• Sonuç bulunamadı

Anzatax 150 mg / 25 ml Enjektabl Solüsyon İçeren Flakon

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Anzatax 150 mg / 25 ml Enjektabl Solüsyon İçeren Flakon"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Prospektüs

Anzatax

®

150 mg / 25 ml

Enjektabl Solüsyon İçeren Flakon

1 Multidozluk Ambalaj FORMÜLÜ

25 ml’lik bir flakon içeriği:

Paklitaksel 150 mg Polioksil 35 kastor yağı 13.175 g Sitrik asit (susuz) 50 mg Etanol k.m. 25 ml FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ Farmakodinamik özellikleri

Paklitaksel antimikrotübül bir antineoplastik ajandır. Mikrotübüllerin protein alt ünitesi olan tübülinin polimerizasyonunu arttırarak stabil, nonfonksiyonel mikrotübüllerin oluşmasına neden olur. İlacın kesin etki mekanizması tam olarak bilinmese de, paklitaksel mikrotübül sisteminin dinamik dengesini kırarak hücreleri hücre döngüsünün geç G2 fazında ve M fazında bloke eder. Hücre replikasyonu inhibe olur, sinir dokusunun fonksiyonu bozulur.

Farmakokinetik özellikleri

Paklitaksel intravenöz olarak verildikten sonra plazma konsantrasyonu bifazik olarak azalır.

İlk fazda paklitakselin periferik kompartmanlara dağılımı ve eliminasyonunu gösteren hızlı bir azalma görülür. Bu başlangıç fazını paklitakselin periferik kompartmanlardan daha yavaş eliminasyonu takip eder.

Aşağıdaki farmakokinetik parametre değerleri 3 saat ve 24 saatlik infüzyonlar şeklinde 135 ve 175 mg/m2 paklitaksel verilen hastalardan elde edilmiştir:

- ortalama terminal yarılanma ömrü: 3.0 – 52.7 saat - toplam vücut klerensi : 11.6 – 24.0 L/saat/m2

- ortalama kararlı durum dağılım hacmi: 198- 688 L/m2

- Bu değerler paklitakselin vasküler sistem dışında geniş dağılım alanını ve/veya doku bağlanmasını gösterir.

175 mg/m2 paklitakselin 3 saatlik infüzyonunu takiben aşağıdaki farmakokinetik parametrelerin ortalama değerleri bildirilmiştir:

- ortalama terminal yarılanma ömrü : 9.9 saat - ortalama toplam vücut klerensi : 12.4 L/saat/m2

Paklitakselin serum proteinlerine bağlanma oranı %89 -98’dir.

Paklitaksel metabolizmasının başlıca yerinin karaciğer olduğu düşünülmektedir.

Değişmemiş paklitakselin ortalama kümülatif üriner atılımı, dozun %1.8 – 12.6’sıdır.

ENDİKASYONLARI Over kanseri tedavisi:

Anzatax Enjektabl Konsantrat over kanserinin birinci basamak tedavisinde, platin içeren bir preparat ile kombine olarak endikedir.

(2)

Anzatax Enjektabl Konsantrat metastatik over kanserinde ikinci seçenek tedavisinde endikedir.

Meme kanseri tedavisi:

Anzatax Enjektabl Konsantrat nod-pozitif meme kanserli hastalarda standart kombinasyon (antrasiklin ve siklofosfamid) tedavisini takiben adjuvan olarak endikedir.

Anzatax Enjektabl Konsantrat ilerlemiş veya metastatik meme kanserinin ilk seçenek

tedavisinde, Antrasiklin tedavisinin uygun olduğu hastalarda, bir antrasiklinle kombine olarak veya Antrasiklin tedavisinin uygun olmadığı hastalarda tek ajan olarak veya HER-2’si

kuvvetli pozitif (immünohistokimyasal yöntemle 3 pozitif veya FISH tekniği ile pozitif ) olduğu tayin edilen hastalarda trastuzumab ile kombine olarak endikedir.

Anzatax Enjektabl Konsantrat metastatik meme kanserinin standart tedavisi başarısız olduğunda ikinci seçenek tedavisinde endikedir.

