Ahşap konservasyonu
Ankara, 2020
1. AHŞABIN KORUNMASI
Ahşabın korunması bozulmadan önce alınacak önlemler ile bozulduktan sonraki mücadele ve tedavi olmak üzere iki aşamada gerçekleştirilir.
Bu önlemler ahşabın çürüğe neden olan mantarlara, böcek larvalarına, termitlere, sualtı delicilerine karşı korunması, çeşitli iklim koşullarına karşı çalışmasının (dönme, eğilme, çatlama…) düzenlenmesi, yüzeyinin hava koşulları ve kir toplamasından korunması amaçlarına yöneliktir. Ahşap korumada;
Doğru tasarım
Doğru ahşabı seçmek; diri odun yerine öz odunu kullanmak
Dayanıksızlığın nedenlerini saptamak (Örneğin Avrupa’da toprakla temas eden bir ahşabın ömrü 80 yıl ise, aynı ahşap tropik iklimde 10 yıl dayanmaktadır.)
Uygun koruma yöntemini bulmak
Koruyucunun nerede gerekli olduğuna karar vermek
Koruyucuyu yerinde uygulamak
Yangına karşı korumak gibi konular büyük önem taşımaktadır.
2. BÜNYESEL KORUMA
2.1. Fiziksel Tahribata Karşı Bünyesel Koruma
Sıcaklık ve nem ahşabı etkileyen başlıca etmenlerdir. Sıcaklık, odunun yanarak tahrip olmasına sebep olur. Farklı ortam sıcaklıkları, ısıl genleşme ve büzülmeler yaratarak malzemede eğilme ve dönmelere, malzemenin bağlayıcı özelliğini yitirmesine neden olur. Ayrıca, rüzgar, titreşim gibi fiziksel etmenler, zemin ile ilişkili yapı elemanlarında taşıyıcılığı ve dayanıklılığı etkiler. Su ve nem ise mikroorganizmalar için uygun koşulların oluşmasını sağladığı gibi ahşapta bükülme ve eğilmelerin görülmesine de neden olur.
Nem, ahşap malzemede hem şişme ve çekme gibi deformasyonlara hem de mantarların yaşaması için uygun ortamın oluşmasına yol açar. Kesit küçülterek veya ahşabın mümkün olduğunca teğet kullanılmaması sağlanarak bu bozulmaya karşı önlem alınabilir.
Ahşabın kent donatısında kullanılabilmesi için ahşabın çalışma yönü ağaç cinsi, kullanılacağı yerdeki rutubet ortalaması, kesim mevsimi, kurutma şekli gibi konulara dikkat etmek gerekir.
Güneş, kar, yağmur ve rüzgar gibi iklimsel faktörler;
ahşabın birleşim yerlerinin açılmasına,
gevşek parçacıkların yüzeyden kopmasına,
ahşabın kötü görünümüne neden olan yüzeydeki çatlaklara,
renk değişimine,
çukurlara,
doku kalkmasına ve burulmaya yol açar.
2.2. İklimsel Yıpranmaya Karşı Bünyesel Koruma
2.3. Biyolojik Tahribata Karşı Bünyesel Koruma
Biyolojik etmenler, dış, iç veya zemin ile ilişkili yapı elemanlarının tümünde, ahşabı besin maddesi olarak kullanan ve onu çürüterek, bozarak kendi gelişimleri için kullanan organizmalardır.
Kurt ve böcekler, bakteriler ve mantarlar ahşabın yapısında bulunan selüloz ve ligninden beslenirler ve zamanla ahşabı ayrıştırarak kesitinin zayıflamasına ve parçalanmasına neden olurlar.
Ahşabın sudan uzak kuru tutulması, fiziksel tahribatı önlemenin yanında bakteri ve
mantarlara karşı da en etkin önlemdir. Ahşabın rutubeti eğer %20-22’nin altında kalırsa
mantar çürüğü oluşmaz. Bunun için açık havada bulunan ahşap doğru tasarım, uygulama
ve bakımla kuru tutulmalı, yapı içine su sızıntısı olmamalı, su buharının içeride yoğuşarak
rutubet miktarını yükseltmesi önlenmelidir.
