• Sonuç bulunamadı

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynakları Ve İdaresi : Tımar, Zeamet ve Mukataalar (H. 115 4 -130 7 /M. 1741-1889)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynakları Ve İdaresi : Tımar, Zeamet ve Mukataalar (H. 115 4 -130 7 /M. 1741-1889)"

Copied!
30
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÖYNÜK'E ( BOLU ) AİT BAZI GELİR KAYNAKLARI VE

İDARESİ : TIMAR, ZEAMETV'E MUKA TAAIAR

(H. 115 4 -13 0 7 / M. 1741-1889)

Zeynel ÖZLÜ*

ÖZ

Göynük’te bulunan tımar, zeamet ve m ukataa gelirleri çoğunlukla bir yıllığına iltizama verilmiştir. Göynük’ün belli başlı mukataalar, kahve ve aded-i ağnam mukataası, Mihal Bey Mukcitaası, Göynük ve tevabii mukatası ve Etmekçi Başı Ocas Mukataasıdır.

G öynük’e ait gelir kaynakları mültezimler aracılığıyla idare edilmiştir. Bunlar içerisinde aded-i ağnam ve etmekçi hassı m ukataaları malikaneye dönüştürülmüştür. Ş er’iye sicilleri gerek malikane konuları gerekse bunlar arasındaki ihtilaflar hakkında bizi bilgilendirmektedir.

Tımar, zeam et ve mukataaların belgelere yansıyan belli başlı gelir kaynak­ ları cerime dediğimiz cezalar ve zorunlu tüketim m addelerinden alınan sıradan vergi kalemleridir. Bunlar içerisinde belki de en önemlisi, “öşr-i harir” olarak tanım lanan ve bölgede ipek böcekçiliğinin yapıldığının gös­ tergesi olan vergidir.

Anahtar Kelimeler: Bolu, Göynük, vakıf, malikane, iltizam, m ukataa, köy. A B STR A C T

Som e Incom e Sources in Göynük-Bolu, and Their Administration: Timar, Zeam et, and M ukataas, (H. 1154-

1307/A .D . 1741-1889)

The incomes of timar, zeam et and mukataa in Göynük, Bolu were granted to the iltizam for a period of one year mostly. Among the mukataas in Göynük are mukataas for coffee and sheep, the Mihal Bey Mukataa, Göynük and tevabii mukataa and Etmekçibaşı Ocas mukataa.

The sources of income in Göynük were managed by the tax collectors (mültezim). Among them the tax of sheep and etmekçi hassı mukataas w ere trasformed to be the state land held by a private ow ner (malikane). The registers kept by qadis provide information on both the subject of malikane, as well as the conflicts am ong them.

Som e of the income sources docum ented by Timar, Z eam et and mukataas were the fines called cerime and tax items taken from basic

* Yrd. Doç. Dr. Düzce Üniversitesi Düzce Meslek Yüksek Okulu, DÜZCE, e-Posta: zeynelozlu@ hotmail.com

(2)

needs of obligatory consumption. Perhaps the most rem arkable one am ong them was the one taken from silk called öşr-i harir indicating that the silk production was m ade in the town.

Key Words : malikane, tax-farming, mu/caiaa-divided tax-revenues, Göynük mukataas.

O

sm anlı İm paratorluğu’n d a fethedilen topraklar ilk zam anlardan beri um um iyetle devletin yüksek mülkiyet ve m urakabası altına konm uş ve köylü, toprağında daim i ve irsî bir kiracı vaziyetinde bırakılmıştır. Mülkiyeti devlete ait topraklar yani mîrî arazi rejimi, tâbi m em leketler dışında, im paratorluğun önem li bir b ö lü m ü n d e hakim bir toprak rejimi olm uştur. T ım ar sistemi de tam am en b u topraklara istinad etm ektedir ( İnalcık 1992: 83). Osm anlı devletinde m em leketin en ücra köşelerine k ad a r uzanan yerlerdeki gelirlerin önce m erkez hâzinesin­ de to plan m ası ve b u ra d a n yine m asrafların yapılm ası için dağıtılması, d ö n em in şartları gereği, son d erece güç, h atta imkansızdır. Bu nedenle, bazı gelirler m aaş karşılığı bırakılırken, diğer bazıları d a ihaleye verilmiştir (Kütükoğlu 1999: 543). Bu nedenle zam anla vergilerin peşin olarak m er­ kezi hâzineye aktarım ını sağlam ak için iltizam usulü kurulm uş ve geliştiril­ miştir (Özkaya 1985: 92-96). İltizam, devlete ait m allard an bazılarının tahsili, kefil gösterilm ek ve bedeli belirli taksitlerle ö d en m ek üzere alınm ası an lam ın d a kullanılan bir deyim dir. Böylece devlet, taşra d an top lanacak aynî vergileri do ğ ru d an d oğru ya ve m ünferit bir tarzda toplam ak yerine vergilerin nak d en alınarak m erkezi hâzineye aktarım ını sağlam ıştır (Küçükkalay vd. 2002: 885). İlk d ö n em lerd e ticari işletmeler m u k ataa haline getirilirken, hâzinenin mali sıkıntıya girdiği dö nem lerde yüksek gelir getiren tım ar ve zeam etler de m ahlul kaldıkça iltizama verilm eye başlanm ıştır (Pakalın 1993: 528). G erçekten d e dö n em in ulaşım ve haberleşm e im kanları ile teknolojik koşullan, iltizam sistem inin uygulanm asını zorunlu kılmıştır. Bu sistem p a ra ekonom isinin gelişmesiyle birlikte verginin verimlilik ilkesine uygun düşm ediğ in den yürürlükten kaldırılmıştır (Aktan 1991: 78-79).

(3)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynaklan ve İdaresi 57

Bu çalışm ada araştırm a konum uzu teşkil eden gelir kaynaklarını d a h a ayrıntılı değerlendirebilm ek için G öynük kazasına1 ait 1741-1889

(1154-1 Osmanlı devletinde temel idari birim kazadır. Bu birimin başında kadı bulunmaktadır. Kadının görev yaptığı her kaza müstakil bir mahkem edir. Sancakta veya vilayette bağlı bulunduğu bir makam yoktur. Kadı, doğrudan merkezle m uhatap, mahalli otoriteden bağımsız ancak çok geniş mahalli yetki idaresi bulunan kişidir. Kaza kadıları “kaza dairesi içinde, kaynağını şer’î ve örfî hukuktan alarak, padişah adına yargı gücünü kazada uygulamış ve her türlü vesikayı, karara bağlanan konuları kadı sicili olarak adlandırdığımız defterlere kaydetmişlerdir.” (Emecen 1998: 76 ) / Göynük’le ilgili yapılmış çalışmalar şunlardır : Ö m er Lütfi Barkan - Enver Meriçli, Hüdauendigar Livası Tahrir Defterleri I, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1988. / İrene Beldiceanu - Steinherr, “Babai Cem aatlerinin Sığınma Şehri Göynük”, Çeviren Bayram Örekli, Ata Dergisi, VII, Konya 1997 / S em a Altunan, “Tapu Tahrir Defterleri Işığında Göynük Kentinin 16. Yüzyıldaki Demografik D urum u”, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, C. I, S. 2, Eskişehir 2002, s. 69- 77/Sema Toprakeşenler, XVI. Yüzyılda Göynük ve Yenice-Taraklı Kazaları, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 1994 / Zeynel Özlü,"Terekeler Işığında Bolu- Göynük'te Giyim Kuşam", Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma M erkezi Dergisi, Kış ( 36. Sayı ), Ankara 2006, ss. 207- 233/ Zeynel Özlü, “19. Yüzyılda Göynük Kırsalında Kullanılan Sülale ve Erkek Kişi Adlan”, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma M erkezi Dergisi, Bahar (41. Sayı), 269-295, (2007)/Zeynel Özlü, “Göynük (Bolu) Menzil Teşkilatında G örev Y apan Menzilciler”, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 8, S.2, Aralık 2006 / Zeynel Özlü, “18. Yüzyılda Göynük’te Görev Yapan Derbent Görevlilerinin Ücretleri”, Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Dergisi, C. 8, S.2, 2006/Zeynel Özlü, “19. Yüzyılda Göynük Kent Merkezinde Kullanılan Aile ve Erkek Şahıs Adlan”, Sakarya Üniversitesi Fen Edebiyat Dergisi, C. 8, S.2, 2006/ Zeynel Özlü,“ Göynük Kent Merkezi’nde Bulunan Vakıflar ve Vakıf Görevlileri ”, EKEV Akadem i Dergisi, Yıl: 10, S.26, ss. 193-208, Kış 2006 / Zeynel Özlü, “Terekeler Işığında Göynük’te Aile”, Akademik Araştırmalar Dergisi, ss. 81-102,Yıl: 8, S. 29, 2006/Zeynel Özlü, “Terekeler Işığında Göynük’te Konutlarda Mekan Düzenlemesi”, Türk Dünyası Araştırmalan, ss. 103-142, Temmuz- Ağustos 2006/Zeynel Özlü, “ XVIII. ve XIX. Yüzyılda Göynük’te Fiyatlar”, Bilig, Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, S. 39, Güz 2 0 0 6 / Zeynel Özlü, “19. Yüzyılda Akşemseddin’in Göynük’teki Ahfadı”, A kadem ik Araştırmalar Dergisi, ss. 61-78, S. 30, 2006 / Zeynel Özlü, “Göynük Kırsal Alanında Bulunan Vakıflar ve Vakıf Görevlileri”, EKEV Akadem i Dergisi, Yıl: 10, S.27, (2006) / Zeynel Özlü, Tanzimat Döneminde Anadolu’da Kır ve Kent Hayatı Bolu-Göynük Ömeği, Berikan Yayınevi, Ankara 2007/Zeynel Özlü, XVIII. ve XIX. Yüzyıllarda Osmanlı

(4)

1307) yılları arasını kapsayan dokuz Kadı Sicili ve Başbakanlık Arşivi’nde tespit ettiğimiz vesikalar ayrıntılı olarak incelenmiştir.

