TürkKidtiiriiİncelemeleriDergisi14,İstanbul2006, 101-130.
DİvAN ŞiiRİNDESIHHAT-NAMELER
HalUk GÖKALP'
ÖZET
Bu makaledesıhhatvehastalıkkonusunun divanşiirine yansınıalarının ge-neldeğerlendirmesi yapılmış, sıhhat-ııdmetürünün divanşiirindeki yeri belir-lenmeyeçalışılmıştır. Makaledesıhhat-niimeler biçim, içerik ve üs1Up özellikleri
açısından incelenmiş, son bölümde ise sıhhat-ndme türüne örnek teşkil edecek dörtsıhhat-ndme manzumeslne yerverilmiştir.
Anahtarkelimeler: ~.
Sıhhat-nı1me"divan şiiri, nazımtürleri, Osmanlı sultanları, hastalık, sıhhat.
GiriŞ
Hastalıkvesağlık konusunun, her toplum gibi Osmanlıtoplumunda da önemli bir yeri vardır. Bilim ve teknolojinin günümüzle kıyaslanama yacak kadar geri olduğu dönemlerde bugünönemsemediğimizsalgınlarve hastalıklar, toplumda kapanmasızor yaralar açıyor; toplumun ve bireyin sosyokültürel hayatında doğrudan yansımalar buluyordu. Tüm toplum tabakalarındabu ölçüde önemi haiz bir konuyu, Kanuni (Muhibbi) kadar fesahatle anlatan çok azşair vardır:
Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefessıhhatgibi (Muhibbi)
Şairlerin divanlarına yüzeysel olarak göz attığımızda dahi sağlık ve hastalıklailgili pek çok beyterastlarız. Bir edebi malzeme olarak sıhhatve hastalık konusu divan şiirindeya çeşitli durumların anlatılmasında kıyas haddi olarak ya da divan şiirinin tamamına hakim bir tema olan aşk ile ilgili olarak kullanılmıştır. Divanları dolduran manzumelerde veba, humma, remed, çiçek, nezlevb.hastalıkların beyiderde birer mecaz ya da mazmun konusuolduğugörülür. Sözgelimi "Nedim, Damatİbrahim Paşa
Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü / hgokalp@cu.edu.tr
vasfında yazmış olduğubir kasidede sıhhate dair tabirleri mazmuna esas olarak kullanmıştır": ı
K'idüphumma-yıharbü fitne kablen-nadcbulıranın
Karibolmuşdukim kasd eyliyecan-ıcihan üzre(Nedim)
"Eski tıp bilginlerine göre insan bedeninde dört sıvı vardırki bunlar kan, balgam, safra ve sevdadır. Bu dört sıvının vücutta dengeli miktarda olmasından sıhhatvesağlık doğar. Bunlarbileşikkaplar gibi birbirleriyle dengelidir. Birinin artması yahut azalması durumunda, vücutta hastalık kendini gösterir. Bedenin çeşitli hastalıkları da bu dört sıvıya göre ayrı lır.?' Hastalıklarıntedavisinde de bu dört hılta dayanan tedavi usullerin-den yararlanılmıştır. Bunların başında hacamat (fasd) gelmektedir. Eski tıpta kan aldırmanın pek çok hastalığa iyi geldiği kabul edilirdi. Biz Zaifi'nin sözlerindenhacamatıngözağrısıiçin deuygulandığını öğreniriz. Aşağıdaki beyitlerde yolculuk sırasında sürekli beyaz kara bakmaktan gözlerirahatsız olanlarıntedavisinde fasd yolunabaşvurulduğubelirtilir:
Kamuugradıderd-içeşmeel-hak Kialdıgözrıürırıak kara bakmak Kimihoş oldıfasda itmedin kasd Kimiolmadıitmeyince ol fasd (Zaifl/
Hastalıklarıntedavisinde kimi zaman bugün de kullanılan alternatif tıpseçeneklerinden yararlanılırken,kimi zaman da -çeşitli halk inançları nın etkisiyle gelişen- yöntemlerden yararlanılmıştır.,Muayenenin uzun uzadıyaincelemeleredayanmadığı, hastanıngenel durumunabakmanınve
•
nabzınkontrolünün muayene için yeterligörüldüğüo dönemde hastalıkla-rın tedavisindefarklıilaçlardan yararlanılmıştır. ilaçların yapımındasalep, anason, afyon, ebegümeci, hatmi yaprağı,sinameki, üzerlik tohumu, kına, hardal gibi bitkilerden yararlanılmış, -zırnık ve antimuvan müstesna ol-mak üzere- madenibileşimler kullanılmamıştır.'Hekimin ve hastanelerin bugünkü kadar yaygın olmadığı zamanlarda halkınbilimsel temeli olma-yan pek çok tıbbi yönteme başvurduğunu görürüz. Sözgelimi kanamayı
iAgahSırrı Levend,DivanEdebiyatı(Kelimeler ve Remizler; Mazmunlar ve Mefhumlar),
İstanbul: Enderun Kitabevi, 1984, s. 414.
2İskenderPala,Ansiklopedik DivanŞiiri Sözlüğü,Ankara:AkçağYay. 1995, s. 25. 3Külliyiit-ı Za'ifi, Topkapı SarayıKütüphanesi,R.822, 154a.
4Osman Şevki, Türk Tababeti Tarihi, sadeleştiren: İlterUzel, Ankara: KültürBakanlığı
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 103
durdurmak için yaranınüzerine örümcek ağı konması,' soğuk algınlığına karşı şişeçekmek"vb.söz konusutıbbiyöntemlerdenyalnızca birkaçıdır:
Ciğerdedurmaz akarhün-ı zahm-ıtir-i nigar Örümcekağıdırüstünde sanki cism-i nizar (Nevres)
Sıhhatisterseneğer çekme tabibinşerbetini
Mihnetü gam derdine gayet devadurşişeçek (HayaU Bey)
Fuzuli'ninSu Kasidesi'nde sağlıkla ilgili unsurlar, mukayese unsuru olarak kullanılmıştır.Gerek eski gerekse çağdaş tıp gereği,iç yaralan olan hastalara bir süre doğrudan doğruyasu verilmez. Bununzararlı olacağına, hastayı öldüreceğine inanılır. Aşağıdakibeyitte aynı düşüneeye telmihte
bulunulduğunugörürüz:7
Vehm ilen söyler dil-imecrühpeykanun sözin
İhtiyarilen içer her kimde olsa yara su (Fuzuli)
•
Tıbbi tedavi usulleri veilaçların edebi malzeme olarak kullanılması dışında divan şiirinde aıkın da hastalıkla bağdaştırıldığını görürüz. Şair ler, çaresi bulunmayanaşk hastalığınatutulup,devayıyine hastalığın kay-nağı olan sevgilide ararlar. Bu ve benzeri beyitler, tabib, ilaçvb.tıbbi ter-minoloiininaşklailintili olarak kullanılmasınaneden olur:
Aşkderdiylehoşemel çekilacımdantabib
Kılmaderman kim helakim zehridermanındadır(Fuzuli)
Yukarıda sıraladığımız örneklerin sayısını çoğa1tmak mümkündür. Divanlarda aşkı hastalıkolarak algılamayan, diğerbir deyişle aşk hastalı ğınatutulmayan şairyok gibidir. Divanşairleri yukarıda bahsettiğimiziki çeşit yaklaşımı da beyit düzeyinde elealmışlardır. Bununla birlikte hasta-lık ve sağlık konusu, müstakil eserlerin konusunu da teşkil eder. Ahmedi'nin on bin yüz beyirlik Tervfhü'l-ervah adlı tıbba dair mesnevisini ve Fuzüli'nin tıbba ait çeşitli bilgileri alegorik olarak anlattığı Sıhhat u
Maraz adlı mesnevisini örnek olarak verebiliriz. Bununla birlikte kaside veya mesnevi biçimindeyazılmış bazı şiirlerdedehastalık vesağlık konu-sunun işlendiğinigörürüz.Raşid'inSeneide-iKitab-ı Sıhhat-ôbôd adlı mes-nevisini sıhhatve hastalık konusundayazılaneserlerarasındasayabiliriz.. Mir Ali Rıza İstolçevi'nin Sergüzeşt'iise, göz hastalığından müteessir olan
~ Agah Sırrı Levend, a.g.e., s. 414.
" Mustafa Nejat Sefercioğlu, "Divan Şiirinin Gerçek Hayatla Bağlantısı", Türkler Ansiklopedisi,Ankara: Yeni Türkiye Yay. 2002, s. 674.
bir devlet memurunun hastanede tedavi görmesi ve sıhhate kavuşmasını konu edinen otobiyografıkbir eserdir.' Vôhid-i Mahtumi Divanı'nda yer alan "teb" (sıtma, titreme) redifli, "Kaside-beççe Der-Menkabe-i Abbas Ağa Hazine-dar-ı Şehriyari Rahimehu'llah'" başlıklı 17 beyitlik kaside, sıtmaya dair farklı mecaz ve hayallere yer vermesi bakımından ilgi çekicidir. Gelibolulu Ali'nin "Der-Hikayet-i İstila-yı VeM" adlı manzumesi XVI.yüzyıldavuku bulan vebasalgınıyla ilgili bir kasidedir." Bununla birlikte divanlarda "sıhhat" redifli gazellere derastlarız. Ancak, söz konusu gazellerde konu edilen hastalığın genellikle aşk hastalığı olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca XVI. yüzyıl şairlerinden Rahimi'nin, Ahmed Paşa'nın kasidesine öykünerek yazdığı "sıhhat yaraşur" redifli gazeli/Isıhhatkonulu manzumelerarasındayer alır.
1. Sıhhat-nameler
Yukarıda bahsettiğimiz veya bazı örneklerini sıraladığımız sıhhatve
hastalık konulu beyit, manzume ve eserler, divan edebiyatında göz ardı
edilemeyecek kadar yekün teşkileder. Ancak, söz konusuşiirlerde hastalık vesağlıklailgili unsurlar, yaaşklailgili edebi malzeme ya dafarklı olay ve durumlarla ilgili kıyas haddi olarak kullanılır. Hastalık ve sağlık konulu manzumeler incelendiğinde "sıhhat-name"türü şiirlerinbunlar içinde en geniş yeri kapladığı görülür. Buna rağmen günümüze kadar sıhhat-name lere gereken ilgi gösterilmemiştir. Sıhhat-namelerle ilgili tek bilimsel
ça-lışma, Prof. Dr. Mehmet Arslan tarafından hazırlanjnıştır. Arslan, "Sıh
hat-nameler?" başlıklı yazısında Sıhhat-nôme ve Sur-ı Hıtôna Müteallik
Kasôid
adlı'mecmuayı gün ışığına çıkarırken, sıhhat-namelerle ilgili pekçok özelliği kamilen ortaya koymuştur. Söz konusu mecmuada XVIII. yüzyılda yaşamış şairlerin on bir sıhhat-name manzumesine yer verilmiş tir. Arslan, makalesinde mecmuada yer alan II örnekle birlikte toplam IS
8Haluk Gökalp, "Bir Osmanlı Memurunun Hal-i Pür-melali: Sergüzeşt-i İstolcevi",
Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,13/1, Adana, 2004, s. 151-165.
'i) Bahattin Kahraman, Vahid-i Mahtum! (Hayatı, Eserleri, EdebiKişiliği ve Eserlerinin
Tenkidli Metni),BasılmamışDoktora Tezi, Selçuk Üniv. Sos, Bil. Enst. 1995, s. 370-371.
