• Sonuç bulunamadı

Rönesans ve Reform. Sebepleri. İtalya. Sonuçları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Rönesans ve Reform. Sebepleri. İtalya. Sonuçları"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DEĞİŞİM ÇAĞINDA AVRUPA VE OSMANLI AVRUPA’DA DEĞİŞİM

 Kilise, Avrupa’da Eski Dünya’nın yıkıntıları içinde Antik Çağ’ın kültür değerlerini ele alıp kurtarmıştır.

 Hristiyanlığı barbar kavimlere antik bilimi benimsetmede bir araç olarak kullanan Kilise kültürel birikimi olmayan genç kavimleri Eski Dünya’nın değerlerini benimseterek yetiştirmiştir. Kendisinin uygun bulduğu Antik kültüre ait düşüncelerin ayakta kalmasına izin veren kilise aykırı dü- şüncelerin yayılmasına ve öğrenilmesine izin vermemiş- tir.

 Bu dönemde eğitim-öğretim ve bilimsel çalışmalar Kilise- nin kontrolünde hayat imkânı bulmuştur.

 Oxford, Paris ve Bologne gibi dönemin önemli üniversitelerinde söz sahibi olan kilise Aristo ve Batlamyus’un öğretilerini okutmuştur.

 Engizisyon Mahkemeleri bilimsel gelişmeleri en- gelleyen en önemli yargı aracıdır.

 Serbest düşüncenin yayılmasını engelleyen Kilise kendi ürettiği bilgiyi halka yaymış, bunun dışındakileri reddede- rek engellemiştir.

 Bu dönemde soylu ve ruhban sınıfının oluşturduğu birinci sınıf insanlar ikinci sınıf olarak görülen halkı her alanda sömürmüştür.

 Aydınlanma ile birlikte Avrupa’da kiliseye alternatif dün- ya arayışına gidilmiştir. Aydınlanmayla birlikte yükselen burjuvazi, yeni ekonomik alanlar açmış ve toplumda bir orta sınıfın doğmasına neden olmuştur.

 Feodalitenin önemini kaybetmesiyle birlikte Yeni Çağ Avrupası’nda birtakım dönüşümler yaşanmıştır. Bu dönü- şümlerin yaşanmasında;

 Coğrafi Keşifler

 Barutun ateşli silahlarda kullanılması

 Hümanizm (insancılık)

 Sekülerleşme

 Mutlak Krallıkların güçlenmesi gibi gelişmeler etkili olmuştur.

Rönesans ve Reform

Rönesans (Yeniden doğuş)

Avrupa’da edebiyat, resim, mimarlık, heykeltıraşlık, bilim ve teknik gibi alanlarda meydana gelen gelişme ve yenilik- lere verilen isimdir.

Sebepleri

 Avrupa’da sanat ve sanatçıyı koruyan Mesen sınıfının ortaya çıkması

 Kağıt üretimi ve matbaanın gelişimi

 Skolastik felsefenin önemini yitirmesi

 Haçlı Seferleri ve Coğrafi Keşiflerle Kiliseye olan güvenin azalması

 Hümanizma’nın otaya çıkması

 Antikçağ Yunan, Helenizm ve Roma eserlerinin ince- lenmesi ve çevrilmesi

 Endülüs Emevi ve İslam medeniyetinin etkisi

 Bizanslı ilim insanlarının öncülüğünde Antikite çalış- malarının başlatılması

İtalya

Rönesans ilk defa İtalya’da başlamıştır. Rönesans’ın İtal- ya’da başlamasında özgürlükçü düşünce ortamı, İslam âlemi ile iletişim halinde olması,şehir devletlerinin bilim- sel ve sanatsal gelişmeleri desteklemesi, Avrupa’nın eğitim, din ve kültür merkezi konumunda olması etkili olmuştur.

Sonuçları

 Özgür düşüncenin temeli atılmıştır.

 Bilim, sanat ve edebiyat alanlarında yeni bir dünya görüşü ortaya çıkmıştır.

 Skolastik düşünce yıkılmıştır.

 İncilin yeniden incelenmesi Reform hareketlerine, bilimsel gelişmeler Sanayi İnkılabına zemin hazırlamış- tır.

 Deney ve gözleme dayanan pozitif düşünce yaygın- laşmıştır. Aydınlanma çağına zemin hazırlamıştır.

 Mimaride Gotik tarz yerine Barok ve Rokoko üslubu ortaya çıkmıştır.

 İslam dünyası bilim ve sanatta lider olma özelliğini batıya kaptırmıştır.

 Rönesans Sanatçı ve bilim insanları

 İtalya: Leonardo Da Vinci, Gioto, Rafaello, Gentile Bellini, Michelangelo, Donetello

 Fransa: Rabelais, Calven, Pleiade, Ronsard, Montaig- ne

 Almanya: Erasmus, M.Luther, Alber Dürer, Röklen

 İngiltere: Shakespeare, İspanya: Cervantes, Ve- lasguzs, Hollanda: Rembrant, Polonya: Kopernik ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU LYS-2012

Rönesans Dönemi′nde en çok sanat alanında ön plana çı- kan; resim, mimari ve heykel gibi alanlarda birçok eser üre- tilen; Leonardo da Vinci, Michelangelo, Rafael gibi değerli sanatçıların yetiştiği ülke aşağıdakilerden hangisidir?

A) Fransa B) İtalya C) İngiltere D) Polonya E) Almanya

Çözüm: Rönesans Döneminde Leonardo da Vinci, Michelan- gelo, Rafael gibi değerli sanatçılar İtalya’da yetişmiştir.

Cevap: B

(2)

Reform (Yeniden Düzenleme)

Yeni Çağ başlarında Avrupa’da meydana gelen dinî dü- zenlemelere verilen isimdir.

Sebepleri

 Katolik Kilisesinde yaşanan bozulmalar nedeniyle dinde ıslahat yapılmasının bir takım çevrelerce dile getirilmesi

 Katolik Kilisesi'nin, din dışı işlerle uğraşması

 Endüljans, aforoz, enterdi gibi uygulamalara ve engizisyon mahkemelerine halkın tepki göstermesi

 İncilin Latinceden milli dillere çevrilmesi

 Kâğıt ve matbaa sayesinde İncil’de yazanlarla kilise söylemlerinin birbirini tutmaması

 Rönesans’ın etkisi ile kilise ve papalığın eleştiril- mesi

 Halkın fakirlik çekerken kilise ve papazların lüks içinde yaşaması

 Katolik Mezhebinin ihtiyaca cevap vermemesi

Almanya

Reform hareketi Avrupa’da Martin Luther öncülü- ğünde ilk defa Almanya’da ortaya çıkmıştır. Reform hareketinin ilk defa Almanya’da ortaya çıkmasında Alman halkının fakir olması, Kilise tarafından destek- lenen Alman imparatorunun prensleri baskı altında tutması, Luther’in halk ve prenslerce desteklenmesi etkili olmuştur.