1. Tımar Sistemi

O sm anlı devletinde miri arazi rejiminin sonucu olarak tım ar (dirlik ) adı verilen bir sistem ortay a çıkmıştır. Nitekim O sm anlı devletinin kudretini teşkil e d e n üç önem li u n su rd an (diğer ikisi yeniçerilik ve P adişahın bizzat kudretidir) birisi tım ar sistem idir (Kazıcı 1991: 300). Tim ar, Osm anlı devletinde geçimlerini veya hizmetlerine ait m asrafları karşılam ak üzere bir kısım asker ve m em urlara, m uayyen bölgelerden tahsis edilmiş olan vergi kaynaklarına verilen isimdir (Barkan 1975: 2). Bu gelirin 2 0 bin akçeye k a d a r olanı tım ar (hizmet karşılığı sipahilere verilir ), 2 0 bin 100 bin akçe arası olanlar zeam et (hizmet karşılığı devlet ve o rd u ileri gelenlerine verilir) ve 100 bin akçeden fazla olanları has olarak adlandırılmıştır. En büyük has yıllık geliri 1 m ilyon 2 0 0 bin akçe olan topraklardır. D ah a büyük toprakların has olarak verilm esi yasaktır. H asların en büyüğü vezir-i azam a ait olm ak üzere vezirlere, beylerbeyine ve sancakbeylerine verilmiştir ( Sevinç 1985: 54-55).

S ipahi tarafından to p lan an resimler, çift resmi, öşür, d u h a n , tap u ve gerdek resimleriyle yüksek rütbeli kimseler tasarrufundaki serbest tım arların niyâbet, cürm ü cinayet ve bâd-i hev a2 gibi resimleridir. Tım ar

Devletinde Adli Mekanizmanın Analizi Bolu-Göynük Örneği, Berikan Yayınevi, Ankara, 2007 / O rhan F. Köprülü, Mustafa Uzun. “Akşemseddin”, Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, ss. 299-302, Güzel Sanatlar Matbaası, C. 2, İstanbul, 1989/Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Tam Metin Seyahatnam e, Mehmet Zilli oğlu, Sadeleştiren Tevfik Temelkuran, Necati Aktaş, Üçdal Neşriyat, ( Tarihsiz ), C. 1- 2.

Osmanlı toprak düzeninde subaşı, çeribaşı gibi bir takım vazife sahiplerinin tımarları ve büyük devlet memurlarının görev sürelerince devam eden has ve zeametleri serbest tımarlardır ( Cin 1985: 62). Bu tımarlarda toplanan vergilerin miktarı önceden belli olmayıp, vergilerin dirlik sahibi tarafından toplanm ası tımarın “ serbestiyet” üzere olduğunu göstermektedir (Oflaz 2002: 105).

Osmanlı devletinin adli düzeni icabı herhangi bir cezanın tatbiki için, suçun kadı önünde hükm e bağlanması gerekir. Tımar sahibi ne kadar kudretli olursa olsun reayanın hukuk ve ceza davalarına bakm a ve onlara ceza verme salahiyetine sahip değildir.Ancak serbest olan tımarlarda suçluları takip, tevkif ve kadı mahkemesinin kararından sonra cezaların tatbik salahiyeti ve belirtilen cezalara verilen resimlerin

(5)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynakları ve İdaresi 59

tasarruf ed en ler h arp zam anı, her 5 bin akçe için cebelü d e n e n tam teçhizatlı bir askeri sefere götürm ek m ecburiyetindedirler (Kütükoğlu 1999: 543).

G öynük kazasında tespit edilen tımar, zeam et ve m u k ataalar çoğunlukla, sürekli M art başlangıcından, Ş u b a t so n u n a k ad a r olm ak üzere bir seneliğine iltizama verilmiştir. İstisna olanları yeri geldiğinde belirtilecektir.

1.1. Tatar oğlu Köyü

Bu zeam etin iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bağ, bostan, kovan, yava, kaçkun, gerdek3 ve resm-i tapuy-i zem in4dir.5 Bu zeam et, 1 1 6 6 ’d a 3 5 0 kuruş bedel-i iltizamla zeam eti vekaleten elinde b u lun duran M ustafa Beyin oğlu Bostancı İbrahim Ağaya, 1 1 7 5 ’te yine 35 0 kuruş bedel-i iltizamla M emiş A ğaya iltizam edilmiştir. Bu köydeki 14952 akçelik O sm an veled-i H a şa n Ç avuş tımarı, 9 R ebiu’l-Ahir 1 1 7 6 ’d a G ölpazarı nahiyesinde b u lu n an Ç ukur Viran Köyü ve gayrıdan 727 4 akçelik tım arla birlikte Ebubekir A ğaya iltizam olm uştur.6 Tim arlılar arasında en yüksek görevliler alay beylerdir.

tamam ım kendi hesabına tahsil imtiyazı dirlik sahibine aittir. Serbest olm ayan tım arlarda ise tımar sahipleri kendi toprakları üzerinde işlenmiş olan suçlardan alınacak para cezalarını bağlı bulundukları sancak beyinin veya subaşısmın adam ları ile yarı yarıya paylaşm ak zorundadır (Barkan 1974 : 310-311/ İnalcık 2000: 157).

Osmanlı devletinde 3 tür para cezası uygulanmıştır. Bunlar bad-ı heva, cürm ü cinayet ve niyabettir. Bunların ilki zirai ve ticari suçlara, İkincisi katil ve yaralam a türünden olan suçlara, üçüncüsü ise içki içme ve sarhoşluk için uygulanan bir cezadır. Niyabet bazı yerlerde ( Kefe gibi ) cinayet suçları için de uygulanmıştır (Öztürk 2000: 534).

3 Göynük Kadı Sicili (G. K. S.) 1385, s. 7.

4 Resm-i tapu ve zemin zirai faaliyet dışında bırakılan miri topraklardan maktu olarak alınan vergidir. Bu vergiye daha sonra bedel-i öşr, mukataa-i zemin veya icare-i zemin gibi adlar da verilmiştir. Zirai faaliyet dışında bırakılan bu tür araziler bina yapılarak veya harm an yeri gibi am açlarla kullanılabilmiştir. Resm-i arus ise evlenen kız veya kadınların erkeklerinden alınan bir nevşi nikah vergisidir (Tabakoğlu 1985: 54-55).

5 G. K. S. 1378, s. 18.

6 G. K. S. 1381, s. 68, 94, / G. K. S. 1383, s. 34.

(6)

B unlar sefer sırasında tımarlıları bayrakları altında toplam akla yüküm lü kişilerdir. B oşalan tımarların dağıtımı onların tavsiyesi ile yapılmıştır. Ayrıca tım ar sahibi olm ak için alaybeyinin arzı d a şarttır (Özkaya 1985: 38, 41). Bu b ağ lam d a T atar oğlu köyünden 431 2 akçe tım ara m utasarrıf olan M ustafa veled-i M ehm et kendi isteği ile tım arın dan vazgeçince, Alaybeyi H acı Ali du ru m u İstanbul’a bildirmiş ve tım arın kendisine bırakılm ası k o n u su n d a ferm an gönderilmiştir. (Rebiu’l-Ahir 1177 ).7 Bu zeam et içerisine dahil b u lunan C errahbaşızâde M ehm et Bey hissesi de 117 8 ’d e 3 8 0 kuruş bedel-i iltizamla Hacı İbrahim A ğaya verilmiştir. Bu zeam et 1 1 9 8 ’ de ise M ehm et a ğ a ’y a iltizam o lm u ştu r.8

1. 2. Tem âşâ ve Kostere Köyü

T em â şâ tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları ; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-t heva, cürm ü cinayet, yaylak, kışlak ve resm-i tapuy-i zem indir. Bu tımar, 1175 yılı M art başlangıcından, 1176 yılı Ş u b a t so n u n a kadar, 130 kuruş bedel-i iltizamla İsmail A ğaya veril­ miştir. Bu köydeki 3 .0 0 0 akçelik gedik tımarı 1181 yılı M art başlangı­ cından Ş u b a t s o n u n a kadar, A bdülgaffar Ağa uh d esin d e gözükürken, bir başka vesikada aynı tım arın aynı yıl içerisinde Ali ve A hm et beyler uh d esin d e gözükm esi tım arın aynı yıl içerisinde p arçalara ayrıldığını gös­ term ektedir. 9 Kostere tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları ise; âşâr-ı şe r’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zemin, yava, kaçkun ve resm-i arûsânedir. Bu tımar, 1 1 7 4 ’te 103 kuruş bedel-i iltizamla Y eğen M ehm et Ağaya, 1 1 7 8 ’d e 110 kuruş bedel-i iltizamla A hm et A ğaya, 1 1 8 0 ’de yine 110 kuruş bedel-i iltizamla H acı M ehm et A ğaya iltizama verilmiştir. 1198 tarihli bir vesika, bu tım arın Ali Efendi zeam eti aklam ından olduğunu gösterm ektedir. Aynı tarihte b u köy, b u defa G öynük kazasında bulunan Belidcik, Kınık, K ayabaşı ve Kayalar köyleriyle b e ra b e r Halil Ağa ve İbrahim A ğaya iltizama verilmiştir.10

7 G. K. S. 1381, s. 91.

8 G. K. S. 1382, s. 34, / G. K S. 1385, s. 7. 9 G. K. S. 1383, s. 12. / G. K. S. 1382, s. 6. 10 G. K. S. 1385, s. 7. / G. K. S. 1382, s. 6, 31, 90.

(7)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynaklan ve İdaresi 61

1 . 3 . Bayraklı ve Boyalıca Köyü

Bayraklı tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları ; âşâr- ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zem in ve cürm ü cinayettir. B uradaki 3 0 0 0 akçelik gedik tımarı, 117 4 yılı Mart b aşlangıcından Ş u b at so n u n a kad ar Ç avuşzâde İsmail A ğaya iltizam edilmiştir. Aynı tım ar 1175 ve 1176 ( m aktuan ) yıllarında d a aynı kişinin uh d esin d e gözükm ektedir. 117 9 ’d a H assa Silahşörü M ehm et S a id ’in zeam et hissesi içerisinde gözüken bu tımar, aynı yıl H üseyin Ağa ve Hacı İsmail A ğaya iltizam edilmiştir.11 Boyalıca tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları ise ; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zem in, resm-i çift, b en n ak ve resm-i arustur. Bu tımar, 1 1 7 2 ’de 110 kuruş bedel-i iltizamla Ali Ağaya, 1 1 7 5 ’te Ç avuşzâde İsmail A ğaya iltizam olunm uştur. Bu köy 1 1 9 8 ’d e Sarıca ve Z a’feranlu Köyü ile b erab er T ü n b e oğlu H acı M ehm et’e iltizam o lu n m u ştu r.12