10Divanşiirindeveba ile ilgiliolar~kbk.Ömür Ceylan, "ÖlümünUnunılan AdıVeM",
ÖnceAşk Vardı, İstanbul: Kapı Yay. 2005.
iiAhmetPaşa Divanı, hzl. Ali Nihat Tarlan, Ankara: Akçağ Yay. 1992,s. 93-94.
12Mehmet Arslan,"Sıhhatnameler", Türkler Ansiklopedisi, Ankara: Yeni Türkiye Yay.
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 105
sıhhat-nameyi incelemiş, divanlar tarandıkçaörneklerin çoğalacağını be-lirtmiştir. Biz yaptığımız araştırmadasöz konusu mecmuada ve makalede yer almayan IS sıhhat-name örneği tespit ettik. Bununla birlikte katalog taramasısonucu varlığındanhaberdar olduğumuz Aşki,Nüzhet'in sıhhat nameleri ve Kami'nin ikinci sıhhat-namesiylebirlikte tespit ettiğimiz sıhhat-name sayısıtoplam otuz sekizeulaşmaktadır.
Kaynaklarda sıhhat-namelerleilgili çok kısıtlı bilgi verilmiştir.Ferit Devellioğlu, sıhhat-name'yiedebiyat terimi olarak değerlendirerek "Has-talanan birinin iyileşmesi dolayısıyla yazılan manzume.?" tanımlamasını yapmıştır.Mehmet Zeki Pakalın ise bu açıklamaya şairlerin sıhhat-name yoluyla caize elde ettiklerini ekler: "Hastalanan birinin iyileşmesi müna-sebetiyle yazılan manzume hakkında kullanılantabirdir. Divan şairleri ramazan, bayram ve sair vesilelerleolduğugibi bu maksatla da manzume-ler yazarlar ve takdim ettikmanzume-lerinden caizekoparırlardı"."
Meydan Larouse Ansiklopedisiisesıhhat-namelerin devlet büyüklerine, zengin, bilginvb. önemli kişilere yazıldığınıbelirtir: "Hastalanan kimsele-rin iyileşmesi dileğiyle yazılan şiir. Divan edebiyatındahastalanan bir devletbüyüğünün,zengin bir kimsenin, bir bilginin veya sevilen bir kişi niniyileşmesi,ona sağlık dilenmesi konusundaşiirler yazılırdı.Genellikle caize almak için yazılanbu şiirler, kaside şeklindeolurdu. Tanzimat dö-neminden sonrasıhhat-nameyazma geleneği kalktı".';
Ansiklopedik DivanŞiiri Sözlüğü'nde ise sıhhat-namelerin hastalanan birisinin iyileşrnesi dileğiyle,daha çok kaside biçiminde yazıldığıve bu türün örneklerine azrastlandığıbelirtilir: "Hastalanan birisininiyileşmesi dileğiyle yazılan şiirlereverilen ad. Daha çok kaside şeklinde yazılır. Has-tanın iyileşmesi için dua edilip iyi temennilerde bulunulan bu tür man-zumelerinörneğineazrastlanır".16
Sıhhat-namelerle ilgili en geniş bilimsel çalışmayı yapan Mehmet Arslan isesıhhat-namelerin padişahın çeşitli yönlerini övmek,halkın duy-gularına tercüman olmak gibi çeşitli gayelere hizmet ettiğini belirtir:
13FeritDevellioğlu, OsmanlıcaTürkçe AnsiklopedikLugaı, Ankara: Aydın Kitabevi Yay.
1993,s.949.
14 Mehmet Zeki Pakalın, "Sıhhat-name" mad. Tarih Deyimleri veTerimleri Sözlüğü, İstanbul: MEB. Yay. 1993, III, 204.
15 •
Meydan Larouse,"Sıhhatname", Istanbul: Meydan Yay. 1981,XI, 256.
16 •
"...padişahın hastalıktan iyileşmesini tebrik etmek, bu güzel hadise ve mutlu haber karşısındakendi duygularıylaberaberhalkın duygularınıda yansıtmak, halkı bundan haberdar etmek ve bu arada padişahınmuhtelif veehelerini övmek gibi bir çok gayeye hizmet eden nitelikler taşıyan şiir
şeklinde yazılmış...,,17 eserlerdir. Bununla birlikte Arslan, makalesinde
sıhhat-namelerin asıl muhataplarının padişahlar olduğunu, ancak eldeki tek istisna örnek dolayısıylavezir-i azamlar gibi diğer devlet büyüklerine de yazılabileceğini belirtir: "Eldeki örneklerine bakılarak denilebilir ki günümüze kadar gelebilen en çoksıhhat-name
III.
Ahmet için yazılmıştır. III. Ahmet ile ilgili sıhhat-namelerin sayıca diğerlerinden daha çok gö-rülmesinin nedeni bu padişah için yazılan sıhhat-namelerin bir mecmua içinde toplanmış olmasıdır. Nev'i'nin Sıhhat-name kasidesinin Vezir-i Azam Ali Paşa için yazıldığı düşünülürse şimdilik bu tek örnekten yola çıkarak sıhhat-namelerin padişahlar dışında devletin diğer ileri gelenle-rine deyazılmasınınbir gelenekolduğu,bu tür örneklerin daha daçoğala bileceği söylenebilir. Fakatbelirttiğimizgibi sıhhat-namelerin asılmuha-taplarıdevrinpadişahlarıdır".18
Bütün bu tanımlamaveaçıklamalarda sıhhat-namelerleilgili birbirini doğrulayan görüşlereyer verilmekle birlikte ayrıntılarda farklılıklar bu-lunmaktadır. Biz öncelikle sıhhat-namelerle ilgili bazı temel meseleleri tartışıp, daha sonra sıhhat-namelerin çeşitliözellikleri üzerinde durmaya gayret edeceğiz.
.1
Srh h atv n a m e l e r müjde şiirleri mı yoksa dua ve
te m e n ni şair Ie ri midir?
İnceleme fırsatı bulduğumuzsıhhat-namelerinhemen hepsinin tebrik ve müjdelemeamacını temel aldığını gördük. Tebrik etme ve müjdeleme eylemi bir sonuçtur. Yani muhatabın hastalığı atlatıp, iyileşmesi tebrik edilirken, halka muhatabırı esenliğe kavuşması da müjdelenir. En açık biçimiyle ifade etmek gerekirse sıhhat-nameler, hastalığın iyileşmesini konualdığı için zaman itibariyle hastalıktansonraki dönemi kapsar. Sıh hat-namelerde muhatabın iyileşmesiiçin değil, bir daha hasta olmaması veya afiyette kalması için dua edilir. Bunun içinsıhhat-name manzumele-rinin yalnızca başlıklarınabakmak yeterli olacaktır. Selanikli Hasan Akif el-Mevlevi'nin "Sirozi Yusuf Muhlis Paşa na-mizac olup sıhhate
17Mehmet Arslan, a.g.m., s. 776.
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi ıo7
tahvilinde söylenmişdir?" başlıklı, Cevri'nin "Merhum-ı Firdevs-aşiyan
Sultan Murad Hanun Dera-i Ulada Ayagı Ağırup Sıhhat Buldukda
Dinmişdür?"ve "Remedden Halas Oldukda Dinilmişdür"," Diyarbakırlı Lebib'in "Ali Beg Kızamık Çıkarup Şifa-yab Oldıkda Virilen Sıhhat namedür?" başlıklıkasideleri örneklerden yalnızcabir kaçıdır.Yine sıh hat-narnelerin hemen hepsinin ilk beyitleri "müjde haberi" üzerine ku-rulmuştur. Örneğin, 7 sıhhat-name kasidesi bulunması nedeniyle en çok sıhhat-name yazan şair olarak nitelendirebileceğimiz,Seyyid Vehbi'nin "KasideDer-Sıhhat-name-iSultan Ahmed Han-ıSalis" başlıklı kasidesi-nin ilk beytindemuhatabın şifa bulduğu açıkçaifade edilir:
Sad-hamd Hakim-iMüste'arı'a
Kim virdi şifa şeh-i cihana (Seyyid Vehbi)
Nedim'in terkib-i bend biçimindeyazdığı sıhhat-namesininilk bendi
padişahin sıhhate kavuşmasıüzerinekurulmuştur: ~
Bi-hamdi'llah ki alem yinemesrürü'l-cenanoldı Açıldıgül gibimahzüngönüllerşadman oldı
Efendimiz bulup sıhhatpür etdi alemi behcet (Nedim)
Yukarıda yer verdiğimiz örneklerde de görüldüğü üzere sıhhat-na melerin yazılma sebebi muhatabın sıhhate kavuşmasıdır. Manzumelerin büyük bir kısmında"müjde, beşaret" gibi sözcüklerin sıklıkla kullanıl ması,bunuaçıkçagöstermektedir.Kaldıki şairlerin, sıhhat-name yazmak-tak i asıl maksatları, muhataba duyduklarısevgi ve hürmeti göstermenin yanı sıra dize elde etmektir. Bu vesile, diğer türlerde muhatabınzafer kazanması, tahta çıkması,muayyen bir makama terfii gibi müspet hadise-lerken, sıhhat-namelerde muhatabın hastalıktankurtulup sıhhate kavuş ması olarak görülür. Bununla birlikte kimi gazellerde "sıhhat-name" söz-cüğünün geçtiği beyitler bulunmaktadır. Sıhhat-name türü kapsamında değerlendiremeyeceğimizbu gazellerde "sıhhat-name" sözcüğünün
kulla-19İdris Güven Kaya,Selanikli Hasan AkifDivanı (İnceleme,Metin, Dizin),İstanbul 1998,
s.236.
20Hüseyin Ayan,Cevri (Hayatı, EdebiKişiliği, Eserleri,Divanının Tenkitli Metni),
Erzu-rum: Atatürk Üniversitesi Yay. 1981, s. 70. .
21Hüseyin Ayan,a.g.e.,s. 146.
22 İdris Kadıoğlu, Lebib-i Amidf (Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri veDivanının Tenkidli
Metni), Basılmamış Doktora Tezi, Dicle Üniversitesi, 2003, s. 227 (http://groups.yahoo.com).
