• Sonuç bulunamadı

DÜNYA DA ORGANİK TARIMIN GELİŞİMİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DÜNYA DA ORGANİK TARIMIN GELİŞİMİ"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Aslında organik tarım, İlk olarak bitkisel ve hayvansal üretimin aile işletmeciliği şeklinde yapılmasıyla I. ve II. Dünya savaşları arasındaki dönemde ABD ve Avrupa’da gündemde olmuştur.

Ancak 1950 yılından sonra Amerika Birleşik Devletlerinden sağlanan ekonomik katkılar ve aşırı desteklemeler (Marshall yardımı) sonucu, organik tarım popülerliğini yitirmiştir.

Bunun yerine tüm Dünya’ da entansif tarım süratle yayılmış, makineleşme, kimyasal ilaç ve gübreler ile kimyasal katkı maddeleri kullanılmaya başlanılmıştır.

DÜNYA’DA ORGANİK TARIMIN GELİŞİMİ

Özellikle 1970 sonrası " Yeşil Devrim" olarak adlandırılan dönemdeki tarımsal üretim artışının doğal dengeyi ve insan sağlığını süratle bozduğunu gören kişi ve gruplar bu konuda araştırmalara başlamışlardır.

(2)

Yeşil Devrim Nedir?

II. Dünya Savaşından sonra tarımsal üretimin, dünya nüfusunu beslemede yetersiz kalması sebebiyle daha fazla ürün elde etmek amacıyla;

Tarımda makineleşme,

• tohum ıslahı,

• pestisit, herbisit,

• kimyasal gübre ve sulama gibi çeşitli teknolojilerin tarımda yoğun bir şekilde kullanılmaya başlandığı döneme denir.

• Bu dönemde yüksek verimli, hastalıklara dayanıklı yeni bitki çeşitleri geliştirilmeye başlanmıştır.

• Büyük miktarda su, gübre ve pestisit kullanımı sayesinde geleneksel çeşitlere göre verimi 2-5 kat daha yüksek olan çeşitler elde edilmiştir.

• Hızlı gelişen çeşitler sayesinde çiftçiler aynı üretim alanında, bir yıl içinde 2 hatta 3 kez ürün almaya başlamışlardır.

(3)

Yeşil Devrimde Süreç

II. Dünya Savaşı sonrası hızlı nüfus

artışı

Beslenme İhtiyacı

Kısıtlı Alanda

Yüksek Verim Elde Etme ihtiyacı

Tarım İlaçlarının, kimyasal gübrelerin geliştirilmesi ve kullanılması

1970’li yıllar

Ekolojik Sorunlar

1945 Sonrası

(4)

1970 Sonrası Dönem

• " Yeşil Devrim" olarak adlandırılan tarımsal üretim artışının doğal dengeyi ve insan sağlığını süratle bozduğunu gören kişi ve gruplar bu konuda

araştırmalara başlamışlardır.

• Pestisitlerin, kimyasal gübrelerin çevre üzerindeki etkileri daha iyi anlaşılmaya başlanmıştır.

• Ekolojik Dengenin korunması için çevreye daha

duyarlı faaliyetlerin yapılması bilinci ve yaklaşımı

doğmaya başlamıştır.

(5)

Bilim çevreleri ve sivil toplum örgütlerinin baskısıyla 1979 yılından itibaren DDT grubu pestisitlerin kullanımı A.B.D.’den başlayarak tüm dünyada yasaklanmıştır.

Organik tarım dünyada yeşil devrimin çevre ile ilişkili etkilerinin anlaşılmasından sonra tekrar gündeme gelmiş, 1980 yılından sonrada tüketicilerin baskısıyla aile işletmeciliği şeklinden çıkarak ticari bir boyut kazanmıştır.

(6)

ABD’de 0-2 yaş grubu çocuk mamalarının üretiminde organik ürünlerin kullanılmasını

zorunlu tutan yasanın çıkarılmış olmasının da organik tarımın ticari boyutuna katkısı

olmuştur.

Organik ürünler ticarete konu olunca beraberinde kontrol ve sertifikasyona ilişkin yasal

düzenlemeler gündeme gelmiştir.

Avrupa’da her ülke kendine göre bazı düzenlemeler yapmış, daha sonra 24 Haziran 1991 tarihinde Avrupa Topluluğu içinde organik tarım faaliyetlerini düzenleyen yasa yürürlüğe girmiştir.

1992 yılında bu yönetmeliğe ek madde getirilerek Avrupa Topluluğu’na organik ürün

ihraç edecek ülkeler ile ilgili kurallar konulmuştur.

(7)

TÜRKİYE’DE ORGANİK TARIM FAALİYETLERİ

1984-1986 yıllarında Avrupa’lı firmaların Türkiye’den organik ürün talebi üzerine başlamıştır.

İlk organik ürünler geleneksel ihraç ürünlerinden kuru üzüm ve kuru incirdir.

