• Sonuç bulunamadı

Tabiatı taklit eden artistler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tabiatı taklit eden artistler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TABİATI TAKLİT EDEN ARTİSTLERı

Acaba, temaşa ettikleri şey­

leri lâyıkiyle görüp ayniyle tak­ lit edebiliyorlar mı? Malûm ya,

bakmak, görmek demek değil­ dir. Bu kabiliyet o kadar mü­ him bir hünerdir ki, insanlar onu - medeniyetin tekâmülde be­ raber artan - mükerrer idmanlar ve tecrübeler sayesinde kazana- bilmiştr; hattâ herkes, bu it- mana, doğduğu günden başlar ve etrafında bulunan şeylerle (yani haricî âlem le!) temasla­ rını, o tecrübeyle ikmal eder; hatalarını da, yavaş yavaş tas­ hih ederek, doğru görebilmek kabiliyetini kazanır. Âlim lerin pek ehemmiyetle tavsiye ettiği ve (éducation des sens =*= his­ lerin terbiyesi) dediği; işte bu itmandır ki, herkes -yaşadığı müddetçe-; bilerek, bilmiyerek onu icra eder, ve (işine yarıya- cak bir tarzda!) bu kabiliyeti­ ni arttırır. Bu kabiliyeti hor görmemeli, ve herkeste az çok mevcut olduğu için, kolay bir şey zannetmemelidir. San’atkâr için -hususâ yağlı boya ile mşe- gul olan ressamlar için,- son de recede mühim ve pek kıymetli bir kabiliyettir; hele renkleri iyi görmek ve iy terkip etmek­ le (yani, frenklerin -le coloris— kolorî- dedikleri m arifette!) b i­ rinci şarttır. Bu hünerde tema­ yüz etmiş dâhi artistler pek na­ dirdir: (K o lo rî) de (R ü -bens) [ * ] (Veronèse), (Delae-[ * ] ( Rübens) Hoüandamn

(A n v e rs ) şehrinde doğm uştur. (1 5 77 - 161f0); flam an, yani Alm an cinsindendir. (V e ro n è ­ s e ) îtaiyandur. (V e n e d ik ) civa r harında (V e ro n e ) şehrinde doğ­ m uştur. (1528 - 1588). (R e m ­ b ra n d t) da H oütm daltdtr; (L e y d en ) şehrinde dünyaya gelm iş­ t ir ; (1606 - 1669). İtalyan nü­ fuzuna harşı mücahedesinde m uvaffak olarak, memleketinde resmindik san’atına is tik lâ lin i tem in etm iş, (D e la cro ix , Fran- a ızd ır; (Rennes — R e n ) şeh- jin d e doğm uştur.

I

Y A Z A N :

FİLOZOF

RIZA TEVFİK

1

©

roix - Dölakurua) ; gölge ver­ mek hüneri (le clair - obscu - re) ünde ( R em brandt=R am - brand) müstesna bir dehâ gös­ termiş, ve üstat tanınmış büyük artistlerdendirler.

Renklerin mahiyetini -bir bakışta anlamak ve bir çok boyalan, kat’î ııisbetini bula­ rak -tabloda, fırçayla- aynen gösterebilmek o kadar güç bir hünerdir; (demin isimlerini zik­ rettiğim büyük üstatlardan meşhur Fransız ressamı (v e on dokuzuncu asırda kendi mesle­ kinde romantizmin müessiri

(Delacroix nin - estetik kitap- lanna naklolunmuş, pek mühim ve tesadüfi bir keşfi vardır. Ben size onu kısaca naklediyo­ rum. [• • ]

