• Sonuç bulunamadı

Kayadibi / Elmadağ / Ankara

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kayadibi / Elmadağ / Ankara"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kayadibi / Elmadağ / Ankara

(2)

3 İÇ ANADOLU’NUN KALINTI ORMANLARI

İç Anadolu’nun Kalıntı Ormanları Projesi kapsamındaki Çankırı, Ankara, Kırıkkale, Kırşehir ve Konya illerinde belirlenen 44 kalıntı orman sahası Şekil 3.1’de gösterilmektedir. Mart- Kasım 2017 tarihleri arasında 30 civarı proje gönüllüsünün katılımıyla kalıntı ormanlarda arazi çalışması gerçekleştirilmiştir. Arazi incelemelerinde kalıntı orman sahalarının arazi, ekosistem, toprak-kayaç özellikleri, ormanın yapısal özellikleri, barındırdığı flora ve yaban hayatı ile orman üzerindeki baskılar ve insan faaliyetleri irdelenmiştir. Bunun yanı sıra, her kalıntı orman sahasının orman amenajman planlarında nasıl yer aldığı incelenmiştir.

Orman amenajman planlarından yararlanılarak hazırlanmış meşcere bilgileri, Bölüm 3.2 altındaki her bir kalıntı orman bölümünde uydu görüntüsü üzerinde gösterilmiştir.

3.1 Çalışma Kapsamındaki Kalıntı Ormanların Dağılımı, Bitki Coğrafyası Açısından Değerlendirilmesi ve Yapısal Özellikleri

Proje kapsamında değerlendirilen kalıntı ormanlar, üç bitki bölgesinin (Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan) içindedir. Çalışma alanlarının ikisi (%4) (Kalfat ve Yenice) Avrupa- Sibirya bitki bölgesi, ikisi (%4) (Akçapınar ve Üçpınar) Akdeniz bitki bölgesi, geriye kalanları da İran-Turan bitki bölgesi içinde kalmaktadır. WWF tarafından küresel olarak hazırlanan ve daha detaylı bir sınıflandırma olan ekolojik bölgelere göre değerlendirildiğinde ise sahaların üç farklı ekolojik bölge içine girdiği görülmektedir: Kuzey Anadolu İbreli ve Geniş Yapraklı Ormanları, Orta Anadolu Bozkır ve Ağaçlıkları ile Orta Anadolu Bozkırı (Şekil 3.2).

Ancak, alanlarda tespit edilen ağaç türleri değerlendirildiğinde Güney Anadolu Dağlık İbreli ve Geniş Yapraklı Orman özelliği gösteren sahalar da vardır. Alanların bitki bölgeleri ve ekolojik bölgelere göre dağılışı, literatürde de belirtildiği gibi, İç Anadolu’da, Karadeniz ve Akdeniz karakterli ormanların geçmişte daha geniş bir alanda yaygın olduğunu ve Atalay (2002) tarafından belirlenen doğal bozkır yayılış alanının daha dar olduğunu göstermektedir.

Şekil 3.1: Çalışma kapsamında incelenen kalıntı orman sahaları

(3)

Şekil 3.2’ye göre Güney Anadolu Dağlık İbreli ve Geniş Yapraklı Ormanlar içine giren saha yoktur, ancak arazi çalışmalarından elde edilen bulgulara göre Akdeniz bitki örtüsü içinde yer alan ve bu özelliği gösteren sahalar bulunmaktadır. Konya Üçpınar ve Akçapınar’da Makedonya meşesi (Quercus trojana) ve saçlı meşenin (Q. cerris); Konya Sağlık’ta sedir (Cedrus libani), saçlı meşe (Q. cerris) ve kasnak meşesi (Q. vulcanica), Konya Öbektaş’taki palamut meşesi (Q. ithaburensis) ve Makedonya meşesinin yayılış göstermesi bu sahaların Akdeniz bitki örtüsü karakteristiğine sahip olduğunu göstermektedir. Saçlı meşe bozkır ormanı Orta Anadolu’da geçmişte Niğde Hasan Dağı ve Erciyes Dağı’nda, 1500-2000 metrenin üzerinde gözlenen Akdeniz altı (submediteran) basamaktaki gölge bakılarda tanımlanmıştır. Erciyes Dağı’nda ayrıca kasnak meşesi ormanı da bulunmaktadır (Mayer, 1998). Akdeniz bitki örtüsü içinde yer alan bu alanları da Güney Anadolu Dağlık İbreli ve Geniş Yapraklı Ormanları içinde değerlendirmek uygundur. Konya Sarayköy de, Üçpınar ve Akçapınar’a yakın olması nedeniyle yine Güney Anadolu Dağlık İbreli ve Geniş Yapraklı Ormanları içinde değerlendirilebilir.

