• Sonuç bulunamadı

Kültür ve sanat hizmetlerinden:131. Sergi:Leylekler dünyası

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kültür ve sanat hizmetlerinden:131. Sergi:Leylekler dünyası"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T T - =59

YAPI VE KREDİ

B A N K A S I

Kültür ve Sanat

Hizmetlerinden :

Türkiye’de Doğayı Koruma

Vakfı hin işbirliği ile

m

S e r g i

hazırlanmıştır.

(—abloHaı: Calili

A caz

30 A r a l ı k - S a l ı -1975

3 0 O c a k - C u m a - 1976

G A L A T A S A R A Y S A NA T GAL E Rİ Sİ

jZ,aifH aklLci

(2)

J^eifdakdaı

<

:^ iin tfa s L

Leylekgiller (C icon iida e) familyasının yalnız Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarında bulunmasına rağmen, bü­ tün dünyadaki en tanınm ış türü, sadece leylek ola­ rak isim lendirdiğim iz beyaz leylektir ( C ic o n ia ) . in­ sanlara yakın yaşadıkları için, in s a n -y a b a n hayvan­ ları dostluğunun en iyi örneği ve yüzyıllardan beri Doğa’nın dost yüzünü ve faydalarını saptayan bir simgesi olmuşlardır. Ülkemizde bulunan öteki leylek türü, siyah leylekler (Ciconia nigra) ise, m a­ deni yeşil pırıltılı sırt kısmı ve beyaz karın bölgesi ile tan ıdığım ız leylekten ayırt edilir, onun da gagası ve ayakları kırm ızıdır. Sulak bölgelere yakın kuytu orman ve koruların içinde, yüksek ağaçların tepesine yuva yapar ve insanlardan köşe bucak kaçar. Böcekler, yılanlar, kurbağalar ve çekirgelerle besle­ nen iki leylek türü de köylümüzün ve çiftçimizin doğal tarım mücadele ilaçları gibidir. Köylüler de bunu bi­ lir ve her bahar, evlerinin damına veya bahçelerin­ deki bir ağaca yuva yapan leyleklerini dört gözle beklerler. Yetişkin leyleklerin her sene aynı yuvayı nasıl bulabildikleri ise, bilim adamlarını halâ düşün­ dürüp durmaktadır. Kaç sefer, köydeki evini yıkıp, yenisini yaptırırken, leyleğin de yuvasız kalmaması için, bir baca eklediklerini, leylek yuvası bulunan ağaçları, gereksinmeleri olmasına rağmen kesme­ diklerini görmüşümdür. Ama, bu sevgiyi niçin diğer canlılara da göstermiyoruz... Bir kır gezisi sırasında, koparıp bir kenara fırlatıverdiğim iz ufacık bir man­ tar, ezdiğim iz bir tırtıl, acaba leylekten dahg mı az

önemli bizim için. Ya pekçok canlıya barınak olan bir ağacı, bir ormanı yerle bir ettiğimiz zaman, ileride meydana gelecek erozyon ve kuraklığı niye düşüne­ miyoruz acaba?...

T ü r k iy e ’den ayrılıp güneye inen leyleklerin M ek k e’ den geçtiği düşünülerek, Hacı Leylek olarak adlan­ dırılmaları bir sevgi belirtisi olmakla birlikte, yanlış da değildir. Her yaz sonunda, Kuzey ve Orta A vru­ pa'daki daha doğrusu Elbe nehrinin doğusundaki yuvalarını terkeden leylekler, İstanbul Boğazı yolu İle, Anadolu ve T ra k y a ’daki leyleklerle birleşerek, Nil nehrini aşıp M ısır üzerinden Güney Afrika'ya inerler. Elbe nehrinin batısında bulunanlar İse, İs­ panya üzerinden Cebel-i T a rık boğazını geçerek gene Güney Afrika'ya doğru yolalırlar. Yapılan markalama çalışmaları ile, Güney Doğu Anadolu’da yuva yap­ mış olan leyleklerin bir kısmının Mekke üzerinden geçerek, Güney Arabistan'a İndikleri bugün öğre­ nilmiş durumdadır. Her yıl A ğ u s t o s - E k im ayları arasında, İstanbul Boğazından toplam 200 - 2 5 0 bin leylek geçit yapar. Bu büyük sürülerin içinde, 5 - 6000 siyah leylek ve bazı yırtıcı kuşlar da bulunur. Bu beraberliklerinin sebebi; büyük kanatları İle kanat çırpm ak yerine, yerden yükselen sıcak hava akım­ larından faydalanıp, süzülerek uçabilmektir. Bu sı­ rada, A vrupa'nın değişik ülkelerinden, büyük bir kuş gözlemcisi göçü de başlar. Yüzlerce gözlemci, Ç am ­ lıca tepesinde toplanıp, yaptıkları sayım sonunda, ülkelerindeki leylek sayısındaki düşüşü de saptama­ ya çalışırlar

Bir zamanlar Avrupa'da çok yaygın olan leylekler, bugün İsveç ve İsviçre'de tamamen ortadan kalkmış­ tır. Yeniden yuvalandırma çalışmaları yapılmakta olmasına rağmen, leyleklerin beslenme alanı olan sulak sahalar, göllerin bir kısmı kurutulmuş, akarsu­ lar, onların besini olan diğer canlıların yaşıyamıya- cağı kadar pisletilmiş, kırlar, evler ve yollarla par­ çalanmıştır. Siyah leylekler İse, nesli tükenme teh­ likesi içinde olan canlılar arasına girmiştir. Ülkem iz­

