• Sonuç bulunamadı

Sevgi Gönül:"koleksiyonculuk çok heyecanlıdır"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sevgi Gönül:"koleksiyonculuk çok heyecanlıdır""

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

F o to ğ ra flar . B ü n ya d D in ç

PORTRE

/PROFİLE

<r7 s? rs& z

1Q3

GONUL

"KOLEKSİYONCULUK ÇOK HEYECANLIDIR”

The Excitem en t of C ollectin g

1 9 8 8 yılında Europa Nostra örgütünün Liyakat N işanı’na layık görülen Sadberk Hanım

Müzesi, Türkiye’nin ilk ve tek özel müzesi. Ayşe Üçok, müzeyi kuran ve bugünkü haline

kavuşturan Sevgi Gönülle sohbet etti.

SEVGİ

3 4 SKYUFE6 1992

B

ir e sk i e s e r g ö r­düğüm zaman araş­ tırm aya başlarım . Nerede, kim tarafın­

dan yapılm ış; almak g erek ir mi, ya da alabilir miyim diye. Bu araştırma safhası

çok keyiflidir. Sonra işin en zor tarafı başlar: Pazarlık. Bütün bu yaşananlar heyecanlıdır, insan büyük haz alır.”

Koleksiyoncunun ruh dünyasında olup b ite n le ri böyle anlatan Sevg i G önül, sıradan bir eski e se r toplayıcısı değil. İşadamı Vehbi K oç’un ortanca kızı olan Gönül, 1980 yılından bu yana, annesinin adını taşıyan Sadberk Hanım M üzesi’ni yöneten, geliştiren kişi...

Sarıyer’de, cadde üzerindeki Azaryan Yalısı ile yanında Sevgi Gönül binası adı verilen iki yapıya yayılan Sadberk Hanım M ü zesi, T ü r k iy e ’nin ilk ve te k özel müzesi. Sevgi Gönül müze fikrinin doğuş öyküsünü şöyle anlatıyor:

“Annem bir ev kadınıydı. Çok güzel el

işi yapardı. Anadolu’nun birçok yerinde olduğu g ib i A n k ara’da da çey iz e işlem eler koyulurdu. Tabii annemin de çey izin d e ço k gü zel iş le m e le r vardı. Sonraları annem gerek seyahatlerinde gerekse İstanbul’da yaşadığı sırada özel koleksiyonlar görmüş ve kendisi de bir tane oluşturmaya karar vermiş. Başlamış satın alm aya. K ap a lıça rşı ve b a şk a ç a rşıla ra gidip, gördü ğü gü m ü ş ve işlemeleri toplamış.”

Sadberk Hanım yıllarca bu eski eserleri toplam aya devam etm iş. Ama b ir gün gelm iş, biriktirdikleri artık eve sığmaz olmuş. İstemiş ki bu zengin kültür mira­ sını herkesle paylaşsın, başkaları da bu eserleri görsün. Ve o zaman müze fikri doğm uş hayalinde. Sevgi Gönül, “Ne yazık ki annem vakitsiz ayrıldı aramızdan. B iz le re vasiyeti, topladıklarıyla kendi adına bir müze açmamızdı” diyor.

Koç Vakfı tarafından 1980 yılında açılan müze, başlan gıçta sad ece Sadberk ^

R e c ip ie n t o f t h e

E u r o p a N o s t r a

A w a r d in 1 9 8 8 , t h e

S a d b e r k H a n ım

M u s e u m is T u r k e y 's

f ir s t a n d o n ly

p r iv a t e m u s e u m .

A y ş e Ü ç o k c h a t t e d

w it h S evg i G ö n ü l,

t h e d r iv in g s p ir it

b e h in d t h e m u s e u m .

£ * m m J O h e n I see start to do V f research. W h e re and by w h o m was it made; is it w o rth buying? This stage o f research is very Annesinin hayalini gerçekleştiren Sevgi Gönül (solda), 198 0 yılından bu yana Sadberk Hanım M üzesi’ni geliştirmek için uğraş veriyor. Müzeden, Roma Çağı'na ait mermer bir erkek heykeli (sağda). Sevgi Gönül has been the driving force behind the developm ent o f the Sadberk Ham m Museum, which houses her mother's collection o f O ttom an textiles, porcelain and silver (left). A Roman statuette from the museum's excellent archaeological

collection (right). enjoyable. T h e n th e hard p a rt o f th e business begins: bargaining. T h e w h o le process is e x tre m e ly exciting and gratifying."