(Delacroix Paristeki atölyesinde bir tablo yapmakla meşgulmüş; bir halının san rengini bir tür­ lü vermemiş, halıdaki parlak - lığ ı tablosunda aynen taklit e- dememiş. Acaba (Rubens), na­ sıl bu (K o lo rî) hünerinde mu­ vaffa k oluyordu?, diye düşün­ müş, ve derhal bir araba ısmar­ lamış, (Louvre = L u vr) müze­ sine gidip (Rübens) in meşhur tablolarım, bir kere daha dik­ katle seyir ve tahkik etmek is­ temiş. O zamanlar Pariste kul­ lanılan at arabalarının mefru­ şatı, san renkli kadifeden imiş. Araba gelince, bu keskin gözlü ressam, bir anda görmüş ki, gölgede arabanın san kadifesi, menekşe renginde akisler veri­ yor! Bu müşahedesinden çok memnun olarak arabacıya hak­ kım ve bahşişini verip savmış, artık müzeyi ziyarete lüzum görmiyerek işine devam etmiş imiş!...

[ * * ] D elacroix, b ir hoş tesa­

düfe medyun bulunduğu bu m ühim tecrübeyi (1 8 80 ) sene­ sinde yapm ıştı. Tam o sıralar - da, büyük Fransız şa iri (V ic to r H ugo = V ik to r Ü g o ) da edebi­ yatta rom antizm meslekini te­ sis e tm iş ti; ik isi de içendi sana­ tında ayni meslek m üessifidir.

O zamandanberi, bu renklerin mahiyetlerinde tegayyür hasıl olması sebebini âlimler lâyı- kiyle tetebbü ve tahkik ederek, bu hâdisenin tabiî kanunlarım ve başlıca renklerin (mütem­ mimlerini = Couleurs comp­ lementaires) - tecrübe ile bulup kat’î olarak tayin etmişlerdir. On dokuzuncu asrın en büyük filozoflarından meşhur (H e r­ bert Spencer = H. Spenser) in de tıpkı böyle bir tecrübesi var ki renklerin mahiyeti hakkın­ da hayli müddet cehalette kal­ mış bulunduğunu isbat ediyor: kendisi de bunu itira f etmek için -iltizâmen- şu sözleri söy­ lemiştir;

(Ben' gölgenin siyah renkte olduğuna kanaat etmiştim. Se­ nelerce bu kanaat üzere yasa - dım. Sonra dikkat edince anla­ dım ki, bir şeyin gölgesi “ donuk bir surette,, onun rengini ak- settiriyormuş. Daha sonra an­ ladım ki bu da yanlış bir fik ir­ miş; gölgeler de, renkler de, etraftaki şeylerin renklerinden müteessir oluyorlarmış) [ * * * ]

Cûnia 9/10/m 0

Dr. R IZ A T E V F İK

Sonu Salı aUahamutda

[ • * * ] Hpencer, m ühendislik­

ten yetişm iş, resim ve heykel yapabilir b ir genç olduğu, halde ku vvetli istidadının şevkiyle pek genç üten felsefeye öm rü­ nü vakfetm iş ve tekâm ül felse­ fesin i kurm uşturr.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

The proposed model is designed in such a way , that a given space that is the total area which is being allocated for the parking of that particular location is considered at the

Calibration of the model by GLUE is conducted using the width of the river water surface derived from satellite observation, as well as uncertainty estimate for

Observations come in to view from the results; which clearly proved that over all model of current research is feasible for study specifically work stress associated to

ni bilgiyle eskiler arasında ilişkiler kur- mak ve çıkarımlar yapmak üzerine prog- ramlanmıştır; biz istesek de istemesek de bu program hayli etkin bir şekilde çalışır.

Bu nedenle de yapay kornea, eğer hasta sürekli doğal korneayı reddediyorsa ya da böylesi bir nakil için uygun değilse, kısacası son çare olarak, yeğleniyor..

1935 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk’e yönelik olarak düzenlenmek istenen suikast girişimi İngiltere’nin haber vermesiyle ortaya

Amacımız akut karaciğer hastalığının en sık rastla- nan ve tipik bir örneği olan akut viral hepatitte tanı açısından önemli laboratuvar bulgularına değinmek olacaktır..

Fatoş Güney, kendi deyi­ şiyle “şartların uygun olduğu bugün” Yılmaz Güney’in ge­ leceğine ilişkin sorularımızı yanıtlıyor:.. - Yılmaz Güney vakfı