TÜRKİYE'NİN EKONOMİ POLİTİKALARI ve
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI
cografyahocasi.com
NELER ÖĞRENECEKSİNİZ
Kazanım: 11.2.13. Türkiye’de uygulanan ekonomi politikalarını mekânsal etkileri açısından değerlendirir.
Kazanım: 11.2.14. Türkiye ekonomisinin sektörel dağılımından hareketle ülke ekonomisi hakkında çıkarımlarda bulunur.
Bu bölümde Türkiye’de uygulanan
ekonomi politikalarını ve Türkiye
ekonomisinin sektörel dağılımını
öğreneceksiniz.
Ekonomi Politikası
Devletlerin belli ekonomik hedeflere ulaşabilmek için kararlar alması ve bu doğrultuda uygulamalar yapmasıdır.
Ekonomi Politikası
Devletlerin belli ekonomik hedeflere ulaşabilmek için kararlar alması ve bu doğrultuda uygulamalar yapmasıdır.
Ülkeler; uyguladıkları ekonomi politikaları sayesinde istihdamı ve üretimi artırma, fiyat istikrarı sağlama, ödeme dengesini iyileştirme ve dengeli bir gelir dağılımı sağlamayı hedeflemektedir.
Ülkeler; uyguladıkları ekonomi politikaları sayesinde istihdamı ve üretimi artırma, fiyat istikrarı sağlama, ödeme dengesini iyileştirme ve dengeli bir gelir dağılımı sağlamayı hedeflemektedir.
TÜRKİYE'NİN EKONOMİ POLİTİKALARI
Ülkemiz, Cumhuriyet’in kuruluşundan bugüne toplumsal, siyasi ve iktisadi
değişimlere bağlı olarak farklı ekonomik politikalar uygulamıştır.
1923-1929 DÖNEMİ
İzmir İktisat Kongresi, 17 Şubat 1923 tarihinde toplandı. Bu kongrede alınan kararlar doğrultusunda yeni kurulacak devletin ekonomik yapısının milliyetçi ve liberal özellikte olması fikri benimsenmiştir. Bu ekonomi politikası, devlet desteğiyle özel sektöre geçişi önemseyen ve dışa açık bir görüntü sergileyen yapıdadır. Bu dönemde;
Tarım ve hayvancılığın gelişmesi için aşar vergisi kaldırılmıştır. (1925)
Tarımda makineleşme teşvik edilmiştir (1926).
Teşviki Sanayi Kanunu çıkarılmıştır (1927).
Atatürk, ekonomi alanındaki birçok uygulamaya öncülük etmiştir.
1930-1950 DÖNEMİ
1929 yılında dünyada yaşanan ekonomik bunalıma kadar sürdürülen liberal dönem ekonomi politikaları, bu tarihten sonra yerini devletçi ekonomi politikalarına bırakmıştır. Bunun sonucunda;
1931 yılında Merkez Bankası,
1932 yılında Sanayi Kredi Bankası,
1933 yılında Sümerbank kurulmuştur.
Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası
Madenciliği geliştirmek ve yeni maden yatakları bulmak için 1935’te Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA), madenciliğe maddi kaynak bulması için de Etibank kurulmuştur.
I. Beş Yıllık Sanayi Planı ile birçok yatırım
yapılmıştır. 1934’te Kayseri ve Ereğli’de dokuma,
İzmit’te kâğıt, İstanbul’da şişe-cam, Keçiborlu’da
kükürt fabrikalarının temeli atılmıştır. Bir yıl
sonra Turhal Şeker Fabrikası hizmete açılmış,
1935’te Kayseri Bez, Nazilli Basma ve Bursa
Merinos fabrikalarının temeli atılmıştır.
