17
"Rabbi ona "Teslim ol" dediğinde "Âlemlerin Rabbine teslim oldum" demişti."
(Bakara; 131)
َ� ۪مَلاَعْلا ِّبَرِل ُتْمَل ْسَا َلاَق ْۙمِل ْسَا ُٓهُّبَر ُهَل َلاَق ْذِا
"Rableri onlara, "Ben size bu ağacı yasaklamadım mı? Şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi?" diye seslendi."
(A'râf; 22)
اَمُهيٰداَنَو آَمُهُّبَر
ِةَرَج َّشلا اَمُكْلِت ْنَع اَمُكَهْنَا ْمَلَا
ٌ� ۪بُم ٌّوُدَع اَمُكَل َناَطْي َّشلا َّنِا آَمُكَل ْلُقَاَو
"İnanıp salih ameller işleyenlere gelince, Rableri onları rahmetine koyacaktır. İşte bu apaçık başarıdır." (Câsiye; 30)
اوُنَمٰا َني ۪ذَّلا اَّمَاَف ْمُهُلِخْدُيَف ِتاَحِلا َّصلا اوُلِمَعَو
ْمُهُّبَر ُ� ۪بُمْلا ُزْوَفْلا َوُه َكِلٰذ ۪ۜهِتَم ْحَر ي۪ف
"Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde
kabul buyurdu." (Âl-i İmrân; 37)
ن َسَح ٍلوُبَقِب اَهُّبَر اَهَلَّبَقَتَف
"Rabbin fil sahiplerine nasıl etti, görmedin
mi?" (Fîl; 1)
ِۜلي ۪فْلا ِباَح ْصَاِب َكُّبَر َلَعَف َفْيَك َرَت ْمَلَا
"Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu
ki: Bu bana kolaydır."(Meryem; 21)
ٌۚ ِّ�َه َّيَلَع َوُه ِكُّبَر َلاَق ِۚكِلٰذَك َلاَق
"Firavun: Rabbiniz de kimmiş, ey Musa?
dedi." (Tâhâ; 49)
ى ٰسوُم اَي اَمُكُّبَر ْنَمَف َلاَق
"Rabbinizin nimetlerinden hangisini
yalanlayabilirsiniz?"(Rahmân; 13)
ِناَبِّذَكُت اَمُكِّبَر ِء َٓ�ٰا ِّيَاِبَف
"Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir.O'na kulluk edin, işte bu doğru bir yoldur." (Zuhruf; 64)
َوُه َ ّٰ�ا َّنِا ْمُكُّبَرَو يّ۪بَر
ٌطاَرِص اَذٰه ُۜهوُدُبْعاَف
ٌمي ۪قَت ْسُم
"O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir."
(Bakara; 139)
ْۚمُكُّبَرَو اَنُّبَر َوُهَو
"Onun ecri Rabbi katındadır." (Bakara; 112)
۪ۖهِّبَر َدْنِع ُهُر ْجَا ُٓهَلَف
"Onların mükâfatları Rableri katındadır."
(Bakara; 277)
ْۚمِهِّبَر َدْنِع ْمُهُر ْجَا ْمُهَل
"Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir."(Şuarâ; 109)
ْنِا ٍۚر ْجَا ْنِم ِهْيَلَع ْمُكُلَـٔ ْسَا آَمَو َيِر ْجَا
ىٰلَع َّ�ِا
َۚ� ۪مَلاَعْلا ِّبَر
"Hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir!"
(İbrâhîm; 7)
ٌدي ۪د َشَل ي ۪باَذَع َّنِا
"Onun işi Allah'a kalmıştır." (Bakara; 275)
ِۜ ّٰ�ا ىَلِا ُٓهُرْمَا َو
"Onların işleri, aralarında danışma iledir."
