• Sonuç bulunamadı

TÜRKiYE 1 DE HAC ORGANiZASYONU SEMPQzyUMU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKiYE 1 DE HAC ORGANiZASYONU SEMPQzyUMU"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKiYE

1

DE

HAC ORGANiZASYONU SEMPQzyUMU

Dem, No:

Tas. No:

(Tebliğ ve Müzakereler) (7-9 TEMMUZ 2006)

. l+o ~oy

(2)

Diyanet işleri Başkanlığı Yayınları: 691 ilmi Eserler: 119

Türkiye'de Hac Organizasyonu Sempozyumu (Tebliğ ve Müzakere/ei)

Editör: Dr. Mehmet BULUT Grafik-Tasarım: TN iletişim (0312. 431 28 68)

Baskı Kontrol: M. Ali SOY

Baskı: Türkiye Diyanet Vakfı Yayın Matbaacılık ve Ticaret işletmesi OSTIM Örnek Sanayi Sitesi 1. Cd 358. Sk. No: 11 06370 Yenimahalle 1 Ankara

Mayıs 2007, Ankara 2007-06-y -0003-691 ISBN 978-975-19-4028-5

© Diyanet işleri Başkanlığı iletişim Adresi

Eskişehir Yolu 9. km. Çankaya 1 Ankara tel.: 0312. 295 72 94- faks: 0312. 284 72 88

diniyayinlar@diyanet.gov.tr

(3)

Arafat Öncesi ve Müzdelife Sonrası Mina'da Geeelemenin Hükmü

Dr. Hüseyin KAYAPlNAR

Diyanet işleri Başkanlığı Haseki Eğitim Merkezi Müdürü

Giriş

T

ebliğim, Arafat öncesi ve Müzdelife sonrası Mina'da geeelemenin hükmünü konu edinmektedir.

Şunu hemen belirtmeliyiz ki, dini bir meseleye ait hüküm arayacaksak baş vurmamız gereken kaynaklar öncelikle ei-Edilletü'ş-Şer'iyye (Edilletü'I- Ahkam)'dir. Yani asli ve fer'l delillerdir. Biliyoruz ki, bu delillerden bir kıs­

mı nakli, bir kısmı aklldir. ibadetler teabbudldir. Akılla veya akla dayanan delillerle ibadetlere ait hükümler konulamaz. Yani bir ibadetin hükmünü veya ibadetin uygulanışını bilmenin yolu nakildir. Hac da bir ibadettir. Do- layısıyla haccın kendisine ve hacdaki fiiliere ait hükümler de teabbudldir.

Bu fiilierin ve hükümlerinin neler olduğu ancak Kur'an'la, Sünnet'le veya Sahabesözü ya da uygulaması ile bilinebil ir. Akıl yürüterek bu fiilierin hük- mü bilinemez. Zaten Hz. Peygamber de buna işaret ederek" Hacca ait me-

nasikinizi benden

a/m."1 buyurmuştur. Şüphesiz islam fıkhının zarOret, ha- cet ve meşakkat durumlarında uygulanacak kolaylaştıncı hükümleri, hac konusunda da göz önünde bulundurulur.

Hac, diğer farz ibadetler gibi, Kur'an'da emredilen ve Hz. Peygamber'in bizzat eda ettiği ve ümmetine gösterdiği bir ibadettir. Yüz binin üstündeki Sahabe topluluğu Hz. Peygamber'le birlikte haccetmiş, onun yaptığını yap- mış ve birçoğu ondan gördüklerini sonraki nesillere aktarmıştır. Biz de Ara- fat'a çıkarken veya inerken Mina'da geeelemenin hükmünü tespit için Kur'an'a, Sünnete, ashabdan gelen rivayetlere, müctehit imamların ve diğer fukahanın bu kaynakları anlama ve yorumlamalarına bakacağız. Sonra da zaruret, hacet ve meşakkat durumlarında islam fıkhının benimsediği kuralla-

da dikkate alarak, günümüz şartlarına göre bir değerlendirme yapacağız.

1 Müslim, Hac 310; Nesal, Menasik 220; Ahmed b. Hanbel, Müsned, lll, 318,366.

353

(4)

~ ' '

1 ,•

TÜRKiYE'DE HAC ORGANiZASYONU SEMPOZYUMU

A. Arafat'a Çıkarken (Terviye Günü) Mina'da Geeelernek

Konuya girmeden önce Mina ve Terviye sözcükleri üzerinde durmak is- tiyorum.

1. Mina

Mina; Mekke ile Müzdelife arasında, Mescid-i Haram'a yaklaşık 7 km.

mesafede, Mekke'nin kuzeydoğusunda, cemrelere taş atma (şeytan taşla­

ma), kurban kesme ve teşrlk günleri gecelerini geçirme gibi hacca ait fiilie- rin yapıldığı mekanın adıdır.2

Mina, Mekke tarafında yani batıda Akabe Cemresi'ne, doğuda yani Müzdelife yönünde Muhassir Vadisi'ne kadar uzanır. Kuzeyinde Kabil Da-

ğı, güneyinde de Salih (Sebir) Dağı vardır. Bu dağların Mina Vadisi'ne ba- kan yamaçları Mina'dan sayılır. Diğer tarafa bakan yamaçları Mina'dan sa- yılmaz. Mina Vadisi'nin uzunluğu 3528 m., genişliği de en geniş yerinde 637 m.dir.3 Bu vadiye Mina deniliş nedeni olarak birden çok şey söylen- mektedir. Bunlar:

a) insanlar hac ibadeti sırasında buraya toplanırlar,

b) Bu kelime "kan akıttı" anlamına gelen "emna" kelimesi ile aynı kök- tendir. Hac için olan kurbanlar burada kesildiği için bu bölgeye Mina de-

nilmiştir.

c) ibn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, Cebrail (a.s) bu bölgede Hz.

Adem'e "Temenne (temenni et)" demiş, o da "etemenne'l-cennete (Cenne- ti temenni ediyorum)" demiştir. işte bu yüzden bu bölgeye temennl ile ay- kökten olan_Mina denilmiştir.

d) Allah (c.c.) burada Hz. ibrahim'e ve diğer insanlara lütufta (menn) bu-

lunmuştur. Onun için bu isim verilmiştir.4

2. Terviye

Terviye, hacıların Mekke'den Mina'ya hareket ettikleri Zilhiccenin 8.

gününe verilen isimdir. insanlar Mina'da su bulamayacakları için bu gün develerine suya kandıracak kadar su verirler, kendileri de kanıncaya kadar su içerler. işte bu güne, "yanına su aldı" anlamına gelen "ravva" sözcüğü­

nün masdan olan terviye günü denilmiştir.5

2 T.D. V. islfi.m Ansiklopedisi, "Mina" maddesi; Emin Mahmud Hattab, Tekmiletü'I-Menheli'l- azbi'/-mevrOd Şerhu Sünen-i Ebf DavOd, 111 43.

3 Salih Abdu's-Sem'ı" el-Abi, Cevahiru'l-iklfl, 1, 183; T.D. V. islam Ansiklopedisi1 a.y.; Emin Mahmud Hattab, a.g.e, ll, 43; Vehbe ez-Zuhayll, ei-Ftkhu'l-islamf ve EdilletuhO, lll, 193.

4 Kurtubl, ei-Camf li ahkami'I-Kur'an, lll; 7; T.D.V. islam Ansiklopedisi, a.y.

5 Serahsl, ei-MebsO~ IV, 53; Emin Mahmut Hattap, a.g.e., ll, 43; Necati Yeniel, Hüseyin

Kayapınar, Sünen-i Ebf DavOd Terceme ve Şerhi, VII, 308.