Şekil 3.2’ye göre, sahadaki dokuz alan Kuzey Anadolu İbreli ve Geniş Yapraklı Ormanları içinde yer almaktadır. Bu alanlar, bir zamanlar Avrupa-Sibirya orman ekosisteminin çok daha geniş bir yer kapladığının, ancak insan etkisiyle daralarak kalıntı şeklinde günümüze ulaştığının bir kanıtıdır. Avrupa-Sibirya bitki örtüsü özelliğini gösteren bu alanlar şunlardır:

ͳ Çankırı Kalfat (sarıçam)

ͳ Çankırı Yenice (Karadeniz geçiş karaçam) ͳ Çankırı Gümerdiğin (Karadeniz geçiş karaçam) ͳ Çankırı Tüney (ardıç)

ͳ Çankırı Karallı (tüylü meşe)

Şekil 3.2: Çalışma alanlarının Türkiye ekolojik bölgelerine göre dağılımı

(4)

ͳ Ankara Değirmenkaya ve Kılçak (karaçam, sarıçam) ͳ Ankara İdris Dağı, Gölköy (akçaağaç, meşe, üvez, fındık)

ͳ Ankara Ahmetadil (meşe, üvez, akçaağaç) - kasnak meşesinin kuzeydeki dağılım alanı

ͳ Ankara Samut (tüylü meşe)

Kalfat’ta hakim tür sarıçam iken diğer sahalardaki Avrupa-Sibirya elemanı olan ağaç türleri tüylü akçaağaç (Acer hyrcanum), ova akçaağacı (Acer campestre), İspir meşesi (Quercus macranthera), keçi söğüdü (Salix caprea), sepetçi söğüdü (Salix viminalis), adi fındık (Corylus avellana) ve Türk fındığı (Corylus colurna)’dır. Avrupa-Sibirya bitki örtüsü içinde yer almasa da, bu bölge bitkilerinin görüldüğü sahalar da vardır. Ankara ilindeki Yakupabdal Kalıntı Ormanı’nda, Karadeniz elemanları olan üvez (Sorbus domestica) ve ova akçaağacı (Acer campestre) bulunmaktadır.

Çalışma sahasında, İç Anadolu kurak orman ekosistemlerinden farklılık gösteren bir diğer alan Çayağzı’dır. Burada, Kuzey Anadolu’daki yayılış alanının dışında doğal olarak bulunan sarıçam (Pinus sylvestris), bölgenin orman yapısının buzul çağından kalma relikt karakterde olduğunu göstermektedir. Burası çalışma kapsamında tespit edilen, sarıçamın literatürde İç Anadolu’daki güney yayılış alanları olarak geçen Yozgat Akdağmadeni, Kayseri Pınarbaşı ve Erciyes Dağı dışında, Orta Anadolu Bozkırına kadar sokulan yeni bir kalıntı sahasıdır. Çayağzı’nda, dağlık Akdeniz niteliğine sahip saçlı meşenin bulunması, sahanın aynı zamanda Orta Anadolu’ya göre daha ılıman bir iklim özelliğinde olduğunu da göstermektedir. Mayer (1998), benzer bir orman yapısını Sündiken Dağı ve Türkmen Dağı’nda tariflemiştir. Akdeniz dağlık klimaks ormanın karakteristik ağacı saçlı meşedir ve yüksek rakımlardaki gölgeli bakılarda sarıçam, meşenin üst sınırında bulunmaktadır.

Çankırı ilindeki Kalfat ile Ankara Değirmenkaya’da da sarıçam doğal olarak bulunmaktadır.

Kuzey Anadolu İbreli ve Geniş Yapraklı Ormanları içindeki bu iki çalışma sahasında sarıçam, kendi doğal yayılış alanı içindedir.

