• Sonuç bulunamadı

Nüfus sayımının düşündürdüğü meseleler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Nüfus sayımının düşündürdüğü meseleler"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

^-lEÇEN HAFTA yapılan yeni ^ ^ n ü fu s sayımı memleket için cok beşaretti bir haber sayılmalı­ dır. Her şeyden önce bir millet o- larak çoğaldığımızı, kuvvetlendi­ ğimizi öğreniyoruz. Bundan doğan İçtimaî meseleler üzerinde düşün mek — her halde — bu sevinçten sonra gelecektir. Nüfus ister do­ ğumların artması yüzünden ço­ ğalsın. ister dışardan gelenlerle

artsın. vücudümüzdeki kırmızı küreciklerin artısı gibi bunu da her şeyden önce sevinçle karsıla- maltyız. Bu nokta üzerinde an­ laştıktan sonra, nüfus sayımının doğurduğu ve doğurabileceği İçti­ maî meseleleri düşünebiliriz. Bes yıl önce gecen nüfus sayımında yazdığım bir makalede söyle di­ yordum: «Malthus» İktisadî buh­ ranı, göçleri buna atfediyor ve çare olarak doğumların tahdit e- dilmesüıi teklif ediyor. (Bugünkü Japonya da aynı teklifi yapıyor!) Fakat hâdiseler her yerde onun dediği gibi cereyan etmemiştir. 19 ve 20 »nei asırlarda nüfus bir çok içtimai şartlara bağlı olarak bâzı yerlerde artmış, bâzı yerler­ de hareketsiz kalmıştır. Bu artış bir kısım memleketler için kuv­ vet. bir kısmı için zaaf, bâzı yer­ de tehlike, bâzı yerde fayda, hat­ tâ en büyük ümit ışığı olmuştur. (30 Ekim, 1950 - Yeni Sabah). Ye ni nüfus sayımı şehirlerimizin her yerde büyümekte olduğunu gösteriyor. Bu ise köyden selıire hücum denen umumî bir dünya hâdisesinin bize düsen bir parça sidir. Bu meseleyi de derhal kö­ tümser bir gözle karşılamaya kalk mamalıdır. Bu noktaya yine bu gazete sayfalarında birkaç defa dokunmuştum: «Köy ve Şehir« adlı bir yazımda (13 Mart. 1950) köyden şehire doğru nüfus hücu Bunun birbirinden çok farklı bir çok sebeplerden ileri geldiğini ve bunlardan bâzılarının müsbet bâ- zılarınm menfi değeri olduğunu, nitekim şehirlerin cezp merkezi olmasının da yine farklı bir çok sebepleri bulunduğunu işaret et­ miştim. «Köyden şehire göç» adlı bir yazımda (23 Mart. 1953) bu hâ­ disenin doğurduğu türlü neticeler üzerinde dururken Fransada Al- fred Sauvy’nin başkanlığında Ch. Ghez. P. George ve L. Chevalier nin neşrettikleri «Köylerin Boşal­ ması» adlı 1949 da çıkan bir ki­ taptan bahsetmiş ve burada Fran sız müelliflerinin şehre hücum hâ disesinin doğurduğu meseleler ve bunları hal için ileri sürdükleri çareleri kısaca anlatmıştım, Yine aynı yılda «Türkiyede iş göçleri» adlı yazımda (9 Mart 1953) Sauvv nin bu kitabına ve demografyaya dair eserine. Planhol adında, bir genç coğrafyacının Türkiyedeki iş göçleri ve bilhassa büyük şehir­ lere doğru devri nüfus hareketi hakkındaki araştırmasına temas et miştim. 2 Kasım 1953 de çıkan «$e hir Meselesi» adlı yazımda ise garp ta köyden şehre doğru hücumu önleyen mukabil bir hareketin na sil doğduğunu, yâni şehirlerin va yılması, genişlemesi, kasabamsı bir hal alması için ileri sürülen teklifleri, bunların basta İngiltere olmak üzere bir çok gaı-p memle­ ketinde ne suretle gerçekleşmeye başladığını söylemiştim. Bütün bu yazılar — öyle görünüyor ki — te

Yazan:

Prof. Hilmi

Ziya ÜLKEN

ferrüatma varıncaya kadar bugün de aktüelliğini muhafaza ediyor ve galiba her nüfus sayımında da bu böyle olacaktır.

