1
T.C.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI YAKINÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
1556 NUMARALI EVKAF DEFTERLERİ 1256-1257 TIMARAT DEFTERİ TRANSKRİPSİYONU VE
DEĞERLENDİRMESİ
Hazırlayan Buket ERKAYA
Danışman
Doç. Dr. Cengiz KARTIN
Yüksek Lisans Tezi
Ağustos 2020
KAYSERİ
3
T.C.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI YAKINÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
1556 NUMARALI EVKAF DEFTERLERİ 1256-1257 TIMARAT DEFTERİ TRANSKRİPSİYONU VE
DEĞERLENDİRMESİ (Yüksek Lisans Tezi)
Hazırlayan Buket ERKAYA
Danışman
Doç. Dr. Cengiz KARTIN
Ağustos 2020
KAYSERİ
BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK
Bu çalışmadaki tüm bilgilerin akademik ve etik kurallara uygun olarak elde edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranışların gerektirdiği gibi, bu çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve referans gösterdiğimi belirtirim.
Adı-Soyadı: Buket ERKAYA
İmza
ii
T.C.
ERCİYES ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü
Tez Başlığı: 1556 NUMARALI EVKAF DEFTERLERİ 1256-1257 TIMARAT DEFTERİ TRANSKRİPSİYONU VE DEĞERLENDİRMESİ
Yukarıda başlığı gösterilen tez çalışmamın a) Giriş, b) Ana bölümler ve c) Sonuç kısımlarından oluşan toplam ……… sayfalık kısmına ilişkin, …../…../20……...
tarihinde Turnitin intihal programından aşağıda belirtilen filtreleme uygulanarak alınmış olan özgünlük raporuna göre, tezimin benzerlik oranı: % ... dır.
Uygulanan filtrelemeler:
1- Giriş dahil
2- Ana Bölümler dahil 3- Sonuç dahil
4- Alıntılar dahil/hariç 5- Kapak hariç
6- Önsöz ve Teşekkür hariç 7- İçindekiler hariç
8- Kaynakça hariç 9- Özet hariç
10- Yedi (7) kelimeden daha az örtüşme içeren metin kısımları hariç
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez İntihal Raporu Uygulama Esaslarını inceledim ve bu uygulama esaslarında belirtilen azami benzerlik oranlarına göre tez çalışmamın herhangi bir intihal içermediğini, aksinin tespit edileceği muhtemel durumlarda doğabilecek her türlü hukuki sorumluluğu kabul ettiğimi ve yukarıda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu beyan ederim.
Gereğini bilgilerinize arz ederim. ……../……./…….
Adı Soyadı : Buket ERKAYA Öğrenci No : 4030630024 Anabilim Dalı : Tarih Bilim Dalı : Yakınçağ Program Adı : Yüksek Lisans
Danışman: Öğrenci:
Doç. Dr. Cengiz KARTIN Buket ERKAYA
YÖNERGEYE UYGUNLUK ONAYI
“KAYTAM’da bulunan “1556 Numaralı Evkaf Defterleri 1256-1257 Tımarat Defteri Transkripsiyonu ve Değerlendirmesi” adlı Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü Tez Yazma Kılavuzu’na uygun olarak hazırlanmıştır.
Tezi Hazırlayan Danışman Buket ERKAYA Doç. Dr. Cengiz KARTIN
Tarih Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Hasan Ali ŞAHİN
iv
KABUL VE ONAY
Doç. Dr. Cengiz KARTIN danışmanlığında Buket ERKAYA tarafından hazırlanan
“1556 Numaralı Evkaf Defterleri 1256-1257 Tımarat Defteri Transkripsiyonu ve Değerlendirmesi” adlı bu çalışma jürimiz tarafından Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yakınçağ Anabilim Dalında yüksek lisans tezi kabul edilmiştir.
………./……../………..
JÜRİ
Danışman :……….. ………
Üye :……….. ……….
Üye :……… ………..
Üye :……… ………..
Üye :……… ………..
ONAY
Bu tezin kabulü Enstitü Yönetim Kurulunun ………….….tarih ve …..…..sayılı kararı ile onaylanmıştır.
…………../…………/…………
Prof. Dr. Kenan GÜLLÜ
Enstitü Müdür
ÖNSÖZ
Osmanlı Devleti’ne ait tarihi araştırmalarda; tarihi belge transkripsiyonu ve bunların yayınlanması, bilimsel çalışmaların devam etmesi için büyük önem arz etmektedir.
Özellikle de şehir tarihçiliğinin ve sosyal tarihçiliğin gelişimi ve ilerlemesi de bu kaynakların varlığı ile mümkün olacaktır. Bu nedenle elde bulunan bu yüksek lisans tezinde daha önce üzerinde çalışılmamış olan Kayseri iline ait tımarat defteri üzerinde çalışma yapılmıştır. Defterde genel anlamda Kayseri iline ait nahiye, karye ve mezralardan zahâir alanında alınan vergiler ve dahi bazı bilgilerin varlığı mevcuttur.
“KAYTAM” da yer alan “1556 Numaralı Evkaf Defterleri 1256-1257 Tımarat Defteri”
ile Kayseri’nin tarihi geçmişine ve mezkûr dönemin tımar sisteminin işleyişine bu minvalde de şehir tarihine ait önemli bilgiler yer almaktadır.
Yapılan bu araştırma üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Kayseri tarihi ve tımar sistemi hakkında bilgiler mevcuttur. İkinci bölümde 1256-1257 Tımarat Defterinin transkripsiyonu yapılmıştır. Üçüncü bölümde ise mezkur döneme ve deftere ait değerlendirme de bulunulmuştur.
Tezin ana konusu olan “1556 Numaralı Evkaf Defterleri 1256-1257 Tımarat Defteri”nin orijinali ve yapılan bu çalışmayı, Erciyes Üniversite bünyesinde bulunan Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi’nden (KAYTAM) temin etmek mümkündür.
Bu çalışmanın başında sonuna takipçisi olan sayın danışman hocam Doç. Dr. Cengiz KARTIN’a teşekkürlerimi sunuyorum. Tez savunma sınavım esnasında yapıcı ve yönlendirici eleştirilerinden dolayı sayın Doç. Dr. Hikmet Zeki KAPÇI ve sayın Doç.
Dr. Metin Ziya KÖSE hocalarıma teşekkür ediyorum. İlim yolunun çok kıymetli ilim insanlarına, sayılamayacak kadar çok olan değerli eserlerinden dolayı teşekkür ve minnetimi sunuyorum. Umarım ki bu çalışmada ilim deryasında bir damlaya vesile olmuştur.
Benden maddi ve manevi yardımını esirgemeyen sevgili aileme; validem Sevim ERKAYA, biraderim Özgür ERKAYA, hemşirem Burcu ERKAYA’ya en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Buket ERKAYA
Ağustos 2020, Kayseri
vi
1556 NUMARALI EVKAF DEFTERLERİ 1256-1257 TIMARAT DEFTERİ TRANSKRİPSİYONU VE DEĞERLENDİRMESİ
Buket ERKAYA
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Haziran 2020
Danışman: Doç. Dr. Cengiz KARTIN
ÖZET
Osmanlı toprak rejiminin temelini oluşturan, tımar sistemi ile herhangi bir bölgeye ait vergi gelirlerinin tamamı veya bir kısmının, bazı mükellefiyetler karşılığında padişah tarafından bir şahsa tevcih edilmesidir. Bu yöneltme ile kasıt mülkiyet vermek değil devlete ait olan mülkün reaya aracılığıyla işletilerek buradan sağlanacak olan vergilerin devlet adına toplanmasıdır. Bu doğrultuda fethedilen herhangi bir bölgenin tahriri yapılarak vergi gelirleri ortaya konur ve bu gelirler dirliklere bölünerek askeri hizmetleri karşılığında sipahilere verilir, böylece o bölgede tımar sistemi hayata geçirilmiş olurdu. Bu amaç doğrultusundaki genel kaide; kim nerenin vergisini alıyor ise asayiş ve idaresinden de o sorumludur. Devlet taşradan alacağı vergileri maaş olarak oradaki görevliye tahsis ettiği için hem düzenli bir şekilde zirai üretim sağlanmakta hem de asayiş ve idareyi mahallinde sağlandıktan sonra herhangi bir vergi kaçağını da önlemekteydi.
Tımar sistemiyle ilgili belgeye dayalı ilk atıf Orhan Bey dönemine kadar gitmektedir.
Sultan I. Murat döneminden itibaren de daha sistematik hale getirilen tımar sistemi ile mezkûr bilgiler tımarat defterlerine düzenli bir şekilde kaydedilmeye başlanmıştır. Bu tarihten sonrada belirli zaman aralıklarında bölgesel ve genel tımar sayımları yapılmış ve bunların kayıtları güncel tutulmaya çalışılmıştır.