(5)

HAC MENAsiKi - ll

3. Terviye Günü Mina'da Geeelemenin Hükmü

Cabir b. Abdullah, Enes b. Malik ve İbn Abbas'tan gelen, Hz. Peygam- ber'in haccını anlatan rivayetlerde, Allah ResOiü'nün, Terviye (Zilhiccenin 8.) günü Mina'ya gidip, öğle, ikindi, yatsı ve ertesi gün sabah namazlarını orada kıldığı, sonra Arafat'a doğru yola çıktığı belirtilmektedir.6 Hz. Peygamber'den bunun dışında bir uygulama nakledilmiş değildir. İslam müçtehitlerinin tama- da•bu uygulamanın vacip olmadığında ittifak etmiştir. Ancak bunun hük- münü kimileri sünnef, kimileri de müstehap8 olarak ifade etmişlerdir. Kimi- feri de hükmüne işaret etmeden doğrudan yapılacak uygulamayı nakletmiş­

ferdir.9 Yine kaynaklar Hz. Peygamber'in bu uygulamasına uymamanın sün- nete aykırı davranma olup, isaet (uygun olmayan bir davranış/evfaolanı terk) olduğunu, bir cezayı gerektirmediğini söylerler. Mesela Hanefi fakihleri Se- rahsl ve Merğlnanl arafe gecesini Mekke'de geçirip ertesi gün Mina'dan ge- çerek Arafat'a gitmekte sakınca olmadığını, ama Peygamber' e iktidayı terk ol- duğu için bunu yapanın isaet etmiş olacağını söylerfer.10 İbn Ebi Şeybe'nin, Ata'dan rivayet ettiği bir habere göre de Hz. Aişe (r.a.) Zilhiccenin sekizini dokuzuna bağlayan gecenin tamamını Mekke'de geçirmiştir.11 Ancak bir ha- reketin sünnet oluşu, onun hafife alınmasını da gerektirmez. Nitekim Nevevi şöyle demektedir: "Bugün insanların, Zilhiccenin 8. günü Arafat'a gitmeleri hatadır, sünnete aykırıdır. Bu yüzden birçok sünnet kaçmaktadır. Mina'da kı­

lınacak namazfar, orada gecelemek, Nemlre'ye gidip orada konakfamak, hut- be irad etmek, Arafat'a girmeden namaz kılmak bunfardandır."12

Burada şunu da göz önünde bufundurmamızda yarar var: O gün Mek- ke'den Arafat'a çıkışta en kestirme, belki de tek yol bu güzergahtı. Hz. Pey- gamber ve ashabı onun için bu güzergahı kullanmış olabilir. Ayrıca arafe günü Mekke'den çıkıldığında Arafat'a varıp dinlenmeden o günkü ibadet- leri yapmakta zorluklar olabilirdi. Şaşl el-kaffal da Hz. Peygamber'in bu ge- celeri dinfenrnek için Mina'da geçirdiğini söyler.13

4. Mina'ya Terviye Gününden Önce Gelmek

Hacı adaylarının Mina'ya Terviye gününden önce gelmeleri, ulemanın büyük çoğunluğuna göre sakıncasızdır. Sadece İmam Malik bunu rnekruh

6 Buharl, Hac 82, 83; Müslim, Hac 336; EbO DavOd, Menasik 57, 58; Tirmizi, Hac 50, 112;

ibn Mace, Menasik 51, 84; Malik, Muvatta, Hac 64; ibn Ebi Şeybe, Musannef, lll, 3115, Hadis No: 14537,14541.

7 Kasanl, Bedaiu's-sanai', lll, 151; Nevev1, ei-MecmO', VIII, 111.

8 Serahs1, MebsOt, IV, 53; ibn Abidin, Reddu'I-Muhtar, ll, 173.

9 EbO Bekir Muhammed b. Ahmed eş-Şaşi ei-Kaffal, Htfyetu'l-ufema ff ma'rifeti mezahibi'l- fukaha, lll, 336; ibn Teymiyye, MecmOatu'l-fetava, XXVI, 161; ibn Cüzey, el-Kavanfnu'l- flkhlyye, 116.

10 Serahsl, MebsOt, IV, 53; Merğlnanl, e/-Hidaye, ı, 358, 359.

11 ibn Ebi Şeybe, Musannef, Hadis No: 14541.

12 ibn Abidin, ll, 173 (Nevevi'nin Menasik'inden naklen).

13 Şaşi, a.g.e., 111, 336.

355

(6)

TÜRKiYE'DE HAC ORGANIZASYONU SEMPOZVUMU

görmektedir. Yine imam Malik'e göre Terviye günü akşama kadar Mek- ke'de kalmak da mekruhtur. Ancak Terviye günüCumaya denk gelirse, Cu- ma namazı Mekke'de kılınıp sonra Mina'ya geçilir.14

Sonuç olarak, Zilhiccenin 8. günü sabah namazından sonra Mina'ya ge- çip, o günün kalan namazlarını orada kılıp geceyi orada geçirmek, sabah namazını kıldıktan sonra Arafat'a doğru yola çıkmak sünnettir. islam alim- leri arasında bunun dışında bir şey söyleyen yoktur. Çünkü Hz. Peygamber böyle yapmıştır. Bazı müelliflerin müstehap dediklerine bakarak, bunun sünnet-i gayr-i müekkede olduğu söylenebilir. Özürlü veya özürsüz bu sün- nete uymayan kişiye herhangi bir ceza gerekmez. Özürsüz olarak terk et- mek ise sünnete muhalefettir, isaettir (uygun bir davranış değildir). Zamanı­

mızda hacca giden Müslümanların çokluğu, o mekanların darlığı ve bütün hacca gidenlerin bu güzergahı anılan günlerde izlemeleri durumunda yaşa­

nacak zorlukları dikkate aldığımızda, günümüzdeki uygulamanın hoşgörü­

lecek bir uygulama olduğunu söylememiz gerekir. Bunu uygulayamayan, olsa olsa yine Nevevi'nin dediği gibi fazileti kaçırmış olur.15

B. Teşrlk Günlerinin Gecelerini Mina'da Geçirmek

Bilindiği gibi haccın menasikinden olan şeytan taşlama Mina'ya ve Mina günlerine hastır. Ayrıca kıran veya temettu' haccı yapanlar için vacip olan

kurbanın kesilme yeri de tercihen Mina' dır. Mina'daki menasik ile ilgili ola- rak Kur'an-ı Kerim'de bir ayet, Hz. Peygamber'in kendi uygulaması, konu- ya ışık tutacak~ hadisler ve ashaba ait rivayetler vardır.

1. Mina ile

ilgili Ayet

//Sayı/1

günlerde

(eyyam-ı teşrlkte telbiye ve tekbir getirerek)

Allah'!

anm. Kim iki gün içinde acele edip

(Mina'dan Mekke'ye)

dönmek isterse ona günah yoktur. Kim geri ka!Jrsa ona da günah yoktur. Bunlar günahtan sakmanlar içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, hepiniz O'nun huzurunda toplanacaksiniz."16

Bu ayette geçen "sayılı günler" ..:.>~J..w t..4i teşrlk günleri; yani, Kurban Bayramı'nın iki, üç ve dördüncü günleridir (Buradaki teşrlk günleri; teşrlk tekbirlerinin söylendiği arefe günü başlayan günler olduğunu söyleyenler varsa da çoğunluğa göre bu günler değildir). Bu günlere "Mina günleri" de- nilirY Hz. Peygamber (s.a.v.) de bir hadisinde

//Hac Arafatt1r. Kim cem (Müzdelife) gecesi fecir

doğmadan

önce Arafat'ta bulunursa onu idrak et-

14 Emin Mahmud Hattab, a.g.e., ll, 45.

15 Nevevl, MecmO', VIII, lll, 112.

16 Bakara, 2/203 Not: Meal Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yayınlanan Kur'an-ı Kerim ve

Açıklamalı Meali'nden alınmıştır.

