• Sonuç bulunamadı

ÜNİTE TIBBİ SOSYAL HİZMET. Sağlık Davranışı Kuramları İÇİNDEKİLER HEDEFLER

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÜNİTE TIBBİ SOSYAL HİZMET. Sağlık Davranışı Kuramları İÇİNDEKİLER HEDEFLER"

Copied!
23
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İÇİNDEKİ LE R

• Sağlık Davranışının Tanımı

• Sağlık Davranışı İle İlgili Kuram

• Sağlık Davranış Modelleri,

HEDE FL ER • Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

• Sağlık davranışının tanımı yapabilecek,

• Sağlıkla ilgili davranışların öngörülmesinde kullanılan bireysel sağlık davranışı modellerini genel bir çerçeve içinde öğrenebilecekceksiniz.

ÜNİTE

3

TIBBİ SOSYAL HİZMET

(2)

GİRİŞ

Günümüz bilgilerinin ışığında; “Eğer insanlar başka türlü davransalardı, ya birçok hastalığa hiç yakalanmaz ya da çeşitli hastalıkların yol açtığı ızdırapları çok hafif atlatabilirlerdi.” önermesini rahatlıkla ileri sürebiliriz. Düzenli bedensel egzersiz yapma, araç içinde emniyet kemeri takma, dişleri düzenli fırçalama, sigara kullanmama, önerilen diyet programlarını uygulama gibi çok çeşitli alanları kapsayan sağlık davranışlarının sağlığı korumadaki etkileri değişik çalışmalarla gösterilmiştir. Sağlık; Dünya Sağlık Örgütünce (WHO), sadece sakatlığın ya da hastalığın olmayışı değil, aynı zamanda kişinin bedenen, ruhen, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik hâli içerisinde olması olarak tanımlanmaktadır. Sağlığın korunması ve geliştirilmesi ile ilgili olarak yapılan araştırmalar; sağlık davranışlarının benimsenmesi, geliştirilmesi, değiştirilmesi ve uygulanmasının belirleyicisi olarak yaş, cinsiyet, ırk, ekonomik durum gibi sosyodemografik değişkenler üzerinde yoğunlaşmıştır. Bireyin yaşı, cinsiyeti, ırkı değiştirilemeyeceğinden sağlık davranışlarının değiştirilmesi ve geliştirilmesi, bireysel özelliklere göre ele alınmalıdır. Sağlık davranışı, bireyin sağlığa ilişkin olarak var olan eylemleridir ve bireyin geçmiş deneyimleri, toplumsal kültür ve çevresel unsurlara göre şekillenir. Sağlık davranışı; bireyin öznel standartlarına, toplumsal ve çevresel etmenlere bağlı olarak var olan davranışının pekiştirilmesi, geliştirilmesi veya değiştirilmesi şeklinde gerçekleşir.

İnsanların sağlıkla ilgili davranışlarını değiştirmeye nasıl motive edilebileceği, sağlık psikolojisi alanındaki pek çok araştırmaya konu olmuştur. Kişilerin davranışlarını anlayabilmek ve onların sağlık davranışlarını geliştirmek amacıyla bazı modeller geliştirilmiştir. Bu modellerden; “Sosyal Bilişsel Modeli”, “Sağlık İnanç Modeli”,

“Nedenli Davranış ve Planlı Davranış Kuramı”, “Korunma Motivasyonu Teorisi”,

“Transteoretik Model”, “Yeniliklerin Yayılması”, “Pender’in Sağlığı Geliştirme Modeli”nın davranış değişimini motive ettiğine ilişkin sağlık psikologları arasında büyük oranda görüş birliği vardır. Bunlar dışında sağlık davranışını kapsayan çok daha fazla modeller de bulunmaktadır: Toplum örgütü, iletişim, yeniliklerin yayılması, sosyal pazarlama, bilgi süreci, stres ve başa çıkma, nüksetmeyi önleme ve güçlendirme, kuramlarüstü model, korunma ve güdülenme kuramı, sağlık kontrolü odağı, önlem uyarlama süreç modeli. Bu modellerin ortak özelliği, sağlığın biyolojik ve psikososyal bir yaklaşımla ele alınmasıdır. Modeller, bireylerin ve toplumun sağlığını geliştirmek veya bir sağlık sorununa karşı bireysel ve toplumsal düzeyde önlemler almak amacıyla yürütülen kampanyalarda yol gösterici bir rol oynamaktadır.

Bu bölümde sağlık davranışının tanımını, sağlıkla ilgili davranışların öngörülmesinde kullanılan bireysel sağlık davranışı modellerini, genel bir çerçeve içinde öğreneceksiniz.

(3)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

3

Sağlık Davranışı

Sağlık davranışı ile ilgili çalışmsalar; son yıllarda giderek artmış, sağlık eğitimi ve halk sağlığı hedeflerinin gerçekleştirilmesi ve halk sağlığının başarısının geliştirilmesinde bir amaç olarak tanımlanmıştır. Sağlık ve kişinin sağlıkla ilgili davranışları gerçekleştirip gerçekleştirmemesini etkileyen davranışlar, artan bir şekilde sağlık psikolojisi tarafından çalışılmaktadır. Sağlık davranışı, bireyin sağlıklı olmak ya da sağlıklı olduğu zaman hastalıktan korunmak için gerçekleştirdiği davranıştır. Sağlıklı yasam biçimi; sadece hastalıklardan korumak değil, yaşam boyunca iyilik düzeyini artıran davranışları göstermeyi içermelidir. Bu davranışlar;

bireyin iyilik düzeyini artıran, kendini gerçekleştirmeyi sağlayan davranışlar olup yeterli, dengeli beslenme, stres yönetimi, yeterli ve düzenli egzersiz yapma, sigara kullanmama, sağlık sorumluluğu ve hijyenik önlemleri kapsamaktadır.

Bireyin geçmiş deneyimleri, toplumsal kültür ve çevresel unsurlara göre şekillenir.

Sağlık davranışı; bireyin öznel standartlarına, toplumsal ve çevresel etmenlere bağlı olarak var olan davranışının pekiştirilmesi, geliştirilmesi veya değiştirilmesi şeklinde gerçekleşir. İnsan doğuştan gelen çok az davranış örüntüsüne sahiptir. Doğuştan gelen bu davranışları, refleksler ve içgüdüsel davranışlar olarak düşünebiliriz. İnsan yaşamı boyunca birçok davranışı yaşadığı sosyal çevre içerisinde öğrenmektedir.

Toplumsal yapı, kitle iletişim araçlarından gönderilen iletiler ve sağlığa zararlı maddelere erişim olanakları, bazı sağlık davranışlarını güçlendirirken bazı davranışları engelleyebilmektedir. Doğal olarak olumlu sosyal çevrenin, olumsuz sosyal çevreye göre istenilir davranış kazandırma olasılığı çok daha yüksektir. Sağlık alanındaki birçok davranışın insanın yakın sosyal çevresinden kazanıldığı gözlenmektedir.

Walker ve arkadaşları (1987), sağlık davranışını olumlu ve olumsuz olmak üzere iki grupta incelemişlerdir. Olumlu sağlık davranışlarına örnek olarak; spor yapmak, yeterli ve dengeli beslenmek, en az yılda bir kez sağlık kontrolünden geçmek, emniyet kemeri takmak ve diğer kişilerle olumlu iletişim kurmak gösterilebilir.

Olumsuz sağlık davranışları kapsamında ise sigara içme, alkol kullanma ve aşırı yemek yeme sayılabilir.

Gochman (1997) göre; sağlık davranışının, sağlığı sürdüren, yeniden yapılandıran ve geliştiren sağlığı koruma, geri kazanma ve iyileştirmeyle ilişkili olan inançlar, beklentiler, motiveler, değerler, algılar ve diğer bilişsel faktörler gibi kişisel özellikler, duygulanım durumu, alışkanlıklar ve eylemlerle ilişkili olduğunu belirtmiştir.

