• Sonuç bulunamadı

Psychometric Properties of the Turkish Version 20 Item Toronto Aiexithymia Scala: According to Cut-off Score

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Psychometric Properties of the Turkish Version 20 Item Toronto Aiexithymia Scala: According to Cut-off Score"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

20 Maddelik Toronto Aleksitimi Ölçeði

Türkçe Uyarlamasýnýn Kesme Noktalarýna

Göre Psikometrik Özellikleri

Psychometric Properties of the Turkish Version 20 Item Toronto

Alexithymia Scala: According to Cut-off Score

Hüseyin Güleç1, Aynil Yenel2

1Doç.Dr., Saðlýk Bakanlýðý Tepecik Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Ýzmir, 2Dr., Erenköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Ýstanbul

SUMMARY

Objectives: In the present study, literature survey and

discussion on the features of the structure and continu-ity and categorical manifestation of the properties of pri-mary and secondary alexithymia have been made and the Turkish version of the twenty- item Toronto Alexithymia Scale (TAS), which was developed by Bagby et al., was studied to determine the cut-off score in order to be allowed to assess the presence of alexithymia.

Method: This study was conducted in Erenköy Mental

Research and Training Hospital Psychiatry Clinic. A total of 100 consecutive outpatients who applied to the out-patient clinic were enrolled to the study. In addition to the 20 and 26-item-TAS, a socio-demographic data col-lection form was used for all research participants. According to 26-item-TAS analysis, it has two cut-off scores: "10" and "11". Determination of cut-off score was calculated for each point separately. Results: 84

partici-pants were female and the mean (±SD) ages of patients in the study group were found to be 26.41±1.15. According to "10" and "11", scores designated in the TAS-26, "51" and "59" were found to be appropriate scores for the lower value and top score for TAS-20 respectively.

Conclusion: If the elope of alexithymics is not wanted,

"51" should be taken as the lower score; if a study with pure alexithymic group is required, it will be appropriate to take " 59" as the top score (according to "59" points designated for TAS-26).

Key Words: Primary alexithymia, secondary alexithymia,

TAS-20, cut-off score

ÖZET

Amaç: Bu çalýþmada aleksitimi yapýsý, primer ve sekonder

özelliklerinin görünümü süreklik ve kategorik oluþ özelliði üzerine literatür taranmasý ve tartýþmasý yapýlmýþ ve alek-sitimik yapýnýn varlýðýnýn deðerlendirilmesine izin verme-si amacýyla, Bagby ve arkadaþlarý tarafýndan geliþtirilmiþ olan 20 soruluk Toronto Aleksimi Ölçeði'nin (TAÖ) Türkçe uyarlamasýnýn kesme puanýnýn belirlenmesine çalýþýlmýþtýr. Yöntem: Bu çalýþma Erenköy Ruh ve Sinir

Hastalýklarý Eðitim Araþtýrma Hastanesi Psikiyatri Polikliniði'ne ayaktan baþvuran ardýþýk 100 poliklinik has-tasý ile yürütüldü. Katýlýmcýlara 20 ve 26 maddelik TAÖ ölçeði ile birlikte sosyodemografik veri toplama formu uygulandý. Bulgular: Katýlýmcýlarýn 84'ü kadýndý ve

orta-lama yaþlarý ise 26.41±1.15 olarak bulundu. TAÖ-26'da belirlenen "10" ve "11" puanýna göre; TAÖ-20 için "51" puanýnýn alt deðer "59" puanýnýn üst deðer olarak alýn-masý uygun görüldü. Sonuç: Aleksitimiklerin kaçmamasý

isteniyorsa "51" puanýnýn alt deðer olarak alýnmasý; saf aleksitimik grupla çalýþýlmak isteniyorsa (TAÖ-26'da belir-lenen "11" puanýna göre), "59" puanýnýn üst deðer alýn-masý uygun olacaktýr.