1. 4. K öseler ve Ezvay Köyü

Köseler tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları ; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zem in, yava, kaçkun, resm -i arû san e, deştibâni, resm-i bennak, m ücerred, kul, cariye m üjdegânesi, cürm ü cinayet, sulb-i siyaset, b ey tü ’l-mâl-i âm m e ve hâssa, resm-i b âğ â t m al-ı ğaib, mal-ı m evkud, resm-i kışlak, resm -i kovan, ispençe,13 rüsûm ât-ı arefiyye, tayyârât-ı saire ve rüsum ât-ı âdiye. Köseler K öyü’nde 2 7 .8 6 8 akçelik zeam et, 1166 yılında, 1.320 kuruş bedel-i iltizam ile, 4 5 .9 5 3 akçelik zeam et ise 2 .1 0 0 kuruşluk bedel-i iltizam ile M ehm et A ğa ve H aşan A ğaya iltizam olunm uştur. Köseler Köyü ve gayrisi 1172 yılında 2.1 0 0 kuruş bedel-i iltizam ile İbrahim A ğaya verilmiştir. İbrahim Ağa aynı za m a n d a Memiş A ğa hissesini d e iltizamına

11 G. K. S. 1381, s. 73, 55. / G. K. S. 1382, s. 71.

12 G. K. S. 1381, s. 55. / G. K. S. 1380, s. 13. / G. K. S. 1385, s. 8.

13 Mal-ı ğaib ve mal-ı mefkud türü vergiler, sahibi belli olm ayan m allardan alınırdı. Bu mallar, 6 ay süre ile bekletilir ve sahibi çıkmayınca satılmak suretiyle bedelleri hâzineye aktarılırdı. Beytü’l-mal kalemine ait gelirler, beytü’l-mâl-i âm m e ve hâssa olarak ikiye ayrılmıştır. Fevt olup 10.000’den aşağı servet bırakanların serveti beytü’l-mâl-i âm m e, yukarısı ise hâssa olarak nitelendirilmiş ve ona göre vergi alınmıştır. Resm-i ispenç ise, Müslümanlardan alman çift resmine karşılık, gayri Müslimlerden alm an temel kulluk vergisidir (Öztürk 2000: 534, 538, 358).

(8)

almıştır. Bu zeam et 1 1 7 3 ’te 1.575 kuruş (bir b aşk a belgede 2 .0 0 0 kuruş olarak kaydedilmiştir) bedel-i iltizam ile S erdarzâde H üseyin Ağanın oğullan M ehm ed A ğa ve İbrahim A ğaya iltizam olm u ştur.14 1 1 7 5 ’te Köseler Köyü ve gayrısında b u lunan 4 5 .95 3 akçelik zeam etten, 2 7 .3 1 8 akçe Zâim M ustafa Ağa hissesi ve 55 0 akçe M ehm et sipahi hissesi “e m a n e te n ” (Çavuş) A hm et A ğaya iltizam olm uştur. Köseler Köyü zeam eti 1 1 7 6 ’d a yine “e m a n e te n ” Ali Ağa ve Derviş A hm et A ğaya iltizam olm uştur. Bu zeam ette bu lu n an D ergah-ı Ali Müteferrikalığı Gediği M utasarrıfı H acı Ali hissesi 1 17 8 ’de “ bo rca p eşin ” üzere 2 .5 0 0 kuruş bedelle Tozluzâde M ehm et A ğaya iltizam olm uştur. Köseler’d e b u lu n an 2 .2 2 8 akçelik tım arın mutasarrıfı M ehm et Gazi hissesini 1 1 7 9 ’d a A hm et B eşe’ye iltizam etmiştir. Reşid M ustafa Efendi d e 3 1 .0 0 0 akçelik zeam etini 1 1 9 8 ’d e H acı H üseyin A ğazâde M ehm et Ağa ve H acı Memiş A ğaya “b o rc a ” bir şekilde iltizama vermiştir. Bu köy dahilinde b u lu n an 4 9 .6 1 8 akçelik zeam ette 1200 yılında “bo rca p eşin ” üzere 1 .500 kuruş bedel ile yine iki kişiye (M ehmet Ağa ve Ç ab ku n İbrahim Ağa ) iltizama verilmiştir. 1202 yılında bu zeam ette mültezim olarak Seyyid M ehm et Efendi (bazı yerlerde A ğa ) gözükm ektedir. Aynı yıl K öselerdeki 3 1 .8 7 5 akçelik zeam et M anuzâde H acı H üseyin Ağa ve M ercim ekçizâde A hm et A ğaya iltizama verilmiştir (3 C. 1202 ).15 Ezvay tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları ise; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm -i tapuy-i zem in, cürm ü cinayet, resm-i arû sân e, otlak, yaylak ve kışlak, tayyarât-ı sairedir. Bu tım ara 1 1 7 3 ’te Hafız M ehm et Ağa subaşı olarak atanm ıştır. Bu tım ar 11 7 5 ’te “e m a n e te n ” ve 1176 yılında (235 kuruş bedel-i iltizam ile) “b o rc a ” bir şekilde Derviş A hm et A ğaya iltizama verilmiştir. Tım arın asıl mültezimi ise Silahşor M ehm et Ağadır. (Bir başka belgede u n v an aynı olm akla b erab er isim H acı M ehm et olarak geçm ektedir).16 1 1 9 0 ’d a ise Ezvay’d a bu lu n an zeam et hissesi bedel-i iltizamı alınarak 2 kişiye (Hacı M ustafa ve H acı H üseyin Ağa) iltizama verilmiştir. 17 Bu zeam et 1201 yılında “ borca p eşin ” üzere ağ a unvanlı (isim yazılmamış) bir kişiye iltizama verilm iştir.18

14 G. K. S. 1378, s. 4. / G. K. S. 1380, s. 5, 31, 32.

15 G. K. S. 1381, s. 49, 84. / G. K. S. 1382, s. 34, 60 / G. K. S. 1385, s. 4, 42, 86. 16 G. K. S. 1381, s. 5 ,4 9 , 8 4 ./

17 G. K. S. 1384, s. 58. 18 G. K. S. 1385, s. 73.

(9)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynakları ve İdaresi 63

1 . 5 . Merkeb Girişi (Eşek Girişi ) ve Timtırhanlar Köyü

M erkeb Girişi tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zem in, resm-i arusâne, cürm ü cinayet, yaylak, kışlak, yava, kaçkun, ispençe, resm-i kovandır. Bu köyde bu lu n an 2 6 .1 32 akçelik zeam et 1 1 8 1 ’ d e 70 0 kuruşa P aşa B eyzâde M ehm et A ğaya iltizama verilmiştir. 1 1 8 2 ’d e ise 6 0 0 kuruş bedel ile A hm et Ağanın zeam et hissesi O sm an A ğaya verilmiştir.19 T im urhanlar K öyü’ n ü n iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye ve rüsûm -i arefiyye olarak belgeye yansımıştır. Bu köy 1 1 8 2 ’de 1 seneliğine A hm et Beyler Köyü ile b erab er Hafız Molla M ehm et adlı kişiye 12 kuruşa iltizama verilm iştir.20

V esikalara bu tım arın, zam an zam an m utasarrıfı tarafın dan terk edildiği yansımıştır. Nitekim, T im urhanlar’d a 5 .7 0 0 akçe tım ara m utasarrıf olan kişi (ismi belli değil), İsmail canibine yapılan seferde olm adığı ve hizmetini terk ettiği için adı geçen tım arın Halil veled M ustafa’y a tevcihi yapılmıştır (3 R ebiu’l-Âhir 1 1 9 8 ).21

1 . 6 . Dokuzviran ve Çiftlik Köyü

Dokuzviran tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zemin, cürm ü cinayet, resm -i arû sân e, otlak, kışlak, bennak, deştibâni, sülb-i siyaset, y av a ve kaçgundur. Bu köyde 3 bin akçelik gedik tımarı, 1 1 7 3 ’te S erdarzâde A hm et Ağaya, 1 1 7 6 ’d a H aşan Ağaya, 1 1 7 8 ’d e İsmail Ağaya, 1 1 8 0 ’d e M ehm et A ğaya 1 1 9 9 ’d a (Meşeli) M ustafa A ğaya iltizam olm uştur. 3 bin akçelik gedik tımarı için 117 3 ’ te 130 kuruş iltizam bedeli belirtilmiştir.22 Bu köydeki Silahtar hissesi olarak g eçen bölüm de 1 1 8 1 ’d e H acı Ö m er adlı kişiye iltizam edilmiştir.23Çiftlik tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları ise; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, cürm ü cinayet, resm-i tapuy-i zem indir. Bu köyde Şeyh

19 G. K. S. 1383, s. 13, 29. / G. K. S. 1382, s. 29. 20 G. K. S. 1383, s. 9. 21 G. K. S. 1385, s. 6. 22 G. K. S. 1385, s. 26. / G. K. S. 1382, s. 89, 37. / G. K. S. 1381, s. 76. / G. K S. 1380, s. 26. 23 G. K. S. 1383, s. 22.

(10)

(Hızır Kara) İvaz yeri olarak tan ım lanan 3 bin akçelik gedik tımarı, 1 1 8 0 ’ de Em in M ehm et Ağa ve İdris A ğaya m aktuan, 1 1 8 1 ’d e Seyyid Ö m er A ğa’ya, 1 1 9 9 ’d a Meşeli M ustafa A ğaya iltizam olm uştur. 24 Meşeli M ustafa Ağa 1 1 9 9 ’d a b u iltizamı alırken Yenice-i T araklı’d a Kil Bileği K öyü’n d en 3 bin akçe gedik tımarı, G öynük D ere Köyü’n d e b u lu n an 36 bin akçelik gedik tımarı ve Çiftlik Köyü’nde Bayraklı İli oğlu yeri d e n e n 3 bin akçelik gedik tım arını d a uhdesine alm ıştır.25

1. 7. Sorgun ve Nardin Köyü

S orgun tım arının gelir kaynakları belgelere yansım am ıştır.A ncak m uh tem elen yukarıda saydığımız gelir kalemleri bu tım ar için de geçer- lidir. V esikalara b u tım arın zam an zam an m utasarrıfı tarafınd an boş bıra­ kıldığı yansım ıştır. Bu köyde 2 .4 9 9 akçe tım ara m utasarrıf İbrahim , “İsmail canibinde bayrağı altında bulunm adığı ve tım arını terk-i hizm et ettiği için” d urum Liva Alaybeyi H acı Zeynel Abidin tarafınd an İstanbul’a bildirilmiş ve adı geçen tım ar “b o rc a” olarak M ustafa’y a tevcih edil- miştir(tarihsiz). Yine b u köydeki 2 .4 9 9 akçelik tım ar ve G ölpazarı’n d a H asırveren Köyü’n d en 2.5 0 0 akçelik tım ara m utasarrıf olan Ali veled-i Ali ve M ustafa’nın tım arının boş olduğu, Liva Alaybeyi Seyyid A hm et tarafından İstanbul’a arz edilince, gönderilen ferm anla adı g eçen tım ar­ ların Mülazım Zeynel A bidin’e tevcihi yapılmıştır (8 S afer 1200).26 S o rg u n ’daki Baraklı Ballı oğlu yerindeki 3 bin akçelik S ultan Hisarı Kum kalesi M ustahfazan G edik tımarları d a 1200 yılında K arabin M ehm et A ğaya iltizam edilmiştir. 27 N ardin tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -iarefiyye, cürm ü cinayet vs. dir. N ardin, N asuhlar, Köste Bey H anı vs. perak en d eler ile Naili (han) k azasında b u lu n an bazı p erakendeler 100 kuruş bedel-i iltizam ile G ölpazarı kazasından Seyyid İsmail A ğaya iltizam olm uştur (1166). N ar­ din Köyü ve gayrısında b ulunan 5 .0 0 0 akçelik tım arın m ülhakatın dan olan Şeyhler, Turgudlar, Mezra-i Yahşi, Doğancı, Çiftlik, Ç om ak, İyne

24 G. K. S. 1383, s. 10. / G. K. S. 1382, s. 92. / G. K. S. 1385, s. 26, 45. 25 G. K. S. 1385, s. 26.

26 G. K. S. 1385, s. 48, 31. 27 G. K. S. 1385, s. 49.

(11)

Göyrıük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynakları ve İdaresi 65

Özü, Süleym anlu, Arıkçayırı m ezra ve köyleri ile N asuhlar N akkaş A hm et B eşe’ye iltizam olm uştur (19 Zi’l-Kâde 1175).