Sağlık davranışları değişik boyutlar dikkate alınarak sınıflandırılmaktadır. Kasl ve Cobb (1966) , sağlık davranışını üç baslık altında tanımlamaktadır:

(4)

1. Koruyucu Sağlık Davranışı: Sağlıklı olduğunu düşünen kişinin semptomsuz dönemde hastalığı önlemek ya da erken tanı amacıyla gerçekleştirdiği davranış.

2. Hastalık Davranışı: Hasta olduğunu algılayan kişinin, sağlık durumunu tanımlamak ve yapılması gerekeni uygulamak için gerçekleştirdiği davranış.

3. Hasta Rolü Davranışı: Hasta olduğunu düşünen kişinin iyileşmek için gerçekleştirdiği davranıştır ve esas olarak tedaviye uyumu içermektedir.

Sağlıkla ilgili davranışların kişilerin demografik, sosyal, ekonomik, eğitim, etnik ve benzeri özellikleri ile ilişkili olduğu görülmektedir.

Sağlık davranışının sosyal belirleyicileri

Psikososyal – sosyal destek, uyum, başa çıkma

Sağlık bakımı

Sosyodemografik özellikler- yaş, cinsiyet, ırk, etnik, eğitim, gelir, medeni durum Fizik çevre

Sosyal çevre

Sağlık davranışı

Psikolojik- İnanç ve tutumlar

Bağlamsal Bireysel

Organizasyonel Kurumsal Ekonomik kaynaklar Toplumsal kaynaklar Politikalar

Kaynak: Emmons K.M, (2000).Health Behaviors in a Social Context. In L. F. Berkman & I. Kawachi (Eds.), Social Epidemiology ( p. 242). Philadelphia, PA: Lipincott-Raven Publishers.

Sağlıkla ilgili davranışların yaşam koşullarının düzeltilmesiyle iyileştiği de kabul edilmektedir. Yaşam koşullarının değişmesi süreci; yaşam biçiminin, davranış özelliklerinin değişmesiyle koşut olmaktadır. Bireylerde sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesi, yaşam tarzının iyileştirilmesi, bir anlamda sağlıklarının korunmasını kendi görevleri olarak algılamaları ve bunun sonucunda riskli davranışlardan kaçınarak sağlığı koruyucu ve geliştirici davranışları uygulamaları, kaçınılmaz bir gerçektir. Sağlık davranışlarını gerçekleştirenlerin tahmin edilmesi ve anlaşılması, sağlık davranışları ile ilgili araştırmaların hedeflerinin belirlenmesini sağlar. Sağlık davranışlarının gerçekleştirilmesini etkileyen çeşitli etmenler vardır. Bunlar;

demografik etmenler, sosyal etmenler, duygusal etmenler, kişinin hastalıkla ilgili

(5)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

5 algıladığı semptomlar (ele gelen kitle, ani kilo kaybı, geçmeyen ateş gibi), sağlık hizmetlerine ulaşılması, kültürel etmenler, kişilik ve bilişsel etmenlerdir

Sağlık Davranışı İle ilgili Kuram

Bilimsel anlamda kuram; içeriğinde gerçekler, yasalar, çıkarımlar, bilimsel öngörüler ve test edilmiş hipotezler bulunan doğanın ya da fiziksel evrenin belirli yönlerini açıklama gücüne sahip, son derece iyi desteklenmiş önermelerdir. Bir başka tanıma göre ise kuram; birbiri ile ilişkili olgu sınıflarının oluşlarını ve davranışlarını açıklama gücüne sahip, çeşitli önerme tiplerinin (ikinci dereceden kuramlar, yasalar, hipotezler vb.) oluşturduğu kapsayıcı, tümel bir önerme şeklinde anlaşılmalıdır. Suppe’ye (1977) göre; bilimsel kuramlar, son derece iyi kurgulanmış, çok iyi desteklenmiş ve iç tutarlılığı son derece yüksek olan açıklama sistemleridirler. Bu tanımlamalardan hareketle bilimsel kuramlar, birden çok bilim alanını ilgilendiren, sanki birbirleriyle ilgisizmiş gibi görünen olgu kümelerini ilişkilendiren, üst kuramsal açıklama dizgeleri oluşturmaya yararlar. Kuramlar;

araştırmaların planlanmasını, uygulanmasını ve değerlendirilmesini sağlamaktadır.

Neden, ne, nasıl sorularına yanıt aramakta; davranışı açıklayarak davranış değişikliğinin gerçekleştirilmesini sağlamaktadır.

Kişilerin davranışlarını anlayabilmek ve onların sağlık davranışlarını geliştirmek amacıyla bazı yaklaşımlar geliştirilmiştir. Psikolojinin davranış modellerinden uyarlanmış olan bu yaklaşımlar, bireylerin ve toplumun sağlığını geliştirmek veya bir sağlık sorununa karşı bireysel ve toplumsal düzeyde önlemler almak amacıyla yürütülen kampanyalarda yol gösterici bir rol oynamaktadır.

Sağlık davranışlarının açıklanmasında, sıklıkla “Sosyal Öğrenme Teorileri”

kullanılmaktadır. Genel sosyal öğrenme teorileri, bilişsel davranış teorileri ile sosyal öğrenme teorilerinin özelliklerini birleştirici niteliktedir. Sosyal öğrenme teorileri bireysel davranışın sadece iç psikolojik güçler tarafından değil, aynı zamanda sosyal çevre tarafından da şekillendiğini savunmaktadır. Dolayısıyla bireye ait bilişsel ve diğer kişisel faktörler ile çevresel faktörler karşılıklı etkileşim içerisindedir. Bu kuramlara dayanan Sosyal Bilişsel Modeller, kişinin sosyal çevresiyle ilgili algısını ön plana çıkarmaktadır. Sağlık davranışı ve ona rehberlik eden fikirler, son derece karmaşık olduğu için tek bir model ile açıklanamaz. Modeller, bir ya da birden fazla kurama dayanarak davranışın belirli bir sistematik içinde anlaşılmasını sağlamakta;

sağlığı geliştirme ve sağlık eğitimi çalışmalarının planlanmasında kullanılmaktadır.

Sağlık Davranışı Modelleri

Sağlıkla ilgili davranış değişimini açıklamak için birçok teorik model ileri sürülmüştür. Olumlu sağlık davranışlarının başlatılması ve sürdürülmesinde önemli belirleyici olan modeller, aşağıda kısaca açıklanmaktadır.

(6)

Sosyal Bilişsel Model:

Model, davranışsal öğrenme kuramcılardan Albert Bandura tarafından geliştirilmiştir. Bandura, gözlem yoluyla öğrenme üzerinde durmuştur. Gözlem ya da taklit yoluyla öğrenme mekanik bir kopya değildir; aksine zihinsel süreçlere dayalı aktif bir eylemdir. Bu sebeple taklit etmeden çok, model alma kavramı kullanılır. Davranışları, söyledikleri ve sözlü olmayan ifadeleri kendisini gözlemleyen kişi tarafından algılanan ve gözlemcide yeni beceri, kanaat ve davranış şekillerinin benimsenmesine yol açan kişi, model olarak tanımlanmaktadır.

Bandura, gözlemlenen ve taklit edilen model davranışının öğrenen üzerinde üç temel etkisi olduğundan söz etmektedir: Öğrenme etkisi, teşvik edici ya da baskılayıcı etki, tepkiyi kolaylaştırıcı etki.

Bandura’ya göre; gözlem yoluyla öğrenme, dört temel süreci kapsamaktadır; dikkat etme, hatırda tutma, davranış oluşturma ve motivasyon süreçleridir.

Dikkat Etme Süreci: Gözlem yoluyla öğrenmede ilk adımdır. Birey, model alacağı kişinin davranışlarını gözler ve algılar. Bu süreci, bireyin ilgisi, gereksinimi, amaçları ve modele duyulan hayranlığı etkiler.

Hatırda Tutma Süreci: Hatırda tutma, gözlem yoluyla öğrenilen bilgilerin sembolleştirilip kodlandığı ve bellekte saklandığı aktif bir süreçtir. Depolanan bilgilerin davranışa dönüştürülmesinde zihinsel olarak tekrar edilmesi önemlidir.