Kısa süreli ıslaklık, aniden çürümeye neden olmaz. Ahşabın çürümeye karşı belli bir direnci vardır ve bu direnç bazı tür ağaçlarda daha çoktur. Ahşaptaki dış odun oranı fazlaysa ve mantar varlığını gösteren tehlike işaretleri ihmal edilirse çürüme başlar.
Islaklığı engelleyen doğru bir tasarım, tek başına çürümenin engellenmesi için yeterli değildir. Ahşabın direnç kazanmasını sağlamak için ilaçlama yapılması gereklidir.
İlaçlama, toplam yapı maliyetinin çok küçük bir parçasıdır ve su alma hatası
giderilinceye kadar ahşabı korur. İyi bir tasarım ve uygulama, çürümeye dayanıklı
veya ilaçlanmış ahşabın alternatifi değil, tamamlayıcısıdır.
2.4. Kimyasal Tahribata Karşı Bünyesel Koruma
Ahşabın temizlenmesinde zararlı olacak derecede güçlü kimyasal maddeler kullanılmaması ve ahşap ile madeni aksamın etkileşimine karşı dikkatli olunması gerekmektedir.
Kimyasal koruma, bozulma tehlikesinin büyük olduğu durumlarda, kimyasal maddelerden yararlanılarak ahşabın dayanıklılığının arttırıldığı bir yöntemdir. Uygulama detayları, yapı bilgisine göre doğru tasarlanmadıysa ve bünyesel koruma yeterli görülmediyse uygulanır.
Ancak bu yöntemler fiziksel, kimyasal ve biyolojik bozulmaları tümüyle önlemez, azaltır.
3. KİMYASAL KORUMA
Özellikle çam gibi dış odunu fazla olan ağaç türleri birkaç yıl içinde çürümeye
başlamaktadır. Çünkü dış odunun mantara karşı direnci azdır ve uzun süre ıslak
kaldığında mutlaka bozulacağı bilindiğinden ilaçlanarak dayanıklılığının arttırılması
gerekmektedir. Dünya ahşap rezervlerinin giderek azaldığı günümüzde, öz odunu
fazla, yaşlı ağaçlar artık bulunamamaktadır. Odun yerine yapay olarak yetiştirilmiş
orman ağaçları kullanılmakta, bu ağaçların hızlı gelişen türleri seçilmekte, onların
da büyüme halkaları seyrek, dış odunu fazla olmaktadır. O nedenle, bu tür ağaçların
kimyasal maddelerle korunmasına gerek vardır. Bu ağaçların gevşek dokulu olması,
koruyucuyu çok iyi emmesini ve böylece dayanıklılığının artmasını sağlamaktadır.
Kimyasal maddeler, mantarlar ve böceklerin ahşaba saldırmalarını önlemektedir.
Organizmalara karşı koruma işlemlerinde, tahribatı önleyecek minimum miktar ve yoğunluk kullanılmalıdır.
Koruyucu kimyasal maddelerin etki biçimleri:
Mantarlara karşı: Hücre düzeylerini bozarak hücre içi normal metabolik
işlemleri kesintiye uğratmak ve hücre dışı enzimleri durdurmak için uygulanır.
Böceklere karşı: Mide zehiri ve temas zehiri olarak uygulanır.
Deniz kurtlarına karşı: Mide zehiri ve temas zehiri olarak uygulanır.
Kuşlar ve memelilere karşı: Kimyasal koruma uygulanmaz.