Uygulanan ilk seçenek tedavisinde klinik açıdan kontrendikasyon olmadıkça bir Antrasiklin yer almalıdır.

Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri (NSCLC) tedavisi:

Anzatax Enjektabl Konsantrat küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin (NSCLC) ilk seçenek tedavisinde küratif ameliyatın ve/veya radyasyon tedavisinin uygun olmadığı durumda platin içeren bir preparat ile kombine olarak endikedir.

Kaposi sarkoma tedavisi:

Anzatax Enjektabl Konsantrat AIDS’e bağlı Kaposi sarkomanın ikinci seçenek tedavisinde endikedir.

KONTRENDİKASYONLARI

Anzatax Enjektabl Konsantrat, paklitaksele aşırı duyarlılık reaksiyonu gösteren kişilerde kullanılmamalıdır.

Anzatax Enjektabl Konsantrat, pEG 35 kastor yağına ( Cremophor EL) veya PEG 35 kastor yağında formüle edilmiş ilaçlara ( siklosporin ve teniposid gibi) aşırı duyarlılık reaksiyonu gösteren kişilerde kullanılmamalıdır.

Anzatax Enjektabl Konsantrat ciddi nötropenisi (1500 hücre/mm3 altında) olan hastalarda kontrendikedir.

UYARILAR / ÖNLEMLER

Paklitaksel kullanımı kanser kemoterapötik ajan kullanımında deneyimli doktorun gözetiminde yapılmalıdır.

Premedikasyon

Histamin salınımına bağlı aşırı duyarlılık reaksiyonu olasılığını en aza indirmek için, hastalara her paklitaksel tedavi siklusu öncesi premedikasyon

uygulanmalıdır. Premedikasyon kortikosteroidler (örn. Deksametazon), antihistaminikler (örn., difenhidramin veya prometazin) ve bir H-2reseptör

antagonistinden (simetidin veya ranitidin) oluşur (bkz. “Kullanım Şekli ve Dozu”).

Tipik aşırı duyarlılık reaksiyonları tedavi gerektiren dispne ve hipotansiyon,

anjiyoödem ve yaygın ürtikerdir. Paklitaksel tedavisi gören hastaların %2’sinde ciddi aşırı duyarlılık görülmüştür. Bu reaksiyonlardan biri, premedikasyon uygulanmadan

(3)

paklitaksel tedavisi gören hastalarda ölüme neden olabilir. Anzatax Enjektabl Konsantrat paklitaksele aşırı duyarlılık reaksiyonu gösteren hastalarda

kullanılmamalıdır.

Nötropeni (bkz. “Yan Etkiler/Advers Etkiler”)

Paklitakselin doz sınırlayıcı toksisitesi doza bağımlı kemik iliği supresyonu (başlıca nötropeni) olduğundan dolayı, tedavi öncesi nötrofil sayımları 1.5 x 109 hücre/L (1500 hücre/mm3) den az olan hastalarda paklitaksel kullanılmamalıdır. Paklitaksel tedavisi sırasında kan sayımları sık aralıklarla izlenmelidir. Hastanın nötrofil sayımı 1.5 x 109 hücre/L (1500 hücre mm3) ve trombosit sayımı 100 x 109 hücre/L (100.000 hücre/mm3) den fazla olana kadar paklitaksel kürleri uygulanmamalıdır.

Paklitaksel tedavisi sırasında nötropeni oluşursa (7 veya daha fazla gün süreyle nötrofil sayımı 0.5 x 109 hücre/L (500 hücre/mm3) den az olursa), daha sonraki kürlerdeki paklitaksel dozu %20 azaltılmalıdır. Daha önce radyasyon tedavisi alan hastalarda daha ciddi myelosupresyon oluşur. 135 mg/m2’nin üzerindeki dozlarda bu tür hastalardan elde edilen bilgiler azdır.