Tezin konusunu oluşturan “1556 Numaralı Evkaf Defterleri 1256-1257 Tımarat Defteri” E.Ü. bünyesinde bulunan Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi (KAYTAM) kütüphanesinden temin edilmiş ve üzerinde gerekli olan çalışma ve değerlendirmeler yapılmaya özen gösterilmiştir.
Anahtar Kelimeler: Tımar Sistemi, Tımarat, Osmanlı Devleti, Toprak rejimi, Kaytam
EVKAF BOOKS NUMBER 1556 1256-1257 TIMARAT BOOK TRANSCRIPTION AND EVALUATION
Buket ERKAYA
Erciyes University, Institute of Social Sciences Master Thesis, June 2020
Supervisor: Doç. Dr. Cengiz KARTIN
ABSTRACT
The basis of the Ottoman territorial regime is that all or part of the tax revenues of any region with the asylum system shall be repented by the sultan in exchange for some obligations. With this direction, it is not intentional to give property, but to collect taxes on behalf of the state by operating the state-owned property through the reaya. Accordingly, tax revenues are made by falsifying any region that has been conquered, and these revenues are divided into dirt and given to sipahis in exchange for military services, so that the asylum system in that region would have been implemented. The general base for this purpose; Whoever gets the taxes of whoms are responsible for the public order and the administration. Since the state allocated the taxes it would receive from the province to the attendant there as a salary, agricultural production was provided on a regular basis and prevented any tax evasion after being provided at the site of public order and administration.
The first citation based on the document related to the grooming system goes back to the Orhan Bey period. Since the reign of Sultan Murat I, the asylum system has been made more systematic and the mezkûr information has been recorded regularly in the grooming books. After this date, regional and general grooming counts were carried out at certain time intervals and their records were kept up to date.
The "Evkaf Books No. 1556-1257 Grooming Book" which is the subject of the thesis was obtained from the Kayseri and Local Historical Research Center (KAYTAM) library within E.U. and attention has been paid to make the necessary work and evaluation
Key Words: Grooming System, Grooming, Ottoman State, Territorial regime, Kaytam
viii
İÇİNDEKİLER
1556 NUMARALI EVKAF DEFTERLERİ 1256-1257 TIMARAT DEFTERİ
BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK ... i
İNTİHAL FORMU ... ii
YÖNERGEYE UYGUNLUK ONAYI ... iii
KABUL VE ONAY ... iv
ÖNSÖZ ... v
ÖZET ... vi
ABSTRACT ... vii
İÇİNDEKİLER ... viii
KISALTMALAR ... x
TABLOLAR ... xii
GİRİŞ ... 1
TEZİN KONUSU ... 2
TEZİN AMACI ve ÖNEMİ ... 3
ÇALIŞMA YÖNTEMİ VE SINIRLARI ... 3
BİRİNCİ BÖLÜM KAYSERİ TARİHİ VE TIMAR SİSTEMİNİN TARİHÇESİ 1.1. Kayseri Tarihi Hakkında ... 4
1.1.1. Kayseri Şehrinin Adı ... 4
1.1.2. Kayseri Coğrafyası ... 4
1.1.3. Kayseri’ye Verilen Unvanlar ... 5
1.1.4. Osmanlı’da Şehir Kuruluşu ... 6
1.1.5. Osmanlı Döneminde Kayseri ... 6
1.1.6. Kayseri’nin Beşeri ve Sosyal Yapısı ... 7
1.1.7. Kayseri’nin Ekonomik Hayatı... 8
1.2. Tımar Sistemi Hakkında ... 9
1.2.1. Tımar ve Menşei ... 9
1.2.2. Osmanlı’da Tımar Sisteminin Tarihi Gelişimi ... 11
1.2.3. Tımar Çeşitleri ... 13
1.2.3.1. Arazinin Gelirine Göre Tımarlar ... 14
1.2.3.2. Haslar ... 14
1.2.3.3. Zeametler... 14
1.2.3.4. Tımarlar ... 14
1.2.3.2. Verilişlerine Göre ... 15
1.2.4. Tezkereli Tımarlar ... 15
1.2.4.1. Tezkeresiz Tımarlar ... 15
1.2.4.2. Mali Bakımdan ... 15
1.2.4.3. Serbest Tımarlar ... 15
1.2.4.4. Serbest Olamayan Tımarlar... 15
1.2.5. Tımar Tevcih Sistemi ... 16
1.2.6. Tımar Sisteminin Bozulması ... 17
İKİNCİ BÖLÜM 1556 NUMARALI EVKAF DEFTERLERİ 1256-1257 TIMARAT DEFTERİ TRANSKRİPSİYONU ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 1556 NUMARALI EVKAF DEFTERLERİ 1256-1257 TIMARAT DEFTERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ... 406
EKLER ... 408
KAYNAKÇA ... 482
ÖZ GEÇMİŞ ... 487
x
KISALTMALAR
? : muallakta kalınan kelimeler
… : okunamayan kelimeler
AÜHF : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
C : Cilt
DİA : Diyanet İslam Ansiklopedisi ERÜ : Erciyes Üniversitesi
Fi : Tarih bildirir
İ.A. : İslam Ansiklopedisi
KAYTAM : Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi s. : Sayfa
S.B.E. : Sosyal Bilimler Enstitüsü
S : Sayfa
vs. : Vesaire Yay. : Yayın
YKY : Yapı Kredi Yayınları
Hicri, Rumi Takvim ve Ay İsimlerinin Kısaltmaları
Hicri Aylar Rumuz
Muharrem
M م
Safer
S ص
Rebi’ü’l-evvel
Ra ار Rebi’ü’l-âhir
R ر Cemâziye’l-evvel
ى
Ca اج Cemâziye’l-âhir
C ج
Receb
B ب
Şaban
Ş ش
Ramazan
N ن
Şevval
L ل
Zilkaade
Za اذ
Zilhicce
Z ذ
Rumi Aylar Rumuz
Mart
ترامMa
Nisan
ناس ي نNi
Mayıs
س يامMy
Haziran
نار يزحH
Temmuz
زوم تT
Ağustos
سوت س وغآA
Eylül
لول ياE
Teşrin-i Evvel
ن يرش ت لواTe
Teşrin-i Sâni
ن يرش ت نا ثTs
Kânun-ı Evvel
و لا نو نا كKe
Kânun-ı Sâni
ي نا ث نو نا كKs
Şubat طا ت ش Şu
xii
TABLOLAR Kelime Tablosu
Ahz Alma, tutma, kabul eyleme
Bağat Üzüm bağları (tekili bağ)
Bahâ Değeri
Benevbet Sırayla
Berây İçin
Buy Çemen otu
Cehri Tohumundan sarı boya elde edilen bir çalı türü
Dûhan Tütün
Ferağ Tımarın oğula akatarılması
Firak Alay, bölük
Galle Tahıl
Hınta Buğday
Karye Köy
Kasr-ı yed timar sahibinin timarından başka birisi için vazgeçmesi
Mahsub Sayılmış, hesap edilmiş
Mezkûr Zikr edilen, adı geçen
Mukarrer Tımarın kendi üzerinde kalmasını isteme
Mumaileyh Anılan, adı geçen
Mübadele iki timarlının timarlarını birbiriyle değiştirmesi
Mübeyyin Açıklayan, beyan eden
Müd 875 gr
Mükerrer Tekrar olunmuş
Nısf Yarım
Resm/Rüsm Vergi
Şaîr Arpa
Tecdid cülus gibi sebeplerle beratın yenilenmesi
Tekaüd Emekli
Terakki timarlara yapılan zam, bu da kaydın yenilenmesi anlamına gelir
Tevcih Yöneltme, yönlendirme, yorumlama, rütbe verme
Yed El, mülk
Zahâir Yiyecek, hububat gibi şeyler
Zeğrek Keten
*Belgelerde geçen kelimelerden oluşturulmuş bir tablodur.
Kayseri Sancağına bağlı Nahiyeler
Nahiye-i Cebel-i Ali
Nahiye-i Cebel-i Erciyes (Erçiş) Nahiye-i Çörümşek
Nahiye-i Develü Nahiye-i Göstere Nahiye-i Hınzırı Nahiye-i İslamlu Nahiye-i Karahisar Nahiye-i Karakaya Nahiye-i Karataş Nahiye-i Kayseriyye Nahiye-i Kenâr-ı Irmak Nahiye-i Koramaz Nahiye-i Malya Nahiye-i Pınarbaşı Nahiye-i Sahra Nahiye-i Uçhisar Nahiye-i Zamantı
Kayseri Sancağına Bağlı Karyeler
Karye-i Afşarviranı Karye-i Ahir
Karye-i Ağcaasma Karye-i Akasma
Karye-i Ağcain Karye-i Akcain
Karye-i Ağırnas Karye-i Akçaasma
Karye-i Akınlar Karye-i Akçakaya
Karye-i Alacamescid Karye-i Akin?
Karye-i Alınpınar Karye-i Akkaya
Karye-i Alipınarı Karye-i Akköy?