Anahtar Sözcükler: Primer aleksitimi, sekonder

aleksiti-mi, TAÖ-20, kesme puaný

(2)

GÝRÝÞ

Aleksitimi yapýsý baþlangýçta psikosomatik rahatsýz-lýklarý olan hastalarda tanýmlanan, afektif ve biliþsel özellikleri ile birlikte bir küme þeklinde ele alýn-mýþtýr (Taylor ve ark. 1997). Nemiah ve ark. (1976) bu yapýnýn belli baþlý özelliklerini: i) öznel hisleri (feeling) tanýmlamada ve ayýrt etmede zorluk; ii) emosyonel uyarýlmýþlýkta oluþan bedensel duyum ve hisler (feeling) arasýndaki ayrýmda güçlük; iii) fantezi kýsýtlýðýnýn da olduðu hayal kurma kapa-sitesinde kýsýtlýk ve iv) dýþa odaklanmýþ biliþsel model, þeklinde tanýmlamýþlardýr.

Son zamanlardaki teorik kuramlara göre aleksiti-mi; emosyonlarýn denetiminde ve biliþsel iþleyiþteki yetersizlikten yansýyan bir yapý olarak görülmekte-dir (Taylor ve ark. 1997). Bu kuramda genel olarak, insanlarda emosyonel cevap ve emosyon düzenlen-mesini içeren ve nörofizyolojik, motor ifade ve biliþsel-deneyimsel olmak üzere üç birbiriyle iliþkili sistemi kapsayan bir temele dayandýðý kabul görmektedir (Taylor 2000). Aleksitiminin altýnda yatan sorun -en azýndan bir kýsmý, erken çocukluk döneminde devam etmekte olan afekt geliþimdeki aksamaya atfedilmiþtir.

Normal afekt geliþiminin kavramsallaþtýrma aþa-malarýnda, Lane ve ark. (1987) sembolizasyonun kullanýlmaya baþlanmasý ve sonrasýnda dilsel öðrenmenin ilerlemesiyle devam eden epigenetik seri düzenini (epigenetic sequence) önermiþlerdir. Birbirini takip eden bu seride, dil geliþimi ile artan karmaþýk emosyonlarýn biliþsel þemalarla anlatýl-masýna izin verilmeye baþlanmaktadýr. Emosyonel uyanýklýk artýþýnýn yarattýðý periferik görünüm-lerinin farkýndalýðý geliþen birey, tedricen artan bilinçli yaþantýlamalarýnýn emosyonlarýna ve his-lerinin harmanlaþmasýnýn farkýndalýðý ve emosyon-larýn ince ayrýmemosyon-larýný ayýrt etme kabiliyetine zaman içinde sahip olmaktadýr.

Bucci (1997) tarafýndan modifiye edilen biliþsel-emosyonel geliþimin doðrusal modeline göre, for-mal-mantýksal iþleme devreye girdiði zaman erken dönemde var olan emosyonlarý somut duyusal (concrete sensory) ve motor olarak iþlemleyen dönemin de terk edilmediðini savunmaktadýr. Bucci emosyonlarýn hem sözlü (verbal) hem de sözsüz (nonverbal) olarak yer aldýðý bir "çoklu kod teorisi" (multiple code theory) önermiþtir. Buna

göre, ilk önce sözsüz emosyon þemalarýn geliþtiðini ve bu þemalarýn sembolik görünümleri olduðu gibi alt sembolik (subsymbolic) süreçleri de içerdiðini önermektedir. Sözlü emosyon þemalarýn daha sonra geliþtiðini ve dilin sembolik formatýna göre düzenlendiðini de öne sürmektedir. Bucci'ye (1997) göre sözlü ve sözsüz þemalar birbirine referans baðlantýlarý ile baðlýdýr ve bu baðlantýlar çoðunluk-la sözlü tanýmdaki dilden önceki sözsüz özellikli imajlarý içeren -algý deneyimleri ve otonomik uyarýlma modelleri gibi- alt sembolik vasýftaki görünümlerdir.

