2020 TYT
FİZİK PROGRAMINDA YER ALAN BİLİM İNSANLARI
https://www.etkinlikpaylas.com/
f) Archimedes özkütle ile ilgili yaptığı çalışmalar hakkında kısaca bilgi verilir.
Arşimet
Doğumu MÖ 287
Siracusa, Sicilya
Ölümü MÖ 212
Siracusa, Sicilya
Çağı Antik Çağ felsefesi
Arşimet, kendi adıyla tanınan “sıvıların dengesi kanununu”
da bulmuştur. Suya batırılan bir cismin taşırdığı suyun
ağırlığı kadar kendi ağırlığından kaybettiğini fark ederek
hamamdan "eureka" (buldum, buldum) diye haykırarak
çırıl çıplak dışarı fırlaması, onunla ilgili en çok bilinen bir
hikâyedir.
f) el-Hazini’nin özkütle ile ilgili yaptığı çalışmalar hakkında kısaca bilgi verilir.
Abdurrahman el-Hâzinî’nin
yaptığı hidrostatik terazilerle ilgili bir çizim (Dictionary of Scientific Biography, VII, 347)
Batılı bilim adamları tarafından dinamik, hidrostatik ve akışkanlar mekaniğinin öncüsü ve üstadı kabul edilen El Hâzinî, sekiz asır önce bir cismin, düşük yoğunluklu havada ağırlık kazandığını, yoğun havada veya suda ise ağırlığının azaldığını (temel kaldırma kuvveti ilkeleri) keşfetti.
El Hâzinî, kimyasal maddelerin yoğunluk ve özgül ağırlıklarını ölçmek amacıyla icat ettiği hassas
terazilerle, gözlem ve deneylerle kimya bilimine de önemli katkılarda bulundu. Öyle ki, icat ettiği ve
"Mizanü'l-Hikme" (Hikmet Terazisi) adını verdiği
hassas terazi ile yaptığı yoğunluk ve ağırlık ölçümleri, günümüz teknolojisi kullanılarak yapılan ölçümlerden pek farklı değildir. Bu terazi sayesinde, metallerin ve kıymetli taşların saf olup olmadıkları, farklı
metallerden oluşan alaşımların ise karışma oranları bulunabiliyordu. El Hâzinî'nin bilime kazandırdığı bu terazi, dönemine kadar olan terazilerden hassasiyet bakımından oldukça ileri ve üstündür.
1118-1155 Türkistan – Merv Şehri
https://www.etkinlikpaylas.com/
9.3.3.1. İbn-i Sina’nın hareket konusunda yaptığı çalışmalar hakkında kısaca bilgi verilir.
980-1037
Özbekistan – Buhara Şehri
Bir nesneye kuvvet uygulandıktan sonra, kuvvetin etkisi ortadan kalksa bile nesnenin hareketini sürdürmesinin nedeninin, kasri meyil (güdümlenmiş eğim), yani nesneye kazandırılan hareket etme isteği olduğunu sonucuna varmıştır. Üstelik İbn Sînâ bu isteğin sürekli olduğuna inanmaktadır; yani ona göre, ister öze âit
olsun ister olmasın, bir defa kazanıldı mı artık kaybolmaz. Bu yaklaşımıyla sonradan Newton’da son biçimine kavuşan
eylemsizlik ilkesi ’ne yaklaştığı anlaşılan İbn Sînâ, aynı zamanda nesnenin özelliğine göre kazandığı güdümlenmiş eğimin de değişik olacağını belirtmiştir.
Felsefe, matematik, astronomi, fizik, kimya, tıp ve müzik gibi bilgi ve
becerinin muhtelif alanlarında seçkinleşmiş olan, İbn Sînâ (980-1037)
matematik alanında matematiksel terimlerin tanımları ve astronomi
alanında ise duyarlı gözlemlerin yapılması konularıyla ilgilenmiştir.
https://www.etkinlikpaylas.com/
ç) Öğrencilerin üretecin keşfi üzerine deneyler yapan bilim insanları Galvani ve Volta’nın bakış açıları arasındaki farkı tartışmaları sağlanır.
