• Sonuç bulunamadı

Fatoş Güney, Yılmaz Güney'in maddi ve manevi varlığını toplamaya çalışıyor:"Yılmaz'ın özeleştirisini yayımlayacağım"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fatoş Güney, Yılmaz Güney'in maddi ve manevi varlığını toplamaya çalışıyor:"Yılmaz'ın özeleştirisini yayımlayacağım""

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Fatoş Güney yeniden gündeme gelen Yılmaz Güney'i anlattı, 36

4 i«

(2)

-Tr-mUbts

F a to ş G ü n e y , Y ılm a z G ü n e y ' in m a d d i v e m a n e v i v a r lığ ın ı t o p la m a y a ç a lış ıy o r

"Yılm azın özeleştirisini

A

ğa Cami Sokak

Güney H an’daki Güney Film yazı­ hanesi yıllar son­ ra yeniden açılmış. Kapıda he­ nüz tabela yok. İçeride birkaç kutu film, bir iki afiş rulosu.

Duvarında bir Yılmaz Gü­ ney filminin afişi olan odada Fatoş Güney oturuyor. Masa­ ya ve Türkiye’ye alışamamış gibi. Bazı şeyleri hatırlamak i- çin sık sık duralıyor.

“O kadar yıl sonra Türki­ ye’ye gelince ne hissettiniz, diye sormayacağız. Zaten her­ kes bunu soruyordur” diyo­ ruz. “Evet herkes bunu soru­ yor” diye karşılık veriyor: “As­ lında bir şey hissetmiyorum. Üçüncü bir şahıs gibi Türki­ ye’yi ve kendimi seyrediyo­

rum.”

Söyleşimiz bittikten sonra İstiklal Caddesi’ne çıktığımız­ da, “İstanbul çok değişmiş. M üthiş betonlaşm ış. O aşk şarkılarına konu olmuş koylar doldurulmuş” diye yakınacak.

Biraz ötede Atlas sinema­ sında, Yılmaz G üney’in ilk dönem inden “Silah ve N a­ mus” filmi gösterime çıkmış. A fişin ö n ün de fo to ğ rafın ı çekmek istediğimizde Fatoş Güney, “Kendi göstereceğim filmin afişiyle fotoğraf çektir­ mek isterim” diyerek geri çe­ viriyor önerimizi. Kendi seçti­ ği film ise 8 Eylül’de İstan­ bul’da başlayarak Ankara, İz­

mir, Adana ve koşullar uygun olu rsa D iy arb ak ır’da kitle toplantıları biçiminde göster­ mek istediği “Ağıt”...

Fatoş Güney, kendi deyi­ şiyle “şartların uygun olduğu bugün” Yılmaz Güney’in ge­ leceğine ilişkin sorularımızı yanıtlıyor:

- Yılmaz Güney vakfı ve si­

zin dönüşünüz neden şim di gündeme geldi?

GÜNEY- Uzun süredir bu proje üzerine düşünüyordum. H atta Avrupa’da bazı çalış­ malar yaptık. Çok büyük pa­ ralar gerekiyordu. O bakım­ dan girişimimizi bekletm ek zorunda kaldık. Şartlar uygun olana kadar. O şart da Yıl- maz’ın filmlerinin serbest bı- rakılmasıydı. İnsan hakları konusunda belirli gelişmeler olduğu takdirde bu vakfı ku­ rarız demiştik. İşte bugün o şartlar biraz biraz gerçekleş­ mek üzere.

- Vakıf Yılmaz Güney ko ­

nusunda bütün belge, film, fo ­ toğraf gibi malzemeleri topla­ yacak değil mi?

GÜNEY- Vakfın özel ama­ cı Yılmaz Güney’in filmleri­ nin arşivini oluşturmak. Onun Türkiye’deki 104 filminin aki- beti şu anda meçhul. Kültür Bakanlığı filmlerin kendile­ rinde bulunduğunu söylemiş. Bu negatifler özel laboratu- varlarda özel ısı derecelerin­

den geçirilerek saklanm ası

gereken şeyler. Bunlar şu an­ da kullanılabilir durumda mı onu bilemiyoruz.