Sonuçları

 Avrupa’da mezhep birliği bozulmuştur.

 Protestanlık, Kalvenizm, Anglikanizm, Presbiteryenlik gibi yeni mezhepler orta- ya çıkmıştır.

 Eğitim öğretim kilisenin elinden alınarak laik eğitim sistemine geçilmiştir.

 Avrupa’da mezhep savaşları başlamıştır.

 Katolik Kilisesi Engizisyon Mahkemeleri ni kurarak diğer mezheplerle mücadeleye girişmiştir.

 Protestan krallar ve prensler, din işlerinin mutlak hâkimi olmuşlardır.

 Yeni mezheplerin devlet üzerinde etkin olması siyasi idare tarafından engellen- miştir. (Din devlet kontrolüne girmiştir)

 Katolik Kilisesi Cizvit Tarikatını kurarak kendini tanıtmaya ve Katolikliği yaymaya çalışmıştır.

Uyarı:

Osmanlı Devleti’nde millet sisteminin uygulanması ve ya- bancı uyruklu vatandaşlarının çoğunun Ortodoks olması nedeniyle Reform hareketleri Osmanlı Devletini etkileme- miştir.

FRANSA Nant Fermanı ile Calvenizm resmen tanınmıştır.(Édit de Nantes)

İNGİLTERE İngiltere’de devlet tarafından Angilka- nizm resmi mezhep olarak kabul etmiştir.

İSVİÇRE İsviçre’de rahip Huldriych Zwiingli tara- fından reform hareketi başlatıldı. Protes- tanlık benimsenmiştir.

İSKOÇYA Presbiteryenizm mezhebi benimsenmiş- tir.

DANİMARKA

NORVEÇ Protestanlık mezhebi benimsenmiştir.

Protestanlaşma

 Huldrych Zwingli ve John Calvin gibi Hristiyan ilâhiyatçılarca geliştirilen Hristiyanlığın teolojik ve ahlaki yorumuna verilen isimdir.

 Protestan tabiri ilk defa Katolik Kilisesi tarafından Luthercileri ifade etmek için kullanılmıştır.

Hümanist ve Rasyonalist Felsefeler

 Hümanizm, insanı değer kabul eden, onu her şeyin ölçütü olarak tanımlayan, insanın doğasını, yeteneklerini, sınırlarını veya ilgilerini konu edinen bir felsefi akımdır.

 Hümanizm, ilk defa edebiyat, bilim ve sanat alanlarında ortaya çıkmıştır.

 Hümanizm’in önemli temsilcileri: Dante, Petrarca, Montaigne, Erasmus ve Cervantes’tir.

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU AYT-2019

Aşağıdakilerden hangisi, XVI. yüzyılda Martin Luther’in görüşlerinin Avrupa’da hızla yayılmasının nedenlerinden biri değildir?

A)Sanayi Devrimi’nin yaşanması B)Matbaanın rolü

C)Alman prenslerin desteği D)İncil’in Almancaya çevrilmesi E)Hümanizm’in etkisi

ÇÖZÜM: Reform Hareketi Martin Luther’in 1517’de Witten- berg Kilisesi'nin kapısına astığı bildiri ile başlamıştır. Sanayi Devrimi ise 1800’lü yıllarda ortaya çıkan bir gelişmedir.

Cevap: A

.

(3)

Bilim Devrimi Rasyonalizm (Akılcılık)

 Rasyonalizm sorunlara akıl, mantık ve gerçeğe uygun çözümler aramak demektir.

 Rasyonalistlere göre matematik ve mantık bilgileri akılsal olduğu için, değişmeyen, herkes için doğru bil- gilerdir.

 Rasyonel düşüncenin ortaya çıkardığı felsefelerden birisi de pozitivizmdir. Pozitivizm, aydınlanmanın te- mel düşüncesi olan bireysel aklın, doğanın kontrolü- nün, modernitenin, egemenlik ve hukukun temellerini oluşturmuştur.

Sekülerleşme(Dini olanın karşıtı)

 Sekülerizm insan aklının dinî bağlardan ayrılması ve dinin bir vicdan meselesi hâline getirilmesidir.

 Sekülerleşme insanı din ve tanrının otoritesinden kurtarmayı amaçlamıştır.

Sekülerizmin doğuşunu hazırlayan faktörler

Mevcut Hristiyanlıktaki gizem ve hurafeci anlayı- şa karşı ortaya çıkan tepki

Katolik Kilisesinin Orta Çağ boyunca insanları sömürmesi

Hümanizma ve bireyselciliğin etkisi

Rönesans ve Reformla birlikte ortaya çıkan sana- yi toplum yapısı

Aydınlanma Çağının etkisi

Dini yönetim anlayışından uzaklaşma isteği Uyarı:

’İnsanlık, yaşamı bilimin kurallarıyla anlayabilir’’ düşüncesi bilimde büyük değişimlere yol açmıştır. Bilimin yeni kanun- lar ortaya koymak için kullanılması dolayısıyla XVII. yüzyıla Akıl Çağı denmesine yol açmıştır. Galileo, Kepler, Kopernik ve Newton bu dönemin ünlü bilim insanlarıdır.

Sosyo-Ekonomik Etkenler

Merkantilizm

Tanım

Merkantilizm, bir ülkenin zenginli- ğini, sahip olduğu altın ve gümüş gibi değerlere bağlayan, bu ma- denlerin dış pazarda satımını arttı- ran iç pazarda satımını engelleyen ekonomik doktrindir.

Merkantilizm deyi-

mini ilk kullanan Adam Smith Etkili olduğu dönem

XVI ve XVII. yüzyıl

Sloganı Sat ama alma

Ortaya çıkması Coğrafi Keşifler

Önemini kaybetmesi Sanayi devriminden sonra liberal görüşlerin gündeme gelmesi mer- kantilizmin zayıflamasına neden olmuştur.

Özellikleri

 Kalkınmayı ithalatın az ihraca- tın çok olmasına bağlamıştır.

 Devletin ekonomiye aktif olarak müdahalesini savun- muştur.

 Kamu yatırımlarından yanadır.

 Nüfus artışını savunmuştur.

 Ülke içinde ticareti sınırlayıcı engellerin kaldırılmasını sa- vunmuştur.

Uyarı:

İç ve dış ticarete önem veren Avrupalıların yeni ticaret yolları bulmalarında ve sömürgecilik yarışına girmele- rinde merkantilist anlayış ön plandadır.

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU ÖSS-1996 XV. ve XVI. yüzyıllarda Avrupa’da skolastik düşünce bırakıl- mış, klasik kültür yeniden canlanmış. Papalığa karşı çıkılarak dinde yeni bir düzenlemeye gidilmiştir.