Nazilli Basma Fabrikasının açılışını gösteren bir gazete haberi
“Endüstrileşmek, en büyük millî davalarımız arasında yer almaktadır. Çalışması ve yaşaması için ekonomik elemanları memleketimizde mevcut olan büyük, küçük her çeşit sanayiyi kuracağız ve işleteceğiz. En başta vatan savunması olmak üzere, ürünlerimizi değerlendirmek ve en kısa yoldan, en ileri ve zengin Türkiye idealine ulaşabilmek için bu bir zorunluluktur.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
1933-1937 arasında uygulanan Birinci Sanayi Planı'nın başarılı olmasıyla 1938 yılından itibaren uygulamaya konulmak üzere İkinci Sanayi Planı hazırlandı. Ancak İkinci Dünya Savaşı'nın başlamasıyla bu plan uygulanamamıştır. Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı'na girmemesine rağmen savaşa girecekmiş gibi hazırlık yapması, erkek nüfusun silah altına alınması gibi sebepler, özellikle tarımsal üretimde belirgin düşüşlere yol açmıştır. Bu durum, ekonomik anlamda bir daralmayı da beraberinde getirmiştir.
1933-1937 arasında uygulanan Birinci Sanayi Planı'nın başarılı olmasıyla 1938 yılından
itibaren uygulamaya konulmak üzere İkinci Sanayi Planı hazırlandı. Ancak İkinci Dünya
Savaşı'nın başlamasıyla bu plan uygulanamamıştır. Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı'na
girmemesine rağmen savaşa girecekmiş gibi hazırlık yapması, erkek nüfusun silah
altına alınması gibi sebepler, özellikle tarımsal üretimde belirgin düşüşlere yol
açmıştır. Bu durum, ekonomik anlamda bir daralmayı da beraberinde getirmiştir.
1950-1960 DÖNEMİ
1950’li yıllar, Cumhuriyet tarihinin ikinci liberal dönemi olmuştur. Özel sektörün ticaret ve sanayi sektörlerine yönelik girişimlerinin yanı sıra büyük sermayeli yatırımların (enerji, liman vb.) devlet tarafından yapılması planlanmıştır.
Bu dönemde tarımın geliştirilmesine önem verilmiş, bu amaçla 50 bin traktör
ithal edilmiştir. Tarımsal üretimi teşvik etmek için çiftçinin ürünleri, devlet
tarafından yüksek fiyatlarla alınmıştır. Bu destekleme alımları sonucunda tarım
alanları genişlemiş, tarımsal üretim artmıştır.
1960-1980 DÖNEMİ
1960 yılında Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) kurularak 1963 yılından
itibaren 5 yıllık kalkınma planları uygulanmaya başlamıştır. Kalkınma
planlarında genel olarak toplum refahının artırılması, sosyal adaletin
sağlanması ve ekonominin karma sistem içinde yürütülmesi
hedeflenmiştir. Bu dönemin yapılarından olan 15 Temmuz Şehitler
Köprüsü, 30 Ekim 1973 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun
50. yıl dönümünde devlet töreni ile hizmete açılmıştır.
İstanbul Boğazı’na inşa edilen ilk köprü olmasından dolayı Birinci Köprü ya da Boğaziçi Köprüsü şeklinde adlandırılan yapının resmî adı, 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimi esnasında köprüde hayatını kaybeden vatandaşların anısına Bakanlar Kurulunun 25 Temmuz 2016'da aldığı kararla 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirilmiştir.
1980’DEN SONRAKİ DÖNEM
Türkiye, daha fazla dışa açılma ve küresel ekonomiyle bütünleşebilme gibi
amaçlarla çeşitli düzenlemelere gitmiştir. Bu amaçla 1980'den itibaren 24 Ocak
Kararları olarak bilinen ihracata dayalı sanayi stratejisi düzenlemeleri
uygulamaya konulmuştur. Bu kararlara göre Türkiye ekonomisi, dışa kapalı bir
ekonomik model yerine dışa açık, küresel ekonomiye uyum sağlayabilen serbest
ekonomi modeline geçmiştir. Döviz girişinin serbest bırakılmasıyla 1980 öncesi
dönemde ithalata dayalı büyüme yerine ihracata dayalı ekonomik büyüme
planlanıyordu. Kamu kesiminin ekonomideki payı küçültülerek özel kesimin
ekonomiye daha fazla dâhil olması düşünülmüştür. Sanayi ve ticaretin geliştiği
bu dönemde bütçe açığı giderek artmıştır.