F o r Sevgi G önül, th e th rill and fascination o f collecting is endless. T h e m id d le d a u g h te r o f business magnate V ehbi Koç, Mrs. G ö n ü l is no o rd in a ry collector. Since 19 8 0 she has d e v o te d h e rse lf to managing and expanding th e S adberk H am m M useum, nam ed in h o n o r o f h e r late m other.

Located o n th e shore road in Sariye^ along th e Bosphorus, th e m useum is housed in tw o adjacent 19th ce n tu ry buildings, th e Azaryan Yalı and th e Sevgi

(2)

PO R TR E / PROFILE Sadberk Hanım M üzesi’nin Arkeoloji Bölümü’nde, M.Ö. 5 4 0 0 ’lerden Bizans devrine kadar, Anadolu topraklarında yaşamış uygarlıkların ürettiği sanat eserleri ile gündelik kullanım eşyaları ve paralarından örnekler sergileniyor. The Sevgi Gönül W ing o f the museum exhibits Anatolian antiquities from 5 4 0 0 8.C. to the Byzantine era, including a rt works, household objects and coins.

Hanım’ın kişisel koleksiyonundan oluşu­ yordu. 1983 yılında, Türkiye’nin ilk kolek- s iy o n e rle rin d e n H üseyin K o c a b a ş ’ın büyük koleksiyonunu satın alan müze gen iş kapsam lı bir nitelik kazandı. Bu koleksiyon K o cab aş’ın bir öm ür boyu topladığı, M.Ö. 6000’den 19. yüzyıla kadar Anadolu’da yaşamış medeniyetlere ait çok çeşitli eserleri kapsamakta.

Sevgi Gönül, Hüseyin Kocabaş koleksi­ yonunun müzeye katılmasıyla birlikte işin boyutlarının değiştiğini ve b ir politika gütmesi gerektiğini hissettiğini anlatıyor. Her yöne dağılmak yerine bazı eserlere ağırlık vererek koleksiyonları gen işlet­ m ek p o litik a sın ın ilk ad ım ını, İznik eserlerini toplayarak atmış Gönül. Koca­ baş koleksiyonuyla birlikte gelen İznikler m üzenin İznik bölüm ünün nü v esini oluşturmuş. Sevgi Gönül bu çalışmasını şöyle anlatıyor:

‘Türkiye’deki müzelerde İznik yok gibi bir şey. Halbuki dışarıdaki müzelerde çok geniş İznik koleksiyonları var. Bu biraz da

ağırıma gitti. Tesadüfen o sıralarda piya­ saya çok mühim parçalar çıktı. Müzaye­ deleri dolaşarak bunları topladım.”

Böylece Türkiye’nin en önemli ve dün­ yada da kayda değer İznik koleksiyon­ larından biri müzeye kazandırılmış.

A rkeolojik, İznik ve işlem e eserlerin ağırlıklı olduğu Sadberk Hanım Müzesi iki bölümden oluşuyor. Müzenin Azaryan Yalısı tarafında İslam ve Osmanlı eserleri ile etnoğrafık eserler sergileniyor. Yalının gerek dış cephesi gerekse iç dekorasyonu orijinaline sadık kalınarak restore edilmiş. Arkeoloji Bölümü’nü içeren Sevgi Gönül Binası ise diğer yalı gibi restore edilmiş ancak içi son derece modern bir mimariye sahip. Iç dekorasyonu özel olarak müze için tasarlanmış. Müzenin sadece içinde ark eolo jik eserlerin bulunduğu vitrin­ lerin in ay d ın latıld ığ ı, h e r yanı siyah merm erle kaplı loş salonlarında keyifle dolaşıyor insan.

S a d b e rk Hanım M ü zesi, Sevg i Gö- nül’ün evladı gibi, “Günümün 24 saati

G ö n ü l W in g . T h e m useum is n o te w o rth y n o t o n ly fo r Its valuable archaeological and ethnological collections, b u t because It is Turkey's firs t and o n ly private m useum .

"M y m o th e r was a housewife. She did beautiful e m b ro id e ry. In A nkara, as In m any places in A natolia, a va rie ty o f h a n d w o rke d pieces w e re an Integral part o f a bride's h o p e chest. N aturally, m y m o th e r’s trousseau contained som e lovely pieces. Later, b o th w h ile traveling and living In Istanbul, she saw m any private collections and v o w e d to fo rm h e r ow n. She started buying, visiting th e C o ve re d Bazaar and o th e r m arkets and

collecting th e silver and e m b ro id e rie s she liked."