17 Cessas, Ahkamu'I-Kur'an, ı, 316; Fahreddin Razi, Mefat7hu'l-gayb, V, 166; Kurtubl, el- Cami' li ahkanıi'I-Kur'an, lll, 4; ibnu'I-Arabl, Ahkamu'I-Kur'an, ı, 198.

(7)

HAC MENAsiKI • ll

miştir. Mina günleri üç gündür. Kim iki gün içinde acele ederse ona günah yoktur. Kim geri kalrrsa ona da günah yoktur" buyurmuştur.18

Bu ayette esas olarak, Mina'yı teşrlk günlerinin ikinci (bayramın üçüncü) gü- nünde terk etmenin bir sakıncasının olmadığı, ama üçüncü güne kalmanın da günah olmadığı ifade edilmektedir. Ayetteki "günah yoktur" ifadesinden mak- sad ın, "Haccı mebrur sebebiyle günahların ve seyyiatın silinmesi için sakınca

yoktur." ya da "Erken gitmesinden dolayı kendisine bir günah yoktur."19 Anfa- mındadır. Bir başka açıklamaya göre de bundan maksat şudur: Cahiliye döne- minde insanlar Mina'dan Mekke'ye dönüş konusunda iki farklı anlayışta idiler.

Kimileri üçüncü bayram günü dönüp dördüncü güne kalmayanları kınar, diğer­

leri de üçüncü gün dönmeyip, dördüncü güne kalanları kınardı. Allah cahiliye dönemindeki bu anlayışı reddetmek ve hacceden Müslümanlar için her iki gün- de de dönmenin sakıncaSIZ olduğuna işaret için bu ayeti indirmiştir.20

Bu ayetteki "acele etmek"ten maksat, Mina'dan erken dönmektir.21 Ha- san Basri Çantay, mealinin dip notunda "Mina günlerinde; Zi'l-hıcce'nin 11 ve 12. günlerinde Mina'dan Mekke'ye gelmekte acele ederse ... " demekte- dir.22 Efmafıfı Harndi Yazır ise tefsirinde burayı "vatanına hareket için ace- le ederse" şeklinde açıklamakta, devamla bu iki günün birincisine Mina'da bulunulduğu için "yevmu'l-karr"; yani "karar günü", ikincisine de hacıfar bu günde Mina'dan hareket ettikleri için "yevmu'n-nefri'l-evvef" yani "bi- rinci hareket günü" denildiğine işaret etmektedir.23

Görüldüğü gibi bu ayette doğrudan teşrlk günlerini Mina'da geçirmeyi emredici bir ifade yoktur. Ancak Mina'dan dönmekten söz edilmektedir. Bu da, hacıların bu günlerde Mina'da konaklamakta olduklarına delalet etmek- tedir. Şuna da işaret etmeliyiz ki, fukaha Mina'da geeelemenin hükmünü tar-

tışırken bu ayeti hiç referans vermemiştir. Fakat bazı müfessirler ayetin tefsi- rinde Mina'da geeeleme konusundaki görüşlere temas etmişlerdir. Mesela Kurtubl şöyle der: "Fukaha kendilerine ruhsat verilenferin dışındaki hacıların Mina'da geeelemelerinin şeair ve nüsükten olduğunda müttefiktir. Buna göre

diğer nüsüklere kıyasla bu nüsükü yapmayana da dem gerekir."24 Kurtubl'nin bu sözleri, mensubu olduğu Maliki Mezhebi'nin görüşünü yansıtmaktadır.

Fahreddln Razi de Mina gecelerini Mina'da geçirmenin hikmeti konusunda şöyle bir yoruma yer verir: Harem'in civarında bulunmak mekruhtur. Çünkü oraya yakın olunca Kabe'ye olan şevk azalır. Dolayısıyla Mina'dan erken dönmenin mi yoksa geç dönmenin mi daha efdal olduğu konusunda tered- düt oluşur. Bunun için Allah ikisi arasında fark olmadığını beyan etmiştir.25

18 ibn Mace, Mem1sik 57; Ebu Davud, Menasik 68; Beyhakl, es-Sünenü'l-kübra, Hadis No:

9593; Tirmizi, Hac 57; ibn Hibban, Sahih, Hadis No: 3892.

19 Cessas, Ahkamu'l-Kur'an, ı, 317.

2o Nesefl, Medariku't-tenzil, 1, 165.

21 Cessas, a.g.e., ı, 31 7; Razi, a.g.e., V, 166.

22 Çantay, Meal; ll, 55.

23 Elmalılı, a.g.e., ll, 731.

24 Kurtubi, a.g.e., lll, 7.

25 Fahreddin Razi, a.g.e., V, 166.

357

(8)

358

TÜRKiYE'DE HAC ORGANiZASYONU SEMPOZVUMU

2. Hz. Peygamber'in Uygulaması

Hz. Peygamber yaptığı Veda Haccı'nda Zilhiccenin 1 O. günü sabah na-

mazını Müzdelife'de kılmış, sonra Mina'ya geçmiştir. Akabe Cemresi'ne her seferinde tekbir getirerek 7 taş atmış, sonra kurban kesme yerine geç- miştir. Orada beraberinde getirdiği 100 deveden 63'ünü (daha makul görü- nen bazı rivayetlere göre yedisini veya birisin i) bizzat kendisi kesmiş, kalan 37'sini de Hz. Ali'ye kestirmiştir. Kesilen her bir deveden bir parça ayrıla­

rak bir kazana konulup pişirilmiş ve ResOluilah bundan yemiştir. Daha son- ra Mekke'ye gidip ziyaret tavafını yapmış ve tekrar Mina'ya dönmüştür. Ba-

rivayetlere göre Kurban Bayramı'nın 1. günü öğle namazını Mekke dö- nüşü Mina'da, bazılarına göre de Mekke'de kılmıştır. Mekke'de kılmış ol-

ması akla daha uygundur. Çünkü Mina ile Mekke arasındaki mesafe dikka- te alındığında o günkü şartlarla kurban kesilip eti pişirildikten sonra Mek- ke'ye gidip, ziyaret tavafını yapması, sonra da Mina'ya dönüp öğle nama- zını orada kılması pek mümkün görülmemektedir. Hz. Peygamber üç gün Mina'da gecelemiş, gündüzleri cemreleri taşlamıştır.26

Hz. Peygamber bineği üzerinden cemrelere taş atmış ve "Menasikinizi benden alın ız, bilmiyorum, belki ben bu haccımdan sonra hac edemeyece- ğim" buyurmuştur.27 Bu hadisin şerhinde Nevevi şöyle demektedir:

"Benim bu hacCimdaki sözler, fiiller ve

şekiller

hacca ait

şeylerdir.

Bunlar sizin me- nasikinizdir. On/an kabul edin, ezberleyin,

öğrenin

ve insanlara

öğretin."

Bu hadis hac menasiki konusunda önemli bir kaynaktır. Namaz konu- sundaki;

"Beni namaz

kıtarken gördüğünüz

gibi siz de

kı/ınız'' hadisine benzemekted i r."28

Hz. Peygamber ayrıca Mina'da Müslümanlara hitabede bulunmuştur.

Bu hitabenin kurban bayramının birinci günü kuşluk vaktinde olduğuna da- ir rivayetler olduğu gibi29 teşrlk günlerinin ikincisinde (bayramın üçüncü günü) olduğunu bildiren rivayetler de vardır.30

3. Hz. Peygamber'in Mazereti Olanlara Teşr1k Günlerinin Gecelerini Mina Dışında Geçirmelerine izin Vermesi

ibn Ömer'den (r.a.) şöyle rivayet eı:lilmiştir: "Abbas (r.a.) sikayet (hacıla­

ra su temin etme) görevi nedeniyle Mina gecelerini Mekke'de geçirmek üzere izin istedi. Hz. Peygamber de bu izni verdi."31

26 Müslim, Hac 147; Ebu Davild, Menasik 57; ibn Mace, Menasik 84; Nesa., Menasik 46; Darim7, Menasik 34; ibn Hibban, Sahfh, Hadis No: 3867, 3882; Beyhak7, es-Sünenü'l-kübra, Hadis No:

9443; ibn Huzeyme, Sahfh, Hadis No: 858; ibn Abiöın, a.g.e., ll, 84; ibn Teymiyye, a.g.e., XXVI, 162.

