• Sonuç bulunamadı

ZİRAAT FAKÜLTESİ BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI. BAH 653-Bilimsel Araştırma Yöntemleri ve Etik Dersi. Prof. Dr. Hüsnü DEMİRSOY

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ZİRAAT FAKÜLTESİ BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI. BAH 653-Bilimsel Araştırma Yöntemleri ve Etik Dersi. Prof. Dr. Hüsnü DEMİRSOY"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ZİRAAT FAKÜLTESİ

BAH 653-Bilimsel Araştırma Yöntemleri ve Etik Dersi

Prof. Dr. Hüsnü DEMİRSOY

(2)

İntihal ve Özentisiz Alıntı

Hafta-7

BAH 653-Bilimsel Araştırma

Yöntemleri ve Etik Dersi

(3)

İntihal-aşırma (plagiarism) sözcüğü Latince plagiarius kökünden gelmekte olup köle ya da çocukları kaçırmak, çalmak anlamına gelmektedir.

Ayiter'e göre (1981) modern dilde ise plagiat-intihal olarak adlandırılan bu durum Roma’da bir tür manevi hırsızlık sayılmıştır.

Lathrop ve Foss'a göre (2000) Romalı halk ozanı Martialis şiirlerinin Fidentius tarafından kaynak gösterilmeden alınması sonucu bu durumu "hayal gücünün hizmetçilerinin çalınması” olarak gördüğünü ifade etmiştir (Akt. duToit ve Lamprecht, 2011, 57).

Roma döneminden günümüze gelen bu kavram bütün toplumlarda bilimsel korsanlık, bilimsel aşırma ya da hırsızlık olarak kabul edilmekte ve akademik çevrelerde gözlenen ağır bir etik ihlal olarak sayılmaktadır.

Bir eseri meydana getirmek o eserin sahibine aynı zamanda telif haklarını da kazandırır. Bu eserler yazılı, sözlü ya da görsel içerikte olan makale, kitap, beste, film, bilgisayar programı, resim, fotoğraf, grafik tasarım, patent vb. olabilir.

3

(4)

• Telif hakkı ise bu eserlerin çoğaltma, dağıtma, satma, başka formlarını üretme hakkını ifade etmektedir.

• Bu eserlerin telif hakkı yasal olarak koruma altındadır. Ancak bu eserleri belli koşullar altında kullanım hakkı bulunur.

• "Adil kullanım” hakkı da denilen bu yararlanma biçimi, telif hakkı başkalarının elinde bulunan çalışmaların eğitim ya da araştırma gibi amaçlar için eserin sahibi olan kişiden izin almaya gerek olmaksızın bazı koşulları yerine getirerek kullanım hakkıdır.

• Başkalarının emeğine saygı en önemli etik değerlerden biridir. Bu anlamda özellikle bilim insanları bu konuda daha da önemli bir

(5)

• Hiç kimsenin (hatta eser sahibinin bile) bir eseri kaynak göstermeden kullanmaya hakkı yoktur. Ancak harcı âlem, herkes tarafından bilinen ve söylenebilecek olan "genel bilgi” niteliğindeki bilgiler için kaynak gösterilmese de olur.

• Eserin telif hakkı kapsamından çıkmış olması, eser üzerinde hak sahibi olan kişinin iznini almış olmak ya da adil kullanım kurallarına uymak da esere atıf yapılmasını gerektirir.

• Dünya'da pek çok atıf sistemi bulunmaktadır. Örneğin, Antropoloji (AAA), Biyoloji (CBE/CSE), Dil ve Edebiyat (MLA), Fizik (AIP), Genel (Chicago), Kimya (ACS), Matematik (AMS), Psikoloji ve Eğitim (APA), Sosyoloji (ASA), Tıp (NLM, AMA) sistemlerini kullanmaktadır.

• Ancak en yaygın olara kullanılan sistemler American Psychology Association (APA) ve Modern Languages Association (MLA) atıf sistemleridir.

5

(6)

• Yazma etkinliği sırasında yazarın, bilgi, bulgu ya da görüşleri vardır ve bunları planlı, mantıklı ve tutarlı biçimde yazıya geçirir. Burada en önemli konulardan biri yazının oluşumunda başkalarının görüş ve eserlerinden yararlanmada kullandığımız yöntemdir.

• Alıntı yapmak, alanda başkalarının yazdıklarından yararlanarak çalışmamızı zenginleştirmek, bulgularımızı dış yorumunu

yapabilmek açısından son derece gerekli ve yararlıdır.

• Bilimsel bilgi, araştırmacılar tarafından yüzyıllardır yayınlar yolu ile dünyanın dört bir yanına taşınmış ve yeni eserler meydana

getirebilmenin önünü açmıştır.

• Bilimsel eserlerin çoğalması, toplumların bilimsel ve kültürel yönden gelişmesinin temelini oluşturmaktadır. Bu anlamda üniversiteler

ürettikleri bilgi ve eserlerle her türlü gelişmenin itici gücüdür (Çağlayan, 2008).

(7)

• Yazma sürecinin en önemli taraflarından biri, okuyucuların eserimizde bizim yaptığımız katkıları ve bizi etkileyen başka

yazarların görüşlerini, yaptığımız atıflar yolu ile bilmesine yardımcı olmaktır (APA, 2010).

