• Sonuç bulunamadı

Fonksiyonel Barsak Hastalığı Prevalansı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fonksiyonel Barsak Hastalığı Prevalansı"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Güncel Gastroenteroloji

Güncel Gastroenteroloji 10/2 165

GENEL B‹LG‹LER

Fonksiyonel Barsak Hastalıùı tanısı için objektif mu-ayene, laboratuar ve görüntüleme yöntemleri bu-lunmadıùından hastalık tanısı semptom tabanlı-dır. Bu nedenle epidemiyolojik veriler soru formu tabanlı oluüturulmuütur. ûimdiye kadar yapılan ça-lıümalarda FBH’nın ve/veya úBS’nin genel populas-yonda % 5-20 gibi yüksek prevalansa ve bunun sonucu ciddi iügücü kaybına neden olduùu görül-müütür. úBS de epidemiyolojik çalıümalar yapılır-ken sırası ile Manning, Roma I ve Roma II kriterleri kullanılmıütır (). Kriterler arasındaki bazen anlam-lı olabilen farklar sonuçların karüılaütırılmasını güç-leütirmektedir. Daha da üzücü olan yanı ise úBS prevalansını verdiùini iddia eden yayınların aslın-da FBH olması veya çoùunun özellikle Roma II için oluüturulmuü, yayınlanmıü soru formunu kullan-madan bu kriterlere göre sonuçlarını açıklaması-dır.

DÜNYADA YAPILAN EP‹DEM‹YOLOJ‹K

ÇALIfiMALAR

Avrupa ve Avustralya’da yapılan çalıümalarda FBH ve úBS’de benzer sonuçlara ulaüılmıütır. Bu ül-kelerde prevalansının % 0-20 ve insidensinin % -2 arasında olduùu söylenebilir (2). Buna karüın Uzak Doùu ve Hindistan’da sıklık daha düüük ola-rak bulunmuütur. Hastalıùın kadınlarda erkekler-den daha sık görüldüùü iddia edilmiüse de bu da-ha çok kadınların yakınmalarını daha ciddiye ala-rak hekime daha fazla baüvurmalarından kay-naklanabilir. Örneùin Hindistan’da kast sisteminin kadının sorunlarını açıklamada sorun yarattıùı ve hekime baüvurmasını engellediùi, bunun da ya-lancı düüüklük oluüturduùu iddia edilmektedir.

Hungin A.B.D’de telefon aracılıùı ile 8 yaü ve üze-ri 5000 kiüiyle görüümüü hastalık prevalansını Ro-ma II kriterlerine göre % 4, kadın erkek oranını 2: bulmuütur (3). Yine aynı grup 2003 yılında telefon aracılıùı ile yapmıü olduùu bir baüka çalıümanın sonuçları Tablo 2’de sunulmuütur. Tuteja telefon aracılıùı ile 069 kiüiyle görüümüü ve Roma II kriter-lerine göre úBS’yi % 9 ve Jones Roma I kriterlerine göre992 kiüide úBS’yi % 22 olarak bulmuütur.Yapı-lan bu çalıümalarda hastalıùa kadınlarda daha sık rastlanmıütır (4).