Aleksitimin yapýsýnýn tanýmý ve klinik özellikleri hakkýnda bir fikir birliði oluþmuþtur. Bununla bir-likte aleksitiminin, kararlý bir kiþilik özelliði (stable personality trait) mi yoksa akut hastalýkla iliþkili psikolojik stres veya bazý diðer stresli durumlarda geçici olarak sekonder ortaya çýkan bir yapý mý ya da kronik hastalýklarla ilgili bir baþa çýkma yanýtý mý olduðuyla ilgili bir tartýþma ve ihtilaf da söz konusudur (Ahners ve Deffner 1986). Bazý eleþtir-menler de aleksitimiyi, sadece sosyal ya da kültürel sýnýf farklýlýklarýndan kaynaklanan emosyonel bir ifade þekli (Kirmayer 1987, Prince 1987) veya hasta hekim iliþkisine özgü bir iletiþim güçlüðü (Musaph 1974) olduðunu savundular. Bazýlarý ise Sifneos ve Nemiah'ýn afekt defisitinin (yanýtta azalmanýn) bir tipi olarak gören yorumu yerine nörotik çatýþ-malara karþý geliþtirilmiþ bir savunma hali olabile-ceðini iddia etmiþlerdir (Taylor ve ark. 1997). Bazýlarý da aleksitimi kavramýna ne katýlýrlar ne de inanýrlar (Wallace 1988).

Bir çok farklý kültürlerde klinik olan ve olmayan gruplarda yürütülen aleksitimi yapýsýný deðer-lendiren öz bildirim ölçeðinin kültürlerarasý geçer-lik çalýþmalarýnda (cross-validation) görülen baþarýlý ön deðerlendirme sonuçlarý, aleksitiminin kültüre baðlý bir kuram olmadýðýný göstermektedir (Taylor ve ark. 2003, Güleç ve ark. 2009). Karþýt görüþ tartýþmalarýna iliþkin olarak Freyberger (1977) ve diðerleri gerek hayatý tehdit eden ölüm-cül bir durumla karþýlaþan ve gerekse de yoðun bakým ünitesinde tedavi gören hastalarda hayal gücü aktivitelerinde ve emosyonel ifadesinde ayný kýsýtlýlýðýn varlýðýný göstermiþlerdir.

Bu stres yaratan týbbi uygulamalara yanýtlarýn seyrek olmadýðý ve bu durum altýndaki hastalarda aleksitimi karakteristiklerinin geliþimi

(3)

gösteril-malarýný içeren koruyucu stratejiler de yine bu durumda ortaya çýkar ki Freyberger bunu aleksiti-mi benzeri fenomenler ya da ikincil aleksitialeksiti-mi diye adlandýrmýþtýr ve hastalýðý kronik bir seyir alan hastalarýn dirençli bir özelliði haline geldiðini rapor etmiþtir. Sifneos sekonder aleksitimi terimini Freyberger'den farklý olarak, aleksitimi karakteris-tiklerinin erken çocukluk veya yaþamýn daha geç dönemlerinde geliþen yaygýn travmaya cevap olarak sosyokültürel ya da psikodinamik faktörlere baðlý geliþiminin durmasý olarak yorumlamýþtýr. Karþýt olarak, primer aleksitimin nörobiyolojik defisitlerin bir sonucu olduðunu iddia etmektedir.

