• Sonuç bulunamadı

Yazan : Ahmet Gökoğlu Kastamoni Arkeologi müzesi müdürü

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yazan : Ahmet Gökoğlu Kastamoni Arkeologi müzesi müdürü "

Copied!
3
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

A r k e o l o j i i

P A F L A G O N Y A ' D A A M B A R K A Y Â M E Z A R I

Yazan : Ahmet Gökoğlu Kastamoni Arkeologi müzesi müdürü

Kastamonu - Kargı kazasının tahminen 35 kilo- metre doğusunda ve kızıl ırmağın batı kenarında Köprübaşı köyü bulunmaktadır. Kaya mezarı bu kö- yün 3 kilometre doğu - kuzeyinde, Osmancık'ın A- şıkbükü köyünün karşısında ve kızıl ırmağın tam batı kenarında bulunan bir kayaya oyulmuştur.

Irmak seviyesinden 30 metre kadar yüksek ol- duğu tahmin olunan kaya, kuzey, güney ve doğu ta- raflarından ırmakla çevrilmiş olduğundan mezara çıkmak güç bir dm um almaktadır. Zaten yapanlar- ca da güçlük göz önüne alınarak - herkesin ilişeme- mesi için mezar odasım, kayamn su seviyesinden 10 metre yukarısına oymuşlardır.

Mezara bakıldığı zaman her şeyden önce 3 sü- tunlü bir giriş yeri göze çarpmaktadır. Buranın bo- yu 5,45, eni de 2,85 metredir. Duvarlar ve tavan ta- mamen düzdür. Sütunların boyları 2,20, çevreleri de 2,50 metredir. Yuvarlak birer silmeden ibaret olan kaideleri ise 4,30 metredir. Bir bilezikle kaide sil- mesine bitişen sütunler, yukarı doğru bir nisbet da- irsinde incelerek dört köşe birer yastık ile ballık tablasına birleşmektedirler. Başlıklar zar biçiminde görünüyorlarsa da dikkat edildiği zaman yukarı çıktıkça hafifçe kalınlaştıkları hissedilmektedir.

Giriş yerinden 0,95 eninde ve 1 metre yüksek- liğinde dik dörtken şeklinde bir kapudan mezar o- dasına girilmektedir. Diğer Paflagonya kaya mezar- larında olduğu gibi bu eda da giriş yeri boşluğunu tamamile doldurmamakta, ancak 2,55 metrelik ye- rini işgal etmektedir. Odanın boyu 2,55, eni 1,85, yüksekliği de 1,80 metredir. Yan duvarları düz, ta- vanı beşik örtüsü şeklindedir. Arka tarafında bo- yu 2,50, eni 1 m., yüksekliği de 0,40 cm. olan bir ölü sediri bulunmaktadır.

Bu mezarda alınlık yoktur. Sütun başlıklarının üstüne gelecek yerde - baş taban taklidi 0,4 cm.

derinlik ve 0,20 cm. yüksekliğinde birbirine para- lel bir çift silme vardır ki bu silmeler köşelerden dönerek giriş yerinin yanlarından kaideye kadar

Ambarkaya Kaya mezarının uzaktan görünüşü inmektedirler. Yalnız kaideye yaklaşacak yerde pa- ralel durum bozularak silmeler birbirinden uzak- laşmaktadırlar.

İşte ağaç mimariyi takliden baş taban yerini tutacak olan silmelerin üstüne ve alınlık yerine iki tane arslan kabartması yapılmakla beraber bir de insan gövdesi oyulmuştur.

Bu gruptaki arslanlar. bir alınlığın içine bir- birine bakar durumda oyulmuş oldukları hissini veriyorlarsa da yerinde yaptığımız etüdlerde alınlık olmadığı görülmüştür. Bakana göre soldaki arsla- nm sağ ön ayağı ilerde, sol ön ayağı geridedir. Ay- nı arslarun arka sol ayağı ileride, sağ ayağı ise ge- ridedir. Bu suretle arslanda durgunluk değil; hare- ket ifadesi vardır. Kuyruk kısmen yukarıya kalkık ve ucu kıvnktır. Arslan çok hafif kabartma şeklinde yapıldığı için bugün güç görülebilmektedir. Baka- na göre sol taraftaki arslan bilinemeyecek derecede silinmiştir. Aslında hafif kabartma olan bu şeklin ancak sol ön ayağı ile sol arka ayağı ve birde hafif- çe başı ve kuyruğu görülebilmektedir Bu arslanlar buraya gelişi güzel konmuş değillerdir, tamamen in- san oymasının yapısına uydurulmuşlardır. Tabiri diğerle insan oymasL arslanların tabiatına uydurul- muştur. Gerçekten arslanların almlarmdaki geriye kaçıklık, ortadaki insan oyması yüz ve başının iki taraflarını, başlarının üstünden geçirilen hat bu oymanın tepesini, burunları arasındaki darlık çene ve boyunu, boyunlarının altile ayakları ucunda kalan inhina gövdesini, ayaklarının uçları arasmda>- ki kısım da belini teşkil etmektedir.