- Bir de Güney Film yapımı

olmayan filmlerin haklan var... GÜNEY- Tabii. O filmlerin hakları bize ait değil. Çünkü Yılmaz’ın kimi zaman oyun­ culuğunu yaptığı, bazı yerde senaryosunu yazdığı, kimi za­ man yönetmenliğini yapıp is­ mini koymadığı fakat başka bir şirkete yaptığı filmler bun­ lar. O zaman bütün haklarını almışlar. Onları da ayrıca top­ lamak istiyoruz. Ama bugüne kadar ellerinde film olduğunu söyleyen insanlar astronomik rakamlar teklif ettiler.

- Yılmaz G üney’in yasaklı

olması onunla ilgili eserlere bir talep ve rant yarattı. Böyle bir yasağın k a lk m a sı sonu n d a “Yılm az Güney efsanesi”hin kullanılması gibi bir tehlike gö­ rüyor musunuz?

GÜNEY- B ugüne kadar böyle şeyler çok oldu. Korsan videoları çıktı Yılmaz’ın film­ lerinin. Eski filmlerinin kötü kopya kasetleri çıktı. Hakları Güney Film’e ait filmleri çı­ kardılar. Bize hiç sorulmadan, telif hakkı verilmeden, onayı­ mız alınmadan video kaset o- larak piyasaya sürdüler. Se­ naryolarını, hikâyelerini bastı­ lar, şiirlerini bastılar. Belki iyi niyet, belki başka bir şey.

- Daha önce “Umut” Tür­

kiye’de gösterilmişti. Bu filmin gösteriminden m em ­ nun musunuz?

GÜNEY- “Um ut” film inden m em nun değilim . Y ılm az’ın hiçbir filminin oyna­ tılm asının mümkün olmadığı bir dönem­ de, militanca bir şe­ kilde bu filmin oyna­ tılmasını önermiştim. Filmi verdiğim Doğu Perinçek ve arkadaş­ ları yasal yollara baş­ v urd u lar. Biz daha farklı konuşmuştuk. Aradan uzun bir sü­ reç geçti. O süre için­ de Türkiye’de bir ta­ kım şa rtla r değişti.

ü p

HjP

W i

F o t o ğ r a f : A L İ Ö Z

Ve Danıştay’dan olumlu karar çıktı. Ben sözümden döneme­ dim. Ve amatör bir organizas­ yonla film gösterime sokuldu. Bu bakımdan film geniş kitle­ lere ulaşamadı.

- T ü rk iy e ’deki kam uoyu

Yılmaz Güney’in Fransa döne­ mini pek bilmiyor. Geçen gün bir söyleşinizde okudum. Can- nes’da ödül aldıktan sonra dö­ nüş parasını bile zor bulmuş­ sunuz.

GÜNEY- Onu parantez i- çinde söylemiştim. Bu sıkıntı­ ların üzerine çok basmak iste­ miyorum. Öyle bir olay yaşa­ dık gerçekten. Çünkü film da­ ha önce satılmıştı. Parasını da önceden almıştık.

- Yılmaz Güney’in karakte­

rinde herhangi birşey bekleme­ den yardım etme özelliği vardı. Fransa ’da Kürt Enstitüsü’ne de yardım ettiğini biliyorum. Öte­ ki gruplara da...

GÜNEY- Evet. Böyle bir özelliği vardı. “Duvar”

filmi-Yılmaz Güney#in karısı Fatoş

Güney çekinerek, hatta

"Muhtemelen tutuklanırım" diye

geldiği İstanbul'da korktuğuna

uğramadı. Ayağının tozuyla

Mülkiyeliler Birliği' nde bir

insan hakları toplantısına

katıldıktan sonra Yılmaz Güney

Vakfı kurma kararını biraz öne

aldı: Türkiye'de bunun için

gerekli şartlar "biraz biraz

gerçekleşmiş gibi."