108
nım şekli oldukça ilginçtir. Örneğin
Emri
Divanı'nda2J ve Üsküdarlı SımDivanı'nda24
yer alan gazellerde sıhhat-name sözcüğünün daha ziyade, muhatabın sıhhatte olması, sıhhat bulması maksadıyla edilen dua ya da dua manzumesini karşıladığınıgörürüz. Zira aşağıdayer alan örneklerde sıhhat-namelerin, muhatabına şifavermesi işlevine değinilir. Söz konusu beyiderdeki şekliyle sıhhat-name, hastalıköncesinde yani hastalık zuhur etmeden yazılıp söylenebileceğigibi hastalık sırasında ve sonrasında da söylenir. Emri'nin aşağıdakibeytinde "Ezel kaleminin beden levhasına sıhhat-name yazdığınıama sevgilinin kılıcının sıhhati giderdiğini"söyler ki buradasıhhar-namesözcüğünün hastalıköncesi konuedildiği açıktır:
Ezel kilki beden levhindesıhhat-nôme yazmışdı Giderdisıhhatinanun amatirüfıkalemkatdı (Emri)
Üsküdarlı Sırri'nin aşağıdaki beytinde ise günde bin kere sıhhat name okunsa da aşk zaafından dolayı şairetesiretmediğibelirtilir. Burada dagörüldüğü üzere sıhhat-name, hastalığa karşı önlem olarak okunmakta-dır. Yani öncelik sonralık bakımından değerlendirildiğinde sıhhat-name ninsıhhattendaha öncegeldiği görülür:
Za'f-ı ışkile vücudum nazar it ten tenedür
Günde bin kerre okurlarsa dasıhhat-nôme (Üsküdarlı Sım)
Üsküdarlı Sırri takip eden beytinde sıhhat-name okumanınhastaya etkietmeyeceğinibelirtir. Beyitte söz konusu edilen elbette kiaşk hastalı ğıdır. Ancak, burada önemli olan hastalığın ne olduğırndan ziyade, -şair her ne kadar sıhhat-name okumanınhastaya şifa vermeyeceğinibelirtse
~
de- sıhhat-namenin hastalığa yönelik bir deva arayışı, bir dua olması ve daha da önemlisihastalık sırasındadile getirilmesidir:
Va'd-ıvasiile dil-i zara karib itme yeter
Eser itmez okusan hasteyesıhhat-nôme (Üsküdarlı Sım)
23Beyit, Yekta Saraçtarafından hazırlananEmriDivanı'ndaki 439. gazelden alınmıştır
(http://groups.yahoo.com).
24 Şevkiye Kazan, Üsküdarlı Sım (Hayatı, Şahsiyeti,Eserleri ve Divanı, Tenkitli Metin-İnceleme), Basılmamış Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, 2003, s. 124 (http://groups.yahoo.com).
25Cevri'ninyazdığı sıhhat-namelerden ikincisi, sıhhat-nameler içinde -şiirde Cevri'nin
kendi hastalığını anlatmasınedeniyle-farklılıkarz eder. Her ne kadar manzumenin
başlığında sıhhat-nameibaresi bulunmasa da biçim ve içerik özellikleriyle tür
kap-samında değerlendirilmelidir.Manzume,başlığın içeriği,hamd bölümü, hastalık ve
iyileşmesürecinin anlatılması ve dua bölümü gibi özellikleriylesıhhat-name olarak
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 109
Daha öncebelirttiğimizüzere sıhhat-nameler'esasen hastalık sonra-sında yazılmışya da takdimedilmiştir.Zira söz konusu tür, hastalık süre-cini ve sonrasım konu edinir. Yukarıdayer alan örnekler, bir çelişkinin ortayaçıkmasınaneden oluyor gibi görünse de aslında sözcüğü beyit dü-zeyinde kullanan şairler, sıhhat-namelerinbölümlerinden birini öne çı karmakta, türün "dua" işlevini konu edinmektedir. Nitekim sıhhat-na melerarasındayer alan üç manzume tamamenmuhatabın şifa bulmasıiçin edilen hayır dualar ve hastalık karşısında şairin hislerinin anlatımından ibarettir. İleride sıhhat-namelerinbölümleri konu edildiğindetürün bu özelliği açıkça görülecektir. Görüleceği üzere sıhhat-namelerin iki temel
özelliği ortaya çıkmaktadır. "Sıhhat-name nedir?" sorusuna geri döndü-ğümüzde türün, hem "hastalanarı kişinin iyileşmesinintebrik edilmesi, müidelenmesi" hem de "muhatabın şifa bulması dileği, duası" olduğunu söyleyebiliriz. Ancak, türün temel işlevi hastalığın iyileşmesinikutlamak ve müidelemektir. Zira, divan şairi için hastalık, muhataba manzume sunma vesilesidir. Sçyyid Vehbi'nin süriyyesinin sonundabelirttiğiüzere, temel gaye sıhhat-rıame, süriyyegibi manzumeler sunup maddi yarar elde etmektir. Bu nedenleşairbeytinde kendine seslenir ve "Ey Vehbi! Sıhhat name gibi süriyyeni de sun ki o herkesin isteğiniyerine getiren, bahtiyar eden (sultan) seni dedileğine kavuştursun"der:
Durmasıhhat-namegibi 'arzkılsüriyyeni
Ber-murad eyler seni olkam-bahşukarn-bin(Seyyid Vehbi)
Sıhhat-nameler kimlere sunulmuştur? Hangi dö-neme aittir?
Divanşairleri, başta padişahlarolmak üzere şeyhülislam,vezir-i azam, paşalar için sıhhat-nameyazabildikleri gibi -Cevri" örneğinde görüleceği üzere- bizzat kendileri için de sıhhat-name yazabilirler. Tespit edilensıh
hat-name örneklerinde muhatap büyük çoğunlukla padişahlar olmakla
birlikte, diğer devlet büyüklerine yazılan sıhhat-nameler,genel toplam içinde hiç de azımsanacak sayıda değildir. Vezir-i Azam Ali Paşa, Damat İbrahim Paşa, ŞeyhülislamEsad ve Sirozi YusufPaşa, hatta Vezir Yahya Paşa'nın oğlu Ali Beg için dahisıhhat-name yazılmıştır. Ayrıca, Şeref Ha-mm'ın adım belirtmediğiüçkişi için sıhhat-name yazdığımsöyleyebiliriz.
Şiirinüslübundansöz konusukişilerin, şairin yakını olduğu anlaşılmakta dır. İkincimanzumede muhataptan "ma'den-ilutf-ıkeremim", "menba' u mecma'-ı cüdu himemirn" şeklindebahsedilmesi, söz konusu zatın ma-nevi ya da maddiaçıdan şairinhamisi olma ihtimalini düşündürmektedir. Yine Şeref Hanım'ın gazelinde kim olduğu belirtilmeyen muhatabın "dildar, meh" vb. sözcükleriyle tavsif edilmesi ilgi çekicidir. Zaifi'ninAşkı vü Ma'şuk adlı hikayesinde Aşk! adlı kahramanınındilinden yazılan sıh hat-narnede muhatapMa'şuk adlımahbuptur.
Bilinen ilk sıhhat-name tespit edebildiğimiz kadarıylaFatih Sultan Mehmet için yazılmıştır.Nüve mahiyetindeki bu ilk örnekte, daha sonra gelişecekolansıhhat-nametürünün çeşitliözelliklerini görebiliriz. Ayrıca III. Murat, IV. Murat,i. Mahmut, III. Mustafa ve III.Ahmet için sıhhat name yazılmıştır.Bunlar içindeIII.Ahmet, en fazlasıhhat-name sunulan padişaholarak dikkat çeker. Ancak, bunda MehmetArslan'ıngün ışığına çıkardığı, -III. Ahmet'e yazılan sıhhat-nameleriderleyen- mecmua etkili olmaktadır.Her ne kadar bu mecmuada yer alan 12sıhhat-name,III. Ah-met için yazılmışolsa da bu manzumeler dışındakalan sıhhat-namelerin lü'u, yine SultanIII.Ahmet'e sunulmuştur.Nezle, humma ve çiçek hasta-lığına yakalanan III.Ahmet, bu haliyle, sıhhat-namelerin birinci muha-tabı olarak edebiyat tarihindeki yerini alır. Bu durumun ortaya çıkma sındahiç şüphesiz padişahlarakaside sunmak için bahane arayanşairlerin, III. Ahmet'in hastalıklarınıvesile etmeleri kadar, XVIII. yüzyılın kültür ve edebiyatortamınında büyük etkisiolmalıdır. :l
XVIII. yüzyıl, divan şiiri geleneğininzirveye ulaştığı bir dönemdir. Lale Devri'nin sağladığızevk ve sanatortamınında etkisiyle şairler, yüz-yılların edebi birikiminden de yararlanarak, manaya ve şekle yönelik ye-nilik arayışlarına girişınişlerdir.XVIII. yüzyıl şairlerinin divanları taran-dığındadönem için yeni sayılabilecek pek çok konu ve türün ele alındığı görülür. Çok sayıdatür, ya bu dönemde ortaya çıkmış ya da yaygınlık ka-zanmıştır. XVIII.yüzyılda, divanlarındasöz konusu türlere yer vermeyen şair yok gibidir. Ayrıca sıhhat-namelerirıXVIII. yüzyılda gelişmesi, yay-gınlık kazanması ya da hatırlanmasında Seyyid Vehbi ve Nedim gibi önemli şairlerinde etkisi olmalıdır.Bu manzumelerin, büyük şairlere öy-künen XVIII. yüzyıl şairleri için örnek teşkiletmesi kuvvetle muhtemel-dir. III.Ahmet'eyazılsınya da yazılmasın,elimizdeki sıhhat-name örnek-lerinin büyük bir çoğunluğu,XVIII. yüzyılda yazılmıştır. Her ne kadar nüve mahiyetindeki örnekleriyle sıhhat-namelerinkökenini XV. yüzyıla
yeni-Türk Kültürü İncelemeleriDergisi ııı
likarayışlarınındivanşiirimizebiryansımasıolan- türün, XVIII. yüzyılda yaygınlık kazandığınıveaynı yüzyılda yükselişini tamamladığını söyleye-biliriz. Zira, tespit edebildiğimiz kadarıylaXVIII. yüzyıl sonrasında Sela-nikli Akifin veŞeref Hanım'ın yazıkları sıhhat-namelerle tür son örnekle-rini vermiş,Tanzimat dönemiyle birlikte ömrünü tamamlamıştır. Aşağı daki tabloda şairlerin sıhhat-nameleri sundukları kişiler ve yüzyıllar yer almaktadır:
Şair Yüzyıl Muhatap
1 AhmedPaşa21 15. Fatih Sultan Mehmet
2 Za'Ifi(Aşkı dilinden)" 16. Ma'şuk
3 Aşkı29 16.
..
4 Cevri30 16. Sultan IV. Murad
5 Cevri 16. Cevri ve Hekim Muhammed
6 Nev,~31i 16. Vezir-i A 'zam AliPaşa
7 Nev'i 16. Sultan III. Murad
8 Kami32 18. Sultan III. Ahmet
9 Karnı 18. ...
Lo Nedim33 18. Sultan III. Ahmet
il Dürrt 18. Sultan III. Ahmet35
27AhmedPaşa Divanı, s. 93-94.
28Külliyat-ıZa'ifi,Topkapı SarayıR.822,145b-146a.
29Aşkı Divanı'nın incelediğimizyazma nüshasında sıhhar-nameye rasdayamadık.
An-cak, Divan'ınincelemefırsatı bulamadığımız,Nuruosmaniyenüshasındabir sıhhat
namebulunduğunukatalog bilgisi olarak burada belirtmegereğiniduyduk(bk.İstan bulKitaplıklarıTürkçe Yazma Divanlar Katalogu,İstanbul: MEB Yay. 1967, I, 165). 30 Hüseyin Ayan,a.g.e.,s. 70-73 ve 146-147.
31Nev'i: Divan (TenkidliBasım), hzl, Mertol Tulum-M. Ali Tanyeri, İstanbul: İstanbul Ün. Edebiyat Fakültesi Yay. 1977, s. 120-121 ve 156-157.
32Sıhhat-nômeveSur-ıHuôna MüteallikKasôid,2a-3b.