Ortadaki insan oyması - fotoğrafta da görüldüğü

veçhile - tamamile sembolik ve itibaridir. Yukarda

da izah ettiğimiz gibi arslanların başları, boyunları

vs ayakları arasına intibak ettirilerek 4 cm. derin-

liğinde oyulmuştur. Resim, başta bir kasket olduğu

hissini verirse de hakikatte böyle bir şey yoktur.

(2)

(Ambarkaya) Kaya mezarının plân, kesit ve elevasyoo Arslanların burunlarından alınlarının ortasına ka-

dar mailen çıkan düz hatlar köşeli olarak dönmüş- ler ve başın ortasında yine köşelice birleşerek ka- fanın en yüksek noktasını teşkil etmişlerdir. Bu su- retle normal bir baş değil, itibari bir baş vücude getirilmiştir. Keza gövdenin karın kısmı da normal değildir. Çünkü: Yanlardaki hatlar fazla çıkıktır.

Bu insn oymasının beli baş taban vazifesini gören ikinci silmenin üzerine oturtulmuştur.

Bakana göre soldaki arslanın arka tarafında bir de küçük horoz görülmektedir. Zamanın tesirile çok silinmiş olduğundan kabartma veya oyma olduğu fark edilmiyorsa da sağ ayağı ileride, sol ayağı ile- ride bulunduğu ve ağzının da öter açık olduğu gö- rülmektedir.

Giriş yeri kaidesinin önünde kısmen heykel ha- line getirilmiş üç arslandan müteşekkil bir grup da- ha vardır. Bunlardan köşedekiler yalnız baş ve bo- yundan ibarettir. Bu arslaclar ana kayda kesilerek yapılmışlardır. Yelekıri, gözleri ve kulakları belli değildir. Ortada yatar durumdaki arslan bakana gö- re sağ köşedeki arslana doğru bakmaktadır.

Şimdiye kadar tarif ve tasvirine çalıştığımız bu mezarın alınlık yerindeki arslanlar arasına oyulmuş olan şekil Artemis orthia'mn sembolüdür. Bu konu Yunanistanlın İsparta eyaletinde bir fildişi safiihe üzerinde görünmektedir ki bu safihe milâttan önce 7 inci yüz yılın sonu olarak tarihlenmektedir. (1).

Yine bu konuyu Anadolunun batısında Efes de Artemision tabakalarının en dibinde bir altın safiha üzerine tersim edilmiş olarak görüyoruz. (2). Bunun tarihi milâttan önce 8 inci yüz yılın sonu veya 7 in- ci yüz yılın başı olarak kabul olunmaktadır.

Keza bu hendesi sitili bir Beotia vazosunda da görüyoruzki bunun tarihi milâttan önce 7 inci yüz yıl olarak kabul olunmaktadır. (3). Buradaki ars-

— Sonu 234 üncü sahifede —

(3)

— 222 inci sayfadan devam — de, bilhassa mühimdir, zha burada toprağın ziraî imkânlarını etüt etmek ve müşahede maksatları için muhtelif böcek, kuş ve hayvan yetiştirmek im- kânları mevcuttur.

(6) Plân, giriş kapısı etrafına tertiplenmiş idare odalarım ihtiva etmekle beraber misafirler için bir kabul odasını, müdür odasmı, ve muallimler odasını da havi bulunmaktadır.

(7) Plân, talebeler ve hocalar için ayrı olmak ü- zere helâlam ihtiva eder. Erkek helâları yanında duşlar ve atletizm malzemesini muhafaza için bir oda mevcuttur.

UMUMİ TERTİP :

Mektep odaları namütenahi şekillerde tertiple- nebilir, fakat daima rüzgâra karşı cihetlendirilmeli- di'-. Bu sebeple kapalı avlular ve bildiğimiz blok sisteminde odaların tertibi ile yalnız bir cephede pencereler ile iktifa etmek muvafık değildir. Bunun yerine tek olarak sıralanmış münferit dersane oda- ları en muvafık tertiptir. Birçok tertip usullerinden resimlerde gösterilen üç misal avnı d°rsane odaları ile yapılmış pratik imkânları göstermektedir. Birin-

ci plcn L şeklinde olup yanında ayrı uzun bir bina vardır. 3u tertip murabba şeklinde bir saha içindir.

Küçük s:ıı. 1ar ve helâlar ayrıca tek sıralı binada- dır. Yüksek sınıflar L harfinin ûzun dılında, sanat ve ev işleri dersaneleri ve yemekhane de amut olan diğer dılındadır. Bu tertip esası tşkil etmektedir. 1- kinci plân ayni esas üzerinden fakat uzun ev dar bir sahaya göre, üçüncüsü ise iki katlı olarak yapılmış- tır.

