• Sonuç bulunamadı

Oğlu Aydın Ilgaz, 88. doğum gününde sınıfın mimli ozanı Rıfat Ilgaz'ı anlatıyor:'Yapıtları birer tarihsel belge'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Oğlu Aydın Ilgaz, 88. doğum gününde sınıfın mimli ozanı Rıfat Ilgaz'ı anlatıyor:'Yapıtları birer tarihsel belge'"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SAYFA

CUMHURİYET

KULTUR

Taha Toros Arşivi

Oğlu Aydın İlgaz, 88. doğum gününde ‘sınıfın mimli ozanı’ Rıfat İlgaz’ı anlatıyor

‘Yapıdan birer tarihsel belge’

► Rıfat İlgaz’ın yaşadıkları

ve aydınların uğradığı

zulüm, Türkiye’nin

neden demokrasiye

geçemediğini ve neden

çağdaşlaşamadığını

açıklıyor. Altı yıl önce

ölmesine karşın Rıfat

İlgaz’ın yapıtları bugün

yeniden keşfediliyor,

40’lı yılların karanlık

günlerini yansıttıkları

için de tarihsel birer

belge olarak önem

kazanıyorlar.

FECİR ALPTEKİN

Türk edebiyatının en önemli isimle­ rinden Rıfat İlgaz, 88 yıl önce bugün dün­ yaya geldi... “Sınıfın ozanıyım mimli, Ha-

babam SınıfıTıııı yazanyım ünlü” dize­

leriyle özetlediği yaşamına birçok ro­ man, şiir kitabı ve mizah yapıtını sığdır­ dı; düşüncelerinden ötürü yargılandı, ha­ pis yattı... Altı yıl önce aramızdan ayrı- lana dek oğlu Aydın İlgaz’ın sözleriyle

“Yaşamı boyunca inandığı şeyleri savun­ du”... “İzmTeri bir yana bırakalım” di­

yordu Rıfat İlgaz, “Dünyada iki tip insan

vardır; namuslular ve namussuzlar. Na­ muslular, inandıklarını sonuna dek savu­ nurlar”. Aydın İlgaz’la, Rıfat İlgaz’ın

88. doğum gününde anımsamamız gere­ kenler üzerine konuştuk.

- Genç kuşaklar Rıfat İlgaz’ı neden da­ ha çok Hababam Sınıfı’nın yazan olarak tanıyorlar da şair yönünü pek bilmiyor­ lar sizce?

Gençler Rıfat İlgaz ismini televizyon­ da izledikleri Hababam Sınıfı ’yla birlik­ te duyuyorlar çünkü. Eğitim sistemi çağ­ daş yazarlarımızı ders kitaplarının dışın­ da bırakıyor ve Orhan Kemal gibi, Sait

Faik gibi gerçekten toplumun içinden

gelmiş yazarlar unutuluyorlar. Bugün, kısa, kolay anlaşılan ve aslında yazınsal değeri olmayan yapıtlar birer edebiyat ürünü gibi sunulduğundan gençlerin ka­ fası karışıyor; roman, hikâye, şiir okuma alışkanlığı yitiriliyor. Rıfat Ilgaz’m ilk şiir kitabı 1944 yılında yayımlandıktan he­ men sonra toplatıldı. 1990Tara dek TRT’de gösterilen Hababam Sınıfı filmlerinde bile, sakıncalı görüldüğünden ismi pek geçmiyordu. Son yıllarda Rıfat İlgaz’ın kitapları gündeme geldi; ama hâlâ ro­ manlarının ve şair yönünün öne çıkarıl­ masına gereksinim var.

- Şiirlerini yaşamdayken okurla payla- şamamış olması acı veriyor... Sivas olay­ larının ardından Rıfat İlgaz’ın ölümü çok ani oldu değil mi?

Sivas’ta yanarak ölen aydın dostlarıy­ la olaydan bir hafta önce, Yazarlar

Birli-Sivas katliamında dostu Asım Bezirci’yi de yitiren Rıfat İlgaz için yaşamanın artık bir anlamı kalmamıştı.

Yarenlik

Sınıf

Yaşadıkça

Devam

Üsküdar’da Sabah Oldu

Soluk Soluğa /Karakılçık / Uzak Değil

Güvercinim Uyur mu?