33 Muhsin Macit,NedimDivanı, Ankara: Akçağ Yay. 1997, s. 219-221.
34TezkirelerdeDürri'ninSıhhat-nôme adlı müstakil bir eserinden söz edilir. Burada yer alan sıhhat-namemanzumesiyle, kaynaklarda belirtilen eserin aynıeser olup olmadı ğınıbilemiyoruz. Kaynaklarda Sıhhat-name'de ayrıbir eser olarak söz edilmesi bizi tereddüde düşürmüştür(bk. Tezkirelere Göre DivanEdebiyatı İsimler Sözlüğü,hzl. Ha-lük İpektenvd. Ankara: Kültür ve TurizmBakanlığıYay. 1988, s. 103).
35 Dürri'ninsıhhat-namesindemuhatap belirtilmemiştir. Ancak, şairin Divan'ında yer alan sıhhat-namerıinSultan III. Ahmet'in çiçekhastalığıiçin yazıldığıbilinmektedir (bk. Sadık Erdem, "Dürri-i Yek-çeşrn ve Gazelleri", Türk Dünyası Araştırmaları,
12 Edib36 18. Sultan III. Ahmet
13 Fasiht 18. Sultan III. Ahmet
14 Gümrükçü-zade Hüseyin" 18. Sultan III. Ahmet
15 Haşmet39 18. Sultani. Mahmut
16 İshak-i Da'i4O 18. Sultan III. Ahmet
17 Nüzhet 18. Sultan III. Mustafa
18 Piri-zade Sahib4\ 18. Sultan III. Ahmet
19 Raşil2 18. Sultan III. Ahmet
20 Sa'dt 18. Sultan III. Ahmet
21 SAarnıA44 18. Sultan III. Ahmet 22 Arpaemini-zade Sami45 18. Sultan III. Ahmet 23 Seyyid Vehbi 1.46 18. Sultan III. Ahmet
36Sıhhat-nôme ve Sur-ı Huôna Müteallik Kasôid,16b-17a.
37Haluk Gökalp,FasihtDivanı (inceleme-metin),Çukurova Ün. Sos. BiL. Enst. Basılma
mışYüksek Lisans Tezi, Adana, 2001, s. 138-140.
3RGümrükçü-zade ŞakirHüseyinPaşazade,Mustafa Bey'in oğludur.Basra valisi iken
ölen HüseyinPaşa'nın torunudur. İstanbul'da doğmuştur. Asıl adı Hüseyin'dir. Mü-derris, vaka-nüvis ve Halepmollası olmuş,1743'te vefatetmiştir.Divan sahibi, kamil bir kişidir. III. Ahmet, İbrahim Paşa ve Şeyhü'Iislüm Abdullah Efendi'ye kasideler
sunmuştur.Dönemin ileri gelenşairlerindendir.Safayi, Salim,Beliğve Ramiz Tezki-relerinde hakkındabilgilerverilmiştir(bk. Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmônt,Tarih
Vakfı Yurt Yay. S. 30, İstanbul 1996, V, 1564; ayrıcabk. Tezkirelere Göre Divan
Edebi-yatı İsimler Sözlüğü, s. 465; metin için bk. Sıhhat-nôme ve Sur-ı HuônaMüteallik
Kasôid,12a-14a). 1
39Mehme~Arslan,İ. HakkıAksoyak;HaşmetKülliyatı,Sivas 1994, s. 141.
40Sıhhat-nôme ve Sur-ı Huôna Müteallik Kasôid,ib-2a.
41Sıhhat-nôme ve Sur-ı Huôna Müteallik Kasôid,5a-6b.
42Sıhhat-nôme ve Sur-ı Huôna Müteallik Kasôid,3b-5a.
43Sıhhat-nôme ve Sur-ı Huôna Müteallik Kasôid,i7b-i7a.
44Sıhhat-nômeveSur-ıHuôna Müteallik Kasôidadlımecmuada yer alan busıhhat-name nin Sami'ye ait olduğu "Sıhhat-name-iSami" başlığından anlaşılmaktadır.Burada
adıgeçen Sami'nin, Arpaemini-zade Samiolduğunutahmin etmekteyiz. Zira benzer bir durum Seyyid Vehbi için de geçerlidir (bk. dipnot 53). Ancak,Arpaemint-zade SamiDivanı'nda,mecmuda yer alan kasidenin bulunmadığınıbelirtmek isteriz. Bu durumda ortaya iki ihtimalçıkmaktadır:Bu şiir,yaArapaemini-zôdeDivanı'nda yer almayan,şairinbilinmeyen bir manzumesidir, ya da XVIII. yüzyılda yaşamış başka
bir Sami'ye aittiriSıhhaı-nômeveSur-ıHuôna Müteallik Kasôid,9b-1ib).
4S Kemal Kahramanoğlu, Sami Hayatı, Eserleri, Edebi Kişiliği ve Divanı'nın Tenkildi
Metni,Basılmamış Doktora Tezi, Selçuk Üniv. Sos, BiL. Enst. 1995, s. 163-164.
46Hamit Dikmen,Seyyid Vehbi veDivanının Karşılaştırmalı Metni, BasılmamışDoktora
Tezi, Ankara Ün. 1991, s. 66-69, 96-98,191-194,273-274,274-279,285;ayrıcabk.Sıh hat-nameveSur-ıHuôna Müteallik Kasôid,6b-9b.
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 113
24 Seyyid Vehbi 2. 18. Sultan III. Ahmet
25 Seyyid Vehbi 3. 18. Damadİbrahim Paşa
26 Seyyid Vehbi 4. 18. Sultan III. Ahmet
27 Seyyid Vehbi 5. 18. Sultannı.Ahmet
28 Seyyid Vehbi 6. 18. Sultan III. Ahmet (?)
29 Seyyid Vehbi 7. 18. Sultan III. Ahmet
30 Sünbül-zade Vehbi4' 18. ŞeyhulislamEsad 31 Ş.Hayati-zadeEmint8 18. Sultan III. Ahmet
32 Zaht 18. Sultan III. Ahmet
33 DiyarbakırlıLebib 18. Ali Beg50
34 Şeyhülislam İshak" 18. E'izz-ieviddasındanbiri
35 Selanikli Akif 19. Sirüzi YusufPaşa
36 ŞerefHanım52 19. İsmi belirtilmemiş
37 ŞerefHanım 19. İsmi belirtilmemiş(hami?)
38 ŞerefHanım 19. İsmi belirtilmemiş(dildar)
f
~ .
Süreyya AliBeyzadeoğlu,Sünbülzade VehbiDivanı, Basılmamış Doktora Tezi, Istan-bul Ün. 1991, s. 219.
48Sıhhat-nômeveSur-ıHuôna Müteallik Kasôid,15b-16b. ı 49Sıhhat-nômeveSur-ıHuôna Müteallik Kasôid,62a-62b.
50Ali Beg, Vezir YahyaPaşa'nın oğludur.
51Muhammet NurDoğan, Şeyhülislam İshakEfendi(Hayatı, Eserleri veDioônı'mn
Edis-yonKritiği), İstanbul: MEBYay.1997, s. 440-441.
52 Şeref Hanım Divanı'nda yer alan 2 manzum mektubu ve gazel biçimindeki sıhhat
namesini, esasen ikinci grup olarak nitelendirdiğimiz, dua bölümünü öne çıkaran sıhhat-nameler kapsamında değerlendirebiliriz. Her ne kadar sıhhat-name başlığı
almasalar da söz konusu manzumeler hastalanan birkişinin iyileşmesi dileğiyle
ya-zıldıkları için "dua" içeriklisıhhat-namelereörnekteşkileder. Manzumeler, Seyyid Vehbi'ninsıhhat-name başlıklıdua manzumesi ile benzer özellikler içerir. Zira, sıh
hat-namebaşlığı almayıptürün tüm özelliklerini içeren manzumelerinbulunduğunu
gözardıetmemek gerekir. Ancak, gerek Selanikli Akifin gerekse Şeref Hanım'ınsöz konusu manzumeleri, daha ziyade şairterin kişisel tercihleri sonucu ortayakonmuş olmalıdır.Zira her ikişairin manzumelerirıdede"sıhhat-name"ibaresine yer
veril-memiştir. Şairlerin, manzumelerinigeleneğin devamıolarak nitelendirmenindoğru
bir düşünce olacağını düşünmüyoruz.Bu manzumeleri, XIX. yüzyılda unutulmuş
olan sıhhat-name geleneğinin şairlerin, kişisel tercihler sonucu ortaya çıkmışbirer örneğiolarakdeğerlerıdirebiliriz(bk. Mehmet Arslan, Şeref Hanım Divanı, İstanbul: Kitabevi Yay. 2002, s. 488-490).
I. I. Sr h h ar-n s m e l e rin Biçimsel Özellikleri Genellikle "sıhhat-name" başlığı altında yazılan söz konusu manzu-meler, "sıhhat-yaften", "ıyadet"," "ifakat?" gibi ifadeler kullanılarak da adlandırılabilir. Ahmed Paşa'nın (XV. yy), "Der-Iyadet-i Şah~ı Devran" adlı kasidesinde, "ıyadet" başlığı kullanılmıştır. Yine "ıyadet" adlandır masına Zaifi'nin Aşkıve Ma'şuk adlı hikayesinde "Suret-i Iyadet-name" biçiminde rastlarız.Bu durumda türün ilk örneklerinde "ıyadet" başlığı nın daha yaygın olduğu düşünülebilir. Şairlerin, sıhhat-name başlıkla rındauzun açıklamalarayerverdiği de görülür. Nev'i'nin (XVI. yy)"Kıt'a Beray-ı Sultan Murad Der İfakat Ez Maraz ve Zikr-i Şükran-ı Sıhhat-i Vezir-i A'zam 'Ali Paşa" başlıklı; Cevri'nin (XVI. yy), "Merhum Firdevs-aşiyanSultan Murad Hanun Def'a-i UladaAyagı Ağırup Sıhhat Buldukda Dinmişdür" ve "Remedden Halas Oldukda Dinilmişdir" başlıklı; Sela-nikli Hasan Akif el-Mevlevi'nin(Xıx.yy), "Sirozi Yusuf MuhlisPaşa Na-mizac Olup SıhhateTahvilinde Söylenmişdir" adlı manzumelerinin baş hklarındateferruata yerverildiğigörülür. Seyyid Vehbi'nin "Sıhhat-name Beray-ı Sultan Ahmed Han-ı Salis ve Kaside Der-Sılıhat-name-i Sultan AhmedHan-ıSalis"başlıklı; Sünbülzade Vehbi'nin"Sıhhat-name Beray-ı
Müşôrün İleyh" başlıklıveHaşmet'in "Cenab-ıMekürim-nümüd Merhum u Magfür Sultan Mahmud Efendimiz Hazretleriİçün İnşaOlunan Sıhhat namedir" başlıklımanzumeleri ve benzerlerinde görüldüğü üzere, türün XVIII. yüzyıldakiörneklerinde, "sıhhat-name" başlığı yaygın olarak kul-lanılmışya da manzumelerin"sıhhat-name" olduğu beıitlerde belirtilmiş tir. Yine Sıhhat-nôme veSur-ıHuôna Müteallik Kasôid adlı mecmuada bu-lunan sıhhat-nümelerin tamamına yakını "sıhhat-name" vb. başlıkları
altında yazılmıştır." Örneğin "Sıhhat-name-i Sami Efendi", "Gümrükçü-zade Hüseyin Efendi'nin Sıhhat-namesidir"ya da "Hayati-zade Efendinin Sıhhat-iHumayünTarihidir" gibibaşlıklarayerverilmiştir. XVIII. yüzyıl divan şairleri manzumelerinin başlığındahiç değilse "sıhhat" kelimesini kullanırlar.SünbülzadeVehbi'nin "Kaside-i Garra Beray-ı Sıhhat-yaften-i
İbrahim Paşa?" başlıklı ya da Nedim'in "Terkib-i Bend Der-Teşekkür-i Sıhhat-ı Şehenşah-ı Alem" başlıklı manzumeleri söz konusu örnekler
ara-53"Hasta ziyareti"anlamına gelmektedir. 54"iyi olma,iyileşme" anlamına gelmektedir.