Bagby ve Taylor'a göre (Taylor 1997) aleksitiminin etiyolojisi belki de beyin organizasyonunda yapýsal kalýtsal çeþitliliklerle erken dönemde ailesel ve sosyal çevrenin eksikliklerini de içeren multipl fak-törlere baðlý olabilir. Ayrýca aðýr psikolojik travma sadece egoyu aþýrý zorlamakla ve duygulanýmda (afekt) bir gerileme yapmakla kalmaz ayný zaman-da aleksitimin klinik görünümüne katký yapan nöronal uyarýlabilirlikte de kalýcý hasarlar meydana getirebileceðini de iddia etmektedirler. Yazarlar hatta çocukluk çaðýndaki afekt düzenlenme kapa-sitesinde ve duygulanýmýn geliþimindeki durmanýn, genellikle uzun zaman çekilen bu duruma baðlý kiþiliðin ilerleyici bir görünümü haline geldiðini öne sürmektedir. Kafa karýþýklýðýný daha azaltmak için aleksitimiyi, herhangi bir etiyolojik duruma baðlý olmayan -kararlý bir kiþilik olarak- aleksitimi ile etiyolojik faktörlere baðlý ve stres veren olaylardan sonra açýða çýkan ve Freiberger'in tanýmýna göre sekonder sayýlan aleksitimi þeklinde basitçe ayrýla-bileceði iddia edilmektedir. Birkaç güçlü prospektif çalýþma aleksitiminin sadece psikolojik sýkýntýlarýn sonucu olarak ortaya çýkmasýndan çok kararlý bir kiþilik özelliði olduðunu desteklemektedir (Taylor 1997).

Daha önce de belirtildiði gibi aleksitimi yapýsýnýn tanýmý ve klinik özelliklerinin daha net olmasýna raðmen primer ve sekonder olmasý ile ilgili tartýþ-malar devam etmektedir. Türkiye'de yapýlan stan-dardizasyon çalýþmalarýna baktýðýmýzda, ekibimizin de bulunduðu 20 maddelik Toronto Aleksitimi Ölçeði'nin standardizasyon çalýþmalarý özetlemiþ ve çalýþmalardan elde edilen güvenirlik, geçerlik ve

hasta gruplarýnda güvenilir ve geçerli þekilde Türk örnekleminde kullanýlabileceðini göstermiþtir (Güleç ve ark. 2009). Açýklayýcý faktör analiz sonuçlarý 2 faktörlü yapýyý desteklerken, yapý geçer-liðinde daha çok tavsiye edilen doðrulayýcý faktör analizi sonuçlarý 3 faktörlü yapýyý doðrulamýþtýr. Aleksitiminin sürekli bir yapý olup olmamasý tartýþ-malarý devam etse de yapýnýn kararlý olduðu ve kategorik olarak aleksitimik olan/aleksitimik olmayan ayýrýmýnýn olduðu daha fazla kabul görmektedir (Taylor ve ark. 1997). Bu çalýþmanýn amacý, aleksitimik yapýnýn kategorik olarak çalýþýl-masýna izin veren kesme puanýný belirlemektir.

GEREÇ VE YÖNTEM

Bu çalýþma major depresif epizodlu hastalarda yürütülen bir çalýþmanýn parçasý olarak, polikliniðe ayaktan baþvuran 100 ardýþýk hasta ile yapýldý. Çalýþmaya alýnma koþulu olarak 18-65 yaþ arasý olmak, kullanýlan ölçekleri kavrayacaðý düzeyde eðitim seviyesinde olmak ve zekâ geriliði, intihar düþüncesi, genel saðlýðý veya yaþamýný etkileyebile-cek bedensel hastalýðý, demansiyel ve psikotik bozukluðu olmayan kiþiler olmalarý göz önünde bulunduruldu. Deðerlendirme sonrasý mental retardasyon, demans, biliþsel bozukluk ve psikotik bozukluðu tanýsý alan hastalar çalýþma dýþý tutul-muþtur. Katýlýmcýlara TAÖ-20 ve TAÖ-26 uygu-landý. TAÖ-26'nýn kesme noktasý olarak hem 10 puaný hem de 11 puaný dikkate alýnarak psikometrik özelliklerine bakýldý. Tüm hastalar çalýþma hakkýnda bilgilendirildi ve katýlmayý kabul edenlerden yazýlý olurlarý alýndý.

