• Sonuç bulunamadı

• Hücre zarının iki yanı arasındaki potansiyel farklılık, zar potansiyeli olarak adlandırılır ve mV olarak ölçülür.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "• Hücre zarının iki yanı arasındaki potansiyel farklılık, zar potansiyeli olarak adlandırılır ve mV olarak ölçülür."

Copied!
30
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

u y a r I l a b İ l İ r DOKULAR

(2)

SİNİR HÜCRESİNDE ZAR POTANSİYELİ

• Hücre zarı genellikle, hücreiçi hücredışına göre negatif olduğundan dolayı elektriksel olarak yüklüdür veya polarizedir.

2

(3)

• İyonların dağılımı büyük ölçüde Na⁺-K⁺ ile oluşturulur.

• Bu pompa, Na⁺ iyonlarını aktif olarak hücre dışına K⁺’u ise

hücre içine taşır.

(4)

İSTİRAHAT ZAR POTANSİYELİ

• İstirahattaki bir sinir hücresi, sinir sinyalleri göndermez ve uyarı oluşturmaz.

• Dinlenim koşullarında, zarda Na⁺ ve K⁺ ’un kolaylıkla geçebileceği kapılı olmayan (daima açık) kanallar bulunur.

4

(5)

• İki ortam arasında elektriksel yük volt olarak ölçülebilir.

• Hücre zarının iki yanı arasındaki potansiyel farklılık, zar potansiyeli olarak adlandırılır ve mV olarak ölçülür.

• İstirahat halindeki bir nöron sinyal

oluşturamaz ve başka nöronlardan

sinyal alamaz.

(6)

6

• Bu durumdaki nöronda ölçüle n potansiyele istirahat zar

potansiyeli denir ve değeri -70

milivolt kadardır.

(7)

LOKAL POTANSİYEL DEĞİŞİKLİKLERİ

• Nöronlar uyarılabilirdir; yani yüzeylerinde olan değişimlere yanıt verebilirler.

• Hücre zarı bir uyarıya maruz kaldığında sıklıkla zar potansiyelleri etkilenir ve bazı lokal potansiyel değişimleri oluşur.

• Çeşitli uyarılar, zardaki iyon kapılı kanalların

açılmasına neden olarak zar potansiyelinde bazı

değişiklikler oluştururlar.

(8)

8

• Sonuç olarak, zar potansiyeli istirahat potansiyel düzeyinden daha negatif düzeye gelir ve uyarılma daha da zorlaşır; bu sırada oluşan elektriksel

potansiyele hiperpolarizasyon adı verilir.

(9)

• Eğer zar daha az negatif (daha pozitif)

olursa, bu potansiyel depolarizasyon olarak

adlandırılır.

(10)

10

• Eğer nöronlar yeterince depolarize olmuşlarsa, zar potansiyeli eşik potansiyel olarak adlandırılan seviyeye ulaşabilir; bu potansiyel sinir hücerelerinde yaklaşık olarak -55 mV kadardır.

• Uyarılar eşik değere ulaşırsa, sinir sinyallerinin temelini oluşturan aksiyon potansiyeli ile sonuçlanır.

(11)

AKSİYON POTANSİYELİ

• Multipolar nöronlarda, aksonun birinci bölümü

(başlangıç segmenti) genel olarak tetikleyici

bölge olarak ifade edilir; çünkü burası birçok

voltaj-kapılı sodyum kanalları içerir.

(12)

12

• İstirahat zar potansiyeli sırasında, kapalı olan Na⁺

kanalları, eşik değere ulaşıldığında hemen açılır ve Na⁺

geçirgenliği artar.

• Na⁺ iyonları, konsantrasyon farkına bağlı olarak hücre zarından

içeriye doğru difüze olurken, zarın iç tarafındaki negatif elektriksel yük bu geçişe yardımcı olur.

(13)

• Na⁺ iyonları içeriye doğru difüze olduklarında, zar potansiyelinde önceki istirahat değerlerine göre değişmeler meydana gelir ve iç taraf pozitif yüklenir (depolarizasyon).

• Aksiyon potansiyeli en üst değere ulaştığında, zar potansiyeli

+30 mV’a kadar çıkabilir.