Bu gelişmelere dayanarak XV. ve XVI. yüzyıl Avrupası ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

A) Düşünce özgürlüğü engellenmiştir.

B) Halk, yönetime ortak olmuştur.

C) Uluslararası kültür birliği sağlanmıştır.

D) Dinin toplum üzerindeki etkisi değişmiştir.

E) Hıristiyanlığın parçalanması önlenmiştir.

ÇÖZÜM: Reform Hareketleri sonucunda ortaya çıkan Protes- tanlık ve Sekülerizm anlayışları Katolik Kilisesinin toplum üzerindeki baskısını ve dinin toplum hayatında belirleyici etkisini azaltmıştır. Cevap: D

(4)

Kırdan Kente Göç

Kırdan kente göçün nedenleri

 Sanayi İnkılabıyla şehirlerin etrafında büyük fabrikaların ku- rulması

 Tarımın ikinci planda kalması

 Teknolojik gelişmeler sayesinde tarımda insan gücüne duyulan ihtiyacın azalması nedeniyle kırsalda işsizliğin artması

 Coğrafi Keşiflerle canlanan ticaret sayesinde yeni iş kollarının ortaya çıkması

 Eğitim, sağlık ve altyapı alanlarında kentlerin kırsallara göre daha gelişmiş olması

Askerî ve Teknolojik Etkenler Ateşli Silahlar ve Yeni Gemi Türleri

 Avrupa’da askeri yapının ve savaşlarda kullanılan taktiklerin değişmesindeki en önemli etken teknolojik gelişmeler ve dev- letler arası rekabettir.

 Ekonomik güçlerini kullanan Avrupalı Devletler XVI ve XVII.

yüzyılda ateşli silahlarla donatılmış ordular oluşturmuşlardır.

 Feodal sistemin çökmesiyle ordu yapıları da değişmiştir. Daha önceleri ağır atlı birliklerden oluşan ordular ateşli silah kulla- nan piyadelere yerlerini bırakmıştır.

 Ateşli silahların kapasitesi ve donanımlarındaki teknolojik gelişmeler kale kuşatmaları ve savaşların sonuçlarını belirle- yen en önemli unsurlar haline gelmiştir.

 Fransız ihtilalinden sonra Avrupa genelinde piyade ağırlıklı profesyonel ordular kurulmuştur.

 Kara savaşlarıyla birlikte 1470 ile 1570 arasında deniz savaşla- rında yaşanan değişimlerde gemi sanayisinde gelişmeleride etkilemiştir.

 XVI. yüzyılın sonunda kadırgaların yerini kalyon gemileri almış- tır. Kalyonların geniş kargo kapasitesi ve seyir gücünün yüksek olması deniz savaşlarına ve ticarete yeni usulleri de berabe- rinde getirmiştir.

XVII ve XVIII. Yüzyıllarda Avrupa Düşünürleri Isaac

Newton 1643-1727

 Mekanik biliminin temelini atmıştır.

 Kepler ve Galilei’nin çalışmalarından da faydalanarak evrensel çekim ilke- sini ortaya koymuştur.

Copernicus 1473-1543

 Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğü tezinin öncülüğünü yapmıştır.Evrenin Güneş merkezli olduğunu ve Dünya’nın döndüğünü bilimsel temellere oturt- muştur.

Thomas More 1478-1535

 Ünlü eseri Ütopya’da özel mülkiyetin bulunmadığı toplumsal bir düzenden bahsetmiştir.

 More göre yöneticiler seçimle işbaşına gelmeli ve görevini kötüye kullanmadığı sürece işbaşında kalmalıdır.

 More göre savaşlar gerektiğinde sa- vunma amaçlı yapılmasını savunmuştur.

 Thomas More, kadın erkek eşitliği, çalışma saatlerinin sınırlandırılması, te- mel eğitimin genel, parasız ve zorunlu olması, sağlık hizmetlerinin devletçe ye- rine getirilmesi, yaşlıların ve düşkünlerin devletçe gözetilmesi gibi görüşlerin ön- cüsü sayılır.

Machiavelli 1469-1527

 ‘’Amaca ulaşmak için her yol mubahtır’’

anlayışını benimseyen Machiavelli gö- rüşlerini Hükümdar(Prens)adlı eserinde ortaya koymuştur.

 Machiavelli’ye göre devletler arası ilişkilerde devlet, amacına ulaşmak için her yolu deneyerek sınırları içinde ve dı- şında güç kullanmalı ve hukuk dışı kural- lara başvurmalıdır.

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU LYS-2013

Aşağıdakilerden hangisi, Aydınlanma Dönemi düşünürlerinin savundukları görüşlerden biri değildir?

A) Bilim ve teknolojinin gelişmesi B) Skolastik felsefenin güçlenmesi C) Kilisenin etkisinin azalması D) Parlamenter sistemin gelişmesi E) Mutlakiyet yönetimlerinin yıkılması

ÇÖZÜM: Aydınlanma Çağında düşünürler Kilise ve onun yaydığı Skolastik düşüncenin etkilerini azaltmak için müca- dele vermişlerdir. Cevap: B

(5)

J.J. Ruso 1712- 1778

 “İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı” adlı eserinde mülkiyet hakkının ortadan kalkması gerekti- ğini öne sürmüştür.

 Toplum Sözleşmesi adlı eserinde toplumun ve devletin karşılıklı gö- revlerini belirtmiştir.

 Egemenlik bölünmesine karşı çıkan Ruso kuvvetler ayrılığı ilkesini kabul etmez.

 Devlet otoritesine karşı çıkan bütün hareketleri halk düşmanı olarak görmüştür.

Immanuel Kant 1724- 1804

 Kant’a göre vatandaşlık eşit kardeşlik durumunda olan herkesin hakkıdır.

 Feodalizmi, aristokrasiyi ve aydın zorbalığını reddeden Kant işçi ve hiz- metkâr sınıfını yurttaş olarak kabul etmez.

 Rousseu’nun Toplum Sözleşmesi eserinden etkilenerek yazdığı “Sürekli Barış Projesi” adlı eserinde toplum sözleşmesini dönüştürerek ele almış- tır.

 Kant kamusal otoritenin temelini oluşturmada aklı öne çıkarmıştır.

OSMANLI DEVLETİ’NDE DEĞİŞİM

 Coğrafi Keşiflerle birlikte sömürgelerden Avrupa’ya taşınan altın ve gümüş mal ve hizmetlere olan talebi arttırmış bu durumun doğal sonucu olarak ticaret hac- mi genişlemiştir.

 Coğrafi Keşiflerle birlikte ticaret yollarının değişmesi Osmanlı ekonomisini olumsuz etkilemiştir.