Kalp iletim bozuklukları

Paklitaksel alan hastalarda nadiren ciddi kalp iletim sistemi bozuklukları görülmüştür. Bir hastada geçici olarak bir pacemaker takılması gerekmiştir. Paklitaksel infüzyonları sırasında önemli iletim bozuklukları gelişirse, hasta çok yakın şekilde izlenmeli ve gerektiği gibi tedavi edilmelidir. Daha sonra verilecek paklitaksel tedavilerinde sürekli kardiyak monitorizasyon uygulanmalıdır. Ciddi kardiyovasküler olaylar, küçük hücreli olmayan akciğer kanserli hastalarda meme veya over kanserli olanlardan daha sık gözlenmiştir.

Gastrointestinal

Diğer bulgu ve semptomları ile birlikte karın ağrısı görülen paklitaksel tedavisindeki hastalarda bağırsak perforasyonu araştırılmalıdır.

Karsinogenesis, mutagenesis, fertilite bozuklukları

Paklitakselin karsinogenetik potansiyeli konusunda bir çalışma yapılmamıştır ama paklitaksel benzeri ilaçlar karsinojendirler. Yapılan çalışmalar paklitakselin mutajenik olduğunu

göstermiştir. Uygulanan paklitaksel anneye ve fötusa toksiktir. Gebelik kategorisi D’dir.

Uygulama

Paklitaksel sadece intravenöz infüzyon ile uygulanabilir; intraserebral, intraplevral veya intraperitoneal yollardan verilmemelidir. Anzatax Enjektabl Konsantrat intravenöz infüzyon öncesi seyreltilmelidir. Paklitaksel intravenöz infüzyonu öncesi kateterin doğru pozisyonda olduğundan emin olmak gereklidir, çünkü yanlış uygulama ile ekstravazasyon, nekroz ve/veya tromboflebit oluşabilir (bkz. “Kullanım Şekli ve Dozu”).

Renal ve hepatik yetmezlik

Renal ve/veya hepatik yetmezliğin paklitaksel farmakokinetiğine etkisi tam olarak ortaya konulmamıştır. Ancak, karaciğerin ilacın başlıca metabolizma yeri olmasından dolayı, paklitaksel karaciğer fonksiyonu azalmış hastalara dikkatle verilmelidir. Paklitakselin karaciğer enzimlerini doza bağlı olarak yükselttiği gösterilmiştir.

(4)

Hipotansiyon ve bradikardi

Paklitaksel tedavisi sırasında hastalarda hipotansiyon ve bradikardi gelişebilir. Özellikle paklitaksel infüzyonunun ilk saati içinde vital bulgular sık olarak monitörize edilmelidir.

Sadece ciddi iletim bozuklukları olan hastalar sürekli kardiyak monitorizasyonu gerektirirler (bkz.”Yan Etkiler/Advers Etkiler”).

Sinir sistemi

Paklitaksel alan hastalarda periferik nöropati yaygın olarak bildirilmiştir ve şiddeti doza bağımlıdır. Tedavi sırasında periferik nöropati gelişen hastalarda %20 doz azaltılması önerilir (bkz.”Yan Etkiler/Advers Etkiler”).

Küçük hücreli olmayan akciğer kanserli hastalarda, paklitakselin sisplatin ile birlikte

uygulanmasında görülen nörotoksisite sıklığı tek başına paklitaksel alan hastalarda genellikle görülenden daha fazladır.

Gebelik ve emzirme döneminde kullanımı

Gebelik kategorisi D’dir. Yapılan deneyler paklitakselin fötus için toksik olduğunu göstermiştir. İlacın anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Tedavi altında olan anneler emzirmemelidir.

YAN ETKİLER/ ADVERS ETKİLER

Hipersensitivite (bkz. “Uyarılar/Önlemler ve Kullanım Şekli ve Dozu”)

Kortikosteroidler, antihistaminler ve bir H2-reseptör antagonisti ile premedikasyona rağmen paklitaksel kullanan hastaların %2’sinde ciddi hipersensitivite reaksiyonları bildirilmiştir.

Ciddi semptomlar genellikle paklitaksel infüzyonunun başlamasından sonra ilk bir saat içinde görülür ve sıklıkla dispne, hipotansiyon ve göğüs ağrısı şeklindedir. Bazı hastalarda,

semptomların düzelmesi için infüzyona geçici olarak ara verilmesi yeterlidir. Diğer hastalarda bronkodilatörler, adrenalin, antihistaminler ve kortikosteroidlerle tek veya kombinasyonlar şeklinde tedavi gerekir. Tüm vakalarda paklitaksel kürlerinin %21’inde hipersensitivite reaksiyonları görülür ve ilk reaksiyonlar genellikle ilk iki kürde ortaya çıkar.