(14)

14

• Voltaj-kapılı Na⁺ kanalları hızla kapanır; kısa bir süre

sonra voltaj-kapılı K⁺ kanallarının geçirgenliği artar.

• K⁺ iyonları zarın bir bölümünden dışarıya difüze

olduğunda, zarın iç bölümü tekrar negatif olarak yüklenir.

• Zar böylece repolarize olur.

(15)

• Aynı anda voltaj-kapılı K⁺ kanalları hemen kapanır.

• Bu yolla, istirahat zar potansiyeli hızlıca yeniden oluşturulur ve başka bir uyarıya kadar bu istirahat düzeyinde kalmaya devam eder.

• Zardaki aktif taşıma mekanizması, K⁺ ve Na⁺ iyon konsantrasyonlarının normal istirahat düzeylerinin sürdürülmesi için çalışır.

(16)

16

• Aksiyon

potansiyellerinin

akson boyunca iletilmesi sinir

sinyali (impuls) olarak adlandırılır.

(17)

HEP VEYA HİÇ YANITI

• Sinir sinyallerinin iletimi bir ‘hep veya hiç yanıtı’ oluşturur.

• Yani, herhangi bir zamanda sinire verilen bir uyarı “eşik düzeyinde veya üstünde ise” sinir sinyali iletebilir ve

tüm iletilen sinyaller akson boyunca aynı genliktedir.

• Uyarının şiddetinin daha da artırılması saniyedeki

sinyal frekansını artırır; ancak sinyalin genliğine bir etkisi olmaz.

(18)

18

REFRAKTER DÖNEM

• Bir sinir sinyalinden sonra hemen kısa bir süre içinde, eşik şiddetini aşan başka bir uyarı aksonda başka bir sinyali ateşleyemez.

• Bu kısa döneme refrakter dönem denir ve iki bölüme ayrılır.

(19)

• 1 / 2.500 sn kadar süren mutlak (absolut) refrakter

dönem sırasında, akson zarında Na⁺

geçirgenliğinde bir değişiklik olur ve uyarılma

gerçekleşemez.

(20)

20

İstirahat zar potansiyeli oluşmadan hemen önce göreceli (rölatif) refrakter dönem meydana gelir.

• Zar göreceli refrakter dönemde iken, repolarizasyon hala tamamlanmamıştır ve eşik şiddeti aşan ancak şiddetli uyarılar bir aksiyon potansiyeli oluşturabilir.

(21)

SİNYAL İLETİ ŞEKİLLERİ

 Miyelinsiz aksonlar bir sinyali yüzeyi boyunca iletir.

• İleti kesintisiz olduğundan dolayı bu tür iletiye devamlı ileti adı verilir.

 Miyelinli aksonların ise fonksiyonları daha farklıdır.

• Miyelin, yüksek oranda suyu ve suda çözünen maddeleri sevmeyen lipit içerir.

• Böylece lipit, bir elektriksel yalıtkan madde olarak fonksiyon görür ve zar boyunca tüm iyonların akışını engeller.

(22)

22

• Miyelin kılıfının, sinir sinyalinin iletimini önleyebileceği

sanılabilir.

• Eğer kılıf devamlı olsaydı bu doğru olabilirdi.

• Bununla birlikte, Schwann hücreleri veya oligodendroglia hücreleri arasındaki Ranvier boğumları bu kılıfları aralıklarla keser.

• Bu düğümlerde, akson zarı Na⁺ ve K⁺ iyon kanallarına sahiptir

ve eşik şiddetteki depolarizasyonlarla açılırlar.

(23)

• Sonuç olarak, sinir sinyalleri miyelinli akson boyunca ilerler ve aksiyon potansiyelleri sadece boğumlarda oluşur.

• Aksiyon potansiyellerin boğumdan boğuma

sıçrayarak ilerlediği görülür ve bu nedenle bu

şekilde meydana gelen sinir iletimine sıçrayıcı

ileti adı verilir.

(24)

24

Sinaps:

• Bir sinir hücresi ile diğer bir hücre arasındaki fonksiyonel bağlantıya

denir.