 Değişen ticaret yolları nedeniyle daha önceleri İpek ve Baharat Yolları güzergâhında yer alan şehir ve beldelerde ekonomik sı- kıntıları ortaya çıkarmıştır.

 Osmanlı Devleti’nde yaşanan ekonomik sıkıntılar Anadolu’da Celali İsyanlarına zemin hazırlamıştır.

 Savaşlarda yaşanan başarısızlıkları önlemek amacıyla ateşli silahlarla donatılan ve sayısı arttırılan askeri yapının maliyeye ek yük olması var olan ekonomik sıkıntıyı daha da arttırmıştır.

 Osmanlı Devleti ekonomik sıkıntıları gidermek amacıyla çeşitli Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermiş, düşük gümrük tari- felerini hayata sokmuş, para politikası yeniden düzenlenerek darphanelerde çeşitli miktar ve oranlarda sikkeler bastırmıştır.

 XVIII. yüzyılda Devlet, savaşların yol açtığı kıtlık ve enflasyonu engellemek için narh sistemine uygun olarak fiyatların kontrol altında tutmaya çalışmıştır.

 Tüm bu çalışmalara rağmen XVIII. yüzyılın sonlarına doğru Yüzyılın sonlarına doğru büyümekte ve yayılmakta olan sö- mürgecilik, Osmanlı Devleti'nin ekonomik ve politik olarak Batı Avrupa'ya bağlanmasına sebep olmuştur. Bu dönemde Avru- palı devletler imtiyazlarını korumak ve genişletmek için Os- manlı Devleti'ne karşı baskılarını arttırmıştır.

Bilgi Notu:

1585’de yapılan tağşiş ile akçenin 0,61 gramlık saf gümüş olan kısmı tağşiş ile 0,35 grama düşürülmüştür.

1814 yılında 1 İngiliz sterlini, 23 Osmanlı kuruşu iken;

1839’da 104 Osmanlı kuruşuna denk gelmeye başlamıştır

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU LYS-2013

Osmanlı Devleti’nin, gerektiğinde akçenin içerisindeki gü- müş oranını yeniden belirlediği görülmektedir.

Tağşiş adı verilen bu uygulamayla Osmanlı Devleti’nin aşağıdakilerden hangisini amaçladığı savunulabilir?

A) Avrupa ile parasal birlik sağlamak B) Paranın alım gücünü düzenlemek C) Tımar sistemini düzeltmek D) Gümrük vergilerini düşürmek E) Saray masraflarını azaltmak

ÇÖZÜM: Osmanlı Devleti paranın alım gücünü düzenlemek ve değerini korumak için tağşiş adı verilen uygulamaya gidilmiştir. Cevap: B

(6)

Askerî Devrim ve Ateşli Silahların Gelişimi

 Ateşli silahların gelişmesiyle birlikte Askerî Devrim olarak adlandırılan yeni gelişmeleri içeren bir süreç or- taya çıkmıştır.

 Ateşli silahların Avrupa’da gelişmesi;

 Ordu sistemi

 Savaş yöntemleri

 Savaş taktikleri

alanlarında değişimlere yol açmıştır.

 İtalya’da 1450–1520 yılları arasında gelişen bir savun- ma sistemi Avrupa’da askeri devrimin başlamasında et- kili olmuştur.

 Sistem, ateşli silahların Orta Çağ şehir ve kale duvarlarını tahrip edebilme kabiliyetinden tü- remiştir. Buna göre etkili topçu sistemleri, ye- ni savunma yapılarının yapılmasını zorunlu kılmıştır.

 Ateşli silahlarla birlikte savunmanın ön plana çıkması kalabalık garnizonların ortaya çıkmasına neden olmuş- tur.

 Askeri devrimle birlikteorduların beslenmesini ve sağlıklı bir şekilde intikal ettirilmelerini sağlayacak olan lojistik düzen önem kazanmıştır.

 Ateşli silahların gelişimiyle birlikte piyade sınıfı önem kazanmıştır. Atış ve ateş kabiliyeti yüksek silahların kul- lanılmasıyla birlikte saf düzeninde hareket eden ordular oluşturulmuştur.

 Askerî Devrim ile birlikte XVIII. yüzyıldan itibaren mey- dana gelen ateşli silahlara dayalı taktik ve teknolojilerin gelişmesi savaşların uzun sürmesine neden olmuştur.

 Avrupa’da ateşli silahlara dayalı orduların finansmanı için sömürgecilik önem kazanmış tarım ve ticareti geliş- tirecek tedbirler alınmıştır.

Osmanlı’da Askeri ve Ekonomik Dönüşüm

 XVII. yüzyılda ateşli silahların kullanımının yaygınlaşması ile Tımarlı Sipahiler önemini kaybetmiştir.

 Tımarlı Sipahilere ihtiyaç duyulmaması nedeniyle Osmanlı Devleti tüfek kullanan Yeniçeri sayısını arttırmıştır.

 Kapıkulu askerlerinin sayısının şuursuzca arttırıl- ması ve yeniçerilerin askerlik dışı işlerle uğraşma- ları ordunun disiplin ve itibarını olumsuz etkilemiş- tir.

 Tımarlı sipahi sisteminin bozulması ile devlet yeni askerî organizasyonlar kurmaya başlamıştır. Sekban, sarıca ve le- vent gibi ücretli asker alımları bu yeni organizasyonun eser- leridir.

 Tımar sisteminin bozulmasıyla askerî alanda Os- manlı ordusu Avrupa’nın disiplinli ve donanımlı orduları karşısında etkisiz kalmaya başlamıştır.

Uyarı:

XVII. yüzyılın ilk yarısında Celâli İsyanları nedeniyle Anadolu’da açığa çıkan güvenlik sorunlarının aşılması ve isyanların bastırılması için sekban ve sarıca adıyla anılan levent birlikleri oluşturulmuştur.

 XVII. yüzyıldaki Celâli İsyanlarının bastırılıp iç güvenliğin sağlanmasında sekban ve sarıcalar etkili olmuştur.

 Tımar Sisteminin bozulması ile birlikte nakit ihtiyacını karşı- lamak amacıyla İltizam ve malikâne sistemine geçilerek toprak düzeninde özelleştirmelere gidilmiştir.

 Dirliklerin, askerî hizmetle değil, para ile satın alınabilen birer geçim kapısı hâline gelmesi, Tımar topraklarının nü- fuzlu kişi ve ailelerin eline geçmesi askeri ve mali alandaki bozulmaların yanında XVII. yüzyıldan itibaren toprak aris- tokrasisinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU AYT-2019

Osmanlı Devleti’nde; 1560 civarında yaklaşık 40 bin kapıku- luna yılda 1200 yük akçe kadar ulufe verilirken 1620 civa- rında 100 bin kapıkuluna 4000 yük akçelik ulufe verilmiştir.

