortalama 14,33 13,36 19,33 19,33 13,847b 19,33a 16,83 16,35

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):ö.d. Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): * DSxÇ: ö.d. D.S. x S: * D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 17,67 30,00 23,00 26,67 24,33 23,83 24,83 20,33 28,33 30 cm 24,67 33,34 21,00 29,67 27,17 29,00 25,33 22,83 31,50 40 cm 25,03 33,33 24,67 30,00 28,27 29,21 29,33 24,88 31,67 Ortalama 22,47 32,22 22,89 28,78 27,35 25,83 22,68 b 30,50 a

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.): ö.d. Çiçek budaması (Ç): ** Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

*: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,05 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder. **: Uygulamalar arasındaki farklılıkların 0,01 düzeyinde önemli olduğunu ifade eder.

(37)

36 4.4. Ortalama Meyve Ağırlığı

ÇalıĢmada çeĢitlere ve uygulamalara bağlı olarak ortalama meyve ağırlığı 83,81-110,39 g arasında değiĢmiĢtir.

Göktürk çeĢidinde ortalama meyve ağırlığı değerleri 87,95 g (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) ile 110,39 g (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması var, 4 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Farklı dikim aralıklarında en yüksek ortalama meyve ağırlığı 103,89 g ile 40 cm sıra üzeri mesafeden çıksa da bu fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur. Çiçek budaması yapılan parsellerde ortalama meyve ağırlığı çiçek budaması yapılmayan parsellere göre yüksek çıkmıĢ ancak bu değer istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur.

Semerkant Fı çeĢidinde ise değerler 83,81 g (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 102,25 g ( sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması var, 4 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Semerkant Fı çeĢidinde ise Göktürk çeĢidinin tam aksine farklı dikim aralıklarında en düĢük ortalama meyve ağırlığı 90,47 g ile 40 cm sıra üzeri mesafeden çıksa bile bu fark istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur. 4 dallı sürgün budaması yapılan parsellerde ortalama meyve ağırlığı 96,68 g 2 dallı sürgün budaması yapılan parsellere göre yüksek çıkmıĢ ancak bu değer istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur.

Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidinin ortalama meyve ağırlığı değerleri sırasıyla Tablo 4.4. de verilmiĢtir.

Denemede çeĢitlerin ortalama meyve ağırlığı birbirlerine çok yakın çıkmıĢtır. Her iki çeĢitte de bitki sıklığı gövde budaması ve çiçek budamasının meyve ağırlığı üzerine etkisi önemli çıkmamıĢtır.

LiShan ve ark. (2009) 2 gövdeli yetiĢtiriciliğe göre 3 gövdeli ve 4 gövdeli yetiĢtiricilikte meyve ağırlığını daha yüksek bulmuĢlardır. Seifi ve ark. (2012) ise popülasyon yoğunluğu arttıkça ortalama meyve ağırlığının azaldığını, budamanın sadece meyve ağırlığını azalttığını ifade etmektedirler.

(38)

37

Tablo 4.4. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait ortalama meyve ağırlıkları (g) Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 103,97 87,95 95,77 91,75 94,86 95,96 93,76 99,87 89,85 30 cm 98,24 103,26 97,36 100,32 99,80 100,75 98,84 97,80 101,78 40 cm 100,67 97,81 106,70 110,39 103,89 99,24 108,54 103,68 104,10 Ortalama 100,96 96,34 99,94 100,82 98,65 100,38 100,45 98,59

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):ö.d. Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 83,81 95,26 97,01 102,25 94,58 89,53 99,63 90,41 98,76 30 cm 93,59 91,22 98,42 96,47 94,93 92,41 97,44 96,01 93,85 40 cm 93,13 82,81 94,13 91,81 90,47 87,97 92,97 93,63 87,31 Ortalama 90,18 89,76 96,52 96,84 89,97 96,68 93,35 93,30

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):ö.d. Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

(39)

38 4.5. Kuru Ağırlık

ÇalıĢmada çeĢitlere ve uygulamalara bağlı olarak kuru ağırlık değerleri % 7,79-10,71 arasında değiĢmiĢtir.