N ardin Köyü’nü n D anişm end Köyü ile b erab er S üleym an adlı kişiye iltizam edildiği d e kayıtlara geçmiştir. Ancak bu vesikada tarih belirtilme­ miştir.28

1. 8. Çıtacık ve Çıtak Köyü

Çıtacık tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kalemleri; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zemin, resm -i arûsân e, b ennak , kul ve cariye m üjdegânesi, b ey tü ’l-mâl-i âm m e ve hassa, yava ve kaçgundur. Bu zeam et 117 2 ’d e A bdullah T eb erd âr Veli Ağaya, 1 1 7 4 ’te M ehm et Ağaya, 1 17 8 ’de “b o rc a” olarak 8 0 0 kuruş bedel-i iltizam ile A hm et A ğaya iltizam olm uştur. 29 Doluş ? ve Çıtacık’d a 3 bin akçe gedik tım arı ise 1 1 9 9 ’d a Meşeli M ustafa A ğaya iltizam olm uştur.30 Anlaşılan Meşeli M ustafa Ağa, d a h a önce iltizamına aldığı yerler de dikkate alınırsa 1 1 9 9 ’d a birçok gedik tımarını u h desin e almıştır.

Çıtak tım arının iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları ise; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva ve resm-i tapuy-i zem indir. Bu tımar, tespit edilen üç vesikadan ikisinde m üşterek olarak ve iki yıllığına iltizama verilmiştir.Bu tımarın iltizamını 1 1 7 5 ’te Seyyid Ali Ç elebi ve A bdullah Ağa iki senelik tahville 100 kuruşa, 11 96-97 yıllarında ise yine iki yıllığına M ehm et Said Ağa uhdesine almıştır. 1 1 8 0 ’d e ise Ç ıtak’tan 5 .9 0 0 akçelik tım ar Ö m er veled-i S üleym an ve adı belli olm ay an diğer bir ortağına kayıtlı olarak gözükm ektedir.31

1 . 9 . Baba Ahmed Tımarı ve Okçular Köyü

B aba A hm ed Tım arı’nın iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; â şâ r- 1

şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, resm-i arûsâne, resm-i yaylak, kışlak, y av a ve kaçgundur. Bu tım ar 1 1 7 8 ’d e 50 0 kuruş bedelle H üseyin Ağaya, 1 1 8 0 ’ d e (iltizam bedeli belli d e ğ il) ise H aşan A ğaya iltizama verilmiştir.32

28 G. K. S. 1381, s. 64. / G. K. S. 1378, s. 19, 27.

29 G. K. S. 1380, s. 24. / G. K. S. 1381, s. 49. / G. K. S. 1382, s. 32. 30 G. K. S. 1385, s. 26.

31 G. K. S. 1385, s. 5. / G. K. S. 1381, s. 76. / G. K. S. 1382, s. 70, 71. 32 G. K. S. 1382, s. 41, 88.

(12)

O kçular Köyü tımarı ise vesikalarda genelde Kive nahiyesine bağlı A lacakaya ile b e ra b e r iltizama verilmiş olarak gözükm ektedir. Bu tım arın iltizama verilen belli başlı gelir kalemleri ise; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, cürm ü cinayet ve resm-i arûsânedir. A lacakaya ile b erab er Okçular, 1174 yılında V oyvoda M ehm et A ğaya 3 6 0 kuruş bedeli iltizam ile, 1 1 7 5 ’te Ç avuşzâde İsmail Ağaya, 1 1 7 6 ’d a 120 kuruş bedeli iltizam ile H acı Ali A ğaya iltizam olm uştur. G örüldüğü gibi 74 ile 76 yılları arasın d a tım arın iltizam bedelinde 2 4 0 kuruş bir düşüş y aşan m ıştır.33

1. 10. Kapucular Köyü ve Mezraa-i Yahya Tımarı

K apucular K öyü’n ü n iltizamı 1178 ve 79 yıllarında aynı kişiye verilmiştir. 1 1 7 8 ’d e tım arın esas sahibi olarak D efterdar Ç erağı Ali gözükm ektedir. Bu tım ar d a genelde diğer tım arlarla b erab er iltizama verilmiştir.Bu tım arların iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, deştibâni, resm-i tapuy-i zem in, yava, kaçkun ve resm-i arûsânedir.

Bu tım ar 1 1 7 8 ’d e G öyn ük’e bağlı Ahurlar ve Sefer H isar nahiyesine bağlı K arahisar ve Melek (Mülk) köyleri ile b erab er 120 kuruş bedel ile Hacı İbrahim Ağaya, K apucular’d a n 8 0 3 8 akçelik tım ar U m urbeylü ile b erab er 1 1 7 9 ’d a 130 kuruş bedel ile yine H acı İbrahim A ğaya, 1 1 9 8 ’de ise G ö y n ü k ’e bağlı Sarıyâl, U m urbeylü ve Yazarlu ile b e ra b e r Salih A ğaya iltizama verilm iştir.34

Mezra-i Y ahya Tım arı ise vesikalara gedik olarak yansım ıştır. Bu tım arın iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, cürm ü cinayet, bâd-ı hev a ve resm-i tapuy-i zem indir.B u m ezrada bu lu n an 3 0 0 0 akçelik gedik tımarı, S afer 1 1 7 7 ’d e Mazlum M ehm et A ğaya, 1 1 8 1 ’ d e ise Seyyid Ö m er A ğaya iltizam edilm iştir.35

1.11. Ç alıca Alak ve Çaylak Köyü

Ç alıca Alak’m iltizama verilen belli başlı gelir kaynaklan; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, b âd-ı heva, i tapuy-i zemin, cürm ü cinayet, resm-i arû sân e, yaylak, otlak, kışlak, bennak, m ücerred, resm -resm-i b âğât, sebze,

33 G. K. S. 1381, s. 70. 8 3 ,8 5 .

34 G. K. S. 1382, s. 34, 71. / G. K. S. 1385, s. 7. 35 G. K. S. 1381, s. 86. / G. K. S. 1383, s. 10.

(13)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynakları ve İdaresi 67

m eyve, kovan, deştibâni, kul ve cariye m üjdegânesi, m al-ı ğaib, mal-ı m efkud, b e y tü ’l-mal, resm-i salariye, yav a ve kaçgundur. Bu tım ar 1 1 7 6 ’d a K uhucubaşı tımarı içerisinde gösterilmiş ve Köstebek H anı ahalisinden Ç avuş oğlu M ustafa B eşe’ye, 1 1 7 8 ’d e ise A bdülkadir A ğaya iltizam o lm u ştu r.36

Ç aylak T ım arı’nın iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları ise; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zem indir. Bu tım ar S olya zeam eti (Solya Voyvodası M ustafa Bey) içerisinde gösterilmiştir. Bu köy N alluhan’a bağlı Uzan Köyü ile b erab er M ehm et A ğaya iltizam olm uştur. 3/

1. 12. Ahmed ve İsmail Bey Tımarları

V esikalarda b u iki tım ar birlikte ifade edilmiştir. Bu tım arların iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı h ev a ve resm-i tapuy-i zemindir. Bu iki tımar, 1 1 8 2 ’ d e 100 kuruş bedel ile Em in A ğaya, 1 1 8 2 ’d e ise diğer bazı tım arlarla b e ra b e r 120 kuruş bedel ile Terzizâde Halil A ğaya iltizam olm uştur.38 V esikalarda İsmail Bey tım arının, A lacakaya tımarı ile b erab er A hm et A ğaya iltizama verildiği de kaydedilm iştir. (1 1 7 8 ).39

V esikalara adı geçen b u tım arlardan başka diğer bazı tım arlarla ilgili veriler d e yansımıştır. Bu tım arlardan Peltecik’in iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, resm-i tapuy-i zemindir. Bu tım ar Göl kazasında b u lunan Ahiler ve M ahuklar? ile b e ra b e r 150 kuruş bedel ile H üseyin A ğaya iltizama verilmiştir (1175).40 Yine  sindem ek Köyü’n d e n 6.0 0 0 akçelik tım arın m utasam fı, (ismi belli değil) kendi hüsnü rızasıyla tım a n n d an ayrılınca, bu tım ar M ustafa veled-i Ali’ ye verilmiştir 41 Katib Zeam eti ve Ali H am kî zeam eti p arçalarınd an olan, Ağsaklar ise 1 1 9 9 ’d a n 1201 yılına kad ar M ehm et A ğaya iltizama verilmiştir. A ğsaklar’ın belli başlı gelir kaynakları âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i

36 G. K. S. 1381, s. 58. / G. K. S. 1382, s. 33. 37 G. K. S. 1381, s. 55, 86. 38 G. K. S. 1383, s. 19, 30. 39 G. K. S. 1382, s. 34. 40 G. K. S. 1381, s. 72. 41 G. K. S. 1382, s. 30, 31.

(14)

arefiyye ve resm-i tapuy-i zem indir.42 G ö yn ük’e bağlı H u m ar Yarışı ve tevabii ise diğer bazı tım arlarla beraber, 1 1 8 1 ’d e M ustafa A ğaya iltizam edilmiştir (1181). 43

1. 13. Tımarlarda Meydana Gelen Suistim aller

G ö y n ü k ’te bazı tım arlarda zam an zam an suiistimaller m e y d a n a gelmiştir. Ancak belgelere yansıdığı kadarıyla 1161 ile 1289 yılları arasın d a bu usulsüzlüklerden sad e ce yedi ad et tespit edilmesi, b u süre içerisinde tım arlarda çok fazla suiistimalin olmadığını gösterm ektedir.

