• Sonuç bulunamadı

• STOKHOLM VE MİMARÎ ÖĞÜTLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "• STOKHOLM VE MİMARÎ ÖĞÜTLER"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

STOKHOLM VE MİMARÎ ÖĞÜTLER

Stocholm yüzelli yıldan beri harbe girmemiş şanslı bir memleketin hükümet merkezidir. Bundan başka bir çok memleketlerin silâhlanmak, kanlı harpleri yürütmek ve bunların sebep olduğu yıkıntı ve zarar ziyanı imar ve telâfi için harcadıkları milyonları İsveç memleketi sosyal eserlere, şehircilik iş-lerine ve halkın hayat şartlarını islâha tahsise imkân bulmuştur. Stockholm'ün bu görüşle mütalâa edilmesi ve onun verdiği örnekten alınabilecek derslerin ortaya konması herhalde alâka çekicidir.

Evvelâ 18 inci yüz yıl sonlarında Stocholm'un çehresi ne halde idi? O devrin tablolariyle taş basma resimleri İsveç hükümet merkezinin adalar üzeri-ne inşa edilmiş tamamiyle cazip bir şe-hir olduğunu, üzerinde belli başlı bina-ları daha o zaman yükselmekte olan he-men hehe-men bir ada halindeki kısmın bu adalara sağlam bir köprü ile bağlanmış bulunduğunu bize göstermektedir. He-nüz tabiatın şeklini değiştirecek ve onun eserini gizliyecek kadar ehemmiyet ka-zanmıyan inşaat tabiî manzaraya kendi varlığını da ekliyerek onu daha kuvvet-li bekuvvet-lirtmekle yetinmektedir.

Zira bu yerler Molâr gölünün dan-telli sahilleri, bir birine çok yakın oldu-ğu mahalde denizle bağlantı sağlayan serpilmiş adalariyle herkesi hayran bı-rakan güzelliktedir.

Kendi özelliğinin büyük kısmını ko-rumuş bulunan ilk şehir pratikte tek ada halini alan iki adayı işgal ediyordu. Tessin le Jeune'in 17 inci yüzyıl sonun-da İtalyan uslûbunsonun-da oldukça sade ola-rak inşa ettiği Kırallık Sarayını, tuğla-dan yapılmış çok zarif küçük kolonlar-dan teşkil edilen ayaklariyle üç kubbe-li büyük kikubbe-liseyi bu ada üzerinde bulu-yoruz. Yüksek kavsi ve kırallara mahsus zarlariyle Riddarholm, boyalı ve yaldızlı muhteşem ahşap imalâtıyle Sainte-Gert-rude kiliselerini burada görüyoruz. Bu

Tercüme eden: Y. Müh. Muhittin ERKUT

iki kilisenin etrafı eski evlerden mü-rekkep çok cazip bir yapı topluluğu ile çevrilmiş olup bazılarının hollanda ti-pinde kalkan duvarı, bir kaçının da ar-malı cümle kapıları vardır. Yine mese-lâ iki cephesi pmese-lâstrlarla tezyin edilmiş Asalet Sarayı gibi önemli saraylara da burada rastlanmaktadır. Bununla bera-ber bütün karakteriyle burada mevcut eski bir şehrin dünyanın her ye-rinde olduğu gibi kıymetler ölçüsünü bozan iddialı büyük bir kaç bina ile bu-rada da berbat edilmiş olduğu, ayrıca demir tabliyeli köprülerin sebep olduğu karışıklığın hiç de müsait bir tesir yap-madığı itiraf olunmalıdır.

19 uncu yüz yılda şehir Norrström kuzey sahilinde esaslı surette gelişmiş bilhassa burada ticarî faaliyet ve hava oyunları mevcut binaların yıkılarak yer-lerine yenilerinin inşasına sebep olmuş-tur. Bu yeni yapılar bilhassa adalar ara-sında servis yapan beyaz gemilerin ya-naştığı yuvarlak sepet kulbu şeklindeki Nybroviken sahillerini hiç te güzelleş-tirmemiştir.

Bütün Avrupa şehirlerinde aynen ceryan eden bu konuda İsveçlilere en küçük bir serzenişte bulunmak asla ha-tıra gelmez. Hazine ve şahıs menfaat-lerini koruyan anlayış gelişen bütün şe-hirlerde zarafet ve üslûptan mahrum binaların yükselmesine sebep olmuştur. Bu binalar, bayalığı ve mimarlık zevki-ni kaybetmiş bir devrin iddiasını temsil etmektedir.

Resmî binalar da aynı suretle ka-ba ve orijinaliteden mahrumdur. Stock-holmde çoğu Norrström sahilinde yük-selen Millî Müze, Opera, Parlamento binaları bütün dünyada o devirde yapı-lan diğer müze ve opera binalarından daha çok çirkin değildir. Yalnız bunların hiç de millî karaktere sahip olmadıkları-nı umumî manzaraolmadıkları-nın güzelliğine hiç bir şey katmadıklarını söyliyelim.