Hipersensitivite reaksiyonlarının minör belirtileri yüz kızarması (hastaların %32’sinde), döküntüler (%14) ve dispnedir (%4).

Hematolojik

Paklitakselin en önemli doz sınırlayıcı toksisitesi kemik iliği supresyonudur. En sık görülen hematolojik yan etki doza bağlı nötropenidir ve 3 saatlik infüzyona nazaran 24 saatlik infüzyonda daha ciddi olarak ortaya çıkar. Tüm vakalarda nötropeni hastaların %68’inde görülür. İlk paklitaksel küründe ciddi nötropeni vakaların %58’inde görülür. Paklitaksel uygulandıktan sonra nötrofillerin en düşük düzeyleri ortalama 11. günde ortaya çıkar. Daha önce radyasyon veya sisplatin tedavisi alan hastalarda daha sık miyelosupresyon oluşur ve genellikle daha şiddetlidir (bkz. “Uyarılar 7 Önlemler ve İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”).

Paklitaksel tedavisi sonrası bildirilen trombositopeni nötropeniden daha az görülür ve daha az ciddidir. Trombositlerin en düşük düzeyleri (<50 x 109 hücre/L) paklitaksel uygulaması sonrası hastaların %5’inde 8. veya 9. günde ortaya çıkar. Paklitaksel alan hastalarda hemoraji bildirilmiştir ama trombositopeniye bağlı değildir. Hastaların %3’üne trombosit transfüzyonu gerekebilir.

Hastaların %90’ında anemi (hemoglobin < 11 g/dL) ve % 24’ünde ciddi anemi (hemoglobin <

8 g/dL) görülür. Şiddeti ve sıklığı doğrudan paklitaksel uygulama süresinin uzunluğuna bağlıdır.

(5)

Tüm Paklitaksel tedavilerinde sıklıkla kan sayımları yapılmalıdır. Eğer hastada ciddi myelosupresyon gelişirse, paklitakselin sonraki dozları azaltılmalıdır (bkz. “Uyarılar / Önlemler”). Gerektiğinde trombosit veya eritrosit transfüzyonları uygulanmalıdır.

Enfeksiyonlar

Tüm vakaların %5’inde febril nötropeni oluşmuştur ve tüm vakaların %30’u enfeksiyöz episodlarla ilişkilidir. En yaygın enfeksiyonlar solunum sistemi, üriner sistem enfeksiyonları, sepsis şeklindedir. Sepsis vakaları ölümle sonuçlanabilir.

Nörolojik (bkz. “Uyarılar / Önlemler”)

Genellikle hafif paresteziyle ortaya çıkan doza bağımlı periferik nöropati, önerilen dozlarda hastaların % 60’ında hafif (grad I toksisite olarak tanımlanan), % 10’unda orta ( grad II toksisite) ve % 2’sinde ciddi (grad III toksisite) olarak bildirilmiştir. Daha yüksek dozlarda hastaların % 87’sinde nöropati görülmüştür. Daha yüksek dozlar uygulandığında ciddi semptomların (grad III toksisite) görülme sıklığı %4’ten %10’a çıkmıştır.

Ciddi nörolojik semptomlar çok ender olarak görülür ve bunlar genellikle yüksek doz paklitaksel alanlardır. Paklitaksel tedavisi tekrarlandığında semptomlar genellikle kötüleşir.

Periferal nörotoksisiteye bağlı olarak hastaların %2’sinde paklitaksel tedavisinin kesilmesi gerekmiştir. Sensoriyal semptomlar genellikle paklitakselin kesilmesinden sonra birkaç ay içinde düzelirler.

Paklitaksel alanlarda nadiren gran mal epilepsi görülebilir ve paklitaksel tekrar verildiğinde tekrarlayabilir. Minör distal kas zayıflığı ile sonuçlanan motor nöropati ve paralitik ileus ve ortostatik hipotansiyon görülen otonomik nöropatiler görülebilir.