Veri Toplama Araçlarý:

Yirmi-altý maddelik Toronto Aleksitimi Ölçeði (TAÖ-26): "Kiþilerin duygularýný ayýrt edebilme ve tanýya-bilme yeteneði", "dýþ olaylara yönelik düþünce þekli", "duygularýný söze dökebilme yeteneði" ve "hayal kurma yeteneði" þeklinde dört alt boyuttan oluþan ölçeðin özgün þekli 26 maddeden oluþmakta ve 1-5 arasý puanlanmaktadýr (Taylor ve ark. 1998). Kiþilerdeki aleksitimi düzeyini ölçmeye yarayan ölçeðin Türkiye'de geçerlik ve güvenirliði Dereboy (Dereboy 1990) tarafýndan yapýlmýþtýr (iç tutarlýk katsayýsý r: 0.65, test tekrar test katsayýsý r:0.71 ayýrt

(4)

edici geçerliði z:-2.17, p<0.005). "Doðru" ve "yanlýþ" þeklinde yanýtlanan, kendini deðerlendirme þek-linde bir ölçektir. Puanlarýn artmasý aleksitiminin þiddetini göstermektedir. Kesim noktasý 10/11 puan olarak önerilmiþtir.

Yirmi maddelik Toronto Aleksitimi Ölçeði (TAÖ-20): Likert tipi, 1-5 arasý puanlanan, 20 maddeden oluþ-muþ bir kendini deðerlendirme ölçeðidir. Duygularýný Tanýmada Güçlük (TAÖ-1), Duygularý Söze Dökmede Güçlük (TAÖ-2), Dýþa-Dönük Düþünme (TAÖ-3) alt-ölçekleri vardýr. Yüksek puanlar yüksek aleksitimik seviyeyi gösterir. Bagby ve ark. (1994 a,b) tarafýndan geliþtirilmiþtir. Türkçe uyarlamasý Güleç ve ark. (2009) tarafýndan yapýlmýþtýr. Toplam ölçek Cronbach alfa deðeri 0.78, alt ölçeklerin ise 0.57-0.80 arasýnda bulun-muþtur. Doðrulayýcý faktör analizi sonuçlarýna göre, aleksitimi yapýsýnýn 3 faktör varlýðýný saðladýðý gösterilmiþtir.

Ýstatistik:

Sosyodemografik verilerin karþýlaþtýrmalarýnda

ölçümsel veriler Student-t testi, kategorik veriler ki-kare testi ile deðerlendirilmiþtir. Elde edilen TAÖ-26 toplam puanlarý içinde 10-11 puanlarýnýn her biri sýrayla eþik deðer olarak seçildi. Her bir eþik deðere göre ortaya çýkan TAÖ-26'ya göre alek-sitimik ve alekalek-sitimik deðil katýlýmcý daðýlýmý ile karþýlaþtýran tablolar yapýlarak bu tablolardaki daðýlýma göre duyarlýk, özgüllük deðerlendirildi; pozitif ve negatif yordayýcý deðerleri hesaplandý.

BULGULAR

Araþtýrmada yer alan grubun sosyodemografik özellikleri incelendiðinde polikliniðe ardýþýk baþvu-ran 100 hastanýn %16’sý erkek, %84'ü kadýndý. Yaþ daðýlýmý 18 ve 65 arasýnda deðiþmekte olup, ortala-ma yaþ 26.41±1.15 olarak hesaplandý. Eðitim süre ortalamasý 7.05±0.43 yýl olduðu, medeni durum-larýna bakýldýðýnda da 70 hastanýn bekâr, 27 has-tanýn evli, 3 hashas-tanýn da dul olarak kaydedildiði görüldü. Katýlýmcýlarýn %52'si öðrenci, %18'i ise ev hanýmý olup geri kalan meslek grubu ise daha çok serbest çalýþanlardan oluþmaktaydý.