O devirde âdet olduğu üzere «Ec-lectique» adını verebileceğimiz üslûp-ta Stockholmde yeni binalar yapılmış ol-saydı dünyanın diğer büyük şehirlerin-de meselâ Pariste hava oyunları netice-sinde yapılmış olanın aksine burada ağaç grupları ve yeşil sahalar şimdi ol-duğu gibi tamamen muhafaza edilirdi. Şehir etrafını kuşak gibi saran bir nevi park içinde inşa edilmiş olup içerde yer yer muhafaza edilen bir çok yeşil sahalar aydınlık ve havadar şehrin ca-zibesini daha fazla arttırmaktadır.

İsveç mimarları arasında «Continen-tal» üslûba karşı ilk aksülâmel

göste-ren mimarlar Ragnar Ostberg ile Cal Westman'dır. Birincisi Stockholm beledi-ye sarayını diğeri adlibeledi-ye sarayını inşa etmiştir. Her ikisi de İsveç eski sanatı-nı etüt etmişler ve ilhamlarısanatı-nı oradan almışlardır.

Stockholm Belediye sarayı iki yanı su, dört etrafı çiçek bahçesi ile çevrili yerine mükemmel surette yerleştirilmiş, bazı tezyini motifleriyle İsveçli, mima-risi ise hiç düşünmeye mahal kalmadan İtalyan olup Kemerli direkleri Venedi-ği, bu temayülde kendisine öncülük eden Kopenhag Belediye sarayı ise daha zi-yade «Pise» yi hatırlatmaktadır.

Ragner Ostberg orijinal bir eser ya-ratmaya tamamen muvaffak olmamışsa bile hiç olmazsa İsveç Hükümet Merke-zinin mimarî varlığını zenginleştiren büyük heybet ve vakariyle âhenkli bir yapı inşa etmiş bulunmaktadır.

1930-1940 yılları arasında tekrar can-lanmaya başlayan Âbide Mimarisi ye-rini kitleler ve hacimlerin tevzii ile te-mayüz eden sosyal bir mimariye ter-ketti. Bu mimarînin temel gayesi de-vamlı güneş alan büyük pencere ve bal-konlara yer verilmesi, Konfor sahasında-devamı (86) nci sahifede

(2)

Dizel motörleri ve redüktörün yağ-lama yağı devresi için yedek mahiyette 900 devirli. 4 BB lik bir elektrik motörü ile akuple olan tulumba 35 m. yüksek-liğe saatte 10 M:1 yağlama yağı

basabi-lecek evsaftadır.

Akaryakıtın tanklar arasında akta-rılması ve servis tanklarına basılması işleri gene bir elektro-poma tarafından görülmektedir. Bu grubun elektrik mo-törü 2,5 BB ve 900 devirli, pompa 7 M-1

mazotu 25 m. ye basabilmektedir. Gemideki sıhhi tesisat için gereken tatlı su ile deniz suyu müstakil bir hid-rof grubu tarafından temin edilmektedir. Tatlı su hidroforu elektrik motörü 2,5 BB. 1000 devirli, pompa 20 m. ye 5 M;I

su basabilecek evsaftadır.

Helâlara deniz suyu temin eden diğer hidrofor grubu ise elektrik motöl-ü 2100

devir 1,5 BB lik bir güçte saatte 5 M3

suyu 20 metreye basar. Hidroform depo-su 0.7 M3 dür.

Gemide ayrıca 6 KW. lık elektrikli bir yağ ısıtıcısı, bir mazot separatörü ve bir de buharlı Kalorifer kazanı, 15 M2

ısıtma yüzeyli olup 1550.000 keal temin etmektedir. Bu kazan otomotik bir brü-lor tertibatı ile baca gazlarını emmek için 1/4 HP. lik bir aspiratör mevcuttur. Gemide acrafail şeklinde çift asma dü-men mevcuttur. Beher düdü-men 1,5 M2 dir.

Bu dümenler hareketlerini elektrik-le çalışır tek hız kademeli bir dümen makinesinden almaktadır. Kıç kepçe-nin üzerine yerleştirilmiş olan bu ma-kine 3 BB. bir elektrik motörü ile 2 ton X m. lik bir mamet temin etmektedir.

Makine grubu vasattaki mile kuman-da etmekte, bu kumankuman-da hareketi de ir-tibat kolları (liverler) vasıtası ile

san-cak ve iskele dümen şaftlarına intikal emtektedir. Üst güvertenin baş tarafına konmuş olan elektrikli ırgat Tersane yapısı olup 10 BB. lik bir elektrik motö-rü ile çalışan bu ırgat 250 Kg. lık 2 adet çapa ile 27 m / m kutur beheri 4 kilitlik zinciri icabında birlikte vira edebilecek evsaftadır.

Bu gemide projöktör kumanda ter-tibatı Kaptan köşküne alınmış, kuman-dası bilfiil Kaptan veya Serdümen ta-rafından yapılabilir şekilde tertiplenmiş-tir.

Bütün salonlara cebrî olarak hava verilmekte ve çıkış serbest veya torpito manikalarla temin edilmiştir. Makine dairesine sancak iskele ve 2 adet vanti-lâtör 400x400 eb'adında hava kanalları vasıtası ile cebrî hava verilir. Çıkış ma-kine .kaportası Alman manikaları ve ba-ca ile temin edilmektedir.