3.1.1 Kalıntı ormanlardaki hakim ağaç ve diğer odunsu türler

İç Anadolu’nun kalıntı ormanlarının çoğunluğunu tüylü meşe ve karaçam ormanları oluşturmaktadır (Şekil 3.3). Çalışma kapsamında incelenen 44 kalıntı ormanın 20’si tüylü meşe ormanı iken, diğer meşe türleri ile birlikte meşe ormanlarının sayısı 26’ya çıkmaktadır. Ülkemizde geniş bir yayılışa sahip olan ve kurak koşullara dayanıklılığıyla bozkıra en çok sokulan meşe türü olan tüylü meşenin (Quercus pubescens) oluşturduğu kalıntı ormanların yaygınlığı tahmin edilebilirken, çoğunlukla Batı ve Güneybatı Anadolu’da yayılış gösteren palamut meşesinin (Q. ithaburensis) üç kalıntı ormanda (Ankara-Hacıkadın, Kırıkkale-Ulaş ve Konya-Öbektaş) hakim türü oluşturması oldukça şaşırtıcıdır. Ülkemizin endemik meşe türlerinden olan kasnak meşesi (Q. vulcanica) mevcut literatüre göre Göller Bölgesi, Anamas Dağları, Sultan Dağları, Ahır Dağı, Murat Dağı, Türkmen Dağı, Amanos Dağları (Osmaniye), Hasan Dağı, Erciyes Dağı, Karadağ (Karaman) ve Ilgaz Dağı’nda yayılış göstermekte (Çetik, 1982; Yaltırık, 1984; Avcı, 1999) ve kasnak meşesinin Ankara’da bir kaydı bulunmamaktadır. Ancak, Kalıntı Ormanlar Projesi kapsamında yapılan arazi çalışmalarında, Ankara’nın kuzeybatısında yer alan Ahmetadil Kalıntı Ormanı’nda (Akyurt) kasnak meşesinin hakim türü oluşturduğu belirlenmiştir.

(5)

Yaygın olan meşe ve karaçam kalıntı ormanlarını sırasıyla boylu ardıç (Juniperus excelsa) ve sarıçam (Pinus sylvestris) kalıntı ormanları izlerken, alıcın hakim olduğu iki kalıntı orman (Ankara-İkizce ve Konya-Ağsaklı) ile bir sedir kalıntı ormanı (Konya-Sağlık) ve akçağaç, meşe ve üvez (Ankara-Gölköy) türlerinden oluşan karışık bir kalıntı orman da dikkat çekicidir.

Anadolu karaçamı (Pinus nigra subsp. pallasiana) ve diğer ibreli kalıntı ormanlar genellikle Ankara’nın kuzeyinde İç Anadolu’nun Karadeniz’e geçiş zonu ile Konya’nın güneybatısında Akdeniz’e geçiş zonuna yakın bölgelerde bulunurken, İç Anadolu platosunun iç bölümlerinde meşe kalıntı ormanları çoğunluktadır (Şekil 3.4). Ankara’nın 30 km güneyinde bulunan Beynam Ormanı, karaçam kalıntı ormanları arasında bozkır içlerine en fazla sokulan kalıntı ormanı temsil etmektedir.

Kalıntı ormanlar içinde odunsu türlerin en zengin olduğu alan Ankara Kıbrıs Vadisi’dir.

Kalıntı Ormanlar Projesi kapsamında gerçekleştirilen arazi çalışmasında bu alanda 48 odunsu (Şekil 3.5), 134 otsu tür tespit edilirken Kıbrıs Vadisi’nin florasına ilişkin bir araştırmada (Aslan ve Vural, 2009) 628 tür kaydedilmiştir. Ankara’nın doğusunda

Şekil 3.3: Kalıntı ormanlardaki hakim odunsu türler

Şekil 3.4: Kalıntı ormanlardaki hakim ağaç türlerinin dağılımı

(6)

Elmadağ’ın kuzey yamacında yer alan vadi, içinde bulunduğu İç Anadolu iklim yapısına uygun bitki türlerinin (İran-Turan) yanında, Karadeniz Bölgesi iklim yapısına özgü (Avrupa- Sibirya) bitki türlerini (ör. fındık) de barındırmasıyla dikkat çekmektedir. Karaçam kalıntı ormanları arasında ise, Beynam Kalıntı Ormanı, barındırdığı 47 odunsu tür ile öne çıkmaktadır. İç Anadolu’nun daha kurak iç kısımlarına en çok sokulan karaçam ormanı olmakla birlikte, kapladığı 1.600 hektar ile en büyük kalıntı ormanlardan biri olması ve yanı sıra içerdiği farklı vadi sistemleri ile topoğrafya, eğim ve toprak yapısının sık değişmesi tür çeşitliliğinin fazla olmasını etkileyen faktörler arasında sıralanabilir. En az sayıda odunsu tür barındıran kalıntı ormanlar arasında ise 8 tür ile Ömerkahya Tüylü Meşe Ormanı (Kırşehir), 9 tür ile Ağsaklı Alıç Ormanı (Konya), 10 tür ile Palazobası Tüylü Meşe Ormanı (Ankara), Karallı Tüylü Meşe Ormanı (Çankırı) ve Tüney Boylu Ardıç Ormanı (Çankırı) öne çıkmaktadır. Ormandaki tür çeşitliliğini ormanın büyüklüğü ve bulunduğu iklimin yanı sıra bakı, eğim, vadi oluşumları gibi topoğrafik özellikleri, kayaç-toprak yapısı ve çeşitliliği ile üzerindeki baskılar gibi pek çok faktör etkileyebilmektedir. Örneğin odunsu tür sayısı en az olan Ömerkahya nispeten küçük (4 hektar) kalıntı ormanlardan birisidir ama kapladığı alan (0,5 hektar) açısından en küçük kalıntı orman olan Memlik Karaçam Ormanı’nda Ömerkahya’nın iki katından fazla (19) odunsu tür kaydedilmiştir.