Kardiyovasküler (bkz. “Uyarılar / Önlemler”)

Paklitaksel infüzyonu ile ilişkili hipotansiyon ve bradikardi sırasıyla %25 ve % 12 olarak bildirilmiştir. Sıklıkla ilaç uygulanması sırasında görülür. Ama genellikle ikisi aynı tedavide beraber görülmez. Kardiyovasküler etkiler genellikle asemptomatiktir ve tedavisiz geçer.

Ciddi hipotansif reaksiyonlar şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonlarıyla ilişkilidir ve girişim gerekir. Paklitaksel tedavisi ile ilişkisi muhtemel kardiyovasküler etkiler, aritmiler (asemptomatik ventriküler taşikardi, bigemine, senkopa benzeyen episodlar) ve atrioventriküler bloktur.

Paklitaksel alan hastaların % 30’unda elektrokardiyogram (EKG) değişiklikleri bildirilmiştir, bunlar en sık olarak spesifik olmayan repolarizasyon anomalileri (%20), sinüs taşikardisi (%19) ve prematüre atımdır (%7). Genellikle terapötik girişim gerekmez. Paklitaksel ve EKG değişiklikleri arasındaki ilişki henüz ortaya koyulmamıştır.

Hepatik

Paklitaksel ile tedavi edilen normal hepatik fonksiyonlu kişilerde karaciğer enzimlerinin yükselmesi (bilirubin [% 8 hastada], alkalen fosfataz [% 23], aspartat transaminaz (AST[SGOT] [% 16] ve alanin transaminaz (ALT[SGPT] [%33] ) sıklıkla bildirilmiştir.

ALT dışında tüm yükselmeler doza bağımlıdır. Ölümle sonuçlanan hepatik nekroz ve hepatik ensefalopati ender olarak bildirilmiştir.

Artralji / Miyalji

Artralji veya miyalji hastaların % 55’inde görülür ve genellikle kol veya bacakların büyük eklemlerinde hafif ağrılar şeklindedir. Semptomlar genellikle kısa sürelidir, tedaviden sonra 2. veya 3. gün ortaya çıkar ve birkaç günde geçer. Bu etkiler doza bağımlıdır ve filgrastim

(6)

(granülosit koloni stimülan faktör; G-CSF) ile eş zamanlı tedavilerde daha fazla sıklıkta görülürler.

Gastrointestinal

Bulantı / kusma (hastaların % 53’ü), ishal (%26) ve mukozit (%26) gibi hafif ve orta şiddette gastrointestinal yan etkiler de yaygındır. Paklitaksel alanlarda bağırsak perforasyonu

bildirilmiştir. Paklitaksel alan hastalarda karın ağrısı görüldüğünde bağırsak perforasyonu olasılığı araştırılmalıdır.

Enjeksiyon yeri reaksiyonları

İntravenöz paklitaksel uygulanmasını takiben flebit görülebilir. İntravenöz uygulama sırasında ekstravazasyon ödem, ağrı, eritem ve endurasyona neden olabilir; bazen ekstravazasyon selülit yapabilir. Deri rengi değişmesi görülebilir. Ekstravazasyon reaksiyonları için bilinen spesifik bir tedavi yoktur.

Diğerleri

Paklitaksel ile tedavi olan hemen tüm hastalarda alopesi gelişir.

Geçici ve hafif tırnak ve deri değişiklikleri görülebilir.

Radyasyon belirtilerinin tekrarlaması şeklinde deri anomalileri seyrek olarak bildirilmiştir.

BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

İLAÇ ETKİLEŞMELERİ VE DİĞER ETKİLEŞMELER

Sisplatin : Paklitaksel tedavisi öncesi sisplatin verilmesi ile sisplatin tedavisi öncesi paklitaksel verilmesinde görülenden daha büyük bir myelosupresyon görülür. Paklitaksel öncesi sisplatin alan hastalarda paklitaksel klerensinde % 33’lük bir azalma görülür.