Bölge halkının vergi verm em ek istemesi ile ilgili vesika iki adettir. Evâsıt-ı Zi’l-Hicce 1161 tarihli bir vesikada, Boyalıca ve Z a’feranlar Köyü halkının, k an u n üzere verm eleri gereken “sekizde bir ö şr” ile salariye- lerini, Subaşı Seyyid H üseyin’e verm edikleri N aib A bdullah tarafından İstanbul’a arz edilmiş ve gönderilen ferm anla halk uyarılmıştır.44 Bir diğer vesikada 1175 yılına m ahsuben, H üdav end igar S an cağ ı’n d a b u lu n an B ursa, Seferhisar vs. kazaların D uhan güm rüğü ve ziraatinin, İstanbul D u h an G üm rük Emini M ehm et Ağa tarafından İbrahim adlı kişiye iltizam edildiği belirtilmiştir. Ancak bölge halkı çoğunlukla “bizler bu vakte gelince (ye kadar) d u h a n için güm rük verdiğimiz y o kd ur” diyerek ihaleyi almış m ültezim e ödem eleri gereken vergilerini ödem em işlerdir. Mültezim yaşadığı hayal kırıklığı ile geri dönm ü ş ancak bu defa d a G öynük ve D odurga kazaları köylerinden A kçebinar ve G üğüm özü köyleri arasın a geldiğinde G öynük Ayanı Bozoğlu M ehm et’in ad am ları tarafından soyulm uştur (3 R ebiu’l-âhir 1 1 7 6 ).45

G ö y n ü k ’e ait vesikalar, sorunlarına bulunduğu bölgede çare b u la m a ­ y an tım ar sahiplerinin de, sorunlarını İstanbul’a arz ederek, çare bu lm aya çalıştıklarını gösterm ektedir.46 Nitekim Z u am a d an Mir A bdulahad,

42 G. K. S. 1385, s. 71. 43 G. K. S. 1383, s. 11. 44 G. K. S. 1379, s. 21. 45 G. K. S. 1382, s. 54.

^O sm anlı toplum u 19. yüzyılın ilk yarısına kadar köklü bir değişiklik geçirmeden yaşamıştır. 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren klasik kimliği, birçok yeni unsurlarla beslenerek yeni ve değişik bir kimlik kazanm aya başlamıştır. Önceleri belirli bir yerde yaşayan halkın veya birbirleriyle çıkar ilişkisi bulunan bir grup insanın yardım

(15)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynaklan ve İdaresi 69

İstanbul’a gönderdiği arzuhalinde, “ d a h a ö nce H üseyin Azâde M ehm et adlı kişiye ait olan Taraklı Bölgesi’ni iltizam ettiğini fakat iltizam bedelinin geri kalanı olan 6 4 3 ,5 kuruşun hala M ehm et’in zim m etinde o ld u ğ u n u ” bildirmiş ve b u m iktarın kendisine ödenm esi için yardım edilm esini istemiştir (2 M uharrem 1175).47

Suiistim ale konu olan bir husus d a “ iki kılıcın cem olm ası” ile ilgilidir. Nitekim H ü d av en d ig ar Sancağı Alaybeyi Seyyid C afer İstanbul’a g ö n d er­ diği m ek tu pta G öynük nahiyesinde İsalar ve G ölpazarı nahiyesinde S erm elu köylerinde 3 .8 0 0 akçelik m ahsuldar tım arın sahibi M ehm et’ in tım arında “iki kılıcın cem olduğu”nu ve b u n u n k an u n lara aykırı o ld u­ ğunu ve b u n edenle h er kılıcın farklı birisine verilmesi gerektiğini bil­ direrek, İsalar Köyü’ndeki 2 .0 0 0 akçelik tım arın sancak m ülazım larından C afer’e verilm esini istemiş, gönderilen ferm anla d a d u ru m uygun görülm üştür (Safer 1177).48

T ım arlarda suiistim ale n ed en olan k onulardan birisi de tım arlara bölge yöneticileri tarafından yapılan m üdahaledir. Selim adlı kişi İstanbul’a gönderdiği arzuhalde İlyaslar Köyünde tasarrufu altında b ulu nan zeam ete, S ubaşı H acı O sm an ’ın m ü d ah aled e b u lu n d u ğ u n u bildirmiş ve yardım istemiştir. Z u am ad an Ali veled-i M ustafa d a b en zer bir sıkıntı yaşam ış ve G ö y n ü k ’te tasarrufu altında b u lu n an zeam etin vergilerini to p lam a k o n u su n d a sıkıntı yaşadığını ve bazı voyvodaların kendisine ait olan bazı resim lere el koyduğunu bildirmiştir (Evâsıt-ı Zi’l-Hicce 1177) 49

Bir diğer suiistimal konusu zeam et sınırları ile ilgilidir. Zaim M ustafa Ağa ibni O sm an Ağa, zeam eti dahilinde b u lunan yaylada, bazı köy ahali­ lerinin, k an u n lara aykırı olarak hayvanlarını otlatıp su y u n d an fay dalan­ dıkları tespit edince, d u ru m a el koym uştur. B unun üzerine olay m ah k e­

talep etm ek üzere yaptıkları toplu başvurular 19. yüzyılın ortalarından itibaren genellikle bireysel dilekçeler olan arzuhallere dönüşm üştür (Cihan vd. 2002: 293, 307). Ancak Bursa ile ilgili yapılan bir araştırma, XVII. yüzyılda d a sıradan kişilerin merkeze kişisel arzuhallerle başvurup sorunlarını ilettiklerini gösterm ektedir (Abacı 2001: 110). Böylece halk sorunlarının çözümü konusunda tıkandığı zam an durum u merkeze ileterek kişisel arzuhallerle merkezi hükümetten yardım istemiştir (Emecen 1998:76-77).

47 G. K S. 1382, s. 20. 48 G. K. S. 1381, s. 50. 49 G. K. S. 1382, s. 28, 29.

(16)

m eye yansımıştır. M ustafa Ağa, m ah k em ed e adı geçen yaylağın miri yaylası olduğunu ve köy halkının müstakil yaylaları olduğu halde b u miri yaylad an faydalanm ak istediğini söyleyerek kendisini savunm uştur. N ihayet m ahkem e, köy ahalisinin haksızlığına k arar vermiştir. Olay bölge halkının m evcut yöneticileri ile ilgili sorunlannı m ah kem ey e yansıtıp, hakkını aradığını gösterm esi açısından m ühim dir (12 C em âziye’l-Evvel 1289).50

2.

Mukataa

Sistemi

M ukataa, yıllık, nakdi, belirli bir gelir getiren m üesseselerdir (Kütükoğlu 1999: 543). M ukataalar başlıca üç yöntem le işletilmiştir. B unlar iltizam, em an e t ve XVII. yüzyılın sonlarından itibaren m alikanedir (Tabakoğlu 2002 :67 1). E m anet usulü ile yönetilen m u k ataalard a iltizam bedeli belirtilmemiştir (Oztürk 1985: 343). Ç ünkü bu tür m uk ataalar, em inler tarafından devlet ad ın a yönetilmektedir. Em in devletten m aaş alır ve zararlardan sorum lu değildir. U ygulam ada m ad en ler gibi önem li, devlet tarafından kontrolü gereken yerler veya mültezim lerin pek kâr beklem ediği yerler em an e ten yönetilmiştir (K aram an 2004: 140).

G ö y n ü k ’e ait tespit edilen belli başlı m ukataalar şu şekilde açıklanabilir:

2. 1. Mihal Bey Mukataası ( Mukataalı Vakıf )

M ukataa devlete ait gelir kaynağı olarak tanım lanm akla b erab er, bu gelir vakıflara d a tahsis edilebilm ektedir (K aram an 2004: 140). M ukataalı vakıf ifadesi O sm anlı h u kukuna has bir ifadedir. Vakıf m alların uzun süreli kiraya verilm e şekillerinden birisidir (Akgündüz 2002: 4 5 5 -45 6). Bunlar, m u k ataa adı verilen yıllık bir kira bedeli karşılığında kiraya verilen boş ve hiçbir gelir sağlam ayan vakıf arazileridir. Bu tür vakıf topraklar üzerine yapı kurulabilir, b unlar ağaçlandırılabilir ve böylece vakıf topraklar değerlendirilebilm ektedir (Üçok vd.1996: 128-129). Bir vakıf taşınm azın m u k ataa y a bağlanm ası, nedeni ne olursa olsun, yen id en vakıf y apm ak şeklinde bile olsa, vakıf sistem inde bir yozlaşm adır (Öztürk 1995: 38).

Vakıf kurum larının re ay ad a n vergi to p lam a usulü d e şu şekilde özetlenebilir: H er vakfın, vaktiyle kurucusu tarafından tayin edilm iş y a d a şarta göre so n ra d an devlet veya kadı’ca vakfın b aşın a konm uş bir

(17)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynaklan ve İdaresi 71

mütevellisi vardır. Bu kişiyi kurum un tek sorum lu idarecisi saym ak gerekir. Mütevelli b u görevi kendisi y ap am ay acak olursa, yerine bir mütevelli kaym akam koyarak işi yürütür. Birçok büyük vakfın mütevellilikleri özellikle İstanbuPdakiler bazı nüfuzlu kim selerin ellerine geçm ekte olduğu için bu tür vakıfları genelde mütevelli kaym akam ları idare etm iştir (Akdağ 1995: 267-268).

İltizam sistem i G ö y n ü k ’te gelir kaynakları çokça olan Mihal Bey M ukataası’n a d a uygulanm ış ve vakıf toprağının gelirleri m uhtelif za m a n ­ larda iltizama verilmiştir. Mihal Bey M ukataası’nın d a kaym akam eliyle işletildiği anlaşılm aktadır.