1990'lı yıllarda küresel ekonomide yaşanan durgunluk, Körfez Savaşı (1990-1991) ve Türkiye’deki yüksek enflasyon oranları ekonomik dengeleri olumsuz etkilemiştir. Türkiye, artan dış borçlar nedeniyle 1994 yılında Uluslararası Para Fonu IMF'den borç almak zorunda kalmıştır.
1994 yılındaki kriz ve beş yıl sonrasında yaşanan depremler (17 Ağustos 1999 Gölcük ve 12 Kasım 1999 Düzce depremleri) Türkiye ekonomisini derinden sarsmıştır.
Türkiye; 2014-2018 yılları arasında 10.
Kalkınma Planı'nı uygulamıştır. Ekonomide devletçilik politikasının azaltıldığı, yapılan özelleştirmeler ile millî gelirin artırılmaya ve enflasyonun düşürülmeye çalışıldığı bu dönemde özellikle ulaşım ve altyapı çalışmalarına ağırlık verilmiştir.
Türkiye, bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılması için nisan ayında (2012) çıkarılan teşvik paketiyle yatırım teşvik uygulamaları bakımından 6 bölge olarak derecelendirilmiştir.
Türkiye'nin ekonomik yönden az gelişmiş bölgelerinde özel sektörün daha fazla yatırım yapması amacıyla gümrük vergisi muafiyeti, vergi indirimi, yatırım yeri tahsisi ve KDV istisnası gibi özendirici uygulamalar yapılmaktadır.
Teşvik kapsamında yer alan illerin dağılışı (2018)
Ülkemizdeki bölgesel kalkınma projeleri
Mekânsal gelişim farklılıklarını azaltmak amacıyla bölgesel kalkınma projeleri uygulanmaktadır. Bunlardan en önemlisi Güneydoğu Anadolu Projesi’dir(GAP).
Ülkemizde ayrıca uygulamaya başlanan Zonguldak-Bartın-Karabük Projesi (ZBK), Konya
Ovası Projesi (KOP), Yeşilırmak Havzası Gelişim Projesi (YHG), Doğu Karadeniz Projesi
(DOKAP) ve Doğu Anadolu Projesi (DAP) de bölgesel kalkınma projeleri içerisinde yer
almaktadır.
GAP; 1989 yılında hazırlanan Master
Plan ile tarım, sanayi, ulaştırma,
eğitim, sağlık, kırsal ve kentsel
altyapı yatırımlarını da içine alan bir
bölgesel kalkınma projesidir.
TÜRKİYE EKONOMİSİNİN SEKTÖREL DAĞILIMI
Tarım Sanayi Hizmet
Ülke ekonomileri tarım, sanayi ve hizmetler sektörlerinden oluşmaktadır. Bu
sektörlerin birinde meydana gelen değişim diğerlerini de etkilemektedir. Sektörlerin
ülke ekonomilerindeki payı, ülkenin gelişmişlik düzeyi hakkında önemli fikirler
vermektedir. Az gelişmiş ülkelerde tarımın ekonomideki payı daha fazlayken gelişmiş
ülkelerde ise sanayi ve hizmetler sektörüne ait oran daha fazladır.
Türkiye'nin 1924 yılında gayrisafi millî hasılasının sektörel dağılımı
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye ekonomisindeki sektörlerin gayrisafi millî
hasıla (GSMH) içindeki payları incelendiğinde en yüksek oranın tarıma ait
olduğu görülmektedir.
Günümüzde, Türkiye ekonomisindeki sektörlerin gayrisafi millî hasıla içindeki en yüksek pay hizmetler sektörüne aittir. Sanayinin gayrisafi millî hasıla içindeki payı sürekli artarken tarım sektörünün payı ise sürekli azalmaktadır.