Karye-i Anbarviranı Karye-i Amarat
Karye-i Argıncık Karye-i Anbarviran
Karye-i Arpasekisi Karye-i Ardıç
Karye-i Atmak Karye-i Barsama
Karye-i Bâlâ Gesi Karye-i Baş
Karye-i Balçıkhisar Karye-i Boyacı
xiv
Karye-i Ballıcaviranı Karye-i Bozdoğan
Karye-i Barsama Karye-i Büget
Karye-i Başviran Karye-i Cırlavuk
Karye-i Bayramhacılı Karye-i Çanakçı
Karye-i Beçin Karye-i Çatallıca?
Karye-i Beyhacılı Karye-i Çayırağıl
Karye-i Bil Karye-i Çayırlı
Karye-i Bolantı? Karye-i Çiftlik
Karye-i Bozaklı Karye-i Çöğenli?
Karye-i Cırgalan Karye-i Çubuk
Karye-i Çardak Karye-i Çukurviran
Karye-i Çayırağıl Karye-i Dadağı
Karye-i Çiras Karye-i Dadasın
Karye-i Çivril Karye-i Demren
Karye-i Çömlekçi Karye-i Denk
Karye-i Çukaviran Karye-i Derecik
Karye-i Dadasun Karye-i Derevenk
Karye-i Damızlık Karye-i Dimitre
Karye-i Darsiyak Karye-i Döker
Karye-i Dedekir? Karye-i Eğri
Karye-i Dedeviran-ı Çiftlik Karye-i Eğriköy
Karye-i Demirlik? Karye-i Eğriyollar
Karye-i Depesidelik Karye-i Ekindi?
Karye-i Derecik Karye-i Elbaşı
Karye-i Döker Karye-i Elmalıca
Karye-i Ebiç Karye-i Emir-i Dâd (Beydeğirmeni)
Karye-i Efkere Karye-i Endürlük
Karye-i Efnad? Karye-i Erkilet
Karye-i Eğribölük Karye-i Esbele
Karye-i Elbistan Karye-i Eski Kesteliç
Karye-i Elmalı Karye-i Gelincik
Karye-i Emmiler Karye-i Gergeme
Karye-i Endürlük Karye-i Germir
Karye-i Eyim Karye-i Göllü
Karye-i Eymür Karye-i Göllüce
Karye-i Gergeme Karye-i Gömeç
Karye-i Germür Karye-i Gömeşhisar
Karye-i Gesi Karye-i Göstence
Karye-i Girenid? Karye-i Güllüviran
Karye-i Giritçi Karye-i Gürle
Karye-i Güllüceviran Karye-i Gürün
Karye-i Günağıl Karye-i Güzelce
Karye-i Hacılar Karye-i Hasanlı
Karye-i Hasanlı? Karye-i Hırka
Karye-i Hırka Karye-i Hisarcık
Karye-i Himmeddede Karye-i Hisardepe
Karye-i Hisarcık Karye-i Höbek
Karye-i Horsana Karye-i İkigözlü?
Karye-i Höbek Karye-i İncein
Karye-i Ispıdın Karye-i İspile
Karye-i İskobi Karye-i İvanviranı
Karye-i İsmedcik? Karye-i Kal’a (Kırış)
Karye-i İstefana Karye-i Kalem?
Karye-i Kalelüce Birsellik (Alibeyli) Karye-i Karaali?
Karye-i Karaali Karye-i Karacain
Karye-i Karacaviran Karye-i Karacaviran
Karye-i Karahisar Karye-i Karakaya
Karye-i Kemer Karye-i Karaöyük
xvi
Karye-i Kepez Karye-i Kars?
Karye-i Kermelik Karye-i Kavak
Karye-i Keykubad Karye-i Keban
Karye-i Kızılca Karye-i Keklice?
Karye-i Kızılviran Karye-i Kelgin
Karye-i Koçcağaz Karye-i Kepez
Karye-i Kozluca Karye-i Keriş
Karye-i Kozluca Karye-i Kermelik
Karye-i Kölice Karye-i Kersen
Karye-i Kösteliç Karye-i Kesir
Karye-i Kurucaova Karye-i Kıranardı
Karye-i Kuşçu Karye-i Kızık
Karye-i Küçük Bürüngüz (Kiçi Bürüngüz) Karye-i Kızılöyük
Karye-i Madlasun Karye-i Kızılviran
Karye-i Mahzemin Karye-i Kömür
Karye-i Mahzemin Karye-i Kumarlı
Karye-i Mancusun Karye-i Kurucaova
Karye-i Maracak Karye-i Küçük Hacılar
Karye-i Mavurcak Karye-i Künbet
Karye-i Molu Karye-i Küpeli
Karye-i Mucur Karye-i Mardin
Karye-i Namazgir Karye-i Menlik?
Karye-i Nize Karye-i Mucur
Karye-i Obruk Karye-i Muncuk?
Karye-i Ortaköy Karye-i Muncusun
Karye-i Oyukviran Karye-i Muzur?
Karye-i Öğük? Karye-i Nefs?
Karye-i Ömerler Karye-i Nize
Karye-i Palas Karye-i Oymaağaç
Karye-i Saçılar? Karye-i Örencik
Karye-i Sakaldutan Karye-i Saka-i Büzürk
Karye-i Salkuma Karye-i Salur
Karye-i Salkuma Karye-i Salurviran
Karye-i Salur Karye-i Samanlı
Karye-i Samatlu Karye-i Samatlu
Karye-i Saracık Karye-i Sarıca
Karye-i Saray Karye-i Sarızlı Mehmed
Karye-i Saraycık Karye-i Sinos(Sanas?)
Karye-i Sarımsaklı Karye-i Slvan
Karye-i Sarımsaklı Karye-i Sulu (Yınal)
Karye-i Sarıoğlan-ı Kebir Karye-i Sur
Karye-i Saru Ömerli Karye-i Sücek
Karye-i Savat Karye-i Sücek (Maracak)
Karye-i Savralı Karye-i Süksün
Karye-i Seydîini? Karye-i Süleymanlı
Karye-i Sosun Karye-i Sümegan
Karye-i Sotamış? Karye-i Süvegan
Karye-i Su Karası (Hasanlı) Karye-i Şah
Karye-i Sucat? Karye-i Şahmelik
Karye-i Sulak? Karye-i Şavlak
Karye-i Sultanhanı Karye-i Tadarlar
Karye-i Suyu Küçük Karye-i Tavanasun?
Karye-i Sükse Karye-i Tırafşin?
Karye-i Süksün Karye-i Til
Karye-i Taf Karye-i Tomarza
Karye-i Tağarini Karye-i Tuzhisar
Karye-i Til Karye-i Vartan
Karye-i Tire Karye-i Yabani
xviii
Karye-i Tuzhisar Karye-i Yakcak?
Karye-i Ulu Bürüngüz Karye-i Yamaçlı
Karye-i Vartan Karye-i Yazır
Karye-i Viranşehir Karye-i Zamantı
Karye-i Yabanî Karye-i Zerezek
Karye-i Yarımca Karye-i Zile
Karye-i Yemliha Karye-i Zincidere
Karye-i Yuvalı Karye-i Yüreğil Karye-i Zeknir?
Karye-i Zincidere
Kayseri Sancağına Bağlı Mezraalar
Mezraa-i Afşar Mezraa-i Abdülgani?
Mezraa-i Ağcain Mezraa-i Afşar
Mezraa-i Ahmedli Mezraa-i Ahmedce
Mezraa-i Akarca Mezraa-i Akcain
Mezraa-i Akasma Mezraa-i Akçakaya
Mezraa-i Akçakaya Mezraa-i Alacakebir
Mezraa-i Alaca Mezraa-i Andurlik?
Mezraa-i Alacamescid Mezraa-i Arpasekisi
Mezraa-i Avcı Mezraa-i Başan?
Mezraa-i Avşar Mezraa-i Başin
Mezraa-i Aygırağıl Mezraa-i Başviran
Mezraa-i Ba’l Mezraa-i Beşdiye?
Mezraa-i Bademce Mezraa-i Beyoğlan
Mezraa-i Başviran Mezraa-i Bilviran
Mezraa-i Beğolan Mezraa-i Boyalı
Mezraa-i Bikarcı? Mezraa-i Ceviz
Mezraa-i Boğalı Mezraa-i Çapar
Mezraa-i Bozat? Mezraa-i Çapur
Mezraa-i Bozdağ Mezraa-i Çaput?
Mezraa-i Bozviran Mezraa-i Çavuşluca
Mezraa-i Bulak Mezraa-i Çeşmeli
Mezraa-i Burnueğri Mezraa-i Çınar
Mezraa-i Canbaz Mezraa-i Çiftlik
Mezraa-i Celiş Mezraa-i Çöğenler
Mezraa-i Cenkli Mezraa-i Çukurkuyu
Mezraa-i Cinyir? Mezraa-i Çukurlar
Mezraa-i Çalık Mezraa-i Derecik
Mezraa-i Çay Mezraa-i Dikilitaş
Mezraa-i Çiftlik Mezraa-i Dinek
Mezraa-i Çobansalar Mezraa-i Eğricek
Mezraa-i Çukurkuyu Mezraa-i Erkilet Bağı
Mezraa-i Depesidelik Mezraa-i Galam?