KÖY MERKEZLERİ :

Neutra planının en mühim hususiyetlerinden biri mektep, sıhhî merkez ve daha büyük köylerde de bir toplantı binası olmak üzere bütün binaların bir arada gruplandırılarak cemiyetin adeta bir fa- aliyet merkezini teşkil etmesidir. Burada gerek yer- li halktan gerek hocalar ve ziyaretçiler taraf:ndan tertip edilecek müzik ve çeşitli eğlenceler köylü- lere bu merkezin kendi mallan olduğu hissini vere- cektir. Aynı zamanda yaşlılar için de dikiş ve nakış kulüpleri, ziraat kongreleri, hayvan bakım kursları vesaire gibi tedrisat ve kurslar da düşünülmüştür.

Bu maksatlara hizmet etmek üzere Neutra'nm bina- ları bir arada gruplandmlması iyi bir fikirdir.

— Bağı 224 üncü sahifede •—

lanlardan biri Nemrudun bronz arslanlarına benze- mektedir. (4). Prof. Leorhard bu arslanlan, herkes- çe ön Firikya eseri olduğu kabul olunan Arsl ntaş kaya mezarının her iki tavafında yatmış arslanlara benzetmektedir. (5).

Gerçekten H. Th. Bossert'in Aalt - Anatolien adlı eserinin 264 üncü sahifesindeki 1023 numa- ralı resme bak'ldığı zaman bu benzerliği açıkça gör- mek mümkündür. Arslantaş kaya mezarının milât- tan önce 670 tarihinden önce yapıldığı, Perrot, Ram- say, Rober, Brandenburg v ediğer al imlerce kabul olunmaktadır.

Gerek hayvanlar hakımesi olan ilahe ve arslan- larrn, milâttan önce 7 inci yüz yıl eserleri olduğu kabul olunan İsparta; Efes ve Beotia eserlerine benzemesi ve gerekse hem konu ve hem de »z cok teknik itibarile Arslantaş k'va mezarına bezeme- sinden dolayı Amba-kava kav? mezarı m n mi

1

âttan önce 6 ıncı yüz yılın başlemda yapıldığını tahmin ediyoruz.

Acaba bu mezarı yaus"lar kimdir? Helen sana- tile uğraşanlar belki de bir Helen eseri demeğe yel- teneceklerdir. Fakat biz bunu asla kabul etmiyoruz.

Çünkü: Helenler bu tarihlerde ancak Paflasonvanm sahil şehirlerinde - bilhassa Sinop'ta - sömürge kur-

muşlardır. İçeriye hiç bir türlü nüfuz edememişler- dir. Bunun Yunan, Roma eski edebiyatı teyitîttiği gibi mevcut arkeolojik eserlerde göstermektedirler.

Paflagony-'ya eski Yunan kültürü, milâttan önce 63 tarihinden itibaren Romalılarla girmiştir. Böyle olduğuna göre tarihler arasında derin uçurumlar vardır.

Biz bu eserin nereden geldikleri henüz kesin olarak halledilemeyen ve Dor istilâsından sonra Paf- lagonya'da artıkları kalaıı Gasîa (Kaska) larla ka- rışan Paflagonyalılar tarafından yapıldığını tahmin ediyoruz.

B i b l i o g r a f i :

S A N A T A N S İ K L O P E D İ S İ Yazacı : Celâl Esat Arseven

Fiatı : 175

Bu ansiklopedinin 4 üncü fasikülü çıkmıştır.

(Ç) harfini içinde toplayan bu fasikülde (Çadır) 1ar hakkında dikkati çeken etraflı bilgi vardır. Tavsiye ederiz.

M İ M A R L I K 3 — 4

Bu derginin 1945 yılı 3 - 4 sayısı çakmıştır. İçin-

de müsabakalara ait malûmat vardır.

Referanslar

Benzer Belgeler

L'ideogramme SOLEIL AILE ne saurait etre ici rendu par dTe~gub, car l'influence hourrite etait sûrement negligeable au temps de Suppiluliuma. Il represente donc probablement un

Bu yüzden örneklerimizde, metal kaplama gibi sanayide kullan›lan bir uygulama- dan, günümüzde önem- li bir konu haline gelen plastik at›k sorununun giderilmesine, polime- rik

There w as an incomplete laceration on the lateral wall of the left ventricle including bleeding from the first branch of the obtuse margin artery and venous

[r]

1953 yılında Sadi Yâver Atamanın öncülüğünde kurulan “ Halk Musikisi İnceleme ve Derleme Kurulu” ve buna bağlı olarak oluşturulan önce 8,

Oğuz A tay, daha ileriye giderek, genel aydın insan örneğinin bunalımlarını, her şeyden önce düşünsel bunalımlarını ortaya koyuyordu.. Yazdığı şeyler kurulu

Ayasofya, Büyük Konstantinin halefi Konstantius tarafından yaptırılmış, 15 şubat 360 da merasimle açılmıştı: Kırk beş yıl sonra bir yangında harap

Aslındaki saflığı bozmadan yazıl­ mış bu epope (destan) parçası güzeldi ve çok güzel okudu. Tanışmadığımız haj- de, ona şöyle dedim: — «Pek