• Sonuç bulunamadı

Karanlık dünyanın aydınlık kafası:Taha Hüseyin

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karanlık dünyanın aydınlık kafası:Taha Hüseyin"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

H \o > ç

KARANLIK DÜNYANIN AYDINLIK KAFASI:

T Â H Â H Ü S E Y İ N

Yazan: Donald Robinson

n LÜM tehditleri, açlık, sürülmek veya ^ hapsedilmek tehlikeleri Tâhâ Hü­ seyin’e tesir etmemiştir. Bu büyük Mısırlı bilgin, dünyanın kendi bulunduğu bölge sini mahveden cehalet ve geriliğe karşı savaşa devam etti.

Mücadelesi uzun ve ıztıraplı oldu, fakat neticede başarıya ulaştı.

Anayurdu Mısır’da, her çocuğun fayda­ lanacağı parasız bir eğitim sistemini ni­ hayet 1950’de gerçekleştirdi. Modem dün­ ya tarihinde bir Arab devleti ilk defa olarak fakir veya zengin bütün çocukları­ na eşit eğitim imkânı sağlamış oluyordu. Hüseyin’in zaferi bu kadarla kalmadı. Aynı zamanda bütün Arab milletlerini de, parasız genel eğitimi başlatmak üze­ re harekete geçirdi.

Dünyanın en mükemmel üniversitelerin­ den ikisinin Mısır’da açılmasına yardımcı oldu.

Fevkalâde yazılarıyla kadîm Arab bâtıl inançlarını devirdi, eski îslâm kültür a- levini yeniden canlandırdı, liberal demok­ rasi mesajını geniş çevrelere yaydı.

Üç yaşından beri kör bulunması, bütün bu yaptıklarına engel olmadı.

Hüseyin, babasının ikinci karısının on bir çocuğundan beşincisi olarak 1889 yılın­ da Yukarı Mısır’ın Maghagha kasabasında doğdu. Çağdaş Arab edebiyatının bir şa­ heseri olan otobiyografisinde, hastalık so­ nucu gözleri görmez hale gelince duydu­ ğu şaşkınlık şöyle anlatılmıştır: «Annesin­

de, şefkat ve ilgi buluyorsa da, bazan bi­ raz ihmal, bazan biraz sertlik bile seziyor­ du. Anladığına göre, annesi kardeşlerine bazı şeyleri yapmak için izin veriyor, ona ise müsade etmiyordu. Buna karşı evvelâ bir kırgınlık duydu, fakat kardeşlerinin kendinin hiç bilmediği şeylerden bahset­ tiklerini farkedince, bu kırgınlık sessiz, yürekten bir keder halini aldı. O zaman

Çeviren: Nesrin Morali

kardeşlerinin gördükleri şeyleri kendisinin görmediğini anladı.»

Okuluna kadar yürüyecek hali yoktu. Kardeşlerinden biri onu taşırdı. Görme­ den çalışıp öğrenmek kolay değildi, fakat öğretmenin her söylediğini akimda tuta­ rak tahsiline devam etti. Bütün Kur’an’ı ezberledi.

ARAB EDEBİYATI PROFESÖRÜ

Daha sonra Hüseyin, Kahire’ye gidip meşhur ilâhiyat fakültesi El-Ezher’e yazıl­ dı. Anlattığına göre, bilmediği sokaklarda ve binalarda el yordamıyla yoluna bulma­ ğa çalışarak dolaşmak korkunç bir şeydi. Bir profesörü kendisini yemeğe davet et­ tiği zaman çok sıkılmıştı. Herkesin ona baktığını hissediyordu, ellerinin titreme­ sinden, yemeğin salçasını elbisesine dök­ müştü.

El-Ezher öğretim üyelerinin, insanı de­ li eden muhafazakârlığına dayanamadı; isyan etti. Buradan ayrılarak yeni liberal Mısır Üniversitesine gitti. X. asır Arab şairi Ebül-Alâ üzerine yazdığı teziyle, 1914'de bu Üniversiteden ilk doktora alan kendisi oldu.