3.1. Boyut Denetimi İçin Kimyasal Koruma
Ahşabın su alarak çalışmasıyla oluşabilecek boyut değişikleri ve arızaları önlemek için, sudan koruyucu reçine ve diğer bazı maddeler emdirilebileceği gibi, çeşitli kimyasal maddelerle muamele etme yöntemlerinden de yararlanılır. Ancak bu kimyasal yöntemler bazı ticari uygulamalar için verimli olsa bile -pahalı olduklarından- kullanımları genellikle daha sınırlıdır.
Yeni kesilen ağaçların uzun süre suda bırakılmasıyla su emici maddelerden
olan protein, mannan, ksilan, nişasta, şeker gibi maddeler kolayca
yıkanmakta böylece çalışmanın azaldığı söylenmektedir.
Bu konuda bir başka yöntem su buharı ile muameledir. Böylece –özellikle iç odunda- şişme kabiliyeti azalır. Kuru sıcakla muamele ise daha başarılı olmaktadır.
Ayrıca yüzey koruyucu tabakalar da suyun ahşaba girişini önlemek amacıyla yaygın olarak kullanılırlar.
Film oluşturan yüzey koruyucu malzemeler ahşabın dış ve iç yüzeyini su geçirmeyen bir tabaka ile örterek boyut değişimini, iklimsel yıpranmayı denetler, mantarların girişi ve gelişimini engelleyerek çürümeyi önlerler.
Hiçbir boya su ve su buharına karşı tam geçirimsiz değildir, yalnızca ani rutubet değişikliği
olan ortamlar için uygun sayılabilir. Eğer uzun süreli rutubet değişiklikleri varsa başka bir
koruma yöntemi seçilmelidir. Bazı rutubetli ortamlarda, yüzey koruyucu uygulanmış bir
ahşap, korunmamış ahşap kadar rutubetli olabilir. Ayrıca film tabakalarında olabilecek
küçük arızalar da suyun içeri girmesine neden olur.
İdeal yüzey koruyucu tabaka, ahşap genişlediği veya çektiği zaman kırılıp dökülmeyecek gibi elastan olmalı ve rutubetin ahşap içinden dışarı çıkmasına engel olmamalıdır. Rutubet atılamazsa su geçirmeyen boya tabakalarında kabarmalar oluşur.
Pek çok boya, rutubeti geçirmez, içeride kalan rutubet, mantarların üremesini hızlandırır ve ahşap içten çürür. Bu çürüme dışarıdan belli olmaz. O nedenle film oluşturan saydam olmayan yüzey koruyucular yağmura açık yüzeylerde kullanılmamalıdır.
Dış yüzeylere film oluşturmayacak bir koruyucu sürülmesi, bozulmaların zamanında görülmesi ve kolay müdahale edilmesi bakımından daha uygundur.
Nefes aldığı ileri sürülen mikro gözenekli boyalar da macunsuz olarak uygulandığında iyi
sonuç vermeyebilir.
Eğer ahşap derin çatlaklarla dolu veya iyice deforme hale geldiyse, bu artık bir yüzey iyileştirme sorunu değildir. Böyle bir ahşabı bakır/krom/arsenik tipi bir koruyucu emdirildikten sonra yağlı bir maddeyle ince bir yüzey oluşturarak ahşabın su alma ve verme hızını geciktirmek gerekir.
Boya ve vernik gibi yüzey koruyucu kaplamalar her ne kadar ahşabın tutacağı su miktarını azaltmasa da ahşap ve hava arasındaki alışverişi engelledikleri ve uygulamadaki pratikliği, ucuzlukları nedeniyle oldukça sık kullanılırlar.