Mezraa-i Dikilitaş Mezraa-i Galamarlı?
Mezraa-i Dinek Mezraa-i Gemeriç
Mezraa-i Düğen Mezraa-i Genç Kavak
Mezraa-i Ebiç Mezraa-i Göl
Mezraa-i Eğriin Mezraa-i Günbür
Mezraa-i Elagöz Mezraa-i Gürle
Mezraa-i Erkekli? Mezraa-i Gürlesin
Mezraa-i Eydinli? Mezraa-i Hacı?
Mezraa-i Eynelpınarı Mezraa-i Hacıbağı
Mezraa-i Garibçe Mezraa-i Hancık
Mezraa-i Gaziler Mezraa-i Hasbağ
Mezraa-i Gelincik Mezraa-i Haymana
xx
Mezraa-i Gergeme Mezraa-i Horsana
Mezraa-i Gülce Mezraa-i Hoşviran
Mezraa-i Güneyağıl Mezraa-i Höngele
Mezraa-i Gürle Mezraa-i İkizağıl
Mezraa-i Hacı Mezraa-i İshak
Mezraa-i Hacıbağı Mezraa-i Kabukluca?
Mezraa-i Hacıbey Mezraa-i Kalecik
Mezraa-i Hacışah Mezraa-i Kapaklu
Mezraa-i Haçasor? Mezraa-i Karakuyu
Mezraa-i Hasbağ Mezraa-i Karaöyük
Mezraa-i Höyük Mezraa-i Karapınar
Mezraa-i İki Yol Arası Mezraa-i Karayusuf
Mezraa-i Kabakderesi Mezraa-i Karçılan
Mezraa-i Kablıcain Mezraa-i Kavaklı
Mezraa-i Kadıbağı Mezraa-i Kazancık
Mezraa-i Kalınağıl Mezraa-i Kemil
Mezraa-i Kaniş Mezraa-i Kemili
Mezraa-i Karaağıl Mezraa-i Kersen
Mezraa-i Karacaviran Mezraa-i Keşmür
Mezraa-i Karahasan Mezraa-i Kınış
Mezraa-i Karakuyu Mezraa-i Kırağıviran
Mezraa-i Karanikarlık? Mezraa-i Kırış
Mezraa-i Karayusuf Mezraa-i Kızılcain
Mezraa-i Karkuyu Mezraa-i Kızıltepe
Mezraa-i Kaş Mezraa-i Kızılviran
Mezraa-i Kavakhisar Mezraa-i Konuklu
Mezraa-i Kayalık Mezraa-i Korkoroş
Mezraa-i Keklice Mezraa-i Kovan
Mezraa-i Kesteliç Mezraa-i Köstence
Mezraa-i Kızıldere Mezraa-i Kuruca
Mezraa-i Kızılırmak Mezraa-i Kuşçu
Mezraa-i Kızılkaş Mezraa-i Kuştemür
Mezraa-i Kunbur Mezraa-i Kuyucak
Mezraa-i Kuruköprü Mezraa-i Küçük Toklu
Mezraa-i Kuştemür Mezraa-i Mamalar
Mezraa-i Küçükkavak Mezraa-i Mamar
Mezraa-i Künbed Mezraa-i Mersin
Mezraa-i Loğa Mezraa-i Meşkar
Mezraa-i Mamar Mezraa-i Oluklu
Mezraa-i Mersin Mezraa-i Oymak
Mezraa-i Msan? Mezraa-i Öksüd?
Mezraa-i Okur Mezraa-i Pınarbaşı
Mezraa-i Ökkeli? Mezraa-i Sakarşaşılı?
Mezraa-i Öncü Ağıl Mezraa-i Sakaviran
Mezraa-i Ramazancık Mezraa-i Samanlı
Mezraa-i Sahan Mezraa-i Sarı Danişmend
Mezraa-i Sanaz Mezraa-i Sarı Mehmed
Mezraa-i Sarabsar Mezraa-i Sarı Ömerler
Mezraa-i Saras Mezraa-i Sarıgöl
Mezraa-i Sarıgöl Mezraa-i Sarıl?
Mezraa-i Sekizköy? Mezraa-i Sasalu
Mezraa-i Seyfi Küçük Mezraa-i Sümenkar
Mezraa-i Sırtsarayı Mezraa-i Şarabsalar
Mezraa-i Soğanlı Mezraa-i Taşağıl
Mezraa-i Sur ini Mezraa-i Tok
Mezraa-i Südüsviran Mezraa-i Toklu
Mezraa-i Süleyman Mezraa-i Tutamlı
Mezraa-i Süve-i Küçük Mezraa-i Uzunyazı
xxii
Mezraa-i Şarabsalar Mezraa-i Ürgüb
Mezraa-i Şeyh Müeyyed Mezraa-i Yazır
Mezraa-i Taş Mezraa-i Zebaran?
Mezraa-i Timurçelik Mezraa-i Zek
Mezraa-i Turan Mezraa-i Üçin Mezraa-i Yakacık Mezraa-i Yosunlu?
Mezraa-i Zire
Mezraa-i Ziyaratviran?
GİRİŞ
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri ve çevresi 6000 yıllık bir tarihe sahiptir. Osmanlılar döneminde Kayseri, Orta Anadolu’daki ipek yolu üzerinde olması nedeniyle önemli bir merkezdir.
1Ayrıca doğu-batı, kuzey-güney dâhilinde ordu ve kervanların geçiş güzergahında yer almıştır. Bu durum Kayseri’yi hem istilalara açık hale getirirken hem de ticaret ile zengin bir mekân olmasını sağlamıştır.
2Coğrafi ve ekonomik anlamda önemli özelliklere sahip olan Kayseri, Osmanlı’nın gözde şehirlerinden olmayı başarmıştır.
Devletler tarih boyunca yeryüzüne hâkim olmak istemişlerdir. Sayısal anlamda çoğalmak ve çoğalmayı teşvik etmek için çeşitli yollara başvurmuşlardır. Aile, fert, toplum gibi unsurlar ortaya çıkarken daha güçlü olmak için savaşlar ortaya çıkmıştır. Bu gücü ele geçirmek için ise askerlere ihtiyaç vardır.
3Bu ve benzeri sebeplerden ötürü güçlü bir devlet olan Osmanlı, hakimiyetini ayakta tutabilmek için bazı önemli sistemlerin kuruluş ve işleyişini sağlamıştır. Tımar sistemi de bu kuruluşların en önemlilerindendir. Tımar sistemi ile hem devletin hazinesi korunmuş hem de askeri düzeni her an daim olmuştur.
Tımar, terim olarak Pehlevi dilinde elem, acı, ızdırap, endişe, şefkat, dikkat, sadakat veya bakım anlamlarında kullanılmıştır.
4Tımar kelimesi Osmanlı Devleti’ne gelinceye kadar mana itibariyle uzun bir tekâmül evresi geçirmiş ve o devirde belli bir terim olarak takarrür etmiştir. Osmanlı tımar sisteminde kullanılan “dirlik” ve “sipahi”
tabirlerinden; dirlik, “maaş, zindegani” gibi Arap ve Acem tabirlerinin Türkçe tercümesidir.
1 Filiz Sönmez, Berrin Alper, “Kayseri Kentinde Fiziksel Çevrenin Değişimi 1882 - 1945” Sigma Dergisi, 4111-130, 2012, s.3.
2 Mücahit Yıldız, “3322 Numaralı 1288 Kayseri Nüfus Defteri Transkripsiyon ve Değerlendirmesi”, Erciyes Üniversitesi SBE, Kayseri 2019, (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi), s.10.
3 Yıldız, s. 1.
4 Nikoara Beldıceanu, Osmanlı Devletinde Tımar, Teori Yayınları, Ankara 1985, s.11.
2
Osmanlı toprak düzeninin temelini oluşturan ve önemi Osmanlı bürokrat ve aydınlarınca asırlar önce anlaşılan tımar teşkilatının kaynağı ile ilgili olarak son dönemlerde önemli araştırmalar yapılmıştır. M. F. Köprülü, Ö. L. Barkan ve İ. H.
Uzunçarşılı’nın yayınladığı eserler tımar kurumunun iktisadi ve hukuki birçok karanlık yönlerini aydınlatmıştır.
5Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Tımar sisteminin varlığı çok eskilere dayanmaktadır.
“1556 NUMARALI EVKAF DEFTERLERİ 1256-1257 TIMARAT DEFTERİ TRANSKRİPSİYONU VE DEĞERLENDİRMESİ” isimli bu tezde Kayseri şehrine ait tımarat defteri üzerinde çalışılmış ve gerekli olan bilgilendirmeler ve değerlendirmeler belirtilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın şehir tarihi ve şehir kültürüne ışık tutmasını temenni ediyorum.