Bu bilgiyle Osmanlı Devleti’nde, I. Kapıkulu askerleri önem kazanmıştır.

II. Hazine giderleri artmıştır.

III. Tımarlı sipahi sayısı artmıştır.

yargılarından hangilerine ulaşılabilir?

A)Yalnız I B)Yalnız II C)I ve II D)II ve III E)I, II ve III

ÇÖZÜM: Ateşli silahların kullanımının yaygınlaşması ile Kapıkullarının sayısı hızla artmıştır. Bu ocaklara bağlı asker- lere üç ayda bir ödenen ulufe maaşları ve padişah değişiklik- lerinde dağıtılan ulufeler hazine giderlerini arttırmıştır. Ce- vap:C

(7)

Kapitülasyonların Sürekli Hale Gelmesi

 Kapitülasyon genellikle müslüman ülkelerde Hristiyan haklarını belirleyen antlaşmalar olup imtiyaz anla- mında kullanılmıştır.

 Osmanlı Devleti’nde gerçek anlamda ilk kez kapitü- lasyon 1569’da Fransızlara verilmiştir.

 Fransızlara verilen kapitülasyonları 1580’de İngiltere, 1612’de Hollanda ve 1774’de Rusya’ya verilen kapitü- lasyonlar izlemiştir.

 I.Mahmut Döneminde Fransız elçisi Margis dö Vil- nuv’un gayretleriyle 28 Mayıs 1740’da kapitülasyon- lar sürekli hale getirilmiştir. Böylece I.Mahmut halef- leri adına da kapitülasyonları onaylamıştır.

 1740’dan sonra Avrupa’da ekonomisi iyi olan her devlet Akdeniz limanlarında şirket kurarak Osmanlı Devleti’nden ayrıcalık istemiştir.

 1718 Pasarofça Antlaşmasına kadar tek taraflı verilen ahidnameler bu antlaşmadan sonra iki taraflı olmuş- tur.

 1838 Balta Limanı Antlaşmasıyla İngiltere’ye ve diğer Avrupa devletlerine verilen imtiyazlar Osmanlı eko- nomisini Avrupalı devletlerin yarı sömürgesi haline getirmiştir.

 Osmanlı Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte kapitülas- yonların karakterini değiştiren Avrupalılar için Os- manlı toprakları hammadde kaynağı ve Pazar haline gelmiştir.

 XIX. yüzyılda Batılı devletler kapitülasyonları kullana- rak Osmanlı Devleti’ne her konuda müdahale etmiş- lerdir.

Osmanlı Bankası ve Alman Doğu Bankası gibi kuruluş- lar kapitülasyonlardan faydalanarak yabancı serma- yenin Osmanlı’ya girişini kolaylaştırmışlardır.

Osmanlı Devleti’nde Ekonomik Tedbirler

 Osmanlı vergi sistemi temelde Şer’i ve Örfi olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Öşür, cizye ve haraç gibi Şer’i vergiler ayni veya nakdi olarak tahsil edilmiştir.

Örfi vergiler ise Şer’i kurallara aykırı olmamak kaydıyla devletin değişik zamanlarda aldığı vergilerdir.

 Osmanlı Devleti’nde savaş, kıtlık, deprem vb. özel durumlarda değişik isim ve miktarlarda vergiler alın- mıştır.

Osmanlı Devleti’nde mali sıkıntılarla birlikte nakit ihtiyacının artması iltizam sistemini ortaya çıkarmıştır

.

Merkezi hazinenin nakit ihtiyacının giderek artması üzerine devletin mukataaları mültezimlere ömür boyu kiralaması ile Malikâne Sistemi ortaya çıkmıştır.

Malikâne Sisteminde toprağın vergi gelirlerinin miras yoluyla bırakılması ve merkezi yapının bozulması ayanların ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

 Avarız Vergisi, Osmanlı Devleti’nde XIII. yüzyılın sonla- rında ihtiyaç halinde toplanan bir vergi olarak ortaya çıktıysa da daha sonraları sürekli hale getirilmiştir.

 Savaşların uzaması ve vergi kaynaklarının azalması Avarız vergisinin sürekli hale getiril- mesindeki en önemli etkenlerdir.

 İlk başlarda ayni veya hizmet olarak da tahsil edilen avarız vergileri XVII. yüzyıldan sonra tamamen nakdi olarak alınmıştır.

 Osmanlı Devleti’nde savaşlara bağlı olarak ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar nedeniyle varlıklı kişilerden İmdadiye adıyla toplanan yardımlar İmdad-ı Seferiyye adıyla vergi haline getirilmiş ve XVII. yüzyılın sonların- dan itibaren sürekli hale getirilen vergi kapsamına alınmıştır.

İmdadiye vergisinin zengin kişilerden alınması zamanla bu vergiyi varlık vergisine

dönüştür- müştür.

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU LYS-2011

Aşağıdakilerden hangisi, Osmanlı Devleti′nde vergi gelirleri- nin toplanmasının belirli bir süre için ve açık arttırma yoluyla ihalesi usulüne verilen addır?

A)İltizam B) Dirlik C) Cülus D) Emanet E) Müsadere

ÇÖZÜM: İltizam Sistemi Osmanlı Devleti’nde hazinenin ihti- yaç duyduğu nakit sıkıntısını gidermek amacıyla devlete ait

gelirlerin üç yıllığına Mültezim adı verilen kişilere ihale yo- luyla kiralanmasıdır. Cevap: A

(8)

İltizam Sistemi

İltizam Devlete ait gelirlerin üç yıllığına Mültezim adı verilen kişilere ihale yoluyla kiralanmasıdır.

Ortaya Çıkma Sebebi

 Maliyenin nakit ihtiyacını karşılamak

 Tımar Sisteminin bozulmaya başlaması

 Devletin artan masraflarını karşılamak üzere mevcut vergi ve nakit olmayan gelir- lerini paraya dönüştürme zorunluluğu

 Savaş masrafları dolayısıyla ortaya çıkan bütçe açıklarını kapatmak

Sistemin

işleyişi En uygun şartlarda en yüksek meblağı teklif eden adayın ve kefillerinin mali gücü kontrol edildikten sonra kadı tarafından merkeze gönderilen arz incelenip uygun bulunursa berat gönderilerek işlem tamamlanırdı Sistemin

zararları  Mültezimlerin kanunlarda belirlenen oranların dışında fazladan vergi toplamak için halka bastı yapması halkın toprağını terk etmesine neden olmuştur.

 Halkın terk ettiği yerlerdeki toprakların ayan ve mültezimlerin eline geçmesiyle toprak ağalığına benzer sınıflar ortaya çıkmıştır.

 Fazla kar elde etmek isteyen mültezimler vergi kaynaklarının tahrip olmasına yol açmıştır.