Davranış Oluşturma Süreci: Bu aşama, dikkat edilen ve hatırda tutulan davranışın birey tarafından uygulanması sürecidir.

Motivasyon Süreci: Motivasyon süreci, öğrenilenleri performansa dönüştürmeyi sağlayan bir süreçtir. İnsanlar gözlem yoluyla öğrendikleri her davranışı uygulamaya geçirmeyebilir, ancak öğrenilen şeylerin kullanılması bireyi güdüler.

Sosyal Bilişsel Modele göre, insan aklı; kişinin gerçeğini oluşturmakta, bilgileri çözümlemekte, değer ve beklentilere göre davranışı sergilemektedir. Model, davranışının saptanmasında bireysel faktörlerin ötesine geçerek çevresel ve sosyal faktörleri de göz önünde bulundurmaktadır. Davranış, çevresel ve sosyal faktörlerle bilişsel süreçlerin etkileşiminin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.

Davranışın sonucu ile ilgili beklentiler, davranışın gerçekleştirilmesinde rol oynamaktadır.

Bandura’nın Sosyal Bilişsel Modelinin temel varsayımları;

 İnsanlar, başkalarının davranışlarını gözlem yoluyla öğrenebilir.

 Öğrenme, davranış değişikliğine yol açan veya açmayan içsel bir süreçtir.

 Davranış, amaca yöneliktir.

(7)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

7

 İnsanlar davranışlarını kontrol etmeyi ve sorumluluğunu almayı öğrenebilirler.

 Ödül ve ceza, davranışı doğrudan olduğu kadar dolaylı olarak da etkiler.

Davranış, önceki deneyimlerden alınan ödül veya pekiştirenlerden daha fazla etkilenir.

Modelin ilkeleri ise karşılıklı belirleyicilik, sembolleştirme, öngörü kapasitesi, dolaylı öğrenme, öz düzenleme kapasitesi ve öz yargılama kapasitesidir. Model tıbbi tedaviye uyum, alkol kullanımı, aşılama hizmetleri gibi çeşitli sağlık sorunlarının anlaşılmasında ve çocukların ahlaki ve değer yargılarının içselleştirilmesinde kullanılmıştır.

Sağlık İnanç Modeli

Sağlık İnanç Modeli, son elli yıldır sağlık davranışının kavramsal çerçevesinin oluşturulmasında en sık kullanılan modeldir. Sağlıkla ilgili davranış değişikliğinin açıklanması, sağlığın sürdürülmesi ve koruyucu sağlık davranışı ile ilgili müdahale araştırmalarının planlanmasında kullanılmaktadır. Model; bazı insanların neden sağlığı koruma davranışlarını gösterirken diğerlerinin hastalıktan korunma ve tarama programlarına yetersiz katılımını açıklamak amacıyla Hochbaum, Kegeles, Leventhal ve Rosenstock tarafından 1950 yılında geliştirilmiştir. Bu dönemde önemli bir halk sağlığı sorunu, bireylerin tüberküloz taramalarından servikal kanser erken tanısı için pap smear testine, bağışıklama programlarından ücretsiz veya çok düşük ücretle sağlanan diğer erken tanı yöntemlerini kullanmamalarıydı. Bu nedenle model, koruyucu sağlık davranışlarının belirleyicilerinin öngörülmesi amacıyla geliştirilmiştir.

Uzun yıllardır meme kanseri erken tanı/ tarama davranışları yanında diğer koruyucu davranışları (bağışıklama davranışları, prenatal davranışlar, sigara içme davranışı vb.) etkileyen faktörleri değerlendirmek için de kullanıldığı belirtilmektedir. Rosenstock’a göre model, kişinin inanç ve davranışları arasındaki ilişkiyi ve bireysel karar verme düzeyinde sağlık davranışlarına bireysel motivasyonun etkisini açıklar. Aynı zamanda model, kişiyi sağlığa ilişkin eylemleri yapmaya ya da yapmamaya neyin motive ettiğini ve özellikle sağlık davranışlarının sergilenmesinde etkili olan durumları tanımlamaktadır. Model, bir değer-beklenti modeli olup bilişsel değişkenlere odaklanmıştır. Hastalığın önlenmesi değer;

koruyucu sağlık davranışının hastalığı önleyeceği inancı beklentidir. Beklenti, hastalığın şiddetine göre değişmekte ve önerilen sağlık davranışının gerçekleştirilmesi durumunda hastalığa yakalanma olasılığı azalmaktadır. Modele göre sağlık davranışları, hastalıkla ilgili algılanan ciddiyet ve tehdidi azaltmak için eyleme geçilmesinin getirilerine ilişkin algılanan yararla ilişkilidir. Model, sağlık tehdidine ilişkin öznel algılar temelinde altı boyuta dayanır:

(8)

Algılanan Duyarlılık (tehdit algısı): Sağlıklı davranışları benimsemede insanlar üzerinde etkili olan güçlü algılardan bir tanesi, algılanan duyarlılıktır. Bu; tanının kabulünü, hastalığa yakalanma olasılığını içermektedir. Algılanan duyarlılığın artması ile riski azaltmak için davranışı gösterme olasılığı da artmaktadır. Örneğin;

meme kanserine karşı duyarlılığı fazla olan kadınların, düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapma olasılığının fazla olması.

Algılanan Ciddiyet (tehdidin olası sonuçlarının değerlendirilmesi): Tedavi kabul edilmediğinde ortaya çıkacak sonuçları içermektedir. Hastalığın ölüm, sakatlık, ağrı, sosyal kayıplar gibi olası sonuçları ile ilgili değerlendirmelerini kapsamaktadır.

Duyarlılık ve ciddiyetin birlikte ele alınması, algılanan tehdit olarak tanımlanmaktadır. Örneğin, çoğu birey solunum yolu enfeksiyonunu önemsemez ve birkaç gün dinlenme sonrasında iyileşeceğine inanır. Ancak bireyde aynı zamanda astım varsa grip algısı, onun ciddi bir hastalık olabileceği yönündedir.

Algılanan ciddiyet; hastalığın ölüm, sakatlık, ağrı, sosyal kayıplar gibi olası sonuçları ile ilgili değerlendirmelerini kapsamaktadır.

Algılanan Yarar (önleyici hareketin etkinliğinin değerlendirilmesi): Hastalık tehdidini azaltması için gerçekleştirilecek davranışın etkili olacağı ile ilgili inanç, algılanan yarar olarak tanımlanmaktadır. Kişi, etkili olduğunu düşünmedikçe eyleme geçmemektedir. Gerçekleştirilecek davranış sonucu kişi, koruyucu sağlık davranışını gerçekleştirmesinin yarar sağlayacağını düşündüğünde eyleme geçer.

Algılanan yarar, bireyin sağlık davranışını uygulamaya açık olup olmadığını belirler.

Bu nedenle bireylere olumlu sağlık davranışlarını uygulama ve sürdürmenin yaşam süresine ve yaşam kalitesine olan etkileri öğretilerek bireylerin sağlıkla ilgili tutum, davranışlar ve olumlu sağlık uygulamaları yapmanın yararı ile ilgili bilgilenmeleri sağlanabilir. Böylece bireyin kendi sağlığını kontrol etme olasılığı artar. Örneğin;

meme kanseri erken tanı yöntemlerine yönelik olarak kadınların algıladıkları yararlar arasında, hastalığın erken tanılanması ile daha kolay tedavi imkânlarını sağlaması, kanserden ölümleri azaltması.

Algılanan Engeller (ortaya konulacak davranışın zorluklarının ve negatif sonuçlarının değerlendirilmesi): Önerilen davranışın gerçekleştirilmesini zorlaştırdığı düşünülen engeller, davranışın olası olumsuz yönleridir. Kişi, davranışın olumlu ve olumsuz sonuçlarını tartar. Algılanan duyarlılık, ciddiyet ve yarar, algılanan engellerin etkisini azaltırsa davranış gerçekleştirilir. Kişinin hastalıkla ilgili yüksek duyarlılık algısı, kişinin bu konudaki bilgi düzeyine bağlıdır.