Ketokonazol: Ketokonazolün paklitaksel metabolizmasını inhibe etmesinden dolayı, paklitaksel ve ketokonazolü birlikte alan hastalar yakın olarak takip edilmelidir veya bu ilaçların kombinasyonları önlenmelidir.

Karaciğerde metabolize olan ilaçlar: Karaciğerde metabolize olan ilaçların (eritromisin gibi) eş zamanlı uygulanmasında, bu ilaçların paklitaksel metabolizmasını inhibe

edebilmelerinden dolayı dikkatli olunmalıdır.

KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU

Paklitaksel uygulanmadan önce ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonlarını önlemek için tüm hastalara premedikasyon uygulanmalıdır (bkz. “Uyarılar / Önlemler”). Her tedavi siklusu öncesi tüm hastalara aşağıdakilerle premedikasyon yapılmalıdır:

Paklitaksel infüzyonuna başlamadan 12 saat ve 6 saat önce oral deksametazon 20 mg.

Paklitaksel infüzyonuna başlamadan 30 dakika önce prometazin 25 – 50 mg intravenöz veya diğer uygun bir H1 antagonisti.

Paklitaksel infüzyonuna başlamadan 30 dakika önce 15 dakikalık intravenöz infüzyon şeklinde simetidin 300 mg veya ranitidin 50 mg.

Over kanserinin primer tedavisi için; paklitaksel 3 haftada bir 3 saatlik intravenöz infüzyon ile 175 – 225 mg/m2 veya alternatif uygulama olarak 24 saatlik intravenöz infüzyon ile 135 mg/m2 verilmelidir. Platin grubu ile yapılan kombinasyonlarda, paklitaksel platin grubu öncesi verilmelidir.

(7)

Metastatik over kanseri tedavisi için; önerilen paklitaksel dozu 175 mg/m2’dir.

Paklitaksel 3 saat boyunca intravenöz infüzyon şeklinde verilir. Hasta tedaviyi tolere edebildiği sürece infüzyon her üç haftada bir tekrar edilmelidir. Hastalar 9 küre kadar paklitaksel tedavisini tolere etmişlerdir.

Metastatik meme kanserinin adjuvan kemoterapisi: AC (antarasiklin) tedavisini takiben, paklitakselin önerilen dozu 3 haftada bir 3 saatlik bir periyodun üstünde intravenöz olarak 220 mg/

m2 uygulamaktadır.

o Meme kanserinin ilk-seçenek

kemoterapisi: Doxorubicinle birlikte kullanıldığında (50

mg/m2), paklitaksel doxorubicinden 24 saat sonra uygulanmalıdır. Paklitakselin önerilen dozu, 3-hafta aralıkla, 3 saatlik bir periyodun üstünde intravenöz olarak 220 mg/m2 uygulamaktır.

Trastuzumabla, birlikte kullanıldığında, paklitakselin önerilen dozu, kürler arası 3-hafta aralıkla, 3 saatlik bir periyodun üstünde intravenöz olarak 175 mg/m2 uygulamaktır. Paklitaksel infüzyonu trastuzumabın ilk dozunu izleyen gün veya eğer trastuzumabın önceki dozu iyi tolore edilmişse, trastuzumabın izleyen dozlarından hemen sonra başlayabilir.

Meme kanserinin ikinci-seçenek kemoterapisi: Paklitakselin önerilen dozu, kürler arası 3-hafta aralıkla, 3 saatlik periyodun üstüne 175 mg/m2 uygulamaktır.

Haftalık uygulama: paklitaksel 80-100 mg/m2 dozunda 1 saatlik infüzyonla uygulanabilir.

Nod-pozitif östrojen reseptörü negatif meme kanseri için; önerilen paklitaksel dozu standart tedaviyi takiben her üç haftada bir 3 saat boyunca intravenöz olarak uygulanan 175 mg/m2 infüzyon dozudur. Tedavi dört kür şeklinde uygulanır.

Küçük hücreli olmayan akciğer kanserlerinin (NSCLC) primer ve sekonder tedavisi için;

önerilen paklitaksel dozu her üç haftada bir 3 saat boyunca intravenöz olarak uygulanan 175 mg/m2’dir.