 Tarımsal üretim düşmüştür.

İltizam sistemi 1695’ten sonra Malikane sistemine dönüşmüştür.

Malikane Sistemi

 1695’de mültezimlerin fazla kâr sağlama amacıyla tahrip ettikleri vergi kaynaklarını yeniden canlandıra- rak sürekli hâle getirmek, hazineye daha fazla gelir sağlamak ve değişmez bir mültezime bırakmak ama- cıyla Malikane Sistemine geçilmiştir.

 Malikâne sisteminde, tımar ve iltizam sistemi âdeta kaynaştırılmıştır.

 Bu sistemde mültezimlere vergiyi toplama hakkı ömür boyu verilmiştir.

 Malikâne sahiplerinin önemli bir kısmının İstanbul'da kalması ve mukataaları yasa dışı yollarla iltizama ver- mesi ayanlık denilen feodal yapılanmanın önünü aç- mıştır.

Malikâne sistemi 1840'ta resmen kaldırılmıştır.

Uyarı:

Osmanlı Devleti’nde toprak yönetiminin bozulması, savaş- ların uzaması, tımar sisteminin bozulması ve Osmanlı parasının değer kaybetmesi gibi sebepler merkezî otorite- nin zayıflamasına yol açmıştır.

Uyarı:

İltizam Sistemi bazı kalemlerde vergi gelirlerinin toplama işinin satışa çıkartılarak hazineye aktarılmasıdır. İhaleyi kazan mültezimler ihale tutarını devlete ödeyerek bölge- deki vergileri toplama hakkını elde etmiştir. İlk zamanlar- da askeri sınıfta yer alan şahıslar ihaleleri alırken bu sınıf yerini zamanla tefeci ve zengin tüccarlara bırakmıştır.

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU YGS-2011

XVII. yüzyılda Osmanlı Devleti, iltizam usulünde yaptığı değişiklikle yüklü bir peşin ödemeyi de öngören malikâne usulünü getirmiştir. Buna göre mukaatalar mültezimlere daha önceki gibi üç yıllık sürelerle değil, sürekli olarak ihale edilmeye başlanmıştır.

Yapılan bu değişiklikle güdülen amaç aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ayanların reaya temsilcisi olmasını önlemek

B) Büyük toprak sahiplerinin ortaya çıkmasını engellemek C) Hazineye daha fazla gelir sağlamak

D) Tek hazine sisteminden çoklu hazine sistemine geçmek E) Yeniçeri Ocağının kaldırılmasına ortam hazırlamak ÇÖZÜM: Osmanlı Devleti’nde hazineye daha fazla gelir sağ- lamak ve vergi kaynaklarını canlandırmak amacıyla malika- ne sistemine geçilmiştir. Cevap:C

(9)

OSMANLI DEVLETİ'NDE İSYANLAR VE DÜZENİ KORUMA ÇABALARI

Celali İsyanları

17.yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara verilen isimdir.

Celâli İsyanları olarak adlandırılması Tokat ve çevresin- de isyan eden Bozoklu Celâl'den gelmektedir.

Nedenleri

 Merkezi otoritenin bozulması

 Tımar Sisteminin bozulması nedeniyle taşrada güvenlik zafiyetlerinin ortaya çıkması

 Uzun süren İran ve Avusturya ile yapılan savaş- ların savaşlarının olumsuz etkisi

 Haçova Meydan Savaşından kaçan askerlerin Anadolu’ya geçerek eşkıyalık yapması

 Vergi sisteminden kaynaklanan adaletsizliğin yol açtığı sosyal sorunlar

 Rüşvet ve iltimasın yaygınlaşması

 Yöneticilerle halk arasındaki bağın kopması ve halkın devlete olan güveninin azalması

 Enflasyon artışlarının ekonomiyi olumsuz etki- lemesi

 Aşırı nüfus artışının geçim sıkıntısına yol açması

Önemli Celaliler Karayazıcı, Deli Hasan, Katırcıoğlu, Kalenderoğlu, Kara Haydaroğlu, Kör Mahmut, Gürcü Nebi, Canbo- latoğlu ve Tavil Ahmet

Sonuçları

 Anadolu’da devlet otoritesinin kaybolmasıyla halk köyden kente göç etmiştir.(Büyük Kaçgun)

 Vergiler toplanamamıştır

 Üretim azalmış ve işsizlik artmıştır

 Avusturya ve İran savaşlarında istenilen sonuç- lar alınamamıştır

 Halkın alım gücü düşmüştür.

 Devlet içine çöreklenen yerel güçler etkinlikle- rini arttırmıştır.

 Tarımsal üretim düşmesi ile karaborsacılık ve tefecilik yaygınlaşmıştır.

Yeniçeri İsyanları (İstanbul İsyanları)

Genellikle Yeniçerilerin başını çektiği isyanlardır.

Nedenleri

 Merkezi otoritenin zayıflaması

 Devşirme Sisteminin bozulması

 ‘’Ocak Devlet içindir’’ anlayışının yerini ‘’devlet ocak içindir’’ anlayışına bırakması

 Yeniçeri Ağaları, ulema, saray kadınları ve bazı devlet adamlarının ocağı kışkırtması

 Yeniçeri maaşlarının zamanında ödenememesi ve ocak mensubu kişilerin askerlik dışı işlerle uğraş- maları

 Ordudaki disiplin ve düzenin bozulması

 Cülus bahşişi almak isteyen Yeniçerilerin sık sık padişah değiştirmek istemeleri

 Yeniçerilerin menfaatlerine aykırı davranan devlet adamlarını yönetimden uzaklaştırmak istemeleri

Sonuçları  Merkezi otorite bozulmuştur

 Islahat hareketleri yarıda kalmıştır

 İstanbul’da asayiş ve güvenlik sorunları ortaya çıkmıştır

 Savaşlardan istenilen sonuçlar alınamamıştır.

 Kapıkullarının yönetimdeki baskısı artmıştır Uyarı:

İstanbul, Celali ve Eyalet isyanlarının hiçbiri rejimi de- ğiştirmeye yönelik değildir. Bu isyanlar şahıslara yöne- liktir. İsyanlarda dini bir özellikte görülmez.

Uyarı:

Celali İsyanlarının sebepleri derinlemesine araştırılma- dığı ve isyanlar şiddet kullanılarak bastırılma yoluna gidildiği için kalıcı çözüm bulunamamıştır. Devletin asi liderlerine taviz vererek onları önemli makamlara ge- tirmesi isyanların çıkmasındaki bir diğer önemli etken- dir.

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU ÖSS-2005

Osmanlı İmparatorluğu’nda, Celâli Ayaklanmalarının bastı- rılması için asi şeflerinin bazıları öldürülmüş, bazılarına yüksek rütbeler verilerek onların devlete bağlılıkları sağlan- maya çalışılmıştır.