Bu yazılarda ileri sürdüğüm fi kirler söyle kısaltılabilir: Nüfu­ sun çoğalması, nüfusun şehirlere birikmesi diye mücerred ve u- muml bir mesele yoktur. İçtimai bünyelere, muasır teknikle alâka derecesine, kültür seviyesine. v j„

göre bu mesele ayn ayrı manza­ ralar alır. Modem medeniyetin en mühim alâmetlerinden biri olan

İS bölümü nüfus kesifliğinin ese­ ridir derler. Fakat bu hüküm de umumi olarak doğru değildir. Dünyada nüfusu en çabuk ve en çok artan Çin'dir. Halbuki orada is bölümü garp memleketlerine na zaran cok aşağı seviyededir. Bu­ na karsı Skandinav memleketle­ rinde nüfus kesifliği çok azdır. Fakat teknik ve kültürün her sa­ hasında mûcid ve kâşifler çıkara cak derecede üstün bir is bölümü teşekkül etmiştir. Çünkü Cinde nüfus çokluğuna rağmen millî ha yatın doğurduğu maddi ve mâne­ vi kesafet yoktur. Şehirler köy gibidir.

Bâzı garp memleketlerinde ise nüfus o kadar cok olmasa da. bu kesafet vardır; bilâkis köyler şe­ hir gibidir. Yeni medeniyette şe­ hir otobüsü, traktörü, gazocağı. radyosu ile köylere doğru uzanı­ yor. köyleri sehirleştiri.vor. Eski­ den de köylüler şehre hücum e- deıdi. Kamını zamanında «çift bo zanlardan İstanbul dolup eker bi­ çer tayfası yerlerini bos kovun terkettikleri» için köylünün şehir­ lere hücumuna mâni olacak

ted-Ismet İnönü

Ankaraya

gitti

B. M. Meclisinin 1 Kasımda açıla­ cak 9 ncu devre, İkinci çalışma dö­ neminde bulunmak üzere şehrimizde bulunan mebuslar peyderpey Anka- raya dönmeye başlamışlardır.

Bu arada C. H. P. Genel Başkanı İsmet İnönü dün saat 14,30 da uçak

la Ankaraya gitmiştir.

Marangozların

çivi ihtiyacı

karşılanamadı

Türkiye Esnaf, Sanatkârlar Konfe­ derasyonu marifetiyle muhtelif mes­ lek kollarına dağıtılan çivinin ihtiva cı karşılamaktan uzak olduğu anla­ şılmaktadır. Bu meyanda. Konfede­ rasyona verilen 30 ton çividen ma ran i gozlara 200 kilo başlı çivi tahsis edil-! iniştir. Marangozlar, Istanbulriaki marangozların üç aylık çivi ihtiyaç­ larının 26 ton olduğunu belirterek, 200 kilo çivi ile hiçbir iş yapamı ka­ caklarını söylemişlerdir. Yine ifade edildiğine göre, darlığa rağmen l r;0 (kuruşluk çiviler piyasada kilosu 5 'liradan muamele görmektedir.

Marangozlar ilgili makamlarla te­ maslarda bulunmak üzere bir hey’- etj Ankaraya göndermişlerdir.

birler alındığını Selâniki tarihi ya zıyor. Fakat o zaman İstanbul sim dikine nazaran daha köyümsü idi. Bugün, ithal esyasiyle de olsa, nisbeten modernleşmiştir; ve bu eşya şehirden köylere doğru git­ mektedir.