Luigi Galvani (1737 - 1798) Alessandro Volta (1745 - 1827) Kas ve sinir hücrelerinin elektrik ürettiğini keşfeden
İtalyan fizikçi.
Galvani, "hayvansal elektrik" teorisini, rastlantı sonucu ölü bir kurbağanın bacağındaki sinirlerin neşter ile kesildiğinde kasıldığını gözleyerek oluşturmuştu. Buna göre, canlıları oluşturan hücreler elektrik içermekteydi.
Kendi adıyla da anılan (Volta Pili ) ilk pili keşfeden İtalyan fizikçi.
Alessandra Volta ; bakır ve çinko madenlerini alarak aralarına tuzlu suya batırılmış süngerler yerleştirdi ve elektrik akımını elde etmeyi başardı. Böylece Volta Pili adı verilen pili buldu (1800)
Volta, arkadaşı Galvani'nin biyolojik deneylerinin sonucu olan Hayvansal Elektrik Teorisi’ni ortadan kaldırdı.
c) Farabi'nin ses dalgaları ile ilgili yaptığı çalışmalar hakkında kısaca bilgi verilir.
Fârâbî
Doğum 870 Fârâb - Kazakistan Ölüm 14 Aralık 950 Şam - Suriye Meslek Yazar, Astronom, Filozof, Müzisyen Dönem İslam'ın Altın Çağı
Fârâbî bu kitabında seslerin tabiatı, oluşumu, melodilerin nevileri, vezinler, çeşitli müzik aletleri gibi müzik ile ilgili bir çok konuyu izah ederek müziği bir ilim olarak ele almıştır. Eserinde yazar, sesin fizik ve psikoloji bilimleri yönünden açıklamasını vermektedir.
Eski müzik aletleri olan ud, Horasan tamburu, Bağdat tamburu, Mizmar ve Rubab’ın karakteristik özelliklerini vermekle birlikte Horasan tamburu ile Bağdat tamburunu özellikle araştırmış ve bu çalgıları karşılaştırmalı olarak açıklamıştır.
Fârâbî, müzik nazariyatı hakkındaki yazılarında birçok yerde
"fevâsıl-ı mülayim" ve "fevâsıl-ı gayrı mülâyim" başlıkları altında müzikte uyum ve uyumsuzluğu işin temeli ve aslı olarak
tanımlamıştır. Hatta kendisi bu niyetle sesi ölçen bir alet icat
etmiştir.
Jules Rouanet, Arapların bu günkü icra ettikleri müziği Fârâbî zamanında icra edilen müzik olduğunu ve gözle görülür bir değişimin olmadığını açık olarak beyan eder. 25 Arapların bu günkü icra ettikleri müzik ses sistemi bakımından Fârâbî'nin Horasan tamburu üzerinde tespit ettiği 12 perdeli ses sistemidir. Aynı zamanda kullanılan makamlar da o dönemdeki makamlarla paralellik gösterir. Günümüzde Arap, Fars ve Türk toplumlarında kullanılan ana ses sistemi ve makamların Fârâbî dönemindeki ses sistemi ve makam kültürüyle benzerlik gösterdiği şüphesizdir.
Sesin oluşması konusunda Fârâbî şu bilgileri de ekler: “Cisimlerden bazıları vardır ki iki cisim çarpıştıkları zaman, çarpılan cisim mukâvemet edemezse ses kendi nefsinin derinliklerinde kaybolur gider. Buna çok yumuşak cansız cisimleri, eski kağıt parçalarını ve kendisine cisim çarptığında bükülen maddeleri örnek olarak verebiliriz. Mukâvemetin olmadığı cisimlerde çarpma ya da temas sonucu ses oluşmaz. Herhangi iki cisim çarpıştığı zaman içinde kaybolma, parçalanma ve bükülme olmazsa, dayanım vardır ve ses oluşur. Bu üç etkenin her birinin ortaya çıktığı cisimlerde ses oluşmazken, bunların olmadığı cisimlerde ses meydana gelir. Bu üç sebebin yokluğu sesin oluşum sebebidir.”