İstanbul’d a Zincirli Kuyu yakınlarında H adım Nişancı M ehm et P aşanın bin a ve ihya eylediği Cami-i şerif evkafının G ölpazarı, Lefke ve Bilecik’le b erab er G ö y n ü k ’te d e gelirleri bulunm aktadır. Bu vakıf m u k ataa vesikalara Mihal Bey M ukataası adıyla yansımıştır. Bu m u k ataanın iltizama verilen belli başlı gelir kalemleri; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, b âd-ı heva, resm-i tapuy-i zemin, resm-i arûsâne, ben nak, kul ve câriye m üjdegânesi, beytu 1-mâl-i âm m e ve hâssa, deşti bâni, öşr-i harîr51 ve bağçe, bostan, resm-i dönüm , ve öşr-ü bâğât, p en b e, resm -i kevvâre, resm-i a ğ n a m ,52 mâl-ı ğâib ve mal-ı m efkud, cürm ü cinayet, sülb-i siyaset y av a ve kaçgundur. Bu m u k ataa (sadece Lefke ve G ö y n ü k ’teki yerler), 1 1 6 6 ’d a 4 .9 0 0 kuruş bedel ile A yan A hm et Ağa ve M ehm et A ğaya m üştereken, 1 1 7 2 ’d e M ustafa Ağaya, 1 1 7 3 ’te A hm et Efendiye,

ülYapılan araştırmalar, ipeğin 18. yüzyılda, malikane sistemi içerisinde yer aldığını göstermektedir. G öynük’te ise sadece vakıf m ukataa dahilinde bir gelir kalemi olarak kaydedilmiştir (Ergenç 1988: 508).

52 Ağnam resmi, şer’î tekâliften olup, öşür kadar eski ve yaygındır. Tanzimat önce­ sinden beri alınan bu verginin oranlarında zam an zam an düzenlemeler yapılmış ve bölgelere göre koyunun değeri, geliri göz önünde tutularak idare meclislerince saptanm ış ve o n a göre alınmaya başlanmıştır. Yıllık olarak belirlenen bedelin % 10’unun vergi olarak alınması uygun görülmüştür. Buna göre Anadolu vilayet­ lerinin bir kısmında yıllık hasılat 30 kuruş, bir kısmında 20 kuruş, bir kısmında ise 15 kuruş kabul edilmiştir. Böylelikle koyun veya keçi başına 3 kuruşla 1,5 kuruş arasında vergi alınmıştır (Çadırcı 1997: 346-347).

H ayvan başına yıllık vergi, Edirne ( tam am en ), Tuna ( kısmen ) ve E rbaa’da 4 kuruş, Selanik, Siroz ve D ram a’da 3,5 kuruş, İslimiye ve A nadolu’nun bir kısmında 3 kuruş, Vidin Tırnova, Üsküp ve Pirezin’de 2,5 kuruş, Kuzey Arnavutluk ve A nadolu’ nun bir kısmında 2 kuruş ve A nadolu’ nun geri kalanı ile Arabistan’da

(18)

117 4 ’te (G öynük, Lefke, G ölpazarı ve Bilecik’teki yerler) 5 .5 0 0 kuruş bedel ile O sm an Ağa ve kardeşi H acı İbrahim Ağaya, 1 1 7 5 ’te (G öynük, Lefke, G ölpazarı ve Bilecik’teki yerler) yine 5 .5 0 0 kuruş b edel ile Kadesi Ağa ve Seyyid Fazlı A ğaya m üştereken, 1 1 7 6 ’d a vekaleten M usa Ağaya, 11 7 7 ’d e (G öynük, Lefke, G ölpazarı ve Bilecik’teki yerler) 5 .5 0 0 kuruş bedel ile S üleym an Ağaya, 1 1 7 9 ’d a S üleym an Ağa ve kardeşi A bdullah Ağaya, 1 1 8 0 ’d e vekaleten Hacı M ehm et Ağaya, 1 1 8 2 ’d e (Göynük, Lefke, G ölpazarı ve Bilecik’teki yerler) 7 .500 kuruş b edel ile S üleym an Ağaya, 1 2 0 0 ’d e A hm et Ağa ve M ehm et Ağaya, 1201 ’d e ise Seyyid O sm an A ğaya birer seneliğine iltizam edilm iştir.53

G örüldüğü gibi Mihal Bey M ukataası’nın G öynük, Bilecik, Lefke ve G ölpazarı’n d a b u lu n an gelirleri, 1174 ve 1175 yıllarında 5 .5 0 0 kuruşa iltizama verilirken, 1 1 8 2 ’d e 2 .0 0 0 kuruş artış kaydetm iş ve 7.50 0 kuruşa iltizama verilmiştir.Yapılan bu iltizamların tam am ı bir yıllığına olm uştur. Sivas ile ilgili yapılan bir çalışm ada d a m ukataaların g enelde bir tam yıllığına iltizama verildiği tespit edilmiştir (Beşirli 2004: 66). Vesikalar vakıf m ukataaların d a zam an zam an suistimallere uğradığını gösterm ek­ tedir. Nitekim b u m ukataanın G ölpazarı kazasına tabi köylerinden T ürkm ân Köyü ahalileri verdikleri arzuhalde köylerindeki 61 yılı m a h ­ sulatını, G öynük Kazası’n d a sakin H acı H üseyin adlı kişinin iltizamına aldığını, an cak b u kişinin bir süre so n ra d am ad ı A hm et Ağayı d a y an ın a alarak 3 0 -4 0 kişilik eşkıya grubu ile k an u n a aykırı olarak kendilerinden “şahnelik ve ağalık” adı altında p a ra alıp zulüm yaptığını bildirmişlerdir.54

Defter-i H âkânî katipleri şakirdlerinden M ehm et H am d i ise Sudde-i S a a d e t’e yaptığı arzuhalde, zeam eti dahilinde b u lu n an G ö y n ü k ’e tabi Hırka, Emeller, D anişm end Yakası, Sofular ile Beginler köyleri ve K araca Şeyh Çiftliği M üslüm Fakı diye kendi üzerine kayıtlı gözüken köy ve çiftliklere, Nişancı M ehm et P aşa Vakfı’nın kaym akam mütevellisi ta ra ­ fından haksız bir şekilde el konulduğunu bildirmiş ve gönderilen ferm anla du ru m u n M ehm et H am di lehine düzeltilmesi istenmiştir (Evâhir-i Zilkade 1200).55

53 G. K S. 1385, s. 57, 42. / G. K S. 1383, s. 19. / G. K. S. 1382, s. 87,60, 7. / G. K. S. 1381, s. 73, 52, 25. / G. K. S. 1380, s. 31, 10. / G. K. S. 1378, s. 10. 54 G. K. S. 1379, s. 40.

(19)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynaklan ve İdaresi 73

2. 2. Kahve Mukataası

Bu m u k ataa vesikalarda “m ak tu a” olarak nitelendirilmiştir. M aktua, bir m u k a ta a d a vergi m iktar ve oranlarının önem ini yitirmesi ve verginin m aktu bir şekilde tahsil edilm eye başlanm ası şeklinde tanım lanır. Bu tür m ukataalar sabit ve belli bir bedel karşılığı işletmeye verilmiştir (Karam an 2004: 142). Yıllık 20 kuruş mal ile kayıtlı olan G öynük kasabası tahm is kahve m ak tuunu n, 5 8 yılından 62 yılı so n u n a k ad a r ö den m esi gereken toplam 100 kuruşluk m alından olm ak üzere, Ece Kalesi M uhafazası’n d a olan D ergah-ı M ualla topçuları, 60 yılına dü şen vergi m iktarını tahsil etm ek için, O cak tarafından k asabay a bir m em u r gönderm işse d e k asab a ahalisi m em u ra “tahm is kahve yokdur” diyerek vergilerini ö d em em iş­ lerdir. G önderilen ferm anla, halk üzerlerine d ü şen vergiyi ödem esi k o n u su n d a uyarılm ıştır (3 C em âziye’l-Ula 1 1 6 2 ).56

2. 3. Göynük ve Tevabii Mukataası

G öynük ve tevabii m ukataası 117 4 ’te bir seneliğine S erd arzâd e A hm et A ğaya iltizam edilmiş ve A hm et Ağa kendisine verilen tem essükle G ö y n ü k ’e v o y v o d a olm uştur. Bu m ukataanın belli başlı gelir kaynakları âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye vesair cüzî ve küllî m ah sû lât olarak belgelere yansım ıştır.57

3. Malikane Sistemi

M alikane sistemi, nakdi ekonom inin şartlarına uydurulm uş şekli ile tım ar sistem inin bir çeşit ihyası y a d a bir b aşk a ifade ile tım ar ve iltizam usullerinin bir çeşit karışımıdır (Cin vd. 1995: 3 4 3 / G en ç 2003: 105/ K aram an 2005: 180). Tımarlı sipahilik değerini yitirince tım ar ve zeam et­ lerin bir kısmı zapt olunm uş ve “mîrî m u k a ta a ” y a dönüştürülerek m alika­ ne halinde “kayd-ı h ay a t” şartı ile 1 6 9 5 ’ten itibaren iltizam edilm eye başlanm ıştır (Özkaya 1985: 44). Bu sistem kısacası, ö m ü r b oy u olarak verilen iltizama denm ektedir (Tabakoğlu 1985: 129).

M alikane sahipleri büyük çoğunluğu İstanbul’d a o tu ran bürokrat, asker ve u lem ad a n oluşan merkezi otorite ile bağlantısı çok sıkı o lan bir gruptur. M ukataaların bulunduğ u b ölgeden çok uzakta y aşa y an bu grup, m ukataalarını, çoğunlukla taşra d a veya m u k ataa bölgesinde vey a o n a 56 G. K. S. 1379, s. 19, 20.

(20)

yakın yerlerde b u lu n an mültezimler aracılığıyla yönetm işlerdir (G enç 1981: 50). Bu sistem , 16. yüzyılın ortalarında başlayıp, 17. yüzyıl b o y u n ­ ca devam e d e n idari-m ali alandaki adem -i merkeziyetçi süreci d a h a d a üst düzeye çıkarmış ve O sm anlı topraklarında özel m ülkiyetin d oğ m asın a zem in hazırlamıştır (Çınar 2000: 255). Bu sistem e, uyg ulam ay a konul­ du ktan 22 yıl so n ra yani 1717’de son verilmek istenm iştir (Aydın 2002: 344).

G ö y n ü k ’te m alikaneye d önüştüğünü tespit ettiğimiz belli başlı m uka- taalar ad ed -i ağ n am m ukataası ve etm ekçibaşı hassı m ukataası (ocas m ukataası)dır. Bu m alikane m ukataalar d a tıpkı diğer bölgelerdeki m alikaneler gibi m ültezim ler kanalıyla idare edilmiştir. A şağıda görüleceği üzere m ültezim ler bazen yıllık, bazen yıl bile d o lm ad an kısa sürelerle değişmiştir. Bu m alikane m ukataalar, genelde H üd av en d ig ar S an cağ ın a bağlı diğer kazalarla b erab er iltizama verildiği için, G öynük ad ed -i ağnam m ukataası m alikanesi iltizam bedelinin ilerleyen zam an içerisinde artıp artm adığı k o n u su n d a fikir yürütm ek m üm kün olm am aktadır.