Böyle bir tutumun,

I. Benzer ayaklanmaların çıkması II. Köklü ıslahata gereksinimin artması III. Ülkeyi yönetmenin kolaylaşması

durumlarından hangilerine ortam hazırladığı savunulabi- lir?

A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) I, II ve III

ÇÖZÜM: Celali İsyanlarında asi şeflerine verilen mevki ve makam benzer amaçları güden isyancıların ortaya çıkması- na sebep olmuştur. İsyanların bastırılamaması ve devletin

giderek zayıflaması köklü ıslahat gereksinimlerinin artması- na neden olmuştur. Cevap: D

(10)

SUHTE İSYANLARI

 Medreseli İsyanları olarak da anılan Suhte İsyanları, XVI. yüzyılda Anadolu ve Rumeli'de halk arasında sosyal gerginliğin bulunduğu bir dönemde ortaya çıkmıştır.

 Suhte isyanlarının çıkmasında;

 Medreseli suhtelerin iş bulamamaları

 Geçim sıkıntısı

 Merkezi otoritenin zayıflaması

 Genç ve işsiz nüfusun artması

 Kadılık, naiplik ve müderrislik makamlarının ye- terli derecede olmaması

sebepler etkili olmuştur.

 Suhte İsyanları Kanuni Sultan Süleyman'ın son dö- nemlerinde eşkıyalık hareketlerine dönüşmüştür.

Suhteler, II. Selim ve III. Murat dönemlerinde Celâli- lerle birlikte hareket etmişlerdir. XVI. yüzyılda Sadra- zam Kuyucu Murat Paşa'nın müdahalesi sayesinde Suhte İsyanları etkisini yitirmiştir.

 Suhte isyanları 1587-1597 arasında azalarak son bulmuştur.

 Osmanlı Devleti; Suhte isyanlarını bastırmak için İl erleri adı verilen milis kuvvet teşkilatını kurmuştur.

Eyalet İsyanları

Eflak, Erdel, Kırım, Boğdan, Yemen, Halep, Bağdat, Suri- ye, Trablusgarp gibi bölgelerde vergilerin devlet kontro- lünden çıkarak yerel yöneticilerce fazla vergi toplanma- sı, eyaletlerdeki yerel yöneticilerin bağımsızlık istekleri, Avusturya, Lehistan ve Rusya’nın kışkırtması gibi sebep- lerden dolayı eyalet isyanları çıkmıştır.Eflâk, Boğdan ve Erdel bölgesinde çıkan isyanlar bağımsızlık amacıyla yapılmıştır. Yemen, Kırım, Bağdat, Trablusgarp’ta çıkan isyanlar sonucunda yarı bağımsız yönetimler kurulmuş- tur. Bu isyanlarda milliyetçilik akımının etkisi yoktur.

Ekber ve Erşed Sistemi

Şehzadelerin sancaklarda siyasi güç kazanmalarını en- gellemek ve merkezî otoriteyi güçlendirmek için I. Ah- met Dönemi'nde Ekber ve Erşed Sistemi'ne geçilmiştir.

Veraset sisteminde yapılan bu değişiklikle hanedanın en büyük (ekber) ve en olgun (erşed)

Üyesinin padişah olması sağlanmıştır.

Olumlu Özellikle- ri

 Şehzadeler arasında taht kavgaları önlenmiştir.

 Şehzadelerin öldürülmesinin önüne geçilmeye çalışılmıştır.

Olumsuz Özel- likleri

 Şehzadeler halktan kopmuştur.

 Şehzadeler sancağa gönderilmeyerek yönetim tecrübesi kazanamamalarına neden olmuştur.

 Şimşirlik denilen kısımlarda zorla tutulan bazı şehzadelerde ruhi sıkıntılar ortaya çıkmıştır.

 Başa geçen şehzade saray ağaları ve kadınlar tarafından kolayca yönlendirilmişlerdir.

Osmanlı Devleti'nde Layihalar

 Layiha, Osmanlı Devleti bürokrasisinde taslak veya rapor türü belgelere verilen addır. Özellikle XVII. yüzyıldan itiba- ren devlet düzeninde açığa çıkan olumsuzlukların gideril- mesi için tavsiye niteliğindeki görüş metinleridir.

 Layihalarda Osmanlı kadim düzenine dönme düşüncesi ön plandadır.

 Layihalarda Osmanlı yönetimindeki aksaklıklar askerî, sosyal ve ekonomik alanlardaki bozulmalara bağlanmıştır.

 Toplumsal sorunlar, gelişmelerin dinamik bir parçası olarak görülemediğinden statik kalıplar içerisinde değerlendiril- miştir.

 Osmanlı Tarihinde Koçi Bey, Gelibolulu Mustafa Ali, Lütfi Paşa( Asafname), Kâtip Çelebi, Sarı Mehmet Paşa ve Ayni Ali Efendi’lerin hazırladıkları layihalar (risale) bu türün en önemli örnekleridir.

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU ÖSS-1992

Duraklama döneminde, askerlikle ilgili olmayanların Yeniçe- ri Ocağı’na alınmasıyla devletten maaş alan yeniçeri sayısı artmış; ayrıca, tımar sisteminin bozulmasıyla da köylü top- rağını bırakarak şehirlere göz etmek zorunda kalmıştır.

Aşağıdakilerin hangisinde, bu iki durumun da önemli birer rolü vardır?

A) Ülke ekonomisinin bozulması B) Eğitime önem verilmesi

C) Dış ülkelerle diplomatik ilişkiler kurulması

D) Toprağın, elde edilen gelire göre gruplara ayrılması E) El sanatlarında gelişme olması

ÇÖZÜM: Osmanlı Devletinde Yeniçeri sayısının artması ve Tımar Sistemi’nin bozulması ülke ekonomisinin gerilemesine neden olmuştur. Cevap: A

(11)

Lale Devri Yenilikleri

 Lale Devri 1718 Pasarofça Antlaşması ile başlayıp 1730 Patrona Halil İsyanı ile sona eren dönemdir.

 Bu dönemde Osmanlı Devleti ilk defa batının üstünlüğünü kabul etmiş ve ilk defa batılılaşma çalışmalarına bu dö- nemde başlamıştır.

 İlk defa Yahya Kemal Beyatlı bu devir için “Lale Devri”

tabirini kullanmıştır.

 Lale Devrinde;

 İlk defa Londra, Paris, Viyana, Varşova ve Sen Petersburg gibi önemli başkentlere geçici elçilikler açılmıştır.

Uyarı:

Elçiliklerin açılmasındaki en önemli amaç Avrupa’daki yenilikleri yakından takip etmektir.