Film oluşturan malzemeler sıvı plastik türde olup ince bir kat halinde sürüldüğünde film adı verilen sert bir tabaka meydana getirirler. Bu malzemeler çok çeşitli olup sınıflandırılmaları bile oldukça karmaşıktır. Aşağıdaki sınıflandırma biyokimyacılar tarafından yapılmıştır:
1. Lipitler ve katı yağlar 2. Glucide veya şekerler 3. Proteid veya albuminler 4. Terpen veya reçineler
5. Empyreumatic malzemeler: katran ve bitümler
3.2. İklimsel Yıpranmaya Karşı Kimyasal Koruma
Güneş ışığı, yağmur, sürekli ıslanıp kuruma gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan
iklimsel yıpranmaya karşı yüzeyi korumadaki amaç, su emilmesini azaltmak ve
aşınma ile kirin içeri girmesini önlemektir. Bunun için toprakla temas etmeyen ahşap
yüzeyler rutubet ve havayı yalıtan bezir yağı, vernik, yağlıboya, parafin, reçine, mum
gibi gereçlerle kaplanır. İklimsel yıpranmanın fazla olduğu durumlarda yüzeyin
reçine veya yağlarla doldurulması gerekirken daha hafif koşullarda ahşap üzerine
opak veya saydam cilalar… vb. yüzey koruyucu bir tabaka uygulanması yeterli olur.
3.3. Canlılara Karşı Kimyasal Koruma
Koruyucu kimyasal maddelerin ahşap içine derin ve homojen olarak emdirilmesi (emprenye) yöntemidir.
Koruyucu uygulamayı gerektirecek nedenler;
Ahşap elemandan beklenen hizmet süresini uzatma
Ahşap türünün doğal direncini artırma
Ahşap elemanının hizmet sürecinde çürüme olasılığını azaltma
Ahşap çürüdüğünde neden olduğu maddi zararı önleme
Herhangi bir nedenle ahşap elamanının ve yapının, çürümeyi önleyecek şekilde
doğru tasarlanamaması
Verilen metotlardan mikroskopta inceleme ve kimyasal analizler için ahşaptan artım burgusuyla
örnek alınarak iç yapısındaki tahribat belirlenebilmekte, çelik iğneler (örneğin; pilodin,
densitomat) yardımıyla direnç değerleri test edilebilmektedir. Bu metotlar, böcekler ya da
mantarlar tarafından etkilenen ahşapta degradasyonun (bozulma) genişliği hakkında bilgiyi hızla
sağlayan basit ve geleneksel metotlardır. Bunlardan başka, ultrason ve ses emisyon ölçümleri,
pirometrik (ısı ölçen) ve termometrik (sıcaklık ölçen) metotlar değerli bilgileri sağlamaktadır. Bu
tekniklerle, degradasyonun genişliğini ve yapısını kaydetmek mümkün olmakta, genellikle eski
binaların tipik ahşap strüktürleri için kullanılmaktadır. Ayrıca tahribatın etkisi ve yayılma sıklığı,
geliştirilmiş programlar yardımıyla bilgisayar ortamında analiz edilebilmektedir.
4. MANTARLARA KARŞI MÜCADELE
Suyun kaynağının araştırılması: Nem ölçer ile nemin kaynağının bulunması, kuru/ıslak mevsimler, yoğuşma denetimi
Su kaynağının (mümkünse) yok edilmesi: Drenaj, çatı bakımı, rutubet engelleri oluşturulması, sıhhi tesisasatın düzeltilmesi
Mantar yerleşen ahşabın bütün yüzeylerinin açığa çıkartılması
Çürümüş ahşabın (mümkünse) kaldırılıp mantarların öldürülmesi:
1. Çürük kısım, sağlam kısımdan 30 cm. kesilerek atılmalıdır (Eğer kuru çürük varsa, çürükten itibaren 60 cm.). sağlam kısım da kesilmelidir.
2. Mantar bulaşmış duvara yeni ahşabın teması önlenmeli ve gerekirse aralarına bitümlü
keçe konmalıdır.
3. Eklemelerde/ yeni kullanılacak ahşap kuru olmalı ve koruyucularla (basınçla) ilaçlanmalı. Eklemeler için aynı cins ahşap bulunmuyorsa sarıçam kullanılabilir. Çünkü koruyucuyu çok iyi emer, Ladin ise korunması zor ağaçlardandır. Geri kalan ahşaba – yapıdan ayrılamıyorsa- koruyucu fırça ile iyice emdirilmelidir.