Duyarlılığın ve ciddiyetin yüksek olduğu algılandığında kişi kendini korumak ister ve harekete geçer. Kişinin sağlık ve hastalıkla ilgili algısı, davranış gerçekleştirilirken hastalıkla ilgili gerçeklerden daha etkilidir. Koruyucu sağlık davranışlarının gerçekleştirilmesini engelleyen önemli değişken, algılanan engel ve algılanan yarar arasındaki farktır. Kadınlarda meme kanseri erken tanısına yönelik algılanan

(9)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

9 Davranışa yönelik tutum

(DYT): Kişisel bir faktör olarak tanımlanan ve bireylerin her hangi bir

davranışı gerçekleştirmeleri hususundaki olumlu ya da

olumsuz

değerlendirmelerini ifade eden davranışa yönelik

tutumdur.

engelleri arasında hekim önerisinin olmaması, bilgi eksikliği, utanma, ağrı, maliyet, vakit bulamama, radyasyon alma korkusu, işlemleri gereksiz bulma ve kötü bir sonuçla karşılaşma endişesinin yer aldığı belirtilmektedir.

Algılanan Öz-Etkililik (bireyin karar verme sürecini takiben harekete geçme yeteneği): Öz etkililik; beklenen sonuçlara ulaşmak için davranışın gerçekleştirilmesi ile ilgili kişinin kendine olan inancını, kararlılığını ve iradesini kapsamaktadır. Bu nedenle davranış değişikliğinin başlatılması ve davranışın öz etkililik, zamanla deneyimler aracılığıyla gelinen bir inançtır. Bireylerin ne yapabilecekleri konusunda öz yeterliliklerini doğrudan deneyim, diğer insanları gözlemlemeleri ya da başkalarının yorumlarını dinleme yoluyla geliştirebilirler. Öz etkililik inancı; kendini yansıtma ve kendini gözlemlemede, ilişkilerin neden sonuçlarını anlamada kullanılan sembolik dil yoluyla etkilenir. Ek olarak bu bilişsel özellikler, bir bireyin öz yeterlik gelişimini çevreden aldığı sosyal tepkiler doğrudan etkiler. Öz etkililik inançlarının dört temel kaynağı olduğunu belirtmektedir. Bunlar;

tam ve doğru deneyimler, sosyal modeller tarafından sağlanan dolaylı yaşantılar, sözel ikna ve bireyin fiziksel ve duygusal durumudur.

Davranış İle İlgili İpuçları: İpuçları, davranışı tetikleyen mekanizma olarak kabul edilmektedir. İpuçları önemli olmakla birlikte, sistematik olarak çalışılmamıştır.

Model; harekete geçmek için hastalığın şiddetinin, algılanan duyarlılık ve algılanan tehdit ile ilgili hazır bulunuşluğun önemli olduğunu belirtmektedir. Davranış, hastalığın şiddetini ya da algılanan duyarlılığı azaltmak amacıyla gerçekleştirilmektedir.

Sağlık İnanç Modeli’nin en yüksek faydayı sağladığı kullanım alanları, bilinçlendirme kampanyası gibi çeşitli müdahale programlarının planlanması ve değerlendirilmesi aşamalarıdır. Tarama programlarına katılmada, sağlık ve hastalık davranışlarının tahmin edilmesinde ya da hekimin önerilerine ve tedavi planına uyma sırasında karşılaşılan sorunların açıklığa kavuşturulmasında ve bunların üstesinden gelmeyle ilgili yaklaşımların belirlenmesinde, Sağlık İnanç Modeli önemli katkılar sağlamaktadır.

Nedenli Davranış ve Planlı Davranış Kuramı:

Nedenli Davranış Kuramı (NDK) ve bu kuramın genişletilmiş hâli olan “Planlı Davranış Kuramı (PDK)’na göre, tutum ve davranış arasındaki ilişkiyi anlamak için bazı ara koşullar dikkate alınmalıdır. PDK, bağımsız bir kuram olmaktan çok NDK'nın uzantısı olup kurama ek olarak davranışla ilgili algılanan kontrolü içermektedir.

Planlı Davranış Kuramı (PDK)’na göre davranışın belirleyicisi, bireylerin belli tarzdaki eylemlere ilişkin niyetidir. Davranışsal niyet, kişinin belirli bir davranışı yapmaya ya da yapmamaya yönelik eğilimini ifade eder. Örneğin; organlarını

(10)

Subjektif norm (SN):

Sosyal bir faktör olan ve bireyin herhangi bir

davranışı sergileme/sergilememe

hususunda algıladığı sosyal baskı ya da

teşvik/destektir

bağışlama eğilimi olmayan kişilerin, bağışlama davranışı göstermeleri beklenilemez. PDK; davranışın, davranışa ilişkin dikkat çekici bilgilerin ve inançların, bir fonksiyonu olduğunu varsayar. İnsanlar herhangi bir davranışla ilgili olarak çok fazla sayıda inanca sahip olabilirler, ancak herhangi bir zamanda diğerlerine göre bu inançların çok azını dikkate alırlar. İşte bu dikkat çeken inançların, kişilerin niyetlerinin ve davranışlarının belirleyicisi olduğu düşünülür. Dikkat çeken üç tip inanç ayırt edilmiştir: Davranışla ilgili tutumları etkilediği varsayılan davranışsal inanç, Öznel normların temelinde yatan belirleyicileri oluşturan normatif inanç ve Davranışsal kontrol algısının temellerini sağlayan kontrol inancı.

Nedensel Davranış Kuramı; davranışla ilgili inanç, tutum ve niyet ile davranış arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Davranışa ve nesneye yönelik tutum, birbirinden bağımsızdır. NDK; Fishbein ve Ajzen (1975) tarafından geliştirilmiş olup tutumların subjektif normlarla birlikte insanların davranışa yönelik niyetlerini açıklayabildiğini, niyetin de davranışın doğrudan tahmincisi olduğunu ifade eder. Niyet ise, bireylerin ilgili davranışı gerçekleştirme ya da gerçekleştirmeme yönündeki eğilimlerini/planlarını ifade eder. Niyet, iki temel değişkenin fonksiyonudur:

Davranışa yönelik tutumlar ve subjektif norm. NDK’ya göre genel olarak eğer bir birey ilgili davranışı olumlu olarak değerlendiriyorsa ve önem atfettiği sosyal etkileyicilerin de kendisinin bu davranışı sergilemesini desteklediğini düşünüyorsa, bu davranışı gerçekleştirmek niyetine sahip olacak demektir. NDK modeli Şekil 1’de yer almaktadır.

Şekil1: Nedensel Davranış Kuramı Modeli

NDK; spor, sağlık, pazarlama, psikoloji gibi çok çeşitli konulara uygulanmış ve modelde yer alan yapıların davranış ve davranışsal niyetleri tahmin etme yeteneği bağlamında iyi bir performans gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Ajzen (1985), davranışlarla ilgili sahip olunan niyeti açıklamak üzere NDK’ya algılanan davranışsal kontrol (ADK) değişkenini ekleyerek PDK’yi geliştirmiştir. PDT modeli Şekil 2’de sunulmuştur.

(11)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

11

ADK, bir bireyin herhangi bir davranışın gerçekleştirmesinin kendi kontrolünde olup olmadığı

yönünde yetenekleri ve imkanlarıyla ilgili algılamalarını ifade etmektedir ve birey ne kadar

fazla kaynak ve fırsata sahipse ve ne kadar az engel

ile karşılaşıyorsa, o bireyin davranış üzerindeki algılanan

kontrolü o kadar büyük olacaktır.