TEZİN KONUSU
Osmanlı toprak rejiminin temelini oluşturan tımar; herhangi bir bölgeye ait vergi gelirlerin tamamının veya bir kısmının, bazı mükellefiyetler karşılığında padişah tarafından bir şahsa tevcih edilmesidir. Bu yöneltme ile kasıt mülkiyet vermek değil devlete ait olan mülkün reaya aracılığıyla işletilerek buradan sağlanacak olan vergilerin devlet adına toplanmasıdır. Bu doğrultuda fethedilen herhangi bir bölgenin tahriri yapılarak vergi gelirleri ortaya konur ve bu gelirler dirliklere bölünerek askeri hizmetleri karşılığında sipahilere verilir, böylece o bölgede tımar sistemi hayata geçirilmiş olurdu. Bu amaç doğrultusundaki genel kaide; kim nerenin vergisini alıyor ise asayiş ve idaresinden de o sorumludur. Devlet taşradan alacağı vergileri maaş olarak oradaki görevliye tahsis ettiği için hem düzenli bir şekilde zirai üretim sağlanmakta hem de asayiş ve idareyi mahallinde sağlandıktan sonra herhangi bir vergi kaçağını da önlemekteydi. Tımar sistemiyle ilgili belgeye dayalı ilk atıf Orhan Bey dönemine kadar gitmektedir. Sultan I.Murat döneminden itibaren de daha sistematik hale getirilen tımar sistemi ile mezkûr bilgiler tımarat defterlerine düzenli bir şekilde kaydedilmeye başlanmıştır. Bu tarihten sonrada belirli zaman aralıklarında bölgesel ve genel tımar sayımları yapılmış ve bunların kayıtları güncel tutulmaya çalışılmıştır. Özellikle şehir tarihçiliğine katkı sunmak amacıyla çalışacağım tez çalışmamın kaynağını oluşturan
5 Harun Şahin, “Osmanlı Tımar Sisteminin Menşei Meselesi” Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi Yıl:4, Sayı:12 Eylül 2013, s.58.
tımarat defteri KAYTAM (Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi) kütüphanesinde bulunan 1556 numaralı Evkaf Defterleri 1256-1257 Tımarat Defteridir.
Söz konusu bu defterin mikro filmleri alınarak transkripsiyonu yapılıp değerlendirilmede bulunulacaktır.
TEZİN AMACI ve ÖNEMİ
Osmanlı Devletinin tarihi incelenmek istendiğinde en önemli başvuru kaynaklarından birini arşiv malzemeleri oluşturmaktadır. Birinci elden kaynak niteliğinde olan arşiv belgeleri araştırılmak istenen dönemle ilgili birçok bilgi içermektedir. Bu belgeler içerisinde önemli bir yere sahip olan tımar defterleri insan, mekân ve zaman unsurunu birlikte taşıdığı ve sosyodemografik ve sosyoekonomik özellikleri bakımından kent ve ilçe tarihi açısından son derece önemlidir. Tarih araştırmaları bakımından önemli bir yere sahip olan bu defterler ilgili olduğu döneme ve bölgeye ait demografik, ekonomik ve sosyolojik bakımdan önemli bilgiler vermektedir. Bu nedenle tımarat defterleri toplumların ekonomik ve sosyal tarihlerini araştırmak isteyenler için de geniş ve güvenilir bir kaynak olmaktadır. Bu çalışmada, Kayseri iline ait olan 1256-1257 yıllarına ait olan tımarat bilgilerinin bulunduğu defterin transkripsiyonu yapılıp değerlendirilmede bulunulacaktır. Transkripsiyonu ve değerlendirilmesi yapılacak olan Kayseri tımarat defteri, il ve ilçe tarihi açısından önem arz eden bir belge durumundadır.
Bu çalışmanın bir diğer önemi ise bahsedilen tımarat defterinin daha önce transkripsiyonlarının yapılmamış olmasıdır.
ÇALIŞMA YÖNTEMİ VE SINIRLARI
Tezin konusu belirlendikten sonra KAYTAM ( Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi)’da bulunan defterler incelenmiştir. Bu defterler içerisinden bu teze konu olan
“1556 numaralı Evkaf Defterleri 1256-1257 Tımarat Defteri” adıyla kayıtlı defterin
transkripsiyonu ve değerlendirilmesi yapılmak maksadıyla dijital ortamdan kopyaları
alınmıştır. Bu tezin belirlenen süre içerisinde transkripsiyonun tamamlanıp,
değerlendirilmesi yapılarak bitirilmesi amaçlanmıştır. Tezin sonunda yer alacak olan
ekler kısmında tez konusu olan mezkûr defterin orijinalinden fotokopi yolu ile
çoğaltılmış bir nüshası verilecektir. Böylece belgenin günümüz Türkçesine çevrilmiş
halinin belgenin orijinaliyle karşılaştırılması mümkün olacaktır.
4
BİRİNCİ BÖLÜM
KAYSERİ TARİHİ VE TIMAR SİSTEMİNİN TARİHÇESİ
1.1. Kayseri Tarihi Hakkında 1.1.1. Kayseri Şehrinin Adı
Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan Kayseri ve çevresi 6000 yıllık bir tarihe sahiptir. Kayseri şehrinin adı Hitit İmparatorluğu devrinde “Karahöyük” (Kültepe) (Kaniş) adıyla, Kapadokya Krallığı devrinde Erciyes Dağı eteklerinde kurularak
“Erciş” daha sonra “Mazaca” ve bir arada “Eusobiya” (Özepya) adıyla, Araplar zamanında “Kasariya” adıyla ve Cumhuriyet devrinde de “Kayseri” adıyla ünlüdür.
6En eski yerleşim alanlarından olan Kayseri, Kalkolitik çağlardan başlayan tarihini Asur, Hitit, Frig dönemlerinden sonra da Roma devri sonuna kadar bir yerleşim alanı olan Kültepe, bu vasfıyla adeta bir müze konumuna sahiptir. Kültepe tabletleri Asurlu tüccarların özel arşivlerine ait belgelerdir. Tabletler muhteva olarak ticari işlemleri içermektedir.
7Burada bulunan tabletler büyük önem arz etmektedir. Çünkü mezkûr tabletler ile Anadolu da tarihi çağlara geçiş yapılmıştır.
1.1.2. Kayseri Coğrafyası
Kayseri’nin coğrafi konum olarak tanımı ise şu şekildedir: Kayseri, İç Anadolu‟nun güneydoğusunda Orta Kızılırmak bölümünde yer alır. 38° 18' ile 37° 45' kuzey enlemleri, 36° 58' ile 34° 56' doğu boylamları arasında bulunmaktadır.
8Bugün şehrin etrafında; doğu’da Sivas, batı’da Niğde ve Nevşehir, güney’de Adana ve kuzeyinde ise Yozgat illeri mevcuttur. Bilindiği gibi Türkiye Doğu-Batı, Kuzey-Güney istikametinde
6 Ömer Çelebi, Kayseri İli Çevre İncelemeleri, Tuba Matbaası, Kayseri, 1974, s.35.
7 Cahit Günbattı, “Eski Anadolu Şehri Kaniş’’, 1.Kayseri ve Yöresi Tarih Sempozyumu Bildirileri, Kayseri 1997, s.113.
8 Ahmet Deniz Doğan, Kayseri Medeniyetin Beşiği, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları Yayın No:140, Kayseri, 2018, s.13.
gelen ve çeşitli kolları olan ticaret yollarının bulunduğu bir coğrafyadır. Kayseri şehri bu yolların geçtiği ve kesiştiği yerlerde kurulmuş şehirlerden biridir, dolayısıyla ticari imtiyazlı şehirlerdendir denilebilir.
9Osmanlılar döneminde Kayseri, Orta Anadolu’daki ipek yolu üzerinde olması nedeniyle önemli bir merkezdir.
10Ayrıca doğu-batı, kuzey-güney dâhilinde ordu ve kervanların geçiş güzergahında yer almıştır. Bu durum Kayseri’yi hem istilalara açık hale getirirken hem de ticaret ile zengin bir mekân olmasını sağlamıştır.
111.1.3. Kayseri’ye Verilen Unvanlar
Kayseri, içindeki tarihi abideler ve İslam mimari eserlerinden dolayı, incelemeye değer bir şehirdir. Bu bakış açısından, hiçbir şekilde, Konya, Sivas veya Anadolu’nun herhangi bir şehrinden önemce aşağı değildir. Kayseri, tarih boyunca birçok olaya sahne olmuştur. Aşağı yukarı Anadolu’nun ortasında ve büyük bir ovanın üzerinde kurulan bu şehir doğuyu batıya, kuzeyi güneye bağlayan ana yollara hâkimdir. Mısır ve Suriye ile Anadolu’da egemen olan çeşitli devletlerarasında meydana gelen ilişkiler dolayısıyla, X(XVI). Yüzyıla kadar Kayseri, büyük önem taşımıştır.
12Tarihi seyir içerisinde genel bir çerçeveden bakılacak olursa Kayseri’ye verilen unvanları şu şekilde sıralanabilir: Selçuklular ve beylikler döneminde “Darülmülk” ,
“Darülfeth”. Kayseri Şehrinin bir diğer unvanı; “Menşe–i ulemâ, Makarr–ı ulemâ”dır.