Kulağımız Kirişte

Ocak Katarı Alagöz

GÜNCEL

Can Kurt

Nerede Kalmıştık

ANI

Yokuş Yukarı

Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra

ÇOCUK KİTAPLARI

Öksüz Civciv

Küçükçekmece Okyanusu

Cankurtaran Yılmaz

Kumdan Betona

Bacaksız Kamyon Sürücüsü

Bacaksız Sigara Kaçakçısı

Bacaksız Paralı Atlet

Bacaksız Okulda

Bacaksız Tatil Köyünde

ROMAN

Sarı Yazma

Karartma Geceleri

Karadeniz’in Kıymığında

Yıldız Karayel

Halime Kaptan

MİZAH

Hababam Sınıfı

Hababam Sınıfı İcraatın İçinde

Hababam Sınıfı Uyanıyor

Hababam Sınıfı Baskında

Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı

Pijamalılar

Apartman Çocukları

Geçmişe Mazi

Rüşvetin Alamancası

Nerde O Eski Ustalar

Çalış Osman Çiftlik Senin

Hoca Nasrettin ve Çömezleri

Sosyal Kadınlar Partisi

Don Kişot İstanbul’da

Şeker Kutusu

Garibin Horozu

Radarın Anahtarı

Dördüncü Bölük

ği’nin kendisine verdiği altın madalya ödülünü alırken bir araya gelmişti. Bir haf­ ta sonra Nesimi, Asım Bezirci gibi dost­ larını yitirmekten duyduğu üzüntü ne­ den oldu belki de ani ölümüne. Son gün­ lerinde bir dostuyla yaptığı telefon görüş­ mesinde, sevdiği insanlan yitirdiğini, bu yüzden bunalım içinde olduğunu yinele­ yip durmuş. Cumhuriyet gazetesinde ya­ yımlanan son yazısında da özetle “Yaşam­

la ölümün artık bir anlamı kalmadı, her şey yalama oldu” diyordu. Bir devrimci

yazarın bunları söylemesi, büyük bir umutsuzluğun ifadesi... 1993’ten bu ya­ na Türkiye’de olan olaylar, toplumcu ger­ çekçi edebiyatımızın öncüsü Rıfat İl­ gaz’ın bu umutsuzluğunu haklı çıkarı­ yor.

- Günümüz aydınlan, topluma karşı aynı duyarlılığı gösteriyorlar mı sizce?

Rıfat İlgaz’ın “Kulağım halkta, gözüm

toplumda” diye bir lafı vardı... Bugün

ise yapıtlarıyla halktan uzak kalan, top­ lumun sıkıntılarını göremeyen bir kesim

oluştu. Halkın sorunlarına değinmeyen, bireysel duygulan yansıtan yapıtlar ve­ rilmeye başlandı. İnsanlar varoşlarda yal­ nız ve sahipsiz kaldılar. Oysa bugün top- lumumuzu yeniden keşfetmenin, toplum­ cu gerçekçi edebiyatı canlandırmanın tam zamanı. Rıfat İlgaz şiir ve romanla­ rında yıllarca bu konulan işledi; ancak si­ yasi iktidarların baskısı sonucu defalar­ ca yargılandı, tutuklandı, hapse atıldı. Eve gelmediği zamanlarda onu başka yerlerde aramazdık; çünkü adliyede ol­

duğunu bilirdik. 1940’lardan bu yana ül­ kemizde demokrasiye temel olacak dü­ şüncelerin gelişmesine engel olunmaya çalışıldı. Aydınlarımız akın akın sürgü­ ne gönderildi, hapislerde yok edildi. Ve bugün, şairine, sanatçısına, yazanna zul­ meden bir toplumda sandıktan yanlış so­ nuçların çıkacağına bir kez daha tanık olduk. Türkiye, kendi insanının sorunla­ rına duyarsız kaldığı için açmaza girdi ve Rıfat İlgaz’ın dediği gibi her şey yalama oldu.

- Rıfat İlgaz'ın ve o kuşağın üyesi olan diğer aydınların yaşadıklarından çıkardı­ ğınız sonuç sizi nasıl etkiledi?