Şekil2.Planlı Davranış Kuramı Modeli

Bu modelde DYT, SN ve ADK değişkenlerinin niyet aracılığıyla davranışı açıkladığı ifade edilmektedir. Şekil 2’de ADK ile davranış arasındaki yolun noktalı olarak gösterilmesinin nedeni; ADK’nın, bazen niyetin aracılığı olmadan yani doğrudan davranışı açıklayabileceği ihtimalidir. PDT, davranış üzerinde etkili olabilecek değişkenleri açıklamaya yönelik geniş kapsamıyla araştırmacılar tarafından en sık kullanılan ve ampirik olarak en çok test edilmiş bir teori olarak kabul görmektedir.

Korunma Motivasyonu Teorisi

Kuram, 1975 yılında Rogers tarafından korkuyla ilgili yaklaşımları açıklamak için geliştirilmiştir. Var olan bir risk hakkında bireyde korku oluşturmak suretiyle davranışın gösterilmesi yönünde bireyin güdülenmesi anlayışına dayanan bu teori, sağlık riski ve bu riskin sonuçları hakkında tehditler kullanarak olumlu sağlık davranışı geliştirme amacı taşımaktadır. Eğer önerilen davranış, korkunun azaltılmasını sağlarsa, pekiştirilmekte ve gerçekleştirilme sansı artmaktadır. Ancak önerilen davranış korkuyu azaltmazsa, uygun olmayan basa çıkma davranışları gerçekleştirilebilir. Modele göre sağlıkla ilgili davranışın gelişmesi; tehdidin ciddiyeti, bireysel hassasiyet, uyaranın etkinliği, bireyin kendi öz etkinlik kapasitesi ve korku unsurlarının bir bileşeni olarak ortaya çıkmaktadır. Kurama göre korku, çeşitli bilişsel süreçleri başlatır. Mesajlar hastalığın ciddiyetini, hastalıkla ilgili duyarlılığı, önerilen davranışın etkililiğini, ilgili davranışın gerçekleştirilmesi için gereken öz yeterliliği ve niyeti içermelidir.

Transteoretik Model

Model, Prochaska ve arkadaşlarının 1979 yılında yaptıkları sigara içenlerin profesyonel tedavileri sürecindeki özgüven değişimini inceledikleri çalışmalarından ortaya çıkmıştır ve psiko-terapi’nin pek çok kuramını birleştirmektedir. Davranış değişimini anlamada en yararlı programlardan biri, “Transteoretik Model” ‘dir.

Transteoretik Kuramın en belirgin özelliği, davranış değişiminin aşamalar hâlinde gerçekleştiğini öne sürmesidir. Buna göre davranış; tasarlama öncesi

(12)

(precontemplation), tasarlama dönemi (contemplation), hazırlık (preparation), eylem (action) ve sürdürme (maintenance) aşamaları sonucu ortaya çıkmaktadır.

Model değişim basamağı, değişim süreci, kararsal denge ya da değişimin artıları ve eksileri, durumsal güven ya da davranış değişiminde öz-yeterlilik ve yeniden nüksetmeye neden olan durumsal sakınca arasındaki ilişkileri açıklamaktadır.

Transteoretik Model temelli araştırmalar son 20 yılda, birçok olumsuz sağlık davranışında uygulanmış ve olumlu yönde değişimin ortak prensiplerini bulmuştur.

Bu davranışlar arasında; sigara bırakma, egzersiz yapma, güneşten korunma, yiyeceklerle alınan yağın azaltılması, stres yönetimi ve obesiteden kurtulma yer almaktadır. Bu problem davranışlar; yaşam kalitesinin azalması, hastalık ve ölüm oranlarının artmasıyla ileri derecede ilişkili olduklarından dolayı hem halk sağlığı hem de klinik görüş noktasında önemlidir. (Şekil 3. Transteoretik ModelYapısı)

Şekil 3. Transteoretik ModelYapısı

Yapılar Açıklama

Değişim Aşaması

Tasarlama Öncesi Önümüzdeki altı ay harekete geçme niyetinin olmaması

Tasarlama Dönemi Önümüzdeki altı ay harekete geçme niyeti

Hazırlık Önümüzdeki otuz gün harekete geçme

niyeti ve bu yönde çeşitli adımlar atma

Eylem Altı aydan az bir zamanda davranışta

belirgin bir değişimin olması

Sürdürme Altı aydan fazla bir süre davranışta

belirgin bir değişimin olması Kararsal Denge (değişimin artıları ve eksileri)

Artıları Değişimin yararı

Eksileri Değişimin maliyeti

Öz-yeterlilik

Güven Zor durumlar karşısında kişi, sağlıklı

davranışlar gösterebilir.

Kışkırtma)Cazibe Zor durumlar karşısında kişi, sağlıksız davranışlar gösterebilir.

Değişim Süreci

Bilincin Artması Sağlıklı davranış değişimini

destekleyen yeni fikirleri, düşünceleri ve önerileri bulma ve öğrenme

Dramatik Yardım Sağlıksız davranış risklerini kabul eden olumsuz duyguları (korku, kaygı, endişe, vs.) deneyimleme

Kendini Yeniden Değerlendirme Birey olarak kişinin kimliğinin önemli bir parçasını oluşturan davranış değişikliğini gerçekleştirme

(13)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

13 Çevrenin Yeniden Değerlendirilmesi Kişinin sosyal ve/veya fiziksel çevresi

üzerinde sağlıksız davranışların olumsuz etkisini ya da sağlıklı davranışlara olumlu etkisini fark etme Kurtuluş/Serbestlik Değişim için vaatte bulunma

İlişkilere Yardım Etme Sağlıklı davranış değişikliği için sosyal destek arama ve bu desteği kullanma

Şartlanma Sağlıksız davranışları anlama ve/veya

daha sağlıklı alternatif davranışları koşullarını belirleme

Güçlendirme Yönetimi Olumlu davranış değişikliği için ödülleri arttırma ve/veya sağlıksız davranışların ödülünü azaltma

Uyarıcı Kontrolü Sağlıksız davranışları hatırlatan şeyleri ya da ipuçlarını ortadan kaldırma ve/veya sağlıklı davranışları hatırlatan şeyleri ya da ipuçlarını ekleme

Toplumsal Serbestlik Sağlıklı davranış değişimini destekleme yönünde toplumsal normların değişimini gerçekleştirme

Bu modelin diğer modeller üzerinde pek çok avantajı bulunmaktadır. Öncelikle bir süreç olarak davranış değişimini tanımlar. Ardından değişim sürecini basamaklara bölerek ve basamaklar doğrultusunda süreçle en çok hangi değişkenin ilgili olduğunu çalışarak model, hem araştırma hem de müdahale gelişimi için önemli araçlar sağlar. İkincisi, yapıların ölçümü üzerindeki odak model için güçlü bir temel oluşturur. Farklı sorunlu davranışlar ve nüfus karşısında farklı değişkenler, değişimin her bir aşaması için aşama hareketiyle ilişkilendirilmiştir.

Yeniliklerin Yayılması Teorisi

İlk olarak Ryan ve Gross tarafından 1943 yılında ortaya konulan kuram, yeni düşünce ve uygulamaların toplumsal yapı içerisinde uygun kanallar kullanılarak ve yeteri kadar sıklıkla iletilmesi sürecini tanımlamaktadır. Kuramın öncülerinden Everett M.Rogers; “Yeniliklerin Yayılımı - Diffusion of Innovations” adlı kitabında yeniliği “kişi veya başka bir kabullenme birimi tarafından yeni olarak algılanan düşünce, uygulama veya nesne” olarak tanımlamaktadır.

Rogers’e göre mesajın kabul görmesi veya davranışın benimsenmesi; hedef kitlenin yeniliği kendisi için faydalı görmesi, ihtiyaçları ve değerleri ile uyumluluğunun anlaşılması ve benimsenmesinin kolay olarak görülmesi, ayrıca davranışın denenebilir olması ve denemenin sonuçlarının olumlu bulunmasına bağlıdır.