Üniversitede o kadar takdir edilmişti ki. Paris’de Sorbonne’a gönderildi, orada da 1918 yılında ikinci doktorasını yaptı.

Paris’de, gene Sorbonne’da okuyan Su- zanne Bressau isminde genç bir Fran­ sız kızına aşık oldu. 1917’de evlenip bera­ ber Mısır’a döndüler. Karısı ona okuyor, dikte ettiklerini yazıyor, yazdığı nutukla­ rı dinleyicilere okuyordu. Hüseyin’in tâbi­ riyle, Suzanne eşinin koruyucu meleği idi. Yurduna döndüğü zaman Hüseyin Mı­ sır Üniversitesinde Arab edebiyatı profe­ sörü oldu, Arabca öğrenimine fennî me- todları getirdi. Sınıflarında ve yazıların­ da, Arab kültürü tetkik edilirken gerçek­ lerin araştınlmasım tavsiye ediyor, her

(2)

folklor kırıntısını mukaddes sayan an’ane- vî usulden vazgeçilmesini istiyordu.

Kendisi Arab edebiyatını esaslı suret­ te tetkik etti. 1927 yılında yazdığı «İslâm

Öncesi Edebiyat» isimli kitapta Arab kül­

tür mirasına ait gerçek bilinen pek çok şeyin şüpheli olduğunu belirtti.

Bu kitap ve dersleri hayatına maloldu. Birçok işgüzar Arab, Arab dilini İslâm di­ ni kadar mukaddes saydıklarından, Mısır’ da bazı gruplar Hüseyin’in susturulması­ nı, kitabının yasaklanmasını istediler.

Hüseyin'in isyanı yalnız kültür mesele­ lerine inhisar etmedi; basın yoluyla li­ beral demokrat bir iktidar için de savaş­ tı.

1930 yılında bir istibdâd hükümeti ik­ tidara gelip Mısır’da akademik hürriyeti kısıtlamağa kalkınca, Hüseyin açıkça kar­ şı çıktı.

Bunun üzerine Üniversitesinden çıkarıl­ dı. Dört sene boyunca yarı aç ve her an hapsedilmek tehlikesi içinde yaşadı. Şüp­ hesiz daha beteri de olabilirdi.

PARASIZ EĞİTİM

1936 yılında Mısır’da hürriyet geri geldi, Hüseyin tekrar Edebiyat Fakültesi’ne rektör tayin edildi.

Çok evvel başlamış olduğu bütün Mısır­ lı çocuklara parasız eğitim mücadelesini yeniden hızlandırdı. Esasında parasız öğ­ renim fikri ilk olarak Arablar arasında ortaya çıkmıştır. Arab okulları Orta Çağ­ larda bile parasız öğrenim sağlamıştı; fa­ kat bundan vazgeçilmişti. Hüseyin, sis­ temin yeniden getirilmesinde ısrar etti.

Bazı kimseler Mısır hükümetinin böyle bir lükse katlanamayacağını söyledikleri zaman Hüseyin şöyle cevap veriyordu,

«Tahsil açık hava ve güneş ışığı gibidir; bunu arayanları cemiyet boş çevirmeme- lidir.»

Hüseyin 1940 yılında Eğitim Bakanlı­ ğında kültür genel müdürü, iki sene son­ ra da teknik müşavir oldu. 1943 yılında istediğini gerçekleştirdi. Bakanlık ilk öğ­ retimin tamamen ücretsiz olmasını kabul etti.

1942 yılında İskenderiye Üniversitesi’ni kurdu ve oraya rektör seçildi. Evvelce

bulunduğu Mısır Üniversitesinde yaptığı gibi, burasını da mükemmel bir müessese haline getirdi. Mevkiinden faydalanarak Arablan Nazilere karşı birleştirdi.