 Merkezi sinir sisteminde ikinci hücre aynı zamanda bir nörondur.

 Periferik sinir sisteminde ise ikinci hücre bir sinir hücresi olabildiği

gibi bir kas hücresi veya bez hücresi olabilir.

SİNAPTİK İLETİM

(25)

• Bununla birlikte, fizyolojik olarak sinir-sinir ve sinir-

kas sinapsları birbirine benzerdir ve sinir-kas

sinapslarına miyonöral veya nöromüsküler

bileşkeler de denir.

(26)

26

• Sinaptik vezikülün ekzositozu ve nörotransmitterin sinaptik aralığa serbestlenmesi,

• 1. Aksiyon potansiyelinin voltaj-kapılı Ca²⁺ kanalları yoluyla akson terminaline Ca²⁺ girişini tetiklemesi ile sağlanır.

• 2. Ca²⁺ akson terminaline girince sinaptotagmin adı verilen bir proteine bağlanır.

• 3. Sinaptotagmin, Ca²⁺ algılayıcı bir proteindir ve sitoplazmada Ca²-sinaptotagmin kompleksinin oluşumunu sağlar.

• Bu kompleks, akson terminalinin plazma zarı ile birleşir.

(27)

• Bu aşamada, plazma zarı ile bağlı veziküller üç tane SNARE proteinleri ile kompleks oluşturur.

• Daha sonra, nörotransmitterlerin serbestleneceği delikler (porlar) şekillenir.

• Bu süreç 100 mikrosn’den daha az sürede gerçekleşir.

(28)

28

• 4. Nörotransmitter moleküller, presinaptik akson

terminallerinden serbestlenince hızlı bir şekilde sinaptik aralığı geçer ve postsinaptik zara ulaşır.

• Daha sonra nörotransmitterler postsinaptik zarda bulunan özgül reseptörler proteinlere bağlanır.

• Reseptör proteinler ligand denilen nörotransmitterlere spesifik olarak bağlanırlar.

(29)

• İyon kapılı kanalları mümkündür:

 Voltaj-kapılı kanallar,

 Kimyasal-kapılı kanallar.

iki geniş sınıfa ayırmak

(30)

30

ASETİLKOLİN

• Asetilkolin (ACh) reseptörlerine bağlandığında, direkt veya dolaylı olarak kimyasal-kapılı iyon kanallarının

açılmasına neden olur.

• Çoğu durumda bu, depolarizasyona neden olurken, bazı durumlarda ise ACh bir

hiperpolarizasyona yol açabilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Zarın seçici geçirgenliği hem çift tabakalı lipidin ayırt edici özelliğine ayrıca zar içine yerleşmiş olan özgül taşıyıcı proteinlere

– Zar potansiyeli +50 mV hızla yükselir, daha sonra yeniden dinlenme potansiyeline döner – Aksiyon potansiyel sinyali akson boyunca.. akar ve sinaptik uçlara ulaşır,

Tiroid hormonları da steroid hormonları gibi benzer şekilde hücreye difüzyon yoluyla giren küçük moleküllerdir. Hedef hücreler üzerine tiroid hormonunun etkisindeki

Bunlar arasında hücre zarı, endoplazmik retikulum zarı, mitokondri zarı, lizozom zarı, nukleus zarı ve golgi kompleksi zarları sayılabilir.. Bu zarlar çeşitli

Skaler çarpımın tanımından elektrik alan ve yer değiştirme vektörü birbirine dik olduğunda bu çarpım sıfır olacaktır4. Ancak her iki vektör birbirine

Tüm uzunluk, alan veya hacim üzerinden elektriksel potansiyel bulunurken integral alınır, bu da tüm küçük parçalardan gelen katkıların toplanması demektir... elektrik

* Bu deneylerin her biri için; çekilişlerde a harfinin kavanozdan alınmamış olması olayının olasılığını hesaplayalım. deney için böyle bir olay tanımsızdır.. Problem

Bu nedenle, farklılaşmamış kök hücrelerin olgun hücrelere farklılaşması ve çoğalması için rekombinant veya sentetik sitokinler, büyüme faktörleri gibi biyolojik