Nijerya’lı öùrenciler üzerinde yapılan bir baüka ça-lıümada Okeke ve ark. 330 (22 erkek ve 09 ka-dın) kiüide Roma II kriterlerini kullanmıü ve IBS ora-nını % 26. (erkeklerde % 26.4- kadınlarda % 25.7) ve úBS olanlarda depresyon oranını % 24.4 olarak bulmuütur (5). úzlanda’da Olafdottir ve ark 2000 ki-üi ile yüzyüze görüüerek yaptıkları çalıümada Man-ning kriterleri kullanmıülar ve úBS oranını % 30.9 (% 25.3 erkek, % 35.8 kadın) gibi yüksek rakam olarak bulmuütur (6). IBS prevalansı geliümiü ülkelerde ge-liümemiü olan ülkelere göre daha yüksek olarak bulunmuütur. Amerika Birleüik Devletlerinde yaüa-yan Asya kökenli kiüilerde beyaz ırka göre daha azúBS sıklıùı görülmüü. Andrews ve ark. 73 olgu-luk çalıümada IBS prevalansını Amerika Birleüik Devletlerinde yaüayan Asya kökenli kiüilerde % 6.6 bulmuütur (7). Bir baüka çalıümada Amerika Birle-üik Devletlerinde Wigington ve ark. 990 (670 Afrika kökenli Amerikalı 320 beyaz ) kiüiyle yüzyüze yapı-lan görüümede Roma II kriterlerine göre úBS % 9.6 (Afrika kökenli Amerikalılarda % 7.9, beyazlarda % 3.) olarak bulmuütur. Bu çalıümada

sosyo-de-Fonksiyonel Barsak

Hastal›¤› Prevalans›

Elmas KASAP, Serhat BOR

Ege Üniversitesi T›p Fakültesi, Gastroenteroloji Bilim Dal›, ‹zmir Güncel Gastroenteroloji

(2)

166 Haziran 2006

mografik karakteristiklerini karüılaütırdıklarında ise eùitimin beyazlarda daha yüksek olduùu ve eùiti-min yükseldikçe úBS prevalansının arttıùı görül-müütür (8).

Papatheodoridis ve ark yapmıü oldukları bir baüka çalıümada 700 eriükinde Roma II kriterleri dikkate alınarak yapılan çalıümada úBS % 2 olarak tespit edilmiü ve úBS’nin diùer fonksiyonel gastrointestinal rahatsızlıklarla iç içe olduùu belirtilmiütir (9). Creominini yapmıü olduùu metaanalizde úBS’nin toplumlarda % 3-% 5 arasında deùiütiùi ve % 50 oranında úBS’nin depresyon ile iliükisi olduùunu

tes-pit etmiülerdir (0). Aynı üekilde úsrail’de Sperber ve ark. yüzyüze görüüerek ve Roma II kriterleri kulla-nılarak 272 kiüide yaptıkları bir çalıümada úBS % 2.9, Singapur’da 500 olgu çalıümada Roma II kri-terleri kullanılarak yapılan çalıümada % 2.3, Hol-landa’da 500 kiüi ile telefon ile yapılan görüümede FBH % 2.4 ve úBS sıklıùını % 5.8 olarak bulunmuü-tur. Hong Kong’da yapılan bir baüka çalıümada 2797 kiüide úBS prevalansı % 6, 6 olarak bulunmuü-tur (). úran’da yapılan bir çalıümada Hoseini-Asl ve ark Shahrekord ilinde Aùustos 2002 ve Mart 2003 arasında 5492 kiüi ile yapılan çalıümada Ro-ma II kriterlerine göre úBS sıklıùını % 5.8 olarak

bul-Tablo 1. Doùu toplumlarında Roma II kullanılarak yapılan çalıümalar

Ülke Kiüi sayısı Araütırma üekli Roma II

Karaman Türkiye 998 Yüzyüze 9.

Hoseini-Asl úran 4762 Yüzyüze 5.8

Gwee Singapur 2276 Yüzyüze 8.6

Rajendra Malezya 949 Yüzyüze 5.7

Çelebi Türkiye 766 Yüzyüze 6.3

Masud Bangladeü 2426 Yüzyüze 8.5

Kwan Hong Kong 000 Telefon 6.6

Lau Hong Kong 298 Yüzyüze 3.7

Ülke Kiüi sayısı Araütırma üekli Roma II

Thompson Kanada 49 Telefon 2.

Saito ABD 643 Posta 4.7

Li Kanada 437 Telefon, posta 25.0

Dapoigny Fransa 20.000 Posta 4.7

Hilala Finlandiya 363 Posta 5.