Daha sonra bu ürünlere kuru kayısı ve fındık gibi ürünler de katılmıştır.

Önceleri Türkiye’deki üretim Avrupa’lı ithalatçı firmaların denetiminde onların kendi ülkelerindeki mevzuata göre yapılmıştır.

Daha sonra yurt dışından organik ürünlerle ilgili gelen taleplerin ve ülke

içindeki bilincin artması üzerine sırasıyla Türkiye kendi organizasyonlarını,

yönetmeliklerini ve yasalarını oluşturmaya başlamıştır.

(8)

İlk olarak, Türkiye’de Organik Tarım faaliyetlerini daha sağlıklı ve doğru geliştirmek amacıyla

1992 yılında Ekolojik Tarım Organizasyonu (ETO) kurulmuştur. ETO organik tarım

faaliyetlerini birleştirici bir göreve sahip gönüllü bir kuruluştur.

ETO’nun Üyeleri arasında:

--- Üreticiler

--- Ürün İşleyici Firmalar --- İhracatçı

--- Kontrol ve Sertifikasyon Kurum Çalışanları --- Üniversiteler

--- Tarım Bakanlığı Araş. Enst. Çalışanları --- Teknik Elamanlar

--- Tüketiciler

(9)

Avrupa Topluluğu’ndaki gelişmelere uyum sağlamak üzere Tarım Bakanlığı çeşitli kurum ve kuruluşların işbirliği ile Yönetmelik hazırlama çalışmalarına başlamış ve

"Bitkisel ve Hayvansal Ürünlerin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin

Yönetmelik" 24.12. 1994 tarihli ve 22145 sayılı Resmi Gazete’ de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Ekolojik ürünlerin üretilmesi, işlenmesi, etiketlenmesi, depolanması ve

pazarlanması aşamasında uyulması gereken kurallar yönetmelikte

5 kısım ve

40 maddeden oluşmuştur.

(10)

Avrupa Birliği Muktesabatına Uyum Süreci Türkiye ULUSAL Programı Kapsamında Avrupa Birliği Organik Tarım Yönetmeliği’ndeki ekler ve değişiklikleri göz önüne alarak, bitkisel, hayvansal ve su ürünlerini de kapsayacak şekilde bir başka yönetmelik,

11/07/2002 tarih ve 24812 sayılı resmi gazetede ‘Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’ adı altında yayınlanmıştır.

Daha sonra ORGANİK TARIM KANUNU’ yasa tasarısı hazırlanmış ve 1 Aralık 2004’de

kabul edilmiştir.

10 Haziran 2005’de yönetmelikte tekrar düzenleme yapılmış ve

«Yeni Organik Tarım Uygulamalarına İlişkin Yönetmelik» adı altında yayınlanmıştır.

Ayrıca 2004 yılında organik tarımın yaygınlaştırılması için ekolojik tarım yapanlara

ve girdi üreticilerine %60 indirimli kredi genelgeleri çıkarılmıştır.

(11)

• Türkiye’de organik tarım bitkisel üretimle başlamıştır. Ancak son yıllarda hayvansal üretim ve arıcılık alanlarında da ivme elde edilmiştir.

• 2005-2013 yılları arasında organik

hayvancılıkla uğraşan üretici sayısı 545 kat

artmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Di ğer yandan çevre hareketinin gündemin peşinden gidip yakaladığı asbest içeren Otapan gemisinin Türkiye'ye sökülmek üzere gönderilmesi, sonucu ve devamı açısından

ısınmayla dünyanın ikliminin bozulduğu, biyo-çeşitliliğin azaldığı ve ekolojik kirliğinin sağlığı tehdit ettiği bir dünya denk düşüyor." Hukuki mevzuat

"Gökçek istifa" yazılı tişörtlerle Kızılay Metrosu'ndaki turnikelere kendilerini zincirleyen öğrenciler, "Gökçek istifa et" diye slogan attı..

Halkın Su Forumu'nda konuşan Barlow "Dünya Su Forumu iflas etti"; DTP'li Tuncel "Barajlar güvenlik politikaları için kullan ılıyor"; Manahan "Suya erişim

İnsanın vejetaryen olduğuna dair görüş ve kanıt bildirilirken en büyük yanılma biyolojik sınıflandırma bilimi (taxonomy) ile beslenme tipine göre yapılan

Göllerin, istek üzerine süresi uzatılacak şekilde, 15 yıllığına özel şirketlere kiralanacağı belirtiliyor.Burada "göl geliştirme" adı verilen faaliyet,

l~yların sakinleşmesine ramen yine de evden pek fazla çıkmak 1emiyorduk. 1974'de Rumlar tarafından esir alındık. Bütün köyde aşayanları camiye topladılar. Daha sonra

,ldy"ryon ordı, ırnığ rd.n ölcüm cihazlan uy.nş ü.rinc. saİıtrd fıatiycılcri