Fatoş Güney, ertesi gününü göremediği bir ayrılıştan yıllar sonra, ertesi gününü göremediği bir yolculukla geri döndü. Şimdi “üçüncü bir şahıs olarak kendini ve Türkiye’yi seyrediyor.”

nin çekimlerini örnek verebi­ lirim buna. Duvar filminin çe­ kiminde bin ikibin arasında fi­ güran kullanıldı. Bu görülme­ miş bir sayıydı. Bu filmin ihti­ yacından kaynaklanmıyordu. Fransız yapımcı saçını başını yoluyordu. Amaç orada zor durumda olan ilticacı insanla­ rın bu şekilde para kazanma­ larını sağlamaktı.

- Yurtdışında o filmlerden

elde edilen gelirlerden eser kal­ madı herhalde.

GÜNEY- Maalesef. Bugün sıfırdan başlamak zorundayız.

- Bir de Yılmaz G üney’in

çok geniş bir ideolojik- siyasi kimliği var. Sinemacı olarak da birkaç kimliği var. Önce a- vantür film ler yapıyor, ondan sonra daha ideolojik bir yapıya bürünüyor. İdeolojik olarak da “G üney” dergisinde Marksist yazılan var, giderek Arnavutluk Em ek Partisi’ne yakın bir çiz­ giye sonunda da Kürt milliyet­ çiliğine kayıyor...

GÜNEY- Kürtler’e karşı il­ gisi hep vardı. Ama pek belir­ gin değildi. Ben 1970 senesin­ de evlendim . O zam andan Yılmaz’ın Kürt meselesi ko­ nusunda görüşleri vardı. Bu­ nu hiçbir zaman Türkiye’deki genel demokrasi m ücadele­ sinden ayırmadı. Hiçbir za­ man bir Kürt milliyetçisi kim­ liğine bürünmedi. Mesela her zaman Türkiyeli sanatçı diye söylensin isterdi. Kürt milli­ yetçisi değildi. H er zaman, her yerde onu söylüyorum . Daha entarnasyonal bakıyor­ du meseleye. Tabii söylediği­ niz doğru, bir sürü aşamadan geçti.

- İki kasetini piyasaya sü­

rüp para kazanmak isteyenler olduğu gibi, kendi siyasi çıkan için “bizdendi” diyenler çıkabi­ lir mi?

GÜNEY- Bu zaten söz ko­ nusuydu. 7 senedir, çeşitli gruplardan insanlar doğal o- larak onun görüşüne sahip

çıktılar. Kendilerinden gös­ term ek istediler. Ben buna karşı çıktım. O hiçbir gruba a- it değildi. Yılmaz Güney’in artık herkese m alolduğunu söyledim. Yılmaz hiçbir za­ man o ya da bu görüşün ada­ mı olmadı.

- Yılmaz Güney bugüne ka­

dar yasaklı bir sanatçıydı ve şimdiye kadar onu savunmak bir demokrasi göreviydi. Şimdi bu yasağın delinmesi ile birlik­ te bu efsaneden kendine pay çıkaranlar oluyor.

GÜNEY- Evet Yılmaz’la ilgili kitaplar yayınlanıyor. Gerçekle ilgisi olmayan bir sürü şey tespit ediyorum bu kitaplarda. Ama şu anda bun­ ların üzerinde durmak istemi­ yorum.

- Yılmaz Güney’i tartışma­

nın zamanı gelmiş midir sizce? GÜNEY- Ben bu tartışma­ lar için çok bile geç kalındığı­ nı düşünüyorum. Öediğim gi­ bi insanlar biraz bu konuda

kendilerini otosansüre uğrat­ tılar. Çoğu insan endişe duy­ du Yılmaz Güney’in adından söz etmekte.

- Yılmaz Güney’ın en yakı­

nında siz vardınız. Hiç özeleş­ tiri yapar mıydı?

GÜNEY- Siyasi görüşleri k onusunda ö z e le ştirilerin i yazmıştır zaten. Kitap olarak yayımlayacağız.