• Eğer başkalarının yazdığı bilgileri kendi düşüncemizle karıştırıp, yeniden düzenleme yapmadan kullanmışsak bu durumda yazardan çok, kes yapıştır yolu ile derleyici olma durumu söz konusudur. Eğer çalışmanızda kendi düşüncemiz ve kendi sözcüklerimiz egemen değilse "yazınızın denetimini” elden kaçırırsınız.

• Bu nedenle alıntıları kısa tutup, olabildiğince metinle

kaynaştırmalısınız (Barzun ve Graff, 2001). Yani yazmak, sadece başka görüşlerin alt alta yapıştırılması değildir. Ancak daha önce yazılmış bilgilerin çeşitli kaygılarla kullanılmaması da değildir.

• Alıntı (iktibas) kavramı Osmanlıca Sözlükte "bir kelimeyi, bir cümleyi ya da bunların anlamlarını olduğu gibi aktarma” olarak

tanımlanmıştır.

7

(8)

• Türk Dil Kurumu Sözlüğü ise alıntı kavramını "bir yazıya başka bir yazarın yazısından alınmış parça, aktarma, iktibas” olarak

tanımlamıştır.

• Ayiter'e göre (1981) fikir ve sanat eserleri hukukunda alıntı, "bir eserin parçalarının başka bir eser içinde kullanılması” biçiminde tanımlanmıştır.

• Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 35. Maddesi'nde "iktibas

serbestisi” düzenlenmiştir. Alıntılama işlemi doğruluk ve dürüstlük ilkelerine göre yapılmadığında intihal ortaya çıkmaktadır.

• İntihal, başka bir yazarın eserini çalarak, kendisinin gibi göstermek demektir.

(9)

• Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 71. Maddesi 3. bendinde “bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır” hükmü yer almaktadır.

• Aynı zamanda intihal, üst makamlara bildirilmesi gereken ve

yükseköğretim yasa ve düzenlemelerine göre uygun olmayan bir davranış olarak kabul edilmektedir.

• İntihal olayları artık yargıya da intikal etmekte ve intihalci olduğu saptanan kişiler ceza almaktadır. Örneğin bir profesör ve doktora öğrencisi, başka iki yazarın uluslararası iki yayınından kaynak

göstermeden yararlandıkları için haklarında disiplin soruşturması ve hukuk davası açılmıştır. 2011 yılında açılan davada mahkeme intihal yaptığı saptanan kişilerin, eserlerinden intihal yaptıkları saptanan kişilere tazminat ödemesine hükmetmiştir.

• Mahkemenin verdiği karar 2016 yılında Yargıtay tarafından da onanmış ve karar kesinleşmiştir (http://www.yurtgazetesi.com.tr).

9

(10)

• Birçok kişi aşırmanın, başka birinin çalışmasını kopya çekmek ya da başkalarının özgün fikirlerinin ödünç almak olduğunu düşünür. Ancak kopyalamak ya da ödünç almak kavramları, işlenen suçun ciddiyetini gizlemek amacını taşımaktadır.

• Merriam-Webster sözlüğüne göre aşırma şu anlama gelmektedir:

1. Kişinin başka birine ait bir şeyi çalması ya da kendisininmiş gibi yutturması,

2. Var olan bir kaynağı yeni ya da özgün bir fikir ya da ürün olarak

sunması. Diğer bir deyişle aşırma, hem birinin çalışma ya da fikrinin çalınmasını hem de bu konuda yalancılığı içerir.

• Genellikle iyi bir araştırma eğitimi almamış kişiler yaptıklarının intihal olduğunun farkına varmamaktadır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ruhsat alan eser sahibi veya mirasçılarından, kullanma yetkisini devraldığı mali hakkı bir üçüncü kişiye devretmeme borcu altındadır. 49/1 gereğince, böyle bir

Yalnızca icracı sanatçı manevi haklara sahip olduğundan bu davayı ancak icracı sanatçı açabilecektir. İcracı sanatçının manevi hakkının kullanılmasını devrettiği

-5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu -6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu. -5042 sayılı Yeni Bitki Çeşitlerine ait Islahçı Haklarının Korunmasına

Küçük ahşap kutu meraklı bakışlar altında açılır, içinden çıkan kübik tatlı şey­ ler ihtiyatla tadılır.. İşte o ünlü sözün

O bir türlü tanzim edilemiyen eski, güzelim meydanda, yerlere serili paslı anahtarlar, kilitler, çatal kaşık, çatlak porselen tabaklar, kırık plâklar, naylon

Sayfa No Şekil 1: 3-boyutlu konformal planlama yapılmış ve karşılıklı oblik iki alandan bir tanesinde wedge kullanılmış bir olgunun DRR üzerinde radyoterapi

Çalışmaların Yöntem Bölümünde Bulunması Gereken Başlıklar Yukarıda ifade edildiği üzere yöntem bölümü bilimsel çalışmanın önemli bölümlerinden biridir.

Bu nedenle, kritik sistem geliştirme, bir düzenleyiciyi sistemin güvenilebilir ve emniyetli olduğuna ikna etmek için