Edebî Sohbetleri
fj^ v x
¡¿¡_ .
x m
Ziyâ Paşa’ nın Dostluğu
a y » Pas*, seksen yılın arkasından «eslenerek, hikmet veyâ mesel şiiri dl- veblleceiimiz hır tarz söyleyişle, bizi sık sık teselli eder.
Onun Terkib veya Tercl-I Bend'lnln nice beyitlerini, kaygılı günlerimizde buruk lezzetle hatırlarız. Pasa'nın dost luğu budiır. Çünkü İnsan, .keder ve kaygı İçindeyken bile, ıstırabının güzel bir söz hâline gelişini hatırlamakla, lerahlık duyar.
Meselâ karsınıza Hr adam çıkar: ben afiyle yapacağım, böyle yapacağım: dünyâyı nizâma koyacağım, diye bü yük lâflar eder. Siz. tecrübe görmüş bir kişi olarak bu adamı tanırsın»: kendi evini idâreden Ad» olduğunu bilirsiniz. Bu can sıkıntısı İçinde Zî£A Pasa imdadınızı yetişir:
Onlar ki verir lâf İle dünyâya nlzâmât Bin türlü teseyyüb bulunur hânelerlnde diyerek, yâhut:
Aylnesl İstir kişinin lâfa bakılma» Bahsin görünür rütbe-l aklı eserinde diye söyleyerek, sizin o andaki duy gunuza tercüman olur.
ese
Blrbaska gün, bil İrsini» k! sisin yürünür« gülen su adam, arkanızdan kuyunuzu kazıyor: sizden saklıyor a- ma, her yaptığı ya gizli Hr maksadın yâhut kölesi olduftu bir efendinin em ridir. Bu adama, Ziyâ Pasa’nın: Eb ummadıürn keyfeder eerftr-ı derflmm Sen herkesi kör. Alemi sersem mİ sa
nırsın beytini söylemek dilin! jln tınına gelir. Ancak adam, size nâzik, yumuşak ve güler yüzlü görünmek için âdetâ
çır-Nihad Sami
B A N A R L 1
pmıyordur. Siz. buna aldanmaz, güler ve yine Ziyâ
Paşanın-Allaha siftin sahs-ı halimin gazabından Zirâ yumuşak huylu atın çiftesi pektir Yaktıı nice canlar o nezâketle tebessüm Şirin dahi kasdetmes! cânaa giderektir beyitlerini hatırlarsınız.
Adamı, nasihatle yola getirmek is ter, olmayım* azarlar, yine olmazsa, ne yapacağınızı »aşırmazsınız. Çünkü Paşa, bunu da düşünmüş ve: Nush İle yolaa gelmiyen! etmeli tekdir Tekdir ile uslanmıyanın hakkı kötektir. demiştir.
B!r gün de bakarsınız, çevrenizde si ze benzer insan kalmamış. Herkes bir başka milleti taklldle meşguL Yurdum da mıyım; Amerika'da. Fransa’da. Al manya veyâ Rusya’da raiyim? diye si zi düşündürecek kılıklar, zevkler, ha reketler ve fikirler ortasında Ziyâ Pa- şa nm. bundan yüx bu kadar sene ev vel söylediği:
MHIlyyetl nlsyfln ederek her İşimizde Efkâr-ı firengâ tebaiyyet yeni çıktı beytindeki lsâbeti hatırlarsınız.
Fakat bu halden elem duyarak, fır sat buldukça, kendimize gelmemizi söyleyenlerin umursanmadığını, buna mukabil, yurdun rengini, hattâ kanım
deftlştirmek isteyenlerin daha cesâretle konuşur hâle geldiklerini hayretler l- clnde görür, yine Ziyâ Paşa’mn: Hak »öyllyen evvel dahi raenfûr Mi
gerçi Hâinlere ammâ İd rlftyert yeni çıktı. diye sızlanışındaki sim daha kuvvet le anlarsınız.
Ztyft Paşa’nın, böyle ve bunlardan da kesin daha nice beyitleri, maalesef her yerde ve her devirde doftru. nice acı ve gerçek sözleri vardır. Ama bu be yitleri de her yerde ve her devirde söyleyemezsiniz, çünkü Paşa bu hal leri d© düşünmüş ve:
Bir yerde ki yok nağmeni takdir ede cek gûş Tazyİ-i nefes evleme. tebdil-I maka a m et. demekle: "Bir yerde kİ senin mûsikini duyacak, anlayacak kulak yoktur, ora da, boşuna nefes tüketme, makam de- ftiştir.. diye öftüt vermeğe lüzum gör müştür.
Paşa nın, Allahın İşine hayretleri de güzel, sevimli ve hakimânedir. Onun, ilâh! hikmet karşısında serzeniş deftll. fakat hayret ifâde eden sözleri, daha çok Tercl-1 Bend’inde sıralanmıştır. Demlerce bir tamahla kılar kalbi bî
-huzur. Yıllarca bir emelle dlit bl karâr eder. Bir mUJkü Mr harts-l sitemkftr İçin yı kar. Bir kavmi bir münâfık llee tânnâr eder. gibi hayretleri bunlar arasındadır. Kı saca. onun dilinden anlayanlar için, Zl- yâ Paşa nın, bu nice yıllar arkasından seslenen, dostluğu, gerçekten büyük dostluk, bazan büyük bir tesellidir.