• Sonuç bulunamadı

Bu artışın nedeni ne sizce? GDO’lu ürünler şüphesiz

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bu artışın nedeni ne sizce? GDO’lu ürünler şüphesiz"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Brezilya’nın böcek öldürücü ve ot öldürücü (herbisit) kullanımın 2008 yılında %25 arttığı açıklandı. Parasal değeri 7,1 milyar dolar. Bu alanda Brezilya ABD’yi geçmiş bulunuyor. (Seedling Dergisi, July, 2009, www.grain.org) Aynı zamanda tohum da satan tarımsal ilaç firmaları ellerini ovuşturuyorlar. Bu artışın nedeni ne sizce? GDO’lu ürünler şüphesiz. Aynı yıl Brezilya çoğu, ot öldürücüsüne (herbisit) dirençli olan GDO’lu ürünler ekiminde hızlı bir artış yapmıştı. Gerçekten böcek ve ot öldürücülerinin %45’i hemen hemen tamamen GDO’lu olan soyada kullanıldı.

Brezilya’da ANVİSA adlı biyogüvenlik kuruluşunun açıkladığına göre ülkede gıdaların %15’i aşırı derecede kimyasal maddeler içeriyor. Dikkatinizi çekerim, bu sadece aşırı kimyasal içerenler. Resmi istatistiklere göre sadece tarım

kimyasalları nedeniyle 2007’de 5300 kişi hasta oldu, ölenlerin sayısı ise 162. Bu felaketler aynı zamanda GDO’lu tohumları da satan ilaç şirketlerini çok etkilemiyor. Ülkemizde de olduğu gibi orada da şirketler öğretim üyeleri içinden bazı borazanlar bulabiliyorlar. Sao Paulo Üniversitesinden bir öğretim üyesi “herbisit kullanımındaki artıştan da görüleceği gibi, Brezilya tarım alanında büyük ilerlemeler kaydediyor” buyurmuş. Parayı bastırdığında bizde de olduğu gibi bazı profesörler veya gazeteciler istediğin konuşmayı yapıyor, yazıyı yazıyor.

Eee, hani GDO, tarım ilacı kullanımını azaltıyordu. Umarım artık bu masallara inananlar azalmıştır. Bu masalın büyüsünü gelin bizzat GDO taraftarlarının yazdığı bir kitaptan yararlanarak bir kez daha bozalım.

Elimde bir kitap var. GDO’ları savunmak için basılmış. Adı “GDO Gerçeği”. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi

Dernekleri Federasyonu tarafından 2004’de yayınlanmış ve bu konudaki bir konferansın metinlerini içeriyor. Adından eleştirel yaklaşan bir kitap olduğunu sanıyorsunuz, ancak değil. GDO’ları destekliyor. İşte bu kitapta yabancı bir kaynağa dayanılarak verilen bir istatistikten anlıyoruz ki 2001 yılında dünyada transgenik (yani GDO’lu) bitkilerin alan olarak %77’si herbisite (ot öldürücü ilaçlar) dayanıklılık, %15’i böceklere dayanıklılık, %8’i her ikisine dayanıklılık, %1’den azı ise virüslere dayanıklılık içeriyor. Toplarsak % 85’i herbisite dayanıklılık göstermektedir.

Bilmeyenler için biraz açalım. Herbisitler otları öldürürken, ana bitkiye de (örneğin pamuk veya mısır) az çok zarar vermektedir. GDO’lu tohumu üreten firma aynı zamanda herbisiti de üretmektedir. Tohumunu sattığı çeşit herbisitten az zarar görmektedir. çiftçi de rahatlıkla korkmadan herbisiti kullanabileceğini düşünüyor. GDO’lu tohumların ekildiği ABD ve diğer ülkelerde herbisit kullanımının roket gibi yükseldiğini Brezilya gerçeği de çok açık ortaya koymaktadır.

Bunun bir nedeni de herbisitin artık otları etkileyemez hale gelişi ile giderek artan miktarlarda herbisit kullanma zorunda kalınmasıdır.

Adana’lı büyük çiftçilerin GDO’lu pamuğa heves ettiklerini biliyordum. Umarım gerçeği görmüşlerdir. Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin, çiftçi ve Köy Dünyası Dergisinde (Temmuz, 2009) “tarımsal sorunların çözümü GDO’lu üretimde aranmamalıdır” başlıklı açıklaması ile nihayet olumlu bir tavır aldığını görüyoruz. Kutlarız. Gerçekten de örneğin pamukta ilaç kullanımını sıfırlayacak “entegre zararlı/ürün yönetimi” (İngilizcesi IPM veya ICM) yaklaşımları baş arı

ile uygulanabilmektedir. Ülkemizde de örnekleri vardır. Ancak yayılması için üreticilerle çok çalışmak gerekiyor.

ABD’de GDO’lu ürünlerin yayılmasının nedeni çok büyük şirketlerin tarım alanlarını ele geçirmesidir. Bunlar belki de sıfırı tüketen toprakları on beş yirmi yıl sonra terk edip başka alanlara geçecekler. Her şeyi ilaçlarla, makinelerle yapmaya çalışıyorlar. İşçi ve çiftçilere ihtiyaç kalmıyor.

Bu arada pamuk üreticilerimize kendilerini asıl yok edenin ABD tarım politikası olduğunu söyleyelim. Biraz da bu işi kurcalasalar ya.

Tayfun ÖZKAYA

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak daha önceki “Bilim, bilim insanlarına bırakılmayacak kadar önemlidir” gibi birkaç yazımdan da hatırlayabileceğiniz üzere, sadece Türkiye’de değil tüm

Nitekim, başta EFSA olmak üzere ilgili kurumlar bu ma- kalenin “izlenen yöntem, uygulanan istatistik analizler ve varılan sonuçlar açısından yetersiz” olduğunu kamuoyu-

Bizim Biyogüvenlik Kurulu ise 2011 sonu itibariyle 3 adet GD soya ile 13 adet GD mısırın sadece yem amaçlı ithaline izin vermişti; son olarak 3 mısır çeşidine daha yem

GDO ve ürünlerinin, onay almadan piyasaya sürülmesi, Biyogüvenlik Kurulu kararlar ına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması, genetiği değiştirilmiş bitki

Hukuki temelden yoksun, adeta yok hükmünde olan talimat, Cartagena Biyogüvenlik Protokolü do ğrultusunda GDO‘lu ürünlerden zarara uğrayacak çiftçi ve tüketicilerin zararları

Mersin Liman ı’nda ele geçirilen pirinçler ile ilgili Tarım Bakanı Mehdi Eker’in GDO analizinin hatalı olduğu söylemesinin ardından İTÜ Rektörlüğü daha önce

Dün yap ılan oylamada; İngiltere, Hollanda, İsviçre ve Finlandiya'nın komisyon lehinde oy kullanmasına rağmen diğer tüm ülkeler komisyon aleyhine oy kulland ılar ve

Denizli Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Gür, "Ulusal Biyogüvenlik Yasa Taslağı" adıyla görüşülen tasla ğın Meclis'te kabul edilmesi durumunda,