1945 yılında siyasî bir karışıklıktan sonra gericiler tekrar iktidara gelince derhal Hüseyin’i üniversitedeki ve Eğitim Bakanlığındaki görevlerinden aldılar. O- nunla sokakta konuşmak bile artık teh­ likeli sayılıyordu.

«Egyptian Scribe» isimli bir dergi çı­

kararak bununla demokrasi için müca­ deleye devam etti. Hükümet dergiyi ka­ pattı.

1950 yılında daha liberal bir hükümet iktidara geldi, Hüseyin Eğitim Bakanı se­ çildi. Hemen orta öğretim ücretlerini kal­ dırdı. Böylece bütün Mısırlı çocuklara on iki sene parasız öğrenim sağlanmış oldu.

Mısırlılar bu fırsattan faydalandılar. 1920 yılında Mısır okullarında kayıtlı 298.027 öğrenci varken, 1951 yılında bu sa­ yı 1.431.754’e ulaştı.

1950 yılında toplanan ikinci Arab Kül­ tür Konferansında Hüseyin her Arab mil­ letinin resmî temsilcisiyle konuşarak te­ mel bir hak olarak parasız eğitim siste­ mini kabul etmeleri için onları ikna etti. Hüseyin, Doğu ile Batı arasındaki kül­ türel engelleri yıkmağa çalışmıştır. Eğitim Bakanlığı onun idaresi altında Ingiliz, Fransız ve diğer Batı kültür miraslarını Arabçaya çevirmek için bir teşkilat kurdu. Yüzlerce genç Mısırlıyı tahsil için başka memleketlere yolladı.

Kırk nefis kitap Hüseyin’in ismini ta­ şımaktadır. Birkaç tanesi Arab edebiyatı ile, bazıları da başka memleketlerin ede­ biyatları ile ilgilidir. Beş ciltlik Fransız Tiyatro eseri ile Sophocles, Racine ve Gi- de’den yaptığı tercümeler gibi. «Mısır’da

Kültürün Geleceği» isimli kitapta, yurdun­

da kültür ve eğitimde ıslahat için bir program çizmiş, Mısır bir Akdeniz ülkesi olduğundan gelenekleri ve geleceği ba­ kımından Batı’ya bağlı olduğunu belirt­ miştir. «Şehrazadın Rüyaları» isimli ki­ tapta bu günkü dünyada demokratik ol­ mayan hususları eleştirir. Birçok romanı vardır. Otobiyografisi ise (1927- 1939) Av­ rupa'da ve Doğu’da on beş lisana çevril­ miştir.

93

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Gerçi oluflan mikropil ancak birkaç nanowatt (nanowatt, 1 watt’›n milyarda biri) ölçe- ¤inde güç üretebiliyor ancak araflt›rma- c›lar bu ölçe¤in

Mu ko za ile iliş ki li len fo id do ku nun eks tra no dal mar ji nal zo ne B hüc re li len fo ma sı ve Kütt ner tü mö rü - nün iki sin de de len fo id fol li kül olu şu mu gö

Ardından, yine bu bağlamda, katı mutlaklılık/tekelcilik/dışlayıcılık (hard exclusivism), ılımlı mutlaklık/tekelcilik/dışlayıcılık (soft exclusivism), yani kapsayıcılık

[r]

(•) Fransız askerleri halka «Dis done» diye hitap ettikleri için kendilerine bu isim verilmişti.... leri fazla açık

Şenlik boyunca konusunda uzman astronomlar tarafından gökbilim hakkında temel bilgilerin verileceği seminerler, gökyüzünü ve gök cisimlerini tanıtmaya yönelik teleskop

Bu çerçevede; Türkiye Barolar Birliği ve barolar olarak yetkilile- re gerekli uyarıları yaptık, meslektaşlarımıza ve yurttaşlarımıza uy- gulanan şiddetle ilgili

paragrafına göre, devlet veya hükümet başkanları düzeyinde toplanan konsey, üye devletlerin üçte birinin ya da komisyonun önerisi ve avrupa Parlamentosu’nun onayı