(Şûrâ; 38)
ْۖمُهَنْيَب ىٰرو ُش ْمُهُرْمَا َو
"İşimi bana kolaylaştır." (Tâhâ; 26)
ي۪رْمَا ي۪ٓل ْر ِّسَيَو
"Helâk emrimiz gelince, Hûd'u ve beraberindeki iman etmiş olanları, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları ağır bir azaptan kurtardık." (Hûd; 58)
َءآَج اَّمَلَو اَنُرْمَا
ُهَعَم اوُنَمٰا َني ۪ذَّلاَو ًادوُه اَنْيَّجَن
ٍظي۪لَغ ٍباَذَع ْنِم ْمُهاَنْيَّجَنَو ۚاَّنِم ٍةَم ْحَرِب
"Peygamber bir kısmını bildirmiş, bir
kısmından da vazgeçmişti." (Tahrîm; 3)
ۚ ٍض ْعَب ْنَع َضَرْعَاَو ُهَض ْعَب َفَّرَع
"Birbiri üstüne karanlıklar..." (Nûr; 40)
ۜ ٍض ْعَب َقْوَف اَهُض ْعَب ٌتاَمُلُظ
ۢ◌"Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar
birbirlerinin dostlarıdır." (Tevbe; 71)
ٍض ْعَب ُءآَيِلْوَا ْمُهُض ْعَب ُتاَنِمْؤُمْلاَو َنوُنِمْؤُمْلاَو
"Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin."
(Hucurât; 12)
ًۜاض ْعَب ْمُكُض ْعَب ْبَت ْغَي َ�َو او ُس َّسَجَت َ�َو
"Ey Rabbimiz! (Biz) birbirimizden
yararlandık." (En'âm; 128)
ٍض ْعَبِب اَنُض ْعَب َعَت ْمَت ْسا اَنـَّبَر
"O'nun sözü gerçektir." (En'âm; 73)
ُّۜقَحْلا ُهُلْوَق
"(Süleyman) onun sözünden dolayı
gülümsedi."(Neml; 19)
اَهِلْوَق ْنِم ً�كِحاَض َم َّسَبَتَف
"(Resûlüm) Onların (inkârcıların) sözleri seni
üzmesin." (Yûnus; 65)
ْمُهُلْوَق َكْنُز ْحَي َ�َو
"Biz de senin sözünle ilahlarımızı bırakacak
değiliz." (Hûd; 53)
َكِلْوَق ْنَع اَنِتَهِلٰا ي۪ٓكِراَتِب ُن ْحَن اَمَو
"Bu sizin ağızlarınızla söylediğiniz (fakat
gerçekliği olmayan) sözünüzdür." (Ahzâb; 4)
ْمُكِهاَوْفَاِب ْمُكُلْوَق ْمُكِلٰذ
"Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü
anlasınlar." (Tâhâ; 27-28)
ي۪لْوَق اوُهَق ْفَي ۙي۪نا َسِل ْنِم ًةَد ْقُع ْلُل ْحاَو
"Biz, bir şeyin olmasını istediğimiz zaman, ona (söyleyecek) sözümüz sadece «Ol»
dememizdir. Hemen oluverir." (Nahl; 40)
اَمَّنِا اَنُلْوَق ْنُك ُهَل َلوُقَن ْنَا ُهاَنْدَرَا آَذِا ٍء ْي َشِل
ُ۟نوُكَيَف
"Allah katında büyük bir mükafat vardır."
(Tegâbün; 15)
ٌمي ۪ظَع ٌر ْجَا ُٓهَدْنِع ُ ّٰ�اَو
"Zekeriya, onun bulunduğu bölmeye her girişinde yanında bir yiyecek bulurdu."