Tablo 1. Kesme noktasý (TAÖ-26 için) 10 puaný alýnarak elde edilen TAÖ-20'nin psikometrik özellikleri Kesme Aleksitimik Kestirim Aleksitimik deðil Kestirim Duyarlýk Özgüllük Verimlilik noktasý Gerçek Sahte Gücü (+) Gerçek Sahte Gücü (-)

50 36 6 84 50 7 89 86 88 87

51 33 9 83 50 7 85 79 88 84

52 30 12 86 52 5 81 71 91 83

53 29 13 91 54 3 81 69 95 84

54 28 14 93 55 2 80 66 97 84

Tablo 2. Kesme noktasý (TAÖ-26 için) 11 puaný alýnarak elde edilen TAÖ-20'nin psikometrik özellikleri Kesme Aleksitimik Kestirim Aleksitimik deðil Kestirim Duyarlýk Özgüllük Verimlilik noktasý Gerçek Sahte Gücü (+) Gerçek Sahte Gücü (-)

50 29 3 67 53 14 95 91 79 83 54 27 5 68 54 13 92 84 81 82 56 26 6 74 58 9 91 81 87 85 57 25 7 78 60 7 90 78 90 86 58 24 8 80 61 6 88 75 91 86 59 21 11 88 64 3 85 66 96 86 61 11 21 100 67 - 76 34 100 79

(5)

"11" deðerinin alýnmasýna göre pozitif kestirim, negatif kestirim gücü, duyarlýk, özgüllük ve verim-lilik deðerleri sýra ile Tablo 1 ve 2'de gösterildi.

TARTIÞMA

Aleksitimik yapýnýn varlýðýnýn kategorik olarak ortaya konmasýnýn önemi üzerine yürütülen bu çalýþmada, çalýþma grubunun özelliklerine göre deðerlendirmeye alýnacak kesme noktalarý belirlen-mesi planlandý. Daha önce Dereboy (1990) tarafýn-dan yürütülen çalýþmada bu durum, aleksitimik-lerin kaçmasý istenmiyorsa 10, saf aleksitimikaleksitimik-lerin deðerlendirilmeye çalýþýldýðý durumlarda 11 puanýnýn alýnmasý þeklinde gösterilmiþtir. Biz de çalýþmamýzý Dereboy (1990) tarafýndan yürütülen çalýþmaya benzer bir yöntemle yürüttük.

Testi geliþtiren ekibin çalýþmalarýnda aleksitimi var-lýðý için 61 ve üstünün alýnmasý önerilirken, alek-sitimi yokluðu için 51 ve altýnýn alýnmasý

öneril-lendirilmiþtir (Taylor ve ark. 1997). Biz deðer-lendirmelerimizi, standart olarak aldýðýmýz TAÖ-26 ölçeðine göre hem "10" hem de "11" puanlarýna göre yaptýk. Bulgularýmýz çalýþmanýn amacýna göre "50" ve "52" puanlarý alýndýðýnda testin verimliliði üst düzeylere ulaþtýðýný göstermektedir.

Bulgularýmýzýn Toronto ekibine yakýn benzerlikte olduðunu, aleksitimiklerin olmadýðý bir grup elde edilmek isteniyorsa "51" puanýnýn alt deðer olarak alýnmasý; saf aleksitimik grupla çalýþýlmak isteniyor-sa, TAÖ-26'da belirlenen "11" puanýna göre ise "59" puanýnýn üst deðer olarak alýnmasý uygun olacaðý þeklindedir.

Yazýþma adresi: Dr. Aynil Yenel, Saðlýk Bakanlýðý Erenköy Ruh ve Sinir Hastalýklarý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Erenköy, Ýstanbul, aynilyenel@hotmail.com

KAYNAKLAR Ahrens S, Deffner G (1986) Empirical study of alexithymia:

methodology and results. Am J Psychother, 40:430-437. Bagby MR, Parker JDA, Taylor GJ (1994) The twenty-item Toronto Alexithymia Scale-I: Item selection and cross-validation of the factor structure. J Psychosom Res, 38: 23-32.

Bagby MR, Taylor GJ, Parker JDA (1994) The twenty-item Toronto Alexithymia Scale-II: Convergent, discriminant, and concurrent validity. J Psychosom Res, 38: 33-40.

Bucci W (1997) Symptoms and symbols: a multiple code theory of somatization. Psychoanalytic Inquiry, 151-172.