Corazziari útalya 46.39 Yüzyüze 0.7

Hungin Avrupa 4.984 Telefon 9.6

Belçika 5229 Telefon 6.7 Fransa 5003 Telefon .3 Almanya 5002 Telefon 7.4 útalya 5453 Telefon 2.0 Hollanda 5082 Telefon 6.2 úspanya 5097 Telefon 7.3 úngiltere 5999 Telefon 2.0 úsviçre 5079 Telefon 8.4

Thompson Kanada 0.63 Telefon 2.

(3)

muütur. Çalıüma yapılan il sosyoekonomik olarak iyi düzeyde ve Asya kökenli topluma kapalı olan bir il olmasına karüın batı toplumundan daha dü-üük úBS prevalansı bulunmuütur (7, 2) Doùuda yapılan prevaprans çalıümalır Tablo ’de sunul-muüutur.

Tan ve ark Malezya’da yapmıü oldukları çalıüma-da Roma I kriterleri kullanılarak 533 kiüi (229 erkek (% 43) ve 304 kadın (% 57) ile yapılan çalıümada úBS oranı % 3. olarak bulmuü ve bu sonucun ba-tı toplumları ile benzer olduùunu belirtmiülerdir (3). Barbezat ve ark. Yeni Zelanda’da 980 kiüi üze-rinde Manning kriterlerine göre úBS oranını % 8.8 ve batı toplumları ile uyumlu olarak bulmuütur (4). Baretic ve ark Hırvatistan’da yapmıü oldukla-rı Roma II kritelerine göre 500 kiüide úBS prevalan-sını % 28 olarak bulmuütur ve úBS’nin vücut kitle in-deksi’nin yüksek olanlarda anlamlı yüksek görül-düùünü ortaya koymuülar (5). Masud ve ark Bangladeü’te úBS prevalansın 2426 kiüide Roma II kriterlerine göre % 24.4 olarak bulmuütur (6). Ma-son ve ark. Manning, Roma I ve Roma II’yi kar üı-laütırarak telefonla görüüerek yapmıü oldukları 822 kiüi çalıümada Manning kriterlerine göre % 2, Roma I kriterlerine göre % 9.2, Roma II kriterle-rine göre ise % 5.2 olarak bulmuütur ve çalıümaya katılan kiüilerin Roma I ile ilgili soruları daha iyi an-ladıklarını tespit etmiüler. Olden ve ark Roma I kri-terlerini Roma II kriterlerine göre daha sensitif bul-muütur (7).

Bommelaer ve ark .3 kiüi ile telefon ile yapılan görüümede Fransız toplumunda Roma I kriterlerine göre yapılan çalıümada úBS oranını % 4 olarak göstermiütir. Sosyal ve kültürel faktörlerinde úBS prevalansı üzerine etkisi olduùu görülmüütür. Daha fakir olan ülkelerde úBS’nin zengin olan ülkelere göre daha az olduùu görülmüütür (8).

ÜLKEM‹ZDE YAPILAN

EP‹DEM‹YOLOJ‹K ÇALIfiMALAR

Ülkemizde yapılan kısıtlı sayıda çalıümada genel-likle metodolojik sorunlar vardır. Akpınar ve arka-daüları 77 olguluk ve özet formda yayınladıkları çalıümalarında úBS prevalansını úzmir Narlıdere il-çesinde Roma II kriterlerine göre % 7.4 olduùunu belirtmektedir. Bu çalıümanın soru formunu incele-diùimizde orjinal Roma II soru formunun kullanıl-madıùı, kendileri tarafından geliütirildiùi görülmüü-tür. Valide edildiùi belirtilmekteyse de validasyon yayınlanmamıütır (9). Karaman ve ark. ise Sivas bölgesinde Roma II kriterlerini kullanarak yapt ıkla-rı 998 olguluk çalıümada úBS prevalansını % 9.