55 Söz konusu başlıklar için sırayla bk. Sıhhat-nôme ve Sur-ı Hıtôna Müteallik Kasôid,
varak no: 9b, 12a, lSb.
56 Sünbülzade Vehbi'nin söz konusu kasidesinin başlığında "sıhhat-name" sözcüğü
kullanılmamaklaberaber manzumenin 31. beytinde "sıhhat-name" sözcüğüne yer verilmek suretiyle imada bulunulur.
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi llS sında sıralanabilir. Bununla birlikte Seyyid VehbiDivanı'ndaki bazı kasi-delerde ve FasihiDivanı'nda olduğugibi her hangi bir başlık kullanılma yan sıhhat-namelere derastlarız, Bununla birlikteŞerefHanım Divanı'nda "Sürer-iMektüb"başlığınındakullanıldığınıgörürüz.
Sıhhat-namelergenellikle kaside şeklinde yazılmıştır. Ancak, kıt'a-i kebire, terci'-i bend, terkib-i bend, murabba, mesnevi gibi diğer nazım şekilleriyle yazılan sıhhat-nameler de bulunmaktadır. Elde ettiğimiz sıh hat-name manzume1erinin yirmi üçü kaside biçimindeyazılmıştır.Kaside biçiminde yazılan sıhhat-nameleryedi beyitten, seksen iki beyte kadar çeşitli büyüklüktedir. Kaside biçimindeki bazımanzume1er ise tarih kasi-desi olup son beyitlerindepadişahın sıhhate kavuşmasınadair tarih düşü lür. Örneğin İshak-i Dai veHayatı-zade Efendi'nin kasidelerinin son bey-tinde sultanın iyileşmesine tarih düşülür. Musammat şeklinde yazılan sıhhat-namelerise -Selanikli Akit'in altı bentlik terci-i bendi istisna sayı lırsa- beşer bentten oluşmuştur.Zaifi'nin 54 beyitlik, Seyyid Vehbi'nin altmış yedi beyitlik sıhhat-namelerive Şeref Hanım'ın on altı ve on üç beyitlik iki manzumesi, türün mesnevi şeklindeki örnekleridir.Yine Şeref Hanım Divanı'ndayer alan gazel,türüngazel biçimli bilinen tek örneğidir. Aşağıdaki tabloda sıhhat-namelerin nazım şekilleri ve beyit-dize sayıları yeralmaktadır:
Şair Beyitsayısı Nazım Şekli
Ahmed Paşa 17 Kaside
Za'ifi 54 Mesnevi
Cevri 63 Kaside
Cevri 19 Kıt'a-ikebire
Nev'i 38 Kaside
Nev'i 19 Kıt'a-ikebire
Kami 5 bent135 Terci' -i bend
Nedim 5 bentl45 Terkib-i bend
Dürri 29 Kaside
Edib 13 Kaside-beççe
Fasihi 24 Kaside
Gümrükçü-zade Hüseyin 58 Kaside
Haşmet 10 Kaside-beççe
İshak-iDa't 17 Kaside
Raşid 48 Kaside
Sa'di 5 bentl25 Müzdevic murabba
Sami 64 Kaside
Arpaemini-zade Sami 34 Kaside
Seyyid Vehbi 39 Kaside
Seyyid Vehbi 27 Kaside
Seyyid Vehbi 39 Kaside
Seyyid Vehbi 7 Kaside-beççe
Seyyid Vehbi 67 Mesnevi
Seyyid Vehbi LO Kaside(beççe)
Seyyid Vehbi57 82 Kaside
SünbülzadeVehbi II Kaside-beççe
Ş.HayatiziideEmini 23 Kaside
Zahi 19 Kaside
DiyarbakırlıLebib 23 Kaside
Şeyhülislam İshak 5ayn dörtlük Kıt'a58 Selanikli Akif 6bentl 42 Terci' -i bend
ŞerefHanım 16 Mesnevi
ŞerefHanım 13 Mesnevi
ŞerefHanım 12 Gazel
Sıhhat-namelergenellikle kaside biçimindeyazıldığıiçin kasidelerde
görülen bazı bölümleri, bu tür manzumelerde dt bulmak mümkündür.
Ancak, sıhhat-namelerin büyük bir kısmında -içerik açısından- türün kendine'has bölümleriolduğunugörürüz.
"Sıhhat-namemanzume1erinin türü ne olursa olsun muhteva açısın dan belli bir plan uygulanmaktadır.Bu planda bazı manzumelerde tak-dim-tehir olmakla ve kesin bir çizgiyle ayrılmamaklaberaberaşağı yukarı şu sıraizlenmektedir:
57 Seyyid VehbiDivanı'nda, altı sıhhat-name manzumesi bulunmasına rağmen, söz konusu mecmuada yer alan 82 beyitlik sıhhat-namenin tamamıya da herhangi bir kısmı Divan'dabulunmamaktadır.Mecmuada yer alan bu kaside, şairin Divan'ında· bulunmayan yeni birşiirive yedincisıhhat-namesidir,
58Şeyhülislam İshak Divanı'nda yer alan beş müstakil kıt'a, "E'izz-i Eviddasından Biri
Şifa-yafteOldukdaGönderdiği Kıta'at" başlığı altında toplanmışve tümkıt'alaraynı
konuda ve aynı kişiye hitabenyazılmıştır.Bu nedenle biz bu kıt'aları tek bir man-zume gibi değerlendirmeyitercih ettik.
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 117
l-Manzumelerin özellikle ilk kısımlarındahatta ilk beyitlerinde padi-şah hastalıktan iyileştiğiiçin Allah'a hamd edilir. Bu hamd kısımlarında hamd kelimesindenbaşka şükür,minnet gibi ifadelerkullanılmaktadır...
2-İkincibölümdepadişahınmüptela olduğu hastalıkile ilgili bilgiler verilir,padişahinbu illetkarşısındakidurumuanlatılır. Hastalığın niteliği ile ilgilişairane teşbihler yapılır...
3-Bu bölümdehalkın padişahin hastalığınıhaberalması hastalık kar-şısında duydukları üzüntü vb. konular yine şairane bir şekilde teşbihler, mecazlar,mübalağalariçerisindeanlatılır...
4-Dördüncü bölümde halk padişahın bir an önce iyileşmesi, sıhhat bulmasıiçin Allah'a dua etmekte, adaklaradamaktadır...
S-Bu bölüm bir nevi müjde bölümüdür ve sağlık haberinden sonra halkındurumunu anlatan özelliklere yerverilmiştir...
ô-Son bölüm diyebileceğimiz altıncı bölümde şairler, padişah tam olarakiyileştikterı sorıraona dua ederler. Genellikle dua bu tür manzume-lerin deaynızamanda son bölümü olarakdeğerlendirilebilir...,,59
Arslan'ınisabetle belirttiği üzere sıhhat-namelerde yer alan bu bö-lümler,-şairlerintercihlerine göre- önce ya da sonra yer alabilir. Bununla birliktebazı sıhhat-namemanzumelerinde yukarıdasözü edilen bölümle-rin tamamınınya da bir kısmının bulunmadığınıbelirtmemiz gerekir. Örneğin nüve mahiyetindeki Ahmet Paşa'nın manzumesinden başka, Seyyid Vehbi'nin "Sıhhat-name Beray-ıSultan Ahmed Han-ı Salis" baş lıklı kasidesinde söz konusu bölümler bulunmamaktadır.Manzumede ne müjde haberi, ne hastalık ne de iyileşme sürecinden bahsedilmektedir. Söz konusu kaside bu haliyle tamamen dua içeren birsıhhat-nameörneği dir. Bu örnek, yukarıdasözünü ettiğimizdua bölümünü öne çıkaran sıh hat-narnelere örnek teşkileder. Yine Şeref Hanım Divanı'nda yer alan iki mesnevide ve gazelde de müjde haberi ve iyileşme sürecinden bahsedil-memektedir. Bu iki mesnevide ve gazelde rnuhatabın hastalığından duyu-lan üzüntü anlatılmış, şifa bulması için dua edilmiştir. Cevri'nin gerek kendi hastalığınıgerekse Sultan IV.Murat'ın hastalığını konu ettiği sıh hat-namelerde, türe özgü bölümler bulunmakla birlikte, manzumede tüm bölümleri bulmak mümkün değildir. Sıhhat-namebölümleri ile ilgili bir diğer nokta ise sıhhat-namelerde klasik kasidelerde görülen methiye
lümüne de rastlanmasıdır. Şairler kimi sıhhat-namelerde padişahin ıyı leşmesürecini anlatıp,müjdeyi verdikten sonra, kimi zaman onlarca beyti muhatabınövgüsüneayırır. Sözgelimi Cevri ve Zahi'nin sıhhat-narneleri nin büyük bir kısmı, padişahmethiyesidir. Hatta Zahi'nin sıhhat-name sinde -dua beyti dışında- yalnızca12. beyitre sultanın hastalığına değinil
diğinisöyleyebiliriz:60
Cihan mesrür olupelhamdülillahkimşifabuldun Derünrna'mür olup hep gitdiefkar-ıhumüm-efza(ZaM/'
Divanında yedi sıhhat-rıame manzumesi bulunan Seyyid Vehbi'nin, "Sıhhat-name Beray-ı Sultan Ahmed Han-ı Salis" başlıklı kasidesinin büyük bir kısmı rnethiye içerir. Cevri'nin kendi hastalığını konu ettiği kasidede ise muhatap, kendisini iyileştirenhekim Hacı Muhammed'dir. Manzume bu yönüyle diğer sıhhat-namelerden ayrılır. Nedim de sıhhat name'sini Sultan III. Ahmet'e sunmasına rağmen, -diğer methiyelerinde olduğugibi- Damatİbrahim Paşa'yıanmadan edemez.
Sıhhat-namelerinbölümleriyle ilgili bir husus da giriş beyiderinde kullanılan,"Hamdülillah" vb. ifadelerin, sıhhat-narnetürü dışında kalan methiyelerde de kullanılmasıdır. Sözgelimi yalnızca Seyyid Vehbi Di-vanı'nda "Hamdülillah" vb. sözcüklerle başlayan, methiye, bahariye, sur-name türünde manzumeler bulmak mümkündür." Esasen divan şairleri "Ta'allah, Sanekallah, Hamdülillah" benzeri kalıp ifadeleri -şiirin içeri-ğinegöre- farklıtürdeki manzumelerdekullanmışlardır.Nitekim muhatap henüz iyileşmediğiiçin tabii olarak Seyyid Vehbi'nin bir, Şeref Hanım'ın
ise üç sıhhat-name manzumesinde hamd bölümüne rastlamayız. Yine
60MecmuadaZühl'nin manzumesinesıhhat-namebaşlığının verilmemesi ve
manzume-ninsıhhat-namelerleaynıbölümde yeralmamasıdikkat çekicidir.