AIDS’e bağlı Kaposi Sarkoma’nın ikinci seçenek tedavisinde; her üç haftada bir 3 saatte intravenöz infüzyon ile 135 mg/m2 paklitaksel veya her iki haftada bir 3 saatte intravenöz infüzyon ile 100 mg/m2 paklitaksel uygulanır.

İlerlemiş HIV hastalığında, hastaların nötrofil sayımları 1.000 hücre /mm3 altında olursa paklitaksel tedavisi başlatılmamalı veya tekrarlanmamalıdır. Ayrıca, premedikasyonda oral yoldan verilen deksametazon dozu 10 mg.a indirilir. Ciddi nötropeni (7gün veya daha fazla sürede nötrofil sayımları 500 hücre/mm3 altında) varsa, sonraki kürlerdeki paklitaksel dozu % 20 azaltılır. Klinik olarak uygunsa, birlikte hematopoietik büyüme faktörü (G-CSF) başlatılır.

Solid tümörleri olan hastaların nötrofil sayımları en az 1.500 hücre /mm3 ve trombosit

sayımları 100.000 hücre/mm3 olmadan paklitaksel tedavisinin tekrarlanması önerilmez. Eğer ciddi nötropeni (7 gün veya daha fazla sürede nötrofil sayımları 500 hücre/mm3 altında) veya paklitaksel tedavisi esnasında ciddi periferik nöropati varsa, sonraki kürlerdeki paklitaksel dozu % 20 azaltılmalıdır (bkz. “Uyarılar / Önlemler”).

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması

Total bilirubin düzeyi 1.5 mg/dL veya daha düşük olan ve AST düzeyi normal limitin iki katının üzerinde olan hastalarda toplam doz 135 mg/m2’den düşük olmalıdır.

Total bilirubin 1.6 – 3.0 mg /dL ise toplam doz 75 mg/m2 veya daha düşük olmalıdır. Total bilirubin 3.1 mg/dL veya daha yüksek olduğunda toplam doz 50 mg/m2 veya daha düşük olmalıdır.

İlacın hazırlanması ve uygulanışı ile ilgili önlemler

Anzatax Enjektabl konsantre İNTRAVENÖZ İNFÜZYON ÖNCESİ SEYRELTİLMELİDİR.

% 5 glikoz veya % 0.9 sodyum klorür intravenöz infüzyonunda seyreltilmelidir. Nihai

(8)

konsantrasyonu 0.3- 1.2 mg/ml olacak şekilde seyreltilir. Seyreltildikten sonra şişe nazik bir şekilde dairesel hareketlerle karıştırılmalı, asla çalkalanmamalıdır.

Anzatax solüsyonunun PVC esaslı ekipmanlarla ve setlerle temasından kaçınılmalıdır. Nihai solüsyonun hazırlanışı ve seyreltilmiş solüsyonun saklanması cam şişelerde olmalıdır. Bu önlemler, PVC infüzyon torba veya setlerinden plastik DEHP (di[2-etilhekzil] ftalat)’ın sızmasını önlemek içindir. Paklitaksel solüsyonları bir IMED® pompası kullanılarak polietilen kaplı uygulama setleri (örn. Gemini 20) ile verilmelidir.

Hazırlanmış solüsyonun hemen kullanılması önerilir. Uygulama süresi infüzyonun başlangıcından itibaren 24 saat içinde tamamlanmalı ve kalan atılmalıdır.

Stabilite

Açılmamış Anzatax Enjektabl Solüsyon flakonları orijinal ambalajında ve 25 oC’nin altındaki oda sıcaklığında saklandığında ambalajın üzerinde belirtilen son kullanma tarihine kadar stabil kalır.

Flakon ilk açıldıktan sonra, kullanılmayan konsantre solüsyon 25oC’nin altındaki oda

sıcaklığında ve ışıktan korunarak saklandığında 28 güne kadar antimikrobiyal etki sağlayarak kimyasal ve fiziksel olarak stabil kalır. Diğer bir ifadeyle, ilk açıldıktan sonra kullanılmayan konsantre solüsyon 28 gün içinde multidoz kullanıma uygundur.