3. 1. Aded-i Ağnam Mukataası ve Mültezim Olma Ç ekişm esi

Bu m u k ataa ile ilgili tespit edebildiğimiz ilk kayıt 985 yılına aittir. A ncak m u kataanın, b u tarihte m alikane niteliği bulunm am aktadır. Bu m uk ataa resmi a rû sân e m ukataası ile b erab er Gurre-i Zi’l-Kâde 9 8 5 ’te 3 yıl süre ile 18 bin akçeye M uham m ed ve H am za adlı m ültezimlere verilmiştir. A ncak b u sırada İvaz adlı kişi A nkara Kadısı M evlana Abdülkerim ve Nazır’d an arz getirerek, adı geçen m ukataayı aynı tarihte yine üç yıllığına, kan u n gereği kefil d e gösterm ek şartıyla, 2 .0 0 0 akçe artırım yaparak , 2 0 .0 0 0 akçe bedel karşılığında kendi uhdesine aldığını, dolayısıyla M uham m ed ve H a m z a’nın m u k ataa y a sahip olam ayacaklarını bildirmiştir. B unun üzerine M uham m ed ve H am za, Divan-ı H ü m ay u n ’a gelerek, İvaz’a verilen kefaletnam enin hala gelm ediğini delil göstererek ve o n u n önerdiği 2 .0 0 0 akçelik fazlalığı kendilerinin d e kabul ettiğini bildirerek, adı geçen m ukataayı kendi üzerlerine b erat ettirmişlerdir. Bir süre so n ra M ukataat Müfettişi olan M urtazaabad Kadısı M evlana M uhyiddin adı geçen m u k ataa ile ilgili bir arz göndererek, “M u ham m ed ve H am za’nm m u k ataa için İvaz’m önerdiği ziyade parayı kabul etm ekle berab er, b u kişilerin aslında tutarsız kişiler olduğunu ve İvaz’ın, m uka-taayı zabtına engel olduklarını ve m u k ataa d an dolayı üzerlerine d ü şen akçe

(21)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynaklan ve İdaresi 75

kendilerinden talep edildiğinde kendilerini geri p la n a itip, m u k ataa sahibinin İvaz olduğunu söyleyerek söz konusu parayı verm ediklerini bildirmiştir. Söz konusu müfettiş raporu, M uham m ed ve H a m z a’nın beratlarının feshedilip, beratın tekrar İvaz’a verilmesini sağlam ıştır.58 Bu m uk ataan ın ashab-ı em lak m ukataası ile b erab er yıllığı 16 bin akçe olup, Em in İsmail adlı kişiye 1059 M art başlangıcından itibaren 32 bin akçeye iki yıllığına tevcihi yapılm ıştır.59

A ded-i ağ n am m ukataasının m alikane olduğunu gösteren ilk kayıt, 1162 tarihlidir. Bu m alikane m ukataanın iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zem in, yava, kaç- kun, resm-i arû sân e, cürm ü cinayet, resmi bennak, kul, cariye m üjdegâ- nesi, b ey tü ’l-mâl-i âm m e ve hâssa, mâl-ı ğaib, mâl-ı m evkud, m âl-ı ğaib, rüsûm ât-ı arefiyye, aded-i ağnam , aded-i ğulam iye, resm-i ağıl, m u ru r ve u b u r e d e n ağn am , k asa b at ve tayyârâttır.

A ded-i ağ n am m ukataasının 1 1 6 2 ’d en 1 2 0 2 ’ye k ad a r tespit edebildi­ ğimiz mültezimleri ve iltizam bedelleri şu şekildedir: 1 1 6 6 ’d a İnegöl, Y enişehir, Sükût, Y arhisar, Bazarcık, Beypazarı, Mihalıççık, Taraklı, N alluhan, Kurubazarı, Akyazı, H endek, Lefke kazaları ile b e ra b e r 4 .0 0 0 kuruşa (mültezim belirtilmemiş ve 1.500 kuruş d a peşin alınmıştır), 1 1 7 2 ’ d e b o rc a peşin üzere A hm et Ağaya, 1 1 7 3 ’te adı belirtilm eyen kişi veya kişilere G ölpazarı, Yenice-i Taraklı, Lefke, S ükût kazaları ile beraber, 1 1 7 4 ’te b o rc a peşin üzere S erdarzâde A hm et A ğaya iltizam olm uştur. 1174 tarihli bir b aşk a vesikada G öynük aded-i ağ n am m ukataasının Taraklı, Sükût, Lefke ve G ölpazarı kazası aded-i ağnam ları ile b erab er H acı Ali A ğaya iltizam edildiği kayıtlı olm ası b u m u k ataan ın aynı yıl iki farklı kişiye iltizama verildiğini akla getirm ektedir.60 Bu m uk ataa, 1 1 7 5 ’te bir seneliğine bedeli borca peşin olm ak üzere (Ö m er Beyzâde) A hm et A ğaya iltizam olm uştur. Bu m alikane 1 1 7 6 ’d a yine A hm et Ağa uhd esin d e gözükm ekte iken, aynı yıl içerisinde İnegöl, Yenişehir, Sükût, Y arhisar, Bazarcık, Taraklı, N alluhan, Kurubazarı, K arahisar, Absofu, Lefke kazaları ile b e ra b e r 3 .5 0 0 kuruşa Hacı Em in Beye iltizama

58 BOA, D. BRM, Dosya, 24245, Göm lek, 13, s. 10, 11, 34, 36. 59 BOA, D. BRM, Dosya, 24277, G öm lek, 39, s. 1.

60 G. K. S. 1379, s. 19. / G. K. S. 1381, s. 3, 23, 26. / G. K. S. 1380, s. 10. / G. K. S. 1378, s. 7.

(22)

verilmiştir.61 Bu m u k ataa 117 7 ’d e Taraklı, Gölpazarı, Sükût, Lefke, Y enişehir, İnegöl, Bazarcık, Akyazı, Absofu kazaları aded-i ağnam ları ile b erab er 770 kuruş bedel ile N um an Bey Ağaya, 1 1 7 8 ’d e İnegöl, Yenişehir, Y arhisar, Bazarcık, Lefke, Sukûd, G ölpazarı, Mihalıççık, Akyazı, Absofu kazaları ile b erab er 3 .6 0 0 kuruş bedel ile S aad etlü Bey Hazretlerine, 1 1 7 9 ’d a İnegöl, Yenişehir, Y arhisar, Bazarcık, Lefke, S ukud, Akyazı, Absofu, G ölpazarı, Taraklı, Karahisar, Nallu, Kurupazarı, Beypazarı, Mihalıççık kazaları ile b erab er A hm et B ey’e, 1 1 8 2 ’d e Lefke, G ölpazarı, Yenice-i Taraklı, Akyazı, Absofu kazaları ile b erab er 1.500 kuruş b edel ile H acı O sm an Ağaya, 119 8 ’d e Beypazarı, Karahisar, Nallu, Kurupazarı, Mihalıççık kazaları ile b erab er G öynüklü H am zazâde M ustafa A ğaya iltizam edilmiştir. Bu m ukataa, 11 9 9 ’d an itibaren sürekli olm am akla b e ra b e r “m üştereken” iltizama verilm eye başlanm ıştır. Nitekim 1 1 9 9 ’d a Beypazarı, Mihalıç, N alluhan, K arahisar kazaları ile b erab er “m üştereken” Seyyid M ehm et Efendi ve H acı M ehm et Ağaya, 120 0 ’d e Beypazarı, N alluhan, Kurupazarı, Mihalıççık, Taraklı, G ölpazarı, Lefke, S u kûd kazaları ile beraber, “m üştereken” Kütahyalı C iyerzâde A hm ed Ağa ve Karabekir M ehm et Ağaya 3 .2 5 0 kuruş bedel ile iltizam olm uştur.62

G örüldüğü gibi b u m alikane çoğunlukla H ü d av en d ig ar S an cağ ın a bağlı diğer kazalarla b erab er iltizama verilmiştir. B ununla b erab er bu m u k ataan ın bazen de tek b aşın a iltizama verildiği görülm üştür. Nitekim 1 1 6 2 ’d e K ethüda Pirizâde Hacı M ustafa Ağaya, 1 1 7 8 ’d e bedeli b orca peşin ö d en m ek üzere Abdülkadir Ağaya, 119 9 ’d a bedeli bo rca ö d en m ek üzere H üseyin A ğaya ve 1 2 0 2 ’de bedeli b orca peşin ö d en m ek üzere A lem dar A hm et A ğa’y a iltizam edilmiştir.63

M ukataa sahipleri vergi toplarken bazen birçok güçlükle karşılaşmıştır. Seyitlik ve askerilikle ilgisi olm adığı halde hem seyitlik hem d e askerî oldukları iddiasında b ulunanlar olmuştur. H ü d av end ig ar S ancağı ve tev a­ bii aded-i ağ n am m ukataası, “bo rca m alikane ve iştiraken”, uh delerinde olan H aşan ve A bdullah Beyler, Divan-ı H ü m ay u n ’a verdikleri arzuhalde, adı geçen m u k ataan ın 1174 yılı resimlerini toplam ak istediklerinde,

61 G. K. S. 1381, s. 39, 73, 83.

62 G. K. S. 1385, s. 4, 26, 46. / G. K. S. 1382, s. 7, 35, 63. / G. K. S. 1383, s. 19. 63 G. K. S. 1385, s. 18, 86. / G. K. S. 1382, s. 32.