27 Müslim, Hac 310.

28 Nevev7, Şerhu Sahlh-i Müslim, IX, 45.

29 Ebu Davud, Menasik, 72, 73. .

30 Ebu Davud, Menasi k, 71.

31 Buhar!, Hac 75, 133; Müslim, Hac 346; Ebu Davud, Menasik 80; ibn Mace, Menasik 80;

Ahmed b. Hanbel, Müsned, 11,.19, 22; Malik, Muvatta, Hac 72; Tirmizi, Hac ı 08.

(9)

HAC MENAsiKi - ll

EbCı'I-Beddah b. Asım b. Adiy, babasından; "ResOlu /lah, deve çoban/a-

rınm Mina'da gece/ememelerine ruhsat verdi."32 dediğini nakletmiştir.

4. Geceyi Mina' da Geçirme Konusunda Ashabtan Gelen Rivayetler

Hişam b. Urve babasının, Mina gecelerini Mekke'de geçirme konusun- da "Hiçbir kimse Mina'dan başka bir yerde asla gecelemesin." dediğini ri-

vayet"etmiştir.33

Ata, ibn Ömer'in (r. a. ), Mina günlerinin gecelerini Mekke'de geçirme- yi rnekruh saydığını söylemiştir.34

ibn Ömer'in, hacıların Mina gecelerini Mina dışında geçirmeyi yasak (nehy) ettiği ve Mina'ya girmelerini emrettiği belirtilmektedir.35

ibn Ömer, (babası) Ömer'in, "Hiçbir hacı Mina gecelerini Akabe'nin ar- ka tarafında geçirmesin" dediğini rivayet etmiştir."36

N af!' in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "insanlar iddia ettiler (zannettiler) ki, Ömer Akabe gerisinde olanları Mina'ya sokmaları için adamlar gönderdi."37

Abdurrahman b. FerrCıh, ibn Ömer'e; kendilerinin ticaretle uğraştıkları­

nı, Mina geceleri Mekke'ye gelip mallarının başında durduklarını söyledi.

Buna karşılık ibn Ömer, Hz. Peygamber'in Mina'da geeelediğini ve buna devam ettiğini bildirdi.38

ikrime, ibn Abbas (r.a.)'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Cemrelere taş attıktan sonra geceyi istediğin yerde geçir."39

5. Teşr'i'k Günlerinin Gecelerini Mina'da Geçirmenin Hükmü Konusunda Fukahanın Görüşü

Mina'da gecelemekten maksat Mina günleri olan, Kurban Bayramı'nın 2, 3 ve 4. günlerinin gecelerini Mina'da geçirmektir. Yukarıda geçen ayette de işa­

ret edildiği gibi, ikinci günde (Kurban Bayramı'nın 3. günü) Mina'dan ayrılmak mümkündür. Bu gün ayrılacak olanlar için Mina'da kalınacak gece sayısı iki olmaktadır. Fakat isteyen bayramın 3. günü akşamından önce Mina'dan ayrıi­

mayıp o geceyi de Mina'da geçirir. Bunlar için de Mina geceleri üç olur.40

Şafiiler üç gecenin de orada geçirilmesi gerektiğini söylerler. Gerekçele- ri, Hz. Peygamber'in üç geceyi orada geçirmiş oluşu ve "Menasikin izi ben- den alm." buyurmuş olmasıdır.41

32 EbO DavOd, Menasi k 77; Malik, Muvatta, Hac 72; Tirmizi, Hac 108.

33 Malik, Muvatta, Hac 70.

34 ibn Ebi Şeybe, Musannef, Hadis No: 14369.

35 ibn Ebi Şeybe, Musannef, Hadis No: 14368.

36 Malik, Muvatta, Hac 70.

37 Malik, Muvatta, Hac 70.

38 EbO DavOd, Menasik 74; Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra, V, 153.

39 ibn Ebi Şeybe, Musannef, Hadis No: 14379.

40 Salih Abdu's-Semi' el-Abi, a.g.e., ı, 183.

41 Ramlf, Nihayetu'l-muhtac, lll, 300; Şirbfnf, Muğnf'/-muhtac, 1, 504.

359

(10)

/

360 .lOO<>---- .,

TÜRKiYE'DE HAC ORGANiZASYONU SEMPOlYUMU

Teşrlk günlerinin gecelerini Mina'da geçirmeyi gerekli görenlere göre geceyi Mina'da geçirmiş olmak için gecenin yarıdan fazlasında orada olmak yeterlidir.

Yukarıda naklettiğimiz hadisler

ve

sahabi görüşlerine dayalı olarak teşrlk günlerinin gecelerini Mina'da geçirmek bütün İslam müçtehidlerine göre meşrudur; yani dini bir harekettir, terk edilmesi hoş değildir. Ancak bunun vacip mi, farz mı, sünnet mi olduğu konusunda farklı görüşler vardır.

a) Vacip Olduğunu Söyleyenler

Hz. Ömer (r.a.), Urve, İbrahim en-Nehai, Mücahid, Ata b. Ebi Rebah, İmam Şafii

ve

Şafii mezhebi fakihlerinin çoğu, Malikller, bir rivayette de Ahmed b. Hanbel

ve

Caferller bu görüştedir. Ancak Caferilere göre Mina gecelerinde farz veya nafile olarak Kabe'yi tavaf etmek ve haccın sa'yini yapmak gibi i~adetlerle meşgul olan kişi bu gecelerde Mekke'de kalabilir.

Bu durumda kendisine bir şey gerekmez.42 Sikayet görevi ve deve çobanlı­

ğı gibi mazereti olanlar için ittifakla vacip değildir.

Şafii alimlerinden Nevevl, hacla ilgili arnelleri üçe ayırır. Bunlar:

Erkan: İhram, vakfe, tavaf, sa'y ve tıraş (Bu maddede sayılanlar Şafillere göre haccın farzlarıdır).

Eb'az: Mlkat'ı ihramsız geçmemek, şeytan taşlamak, Mina

ve

Müzdeli- fe'de gecelemek, Veda tavafı yapmak (Bunlar genel anlamda Şafillere göre vaciptir). Bunlardan ilk ikisine uyulmaması durumunda kesin olarak dem gerekir. Sonrakilere uyulmaması durumunda ne yapılacağı konusunda iki

görüş vardır. Birisine göre bunlar da eb'azdandır. Terkinin telafisi dem ile- dir. İkinci görü~şe göre müstehaptır. Hey'at'a girerler. Dolayısıyla terkinden dolayı bir şey gerekmez

Hey'at: Yukarıda sayılanlar dışındaki ameller.43

Yine Nevevl, Mina'da geeelemenin hükmü ile ilgili olarak iki görüş bu- lunduğunu, kuvvetli görüşün müstehap, diğerinin vacip olduğunu, tek gö- rüş olarak müstehap diyenierin de bulunduğunu, ama kendi tercihinin vacip olduğunu söyler.44

Bu görüşte olanların delilleri şunlardır:

aa- Hz. Peygamber anılan geceleri Mina'da geçirmiş, bunu nüsük ola- rak isimlendirmiş;

"Menasikin izi benden al m

ız'' buyurmuştur.45

ab- Hz. Peygamber amcası Abbas'a, sikayet görevi nedeniyle Mina ge- celerini Mekke'de geçirmesine izin vermiştir. Bu olay, bu görüş sahipleri- nin en önemli delillerindendir.