Sadberk H am m w e n t on collecting antique objects fo r years, until th e day cam e w h e n th e y c o u ld n 't fit In to th e house. She w a n te d to share this rich cultural heritage w ith everyone, to let o th e rs see these objects o f b eauty and artistry. A n d it was th e n th a t th e Idea o f establishing a m useum was b o m .

"B u t u n fo rtu na te ly m y m o th e r passed aw ay b e fo re h e r w ish could be realized. H e r last request t o us was to op e n a m useum in h e r name w ith e verything she had co llected."

T h e m useum was o p e n e d by th e V ehbi Koç F oundation in 1980, A t th e beginning, It co n tained th e personal c o lle ctio n o f S adberk H am m . In 1983, w ith th e acquisition o f th e extensive Hüseyin Kocabaş archaeological collection, th e m useum gained Im p o rta n ce and breadth, T h e c o lle ctio n encompasses a w id e variety o f A na to lia n pieces dating fro m 60 0 0 B.C. to th e 19th century.

T h e a d d itio n o f th e archaeological c o lle ctio n changed th e dim ensions o f th e m useum , making it necessary t o deve lo p a strategy fo r fu rth e r broadening th e collection. T h e firs t step was to c o n ce n tra te on certain areas ra th e r than collecting everything o f interest. T h e İznik pieces w h ich came w ith th e Kocabaş c o lle ctio n fo rm e d th e nucleus o f th e m useum 's İznik section, and p ro vid e d a focus fo r th e d e ve lo p m e n t o f th e collection.

"M useum s In T u rke y d o n 't have any İznik pieces w h ile in m useum s abroad th e re are ve ry large İznik collections. This was a little offensive. By coincidence, at th a t tim e som e v e ry im p o rta n t pieces w e n t o n th e m a rke t and I w e n t a round to th e auctions and purchased th e m ."

This resulted in th e fo rm a tio n o f T u rke y ’s m o s t im p o rta n t c o lle ctio n o f

(3)

PO R TR E / PROFILE

buraya ait” diyor. Müze için yeni eserler araştırmak, satın almak çok zevk aldığı işler. Gönül, sanat tarihi konusunda hiç “mürekkep yalamamış”, eski eserlere olan ilg isi de m üzeyi ku ran a k ad ar çok yüzeysel kalmış. “Ama” diyor, “işin içine girince derinlemesine öğrenmeye mecbur oldum. Eğitimin önemini yadsımıyorum ama insan yaşarken öğrendiğini hiçbir mektepte öğrenemiyor.”

Sevgi Gönül eski eserlerle haşır neşir olmayı çok seviyor; objelerle içiçe olup, onları tutup koklamanın insana çok şey ö ğ re ttiğ in i söy lü yo r. G ö n ü l’ün esk i eserlerle yoğrulmuş yaşamı evde de sürü­ yor. Evinde de h at ve figü rlü güm üş k o leksiy o n u var. Son gü nlerd e k ilise gümüşü toplamaya başlamış. Sevgi Gönül şöyle diyor: “Son zamanlarda vaftiz tasları, mukaddes su içm e tasları topluyorum. Çok ufak olmakla birlikte enteresan bir

koleksiyon bu. İlk aldığım gün heyecanla temizliklerini yaparım. Sakat tarafı varsa, onları tamir ettiririm . Koleksiyonumun her parçasıyla bizzet ilgilenirim.”

Son derece faal bir insan Sevgi Gönül. H e rşe y i etüd ed iy or, yen i p ro je le r üretiyor. Toplumun m üzelere ilgi gös­ term esi için önce çocukların eğitilm esi g e r e k tiğ in e inan ıy o r. Bu n ed en le de çocuklara müzeleri sevdirecek yayınlar ve program lar yapmayı planlıyor. Seyahat ediyor, müzeleri geziyor. En büyük düşü de gelecekte, özel merakı olan kostüm­ lerden oluşacak bir müze daha açmak.

Sevgi Gönül’in günleri, geçm işi, gü­ nümüzde de yaşatan eski eserlerle içiçe. Ama o, yeniliklere açık kişiliğiyle tam bu­ günün insanı. Gönül’ü, yolda giderken arabanın arka koltuğuna oturmuş, elinde bir game-boy, heyecan içinde Tetris oy­ narken gördüğünüzde hiç şaşırmayın! ■

E • ■ k * ■

İ ' W T

' 7.-;

3 8 SKYLIFE 6 1992

Müzenin İslam ve Osmanlı Eserleri ile Etnoğrafık Bölümü’nde mankenlerle düzenlenen tablolarda eski Türk yaşam biçimi ve gelenekleri canlandırılıyor (üstte, solda ve sağda). Arkeoloji Bölümü’nde yer alan Roma dönemi cam eserler (en sağda, üstte). Colorful tableaux recreate scenes o f Turkish life in the museum's Islamic and O ttom an A rt and Ethnographic Section, (above, left and right). Glass objects from the Roman period in the archaeological wing.

h

Í h l j S a

i

.