olarak bulmuülardır. Psikiyatrik problemler, geçiril-miü abdominal operasyonlar, barsak infeksiyonla-rı, çalıüanlarda ve düzenli beslenmeyenlerde (günde 3 öùünden az) diùer gruplara göre anlam-lı yüksek oranda úBS tespit etmiülerdir. Eùitim, siga-ra, çay, kahve, alkol içmek, adet dönemleri ve dü-üük kilo ile ise anlamlı fark bulunmamıütır. Çalıü-mada randomizasyon, hasta seçimi ve dıülama kriterleri, soru formu, validasyonu, anketörlerin ni-teliùi, görüüme tipi vs gibi esas bilgilerin hiçbiri yer almamakta olup ülkemizin en önemli Gastroente-roloji dergisinde yayınlanan bu çalıümada mater-yal-metod sadece bir paragraftan oluümaktadır. Çalıüma ile ilgili soru formuna ulaüılamamıütır (20). Çelebi ve ark. Elazıù’da bir il ve 8 ilçede 766 (% 45.4 Erkek, % 54.6 kadın) eriükinde yüzyüze görüüe-rek yapmıü oldukları çalıümada úBS prevalansını Roma II kriterlerine göre % 6.3 olduùunu göster-miülerdir. Çalıümayı incelediùimizde metodolojisin-de soru formu metodolojisin-detayları belirtilmemiü, validasyon uygulanmamıütır. Anketlerin yüzyüze uygulanmıü olması avantajdır. Bu çalıümada bakılan paramet-reler (karın aùrısı, karında üiükinlik ve rahatsızlık hissi, acil tuvalet gereksinimi, medeni durum) ara-sında úBS ile her hangi bir anlamlılık bulunmamıü-tır (2). û.Yılmaz ve ark Güneydoùu Anadolu böl-gesinde 3000 olguda (52 kadın ve 479 erkek) Roma II kriterlerine göre % 0.2 (kentte % 9.4, kırsal kesimde % 0.8) bulmuütur. IBS oranını kadınlarda (%2.4), erkeklere (% 8) göre, ve evlilerde (% .6) bekarlara göre (% 6.7) daha yüksek tespit etmiüler ve aralarında anlamlı bir fark bulmuülardır. Yaü, eùitim ve meslek arasında ise fark saptanmamıütır. Bu çalıümada da soru formuna eriüilememiütir. Ola-sılıkla valide bir soru formu deùil anketörün sorgu-lama sistemini kullanmıülardır. Randomizasyonun nasıl yapıldıùı ve niçin bu kadar geniü bir populas-yonun seçildiùi belirtilmemiütir. Görüümeler yüz yü-zedir (22).

Ege Üniversitesi Namık Kemal Menteü Gastroente-roloji kliniùi olarak yaptıùımız çalıüma Devlet ústa-tistik Enstitüsü önerileri dahilinde toplam 20 ilden 324 kiüi üzerinde uygulanmıütır. Bu 20 il Türkiye nüfusunun % 52’sini temsil etmektedir. Kulland ıùı-mız soru formu Douglas A. Drossmann’ın editörlü-ùünü yaptıùı Roma II “The Functional Gastrointes-tinal Disorders” kitabındaki sayfa 69-70 da bulu-nan formun Türkçe’ye izin alınarak çevrilmesiyle oluüturulmuütur. Formun dispepsi, úBS ve konstipas-ton alt grupları valide edilmiü fakat henüz yayın-lanmamıütır. FBH oranı tüm Türkiye de % 22.4, úBS ise % 2.7, FAB (üiükinlik) % 4.6, F-K (konstipasyon) % 8.3, F-D (diyare) % .3 olarak bulunmuütur. Çalıü-mamızdan aüaùıdaki sonuçlar çıkarılmıütır;

(4)

. Ülkemizde dispepsi ve úBS hariç FBH alt grupları sıktır.