42 Şafii, ei-Ümm, ll, 215; ibn Kudame, ei-Muğnf, lll, 473; Muvaffakuddln b. Mahmud ei-Mak- disl, el-Kafi, ll, 448; ibn Hacer ei-Askalanl, Fethu'/-barf, lll, 462; Nevevl, a.g.e., VIII, 222;

el-Amill, Vesai/u'ş-Şfa,V, 206-209; Salih Abdu's-Seml' el-Abi, a.g.e., 1, 183.

43 Nevevl, er-Ravda, ll, 397.

44 Nevevl, ei-MecmO', ll, 385.

45 ibn Kudame, a.g.e., lll, 474; Nevevl, e/-MecmO', VIII, 223, 224.

(11)

HAC MENAsiKi - ll

Mina'da geeelemenin vacip olduğu görüşünde olanların olaya bakış açı­

sı şöyledir: Hz. Peygamber'in sadece amcası Abbas'a Mina günlerinin ge- celerini Mekke'de geçirmesine izin vermesi, başkası için böyle bir ruhsatın olmadığına delildir. Çünkü eğer orada geeelernek vacip olmasaydı Ab- bas'ın izin istemesine gerek olmazdı. Ayrıca ibn Abbas'ın şöyle dediği riva- yet edilmektedir: "Hz. Peygamber sikayet görevinde bulunan Abbas'tan

başka hiç kimseye Mekke'de geeeleme ruhsatı vermemiştir."46

ac- Hz. Peygamber'in, Hz. Abbas'a verdiği iznin ruhsat olarak ifadelen- dirilmesi, onun mukabilinin azirnet olmasını gerektirir. Ayrıca izin, sikayet görevi illetine bağlı olarak verilmiştir. Bu, sikayet görevi veya o manada bir özür olmayınca ruhsatın da olmayacağını gösterir. Bu da orada geeeleme- nin vacip olmasını gerektirir.47

ad- Yukarıda geçen ibn Ömer, Urve b. Zübeyr ve Hz. Ömer'den gelen rivayetler, onların Mina gecelerini Mina'da geçirmeye ne kadar önem ver- diklerini gösterir. Bu da onun vacip olduğuna delildir.

b) Sünnet Olduğunu Söyleyenler

Hanefller, Hasenu'I-Basrl, Şafii fakihlerinden ei-Maverdl ve Zahiriler sünnet olduğu görüşündedirler. Ahmed b. Hanbel'den ve imam Şafii'den bir rivayet de bu şekildedir.48 Bu görüş sahiplerinin delileri de şunlardır:

ba- Hz. Peygamberin, sikayet görevi nedeniyle amcası Abbas'a izin ver- mesi, Mina'da geeelemenin vacip olmadığına delildir. Çünkü eğer o vacip

olsaydı Hz. Abbas izin istemez, Hz. Peygamber de izin vermezdi. Nitekim

haccın menasikinden olan şeytan taşlama ve benzeri vacip fiiller için bir izin isteme ve ruhsat verme olmamıştır.49

bb- Mina'da geeelernek maksut değil, o günlerde yapılacak olan şeytan taşlamaya tabidir. Tabi olan bir şeyi terk etmek de sadece isaettir.50

be- ibn Abbas'tan rivayet edilen "Cemrelere taş attıktan sonra istediğin yerde gecele."51 sözü, onun vacip olmadığını gösterir.

bd- Hz. Peygamber'in teşrlk gecelerini Mina'da geçirmesi onun farz ve- ya vacip olmasını gerektirmez. Çünkü Hz. Peygamber bunu emretmemiştir.

Farz, onun emrettiğidir.sı

be- Bu görüş sahipleri, karşı görüşte olanların "Hz. Peygamber' in, Hz. Ab- bas'a izin vermesi onun ruhsat olduğunu gösterir. Ruhsatın mukabili de azi-

46 ibn Mace, Menasik 80.

47 ibn Hacer ei-Askalanl, Fethu'/-bari', lll, 462.

48 Serahsl, a.g.e., ll, 159; Kasanl, a.g.e., ll, 159; ibn Kudame, a.g.e., lll, 473; Nevevl, e/-Mec- m{Y, VIII, 222, 223; er-Ravda, ll, 385; Ebu'I-Hasen Ali b. Muhammed ei-Maverdl, e/- Havi'/-keb/r, IV, 199. ibn Hazm, ei-Muhalla, VII, 184.

49 Serahsl, a.g.e., ll, 159; Kasanl, a.g.e., ll, 159; ibnu'I-Hümam, Şerhu Fethi'/-kadlr, ll, 186.

so Serahsl, a.g.e., IV, 25.

51 ibn Ebi Şeybe, Musannef, Hadis No: 14379.

52 ibn Hazm, e/-Muhalla, VII, 184

361

(12)

\

~ 362

ı.(-ooo---

I ÜRKiYE' Dt HAC ORGANiZASYONU SEMPOZYU,v\U

mettir." şeklindeki yaklaşımlarını şöyle cevaplandırırlar: Bir şeyin azirnet olu- şu, onun vacip olmasını gerektirmez. O, sünnet-i müekkede de olabilir. Nice azirnet var ki, imamlar onun vacip olduğunu söylememişlerdir. Kur'an'daki tilavet seedeleri buna örnektir. Şafillere göre Sad suresinin dışındaki secdeler azlmettir. Fakat onun vacip olduğunu söylememişlerdir. Aynı şekilde seferde namazları tam kılmak Şafillere göre azlmettir, ama ittifakla vacip değildir.53

bf- Mina'daki geeelemenin nüsük olduğu yönündeki görüş de Hanefiler tarafından kabul edilmemektedir. Hanefllere göre o nüsük değil, nüsük olan Cemrelere taş atmaya vesiledir.54

bg- Ashabtan bazılarının hacıları Mina dışında gecelemekten men etmeleri veya dışarıda olanları Mina'ya çağırmaları, Hz. Peygamber' e ittiba içindir. Hz.

Ömer'in Mina dışında geceleyenleri te' dlp ettiğine dair rivayetlerin sıhhati sabit değildir. ibnu'I-Hümam bu rivayet için "SübhanehQ a'lemu bihl" demiştir.55

Hanefiler teşrlk günlerinin gecelerini Mina'da geçirmeye vacip deme- mekle birlikte, bunun sünnet-i müekkede olduğunu, ciddi bir mazeret ol- madan terk edilmemesi gerektiğini, terk etmenin rnekruh olduğunu söyler- ler. Hatta Merğlnanl, ei-Hidaye'de Mina'da gecelemenin, şeytan taşlama­

nın kolay olması için gerekli olduğunu söyler ve bunu "vecebe" sözcüğü­

nü kullanarak "li ennehQ vecebe li yeshule aleyhi'r-ramyu fl eyyamihl" di- ye ifade eder.56 ibnu'I-Hümam Merğlnanl'nin burada kullandığı "vecebe"

sözcüğünü "sebete" diye açıklarY

c) Farz Ol~uğunu Söyleyenler

Zeydiyye Mezhebi'ne göre Mina'da geeelernek farzdır. Zeyd! alimler- den Ahmed b. Yahya b. ei-Murteza (v. 840) ei-Bahru'z-zehhar adındaki eserinde haccın farzlarının 1 O tane olup bunlardan birisinin Mina'da gece- Iemek olduğunu söyler. Ahmed b. Yahya el-Hadi; Şafii ve Malik'in de aynı görüşte olduğunu belirtir.58 Burada farzdan maksat bizim anladığımız an- lamda vacip olsa gerektir.

6. Mazereti Olanların Teşr'ik Günleminin Gecelerini Mina Dışında

Geçirmeleri

Yukarıda aktardığımız haberlerden Hz. Peygamber'in sikayet görevi olan amcası Abbas'ın Mina gecelerini Mekke'de, deve çobanlarının da Mina dışında geçirmelerine izin verdiğini görmüştük.59 Mina'da geeeleme- nin vacip olduğunu söyleyenler bu haberlerden hareketle bu iki mazerete

53 Tehanevl, i'lau's-sünen, X, 183.

54 Tehanevl, a.g.e., X, 182.

55 ibnu'I-Hümam, a,g.e., ll, 186, 187.