Endüstri geliştikçe, şehirlerde is sahaları büyüdükçe oraya yeni is çiler gelecektir: buna mâni olma­ ya imkân ve lüzum yoktur. Zi­ raat makineleştikçe, tarlalar sa­ ban ve öküzle değil makineyle sü rüldükçe bir cok ortakçı, yarıcı ve rençpere ihtiyaç kalmıyacak: bun­ lar da kendilerine yeni is saha­ ları arayacaklardır. Bu da zaruri dir. Bu iki hâdiseden birincisini Zonguldak ve İstanbul fabrikala­ rında Kessler. Fmdıkoğlu ve di­ ğer bâzı sosyologlar tetkik etmek tedirler. İkincisini de mülkiye­ li 40 talebe hocalariyle beraber birçok bölgeleri dolaşarak tetkik ettiler. Bu tetkikler ilerlerse her iki hâdisenin makineleşen memle ketler için nekadar zarurî oldu­ ğu görülür. Nitekim bu iç göçleri ni tamamlıyan dış göçleri de var dır. Memleketimize 1950 denberi gelen göçmenlerin sayısı büyük bir yekûna varmıştır. Bu hâdise de dünya mikyasında bir mesele teşkil ediyor. Bunları teşkilâtlan dırmak. gelenlerin rahatını te­ min etmek, yerleştikleri yerde en verimli bir hâle gelmelerini temin etmek, ic ve dış göçlerini esaslı bir mesele olarak tetkik ettikten sonra takip edilecek bir göç ve yerleşme siyasetinin işi olacaktır. Fakat bütün bu hâdiseler tek başlarına alınarak birer hasta­ lık gibi görülmemelidir. Çünkü cemiyet donmuş ve statik bir var lık değildir; devamlı hareket ve is tihale halindedir. Millî teşekkü­ lün mühim vasıflarından biri bü­ yük şehirlerin doğması, şehirlerin endüstrileşmesi, nüfusun köylerden şehirlere doğru temerküzü, bu hâ disenin neticesi olarak içtimai ta­ bakalarda yukardan aşağıya doğ­ ru mütemadi hareketin mevcut olmasıdır. Nitekim yine millî te­ şekkülün mühim bir vasfı da kül türün, tekniğin, hayat kolaylıkla rının şehirden köylere doğru so­ kulması ve köylerin şehirleşmesi olacaktır. Eğer iki karşılıklı hâ­ dise arasında ahenk voksa zaman zaman sarsıntılar olabilir. Burada aranacak nokta nüfusun şehirlere niçin geldiği ve bunu önleme çâre leri değil, şehirlerin gerçekten mo dern mânasivle şehir vasfını alıp almadığını, yâni plânlasmasını. temerküzünü, içtimai fonksiyon­ larının ayrılmış olmasını aramak­ tır. Eğer şehirlerde İktisadî, fik­ rî, medeni kabiliyetleri bakımın­ dan modern bir milleti temsil et­ mek gücü doğmamışsa, şehirler kültürü ve tekniği kasaba ve köy lere doğru vayamıyorsa. kendile­ ri varı köy havatı sürmede de­ vam ediyorsa, nüfusun şehirlere hücumu meselesi sarptakinden büsbütün başka bir mâhiyet alır; İssiz köylülerin is sahası bula­ madan kesifleşmesinden ibaret ma razî bir hâdise meydana çıkar. Böyle bir neticeden korunmak için ic ve dış nüfus hareketini durdurmak değil, ancak memle­ ketin şehirlerde baslıyan kültür ve teknik seviyesini yükseltmek lâ zım gelir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bazı hayvanların aşırı avlanması, kaçak avcılık, tarımda kimyasal ilaçların kullanılması, bitki ve hayvan türlerinin genleriyle oynanması, aşırı nüfus

2) Malik asit oksalasetik aside dönüşmekte ve OAA in dekarboksilasyonu sonucu CO 2 oluşmakta ve oluşan CO 2 Calvin-Benson döngüsüne girerek karbonhidratların

 Hesabın Borç Kalanı Vermesi: Borç yerine kaydedilen tutarlar toplamı alacak yönüne kaydedilen tutar yada tutarlar toplamından büyük olmasıdır...  Hesabın

Projeksiyon odası koltukların mail dö- şemesi altına yerleştirilmiştir.. Projeksiyon ekranı sahnenin

Kazım Koyuncu’nun yaşamını paylaşılacağı etkinlik, 26 Nisan 2008 de “Mersin Nükleer Karşıtı Miting” ten hemen sonra İçel Sanat Kulübü’nde gerçekleştirilecek.. 23

Nicel verilerle karşılaştırıldığında nitel veriler genellikle daha zengin, daha derin, daha canlı yaşam tarzının ya da insanların deneyimlerinin, tutumlarının

Kürtlere yönelik olumsuz tutum taşıyan katılımcıların, uyumlu blokta (İyi-Türk, Kötü-Kürt), uyumsuz bloktan (İyi-Kürt, Kötü-Kürt) daha hızlı

“sosyalist” veya “milliyetçi” seçkin kesimler ya da gözünü modernleşmeye diken liberal hükümdarlar, zaten aktif olan aşirete ilişkin değerler sistemini yeniden