Dereboy IF (1990) Aleksitimi öz-bildirim ölçeklerinin psikometrik özellikleri üzerine çalýþma. Uzmanlýk Tezi, Ankara. Freyberger H (1977) Supportive psychotherapeutic techniques in primary and secondary alexithymia. Psychother Pychosom, 28:337-342.

Fukunishi I (1992) Psychosomatic problems surrounding kidney transplantation. Psychother Psychosom, 57:42-49.

Güleç H, Köse S, Yazýcý Güleç M ve ark. (2009) Yirmi soruluk Toronto Aleksimi Ölçeði'nin Türkçe uyarlamasýnýn geçerlik ve güvenirliðinin incelenmesi. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 19(3):213-219.

Kirmayer LJ (1987) Languages of suffering and healing: alex-ithymia as a social and cultural process. Transcultural Psychiatr Res Rev, 24:119-136.

Lane RD, Schwartz GE (1987) Levels of emotional awareness: a cognitive developmental theory and its application to psy-chopathology. Am J Psychiatry, 144:133-143.

Musaph H (1974) The role of aggression in somatic symptom formation. Int J Psychiatr Med, 5:449-460.

Nemiah JC, Freyberger H, Sifneos PE (1976) Alexithymia: a view of the psychosomatic process. Modern trends in psychoso-matic medicine. Hill OW, ed. 3. Cilt, London, Butterworths, s.430-439.

Prince R (1987) Alexithymia and verbal psychotherapies in cul-tural context. Transculcul-tural Psychiatr Res Rev, 24:107-118. Taylor GJ, Bagby RM, Parker JDA (1987) Disorders of affect regulation: alexithymia in medical and psychiatric illness. Cambridge: Cambridge University Press.

Taylor GJ (2000) Recent developments in alexithymia theory and research. Can J Psychiatry, 45:134-142.

Taylor GJ, Bagby RM, Parker JDA (2003) The 20-Item Toronto Alexithymia Scale IV. Reliability and factorial validity in differ-ent languages and cultures. J Psychosom Res, 55:277-283. Taylor GJ, Bagby RM, Ryan DP ve ark. (1988) Criterion valid-ity of the Toronto Alexithymia Scale. Psychosom Med, 50:500-509.

Wallace ER (1988) What is "truth"? Some philosophical contri-butions to psychiatric issues. Am J Psychiatry, 145:137-147.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gebeler gelir düzeyi 1000 TL’nin alt›nda olanlar ve 1000 TL’nin üzerinde olanlar olmak üzere 2 kategoride de¤erlendirildi ve HBsAg seropozitifli- ¤i gelir düzeyi

Ayrıca bebeklerin gündüz uyku/ kestirme sayılarına baktığımızda deney grubundaki annelerin bebeklerinin daha az sayıda (2 defa) ve sürede (3 sa) gündüz uykusu

Ellis’in çal›flmas›nda gingival sekresyonda nifedipin konsantrasyonunun plazmadan 13-316 kez fazla oldu¤u ve gingival sekresyonda düflük düzeyde nifedipin

Ek g›daya 6 aydan sonra bafllayanlar daha çok yüksekokul ve üniversite mezunlar› idi ve e¤itim seviyesinin azalmas›yla istatistiksel olarak anlaml› düzeyde olmasa da bu

Tarihin bir cilvesi olarak biraz ilerideki Emniyet Meyda- n›’n›n köflesinde 1929’da infla edilecek olan K›z›lay Genel Merkezi de ( Resim 8 ) önce meydana, sonra da

For data analysis, the Shapiro-Wilk normality test, Content Validity index, Pearson correlation analysis, Cronbach’s alpha coefficient, confirmatory factor analysis,

Türkiye‟de hiper akıĢkanlaĢtırıcı kullanım grafiğinin hızla artması, Aydın ve çevresinde hiper akıĢkanlaĢtırıcıya olan talep ve artıĢı sebebi ile

Üniversitemiz bünyesinde, yayın hayatına başladığı 2007 yılından bu yana bilimsel çalışmalara istikrarlı bir şekilde yer veren dergimiz her sayısında gerek