56 Merğlnanl, a.g.e., ı, 150; Tehanevl, a.g.e., X, 182.

s? ibnü'I-Hümam, a.g.e., ll, 186.

58 Ahmed b. Yahya, ei-Bahru'z-zehhfir, lll, 574, 575.

59 Bkz. Dipnot: 29, 30, 31.

(13)

HAC MENASiKi ll

sahip olanların Mina günlerinin gecelerini Mina'da geçirmek zorunda ol- madıkları konusunda görüş birliği içindedirler. Fakat sikayetle ilgili ruhsa-

tın sadece Abbas'a mı, Abbas ailesine mi, Haşimoğullarına mı yoksa bu gö- revi yapan herkese mi ait olduğunda

ve

bu iki mazeretin dışında mazereti

olanların da bu ruhsattan yararlanıp yararlanamayacakları konusunda gö-

rüş ayrılığına düşmüşlerdir.

a) Sikayet Görevi ile ilgili Ruhsat Konusundaki ihtilaflar

İmam Malik

ve

Şafii'ye göre bu ruhsat sadece Abbas ailesinden olanla- ra mahsustur. Bu aileden başka bir aileye mensup birisi sikayet görevi ya- parsa aynı ruhsat onun için söz konusu değildir.60 Ancak ulemanın çoğun­

luğu, doğrusunun sikayet görevine dayalı olan ruhsatın sadece Abbas'a

ve-

ya onun ailesine ya da Haşimoğullarına mahsus olmayıp kim olursa olsun bu görevi yapan herkesi kapsadığı görüşündedir.61 Doğrusu da bu olsa ge- rektir. Çünkü gerekçe hacılara su dağıtmak için hazırlık yapmaksa, bu ha- zırlığa ihtiyacı olan herkesin bu ruhsattan yararlanması gerekir.

Şunu da belirtmek gerekir ki, Mina'da gecelerneyi vacip görenler, sika- yet görevini yürütenierin birinci bayram günü güneş batana kadar Mina'dan ayrılmamışlarsa daha sonra ayrılabileceklerin; geceyi orada geçirmek zo- runda olmadıklarını söylerler. Çobanlar için ise durum farklıdır. Onlar ak-

şama kadar Mina'dan ayrılmamışlarsa geceyi orada geçirmek zorundadır­

lar. Çünkü onların artık oradan ayrılmaya ihtiyaçları kalmamıştır. Çünkü hayvanlar gece otlatılmaz.62

b)

Diğer

Mazeretler Nedeniyle Mina'da Gecelerneyi Terk Etmek

Fukaha içerisinde Mina gecelerini başka yerde geçirme ruhsatının sade- ce Hz. Peygamber'in izin verdiği Abbas ailesi ile deve çobaniarına ait ol-

duğunu söyleyenler varsa da63 çoğunluğa göre Mina'da geeelemeye engel

başka özürler de bu ruhsattan yararlanma nedenidir. Kaynaklarda hastalık

veya hasta bakıcılığı, Mekke'de kaybolacağından korkulan mal bulunması, sonradan telafisi mümkün olmayan bir işin olması Mina'da geeeleme zo-

runluluğunu kaldırıcı mazeretler olarak sayılmaktadır.64 ei-Lecnetu'd-da- ime li'l-buhGsi'l-ilmiyye ve'l-ifta üyeleri de Mina'da geceleyecek yer bula- mama veya yollardaki izdiham nedeniyle Mina'ya ulaşamama gibi neden- lerle teşrlk günlerinin gecelerini Mina'da geçiremeyenler için herhangi bir cezanın olmadığı görüşü doğrultusunda fetva vermişlerdir.65

60 Şafii, ei-Ümm, 11, 215; Maverdi, a.g.e., IV, 204,205.

61 Maverdi, a.g.e., IV, 204, 205; Ahmed b. Yahya, a.g.e., lll, 57; ibn Hacer ei-Askalani, a.g.e., lll, 462; ibn Dakiki'l-ld, ihkamu'/-ahkam şerhu Umdeti'l-ahkam, lll, 88; Nevevi, er-Ravda, ll, 286.

62 Maverdi, a.g.e., IV, 198; ibn Kudame ei-Makdisi, eş-Şerhu'l-kebfr, lll, 481; Nevevi, a.g.e., ll, 286.

63 Maverdi, a.g.e., IV, 204, 205; ibn Hacer ei-Askalani, a.g.e., lll, 462.

64 Kaffal eş-Şaşl, a.g.e., lll, 350, Maverdi, a.g.e., IV, 198; ibn Kudame ei-Makdisi, eş-Şerhu'/-kebfr, lll, 481; Nevevi, er-Ravda, ll, 286; Zuhayli, a.g.e., lll, 205. ibn Hazm, ei-Muhalla, VII, 185.

65 Fetava li'l-lecneti'd-daime /i'l-buhusi'l-ilmiwe ve'/-ifta, Xl, 270, 271.

363

(14)

364

~(i-ooo---

TÜRKiYE'DE HAC ORGANiZASYONU SEMPOZYUMU

Ayrıca Caferilere göre İstirahat etmekiçin değil de tavaf ve sa'y gibi iba- detlerle meşgul olmak için teşrik günlerinin gecelerini Mekke'de geçirmek mazerettir.66 Ruhsatın gerekçesi, hacet ve meşakkat olduğuna göre Mina'da gecelerneyi zorlaştıran veya orada gecelenmesi durumunda telafisi zor ve- ya imkansız kayıpların olacağı kesin veya kesine yakın olarak bilinen du- rumlarda, bu gecelerneyi terk etmenin, gecelerneyi vacip görenlere göre de caiz olması gerektiği kanaatini taşıyoruz.

7. Teşrlk Gecelerini Mina'dan Başka

Bir

Yerde Geçirmenin Cezası Teşrik gecelerini Mina'da geçirmeyi sünnet kabul edenlere göre ister bir mazerete dayalı, ister mazeretsiz, Mina gecelerini başka yerde geçirenler için bir ceza (fidye) yoktur. Sünneti terkten dolayı isaet işlemiş olur. İbn Hazm, teşrik gecelerini Mina dışında geçirmeyi yasaklayan ve dışarıda olanları Mina içine çağırdığı rivayet edilen Ömer b. Hattab, İbn Ömer, ibni Abbas gibi sahabilerin hiçbirisinin, o gecelerde Mina dışında kalanlara ce- za vermediklerini söyler.67

Mina'da gecelerneyi vacip görenler ise geeelemenin terki durumunda ge- rekli cezanın ne olacağında farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. imam Malik'e ve Caferilere göre teşrik günlerinin Mina'da geçirilmeyen her bir gecesi için bir dem (küçükbaş hayvan kurban etmek) gerekir.68 Muhtasaru'I-Halil'de bayramın üçüncü günü akşamından öı:ıce Mina'dan ayrılacak olanların bir veya iki gece- yi Mina'da geçirmemeleri durumunda bir dem gerektiği ifade edilmektedir.69

Şafillere göre üç geceyi de Mina dışında geçirmenin cezası bir demdir.

Bu kurbanın ~Harem bölgesinde kesilmesi gerekir. Nevevi'nin belirttiğine göre her bir gece için bir dem gerekir diyenler varsa da bu şazdır. Tek bir geceyi orada geçirmeyeneverilecek ceza konusunda farklı rivayetler vardır.

Her gece için bir müd (543 gr.)l0 buğday, bir dirhem gümüş, üçte bir dem şeklindeki görüşler içerisinde en kuwetlisi bir gece için bir müd buğdaydır.