13Kayseri‟nin yetiştirdiği âlim ve müderrislere bakarak bu şekilde bir isimlendirme yapılmıştır. Bu unvanlara bakıldığında Kayseri süreç içerisinde olduğu gibi bugünde önemini korumaktadır. Şemsettin Sami ise Kayseri’nin farklı bir yönüne dikkat çekerek Kayseri’de 39 medresenin varlığından bahsetmiştir. Bu bilgi 42 olarak ta ifade edilmektedir. Bundan dolayı tarihte Kayseri için Makar-ı ülema, Memba-ı ilm, Dar-ül mülk, Dar-ül Feth gibi unvanlar kullanılmıştır.
14
9 Mehmet Karagöz, “XVII. ve XVIII. Asırlarda (1650-1750) Kayseri İktisat Tarihi’nde Şehir İktisadiyatı Denemesi”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 19, Sayı 1, Elazığ, 2009, s.268.
10 Sönmez, Alper, s.3.
11 Yıldız, s.10
12 Kemal Göde,Halil Edhem (Eldem) ve “Kayseri Şehri -Selçuklu Tarihi'nden Bir Bölüm”, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, Yayın No:84, Kayseri 2011, s. 21.
13 Doğan, Kayseri Medeniyetin Beşiği, s. 52.
14 Yıldız, , s. 9
6
Kayseri, belli bir konu üzerine odaklanmamış, geçmişin ve bugünün gösterenlerini sergileyen bir şiirdir. Kendisini dinleyen, okumak isteyen herkese sonsuz çağrışımlar sunar.
151.1.4. Osmanlı’da Şehir Kuruluşu
Osmanlı Devleti’nde Türk ve Müslüman olan şehirler tipik bir şekilde, genellikle bir câmi etrafında toplanmış medrese, imaret, misafirhane, hastane, hamam, han ve kervansaray, tekke, zaviye, mektep gibi dini, kültürel ve sosyal tesisler çevresinde bulunmaktadır.
16Günümüzde Anadolu’nun gözde şehirlerinden olan Kayseri, geçmişte de aynı şekilde mühim bir yere sahip olma özelliği taşımaktadır. Tarih boyunca pek çok uygarlığa ev sahipliği yapması, bölgenin kültürel açıdan da zenginleşmesini sağlamıştır. Erciyes Dağı’nın eteklerine kurulan şehir ticaret yolları üzerinde yer almıştır. Bu bakımdan bir kültür durağı olmuştur.
17Bu ve daha benzer özellikleri sebebiyle de Kayseri, diğer önemli Osmanlı şehirleri gibi tarihsel dönem içerisindeki kuruluşunu tamamlamıştır.
Osmanlı şehir kuruluşu geleneğinde olduğu gibi Kayseri de merkezden başlamak suretiyle, su da oluşan halkalar misali sistemli bir şekilde kurulmuş şehirlerdendir.
1.1.5. Osmanlı Döneminde Kayseri
Sırasıyla Anadolu Selçuklu Devleti, İlhanlılar, Eretna ve Kadı Burhaneddin Beyliği idareleri altında bulunan Kayseri Şehri, Kadı Burhaneddin Ahmed'in, emîrlerlnden Kara Yülük Osman tarafından öldürülmesi ve Beyliğin başşehri Sivas ileri gelenlerinin isteği üzerine Sivas'la birlikte, H. 800, M. 1398 yılında ilk defa Osmanlılar'a, Yıldırım Bayezid'e geçmiştir.
18Kayseri bölgesi Timur tarafından Osmanlıların elinde esir olan Karamanoğlu II.
Mehmed‟e verildi. Böylece, Kırşehir ve Kayseri dâhil edilerek, Karaman Beyliği
15 Aslıhan Doğan Topçu, “Kayseri’yi Okumak: Göstergebilimsel Yaklaşımla Bir Şehrin Analizi” , Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 18 Yıl : 2005/1, s. 237-246 .
16 Yusuf Halaçoğlu, XIV-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2014 ,s.158.
17 Gülsüm Aktürk Özdemir, “Kaytam’daki 352 Numaralı Klasörde Yer Alan Defter ve Koçanların (R.
1266/ M. 1850-R. 1306/ M. 1890) Transkiripsiyon ve Değerlendirmesi” , Erciyes Üniversitesi SBE , Kayseri 2019, (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi), s. 1314.
18 Mehmet Çayırdağ, “Kayseri’de Kitabelerinden XV. ve XVI. Yüzyıllarda Yapıldığı Anlaşılan İlk Osmanlı Yapıları, Tarih Degisi, Temmuz 2011,s. 532.
yeniden kurulmuş oldu. Ankara Savaşının olumsuz etkisinden dolayı bölge de birden çok devlet söz sahibi olmak için mücadele etmiştir. “Kayseri Osmanlı Devletine geçmeden önce Dulkadiroğluları ile Karamanoğulları arasında birkaç defa el değiştirmiştir. Merkezi idare sistemini benimsemiş olan Osmanlı Devleti döneminde Kayseri önemli bir konuma sahipti.
19Kayseri şehri II. Beyazıt devrinde resmen Osmanlı hâkimiyetine girmiş ve II.
Meşrutiyetle birlikte ise Osmanlı Devletine bağlı müstakil bir sancak haline gelmiştir.
20Osmanlı dönemine bakıldığında nüfus olarak Oğuz boylarından olan Türklerin ağırlıklı olduğu görülmektedir. Ayrıca Uygur, İranlı ve Azeri nüfusun da varlığı mevcut idi.
1.1.6. Kayseri’nin Beşeri ve Sosyal Yapısı
Selçuklular devrinde Kayseri’de, gerek etnik menşei gerekse inanç itibariyle muhtelif unsurlar mevcut idi. Şehir halkı, nüfusun ekseriyetini teşkil eden Türk ve Müslümanların yanı sıra, Ermeni ve Rum milletlerinden müteşekkildi. XII. Yüzyılda Kayseri’de Oğuz Türkleri yanında, diğer Türk gruplarının bilhassa Uygurlar’ın varlığı dikkat çekmektedir.
21Kayseri’nin Osmanlı dönemindeki beşeri durumuna bakıldığında; Kayseri, Osmanlı Devleti hâkimiyeti sürecinde farklı kültürel unsurların bir arada yaşadığı şehirlerden birisi olmuştur. Kayseri şehir merkezi, köy ve kazalarında Ermeni ve Rumlar önemli bir nüfus kitlesi oluşturmakta idi. XIX. yüzyıl Kayseri’sinde Müslüman unsurların yanında gayrimüslim unsurlarda yaşamaktadır. Sadece Müslüman Mahallesi olduğu gibi sadece Ermenilere ait olan Rumlara ait olan mahalleler köylerde bulunmaktadır. Bunların yanında farklı yapılardan oluşan nüfusların bir arada yaşayan mahalleler, köylerde mevcuttur. İş yerleri ise hemen hemen iç içedir. Günlük dil ve yaşantı bir aradadır.
Osmanlı Devleti toplumsal yapı itibariyle zengin bir etnik yapıya sahiptir. Devletin asıl unsurunu kurucusu olan Müslüman-Türkler oluşturmuştur. Toplum genel olarak yönetenler ve yönetilenler(reaya) olarak iki kısma ayrılmıştır. Yönetici sınıf seyfiye, ilmiye ve kalemiye olmak üzere üç sınıftan oluşmaktadır. Kırsal kesimde köylüler,
19 Yıldız, s. 18.
20 Selma Alkan, “ 126 Numaralı Kayseri Şer’iyye Sicil Defterinin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi”, Karabük Üniversitesi SBE, Karabük 2019, (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi), s.24.
21 Özdemir, s. 1315.
8
çiftçiler, şehirlerde ise tüccar, esnaf gibi reaya sınıfı mevcuttu ve reaya vergi ile mükellefti.
22Belgelerde şehir hayatında önemli yer tutan esnaf ve zanaatkârlarla ilgili bilgiler mevcuttur. Boyacı, fırıncı, demirci, berber ve tüccar gibi esnaf ve zanaatkâr meslek isimleri yer almaktadır. Bu durum Kayseri ticari hayatının canlılığına da işaret etmektedir.
23Son dönemde yani Cumhuriyet Dönemi’nde Kayseri, 1924 Anayasası ile vilayet oldu.
Böylelikle il konumuna gelen Kayseri’ye bağlı beş tane kaza (ilçe), ayrıca nahiye ve köyler bulunmaktaydı.
1.1.7. Kayseri’nin Ekonomik Hayatı
Osmanlı Devleti’nin Anadolu’ya hakim olup beylikten imparatorluğa geçtiği XV.yüzyılda Kayseri daha önceki dönemlerde de olduğu gibi ticari ve iktisadi önemini devam ettirmiştir.