Kuram; yeni fikir, teknoloji, ürün ve inançların belirli topluluklarda nasıl, neden ve hangi biçimlerde yayıldığını, topluluk arasında yayılımın hangi oranda, hangi şartlar

(14)

arasında gerçekleştiğini inceler. Yayılma, her zaman bir sosyal değişim ortaya çıkarır. Bir sistemde bir yenilik benimsendiğinde ya da reddedildiğinde bir sosyal değişim meydana gelmektedir. Rogers, yeniliklerin yayılmasında dört ana unsur olduğunu söylemektedir. Bunlar; yenilik, iletişim kanalları, zaman ve sosyal sistemdir. Burada herhangi bir buluşun ya da fikrin daha önce ortaya çıkmış olması ve başka sosyal sistemlerde yayılmış olması önemli değildir. Eğer bir fikir bir bireye göre yeni ise, o bir yeniliktir.

Rogers’ın (1995) modelinde yeniliğe uyum veya ret kararı verirken bilgi, beş aşamadan geçer. Bu süreç, bir bilgi arama ve bilgi işleme etkinliğidir. Temelde bireyin yenilik hakkındaki belirsizlikleri azaltmasına yardımcı olacak bilgileri edinmeye çalıştığı bu beş aşama; bilgi, ikna olma, karar, uygulama ve doğrulamadır (Şekil 4). İlk aşamada birey, yenilik ve işlevleri hakkında bilgi edinir. İkna olma aşamasında yeniliğin kendisi için avantaj ve dezavantajlarını değerlendirerek, yeniliğe tutumunu biçimlendirir. Karar aşamasında birey, yenilik hakkında ek bilgiler edinir ve yeniliği kabul ya da ret kararı verir. Bu aşamada birey, özellikle çevresindeki bireylerin değerlendirmelerinden etkilenir. Dördüncü aşama olan uygulama, yeniliğe uyum kararı verildiğinde gerçekleşir. Son aşamada birey, uyum kararını doğrular ve güçlendirir.

Şekil 4. Yeniliklerin Yayılması

(15)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

15 Kaynak: Rogers, E.M. (2003). “Diffusion of Innovation-5th edition”.Free Press.New York

Pender’in Sağlığı Geliştirme Modeli

Pender, 1990 yılında Sağlık İnanç Modeli’ne sağlığı koruma kavramını ekleyerek bu modeli tanımlamıştır. Modelin ana fikri; sağlığı geliştirmek için sağlıklı yaşam biçimi oluşturulması, bu nedenle davranışların sağlıklı olacak şekilde değiştirilmesidir.

Sağlığın geliştirilmesi, bireyin kendi sağlığını geliştirmesi ve kendi sağlığı üzerindeki kontrolünü arttırma gücünü kazanması olarak tanımlanmaktadır. Hastalıklardan korunmada, erken tanıda bulunmada ve sağlığın sürdürülmesinde, sağlığı geliştirici davranışların kullanılması temel olarak karşımıza çıkar. Bu model, sağlığı geliştirici unsurları ve tahmin edilen nedensel mekanizmaları açıklayıp tanımlamaktadır.

Sağlığın geliştirilmesi modelindeki bilişsel algılama faktörleri, sağlığı geliştirici davranışların kazanılması ve sürdürülmesinde başlıca motivasyon el mekanizmalardır. Bilişsel algılama faktörlerinin her biri, sağlığı geliştiren davranışın gerçekleştirilmesini doğrudan etkiler. Model, sağlığı geliştiren davranışlarla ilgili yedi bilişsel etmen içermektedir; sağlığa verilen değer, sağlık kontrolünün algılanması, öz yeterlilik, sağlığın bireysel tanımı, sağlık durumunun algılanması, sağlığı geliştiren davranışların algılanan yararı, sağlığı geliştiren davranışlarla ilgili algılanan engeller. Modelde belirtilen yedi bilişsel algılama faktörünün özellikle üç tanesi- sağlık kontrolünün algılanması, öz-yeterlilik ve sağlık durumunun algılanması- geliştirici davranışların en güçlü belirleyicisidirler.

Sağlık İnanç Modeli ve Pender’in modeli; hastalığı tedavi etme, sağlıklı davranışların korunması ya da düşünce ve davranışların belirli bir yönde değiştirilmesi ile sağlanan bir durum olarak değerlendirilmektedir. Sağlık, ulaşılması gereken bir hedeftir.

Sonuç

Davranış değişikliği için tek bir modelin etkili olduğunu söylemek güçtür. Örneğin;

beslenme davranışı değişikliğinde çoklu model yaklaşımının benimsenmesi, bireysel, çevresel, sosyal ve kültürel değerlere uygun değişikliklerin planlanması önerilmektedir. Davranış değişikliğini başlatan faktör ne olursa olsun kişinin süreçte istenmeyen gerilemeler yaşamaması için değişim kararını içsel olarak korumaya çalışması ve zararlı davranıştan sakınması önemlidir. Değişiklik için gerçekçi beklentiler belirleme ve yeni durumdan memnun olma, uzun vadede davranış değişikliğinin sonucunu belirleyen etkenlerdir. Çalışmalar; riskli sağlık davranışlarını değiştirmekte başarısız olan kişilerde, bu değişimdeki aksamaların içsel, durağan olmayan ve kontrol edilebilir nedenlerle ilgili olduğunu göstermiştir.

Araştırmacılara göre bu nedenler, başarısızlıktan geri dönülebildiğini ve başarının

(16)

tekrar edilebilir olduğunu açıklamaktadır. Sağlık davranışları, egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi sağlığı geliştiren davranışlardan başlayarak asılama, kondom kullanımı, tarama programlarına kat ılınması gibi sağlığı koruyan davranışlardan tedaviye uyum gibi hasta rolü davranışlarına kadar geniş bir alana yayılmıştır. Bu davranışlar, kısa ve uzun dönemde bireyin sağlığını etkileyebilir. Bu davranışlardan bir bölümü, kişinin kendi kontrolünde olduğu için ilgili davranışın gerçekleştirilmesi ile sağlıkla ilgili olası sorunların önlenebileceği gündeme gelmiştir. Bu nedenle sağlık davranışlarının altında yatan etmenlerin belirlenmesi, psikoloji ve diğer sağlıkla ilgili disiplinlerin son zamanlarda yaptığı çalışmaların odak noktasını oluşturmuştur. Sağlığı olumsuz yönde etkileyen davranışların sıklığını değiştirmek, bireyin ve toplumun sağlığını geliştirmek ve bu davranışların gerçekleştirilmesine yol açan etmenlerin anlaşılması için büyük çaba oluşmuştur.

Sağlığın korunması ve geliştirilmesi çalışmalarının başarısı; kuşkusuz, insanların bilgi, düşünce ve değer yargılarının değiştirilmesiyle mümkündür. Bu değişimi sağlamanın en kolay yolu, sağlık eğitimidir.

Bireysel Etkinlik • Sağlık davranış kuramlarından birini seçerek örnekle açıklayınız.

(17)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

17 Ödev gönderimi

Öz et

•Kişilerin davranışlarını anlayabilmek ve onların sağlık davranışlarını geliştirmek amacıyla bazı modeller geliştirilmiştir. Bu modellerden:

“Sosyal Bilişsel Modeli”, “Sağlık İnanç Modeli”, “Nedenli Davranış ve Planlı Davranış Kuramı”, “Korunma Motivasyonu Teorisi”,

“Transteoretik Model”, “Yeniliklerin Yayılması”, Pender(1987) tarafından geliştirilen “Sağlığı Geliştirme Modeli”nın davranış değişimini motive ettiğine ilişkin sağlık psikologları arasında büyük oranda görüş birliği vardır.

•Sağlık davranışı, bireyin sağlıklı olmak ya da sağlıklı olduğu zaman hastalıktan korunmak için gerçekleştirdiği davranıştır.

•Sağlıkla ilgili davranış değişimini açıklamak için birçok teorik model ileri sürülmüştür.

•Sağlık davranışı ve ona rehberlik eden fikirler, son derece karmaşık olduğu için tek bir model ile açıklanamaz. Modeller; bir ya da birden fazla kurama dayanarak davranışın belirli bir sistematik içinde anlaşılmasını sağlamakta, sağlığı geliştirme ve sağlık eğitimi çalışmalarının planlanmasında kullanılmaktadır.