61Yazma metinde "efkar u humüm-efza"yazmaktadır(bk. Sıhha-ınôme ve Sur-ı Huôna
M üteallik Kasôid,62b).
62Bu ifadeninkullanıldığı manzume örneklerini çoğaltmak mümkündür. Şeyhü'Iislam İshak'ın Sultan Ahmet methiyesi, Ahmed Neyli'rıin Otağ-ı Aıı methiyesi ve Sünbülzade Vehbi'nin viladet-namesi, "Hamdü'Iillah" sözcüğü ile başlarken; Sünbül-zade Vehbi'nin ordunun dönüşü ile ilgili tarih manzumesi, "Bi-hamdi'lillah" sözcüğüile başlamaktadır. Yine aynı divan da Sultan Ahmedvasfında yazılankasidedeşair, su1tanındevrineyetiştiğiiçin aynı ifadeye yer verir. Baki'nin padişah cülüsu ve savaştan dönüşü vesilesiyle yazdığı kasideler; Neri'nin vezaret tehniyeti; Nedim'in İbrahim Paşamethiyesi, Şeyhülislarn Esad'ınpadişah la görüş mesi vesilesiyleyazdığı murabbanın;AliPaşave Silahdar MehmetPaşanın vezaret-leri, yeni yıl tebriki, İran barışıvb. için yazdığı manzumelerin girişbölümlerinde hep bu ifadelererastlarız.
Türk Kültürü incelemeleri Dergisi 119
Za'ifi'nin sıhhat-namesindemuhatap olan Ma'şükhenüz iyileşmediğiiçin manzume daha ziyade, sevgilininşifa bulmasınayönelik dua biçimindedir. Bu nedenle bu örnekte de hamd bölümü bulunmaz. Bu bölümün yer al-madığı örnekler bir yana, "Hamdülillah" vb. ifadelerin kullanılmasıve şairlerin şükrettiklerini ifade etmeleri -yalnız başına- türün belirleyici özelliği değildir. Ancak, divanşiirindezaten var olan bu kullanımbiçimi, sıhhat-namelerdeadeta kalıplaşmışve sıhhat-namelerin "hamd" bölümü olarak nitelendirilen giriş bölümünde yalnızca "hamdülillah" ve türevi sözcüklere yer verilmiştir. Bu durumun ortayaçıkmasında-methiye gele-neğinin bir uzantısıolan- türün örneklerinin büyük çoğunluğunda içeri-ğin şükretmeyigerektirmesi gibiçeşitlinedenlersıralanabilir.
ı.2.Sıhhat-namelerin İçerik Özellikleri
Sıhhat-namelerirıtemel özelliklerini anlatırkentürün büyük birkıs mının hastalıkve iyileşme sürecini, halkınve şairin bu olay karşısındaki durumunu anlattığını belirtmiştik.Bu iki temel konu sıhhat-namelerin ana çatısıdır. İstisnai örnekler bulunmakla birliktesıhhat-namelerde mu-hatabın hastalığı hakkındabilgi verilir. Bu hastalıklarayakağrısından göz hastalığına, sıtmadannezleye,kızamıktan çiçeğekadardeğişiklikgösterir:
Bir iki gün o gül-i ter gibi nazikbeşerün
Girih-i gonce gibi nezleden olup derhem (Seyyid Vehbi) Olupnezelat-ıderd'arız
Salgun idiçün nüzül 'avarız(Seyyid Vehbi) Nezlevirmişdirutübetlekeder bir mikdar
Gül-i şebnem-zede-veşyine taravet geldi (Seyyid Vehbi) Teb-ibahr-ıgam ile cism-i cihan ser-ta-pa
Lerze-nak olmış-iken şimdisükunet geldi (Hayatı-zade) Çiçek zann eylemen pür-cüşolup Bari kemaliyle
Kenar-ıKulzüm-icüdu kerem gevher-nisaroldı (Fasihi) Getürüp kuvvet-ibazüya ifakat ahir
Kaldırınca ayağaolşehiitdi ikdam (Cevri)
Hamdülillahki oluplutf-ıilahişafi
Eylediçeşm-iremed-didemelıikmetledeva(Cevri) Dur oluprüy-ıremedpiş-geh-i çeşminden
Kurretü'l-aynımınefzünolanur-ıbasan (Şeyhülislamİshak)
İtsinAllah şifasıni'ta
Kimi zaman da "Remedden Halas Oldukda Dinilmişdir", Diyarba-kırlı Lebib'in '''Ali Beg kızamık çıkarup şifa-yab oldıkda virilen sıhhat
namedür" ve Şeyhü1islam İshak'ın "E'izz-i EviddasındanBiri Şifa-yafte Oldukda Gönderdiği Kıta'at" örneklerinde olduğu gibi hastalıklailgili bilgiler, şiirlerin başlığındabelirtilir. Ancak,bazıörneklerdehastalığınne olduğu açıkçabelirtilmez. ÖrneğinSünbül-zadeVehbi,Haşmet,Nedim ve Şeref Hanım'ın manzumeleri bunlardan bazılarıdır.Bu durum şairlerin tercihlerine göre değişiklik arz eder. Sözgelimi Seyyid Vehbi bazı şiirle rindehastalığı açıkçabelirtirken,bazılarındagenelolarakhastalıktan bah-seder:
'İleltari olup gitmişdirahattab'-ı şahiden
Bi-hamdi'llah yine 'avd itdi sıhhatleselametle (Seyyfd Vehbi)
Muztaribdi nicedir ol meh-i tal'at ya Rab
Geldi mitab'-ı şerifineliyakat ya Rab (ŞerefHanım) Didilerçeşrnigibi hasteolmış
Kaşıgibi ham u peyvesteolmış(Za'ffi)
Hastalıklariçinde en renkli olanları şüphesizçiçek hastalığıve sıtma ile ilgili olanlardır.Zengin çağrışımlaraimkan vermesi nedeniyle çiçekle
ilgili sayısızhayallerşiirlerisüsler. Örneğin aşağıdakibeyitte çiçek hasta-lığı, felek mürebbisinin, adalet ve yardımseverliği nedeniyle sultana ver-diğiçiçekli bir iftiharkaftanıolduğuhayal edilir:
Mürebbi-i felek gördükde'adıüdad-ı ahkamın .1
Giyürdi birçiçeklihil'atıpür-iftiharoldı (Fasihi)
Bishassa Arpaemini-zade Sami'nin sıhhat-namesindeçiçekle ilgili birbirinden güzel benzetmelere yer verilir:
Şükufte oldıletafetle verd-i handam
Çiçek çıkardısanur halk oşah-ı zi-şanı (Arpaemint-zôde Sômi) İhiltaeyledimah-ı ruhınsa'adet ile
Sipihr-i saltanatun encüm-idırahşanı(Arpaemini-zôdeSômi) Çiçek degül yed-i kudretleİzid-imüte'al
Ser-i mübarekinesaçdıdürr-irahşanı(Arpaemini-zade Sami)
Aşağıdakibeyitte ise nezle olan padişahınnazik bedeni gül ile muka-yese edilir:
Nem-rübayende-i ebr olan otab'-ı süfufı
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 121
SultanMurat'ınayakağrısıise "ayak"la ilgili kelimeoyunlarınakonu olur:
Eser-idağ değil pay-ıhumayünufida
Ayağınöpdişifahidmetin idincekıyarn(Cevri)
Kimi zaman hastalıkbelirtilmese de hastalığın tesirleriyle ilgili bil-giler verilir:
Zülallebleri efsürdeolmış
Cemali gülleri peimürdeolmış(Za'lfi)
Bu durum padişahya da devlet büyüğü karşındakikul tavrınınbir
yansımasıdır. Muhatabınmevkii büyüdükçe kurulan hayaller ve mecazlar da buna paralelolarak güzelleşmektedir.Allah'ıngölgesi, İslamaleminin halifesi olan sultanın hastalığının sıradan insanlarınkiile bir olması
im-kansızdır. Şairler,kendilerinin ve toplumun hastalık karşısındaki duru-munu anlatırkenhep bu düşünceden hareket ederler. Mubatabınsevgili
olduğuörneklerde de durum aynıdır.Zira sevgili de sultan olarak değer
lendirilir. SözgeliıfiiZa'ifi'nin XVI. yüzyılda yazdığıiyadet-namede türün XVIII. yüzyılda yazılan örnekleriyle benzer yaklaşımlarıbulmak müm-kündür:
Cihan tendür özüncanıcihanufi Zaman çaker özünşahıcihanufi (Za'lfi)
Ülkenin sahibi hasta olunca, halk da hasta olacaktır. Temeli gevşek olan bir evin sağlam olmasıbeklenemez. Sıhhat-namelerdebu ve benzeri
düşünceleriifade eden çok sayıda beyit bulunmaktadır. Yalnızca Seyyid Vehbi'nin mesnevi şeklindeki sıhhat-namesindedahi onlarca örneği
bu-lunmaktadır:"
Olduğıdegül midür müsellem
Sultan-ızamane rüh-ımüsellem
Tab-ı şehegelmezse ifakat Mülke nice olahıfz-ı sıhhat Fermünufı olınca sahhı yanlış
Bir pençe görür mizürileiş Tuğradakihabt ola nümayan Hükmin vere misütür-ıferman
63Örnek metinler arasında yer alan Seyyid Vehbi'nin diğer sıhhat-narnesi de konuya
Ayinedeolıcakküdüret Timsale gelür mihüsn-i süret
Keştide şikest olıncasükkan
Olmazmısefine ehli hayran (Seyyid Vehbi)
Sıhhat-namenin muhatabının padişah olmadığı örneklerde de durum değişmez. Ancak, Cevri'nin kendi hastalığına ilişkin yazdığı sıhhat-na mede diğerörneklerde görülen toplumun hislerini dile getirme vb. özel-liklere yer verilmez. Selanikli Akif'in "Sirozi YusufPaşa Na-Mizac Olup SıhhateTahvilinde Söylenmişdir" başlıklımanzumesinde ise yine diğer sıhhat-namelerden farklı olarak, hastalığa karşı halkın tepkisine nadiren yer verilmiş, daha ziyade şairin tepkisi dile getirilmiştir.Hatta denilebilir ki eserin büyük bir kısmımüjde haberi karşısında şairin yaşadığı mutlu-luğudile getirir. Benzer durumu Nedim 'insıhhat-namesindede görürüz. Şiirdebirinci çoklukkişi kullanılmaklabirlikteşair,genellikle kendi duy-gularını dile getirir. Şeref Hanım'ın manzumelerinden yalnızca ikinci-sinde şairinveahbaplarının hastalığa duyduğu üzüntü dile getirilir. Oysa şair, diğermesnevisinde ve gazelinde yalnızcakendi üzüntüsünü dile geti-rir. Lebib'in sıhhat-nümesindeolduğugibi hastanın babası esas alınarak, hastanınnüfuzunun dile getirildiğiörnekler de bulmak mümkündür:
Münteşirdehre anunnur-ıkemal-izatı Münbasıt'alemezıll-ıpeder-i'ali-şan(Lebib)
Sıhhat-namelerdetoplumunhastalık karşısındakitutumu birbirinden ilginç beyiderle anlatılır. Söz konusu beyitlerde şairlerin ve toplumun psikolojisi bütünleşirve çoğunlukla mekan-psikoloji ilişkisi kapsamında yansımabulur. Şairinpsikolojisi eşyanınvetabiatın algılanmasında belir-leyici unsurdur. Ancakhalkın, şairinya datanıdıklarınüzüntüsünündoğ rudananlatıldığıbeyider de oldukçafazladır:
Felek ayinesinikaplamışdıgussajengarı
Kederolmışdı'anzmy-ıdehre bu kesafetle (Seyyid Vehbi) Oruh-ıkaleb-i mülke sirayet idicek 'illet