3.1.2 Ağaçların boy ve yaş özellikleri

Kalıntı ormanlardaki ağaçların boy ve yaş dağılımları da farklılık sergilemektedir. Şekil 3.6 kalıntı ormanlardaki hakim ağaç türlerinin ortalama boy, Şekil 3.7 ise ortalama yaş dağılımını göstermektedir. Ağaç türlerinin yapısal özelliklerine bağlı olarak karaçam, sarıçam ve sedir kalıntı ormanları daha boylu ve yaşlı ağaçlara sahip iken, meşe (özellikle tüylü meşe) ve alıç kalıntı ormanları daha bodur boylarda ve genç yaşlardadır. Kalıntı ormanlarda karaçamların boyları 6 (Kırıkkale-Çamlıca) ila 18 m (Ankara-Memlik) arasında,

Şekil 3.5: Kalıntı ormanlardaki odunsu tür zenginliği

(7)

tüylü meşelerin boyları ise 2,5 (Ankara-Çanakçı ve Konya-Çatak) ila 9 m (Ömerkahya) arasında değişmektedir. Ortalama yaş olarak Konya’nın Bozkır ilçesindeki Üçpınar (ort.

400 yaşında) ve Akçapınar (ort. 350 yaşında) karaçam ormanları en yaşlı kalıntı ormanlar olarak tespit edilmiştir. Diğer taraftan, birçok tüylü meşe ormanı (ör. Ankara’daki Kıbrıs Vadisi, Sadıklı, Odunboğazı ve Şehitali ormanları) 30-40 ortalama yaşa sahiptir.

Şekil 3.6: Kalıntı ormanlardaki ağaçların boy dağılımı

Şekil 3.7: Kalıntı ormanlardaki ağaçların yaş dağılımı

(8)

Türkiye Meşeleri adlı eserinde Yaltırık (1984), tüylü meşenin çoğunlukla 15 m’ye kadar boylandığını, ender olarak da 20 m’ye ulaştığını belirtmektedir. 15-20 m boylara ve uzun yaşlara ulaşabilecek iken çoğu tüylü meşe kalıntı ormanının bodur gelişim göstermesi ve hiç yaşlı tüylü meşe ormanına rastlanmamasının birkaç sebebi olabilir. En öncelikli etmenlerden biri, İç Anadolu’nun iç ve kurak kesimlerine kadar sokulabilen tüylü meşe ormanları için az yağış (Şekil 3.8) ve fazla kurak (Şekil 3.9) iklim koşullarıdır. Uygun yaşam koşullarına sahip alanlarda meşe türünün yeterli boya ulaşamama nedeni ise insan baskısıdır. Meşe ağaçlarının yapacak ve yakacak amaçlı kesimi veya baltalık olarak kullanılması ve orman içi otlatma faaliyetleri ağaç gelişimini kısıtlayan diğer önemli etmenlerdir. Kalıntı ormanlardaki meşe ormanlarının çoğunluğu bu ve benzeri sebeplerden ötürü seyrek bir kapalılığa sahiptir. Ormancılık çalışmalarında bozuk orman statüsünde yer alan bu ormanlar, koru ormanlarına kıyasla daha fazla kesim/bakım faaliyetlerine maruz kalmaktadır.

Şekil 3.8: Kalıntı ormanlardaki yıllık ortalama yağış dağılımı

Şekil 3.9: Kalıntı ormanlardaki yıllık ortalama sıcaklık dağılımı

(9)

3.1.3 Kalıntı ormanların alt-yükseltisi

Günümüzde İç Anadolu’da orman ekosistemlerinin yükseklik dağılımına ilişkin olarak;

düşük yükseltilerde ve düzlük arazilerde bozkır ekosisteminin yaygın olduğu, meşe ve karaçamın hakim tür olduğu ormanların ise genellikle 1000-1200 metre yükseltilerden başlayarak 2000 metrelere kadar dağılım gösterdiği belirtilmektedir (Atalay, 2002;

Atalay ve Efe, 2008). Meşe topluluklarının bozkır kuşağının hemen üzerinden başlayarak 1200-1500 metreler arasında ardıçlarla birlikte orman kurduğu, 1500 metreden yarı- alpin kuşağa kadar ise karaçam ormanlarının görüldüğü kaydedilmektedir (Atalay, 2002; Atalay ve ark., 2014).