24Daha önceki döneme bakıldığında ise yani Selçuklular döneminde de Kayseri yine önemli ticaret merkezlerinden birisiydi. Ekonomik anlamda tarım ve hayvancılık yapılıyor olsa da esas ekonomiyi ayakta tutan unsurlar esnaf ve zanaatkarların varlığı olmuştur.
Kayseri iline ekonomik anlamda önemli katkısı olan bitkilerden biriside cehridir.
Belgelerde de sık sık geçen cehri bitkisi bu coğrafya için önemli vergi geliri olmuştur.
Endüstri bitkisi olarak üretilen ve dış ticareti yapılan cehri, 19. yüzyılda Kayseri’nin ekonomik yaşamında önemli rol oynamıştır. Sanayi devriminin lokomotifi sayılan tekstil sektöründe: parlak, göz alıcı, solmayan kumaş ve bezlerin imal edilmesinde ve boyanmasında aranan bir madde olarak kullanılan cehriyi, XV. ve XVI. yüzyıllarda Kayseri ve çevresinde konargöçer Türkmenler, Rum ve Ermeni dokumacılar kullanıyorlardı. Cehri deri boyacılığında da kullanıldı. Cehriden elde edilen sarı boya ile boyanan deri “Kayseri’nin Sarı Sahtiyanı” olarak çok meşhurdu.
25
22 Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul 2017
23 Özdemir, s.1336.
25 Cengiz Kartın, “Cehri” ,Kayseri Ansiklopedisi, Cilt 1, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2009 Kayseri, s. 308-309.
Kayseri’de yetişen cehrinin diğer yörelere göre kaliteli oluşu, bitki için gerekli ekolojik şartların uygunluğundan kaynaklanmaktadır. Zira, Kayseri yöresinin step iklimine sahip olmasının yanısıra, volkanik alanlar üzerindeki kumlu topraklar ile ova tabanındaki alüvyal toprakların varlığı, bu bitkinin yetişmesi açısından en uygun koşulları oluşturmaktadır. Bu durum, yörede yetişen cehrinin kalitesinin başka yerlerde yetişenlerden üstün olmasını sağlamıştır. Nitekim 19. yüzyılda özellikle İngiltere’nin Kayseri cehrisine olan talebinin temelinde bu yatmaktadır.
261.2. Tımar Sistemi Hakkında 1.2.1. Tımar ve Menşei
Tımar, terim olarak Pehlevi dilinde elem, acı, ızdırap, endişe, şefkat, dikkat, sadakat veya bakım anlamlarında kullanılmıştır.
27Tımar kelimesi Osmanlı Devleti’ne gelinceye kadar mana itibariyle uzun bir tekâmül evresi geçirmiş ve o devirde belli bir terim olarak takarrür etmiştir. Osmanlı tımar sisteminde kullanılan “dirlik” ve “sipahi”
tabirlerinden; dirlik, “maaş, zindegani” gibi Arap ve Acem tabirlerinin Türkçe tercümesidir. Sipahi tabiri İran’da daha Selçuklulardan evvel mevcuttur.
28Löwenklau timar kelimesinin Grekçe ile ilişkisi olduğunu savunmuş ve Rumca tımarion’dan geldiğini ileri sürmüştür. 1598’de Venedikli L. Soranzo, Farsça’da tımar kelimesinin olduğuna dikkat çekmiş ve bu görüşe J.V. Hammer, Vorms, M. Belin, V.Tischendorf’
da katılmıştır. Bu konuda araştırma yapan M. Fuad Köprülü de tımar kelimesinin Farsça kökenli olduğunu vurgulamış fakat anlam olarak ihtimam, ihsan, inayet, maaş, iktâ manalarında kullanıldığını söylemiştir.
29Osmanlı tımar sisteminin menşei hakkında yapılan araştırmalar çok sınırlı ve yetersizdir. Bu incelemenin sonucu olarak Osmanlı tımar sistemi ne İstanbul’un fethinden önce ne de sonra Bizans’tan alınmış olmayıp sistemin Anadolu Selçuklularından kaldığını kesinlikle söyleyebiliriz.
30Genel anlam bakımından bakılınca bu bahisde farklı görüşlerin olduğu, farklı tanımlamaların yapıldığını görmekteyiz. Bu görüşlere bakacak olursak:
26 Mehmet Somuncu, “Cehri Üretimi ve Ticaretinin 19.Yüzyılda Kayseri Ekonomisindeki Önemi”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 22, Haziran 2004, s. 99-125.
27 Beldıceanu, s.11.
28 Mustafa Oflaz, “Osmanlı Dirlik Sistemi”, Türkler, C. 10, 2002, s. 696.
29 Gülbahar Çiftçi, “XVI. Yüzyılın Başlarında Karaman Eyaleti’nde Tımar Düzeni”Selçuk Üniversitesi SBE, Konya 2019, (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi), s. 2.
30 M. F. Köprülü, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri, Kaynak Yayınları, İstanbul 2002, s.98-102.
10
Ömer Lütfi Barkan’a göre; tımar Osmanlı İmparatorluğu’nda geçimlerini veya hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere bir kısım asker ve memurlara muayyen bölgelerden kendi nam ve hesaplarına tahsili selahiyeti ile birlikte tahsis edilmiş olan vergi kaynaklarına ve bu arada bilhassa defter yazılarındaki senelik geliri 20.000 akçeye kadar olan askeri dirliklere verilen isimdir.
31Halil İnalcık’a göre; Osmanlı merkez vilayetlerinde bir süvari birliğini ve askeri idari hiyerarşiyi desteklemek amacıyla yapılan ve tevarüs yoluyla geçmeyen tahsisatı ifade eder.
32İlber Ortaylı’ya göre; belirli bir yere ait vergi gelirlerinin tümünün veya bir kısmının dirlik olarak havale yoluyla bir görevliye devredildiği ve bu devir karşılığında da bazı hizmetlerin ona yüklendiği mali, idari, askeri amaçları olan bir sistemdir.
33M.Zeki Pakalın’a göre; tımar fetih sırasında araziy-i emiriyye itibar edilen yerlerden sipahilerle zaimlere kılıç hakkı olarak verilen beyt-ül mal hissesi yerinde, hakkında bir tabirdir.
34Mehmet Ali Ünal’a göre; muayyen bir bölgeye ait vergi gelirlerinin belirli mükellefiyetler karşılığında padişah tarafından bir şahsa tahsis ve tevcih, vergilerin belirli yükümlülükler karşılığında havale edilmesidir.
35Çoşkun Üçok’a göre; tımar devletin miri araziden belirli bir kısmının yıllık gelirinin tamamını veya bir kısmını belli hizmetler karşılığında bir şahsa bırakmasıdır.
36Osmanlı Devleti’nde geçimlerine ve hizmetlerine ait masrafları, karşılamak için, bir bölgeye ait gelirlerin belli hizmetler karşılığında askeri ve sivil erkâna terk ve tahsis işlemine tımar veya dirlik denir. Dirlik ve tımar her zaman birbirleriyle eşanlamlı olarak kullanılmıştır. Sistemin genel ismi dirliktir. Tımar, sistemin adı olmasının yanı sıra dirlik çeşitlerinden üçüncüsünün adıdır. Dirlik veya tımar askeri erkânın askerlik
31 Ömer Lütfi Barkan, Tımar, İA, XII/1. MEB. Yayınları, İstanbul, 1980 s. 286-332.
32 Halil İnalcık, Tımar, DİA, 2009, s. 168.
33 İlber Ortaylı, Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi, Cedid Neşriyat, Ankara 2008, s. 124.
34 Mehmed Zeki Pakalın, Osmanlı Tarihi Deyimler ve Terimler Sözlüğü, 1983 İstanbul, s. 497.
35 Mehmed Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, 2010 Isparta, s.175.
36 Coşkun Üçok, “Osmanlı Devlet Teşkilatında Tımarlar”,Ankara Üniversitesi Huuk Fakültesi Dergisi 2, Ankara 1944, s. 529.
hizmetlerine, her zaman harbe hazır olmalarına, sefer zamanları getirdikleri malzeme, araç-gereç, yiyeceklere mukabil verilen bir maaş yerine geçmektedir.
37Osmanlı toprak düzeninin temelini oluşturan ve önemi Osmanlı bürokrat ve aydınlarınca asırlar önce anlaşılan tımar teşkilatının kaynağı ile ilgili olarak son dönemlerde önemli araştırmalar yapılmıştır. M. F. Köprülü, Ö. L. Barkan ve İ. H.
Uzunçarşılı’nın yayınladığı eserler tımar kurumunun iktisadi ve hukuki birçok karanlık yönlerini aydınlatmıştır.
38Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Tımar sisteminin varlığı çok eskilere dayanmaktadır.
1.2.2. Osmanlı’da Tımar Sisteminin Tarihi Gelişimi
Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren topraklarını çeşitli bölümlere ayırdığı bilinmektedir. Bu taksimatlardan birisi de tımar sistemi olmuştur. Mezkur konuda uygulanan toprak hukukunda tatbik edilen yöntem ise İslam hukuku olmuştur. “İslam hukukuna göre arazi üç bölüme ayrılmaktadır.