Göktürk çeĢidinde kuru ağırlık % 7,94 ( sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması var, 2 gövdeli budama) ile % 9,98 (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. ÇalıĢmada Göktürk çeĢidinde % kuru ağırlık sıra üzeri dikim sıklığı uygulamalarına bağlı olarak farklılıklar göstermiĢtir. Ancak bu farklılıklar istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur. Çiçek budaması yapılmayan parsellerde % kuru ağırlık daha yüksek çıkmıĢ, ancak bu farklılıklar istatistiksel olarak önemli bulunmamıĢtır. Farklı sıra üzeri mesafelerde sürgün budaması 4 dallı olarak yapılan budamada kuru ağırlık % 8,89 ile en düĢük çıkmıĢ fakat bu farklılık istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur.

Semerkant Fı çeĢidinde kuru ağırlık % 7,79 (sıra üzeri 30 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile % 10.71 (sıra üzeri 20 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. ÇalıĢmada Semerkant Fı çeĢidinde farklı sıra üzeri mesafelerdeki uygulamalarda en yüksek % kuru ağırlık % 9,01 2 dallı budama ve % 8,71 çiçek budaması yapılan uygulamadan elde edilmiĢtir. Ancak bu değerler istatistiksel olarak önemsiz bulunmuĢtur. . Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidinin % kuru ağırlık değerleri sırasıyla Tablo 4.5. de verilmiĢtir.

(40)

39

Tablo 4.5. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait kuru ağırlık değerleri (%) Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 9,30 9,82 9,72 8,42 9,31 9,56 9,07 9,51 9,12 30 cm 8,82 7,94 8,71 8,26 8,43 8,38 8,49 8,77 8,10 40 cm 9,98 9,20 8,86 9,37 9,35 9,59 9,12 9,43 9,28 Ortalama 9,37 8,98 9,10 8,68 9,18 8,89 9,23 8,83

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.): ö.d. Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. D.S xÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 10,71 8,82 7,96 8,30 8,95 9,77 8,13 9,34 8,56 30 cm 7,79 9,92 8,47 8,73 8,73 8,53 8,60 8,13 9,32 40 cm 8,50 8,32 8,73 8,16 8,43 8,41 8,44 8,62 8,24 Ortalama 9,00 9,02 8,39 8,40 9,01 8,39 8,69 8,71

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.): ö.d Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d.

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

(41)

40 4.6. Bitki Boyu

Denemede çeĢitlere ve uygulamalara bağlı olarak ortalama bitki boyu 49,27- 70,40 cm arasında değiĢmiĢtir.

Denemede Göktürk çeĢidinin bitki boyu 56,87 cm (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 70,40 cm (sıra üzeri 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Denemede Göktürk çeĢidinde bitki boyu mesafelere bağlı olarak önemli farklılıklar göstermiĢtir. Birim alandaki bitki sayısı arttıkça bitki boyunda da artıĢ meydana gelmiĢtir. Dikim sıklığına göre fark P≤0,05 düzeyinde önemli bulunmuĢtur. Çiçek budamasının bitki boyuna etkisi önemsiz bulunmuĢ ancak çiçek budaması yapılmayan parsellerde bitki boyu daha yüksek çıkmıĢtır. Bitki boyu bitkideki sürgün sayısına göre farklı çıkmıĢ ve bu fark istatistiksel olarak önemli bulunmuĢtur (P≤0,05). Buna göre gövde budaması yapılmayan bitkilerde bitki boyu daha yüksek çıkmıĢtır.

Semerkant F1 çeĢidinde bitki boyu 49,27 cm ( 40 cm, çiçek budaması yok, 2 gövdeli budama) ile 61,97 cm ( 40 cm, çiçek budaması var, 4 gövdeli budama) arasında değiĢmiĢtir. Denemde Semerkant F1 çeĢidinde en yüksek bitki boyu 58,69 cm ile 20 cm bitki sıklığından elde edilirken bu sıklıktaki bitki boyu 30 cm ve 40 cm bitki sıklığı istatistiksel olarak farklı çıkmıĢtır (p≤0,05). Semerkant F1 çeĢidinde gövde budaması ve çiçek budamasının bitki boyu üzerine etkisi önemli bulunmamıĢtır.

Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidinin bitki boyu değerleri sırasıyla Tablo 4.6. de verilmiĢtir.

Denemede her iki çeĢitte de dikim sıklığı ile dikim sıklığının bitki boyu üzerine etkisi önemli çıkmıĢ, sıra üzeri mesafeler daraldıkça bitki boyu artmıĢtır. Bununla beraber Göktürk çeĢidinde sürgün sayısının 4 gövde olduğu uygulamalarda bitki boyu daha yüksek ve fark önemli çıkmıĢtır.

Literatür çalıĢmalarında biberde uygulamalara bağlı olarak bitki boyunu inceleyen Morgan ve ark., (2000), ilk oluĢan çiçeğin koparılmamasının bitkide üretilen asimilat maddelerin sürgün yerine ilk meyvede kullanılması nedeniyle bitkinin vejatatif geliĢmesinin zayıf kaldığını böylece bitki boyunun bu durumdan olumsuz etkilendiğini,

(42)

41

Joviciche ve ark., (1999) ise biberde tel gövdeli yetiĢtiricilikte bitki boyunun daha yüksek olduğunu ifade etmektedirler. Bu bulgular deneme sonuçları ile kısmen uyuĢmaktadır. Bunun nedeni çeĢit, ekoloji ve yetiĢtirme tekniği farklılıkları olduğu düĢünülmektedir.

(43)

42

Tablo 4.6. Göktürk ve Semerkant Fı çeĢidine ait bitki boyu (cm) Göktürk S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 70,40 62,17 69,30 66,20 67,02 a 66,28 67,75 69,85 64,18 30 cm 64,33 67,33 67,73 67,20 66,65 a 65,83 67,47 66,03 67,27 40 cm 56,87 59,87 67,83 62,77 61,83 b 58,37 65,30 62,35 61,32 Ortalama 63,87 63,12 68,29 65,39 63,49 b 66,84 a 66,08 64,26

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):* Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): * DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: ö.d. Semerkant Fı S2 S4 Ortalamalar Dikim Sıklığı Ç0 Ç1 Ç0 Ç1 Dikim Sıklığı S2 S4 Ç0 Ç1 20 cm 56,43 60,87 55,50 61,97 58,69 a 58,65 58,733 55,97 61,42 30 cm 54,83 54,53 51,63 54,37 53,84 b 54,68 53,000 53,23 54,45 40 cm 49,27 59,63 58,17 50,93 54,50 b 54,45 54,550 53,72 55,28 Ortalama 53,51 58,34 55,10 55,76 55,93 55,43 54,31 57,05

Ġstatistiksel önem düzeyleri:

Dikim sıklığı (D.S.):* Çiçek budaması (Ç): ö.d. Sürgün budaması (S): ö.d. DSxÇ: ö.d. D.S. x S: ö.d. D.S. x Ç x S: *

ö.d. : Uygulamalar arasındaki farklılıkların önemli olmadığını ifade eder.

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablo 4 - Sektörel Birlikler Bazında Türkiye Geneli İhracat Değerleri (BİN $). Sektörel Birlikler

Tablo 3 - Sektörel Birlikler Bazında Türkiye Geneli İhracat Değerleri (BİN $). Sektörel Birlikler

Tablo 4 - Sektörel Birlikler Bazında Türkiye Geneli İhracat Değerleri (BİN $). Sektörel Birlikler

Tablo 4 - Sektörel Birlikler Bazında Türkiye Geneli İhracat Değerleri (BİN $). Sektörel Birlikler

Çalışma kapsamında bitki morfolojik özellikleri (zuruf boyu, zuruf taban kalınlığı, yaprak alanı, yaprak eni, yaprak boyu, yaprak kalınlığı, yaprak sapı uzunluğu,

KURU MEYVE VE MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ.

Mevcut standartlar arasında en yaygın biçimde uygulanan pazar standartlarının yanısıra kuru ürünlerde hijyen uygulamaları ve bulaşanlar gibi gıda güvenliği,

GÜNEYDOĞU ANADOLU