(3)

de ise, belki de toplam bütün A v ru p a ’da bulunan ley­ lek sayısına yakın yuva vardır, ilkokul öğrencilerinin doğal varlıklara dikkatlerini çekebilmek için, bütün ülke içinde bir leylek sayımı yapmak, onların şim­ diden bir kısm ının biyoloji bilimlerine İlgilerinin artmasına sebep olabilir. Kaldı kİ pekçok ülke yaşa­ dıkları çevrenin önemini anlayıp, biyoloji bilimlerine geç de olsa, önem verm eye başlamışlardır. Biz de gelişmemizi, doğal çevre ile dengeli bir biçimde sağlayabilmek, biyoloji ve teknolojiyi bir arada yürü­ tebilmek için geç kalmıyalım .

Oysa, bütün bunların dışında, doğal varlıkların, daha

doğrusu konumuz olan leyleklerin çevrem ize sağla­ dıkları estetik katkıdan sözetmek isterim biraz... Bugün modern insan için, estetik değerler, eskiye göre, daha fazla bir gereksinme durumuna gelmiştir. Bozulmuş çevremiz, nüfus patlaması sonucu plânsız, acele yerleşm eler ile düzensiz yapılar, beton duvar­ lar, karmaşık trafik, egzos gazları... Bütün bunlar arasında, modern insan, çirkinden kaçıp, G ÖZEL'e varabilmek için, daha çok para harcamağa başlamıştır. Güzel döşenmiş bir ev, tablolar, şık elbiseler, onun aradığı güzellikler haline gelmiştir. Sokaktan kaçıp evine sığındığında, ufacık bir dekoratif süs eşyasında

(4)

bile dünyaları bulmuş gibi olur. Oysa, dünya Doğanın kendisidir ve Doğa halâ güzeldir. Nevarki sokakla­ rın, caddelerin arasından gördüğüm üz bir parça gökyüzü, birkaç karga ve serçe, apartman dairemizde gördüğüm üz ve İğrendiğimiz bir lıamamböceğlnden meydana ge lm iyo r Doğa... Ilık bir sonbahar günü, güneşin önünden, sonsuzluğa doğru kayıp giden sır ve rm e z leylek sürüleri, sisli bir göl kıyısına İniş yapan upuzun iki kırmızı bacak, siyah ve beyaz kanatlar, incecik bir sazın üstünde parlayan ufacık bir su damlasının meydana getirdiği görüntünün estetik değerini kim tartışabilir. Ya ciğerlerinize

dolan tertem iz hava... Sessizlik ve ya ln ız kanat sesleri... Evinizin çatısı üstünde bir çift dost ley­ lek... Acaba, kazancınız size bunları sağlıyabilir mi, daha doğrusu bunları satın alabilir m isiniz?... Am a , ülkemizin süsü, hatta simgesi olan leylek­ lerin ve dikkatimizi çeken veya çekm eyen, diğer doğal varlıkların da yaşamlarını bizlerle birlikte sürdürmelerine engel olmazsak ve kendi ürünüm üz olan estetik değerleri, Doğa’nın tartışılmaz güzel­ likleri ile tamamlarsak, belki de o zaman GÜZEL'e sahip oluruz.

Salih ACAR

132. Sergi Timuçin Aygen

Anadolu'nun Doğal ve Arkeolojik Zenginlikleri 2 Şubat — 3 Mart 1976

Referanslar

Benzer Belgeler

Evet, Halit Ziya’nın işaret ettiği gibi, Gedikpaşa Tiyatrosu ilk kurulu­ şunda, tam bir Türk tiyatrosu olarak kurulmuş, herkeste «yüksek bir hâ­ tıra»

SÜPÜRGELİ KARAGÖZ: ‘Şâirlik’ oyununda, ‘Aşık Haşan’ ve diğer âşıklarla atışmak üzere perdeye gelen Karagöz bu kıyafetiyle görülür.. Elinde, saz gibi

known as the Harbord Mission) was published in the Papers Relating to the Foreign Relations of the United States, 1919, volume II. (Washington: Government Printing

Bu akşam TRT 2’de, Simurg belgeselinin dördüncü bölümünde, yalnızca şiirleriyle değil, oyunları ve denemeleriyle de edebiyatımızda önemli bir yer tutan Melih

Çalışmamızda, göğüs duvarı sol anterosüperiorda, klavikulanın 2 cm altından başlayan, servikal bölgeye uzanım gösteren, ağrılı kitle lezyonu ile müracaat eden,

U * * nlü yazar Yaşar Kemal’in, akciğer rahatsızlığı nedeniyle ölen 50 yıllık hayat arkadaşı Thilda Kemal, dün son yolculuğuna uğurlandı.. İspanyol göçmeni bir

Güngör Dilmen’in yazdığı ve Engin Cezzar’m sahneye koy­ duğu «İttihat ve Terakki» nin bir aydan fazla bir zamandan beri devam eden çalışmaları, prova

Anjiotensin Sistem kompanentlerinden olan Ang-(1-7)’nin azalan nikotinik kolinerjik reseptörlerden α7nAChR, α4nAChR, β2nAChR ile artan metabotropik