4. Döşeme altlarında çok iyi havalandırma sağlanmalıdır.
5. Çürümüş ahşap -talaş ve testere tozları ile- derhal yakılmalı, yakacak olarak kullanmak için saklanmamalıdır.
6. Hastalıklı ahşabın, mantar enfeksiyonu olmayan kısımları da ilaçlanmalıdır.
5. BÖCEKLERE KARŞI MÜCADELE
Tahribata uğrayan malzemenin yakılması
Kimyasal maddelerle öldürme: Karbolineum, Xylamon, LX-Natur, Osmol WB4
Isı uygulaması (Basileum Uygulaması): 80-90°C’lik sıcak hava ile ahşap içindeki ısı 60°C’ye yükseltilirse, 8 saat sonunda bütün kurtlar ölür.
Tütsü ile öldürme: Böcek ve larvaları öldürmek için bir hafta boyunca 1:1 oranında karbon tetraklorür ile karbon difülsit karışımı uygulanır. Koruyucu olarak da 6 ayda bir para-diklorobenzen kullanılır.
Tahrip olmuş ahşabın kaldırılması
Yeni bulaşmaların engellenmesi: Ahşap ve zeminin ilaçlanması, fiziksel engeller oluşturulması
Ahşap koruma; her çeşit ahşap ve ahşap ürünlerinin özelliklerini bozan veya tahrip eden zararlılara karşı girişilen ve ahşabın kullanım yerindeki dayanma süresinin uzatılması ile ilgili her türlü önleyici ve etkin koruma işlemlerini kapsamaktadır.
Ahşap malzeme koruma metotları; ahşaba zarar veren canlıların yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli şartların ortadan kaldırılması, ahşabın nem düzeyini koruması, kimyasal maddelerle emprenye edilmesi, ahşaba çeşitli yüzey işlemlerinin uygulanması ve gerekli yapısal önlemlerin alınması gibi konuları kapsamaktadır.
Ahşap türüne göre değişmekle beraber koruma için herhangi bir önlem alınmadan kullanılan ahşap malzemenin fiziki ve ekonomik ömrü sınırlı kalmakta; özellikle mantarlar, böcekler, deniz zararlıları ya yangınla tahrip edilmekte ya da kullanım değeri azaltılmaktadır. Alınan tedbirler ve kullanılacak işlemler ile ahşabın sürekliliğini sağlamak mümkündür.
6. AHŞAP KORUMA VE ONARIM METOTLARI
6.1. Kimyasal Koruma Metotları
Kimyasal koruma; ahşaba katı, sıvı ve gaz halindeki kimyasal
maddelerin uygulanmasına ilişkin tüm işlemleri
kapsamaktadır. Kimyasal korumada emprenye maddeleri ve
metotları kullanılmakta ve en çok tercih edilenler arasındadır.
6.2. Emprenye İşlemi
Emprenye; toksik özellikteki kimyasal bir maddenin mantarlar, böcekler, termitler, deniz canlıları tarafından besin maddesi olarak kullanılan hücre zarının zehirli bir hale getirilmesi ile yangına ve boyut değişmelerine karşı korumak için bu maddelerin çeşitli metotlarla ahşap malzemenin içerisine sevk edilerek ömrünün uzatılması ile ilgili tüm işlemlerdir.
Emprenye maddelerinin bazılarının, ahşaba zarar veren canlılara karşı zehirli etkilerinin yanında, bazı durumlarda diğer canlıları ve çevreyi de olumsuz yönde etkileme olasılıkları bulunmaktadır. Bu yüzden bazılarının kullanımları sınırlandırılmakta; canlılara, insanlara ve çevreye olumsuz etkisi olmayan yeni emprenye madde ve sistemlerinin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmaktadır.