2. Coùrafi bölgeler arasında veya doùu/batı ola-rak incelediùimizde anlamlı bir fark yoktur. 3. Yurtdıüı yayınlarda sosyo-ekonomik düzeyi yük-sek ve ileri eùitim grubunda FBH daha sık bulun-muü olup sonuçlarımız aksini göstermektedir. 4.úBS sonuçlarının beklenenin altında olması olası-lıkla Roma II kriterlerinin yetersizliùi ile açıklanabi-lir. Klinik pratik anlamında ülkemizde úBS sıklıùının yüksek olduùu vurgulanmakla birlikte klinisyenle-rin tanı kriterleri Roma II’den çok farklı olup úBS de-ùil FBH tanısı koymaya yöneliktir. Fakat yılların alıükanlıùı ile olgulara úBS denilmeye devam edil-mektedir. Örneùin karında üiükinlik, kabızlık yakın-maları bulunan genç bir bayanda klinisyen úBS ta-nısı koyarken Roma II tanı kriterlerine göre bu ol-gudaúBS yoktur. Literatürde vurgulanan rakamla-rın úBS’den çok FBH olduùu kanısındayız.

Yurtdıüı literatürleri incelendiùinde bu konudaki karmaüa daha iyi anlaüılmaktadır. úBS sıklıùı % 2, 9-4 arasında rapor edilmektedir. Bir hastalıùın epi-demiyolojisinin ülkeler arasında bu kadar deùiüik-lik göstermesi olaùan deùildir. En mantıklı açıkla-ma Roaçıkla-ma II soru formunun kültürel farklılıklardan ileri derecede etkileniyor olmasıdır. Ülkemizde ya-pılan yayınların tümünda metodolojik hatalar var-dır. Bu nedenle sonuçların karüılaütırılması imkan-sızdır.

KAYNAKLAR

1. Thompson WG, Irvine EJ, Pare P, Ferrazi S, Rance L, Func-tional gastrointestinal disorders in Canada:first popula-tion-based survey using the Rome II criteria with sugges-tions for improving the questionaire Dig Dis Sci 2002; 225-235

2. Tuteja AK, Joss SK, Talley NJ, Hickam DH. Functional bo-wel disorders:a population based study of prevalance and risk factors Am J Gastroenterol. 2002 ;97: 241 3. Hungin APS, Tack J, Mearin F, Whorwell PJ, Dennis E,

Barghoui V. Irritable bowel syndrome: prevalance and impact in the Usa-the truth in IBS survey Am j Gastroen-terology. 2002; 97: 242

4. Jones R, Lydeard S. Irritable bowel syndrome in the gene-ral population BMJ 1992; 304: 87-90

5. Okeke EN, Agaba EI Prevalance of irritable bowel syndrome in a Nigerian student population Afr J Med Med Sci. 2005 Mar; 34(1): 33-6

6. Olafsdottir LB, Gudjohnsson H, Epidemiological study of functional bowel disorders in Iceland Laeknabladid. 2005 Apr; 91(4): 329-33

7. E. B.Andrews, S.C. Eaton. Prevalance and demographics of irritable bowel syndrome: results from a large web- ba-sed survey Aliment Pharmacol Ther 2005; 22: 935-42 8. Wigington WC, Johnson WD, Minocha A Epidemiology

of irritable bowel syndrome among African Americans as compared with whites: a population-based study. Clin Gastroenterol Hepatol 2005 Jul; 3(7): 647-53.

9. Papatheodoridis GV, Karamanolis DG Prevalence and impact of upper and lower gastrointestinal symptoms in the Greek urban general population Scand J Gastroente-rol. 2005 Apr; 40(4): 412-21.