İki gece orada gecelerneyi terk eden de buna kıyasla fidye verir. Bir geceyi Mina'da geçirmiş olmak için gecenin yarıdan çoğunu orada geçirmek yeterlidir. Orada gecelerneyi unutan da kasten geçirmiş gibi fidye öder.71

Ahmed b. Hanbel'den bu konudil gelen rivayetler farklıdır. Bir rivayete göre İbn Abbas'ın "Haccın menasikinden bir şeyi unutana veya terk edene dem gerekir" sözünden dolayı üçüncü gün akşama kadar gündüzleri Mina'da kalan için, üç geceyi terk edene dem gerekir. Ahmed b. Han-

66 ei-Amill, Vesailu'ş-Şfa, V, 2007.

67 Tahavl, el-Muhtasar, s. 70; Serahsl, a.g.e., IV, 68; ibn Hazm, a. g. e. VII, 185; ibn Abidln, a.g.e., ll, 184.

68 Kurtubl, a.g.e., lll, 78; Şevkan i, Neylü'/-evtar, V, 91; ibn Hacer ei-Askalanl, a.g.e., lll, 462.

69 Salih Abdu's-Seml' el-Abi, a.g.e., ı, 183; ei-Amill, Vesai/u'ş-Şfa, V, 207.

70 Müd, bir ölçektir. Hanefllere göre 1.032 litre (815.39 gr.) diğer üç mezhebe göre 543 gr.dır.

(Muhammet Ravas Kal' acı, Harnit Sadık Kuneybi, Mu'cemü lügati'l-fukaha, s. 418)

71 Şafii', a.g.e., ll, 215; Maverdl, a.g.e., IV, 204; ibn Hacer el-Askalanl, a.g.e., lll, 462; Nevevl, ei-MecmO', VIII, 224, 225, Ravzatu't-talibfn, ll, 385.

(15)

HAC MENAsiKi - ll

bel'den bir başka rivayete göre fakiriere bir hurma tanesi gibi hafif bir şey­

ler yedirilir. Bu rivayete göre sadaka olarak ne verirse versin yeterlidir. Ay- rıca Şafillerin dediği gibi bir gece dışarıda kalana bir müd buğday, iki gece kalana iki müd buğday, bir gece için bir dirhem, iki gece için iki dirhem ve bir gece için yarım dirhem sadaka vermesi gerektiği şeklinde rivayetler var- dır. Üçüncü bir rivayete göre ise Hanefi'lerin dediği gibi bir şey gerekmez.

Sünneti terk ettiği için isaet işlemiş olur.72 Ata b. Ebi Rebah da Mina gecelerini Mekke'de geçiren birisine gereken cezanın ne olduğu sorusuna

"Bir dirhem veya ona benzer bir şey sadaka verir" demiştir_73

Sonuç

Hz. Peygamber'in teşrlk günlerinin gecelerini Mina'da geçirdiği kesindir.

Ancak ümmetinin de orada geçirmesini emretmemiş, aksine bazı mazeret sahiplerine bu geceleri Mina dışında geçirmelerine izin vermiştir. Fakat bir hadiste; "menasikinizi benden alınız" buyurmuştur. Ancak bu sözü, doğ­

rudan Mina'da geeelemekle ilgili olarak söylememiş, cemrelere taş attıktan sonra söylemiştir. Eğer bu sözü, Mina'da gecelerneyi vacip görenlerin dedik- leri gibi, vücuba delalet edecek şekilde anlarsak, Hz. Peygamber'in hac ibadeti sırasında yaptığı bütün hareketleri için geneliernemiz ve hepsi için vacip dememiz gerekir. Oysa bunu hiç kimse söylememektedir. Nitekim Hz.

Peygamber Arafat'a çıkarken terviye gününü arafe gününe bağlayan geceyi de Mina'da geçirmiş, ertesi gün Nemlre denilen yerde çadır kurdurup bir süre orada kalmıştır. Ama hiç kimse bunların vacip olduğunu söylememiştir. Yine Hz. Peygamber Mina'dan Mekke'ye dönerken Muhassab (Ebtah) denilen yer- de konaklamış buna da kimse vacip dememiştir. Kanaatimizce Hz. Peygam- ber'in teşrlk günlerinin gecelerini orada geçirmesi, geceleri orada geçirmenin vacip olduğuna delalet etmez. Onun teşrlk gecelerini Mina'da geçirmesi, üç gün sürecek olan cemrelere taş atma ibadetine kolaylık olması için olabilir.

O zamanki ulaşım şartları dikkate alındığında böyle düşünmek hiç de yadır­

ganacak bir şey olmasa gerektir. Fakat bu,. orada geeelemenin dini bir fiil ol- madığını da göstermez. islam müçtehitlerinin tamamı teşrlk günlerinin gecelerini Mina'da geçirmenin sünnet ya da vacip olduğunda müttefiktir. Bu da bu fiilin dini olduğunda icma olduğunu gösterir.

Hz. Abbas'ın sikayet görevi nedeniyle anılan geceleri Mekke'de geçir- mek için izin istemesi de onun vacip olduğunu göstermez. Çünkü Hz. Pey- gamberin bu gecelerini Mina'da geçirdiğini görünce, bunun uyulması gereken bir zorunluluk olduğunu zannederek izin istemiş olabilir.

Zamanımızda hac mevsiminde Mina ve Müzdelife'deki izdiham, teşrlk gecelerini orada geçirmek isteyenlerin oluşturdukları hoş olmayan manzara hepimizin maiGmudur. Bu durum önemli sıkıntılara, hatta can kayıplarına

72 ibn Kudame, a.g.e., lll, 474; Muvaffakuddln Ebi Ahmed ei-Makdisl, ei-Kfiff, ll, 449.

73 ibn Ebi Şeybe, Musannef, Hadis No: 14375.

365

(16)

366 :~({-{)<>o--

TÜRKiYE'DE HAC ORGANiZASYONU SEMPOZYUMU

sebep olmaktadır. "Allah din işlerinde bizim üzerimize hiçbir güçlük yük- lememiştir." (Hacc, 22/78); "Allah bizim için kolaylık ister, zorluk istemez"

(Bakara 2/185). Zaten bu mesefenin hükmü üzerinde görüş birliği de yoktur.

Kanaatimce teşrlk gecelerini Mina'da geçirmek vacip değil, Hz .. Peygamber böyle yaptığı için sünnettir. Ondan sonra gelen bazı sahabilerin hacıları bu geceleri Mina dışında geçirmekten men etmeleri, onları Hz. Peygamber'in sünnetine uydurmak içindir. Ashabın sünnete uymaktaki hırsı herkesçe bilinen bir gerçektir. Ancak şartlar düzeltilir, orada kalacak insanların gecelerini insan- ca geçirebilecekleri, ihtiyaçfarını giderebilecekleri imkanlar ve mekanlar

hazırlanırsa vacip olduğu için değil, ama sünnete uymak için teşrlk gecelerini Mina'da geçirmelerini biz de tavsiye ederiz. Bu imkanların doğması durumun- da hem Başkanlığımızın hem de seyahat şirketlerinin programlarını buna göre

yapmafarını isteriz. Çünkü sünnetler önemsenmeyecek, özürsüz terk edilecek şeyler değildir. Hacca ait sünnetleri de hiç mazeret yokken "bu sünnettir, önemli değil" diyerek terk etmek hoş görülecek bir davranış değildir. Son derece yanlıştır. Bu günle ilgili tavsiyemiz, sünneti önemsemediğimiz için değil, günümüz şartlarında karşılaşılan meşakkat ve zorluktan dolayıdır.