Mizac-ıka'inatolmışdıazürde sakarnetle (Seyyid Vehbi) Gözyaşıdöküp sehab matardan
Kan ağlamadaydıkan güherden (Seyyid Vehbi) Sağsöz bu kina-rıümüde şenlik
Yokbad-ısahada da esenlik (Seyyid Vehbi) Budivan-ıcihanda'arz-ıhal-ipür-melal-ihalk Husül-i kama irdi hamdü-lilah der-kenaroldı (Fasihi)
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 123
Cihan bir zerremikdandeğildi çeşm-i'alemde Ohürşid-i şeref-efşanıgördük didelerrüşen (Haşmet)
Keder-işahilemir'at-ı kulub-ınasa
Eser-itar-ıgam u jeng-iküdüretgeldi (Hayatı-zadeEmint)
Olup kesad ile der-besteçarsu-yıemel
Açıldıteng-irnetavı dükan-ı şadani (Arpaemini-sôdeSami) Şikestirmekle birkaç günmizac-ı şah-ıdevrana
Safa-yı hatır-inasa irişmişdi perişan! (Rôşid)
Cümle ahbab ilerüzan uşeban
Zikrini itmedeyiz vird-i zeban(ŞerefHanım)
Na-mizacolduğun güşetdim
Mevc-i derya gibicüşetdim (ŞerefHanım)
Muhatabın iyileşmesiylebirlikte kararan dünyaaydınlaaır,bahar ge-lir,şenliklerolur, insanlar bayram yapar... :
Zamane
'rtl
idüphan-ı safa bast oldı dünyayaNüvid-işevkgeldi 'aleme peykoi 'inayetle(SeyyıdVehbi) Tabl-ı şadi çalınup küs-ımeserret dögilüp
Sürnay-ıkalemaherıginenevbet geldi (Seyyfd Vehbi)
Günidoğdıcihanuü tali'iaçıldıdevranufi
Tebaşir-i sabahü'l-hayr-ıikbal u sa'adetle(Haşmet)
Ne müjdedir bu ki gönülleraçıldıgüldü cihan Ne müjdedir bu ki nefh oldıhalka tazece can
Ederdi lale nisarmüjdegana hep mercan..; (Selanikli Akij) Bi-hamdi'Ilah ki alem yinemesrürü'l-cenanoldı
Açıldıgül gibi mahzürıgönüllerşadman oldı
Efendimiz bulupsıhhatpür etdi alemi behcet Safa vü zevk ü sohbet alem içre rayeganoldı
Olup her gecemiz kadr oldu herrüzumuzbayram
Ruh-ı zişt-ikeder ayine-i dilden nihan oldu... (Nedim) Nice bu demde cihan olmayaşadu hurrem
Buldı sıhhatoşenen-şah-ı penah-ı'alem (Kômi)
Sıhhat-namelerin içerik özelliklerinden biri de tarihi birer vesika
ni-teliğini haiz olmalarıdır. Sıhhat-namelerdeki Osmanlı sultanlarının
ya-şamı, sultan-şairve toplumilişkisinedair bilgiler elde etmek mümkündür.
Padişahların hastalıkları baştaolmak üzere, nezle salgınıvb. olayları sıh
sıhhat-namelerdekiküçük bilgi kırıntıları tarihinaydınlatılmasındaönem arz etmektedir."
1.3. Sıhhat-namelerinDil ve Üslüp Özellikleri Methiyegeleneğindemethedilenkişininmevkiişiirdilinde temel öl-çüt olarak kabul edilir. Söz konusu edilen padişah,sadrazam gibi devlet büyükleri olunca manzumelerin dili ağırlaşır.Arapça ve Farsça terkiplerle yüklü dizeler, şairlerinmaharetlerini sergilemek istediklerişairliker mey-danıdır. Büyük bir çoğunluğu kaside şeklinde yazılan sıhhat-namelerin de dili klasik methiye geleneğimizeparalelolarak ağırdır. Sıhhat-namelerde Arapça ve Farsça sözcüklerin yanı sıra çok sayıda terkibe de yer verilir. Ancak, şairlerin tahkiyevi anlatıma baş vurdukları bölümlerde dilin kıs men sadeleştiğini görürüz. Özellikle Seyyid Vehbi'nin mesnevi şeklindeki manzumesinde, Za'ifi'nin ıyadet-namesindeve Şeref Hanım'ın iki mesne-visinde sade dilleyazılmış çoksayıdabeyte rastlamak mümkündür:
Bir'arızavar nedür bilinmez
Bir derd ki hiç devakılınmaz (Seyyid Vehbi)
Vatana selametle gelesiz
Cümlenizsıhhatilesağ olasız (ŞerefHanım) Kalem gibi sürinüp gözüm üzre
Sana varmak dilerdüm yüzüm üzre (Za'ifi)
Musammat şeklinde yazılan sıhhat-naınelerdedilin daha sade oldu-ğunu söyleyebiliriz. Örneğin Nedim ve Selanikli Akifin musammat-larındadiloldukça sade veakıcıdır:
Gidüp el-hamdü'Iillahcism-i pakinden o 'illetler Zuhüretdi sa'adetlerlesıhhatlerselametler Bi-hamdi'Ilah kederler geçdigayrıvaktidir olsun Binişlerdesafalar zevkler dil-cüy sohbetler...(Nedim)
Vücudun afiyet üzre görünce ben ol an Gazal-i mihr ele girse eder idim kurban Helesirişk-i gamıseyle verdim oldı revarı Hayat geldi yeniden bana efendim inan Burıev-neşideile varidoldımüjde-resan O müjdedir kiyanında kaldıhiç bahar
O müjdedir kideğerbinlü'lü-işeh-var (Selanikli Akij)
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 125
Sıhhat-namelerde şairlerin üsluplarının yansıması oldukça zayıf gö-rünmektedir. Zira kendine özgü söz varlığı olan sıhhar-namelerde birbi-rine benzer hayaller ve benzetmelere yer verilir. Şairlerin muhatabın has-talığına karşı takındıkları tavır hep aynıdır. Geceleri gözlerine uyku gir-mez, oruçlarını açmak için dahi bir şeyleryemek istemezler, herkes mut-suzdur. Bu üzüntü verici hadise tabiatta bileyansımasınıbulur. Bulutlar göz yaşıdöker, felek aynası kararır...
Şiirleriüslüpaçısındanbirbirindenayırantemel özellik ise tahkiyevi anlatıma başvurmalarıdır.Gerçekten de başta Seyyid Vehbi olmak üzere kimi şairler sıhhat-namelerdemuhatabınhastalanma ve iyileşmesürecini an be an okuyucuya aktarırlar. Esasen mesneviye özgü olan bu özellik, kimi kasidelerde çok başarılı bir biçimde kullanılır. Şairler çeşitli sahne-lerden yararlanarak yaşananhadiseleri hikaye ederler. Bu tür manzumeler okuyucunun ilgisini çekmekte ve anlatırnda akıcılığı sağlamaktadır. Sıh hat-name örnekleri içinde Za'ifi'nin manzumesinin oldukçafarklıbir yeri vardır. Şair AşkfiVü Ma~uk adlı kurmaca hikayesinde sıhhat-nameyibir anlatım tekniğiolarak kullanmıştır. Şair, Aşki adlı hikaye kahramanının dilinden, hastalananMa'şük'abirsıhhat-namemanzumesi yazar.
Sıhhat-namelerde dikkat çeken bir husus da edebi sanatlara bir hayli yer verilmesidir. Klasik methiyecilikte yer alan telmih, benzetme ve hayal unsurlarından da yararlanarak şiirlerininkurmaca dünyasını süslernişler, anlatımıdaha daderinleştirmişlerdir, Bu edebi sanatlar içinde hüsn-i ta'lil dikkat çekmektedir. Bilhassa padişahın hastalığı ile ilgili beyitlerde, mu-hataba ve hastalığına estetik açıdan yaklaşan şairler, çoğu insanın iğrenç bulabileceği çiçek ve kızamık hastalığını dahi güllerle, şebnernlerle ve incilerlesüslemişlerdir.
2.Sonuç
Yaptığımızkatalog ve divantaramalarısonucu otuz sekiz sıhhat-name örneği tespit ettik. Elde ettiğimizverilerin ışığındaen fazla sıhhat-name yazanşairinSeyyid Vehbi, en fazlasıhhat-namesunulankişininise Sultan
III.
Ahmet olduğunu söyleyebiliriz. Sıhhat-nameler kaside, mesnevi ve musammat gibi farklı nazım şekilleriyle yazılmıştır. Nazım şekli, türün belirleyiciözelliği değildir.divan şiirinde sıhhat-nameleriki biçimde kar-şımıza çıkmaktadır. Bunlardan birincisi, daha ziyade methiye ağırlıklıve muhatabın sağlığınadua edilenbölümünöne çıkarıldığınadir örneklerdir. İkincive asılgrup ise başta padişahlarolmak üzere şairlerinhamilerinin-ve istisnai olarak kendilerinin- hastalıklarınıveiyileşmesüreçlerini konu edindikleri manzumelerdir. İkinci grupta yer alan sıhhat-namelerin ken-dine özgü bölümleri bulunmaktadır.Ancak, bu bölümler düzenli bir sıra takip etmez. Hatta kimi örneklerde söz konusu bölümlerin bazılarınayer verilmez. Elimizdeki örneklerin büyük birkısmı ikinci grupta yer almak-tadır. Ancak, örneği az bulunsa dasıhhat-name türünün dua fonksiyonu-nun dikkate alınmasıgerekir. Bu yönüyle sıhhat-namelerhem hastalanan birinin iyileşmesi dileğive duası hem de hastalanan birinin sağlığına ka-vuşmasını müjdelemedir. Her iki özelliği barındıran örnekler olduğugibi yalnızca bir grubun özelliklerini içeren sıhhat-namelere de rastlarız. Sıh hat-name sözcüğünün müstakil olarak geçtiği kimi beyitler, divanlar ta-randıkça yalnızca dua özelliği içeren birinci grup manzume örneklerinin sayısının artabileceğine işaretetmektedir.
XV.yüzyılda Ahmet Paşa ile nüve mahiyetindeki ilk örneğine rastla-dığımız sıhhat-name türü nadir örneklerle de olsa varlığını sürdürmüş, XVIII. yüzyılda gelişip, yaygınlaşarak kendine özgü özellikleri bulunan bir tür halini almıştır. Sıhhat-name türünü methiye geleneğinden ayrı düşünmek mümkündeğildir.Bu türü, methiye geleneğimizin farklı soluk bulduğu bir kolu olarak değerlendirmek gerekir. Türün örneklerinin bü-yük bir çoğunluğu -yazılış amacı bakımından-klasik methiyelerden fark-sızdır. Sıhhat-namelerdeki temel gaye, muhataba duyulan hürmetin göste-rilmesi yoluyla onun cömertliğinden istifade etmektir. Ayrıca methiye, dua vekısmen ham d(giriş) bölümleri klasik methiyelerle benzerlik göste-rir. Sonuç ~larak methiye geleneğimizin bir uzantısı olan sıhhat-name manzumeleri, şairlerin maddi veya manevi bağlarının bulunduğu birinin hastalığının iyileşmesinitebrik ve müjdeleme, ya da muhatabın şifa bul-ması dileğiveduasıdır.