Kalıntı Ormanlar Projesi kapsamında incelenen ormanların alt-yükseltisine bakıldığında (Şekil 3.10 ve 3.11), ormanların çoğu 1000 m yükseltilerden başlamakla birlikte, İç Anadolu’nun nispeten kuzey enlemlerinde yer alan bazı meşe ve ardıç ormanlarının 700 m civarı yükseltilere kadar indiği görülmektedir. Karallı (Çankırı) Tüylü Meşe Ormanı ve Sarıoba (Polatlı) Boylu Ardıç Ormanı 700 m yükseklikte başlarken, Ulaş’ta (Kırıkkale) Anadolu Palamut Meşesi Ormanı 780 m, Tüney Boylu Ardıç Ormanı 770 m’dedir. Karaçam ormanları arasında ise Değirmenkaya (Kalecik) Kalıntı Ormanı’nın alt-yükseltisi 1100 m tespit edilmiştir. Bununla birlikte, Konya’nın güneybatısında bulunan Bozkır ilçesindeki Akçapınar ve Üçpınar karaçam kalıntı ormanlarında alt- yükseklik 1300-1500 m aralığına kadar çıkmaktadır. Uslu (1959) kalıntı ormanların alt sınırının İç Anadolu’da genellikle kuzeyden güneye ve güneydoğuya doğru yükseldiğini kaydetmektedir. Çankırı’dan Konya’ya bir hat boyunca uzanan çalışma sahamızda Şekil 3.10’de yer alan kalıntı ormanların alt-yüksekliğinin benzer şekilde kuzeyden güneye doğru arttığı görülmektedir (Şekil 3.11).

Değirmenkaya / Ankara

(10)

Diğer taraftan, İç Anadolu’nun düzlük arazilerinde bozkır ekosisteminin yaygın olduğu kaydedilmekle birlikte, Tuz Gölü’nün doğusundaki Sadıklı (Şereflikoçhisar) ve Ömerkahya (Kırşehir) tüylü meşe ormanlarının günümüzde hala tarım alanları ile iç içe düzlükleri kapladığı gözlenmiştir. Bu bulgular ışığında İç Anadolu’da ormanların geçmişte, özellikle kuzey ve batı kesimlerde, 1000 m’nin çok daha altında yüksekliklere yayılmış olduğu, yamaçlar ve dağların yanı sıra yer yer ovaları da kapladığı öne sürülebilir.

Şekil 3.10: Kalıntı ormanların yükseklik ilişkisi

Şekil 3.11: Proje kapsamındaki kalıntı ormanların alt yükseltileri

Referanslar

Benzer Belgeler

In this study, the effects of deep cryogenic process (-180 °C) applied for 24 hours on the microstructure, residual austenite volume ratio, residual stress

Ankara ili Yenimahalle ilçesi Memlik Mahallesi’nden alınan toprak örneklerinin mat sarı kahve ve sarımsı kahve renginde, toprak bünyesi kumlu tınlı ve killi, kireç içeriği

Doğa ve çevre tahribatı yaratan faaliyetler için birçok dava açılmış, bu sahalardan, basının ve kamuoyunun gündeminde olan şeker kanyonu olarak da bilinen Karabük

%5 Ag içeren hareketsiz elektrotla gerçekleştirilen 2 saat süreli deneyde zamana bağlı olarak redüklenen gümüş miktarı.. Şekil 6.8.‟de görüldüğü üzere, reaksiyon

Öldürülen otuz üç kişi aslında Molla Mustafa’nın adamlarıymış ve Rus- lara satılacak istihbarat elde etmek üzere İran sınırından yasadışı yol- larla

Afte r applying the artificial neural network to the input data, the simulation errors were reduced.Th e improvement rate of average simulation errors in X-axis and Y-axis were

Kesim öncesi bekletme süresi: Bu terim besin değeri olan doku ve organlarda, istenmeyen veya zehirleyici etkileri bakımından önem taşıyan ilaç veya kimyasal

Bu çalışmada analiz edilmiş olan toprak örnekleri içerisinde kireç oranı oldukça fazla, kum oranı yüksek, organik madde, potasyum, magnezyum, çinko veya mangan