(Âl-i İmrân; 37)
َّلُك َد َجَو َۙباَر ْحِمْلا اَّيِرَكَز اَهْيَلَع َلَخَد اَم
اَهَدْنِع ً�قْزِر
"Hani o, "Rabbim! Bana katında, cennette bir
ev yap." demişti." (Tahrîm; 11)
ِةَّنَجْلا يِف ًاتْيَب َكَدْنِع ي۪ل ِنْبا ِّبَر ْتَلاَق ْذِا
19
"Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir." (Nisâ; 139)
ِنوُد ْنِم َءآَيِلْوَا َني۪رِفاَكْلا َنوُذِخَّتَي َني ۪ذَّلَا َنو ُغَتْبَيَا َۜ� ۪نِمْؤُمْلا ِع
ُمُهَدْن ِ ِّٰ� َةَّزِعْلا َّنِاَف َةَّزِعْلا
ًۜاعي ۪مَج
"Sizin yanınızdaki tükenir, Allah katında olan
ise kalıcıdır." (Nahl; 96)
ٍۜقاَب ِ ّٰ�ا َدْنِع اَمَو ُدَفْنَي ْمُكَدْنِع اَم
"De ki: "Ben size, ‘Allah'ın hazineleri benim
yanımdadır' demiyorum." (En'âm; 50)
ِ ّٰ�ا ُنِئآَزَخ ي ۪دْنِع ْمُكَل ُلوُقَا َٓ� ْلُق
"Yanımızda (o bilgileri) koruyan bir kitap
vardır." (Kâf; 4)
ٌظي ۪فَح ٌباَتِك اَنَدْنِع َو
"Kişi, onun (kötülükleri) ile kendi arasında uzak bir mesafe bulunmasını ister."
(Âl-i İmrân; 30)
ًادي ۪عَب ًادَمَا ُٓهَنْيَبَو اَهَنْيَب َّنَا ْوَل ُّدَوَت
"Göklerin, yerin ve bunların arasında bulunan her şeyin hükümranlığı Allah'ındır."
(Mâide; 17)
ۜاَمُهَنْيَب اَمَو ِضْرَ ْ�اَو ِتاَو ٰم َّسلا ُكْلُم ِ ِّٰ�َو
"Şüphesiz Rabbin, hakkında ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kıyamet günü, aralarında hüküm verecektir." (Câsiye; 17)
ي ۪ض ْقَي َكَّبَر َّنِا ْمُهَنْيَب
اوُناَك اَمي ۪ف ِةَمٰيِقْلا َمْوَي
َنو ُفِلَت ْخَي ِهي ۪ف
"Ferman bunlar arasından inip durmaktadır."
(Talâk; 12)
َّنُهَنْيَب ُرْمَ ْ�ا ُلَّ َ�َتَي
"Musa şöyle cevap verdi: Bu seninle benim
aramdadır." (Kasas; 28)
َۜكَنْيَبَو ي ۪نْيَب َكِلٰذ َلاَق
"Bizimle sizin aranızda şahit olarak Allah
yeter." (Yûnus; 29)
ْمُكَنْيَبَو اَنَنْيَب ًادي ۪ه َش ِ ّٰ�اِب ى ٰفَكَف
"Muhammed, ancak bir peygamberdir.
Ondan önce de peygamberler gelip
geçmiştir." (Âl-i İmrân; 144)
ُل ُسُّرلا ِهِلْبَق ْنِم ْتَلَخ ْدَق ٌۚلو ُسَر َّ�ِا ٌدَّمَحُم اَمَو
"Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı."
(Kamer; 9)
ٍحوُن ُمْوَق ْمُهَلْبَق ْتَبَّذَك
"(Ya'kub) oğullarına: Benden sonra kime
kulluk edeceksiniz? demişti." (Bakara; 133)
ي ۪د ْعَب ْنِم َنوُدُب ْعَت اَم ِهي ۪نَبِل َلاَق ْذِا
"Rabbin senin altında bir su kaynağı
yaratmıştır." (Meryem; 24)
ًّايِر َس ِكَت ْحَت ِكُّبَر َلَعَج ْدَق
"Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için Rableri katında, altlarından ırmaklar akan cennetler vardır." (Âl-i İmrân; 15)