Bina içi uygulamalarda doğal dayanıklı ağaç türlerinin seçimi,
yapısal (tasarıma yönelik) önlemler, yüzey kaplayıcı madde,
hidrofobik madde, boya, vernik vb. madde kullanımı gibi koruma
önlemleri tercih edilebilirken; bina dışında, toprak ve su temaslı
uygulamalarda, ıslanma riskinin bulunduğu yerlerde ise ahşap
malzemenin uygun madde ve metotlarla emprenye edilerek
kullanılması önerilmektedir.
6.3. Emprenye Maddeleri
Ahşap emprenye maddeleri; ahşaba emprenye edilerek uygulanan, ahşabın mantarlara, böceklere karşı korunması ve mücadelesinde kullanılan tuzlar ve yağlı maddeler ile ateş ve yüksek sıcaklığa karşı korunmasında kullanılan tuzlar olarak tanımlanmaktadır.
Ahşabı koruyan bu maddeler sıvı halde kullanılabilmeli, ahşaba zarar veren canlılara karşı zehirli etkisi olan kimyasal bileşikleri içermelidir.
Böcek ve mantarlara karşı geniş bir kullanım alanına sahip olmalıdır.
Düşük konsantrasyonlarda yüksek zehirli etkiye sahip olmalıdır.
6.3.1. Emprenye maddelerinin özellikleri
6.3.1. Emprenye Maddelerinin Özellikleri
Gıda maddeleri için zararsız olmalıdır.
Kullanım yönünden güvenli olmalı; kullananlar, uygulayıcılar ve hayvanlar için tehlike oluşturmamalıdır.
Etki süresi uzun olmalı, sularla yıkanmamalı ve buharlaşmayla etkisini kaybetmemelidir.
Derine nüfuz etmeli ve yayılma kabiliyeti bulunmalıdır.
Kalite ve nicelik bakımından kontrol edilmesi basit ve kolay olmalıdır.
Hazırlanması kolay ve ucuz olmalıdır.
Uygulanması kolay olmalıdır.
Yanıcı özellikte olmamalı ve yanmayı artırmamalıdır.
6.3.1. Emprenye Maddelerinin Özellikleri
Ahşap direncini ve özelliklerini olumsuz yönde etkilememelidir.
Çabuk kurumalı ve daha sonra işleme kabiliyeti olmalıdır.
Metaller, cam, mermer, seramik ve plastik gibi maddelere etki yapmamalıdır.
Metal parçalarda ve kullanım yerinde korozyona neden olmamalıdır.
Yapışma ve boyanma özelliklerine olumsuz etki yapmamalıdır.
Dışarı sızma yapmamalıdır.
Kokusuz olmalıdır.
İçindeki pigmentlerle rengi değişmemelidir.
6.3.1. Emprenye Maddelerinin Özellikleri
Yapışma ve boyanma özelliklerine olumsuz etki yapmamalıdır.
Dışarı sızma yapmamalıdır.
Kokusuz olmalıdır.
İçindeki pigmentlerle rengi değişmemelidir.
Bir emprenye maddesinin tüm bu özellikleri kapsaması mümkün olmamakla
birlikte, birkaç özelliği bünyesinde taşıması yeterli sayılmaktadır.
6.4. Emprenye Madde Grupları
Bu grupların her birinde aktif maddeler farklı olduğundan, çeşitli kullanım yerlerinde bu emprenye maddelerinin etkinlikleri de değişmektedir
Suda çözünen emprenye maddelerinin katı veya konsantre halde taşınması kolay ve ucuz olup, çözücü madde olarak suyun kullanılmasıyla kolaylıkla hazırlanabilmektedirler.
Ancak; emprenye işleminden sonra ahşap malzemelerin kurutulması gerekmektedir.
Emprenyeli malzeme kuruduktan sonra yanma tehlikesi artmamakta; yağlı boya, vernik gibi maddeler ve yüzey işlemleri uygulanabilmektedir.