10. Cremnini F, Talley NJ. Irritable bowel syndrome: epide-miology, natural history, health care seeking and emer-ging risk factors Gastroenterol Clin North Am 2005 Jun; 34 (2): 189-204

11. E.M.C LAU, MD, FRCP, Epidemiology of İrritable Bowel Syndrome in Chinese Dig Dis Sci 2002 Nov: 2621-24 12. Perona M, Benosayag M. Prevalansce of functional

gast-rointestinal disorders in woman who report domestic vi-olence to the police Clin Gastroenterol Hepatol. 2005 May; 3 (5): 436-41

13. Tan YM, Goh KL, Muhidayah R, Ooi CL, Salem O. Preva-lence of irritable bowel syndrome in young adult Malay-sians: a survey among medical students. Gastroenterol Hepatol 2003 Dec; 18(12): 1412-6.

14. Barbezat G, Poulton R, Milne B, Howell S, Fawcett JP, Tal-ley N. Prevalence and correlates of irritable bowel symp-toms in a New Zealand birth cohort. N Z Med J 2002 Oct 25; 115 (1164): U220.

15. Baretic M, Bilic A, Jurcic D, Mihanovic M, Sunic-Omejc M, Dorosulic Z, Restek-Petrovic B. Epidemiology of irri-table bowel syndrome in Croatia. Coll Antropol. 2002 Dec; 26 Suppl: 85-91.

16. Masud MA, Hasan M, Khan AK. Irritable bowel syndro-me in a rural community in Bangladesh: prevalence, symptoms pattern, and health care seeking behavior.Am J Gastroenterol 2001 May; 96 (5): 1547-52.

17. Mason , Prevalence of irritable bowel syndrome (IBS) and variability of diagnostic criteria Gastroentérologie Clini-que et BiologiClini-que 554-561

18. Talley NJ, Zinsmeister AR, Melton LJ III. Irritable bowel syndrome in a community: symptom subgroups, risk fac-tors and health care utilization. Am J Epidemiol 1995; 142: 76-83

19. Şimşek İ, Şengül B Aktuel Tıp Dergisi 2004;9:60-64 20. Karaman N, Turkay C, Yonem O Irritable bowel

syndro-me prevalence in city center of Sivas. Turk J Gastroente-rol 2003; 14: 128-31

21. S.Çelebi ve ark. Epidemiological features of irritable bo-wel syndrome in a Turkish urban society. J Gastroenterol. Hepatol 2004; 19: 738

23. Ş. Yılmaz ve ark. The epidemiological aspects of irritable bowel syndrome in Southeastern Anatolia: a stratified, randomised, community-based study. Int J Clin Prac 2005; 59: 361-9

Referanslar

Benzer Belgeler

Dopo aver studiato sulle fotocopie le pagine relative alla riforma protestante e dopo aver visto la presentazione indicata nella lezione, prova a rispondere oralmente a

 Lago de Castiglioni’de bir mezar içinde bulunan şarap küpü İÖ 620-600 arasına tarihlenmektedir. Küpün üzerinde sağdan sola tek satır olarak şöyle yazmaktadır:.

Eski dönemde krala ait olan imperium yani emir verme yetkisi Cumhuriyet Döneminde consul adı verilen ve süreli olarak görev yapan magistraya geçmişti.. Cumhuriyet terimini

Kamu hukuku üstün durumda olan devletin taraf olduğu hukuki ilişkileri; özel hukuk ise eşit. durumda olan kişiler arasındaki

Barbar kavimler, Roma’ya saldırmışlarken, barışı tesis edip Roma için önemli bir dönemi de başlatmıştır.. Çünkü Roma en büyük yayılmasını bu

 Belirli dönemlerde yapılan bu oyunlar için arenalar özel olarak düzenlenir. değişik

2016 yılının Mayıs ayında Roma IV kriterleri adı altında fonksiyonel gastrointestinal hastalıkların tanımı ve sınıflaması yapılmış ve söz konusu kriterlere göre

Roma hamamları günümüzde de yapılıyor olsaydı onları rahatlıkla ekolojik yapılar olarak tanımlardık; en sıcak mekânların güneşin geldiği yöne göre konum-