•Sağlık davranışları; egzersiz ve sağlıklı beslenme gibi sağlığı geliştiren davranışlardan başlayarak asılama, kondom kullanımı, tarama programlarına kat ılınması gibi sağlığı koruyan davranışlardan tedaviye uyum gibi hasta rolü davranışlarına kadar geniş bir alana yayılmıştır.

•Sağlığın korunması ve geliştirilmesi çalışmalarının başarısı;

kuşkusuz, insanların bilgi, düşünce ve değer yargılarının değiştirilmesiyle mümkündür. Bu değişimi sağlamanın en kolay yolu, sağlık eğitimidir.

Öde v • Tıbbi sosyal hizmet çalışanlarına yönelik sağlığın geliştirilmesi eğitimi nasıl verilmeli ve neleri kapsamalıdır?

Tartışınız.

(18)

Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan

“bölüm sonu testi”

bölümünde etkileşimli olarak

cevaplayabilirsiniz.

DEĞERLENDİRME SORULARI

I. Bireyin sağlığa ilişkin olarak var olan eylemleridir.

II. Bireyin yaşı, cinsiyeti, ırkı sağlık davranışları üzerinde etkili değildir.

III. Bireyin öznel standartlarına, toplumsal ve çevresel etmenlere bağlı olarak değişir.

1. Yukarıdaki ifadelerden hangisi sağlık davranışı tanımına ait değildir?

a) Yalnız I b) Yalnız II c) Yalnız III d) I ve II e) I ve III

2. Aşağıdakilerden hangisi Pender tarafından geliştirilen bir modeldir?

a) Sosyal Bilişsel Kuram b) Planlı Davranış Kuramı c) Sağlığı Geliştirme Modeli d) Sağlık İnanç Modeli

e) Yeniliklerin Yayılması Teorisi

3. Sosyal Bilişsel Model, aşağıdaki hangi araştırmacı tarafından geliştirilmiştir?

a) Rosenstock b) Hochbaum c) Ajzen d) Prochaska e) Bandura

4. “Model, kişinin inanç ve davranışları arasındaki ilişkiyi ve bireysel karar verme düzeyinde sağlık davranışlarına bireysel motivasyonun etkisini açıklar.” Açıklama aşağıdaki modellerden hangisine aittir?

a) Nedenli Davranış ve Planlı Davranış Kuramı b) Korunma Motivasyonu Teorisi

c) Sosyal Bilişsel Kuram d) Sağlık İnanç Modeli e) Transteoretik Model

(19)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

19 5. Tasarlama öncesi, tasarlama dönemi, hazırlık, eylem ve sürdürme aşamaları hangi kurama aittir?

a) Yeniliklerin Yayılması Teorisi b) Transteoretik Model

c) Sağlığı Geliştirme Modeli d) Korunma Motivasyonu Teorisi e) Sosyal Bilişsel Kuram

6. Sağlık İnanç Modeli’ne göre, sağlığı koruma kavramının eklenmesiyle oluşturan model aşağıdakilerden hangisidir?

a) Sosyal Bilişsel Kuram

b) Korunma Motivasyonu Teorisi c) Yeniliklerin Yayılması Teorisi d) Kuramlarüstü model

e) Sağlığı Geliştirme Modeli

7. Aşağıdaki ifadelerden hangisi Yeniliklerin Yayılması Teorisine aittir?

a) Yayılma her zaman bir sosyal değişim ortaya çıkarır.

b) Yeniliklerin yayılmasında yedi ana unsur söz konusudur.

c) Fishbein ve Ajzen tarafından geliştirilmiştir.

d) Davranışla ilgili inanç, tutum ve niyet ile davranış arasındaki ilişkiyi inceler.

e) Kurama göre korku, çeşitli bilişsel süreçleri başlatır.

8. Aşağıdaki ifadelerden hangisi Transteoretik Model için söylenmez?

a) Davranış değişiminin aşamalar halinde gerçekleştiğini öne sürer.

b) Sigara içenlerin tedavileri sürecindeki özgüven değişimini inceleme çalışmasıyla ortaya çıkmıştır.

c) Ana fikri, sağlığı geliştirmek için sağlıklı yaşam biçimi oluşturulmasıdır.

d) Prochaska ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir.

e) Model,hem araştırma hem de müdahale gelişimi için önemli araçlar sağlar.

9. Aşağıdaki gruplamalardan hangisi Sağlığı Geliştirme Modelinde en önemli üç bilişsel etmendir?

a) Sağlık kontrolünün algılanması- Öz yeterlilik- Sağlığın bireysel tanımı b) Sağlık kontrolünün algılanması- Öz yeterlilik- Sağlık durumunun algılanması c) Öz yeterlilik- - Sağlık durumunun algılanması -Sağlığın bireysel tanımı d) Sağlık durumunun algılanması- Sağlığı geliştiren davranışların algılanan

yararı-Sağlığı geliştiren davranışlar

e) Sağlık kontrolünün algılanması-- Sağlık durumunun algılanması- Sağlığı geliştiren davranışlar

(20)

10. Sağlığın korunması ve geliştirilmesini sağlamanın en kolay yolu,………. ‘dir.

a) Sağlık modelleri b) Sağlık politikaları c) Sağlık kanunu d) Sağlık eğitimi e) Sağlık motivasyonu

1b-2c-3e-4d-5b-6e-7a-8c-9b-10d

(21)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

21

YARARLANILAN VE BAŞVURULABİLECEK KAYNAKLAR

Acar, T. (2007). Öz-Yeterlilik (Self-Efficacy) kavramı üzerine.

http://tulin.likya.org/Egitimle/Oz_yeterlik_T.Acar_.pdf. Erişim tarihi: 20.08.2013 Altıparmak, S. ve Koca Kutlu, A. (2009). “15-49 Yaş Grubu Kadınlarda Sağlığı Geliştirme Davranışları ve Etkileyen Faktörler”, TAF Preventive Medicine Bulletin, 8(5):421-426

Ajzen, I., (1985), “From Intentions to Actions: A Theory of Planned Behavior”, In J.

Kuhl & J. Beckman (Eds.), Action Control, From Cognition to Behaviour, Springer- Verlag Berlin Heidelberg, 11-39. ““Alınmıştır” (Kocagöz, E. ve Dursun, Y.

(2010).”Algılanan Davranışsal Kontrol, Ajzen’in Teorisinde Nasıl Konumlanır?

Alternatif Model Analizleri”, M Sosyal ve Ekonomi k Araştırmalar Dergi si, 12 (19):

139-152)

Aksayan, S. ve Gözüm, S. (1998). “Olumlu Sağlık Davranışlarının Başlatılması ve Sürdürülmesinde Öz-etkililik (Kendini Etkileme) Algısının Önemi”, C.U. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2(1):35-42

Anonim.(2013). Yeniliklerin Yayılması Ders Notları. Bölüm 1: Yayılmanın Bileşenleri”

http://yeniliklerinyayilmasidersnotlari.wordpress.com/2013/01/15/bolum-1- yayilmanin-bilesenleri, Erişim tarihi: 20.08.2013

Aydoğdu, N.G. ve Bahar, Z. (2011). Yoksul Kadınlarda Sağlık İnanç Modeli ve Sağlığı Geliştirme Modeli Kullanımının Mmem ve Serviks Kanseri Erken Tanı Davranışlarındaki Değişime Etkisi, Dokuz Eylül niversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi, 4(1):34-40

Bulduklu, Y. (2010). Televizyonda Yayınlanan Sağlık Programlar ve İzleyicileri, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 24:75-85

Çenesiz, E. ve Atak, N. (2007). Türkiye’de Sağlık İnanç Modeli ile Yapılmış Araştırmaların Değerlendirilmesi, TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 6(6):427-434 Demir, K. (2006). “Rogers’ın Yeniliğin Yayılması Teorisi ve İnternetten Ders Kaydı”, uram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 47: 367-392.