Müziğin ilkeleri bağlamında cisimlerde sesin oluşması hakkında Fârâbî şu bilgileri verir:31 “Teorik ilkeleri gerek çözümleme ile ilk girişler olsun, gerek diğer sanatlarda onun değerini arttıran mukaddimeler olsun, bu bakış açısıyla seslerin iç yüzünden, sesin varlığının ve yokluğunun sebebi olan ârizî şeylerin sebeplerinden -ki tabiî ilim sâhibi bu şeylere bakar- eşyanın cihetinden, ezgilerden ve seslerden bahsedilir. O zaman bu sanata sahip olan kişilere tabiî işlerin bilinir olması gerekir ve sanatına bu ilkeleri alması gerekir. Bu cisimler, kendisinde seslerin bulunduğu veya bulunmadığı cisimlerdir. Öyle cisimler vardır ki kendisinden ses oluşur. Bazı cisimler de vardır ki onlar için ses söz konusu değildir. Kendisinde ezgilerin bulunduğu ve bulunmadığı cisimler vardır. Ezgiden yoksunluğu gerektiren sebepler, tizlik ve peslik sebepleri ve peslikte üstünlük sebepleri vardır.”
https://www.etkinlikpaylas.com/
2020 - AYT
FİZİK PROGRAMINDA YER ALAN
BİLİM İNSANLARI
Piezoelektrik malzemeleri (üzerine bir basınç, kuvvet uygulandığı zaman bu basınçtan
elektrik enerjisi üretebilen malzemeler) insan organlarının üzerine yerleştirerek organların hareketini elektrik enerjisine çeviren
cihazların mucididir.
Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi
üyeliğine (Junior Fellow of Harvard) seçilen ilk Türk bilim insanıdır.
Canan Dağdeviren (d. 4 Mayıs 1985, İstanbul), Türk fizik mühendisi.
Başarıları
• Forbes dergisinin "30 yaşından genç 30 bilim insanı" listesine girdi
• Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine (Junior Fellow of Harvard) seçildi.
• MIT Technology Review’un her yıl derlediği 35 Yaş Altı Mucitler listesinde yer aldı.
• İllinois İnovasyon Ödülü (Illinois Innovation Prize) kazandı
https://www.etkinlikpaylas.com/
b) Edison ve Tesla’nın alternatif akım ve doğru akım ile ilgili görüşlerinin karşılaştırılması sağlanır.
b) Galileo Galilei nin gök cisimleri ve gök cisimlerinin hareketleri ile ilgili çalışmalarına yer verilir.
Doğum 15 Şubat 1564 Pisa, İtalya Ölüm 8 Ocak 1642
(77 yaşında) Arcetri, İtalya
Galileo Galilei , İtalyan astronom, fizikçi, matematikçi, mühendis ve filozof.
Rönesans’ta yaşanan bilimsel gelişmelere devrim niteliğinde katkılarda bulunan Galileo’ya, “modern fiziğin babası” ve “bilimin babası” gibi isimler takılmıştır.
• Gözlemsel astronomi alanında Venüs’ün evrelerinin teleskopik kanıtını yapmış,
• Jüpiter’in en büyük dört uydusunu keşfetmiş
• Güneş lekelerinin analizini yapmıştır.
• Hans Lippershey'in 1608'de Hollanda'da patentlemeye çalıştığı
teleskopun silik bir anlatımından yola çıkarak Galileo bir sonraki yıl 3x büyütmeli bir teleskop yapmıştır.
• Eylül 1610'dan itibaren Galileo, Venüs'ün tıpkı ay gibi evreleri olduğunu gördü.
• Ayın hilalindeki garip noktaların topografik işaretler olduğunu ve nedeninin ayın yüzeyindeki dağlar ve kraterler olduğunu anladı.