.

* x i r - r *

İznik ceram ics — and a m a jo r o n e in w o rld term s.

T h e Sadberk H am m M useum consists o f tw o parts. T h e A zaryan Yalı houses Islamic and O tto m a n pieces and th e ethnological collections. T h e 19th ce n tu ry w o o d e n m ansion was re sto re d to its original design b o th inside and outside. T h e in te rio r o f th e Sevgi G ö n ü l W in g , in contrast, is strikingly m o d e m . T h e dram atic e x h ib it ro o m s are paneled in black m arble, w ith light focused o n th e showcases.

The m useum is like a child, dem anding 24 hours a day o f Sevgi G önül's a tte n tion . Researching and purchasing n e w pieces fo r th e m useum is a pleasurable jo b . A lth o u g h she has no fo rm a l e d ucation in a rt history, she has be co m e rem arkably w e ll-ve rsed in m any fields. “ I was obliged to learn in d e p th as I g o t m o re and m o re involved in th e m useum . I d o n ’t deny th e im p o rta nce o f education, b u t w h a t a person learns fro m living ca n n o t be learned in any school."

Mrs. G ö n ü l loves o ld objects. Living w ith th e m , to u c h in g th e m and smelling th e m can teach p e o p le a great deal, she believes. A t hom e, she has a c o lle ctio n o f calligraphy and figured silver. Recently, she has begun to co lle ct ecclesiastical silver.

A n e x tre m e ly active w o m a n , Sevgi G ö n ü l studies everything and is constantly making n e w plans and projects. She believes it is essential to educate children in o rd e r t o have society sh o w an interest in museums. A ccordingly, she is th in kin g o f publications and program s aim ed at making children love museums. She travels frequently, visiting m useum s as she goes. H e r biggest dream is t o op e n a m useum d e v o te d to h e r special interest, costumes.

Sevgi G önül's p resent and past are in te rtw in e d w ith th e survival o f th e rem nants o f past civilizations. B ut w ith a personality op e n to n e w ideas, she is also a ve ry c o n te m p o ra ry person. D o n 't be at all surprised if yo u see Mrs. G ö n ü l sitting in th e back o f h e r car, enthusiastically playing T e tris o n a gam e-boy! ■

6 1992 SKYLIFE 3 9

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

“Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler” mısralarını ezberleten İbrahim Hakkı’daki tasavvufu, Karagöz’ün perde gazellerindeki hikmeti, Hürriyet

“Rıza Bey gibi bütün hayatı boyunca Türk yaşa­ yışını, Türk evlerini, Türk sokaklarını, mezarlıkları­ nı, namazgâhlarıyia, ç e ş ­ m esiyle,

Kayg› ge- nellikle baflar›s›zl›¤›n ard›nda gizlenir ve kiflinin kendisine ait bir yaflant› olarak geride kal›r.Kayg›l› kifli ço¤u zaman kendisine

Kendisinin, vezirlerinin, sad­ râzam ların yap tırd ık ları kapalı çarşılar, hanlar, kervansaraylar, köprüler, su yolları ve ham am la- rile Edirne; Mohaçlara,

Bazen vardır; bu trajedinin mutlu sahnesini de devlet yazmıştır, devle­ ti yönetenler yazmıştır “vatan hainli- ğ i” yle suçlanan bir babanın oğlunu,

Melek cinsinden olup farklı bir surette insana yerleştirilen bu kuvve, insanın hakikati bulmada en büyük hizmetkarıdır. İnsan bu kuvveyi iyi kullanabilirse makamların en

Atatürk'ün belgelerini saraya hediye ettim Senelerdir özenle muhafaza ettiğim ama bana değil millete ait olması gereken önemli bir arşivi geçen cuma günü Topkapı Sarayı1

O erieffik ■kinunm desteklendiği, h er türlü gerici davranışa göz yu­ mulduğu, Tü rkiye'nin Atatürk İlkelerin e yüzde yüz karşıt b ir yola sürüklendiği