1. Arz-ı öşri veya arazi-i öşriyye, 2. Arz-ı haracı veya arazi-i haraciyye,
3. Arzı tez’ıf veya arz-ı emiriyye yani miriyyedir.
39Toprağın nitekim toprak sahipleri bu ayrıma bağlı olarak üçe ayrılmıştır. Birincileri Müslim, ikincileri zimmî, üçüncüler tagallübi, yani fetih ile ele geçirilerek idare edilen toprakların sahipleridir
40. Burada tımar sisteminin şu yönünü de belirtmek isterim ki, bu sistem ile Osmanlı göçebe hayatın yerleşik hayata geçmesini kolaylaştırmış ve hızlandırmıştır. “Çağdaş uygarlık ve modern devlet birbirine zor görünseler de birbirlerine çok yakın anlamlar taşırlar ve iki ayrı toplum türlerinin karışımları oluşmuştur. Bir toplum, göçebe olmayan yerleşik hayatları temsil eden itaat ve inanç toplumudur. Bu toplumlarda merkezi otorite mevcuttur ve inanç sistemleri çok güçlüdür. Bütün uygarlık ürünlerine karşın belirli bir süreden sonra durağanlaştığı
37 Ömer Lütfi Barkan, Tımar, İA, XII/1. MEB. Yayınları, İstanbul, 1980, s. 286.
38 Şahin, s.58.
39 Ömer Çeleğen, “Sosyal ve Ekonomik Bir Enstürman Olarak Osmanlı Devleti’nin Toprak Sistemi”
Turgut Özal Üniversitesi SBE, Ankara 2014, (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi),s. 16.
40 Halaçoğlu, s.78.
12
dikkat çeker. İkinci toplum ise, göçebe olan uygarlığın temsili irade toplumudur. Bu tür toplumlarda kişisel çaba önemlidir. Devamlı yer değiştirdikleri için her an saldırıya karşı temkinli olan toplum dikkatli ve örgütlüdür. Göçebe toplumların kendilerini güvende hissedebilecekleri herhangi bir binası, kale veya saray gibi ya da koruyucu akarsuyu veya denizi bulunmamaktadır. Bunun dışında bu toplumlarda liderler halkını zorbalık yapmazlar aksine örnek olurlar. Genellikle seçim yoluyla işbaşına gelmekle birlikte söylediklerine itaat edilir, saygı duyulur. Kısaca, göçebeler yerleşik insanlara göre daha sağlam ve iradeli bireyler olmak durumundadırlar.”
41Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemiyle birlikte, devletin sosyal, ekonomik ve askerî gelişmesinde önemli olan toprak sisteminin gelişmesiyle ilgili müesseseler, devlete bir dinamizm vermiştir. Bu nedenle tarih sahnesine girmesi ve çıkmasına kadar toprak, devletin var oluşunda önemli bir rol oynamıştır.
42“Bir toplumun, devlet statüsüne erişebilmesi için, bazı özellikleri taşıması şarttır.
Toprak bu özelliklerin başında gelmekle birlikte, bağımsız olan her devletin, salahiyet ve hakları, mutlak surette, belirli ölçütlerle tayin ve tespit edilmiş olan coğrafî toprak parçaları olarak tanımlanan ülke terimi ancak belirli bir toprağa sahip olmakla mümkündür. İslam da yer ve göklerdeki her şeyin mülkü Allah’ındır inancıyla bu mülkiyet hakkının ihlal ve kutsal edilemezliği neticesini doğurmuştur. Türk geleneğindeyse toprakların mülkiyeti hükümdarın olması gerekmektedir.”
43Osmanlı’da tımar sistemi Osman Gazi’nin fetihlerine kadar gitmektedir.
44Öyle ki Osman Gazi tımarın uygulayıcısı olarak fethettiği topraklardan askerlerine pay etmiş ve oğlu Orhan Gazi’ye ise Karahisar’ı vermiştir. Subaşılığını kardeşi Gündüz Alp’e, , İnegöl’ü Turgut Alp’e, Yarhisar’ı Hasan Alp’e Kaynatası Edebalı’ya Bilecik hasılını vermiştir.
45Orhan Bey zamanında ise bazı kumandanlar sınır bölgelerine yerleştirilerek
41 Oral Sander, Anka’nın Yükselişi ve Düşüşü: Osmanlı Diplomasi Tarihi Üzerine Bir Deneme, İmge Kitabevi Yayınları, İstanbul 2012, s.17.
42 Çeleğen, s. 13.
43 Ahmet Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, Dergah Yayınları,2006 İstanbul, s.90-94.
44 Çiftçi, s. 4
Burada şu notu düşmek de gerekirse; tımar sisteminin Osmanlı Devletinden önce de varlığı mevcud idi.
En eski terimler arasında Aşıkpaşazade Tarihinde mevcud bilgilere rastlanmaktadır. Ayrıca Anadolu Selçuklularında uygulanan İkta sisteminin de yine tımar sisteminin temeli olduğunu bilgisi variddir.
Selçuklular döneminde genel anlamda bakılınca, bu sistemin Nizamü’l-mülk ile özdeşleşmiş olduğu görülmektedir.
45 Mehmet Doğan, Tarih ve Toplum Yapımızın Tarihi Oluşumu, İz Yayınları, İstanbul, 1998, s.115-116.
kendilerine tımar tevcih edilmiştir. Rumeli bölgesi fethedildikten sonra tımar sistemi orada da uygulanmış ve Gelibolu bölgesi Yakup Ece ile Gazi Fazıl’a tımar olarak verilmiştir. Tımarların tam olarak teşkilatlanması I. Murad zamanında olmuştur. Bu dönemde Rumeli fetihleri büyük önem kazanmış ve Anadolu’dan bazı Türk aileler Rumeli’ye nakledilmiştir. Bu sayede tımar teşkilatı geniş olarak yayılmaya başlamıştır.
46I. Murad, Rumeli Beylerbeyi Timurtaş Paşa’nın yardımıyla tımarları tanzim etmiştir. Dirliklerin tımar ve zeamete ayrılması yine bu dönemde olmuştur.
47Yıldırım Bayezid döneminde Timur ile yaşanan savaşların sebebiyet verdiği duraklama dönemi içerisinde ise Osmanlının tımar teşkilatı içerisinde bir duraklama içerisine girilmiştir. Fatih Sultan Mehmed döneminde ise yeni kanunlar çıkartılarak tımar sisteminde önemli gelişmeler varid olmuştur. Fatih dönemiyle birlikte tımar müessesesi tam anlamıyla yerine oturmuştur. Yavaş yavaş gelişip güçlenmiş olan malikâne sistemini kaldırmış, miri araziden yapılan, dolayısıyla İslâm hukukuna aykırı olan vakıfları kaldırmış, böylelikle de miri topraklarda genişleme olmuştur. Toprak asaletine gidişin önüne geçilmiştir. Bu dönemde tımar ve zeamet tabirleri ordunun temel birimi haline gelmiştir.
48Yavuz Sultan Selim Suriye’yi fethettiği zaman bu ülkenin topraklarının büyük bir kısmını dirlik olarak dağıtmıştır. Tımar teşkılatı en verimli çağına Kanuni Sultan Süleyman zamanında ulaşmıştır. Kanuni Sultan Süleyman miri arazi ve tımar sistemini kapsayan hukuku toparlayıp düzenlemiştir.
49Tımar sistemi, Osmanlı’nın elinde etkin bir işleyişe sahip olmuş ve yüzyıllar boyunca sosyal, ekonomik ve askeri düzeninin işleyişi için bir araç olarak devlet aygıtının önemli bir kolu haline gelmiştir.
50Tımar sistemi, Osmanlının gelişmesine, coğrafi anlamda büyümesine, yani fetihlerle paralel bir şekilde gelişimini sürdürmüştür.
1.2.3. Tımar Çeşitleri
Tımar sistemi içerisinde yer alan dirlikler gelirlerine göre üçe ayrılmaktadırlar:
46 M. Fuad Köprülü, Bizans Müeseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri, İstanbul 1986, s. 116.
47 Çiftçi, s. 5
48 Çeleğen, s. 41
49 Halil Cin, Osmanlı Toprak Düzeni ve Bu Düzenin Bozulması, Berikan Yayınevi, 1992 Konya, s. 77.
Ikta’nın, İslam tarihinde ilk örneklerine Hz. Peygamber döneminde rastlanıldığı, sonra Hulefâ-i Râşidin, Emeviler ve Abbasiler döneminde devam ettiği ve Endülüs ve Hindistan’a kadar uzanan sahadaki İslâm devletlerinde uygulanan bir sistem haline geldiği bilinmektedir.
50 Leyla Aksu Kılıç, “Tarihi Süreç İçinde Tımar Sistemi: Ordu Yöresi (1455-1839)” , Gazi Üniversitesi SBE, Ankara 2012, (Yayımlanmış Doktora Tezi), s. 17.