(Başı sayfa 67 de)

ki bütün terakkilerin binalarda adaptas-yonu gibi halkın yaşama şartlarının İsla-hı idi.

«Fonctionaliste adı verilen bu e-kolün mimarları yapılarını asıl şehrin dışında şehri çevreliyen tepe ve vâdi-lerde veya Mâler sahillerinde inşa ede-rek ince zevk sahipleri olduklarını gös-terdiler. Bu ekolün en ileri temsilcileri C. C. Asplund, Sven Markelius, Uno Ah-ren bütün İsveçte umumî ve hususî bi-nalar yapmışlar, Hâlsingborg da inşası Sven Markelius'a tevdi edilen Concert Hail binasında olduğu gibi bu mimar-lar dekoratif araştırmamimar-ları da ihmal et-memişlerdir.

Maalesef Pariste yapılan Stockholm-de görülmeyen diğer bir şey Stockholm-de binaları başka bir üslûp ile inşa edilmiş bir so-kağa kakma işi gibi «Fonctionalist» bir evin getirilip oturtulmasıdır. Hiç bir mi-mar çelik iskeleti bir Gratte-ciel

yükselt-mek için Stockholm'ün merkezini yık-mayı düşünmemiştir. Şehrin gelişmesi her devre göre şehircilik toplum plân-larına yeni semtlerin eklenmesi sure-tiyle vuku bulmuştur.

Başka memleketlerde bir çok şe-hirlerde mevcut yeşil sahalar birbirinin arasından feda edildiği halde İsveç hü-kümet merkezinde yeşil sahalara hiç bir zaman dokunulmamıştır.

Burada en çok hoşa giden yeşil sa-halardan biri Djurgarden ve devamı o-lan Skansen dir ki burada açık hava folklor müzesi vücuda getirilmiştir. Yem-yeşil bir park içerisine İsveç muhtelif vilâyetlerinin en karakteristik yapıları-nın vaktiyle kullanılmış olan mobilya-lariyle beraber nakledilmiş olduğunu dü-şününüz. Orada 18 inci yüzyıla ait mo-bilya ve ev eşyası ile beraber köy evle-riyle şehir ve köy asilzade evlerini gör-mek mümkündür. Böyle bir müze

vi-lâyetlerinin her biri ayrı inşaat tipine ve komşu bölgelerdekilerden çok farklı evlere sahip memleketler için İsveçten daha çok temenniye şayandır.

İsveçlerin başarısını tamamiyle mo-dern bir mimari ile eski eserlere saygıyı bir arada bağdaştırabilmelerinde arama-lıdır.

Bir Stockholm ziyaretinden netice itibariyle çıkaracağımız dersler şu halde nedir? Bir şehrin gelişmesinde o zaman-ki anlayış dolayısiyle 19. yüzyıla yap-tıkları hatalara rağmen İsveçliler bir şe-hircilik plânının lüzumunu her memle-ketten evvel anlamışlardır. Eskişehir mümkün olduğu kadar kendi adası için-de korunmuş ve yenişehir mütecanis ve âhenkli bir tarzda gelişmiştir. O kadar ki Stocholm kadar sıhhî ve tabiatla kay-naşmış, ikâmeti o derecede hoşa gide-cek dünyada pek az şehir mevcut bulun-maktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Fonksiyonlarına göre şehirler tarım, ticaret, liman, sanayi, askerî, idari ve turizm şehirleri gibi gruplara ayrılmaktadır...

Gebze’nin yoğun olarak göç almasında; İstanbul’a yakın olması, sanayi bölgesi oluşu, deniz, kara, demir ve hava ulaşım imkanları açısından kavşak bir noktada

«Sihhatli yaşama ve endüstri için plânlanmış; sosyal ve kültü- rel hayatı karşılayacak büyüklük ve imkân- lara sahip; yeşil kuşakla çevrelenen; bütün toprak topluma

Geçtiğimiz yıl- larda tanıtılan Boeing 737 Max’ın bazı durumlarda yere ça- kılmaya eğilimli olduğuna dair endişeler firmayı büyük za- rara uğratmış neredeyse tüm

söz ederken Hüseyin Kâzım Özdilci'nin dışında bütün aile fertlerinin adının zikredilmesinden ötürü duyduğunuz te­ essürü dile getirmektesiniz Fakat bir

Bilâhare İsveç mimarının müsabakayı tanzim eden heyet azasından o l - duğu anlaşıldığından bu proje diskalifiye edi- lerek bunun yerine satın alınmış eserlerden bir

ların iskânında tasarruf ve temlikinde de birer nâ- zım olurlar. Hisse senetleri ekseriya muhtelif dairelerin inşası bitmeden satılmış olur. İnşaattan sonra bunlara te-

Urfa yakınlarındaki Göbekli Tepe’de yapılan kazılarla, yalnızca dünyanın bilinen en eski ve en büyük kutsal alanı gün yüzüne çıkarılmış olmadı.. Aynı zamanda,