Rıfat İlgaz’a yapılan haksızlığı kabul­ lenemedim hiç; çünkü bir aydın ve ulu­ sunu seven bir insan olarak haksız yere suçlanmıştı. Yapıtlarını çoğaltmak ve top­ luma okutmak istedim. Bu amaçla Çınar Yayınlan’m kurduk ve Rıfat İlgaz’ın ki­ taplarını yayımladık. Alışık olmadıkları halde kitaplar yavaş yavaş okura ulaştı; ve ne mutlu ki okurlar arasında gençler çoğunlukta. Altı yıl önce ölmesine kar­ şın Rıfat İlgaz’ın yapıtları bugün yeniden keşfediliyor; 40'h yıllann karanlık gün­ lerini yansıttıklan için de tarihsel birer bel­ ge olarak önem kazanıyorlar. Yayınevi olarak okura, toplumu aydınlatan, olay­ ların gerçek yüzünü ortaya koyan yapıt­ lar sunmaya çalışıyoruz. Rıfat İlgaz ki­ taplarından sonra Toktamış Ateş, Cezmi

Ersöz, Sunay Akın, Akgün Akova gibi

isimlerin yapıtlarını yayımlamaya başla­ dık. Okurlarımız da tüm zorluklara, bas­ kılara, yanlış yönlendirmelere karşın ya- yınevlerine ve yazarlarına sahip çıktılar.

- Rıfat İlgaz’ın 88. doğum gününde ken­ dimize anımsatacağımız şeyler olmalı...

Rıfat İlgaz’ın yaşadıkları ve bu top­ lumda aydınların uğradığı zulüm, Türki­ ye’nin neden demokrasiye geçemediği­ ni ve neden çağdaşlaşamadığını açıklıyor. Rıfat Ilgaz’m doğumunun 88. yılında bu gerçekleri anımsamalıyız bence. Bu ül­ ke yıllarca aydınlarını dışladı ve halkın sorunlarından kaçtı. Oysa Anadolu insa­ nının, kendi ulusumuzun farkına varma­ dan evrenselliğe ulaşmamız olanaksız. Hiç olmazsa 21. yüzyılda, yüzyılımızda bizi saran karamsarlıktan kurtulmalıyız.

- Son olarak bize Rıfat İlgaz’la ilgili bir anınızı aktarır mısınız?

Babam bir gün bir dosyaya bakmak için arkadaşıyla birlikte adliyeye gitmiş. İşleri bittikten sonra da arkadaşı babama yemek ısmarlayacakmış. Ancak adliye­ ye gittiklerinde babam, mübaşirin, ken­ di ismini tekrarladığını duymuş. Meğer aynı gün kendisiyle ilgili bir duruşma da varmış adliyede. Sonuç olarak babam biı yıl hapse mahkûm edilmiş ve mahkeme salonundan çıkarken babamı elleri ke­ lepçelenmiş olarak gören arkadaşı şaşkı­ na dönmüş. “Hani yemeğe gidecektik” de­ diğinde ise babam, “Sen şimdi evdekile-

re haber ver, bana bir yatak göndersinler; gelecek yıl bugün de burada ol, o zaman yemeğe çıkanz” diye yanıt vermiş.

Referanslar

Benzer Belgeler

Sonuç: NOS inhibisyonunun kademeli olarak artırılmasıyla kan basıncı artmasına rağmen kalp hızının değişmemesi, bu modelin sabit doz NOS inhibisyonuna

M ehm et Altan, Ga­ latasaray Kulübü Başkanı Faruk Süren, eski TKP’liler Rasih Nuri İleri, Nail Ça- kırhan, Halet Ç am bel Nihat Sargın, Me­ lih Sezen, Naim

den Thron

OluĢan arkın Ģiddeti düĢük akım değerinden dolayı küçük bir ıĢıltıdan ibarettir (ġekil 4.9b).. Nanoparçacıkların sıvı içerisini tamamen kaplaması

D Yazar Bilginer, Üsküdar Musahipzade Celal Tiyatrosünda sergilenen oyunun baş kahramanı Şefik Bey’i, hayatı kıskançlık mücadelesi üzerine kurulmuş biri

Böylece tarikatlar, halkın manevi gücü ile birlikte siyasi iktidarlar karşısındaki maddi tepkisini de temsil eder oldular.. Bazı tarikatlar bu­ nu,

hat ve daha sıcak olması..." Sanatçının günlük yaşamı saat 8.30’da başlıyor; genellikle yıllık program çıkaran Baykam’ın gün­ lük fizyolojik

Üzerinde taş veya o yerin mezar olduğunu gösteren bir işaret bile yok ama, gömülü ol­ duğu yerin birkaç metre ilerisindeki açık hava kahve­ sinin m üşterileri ve