• Galileo Samanyolu'nu gözlemledi ve önceki gibi bulutsal olmadığını, birçok yıldızın bir arada olduğu için öyle gözüktüğünü buldu.
https://www.etkinlikpaylas.com/
b) Ali Kuşçu nun gök cisimleri ve gök cisimlerinin hareketleri ile ilgili çalışmalarına yer verilir.
Ali Kuşçu
Doğum 1403
Semerkand
Ölüm 16 Aralık 1474
İstanbul, Osmanlı Devleti
Meslek Astronom, matematikç
i, dil bilimci
Astronom, matematikçi ve kelâm âlimi olan Ali Kuşçu, 1403'te Semerkand'da doğdu.
Fatih Külliyesinde bir Güneş saati yapan Ali Kuşçu, İstanbul’un enlem ve boylam derecesini belirlemiştir.
Ay’ın ilk haritasını çıkarmış ve bir bölgesine yer vermiştir. Ali Kuşçu’nun en büyük eserlerinden biri olan Astronomi
Risalesi’dir.
Matematik ve,astronomi alanında büyük bir çığır açan bu eserde gök cisimlerinin Dünyamızdan uzaklıklarına kadar tüm bilimsel detaylar bulunmaktadır.
Önce Farsça yazılmış daha sonra Arapçaya çevrilmiştir.
Batı ilminin,Türkiye’ye girmesinden daha sonra bile astronomi alanında tercih edilen bir kitap olmuştur.
Risaletül – Fethiye adlı eseri ise 19.yüzyılda İstanbul Teknik
Üniversitesinde ders kitabı olarak okutulmuştur.
b) Uluğ Bey’in gök cisimleri ve gök cisimlerinin hareketleri ile ilgili çalışmalarına yer verilir.
Doğum 22 Mart 1394 Sultaniye
Ölüm 27 Ekim 1449 (56 yaşında) Semerkand
Meslek Gökbilimci, Matematikçi
Timur Sultanı
Uluğ Bey, Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır.
Semerkant Medresesi ve Rasathanesi birçok âlimin yetişmesine vesile olmuş bir merkezdir. Fatih Sultan Mehmet’in daveti üzerine İstanbul’a gelen ve Ayasofya’da müderrislik yapan Ali Kuşçu da Semerkant
Medresesi müderrislerindendir. Ali Kuşçu aynı zamanda Uluğ Bey’in derslerine katılmış.
Astronomi tarihinde, hazırlanan yıldız kataloglarının en büyüklerinden biri Ziyc-i Uluğ Bey’dir. Bilim dünyasındaki etkinliği XX. asır başlarına kadar süren bu çalışma ile Güney yarımküredeki 48 takımyıldızı
içerisinde bulunan 1018 yıldızın koordinatları en doğru şekilde tespit edilmiştir. Bu eser, teleskop bulununcaya yani Galileo’ya kadar
hazırlanmış en mükemmel yıldız kataloğudur.
Ona göre dünyanın kendi ekseni çevresindeki dönüşü 365 gün, 6 saat, 10 dakika ve 8 saniye iken bugünkü ölçümler bunun 365 gün, 6 saat, 9 dakika ve 6 saniye olduğunu göstermektedir. 56 saniyelik bir sapma ile XV. asırda dünyanın dönüş hızını hesaplamıştır.
https://www.etkinlikpaylas.com/
http://bilgioloji.com/pages/fen/fizik/basinc/kaldirma/arsimedilkesi-nedir/
https://tr.wikipedia.org/
https://islamansiklopedisi.org.tr/abdurrahman-el-hazini
https://www.fikriyat.com/tarih/2017/11/20/asrini-asan-musluman-dhi-abdurrahmn-el-hzin https://blog.guncelfizik.com/2014/02/24/ibn-sina-avicenna/
http://isamveri.org/pdfdrg/D00038/2014_19/2014_9_KOLUKIRIKK.pdf https://gokbilimi.net/turk-gokbilimci-ali-kuscu/
KAYNAKÇA:
https://www.etkinlikpaylas.com/
https://www.etkinlikpaylas.com/
https://www.etkinlikpaylas.com/