(23)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynakları ve İdaresi 77

koyun keçi sahiplerinin çoğunun hileye başvurarak, ellerinde m evcut koyunların “resm-i mirileri”ni verm em ek için “bila-sened siyad et” ve “askeri” (elinde yazılı belge olm adan seyitlik ve askeri oldukları iddia­ sın d a bulunm a) oldukları iddiasında bulunduklarını ve kendilerine zulüm yapıldığını bildirmişlerdir. G önderilen ferm anla, adı g eçen m u kataan ın ruznam çede yazıldığı şekilde Küçük Abdürrezzak, H aşan A bdullah ve M ehm et S ad ık ’a “b o rc a m alikane” ve iştiraken tevcih edildiği ve adı geçen m u k ataa içerisinde seyyitlik ve askerilik iddiasında bulunanların ellerinde “tezkire” olanlardan besledikleri 150 k oy un un dışında b u lu n an koyunlarının h er birinden birer akçe resm-i ğan em , h er 100 re ’sinden yirm işer akçe ad ed-i ğulam iye, her 3 0 0 re ’sinden b eşer akçe resm -i ağıl tahsil edilm esi ve vergisini veren kişilere vergilerini ödediklerinin bir göstergesi olarak “e d a tezkiresi” verilerek bir d a h a tahsilat yapılm am ası istenmiştir (Evâil-i R eceb 1 1 7 4 ).64

3. 2. Etm ekçibaşı H assı Mukataası (Ocas Mukataası )

M ukataa devlete ait gelir kaynağı olarak tanım lanm akla b erab er, b u gelir haslara d a tahsis edilebilm ektedir.(K aram an 20 04 :1 40 ). Bu m alikane m ukataan ın iltizama verilen belli başlı gelir kaynakları; âşâr-ı şer’iyye, rüsûm -i arefiyye, bâd-ı heva, resm-i tapuy-i zemin, yava, kaçkun, resm - i arûsâne, cürm ü cinayet, resm-i bennak, kul, cariye m üjdegânesi, b e y tü ’l- mâl-i âm m e ve hâssa, mâl-ı ğaib, mal-ı m evkud, m al-ı ğaib, m ahsul-i bac-ı bazar, resm -i keyl, resm-i hınta, şair, kassab, b oğ azlan an koyun ve sığırdan alm an rüsum , resm-i asiyab, deşti bâni, öşr-i b o sta n ,65 sebze, m eyve, salâriye, resm -i çayır, otlak, yaylak, kışlak, m ukataa-yı zemindir.

Bu m u k a ta a ile ilgili ilk veri 1170 yılına ait olup, bu tarihte O cas M ukataası’nın m alikane olduğun a ilişkin herhangi bir bilgi vesikaya yansım am ıştır. Bu m u k ataan ın m alikaneye d ö n ü ştü ğ ü n e ilişkin ilk veri ise 1172 yılına aittir. Bu m ukataanın dahilinde bu lu n an belli başlı yerler G ö y n ü k ’e tabi Babayiler, Ali Bey ve Hacı İl Bey m ahalleleri ile Ö dem iş, Kuyubinarı, Firenkviranı, Teğazenler, ? (olasılıkla N a ’rezanlar) Kızılsaray,

M G .K . S. 1381, s. 26, 27.

65 Öşr, şer’î bir vergi olup, mahsulün 1/10’una denk düşen bir vergidir. Bölgenin yapısına göre 1/8, 1/5 oranlarına kadar yükselmiştir. Resm-i asiyab ise 6 ay veya 1 yıllık periyot esas olm ak üzere değirmenlerden alınan vergidir. (Öztürk 2000: 533, 541)

(24)

Kızılkuyu, Kızılviran, Kirişler, Çayırlar, Kozcağız, Salur, T ata r oğlu, Tim ur- hanlar adlı köy ve m ezraalar, B eypazarı’n a bağlı Dölek, Kertel, Luş, Aynasel ile Mihalıççık’a bağlı Balık ve S ukurca’dır.

Bu m ukataan ın tespit edebildiğimiz mültezimleri ve iltizam bedelleri ise şu şekildedir : 1 1 7 0 ’d e G öynük’e tabi Babayiler, Ali Bey ve Hacı İl Bey m ahalleleri ile B eypazarı’n a bağlı Dölek, Kertel, Luş, Aynasel ile M ihalıççık’a bağlı Balık ve Sukurca adlı yerler A bdullah Şefik ve S ü ley m an ’a iltizam edilmiştir. Bu m u k ataa dahilinde b u lu n an G öynük ve tevabii m ukataası, ardı ardına iki yıl 1172 ve 1 1 7 3 ’te 1.00 0 kuruş bedel ile G öynük A yanı’n d a n S erdarzâde A hm et A ğaya iltizam olm uştur. Bu m u k ataa 1 1 8 2 ’d e bedel-i m a ’lum e ile Derviş A hm et A ğaya, 1 .2 0 0 ’d e ise yine bedel-i m alum e ile H am zazâde Hacı M ustafa A ğaya iltizam olm uştur.66 O cas M ukataası içerisinde b u lun an G öynük kazasına bağlı Ö dem iş, T eğazenler (olasılıkla N a ’rezanlar), Kirişler, Kuyubinarı, Kızılviranı, Kızılsaray, Kozcağız, Bazarlu, T atar oğlu, Turgutlu ve Kavak adlı köyler 1 1 7 5 ’te M ehm et Ağaya, Ö dem iş, T eğazenler (olasılıkla N a’rezanlar), Kirişler, Kuyubinarı, Kızılviranı, Kızılsaray, T im urhanlar, Firenkviranı, B abaz oğlu ve S alur adlı köyler 11 7 6 ’d a M azlum M ehm et Ağaya, Ö dem iş, Kuyubinarı, Firengiviranı, Teğazenler, (olasılıkla N a ’rezanlar) ? Kızılsaray, Kirişler, Çayırlar, Kozcağız, Salur, T ata r oğlu, T im urhanlar adlı köy ve m ezralar 1 1 7 7 ’de “m ü ştereken” A hm et A ğa ve B erber H acı Ali Ağaya, Teğazenler, ? (olasılıkla N a ’rezanlar ) Kızılsaray, Kirişler, Kuyubinarı, Salur, Kızılkuyu, Kızılviran, T atar oğlu, Kızılsaray ve T im urhanlar ise 1 1 7 8 ’d e A bdülkadir Ağaya iltizam olm uştur.67

V esikalara m alikane mültezimlerinin zam an zam an bazı sorunlar yaşadığı d a yansımıştır. Katip Kethüda Sadrazam ı Ali ve Ali Şehrî, sudde-i saa d ete arzuhal ederek, G öynük nahiyesinde Ö dem iş ve tevabii m uka- taasını “b o rc a m alikane” tasarruf ettiklerini ve m u k ataan ın bâd-ı heva, resm-i arûsâne, yava, kaçkun, abd-i atik, nısf niyâbet gibi vergilerini kendileri toplam ası gerekirken G öynük sakinlerinden S erd a r oğlu Ahm et, Ç abkun oğlu İsmail, H acı A hm et oğlu İbrahim , Veli D ed e oğlu Hacı

66 G. K. S. 1380, s. 5, 30./G. K. S. 1381, s. 63, 64./G. K. S. 1385, s. 42./G. K. S. 1383, s. 29.

(25)

Göynük'e ( Bolu ) Ait Bazı Gelir Kaynakları ve İdaresi 79

M ustafa’nın m üdahaleleri ile karşılaştıklarını bildirmişlerdir. G önderilen ferm anla zorbaların tutuklanm ası ve vergilerin “Kanun-i D efter” g ere­ ğince toplanm ası için gerekli tedbirlerin alınm ası istenmiştir (Evâil-i R eceb 1166).68 G ö rüldüğü gibi S erdarzâde A hm et 116 6 ’d a am ac ın a u laşam asa d a 1172-73 yıllarında bu m ukataanın iltizamını 1.000 kuruş bedel ödey erek u h d esin e almış ve am acın a ulaşm ıştır.69

4 . Sonuç

G ö y n ü k ’te b u lu n an tım ar, zeam et ve m u k ataa gelirleri çoğunlukla bir yıllığına iltizama verilmiştir. Ancak b u n u n istisnaları d a m evcuttur. Bu gelir kaynaklarının iltizam bedelleri “b o rc a”, “b o rc a p eşin ” v ey a ta m a ­ m en “p eşin ” ödenm iştir.V esikalara iltizam bedelini ö d em ey ip suiistimal ed en mültezim lerin d e olduğu yansımıştır. Vesikaların, gerek tım ar ve zeam etlerin gerekse d e m ukataaların, iltizam bedellerinin, yüzyıl içindeki yıldan yıla değişikliklerini net olarak gösterm em esi, mültezim kârları k o n u su n d a yorum yapm am ızı zorlaştırmaktadır. Bazı gelirlerin, aynı ailelerin farklı üyelerine verildiği gibi, tek kişiye vey a “m ü şterek en ” birden fazla kişiye iltizama verildiği de olmuştur.

T ım arlar zam an zam an em an et yöntem i ile idare edilm işse de çoğunlukla iltizam sistemi benim senm iştir. Köseler ve Ezvay gibi.

Bazı tım ar sahiplerinin zam an zam an savaşa gitm e k o n u su n d a tered d ü t gösterdikleri, bazı alaybeylerinin d e boşalan tım arlan kendi u hd elerine alm aya çalıştıkları görülm üştür.Tım ar alm ak isteyenler vey a u h d esind e b u lu n an gelir k aynağında sorun yaşayan kişiler, durum larını arzuhallerle İstanbul’a bildirerek çözüm bulm aya çalışmışlardır. Bazı tım arların boş olması, tım arlara rağbetin giderek azaldığını gösterm ektedir.

Mihal Bey M ukataası, kentin tek vakıf m ukataasıdır. Diğer m uk ataa- larla karşılaştırıldığında bu m ukataanın, iltizam bedeli kısm en d e olsa vesikalara yansım ış ve H. 1174 ve 1182 yılları arasın da 2 .0 0 0 kuruş artış kaydettiği tespit edilmiştir. Kahve m ukataasına p ek rağb et olm adığı görülm üştür.

68 G. K. S. 1378, s. 10, 11. 69 G. K. S. 1380, s. 5, 30.

Referanslar

Benzer Belgeler

Gazetecilikte ilk dersleri rahmetli Velit Ebiizziyadan alan ben, bu meslekte sonradan ne öğrenmişsem Cevat Fehminin yardımcısı olarak öğrenmiştim.. —

[r]

Peygamber’in hicret sonrasında Medine’de kendi evinin inşası- na kadar evinde misafir olarak kaldığı ve mezarı bugün İstanbul’da kendi adı ile anılan Eyüp

Müze Müdürü Kolay, “Müzede sergilene­ cek koleksiyonu zenginleştirmek amacıyla yurtiçi ve yurtdışmdan çok çeşitli kaynaklar­ dan parçalar toplanmaya başlandı, hatta

Bilhassa talebeden Talât E- fendinin, resmimizde görülen, Gazi tablosu ve gene talebe tarafından vücud'e getirilen mektebin bir mo. deli çok

kelimelerine racidir ki, her ikisi de müfret müzekkerdir. Dolayısıyla zamirler de müfret müzekker olmuştur. Üçüncü ayette ise müennes zamiri, müfret müennes olan ﺪ َی

Ancak al- Favâidu'l- Bahiyya ve Favâtu'l- Vafayât gibi bazı tabakat kitaplarında al- Mutarrizî'nin doğum tarihi H-536 olarak belirtilmektedir 18.. Kaynaklar da belirtildiğine

Hemşirelik öğrencilerinin eleştirel düşünmelerinin düşük düzeyde olduğu; farklı eğitim müfredatı sürdüren okulların öğrencilerinin eleştirel düşünme puan