6.4.1. Sıvı Emprenye Maddeleri
6.4.2. Sıvı İnsektisitlerle İşlemler
Bu işlemlerde kullanılan kimyasal maddeler sıvı bir taşıyıcı içerisinde çözünmüş temas insektisitleri olup, yeterli bir süre kalıcı etkilerini korurlar. Ahşaptaki böceklerle mücadelede kullanılan insektisitler ve taşıyıcılardan etkili sonuçlar sağlamak için bir işlem stratejisi altında hedefler belirlenerek, belirli bir yol izlenmelidir.
Böcekleri ve ahşabın içerisindeki larvaları öldürmek için:
Kimyasal madde ahşaba nüfuz ettiğinde, nüfuz sağlanan zon içerisinde larvaların ölmesi sağlanmalıdır (başlangıç ölümü).
Yaşayan larvalardan gelişip, çıkan erginlerin birbirini izleyen ölümlerinin gerçekleşmesi için seçilen insektisit, nüfuz zonunda devamlı koruyucu bir tabaka bırakmalıdır.
Yumurtadan yeni çıkan larvaları öldürmek için ;
İnsektisit, nüfuz zonunda kalıcı bir tabaka oluşturmalı ve daha sonraki saldırılara karşı ahşabın korunması sağlanmalıdır.
6.4.3. Organik Çözücülü Sıvılarla İşlemler
Bir insektisit ya da fungisiti veya her ikisini birlikte ahşabın içerisine taşımak için çözücü olarak white sprit veya benzer yapıda bir maddenin (yağ esaslı bir maddenin) kullanıldığı emprenye maddeleridir.
Bu gruba giren koruyucu maddeler, fırçayla sürülerek ya da püskürtülerek tatbik edilebildikleri gibi, büyük boyutlu kerestelere alçak basınç (çift vakum) metodu yardımıyla da enjekte edilirler.
Uygun çözücülerle kullanıldıkları takdirde ahşapta renk değişikliğine,
korozyona, şişme ve çarpılmaya neden olmamakta; emprenye işleminden sonra
ahşap malzeme temiz kaldığından boyanabilmekte ve yapıştırılabilmektedir.
6.4.4. Emülsiyon Sıvılarla İşlemler
Bu sıvılar, aktif maddeleri ya insektisit ya da fungisit olan veya bunların her ikisini birlikte içeren yağ-su emülsiyonlarıdır. Ahşabın, yerinde bakım işlemlerinde kullanılan günümüz insektisitlerinden olup, suda çözünmezler. Ancak, çoğunlukla
“su esaslı” ya da “su bazlı” koruyucular olarak bilinirler.
Suda çözünen emprenye maddeleri; maden ocaklarında ve deniz içinde kullanılacak
ağaç malzemelerde, cila ve boyanın yapılmadığı bina elemanlarında (kereste, direk,
döşeme vb.) ve yerinde emprenye uygulamalarında tercih edilmektedirler.
Permeabilitesi (geçirgenliği) yüksek kerestelerde bile emülsiyon sıvılarla, organik-solvent işlemlere göre daha sığ penetrasyon sağlanmaktadır. Bu nedenle insektisitin kalıntı zonunun nüfuzuna bağlı olarak larvaların ölümünden daha çok, ergin böcek çıkışlarına ve yeni yumurta bırakmaya karşı etkilidirler. Yani, emprenye işleminden sonra larvaların aktivitesi yıllarca devam edeceğinden, bu dönem süresince etkili yapısal hasar görülen yerlerde aktif tahribatların durdurulamaması önemli bir dezavantaj olmaktadır. Ahşaba nüfuz etme kabiliyetleri sınırlı olduğundan sadece Anobiıım
punctatum’a karşı kullanılmaları uygun olmaktadır. Ayrıca,emprenye işleminden önce ahşabın yüzeyinde bulunan boya ve vernikler kaldırılmalıdır.
Şekil 6. Anobium Punctatum