Kardavl de internetteki sitesinde ilgili bir soruya verdiği cevapta; teşrlk günlerinin gecelerini Mina'da geçirmenin çoğunluğa göre vacip olmasına rağmen zamanımızdaki izdihamdan dolayı sünnet olduğu yönündeki görüşü benimsemenin daha uygun olacağını söylemektedir

Kaynakça

ABDÜLGANİ, Hüseyn b. Muhammed Said, İrşadü's-sarl ila menasiki'/-Molla Aliy- yi'l-kar(Lahor, tarihsiz.

AMiLT, Muhammed b. Hasen ei-Hur, Vesai/u'ş-Şfa ila Tahsf/i mesai/i'ş-şerfa, Beyrut 1991.

AS KALANI, İbn Hacer, Fethu'l-barf şerhu Sahfhi'I-Buharl, Bulak, 1301 . BUHAR!, Ebu Abdullah Muhammed b.ismail, Sahfh.

CESSAS, Ebu Bekir Razi, Ahkamu'I-Kur'an, istanbul, 1335.

CEZ1R1, Abdurrahman, Kitabu'l-fJkh a/e'l-mezahibi'/-erbaba, Beyrut, lll. baskı.

ÇANTA Y, Hasan Basri, Kur'an-I Hakim ve Meali Kerim, istanbul, 1969.

EBÜ DAVOD, Süleyman b. Eş'as es-Sicistanl, Sünen.

EZHERI, Salih Abdu's-Seml' el-Abi, Cevahiru'l-iklfl şerhu muhtasan ei-A!Iame eş- Şeyh Half/, Beyrut, tarihsiz.

FETAVA li'/-/ecneti'd-daime li'l-buhlısi'l:ilmiyye, Riyad, 1417.

İBN CÜZEYY, ei-Kavanfnu'I-Fikhiyye.

İBN HAZM, Ebu Muhammed Ali b. Muhammed, ei-Muha/la.

İBN KUDAME, Muvaffakuddin Ebi Muhammed, Abdullah b. Ahmed, ei-Muğnf, Beyrut, 1972.

İBN MACE, Ebu Abdullah Muhammed b. Yezid ei-Kazvinl, Sünen.

İBN TEYMİYYE, MecmOatu'/-fetava, 1398.

İBNU'L-HÜMAM, Şerhu Fethi'/-kadfr, Bulak, 1315.

lo, İbn Daklki'l-ld, ihkamu'/-ahkam şerhu Umdeti'l-ahkam.

ITR, Nureddln, ei-Haccu ve'I-(Jmre.

KAL'ACI, Muhammed Ravas, Hamid Sadık Kuneybl, Mu'cemü lügati'l-fukaha.

KURTUBI, Ebu Abdiilah Muhammed b. Ahmed, el-Cami' li ahkami'I-Kur'an.

(17)

HAC MENASi Ki -ll

MAKDIST, ibn Kudame, Şemsüddin Ebi'l-ferec Abdurrahman b_ Ebi Ömer, eş-Şer­

hu'l-kebir ale'I-Mukni, Beyrut 1972.

MAKDiST, Muvaffakuddin Ebi Muhammed Abdullah b. Ahmed b. Muhammed b.

Kudame, el-Kafi, 1998.

MALiK b. Enes, ei-Muvatta.

MA VERDI, Ebu'I-Hasen Ali b. Muhammed, ei-Havi'l-keblr, Beyrut, 1994.

MERGINANT, Ebu'I-Hasen Ali b. Ebi Bekir, ei-Hidaye, Kahire, 2000.

MURrEzA, Ahmed b. Yahya b. ei-Murteza, ei-Bahru'z-zehhar el-Cami' li mezahi- bi ulemai'l-emsar.

MÜSLiM, Ebu Hüseyin Müslim b. Haccac, Sahlh.

NESA!, Ahmed b. Şuayb b. Ali b. Dinar, Sünen.

___, Ravzatu't-talibln.

___, Şerhu Sahlh-i Müslim.

NEVEVI, Ebu Zekeriya Muhyiddin b. Yahya, ei-MecmO'.

RAzi,

Fahreddln, Mefatlhu'l-gayb, Beyrut, 2004.

REMLl, Muhammed b. Ebi'I-Abbas Ahmed b. Hamze b. Şihabiddln, Nihayetu'l- muhtac ila şerhi'/-Minhfic fi'l-flkh ala mezhebi'I-imam eş-Şafii, Mısır, 1938.

şAşT, ei-Kaffal, Hılyetu'l-ulema, Beyrut, 1988.

ŞEVKANT, Ebu Abdullah Muhammet b. Ali, Neylü'l-evtar.

ŞiRBTNT, Muhammed ei-Hatlb, Muğnf'l-muhtac ila ma'rifeti meanl elfazi'I-Minhac,

Mısır, 1958.

T AHA VI, Ebu Cafer Ahmed b. Muhammed, Muhtasaru't- Tahfivl, Beyrut, 1986.

TEHANEVT, Zafer Ahmed el-Osman!, i'lau's-sünen (idaratu'I-Kur'an ve'l-ulumi'l-islamiyye).

TiRMiZI, Ebu isa Muhammed b. isa, Sünen.

Y AZlR, El malılı Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur'an Dili, istanbul, 1968.

Oturum

Başkanı

Hüseyin Kayapınar Bey'e teşekkür ediyorum. Yalnız bir hususa temas etmek istiyorum. Sayın Kayapınar'ın tebliğinde de zikrettiği ResOl-i Ek- rem'in Mina' da beraberinde getirdiği 100 deveden 63'ünü bizzat kendisi- nin kurban olarak kestiği şeklindeki rivayet tenkit edilmiştir. İbn Abdülber, o gün Hz. Peygamberin sabahtan akşama kadar yaptığı bütün diğer işleri de dikkate alarak bu rivayetin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ifade eder. Ülkemizde hazırlanan ve halkımıza da dağıtılan birçok hac rehbe- rinde de bu bilgiye yer verilir. Bu ve benzeri ihtilaflı konuların halka, ha- cı adaylarına yönelik eserlerde yer almasının kafa karışıklığına sebep oldu- ğunu düşünüyorum. Mina'da yapılan işler konusunda mezheplerin birbi- rinden farklı görüşlerini bu tür rehberlerde detaylı olarak anlatmak yerine bu bilgiler çerçevesinde konuyu çok daha net olarak ifade etmek gereğini düşünüyorum.

367

Referanslar

Benzer Belgeler

— Bakû'da enternasyonal kongresi varmış. Enver Paşa oraya gitti. Ben Berlin'den hiç dışarı çıkmadım. Bu İslâm cemiyetin den Millî Hükümetin de h a­ beri

1 — Gözün 35 centimetreden fazla yaklaş - masını icab eden el işlerinin men* olunması lâzım- dır.Genç kızların öğrenmeleri lâzım olan mu‘tad el işleri bu

Ancak başta beşeri ve ekonomik coğrafya konularını gösteren fotoğraflar olmak üzere ders kitaplarındaki birçok fotoğrafın eski ve güncelliğini yitirmiş olması

Kasım efendi bizi anasıra yoklar­ ken görünmez oldu. Meğerse Mevlâsı- na kavuşmuş. Hacı hanım da sırra kadem basmıştı. İstanbulda çarh çe­ viren, kırk

Tanrısal bir görevin yerine getirilme­ si için (ezanı duyurmak için) yapılmış bü­ külenin, pespaye dünya işlerinde kulla­ nılamayacağı savı ilk bakışta ne

- Divan şiiri için dediğin doğru ama, bence duruk toplum diye bir şey var mı­ dır gerçekten.. - Doğu toplundan, genel olarak duruk

kabül eden “Altes,, unvanını ver­ di. Kendilerine üçüncü sınıfı mü­ nasip bulduğu Mehmet Ali evlâ- dinmişe lügatte âkil ve fâzıl mâ­ nâlarına gelen

Detection of Clostridium perfringens Contamination in Retail Minced Beef and Poultry Meat Retailed in Afyon*.. Şebnem PAMUK 1 , Gözde