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 3. Örnek Metinler 127 Hayati-zade Efendi'nün • i Şıryryat-I Hu m syü n Taribidür
Minnet Allah'a dem-i 'id-i meserret geldi Devr-işahbs-yı neşatayine nevbet geldi Nev-libüs-ıeser-işıhhat-i şahcn-şehile Şahid-i şehr-i şafa-perverezinet geldi Teb-ibaryr-ı ğamile cism-i cihan ser-ta-pa Lerze-nakolmış-iken şimdisükünetgeldi
İnhiriifın göricek tab'-Işeh-i devranuii Bir hilal oldimeh-i bedre nahafet geldi
t:
Ret< olupşafvetigiiya elem-i hasretden Tab-ı hürşldebile jeng-i kesafet geldi Keder-işah-ile mir'at-ı kulüb-ınüsa Eşer-i Ilir-ıgam u jeng-i küdiiret geldi ŞordılarhikmetiLokman-ı şifa-perverden Ne içün o mehedarii-yıkiyaset geldi Didi J5:aniin-1 Feliitiin'a müra'at eyle Her varak 'aleme birnüsha-ihikmet geldi Kuvvet-i hikmet-iimdiid-ıhekim-i Hay'dan Feyz-i tedbir-imüdava-yı'inayet geldi Didiler kim koyalumlafı ctibba-yı bavaşş Vakt-ibaşiyyet-i lera-yı ba1:a~atgeldi Bezl-i can ile idüpbaşılıtedbir ü deva Teb gidüp tab'-Işehetab u taravet geldi Bender-i 'afiyet-ilutf-ı budayendiden
Yineşadkafilekalii-yıletafet geldi
Sıhhat-nôme ve Sur-ı Huôna Müteallik
Kasiiid,15b-16b.
Nev-baharoldı dem-i 'afiyet-ile giiya
Burc-ı sa'd-ıhameleşems-isa'adet geldi Ne turur Zühre alup destine çeng-işevki İtsün agaze dem-i siira beşaret geldi
Ne sa'adet bu sene came-i 'id-ii~bal Kamet-i kevkebe-i 'aleme kat kat geldi Kevkeb-işahigörüpşıhhatetahviliniçerh
İtdiginden utanup riiyma haclet geldi
Fahr idersem yeridür her ne~adat kim zira
Düş-ıümmide ser-a-ser yeni biltat geldi Çekme gamşahrı-ı gül-isılin-ıhimem-dariden
Çünmeşamm-ıdilebii-yıgül-i himmet geldi EI açup eyle du'a Hazret-i Ahmed tianun
Afitab-ı ruh-ıiclaline safvet geldi
N'ola kimçıksamela'ik bu dem istikbale Feyz-i da'vata yine vakt-i icabet geldi Görmeye tab'-Ihumayünıkeder 'alemde Şıhhatiyleyine bir mevsim-i raryat geldi
i.ab~-ı sal-i fetah-ı şıryryat-i şahen-şeh içün
Tab'a birmışra'-ıtarib-i selamet geldi Ser-nilıadeolarak didi Emini tarib
Şah-ıdanavücihan-bana ifakat geldi (1132)
[Şırybat-name-i Faşib i]
Bi-hamdi'Ilaheniim-ıdehre yine baht yaroldı Yine baver-sitan-!burc-ı es'ad kamkar oldı Girürse n'olasultan-ımeserretşahrı-ıikbale Bi-hamdi'Ilahrikalbl-ıesb-i devlet payidaroldı
Vücüd-ınazenln-isıhhat-iSul(an Ahmed !:fan Şeb-idünya vü ma-fihaya mihr-i tabdaroldı
Vüciidı'alem ü dünyaya birrii~-ırnusavverdür Bi-hamdillah serir-isaltanaıdaher-kararoldı
Mülük-ı rub'-ımeskünaşafii bahşeyledi devran Sada-yı şıhhatiyleher biri bir tacdaraldı Budivan-ıcihanda'arz-ı ~al-ipür-melül-ihalk Husül-ikama irdihamdü-Iillahder-kenaroldı
Kıyasitmeii ki birnaroldıolhürşid-i'alemtab
lrişdi nev-bahar-ıfeyz-i Mevlli tabdaroldı Vücüd-ıbehcet-alüdmdaifra(-ıletafetdcn Nicernerdüm-nigüh-ınazra~al-i bişumar aldı Vücüdı şöylebir resk-avcr-işehd-imusaffadur Şebekedide dide resm-inakş-ıhurde-karaldı
Nizarn-ı'alem-i 'adle sipihr-i ba-sa'adetdür Degülezhür-ıcismi anda encümaşikaroldi Çiçekzanrıeylemeri pür-cüşolup Bari kemaliyle Kenar-ıKulzüm-i cüd u keremgevher-rıişar aldı Sehab-ıeve-i hikmet katre-i nisan döküp güya Yem-i kudretde cismi çünşadef pür-şah-var aldı Mürebbi-ifelek gördükde'adıüdad-ı ahkamın
Giyürdi bir çiç\llkli~il'atl pür-ifti~ar oldı
Kıyasitmeii çiçekden cism-i pak ioldıüzürdc Şüküfcylcmüzeyyenşahrı-ı bag-ıgül-'i:!:aroldı Şükiifesanmaiiuzçarh-ı le(lifet-gah-ıbehcetden Nihal-i'adıü dada gllyiyaşebnem nişar aldı
Vücüd-ıcüd-perverdi 'adalet-perver-i:!:atı
Cevühirlemüzeyyen[ul'ut-ı ba-ifti~ar oldı
İllihibir dahi göstermeçeşm-ihalka birnann
Riyaz-ı'alemüngül-geneasıherçeşme ~ar aldı
2
Mihr -veş 'arz-ıdidar eyleyince eve-işıhhatden
Cihanuri tire-itarıgidüp leyli nehüraldı
"mihr" sözcugu vezin gereği "mihir" biçimindeokunmalıdır.
!:fa(adanhıfzide Mevlamüdarnol'izzet-a~arı
Enanı-ı silk-ıdünyayadu'ü-yıhüsrikaroldı
Vücüd-ı rüh-ıdünyadur anun:!:at-ı kercrn-bahşı
Bulınca sıhhatibuhalk-ı'alem cilve-daraldı
Bulınca sıhhat-i tamı vücüd-ıpak-i:!:işanı 3
Şükr bi-harndi lillah yine a'da hakisaraldı
Fasihi el açup eyle du'a makbill ide Mevla
İcabet-ga[h]-ı'izzet-isti'üneti~tidar aldı Vücüd-ı Ilina~iriolşehcn-şah-ıcihangirüii Rehin-imazhar-ı el\af-ısun'-Ikird-güraldı Bi-hamdi'Ilahçcragan-ımeserretşu'Ie-bahşolup
Kulüb-ı dagdag-ı halk-ı'aleme Ilile-zaroldı
. 4
Şrhh ar-uüme Beray-ı Müşa rü n lleyh
Dergeh-i Hakk'a olupnüsiye-fersa-yr sücüd Turmayupşükrüsİpası kılalumnü-ma'düd
Niceşükritmeyelüm kim o hudüvend-i kerim
Ni'am-ı lutfıilekıldıciharuhoşnfid
Hamdü-Iillahkimizacındaveliyyi'n-niamuii
İ'tida! aldıbedidar utağayyürna-büd Gülşen-i afıyetuşı~l).atevirdi revnak Gül gibi tab u taravetle o pükize-vücüd Niçe dil-haste-iendühaolur çare-resan Anıdahıfziderel(afıilcHayy-ıvedüd
Mazhar-ı hayr-ı du'a-yızu'afiidur:!:atı Eşer-iza'f-ıvücüd anda olur na-mevcüd
Sıdkui~llişileenfas-ı du'ü-yı'alem Şübhesizeyledi ta dergeh-i Rahrnan'a su'Iid Nahl-ıümmid-i cihandur ola ser-sebz-i devam Saye-i rif' ati bubügdaolsunmemdüd
Vezin gereği "şükür" biçiminde okumak gerekir.
Sünbül-zade Vehbi'nin Sultan III. Ahmet için
Türk Kültürü İncelemeleriDergisi 129
Eve-i ikbal-i sa'adetde o ncem-i es'ad Ola manend-işüreyya şeref-ara-yısu'üd
Devlet-i 'ömrinimüzdüdide her dem Bari Mütezayid ola da'immaraz-ıkalb-i hasüd 'Abd-i da'i-i nazar-gerdcsi Vehbi'ye dahi Devletü'ömri tcmadisidür ancak maksüd
Şı~hat-name Beray-ı
Sultan A~ıncd Ijan·] §aıi~5
Saltanat lale-zar-. devletdür Anabaştahtetaht-ı şevketdür
Andaşa~ib-~ıran-ı'ali-şan
Ya'niSultan-ıazam Ahmed!)an Rcvnak-ıgülşen-icehiinolsun Kuzı!anylakamuranolsen
O çerag itdisadr-ı !::i-şanı
Haşrcdeksönrncsünçcraganı
Tab-ı rüyı çerag-ıgülşen-idin Gümüşayine andanur-ıce bin
Kuzıların bağışlasunMennan
Sürümüzlebiz anlarakurbarı
~ev~ilc da 'imagelüpşenola Feyz-i 'adliyle dehrgülşenola
Seyyid Vehbi'ninsıhhat-rıamesidir.
E'izz-i Evid d a sın d a n Biri Rene-i
Remedden Şifü-Yafte Oldukta
Gönderdiği ~Ita'at . 1
Biniş-irene-i remedden ola her lahza beri Merdüm-içeşm-i mübahatunızmdideleri Dur oluprüy-ıremedpiş-geh-i çcşminden
Kurrctü'f-iaynurnnefzün olanur-ı başarı
2
Ey bihinmerdümck-içcşm-i mckürirn-gcrdiş
Şıyancteyleye'ayn-ı'inayet ileBasir O veehinolmadayız rü-nigüh-ıda'veti kim
Gubar-ıdergehidirkuhl-ıdide-itebşir
3
Görürgözilmdüronur-ı başarkinczzarcm Obaşıraylanigah-efkcnoldı dil-lıaha
Gubar-ıhircgi-iigbirar-ı halırdan Onur-ıdidcmi itdim emanet Allaha
4
Her dem ey nur-dih-idide-ierbab-ı süharı
Gerdiş-i çcşminile didcler olsunrüşen Ahuvan-ı!)oten-iüns-ihimcmcilve-geriii
Savrı-ıHaklaolai~aş-ıkederden eymen
5
Didclerrüşeneya daver-i rc'fct-bina Her-tarafkıldı hicab-ırernedidesı-i şifa Ba'de-zin ol iki ahu olabi-kayd-ırcmed
"SIHHAT-NAME POEMS IN OTTOMAN POETRY"
Abstract
In this artiele the reflection
of
the subject of helath and sickness to Ottoman poetry in generalty eualuated, the placeof
sıhhat-ndmepoems in Otoman poetry is tried todetermined. Thesıhhat-nômepoems is examined in form, contex and style. Foursıhhat-ndme poems given in the last part.Keywords