Fırıncı, T. (2012). Ergenlik Çağı Gençlerde Sağlıklı Yaşam Biçimi Araştırması, Hacettepe Üniversitesi Sosyalojik Araştırma e-Dergisi, Kasım Sayısı: 1-14

Figen Serçekuş, P. Ve Mete, S. (2009). “Uyum Modeli ve Sosyal Bilişsel Öğrenme Kuramının Doğum Öncesi Eğitiminde Kullanımı”, Dokuz Eylül niversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi, 1(1):57-68.

Fishbein, M., Ajzen, I., (1975), Belief, Attitude, Intention and Behavior: An Introduction to Theory and Research, Reading, MA: Addison-Wesley. “Alınmıştır”

(22)

(Kocagöz, E. ve Dursun, Y. (2010).”Algılanan Davranışsal Kontrol, Ajzen’in Teorisinde Nasıl Konumlanır? Alternatif Model Analizleri”, M Sosyal ve Ekonomi k Araştırmalar Dergi si, 12 (19): 139-152)

Gochman, D. S. (1997). Health Behavior Research: Definitions and Diversity.

Handbook of Health Behavior Research. New York: Plenum Press “Alınmıştır”

Mutlu, N. (2006). niversite Öğrencilerinin Sağlık Davranışı ile ilgili Sorumluluk Algıları, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Eğitimi AB.D (yayınlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara.

Gözüm,S. ve Bağ, B.(1998). “Etkin Sağlık Eğitiminde Sosyal Bilişsel Öğrenme Kuramının Kullanımı”, Atatürk niversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 1(2)32- 43

Güngörmüş, Z. ve Karabulut Yılmaz, E. (2012). “Üniversite Öğrencilerinin Genel Sağlık Ölçümlerinin Değişim Aşamalarına Göre Değerlendirilmesi”, Gümüşhane niversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 1(3):165-178

İkizler, C.H. ve Tabak, R.S. (2000). “Sağlık Davranışlarında Beklentilerin Rolü: Sosyal Kognitif Teori”, Türk Aile Hekimliği Dergisi, 4(1-4):38-41

Kocagöz, E. ve Dursun, Y. (2010).”Algılanan Davranışsal Kontrol, Ajzen’in Teorisinde Nasıl Konumlanır? Alternatif Model Analizleri”, M Sosyal ve Ekonomi k Araştırmalar Dergi si, 12 (19): 139-152

Kaca, G., Amado, S., Kıkıcı, İ.,Cilasin, S., Dağ, E., Leylek, İ. ve Şahin, Ö. (2009).

“Organ Bağışına Yönelik Tutumların Planlı Davranış Kuramı Çerçevesinde İncelenmesi”, Türk Psikolojisi Dergisi, 24(64):78-91

Karataş, H. ve Öztürk, C. (2009).” Sosyal Bilişsel Teori ile Zorbalığa Yaklaşım”, Dokuz Eylül niversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Elektronik Dergisi, 2(2):61-74

Kasl, S. V., Cobb, S. (1966). Health Behavior, Illness Behavior and Sick-Role Behavior: I Health and Illness Behavior. Archives and Environmental Health, 12(2):

246-266 “Alınmıştır” Türkeri, F. (2006). “Yetişkin Eğitimi, Sağlık Davranış Modelleri ve Sağlığı Geliştirme avramları Arasındaki İlişkilerin Tanımlanması”, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Eğitimi A.B.D. (yayınlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara.

Lawson, A. E. (1995). Science Teaching Of The Development Thinking. California:

Wadsworth Publishing Company.”Alınmıştır” (Taşkın, Ö. Çobanoğlu,E.O., Apaydın, Z., Çobanoğlu, İ.H. ,Yılmaz, B. ve Şahin, B. (2013). “Lisans Öğrencilerinin Kuram Kavramını Algılayışları”, Boğaziçi niversitesi Eğitim Dergisi, 25(2):35-51.

(23)

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

23 Mutlu, N. (2006). niversite Öğrencilerinin Sağlık Davranışı ile ilgili Sorumluluk Algıları, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Eğitimi AB.D (yayınlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara.

Nahcivan, N.Ö. ve Seçginli, S. (2003). Meme Kanserinde Erken Tanıya Yönelik Tutum ve Davarnışlar: Bir Rehber Olarak Sağlık İnanç Modelinin Kullanılması, C.Ü.

Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 7(1):33-38.

Pender, N. J. (1987). Health Promotion İn Nursing Practice (2nd Ed.). Norwalk, CT:Appleton&Lange.

Redding, C.A., Rossi, J.S., Rossi, S.R., Velicer, W.F. and Prochaska, J.O. (2000).

“Health Behavior Models”, The International Electronic Journal of Health Education, 3(Special Issue):180-193.

Rogers, E.M. (2003). “Diffusion of Innovation-5th edition”.Free Press.NewYork

“Alınmıştır” Demir, K. (2006). “Rogers’ın Yeniliğin Yayılması Teorisi ve İnternetten Ders Kaydı”, uram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, 47.367-392.

Suppe, F. (1977). The Structure Of Scientific Theories (2nd ed.) Chicago: University of Illinois Press. .”Alınmıştır” (Taşkın, Ö. Çobanoğlu,E.O., Apaydın, Z., Çobanoğlu, İ.H. ,Yılmaz, B. ve Şahin, B. (2013). “Lisans Öğrencilerinin Kuram Kavramını Algılayışları”, Boğaziçi niversitesi Eğitim Dergisi, 25(2):35-51.

Taşkın, Ö. Çobanoğlu,E.O., Apaydın, Z., Çobanoğlu, İ.H. ,Yılmaz, B. ve Şahin, B.

(2013). “Lisans Öğrencilerinin Kuram Kavramını Algılayışları”, Boğaziçi niversitesi Eğitim Dergisi, 25(2):35-51.

Türkeri, F. (2006). “Yetişkin Eğitimi, Sağlık Davranış Modelleri ve Sağlığı Geliştirme avramları Arasındaki İlişkilerin Tanımlanması”, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Eğitimi A.B.D. (yayınlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara.

Walker, S. N., Sechrıst, K. R., Pender, N. J. (1987). The Health Promoting Lifestyle Profile Development and Psychometric Characteristics. Nursing Research. 36(2):76-80 “Alınmıştır” Mutlu, N. (2006).

niversite Öğrencilerinin Sağlık Davranışı ile ilgili Sorumluluk Algıları, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Sağlık Eğitimi AB.D (yayınlanmamış yüksek lisans tezi), Ankara.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hasta Rolü Davranışı (Sick-role behaviour): Hasta olduğunu düşünen kişinin iyileşmek için gerçekleştirdiği davranıştır ve esas olarak tedaviye uyumu

1-Ailede sağlık eğitimi için kültürleme 2-Okullarda sağlık eğitimi(pedagojik) 3-Toplumda sağlık eğitimi(androgojik) a) bireysel.

Model geliştirmede önemli olan tasarım panosunun dikkatlice incelenmesi, panodaki renk, model özelliklerinin, kullanılan malzeme örneklerinin analiz edilerek takı

Model geliştirmede önemli olan tasarım panosunun dikkatlice incelenmesi, panodaki renk, model özelliklerinin, kullanılan malzeme örneklerinin analiz edilerek takı

Tip 2 DM’si olan bireylerde transteoretik model temelli motivasyonel görüşme modelin davranış aşamalarının hedef ve yaklaşımları dikkate alınarak motivas- yonel görüşme

Danışman daha etkili bir plan oluşturmak için başka bir değişim girişiminde bulunması konusunda bireyin motive olmasına yardımcı olabilir (DiClemente 1991, Miller ve

Sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçek puanı, program öncesi aldıkları puana göre yüksek olacaktır.

“Sağlıkta Liderlik Modeli” olarak adlandırılan bu model, sağlık ve bakım hiz- metlerinde çalışanların daha iyi liderler olmasını amaçlamaktadır (NHS Leadership