- Yılmaz Güney özel ilişki­

lerinde p ek eşitlikçi yapıda bir insan değildi sanıyorum. Bir kadın olarak onun eşi olmak zor muydu?

GÜNEY- Özünde eşitliliği savunurdu. Benim sahip oldu­ ğum her hakka sen sahipsin d erd i. Am a zam an zam an duygusal çıkışları oluyordu. Onlar önemli değildi. Özünde o eşitliliğe inanıyordu.

- Yaşamınız boyunca Yıl­

m az G üney’in ardından gitti­ niz. Ara sıra hiç “Fatoş olarak ben k im im ? ” dediğiniz oldu mu?

GÜNEY- Ben Yılmaz Gü­ ney’i sadece bir eş olarak, a- şık olduğum erkek olarak, dost olarak, arkadaş olarak görmedim başından beri. Ya­ ni Yılmaz benim için bir ta­ kım değerlerin sembolüydü. Bir sürü şeyin kişiliğinde bir­ leştiği bir olaydı. Mesela Tür­ kiye’de demokrasi mücadele­ si diyoruz. Ben bunu Yılmaz’ın kişiliğinde buluyor­ dum. Ben, sadece vefa borcu duyduğum eşim e karşı so­ rumluluklarımı yerine getiren bir insan olarak görmüyorum kendim i. Benim Y ılm az’la beraberliğim bir dayanışma­ nın ifadesiydi. Kendi başıma bir hayatım yok ki. Benim ha­ yatım onun hayatının içinde. Onunla yaşamım çok genel şeyleri kapsıyor. Çok genel şeyleri kapsayınca özel yaşam olmaktan çıkıyor.

- Siyasi görüş olarak?

GÜNEY- Yılmaz’dan çok farklı görüşlerim oluyordu. Çok ters düşüyorduk, ö r n e ­ ğin Yılmaz TKP’ye kesin ta­ vırlı bir insandı. TKP Türkiye ile ilgili genel bir imza kam­ panyası açmıştı. Demokrasi i- le ilgiliydi. Ben de Yılmaz karşı olmasına rağmen, TKP olduğu için değil ama Türki­ ye’deki demokrasinin yerleş­ mesine katkı amacıyla imzala­ dım. Yılmaz sağ olsaydı böyle bir şeyi kesinlikle onaylamaz­

dı. g

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

* 0 0 1 5 8 3 4 2 6 0 1 0 *

Referanslar

Benzer Belgeler

Merkür, sabah gökyüzünde ve ay bafl›nda Günefl’e çok yak›n görü- nür konumda.. Do¤u ufku üzerinde bu- lunan gezegen, ilerleyen günlerde Gü- nefl’ten

Onun için Atatürk her fanî gibi ölebilir, fakat, bütün dünyanın hür­.. met ettiği en büyük adam ancak bir kere

Honlama işlemi sırasında oluşan anlık ısıdan dolayı malzemenin sertliğinde çok az bir kayıp söz konusu iken, ezme işleminde ise sertlik değerleri tüm

Two patients’ hearing losses were bilateral; so 30 ears of 28 patients were included in the study.. The degree of hearing loss ranged from mild to profound at the first

Yüksek polifenollü zeytinyağı, metabolik sendroma sebep olan risk faktör- lerinin ortaya çıkışında etkisi olduğu bilinen genlerin ifadesini olumlu yönde etkileyerek

İçerisinde küf mantarları bulunan bazı peynir türleri ile soya sosu gibi gıdaları sağlık tehdidi olmaksızın tüketme- miz küflü ekmek yemenin de zararsız

Rahmi Koç'un Şeref Başkanı seçildiği Koç Holding 39'uncu Olağan Genel Kurulu'ndayeni yönetim şu isimlerden oluştu: Mustafa Koç (Yö­ netim Kurulu Başkanı), Suna

Ünlü İşadamı Vehbi Koç'un naaşının çalın­ masıyla ilgili yüzlerce ihbar yağmasına kar­ şın, polis en ufak bir ipucu saptayamadı.. Fidye isteyen henüz yok