Hazırlanmış solüsyonun stabilitesi

Aseptik koşullar altında % 5 glikoz solüsyonuyla cam şişede hazırlanmış kullanıma hazır solüsyon 25 oC’nin altındaki oda sıcaklığında 7 gün ve 2-8 oC arasında 14 gün, % 0.9 sodyum klorür solüsyonu ile cam şişede hazırlanmış kullanıma hazır solüsyon 25 oC’nin altındaki oda sıcaklığında ve 2-8 oC arasında 14 gün kimyasal stabilitesini korur.

Filtrasyon

Tüm paklitaksel infüzyon seti filtrelerinde olduğu gibi 0.22 mikron veya daha küçük mikroporlu membranlar önerilir. Polisulfondan oluşan IMED 0.2 mikron filtre setinin Anzatax Enjektabl Konsantrat için uygun olduğu gösterilmiştir.

Kullanım ve atılım

Sitotoksik ilaçların uygun kullanımı ve atılımı için yayınlanmış kılavuz izlenmelidir.

DOZ AŞIMI VE TEDAVİSİ

Paklitaksel doz aşımı için mevcut spesifik bir tedavi yoktur. Doz aşımının muhtemel sonuçları mukozit, ciddi kemik iliği supresyonu ve periferik nörotoksisitedir ve destekleyici tedavi uygulanır.

SAKLAMA KOŞULLARI

25oC’nin altında oda sıcaklığında saklayınız. Işıktan koruyunuz.

Çocukların ulaşamayacakları yerde ve ambalajında saklayınız.

TİCARİ TAKDİM ŞEKLİ VE AMBALAJ MUHTEVASI

Anzatax 150 mg / 25 ml Enjektabl Solüsyon 1 multidozluk ambalajda.

PİYASADA MEVCUT DİĞER FARMASÖTİK DOZAJ ŞEKİLLERİ

Anzatax 30 mg / 5 ml Enjektabl Solüsyon İçeren Flakon , 1 multi dozluk ambalajda.

(9)

Ruhsat sahibi:

Orna İlaç, Tekstil, Kimyevi Maddeler Sanayii ve Dış Ticaret Ltd. Şti.

Fatih Sultan Mehmet Cad. Yayabeyi Sok.

Arın İş Merkezi No:9/4-5-6 Kavacık/ İSTANBUL Ruhsat Numarası: 13.09.1999 – 106 /60

Üretim yeri: Hospira Australia Pty Ltd.

Mulgrave, Victoria, Avustralya Reçete ile satılır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Metastatik meme kanserinin tek ajan tedavisi (ikinci basamak tedavi): BaĢlangıçtaki kemoterapinin baĢarısız olması veya altı aylık adjuvan kemoterapi sırasında

Çok yaygın: Kalp atımında hızlanma, yavaşlama veya kalp (ritminde) atımında hafif bozukluklar Yaygın olmayan: Kalp krizi, kalp yetmezliği kalp pili takılmasını

ATAXİL ile birlikte trastuzumab: Metastatik meme kanserinin birinci basamak tedavisinde tek ajan paklitaksele kıyasla paklitakselin trastuzumabla kombine olarak 3

Metastatik meme kanserinin ilk seçenek tedavisinde tek ajan TAXOL’e kıyasla TAXOL’ün trastuzumabla kombine olarak 3 saatlik infüzyonla uygulanması

Cytarabine Enjektabl Solüsyon, formül hafif hipertonik olduğu için intratekal olarak kullanılmamalıdır.. Karaciğer fonksiyon bozukluğu: Karaciğer bozukluğu olan

Over kanserinin birinci basamak tedavisi için önerilen Taksen rejimi, sisplatinden önce verilmelidir. Taksen, sisplatinden önce verildiğinde, Taksenin

Epirubicin “Ebewe”, önceden diğer antitümör ajanlarla kemoterapi veya radyoterapi sonucu belirgin miyelosupresyonu olan hastalarda ve doksorubisin veya daunorubisin

Karboplatin daha evvel ciddi böbrek bozuklu u (kreatinin klirensi 20 ml/dk. veya daha az) olan hastalarda kullan lmamal r.. 4.4 ÖZEL UYARILAR VE ÖZEL KULLANIM TEDB RLER