Elçiliklerin açılması Osmanlı Devleti’nin Avrupa’nın üstün- lüğünün kabul edildiğine kanıttır.

İlk geçici Osmanlı büyükelçisi Yirmi sekizinci Çelebi Meh- met’tir. Elçi gördüklerini Sefaretname adlı eserinde be- lirtmiştir.

 Mehmet Said Efendi ve İbrahim Müteferrika’nın gayretle- riyle 1727’de İstanbul'da ilk Türk matbaası kurulmuştur.

Uyarı:

Osmanlı Devletinde Avrupa’dan alınan ilk teknik yenilik matbaa ’dır. Matbaa’da basılan ilk eser Vankulu Lüga- ti’dir.

Uyarı:

Osmanlı Devleti’nde hattatlığın yaygın bir meslek oluşu, okuryazar oranının düşüklüğü, okuma alışkanlığının yaygınlaşmaması, dini tutuculuk ve yasaklar matbaanın müslümanlar tarafından geç kullanılmaya başlanmasının temel sebepleridir.

 İlk kez çiçek hastalığına karşı aşı uygulaması başlatılmıştır.

 1720’de Yeniçerileri ocağına bağlı olarak Tulumbacılar Ocağı adıyla ilk defa itfaiye teşkilatı kurulmuştur.

Bilgi notu:

Tulumbacılar Ocağının kurulması için Fransız asıllı Müs- lüman bir mühendis olan Gerçek Davud(David) görevlen- dirilmiştir.

 Lale Devri ile birlikte zenginlerin Batı yaşam tarzı olan eşyaları ithal etmeleri moda haline gelmiştir. Geleneksel al- çak divanların yerini koltuk ve iskemle almış, pantolon giy- mek ve batılı ressamlara portre yaptırmak moda hâline gelmiştir.

 Yalova’da ilk defa kâğıt fabrikası, İstanbul’da Hatayi adıyla kumaş, İznik ve Kütahya’da çini imalathaneleri açılmıştır.

 Doğu ve Batı klasiklerini Türkçe’ye çevirmek için tercüme faaliyetleri başlamıştır.

 Sivil mimari gelişmiştir. İlk defa bu dönemde Barok ve Gotik adı verilen Avrupa tarzı mimarinin etkisinde kalınmıştır.

 Levni, Şey Galip, Nedim ve Yenişehirli Abdullah Efendi dönemin önemli simalarıdır.

İlim ve İrfan Erleri Katip Çelebi

 Asıl ismi Mustafa olan Kâtip Çelebi hacca gittiği için “Hacı Halife Kalfa” olarak tanınmıştır.

 Gerçekleştirilmek istenen amaçlara ulaşmak için bütün ilim dallarının birer araç olduğu düşüncesini savunmuştur.

 “Düstûrü'lAmel” adlı risalesinde devlet düzenine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştur.

 En önemli eseri kapsamlı bir bibliyografya ve ilimler ansik- lopedisi olan Keşf ez-zunûndur.

 Cihannüma adlı eseri coğrafya üzerine yazılmış ilk sistemli eserlerdendir.

Evliya Çelebi

 En önemli eseri olan Seyahatnamede "Rum, Arap, Acem, İsveç, Leh ve Çek’te 7 iklim, 18 padişahlık yerini 51 yıl bo- yunca gezip dolaştığını" anlatmıştır.

Naima Efendi

 Naima Osmanlı Devleti’nin ilk resmî tarihçisi, vakanüvisidir.

 En önemli eseri Naima Tarihidir. Eserdeşeyh, bilgin ve vezirlerin yaşam öykülerinden, savaş, ayaklanma ve üst düzey devlet görevlileri arasındaki çekişmelerden bahse- dilmiştir.

Yanyalı Esad Efendi

 “Muallim-i Salis (Üçüncü Öğretmen)" unvanıyla anılmıştır.

 Lâle Devri’nin en önemli bilim ve düşünce adamlarından biridir. Felsefe ve mantık alanında yaptığı çevirilerle tanın- mıştır.

 Sadrazam Damat İbrahim Paşa’nın isteğiyle Aristo’nun

“Fizika’’ eserini İoannis Kottinius’un (Ayenis Kottinus) yo- rumunu esas alarak Arapçaya çevirmiştir.

ÇÖZÜMLÜ ÖRNEK SORU LYS-2011

Osmanlı Devleti′nde, 1718 Pasorofça Antlaşması′yla başla- yıp 1730 Patrona Halil İsyanı′yla sona eren döneme Lale Devri denir.

Aşağıdakilerden hangisi Lale Devri′nin özelliklerinden biridir?

A) Bulaşıcı hastalıklara karşı karantina usulünün uygulama- ya konulması

B) Avrupa′daki gelişmeleri yakından tanımak amacıyla yurt dışına elçiler gönderilmesi

C) Osmanlı Devleti′nin ilk resmî gazetesi Takvim-i Vekayi′nin çıkarılması

D) Baytar (veteriner) mektebi açılması

E) İlköğretimin zorunlu hâle getirilmesi

ÇÖZÜM: Osmanlı Devletinde Avrupa’daki yenilikleri takip etmek için ilk defa Lale Devrinde önemli başkentlere elçilik- ler açılmıştır. Cevap: B

Referanslar

Benzer Belgeler

Optik ölçümlerden elde edilen sonuçlara göre, dağılma-yansıma spektrumlarının maviye kaydığı ve bunun sonucu olarak numunelerin enerji bant aralıklarının

Demographic data, physical examination findings, serum vitamin B12 levels, complete blood count results, JAK2 V617F mutation status, EPO levels and oxygen saturation

Denizli Merkezefendi ve Pamukkale ilçelerinde çalışan sınıf öğretmenlerinin algılarına göre öğretmenlerin iş doyum düzeyi ile cinsiyet değişkeni arasında

As a final remark for this work we emphasize that the subproblems to which the main problem is decomposed, have different natures in the sense of computational

Taberî’nin tarihi tenkitlere hiç dayanıklı olmayan bir kaynaktır, çünkü her türlü rivayet ve hikâyeyi içinde barındırır. Taberî’nin töhmetli râvilerden

Bu görüş, bir Alman düşünür olan Edmund Husserl (1859–1938) tarafından kurulmuş, daha sonra da varoluşcu felsefeciler tarafından benimsenen bir anlayış olmuştur. 99

olmayan şeylere ibadet etmelerinden dolayı onları ayıplıyordu. Söylendiği sırada Abdullah’ın sözleri hafif, Hassan’ın ve Ka’b’ın sözleri ise daha ağır

dogmuş kuzularIa oynuyordu. Çocuklar, dün, bahçede, yenı dogmuş kuzularla oynuyordu. Çocuklar, dün, bahçede, yeni. dogmuş kuularla oynuyordu. [Eger siz] bu