Türkiye'nin 2015 yılında gayrisafi millî hasılasının sektörel dağılımı
Türkiye’de 1950-1960 döneminde uygulanan ekonomi politikaları sonucunda, tarımsal krediler yaygınlaştırılmış ve tarım ürünleri için yüksek fiyat politikası izlenmiştir. Bu sayede tarımsal üretimde önemli artışlar olmuştur. Endüstrideki sermaye yetersizliği, yabancı yatırımlar, özel sektörün teşvik edilmesi ve dış yardımlarla büyük ölçüde giderilmiştir. Böylece baraj ve fabrika gibi yatırımlar artmıştır. Bunlara karşın döviz rezervinin yatırımlarda önemli ölçüde kullanılması, ancak yapılan yatırımlardaki plansızlık kalkınma hızının istenilen düzeye çıkmasını engellemiştir. Bunun sonucunda enflasyon yükselmiştir. 1958 yılında ekonomik istikrarı sağlamak için sıkı maliye politikaları ile dış satımı teşvik edici önemler alınmıştır. İç ticaretin canlandırılması için de kara yolu yapımına ağırlık verilmiştir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi 1950-1960 döneminde uygulanan ekonomi politikalarının sonuçlarından biri değildir?
A) Dış borçlar artmıştır.
B) Devletin ekonomideki etkisi azalmaya başlamıştır.
C) Altyapı çalışmalarına önem verilmiştir.
D) Tarımda makineleşme yaygınlaşmaya başlamıştır.
E) Tarımsal vergiler artırılmıştır.
2011-LYS3
Türkiye’nin sanayileşme süreciyle ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Cumhuriyetin ilk yıllarında tarıma dayalı sanayi kolları gelişmiştir.
B) Bütün illerin kalkınmada öncelikli yöreler içinde yer alması sanayiyi geliştirmiştir.
C) 1950’li yıllarla birlikte sanayi ürünleri dış alımına hız verilmiştir.
D) Planlı kalkınma döneminde sanayileşmeye, kalkınma planlarında özel önem verilmiştir.
E) 1930’lu yıllarda devletçilik ilkesine bağlı olarak kimya ve demir-çelik sanayisinin temelleri atılmıştır.
2013 – LYS3
Cumhuriyetin ilanından günümüze Türkiye ekonomisinin sektörlere göre oransal dağılımı büyük ölçüde değişim göstermiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında millî gelir içerisinde tarım sektörü en büyük paya sahipken günümüzde bu sektör üçüncü sıraya gerilemiştir.
Bu sektörün payının azalmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tarımsal arazilerin nitelik ve yapısının iyi olmaması B) Tarımsal arazilerin yeterli büyüklükte olmaması
C) Gübre ve ilaç kullanımındaki yetersizlikler
D) Tarımsal araç ve gereç kullanımındaki yetersizlikler
E) Ekonomik büyümenin hizmet ve sanayi sektörüne bağlı gelişmesi
2015 – LYS3
Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar geçen süreçte sanayinin ekonomideki payını artırmak için Türkiye’de birçok çalışma yapılmıştır.
Aşağıdakilerden hangisi bu çalışmalardan biri değildir?
A) Sanayinin teşvik edilmesinin devlet politikası hâline getirilmesi B) Eğitim faaliyetleriyle nitelikli eleman ihtiyacının karşılanması C) Teknolojik gelişmelerin takibiyle sanayi kollarının çeşitlenmesi
D) Hizmet ve tarım sektöründeki sınırlamalarla sanayinin teşvik edilmesi
E) Ulaşım başta olmak üzere sanayi alt yapısının İyileştirilmesi
2017 – LYS3
ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME
Devletlerin belli ekonomik hedeflere ulaşabilmek için kararlar alması ve bu doğrultuda uygulamalar yapmasına ……….………. adı verilir.
Tarım ve hayvancılığın gelişmesi için 1925 yılında ………. vergisi kaldırılmıştır.
Günümüzde, Türkiye ekonomisindeki sektörlerin gayrisafi millî hasıla içindeki en yüksek pay ……….. sektörüne aittir.
Geri kalmış ülkelerde ……… sektörünün ülke ekonomisindeki oranı daha fazladır.
Ekonomiyi oluşturan sektörler tarım, ……… ve hizmettir. sanayi tarım
hizmetler
Aşar
ekonomi politikası
BOŞLUK DOLDURMA
Ülkemizde, 2014-2018 yılları arasında 10. Kalkınma Planı uygulanmaktadır.
İzmir İktisat Kongresi’nde alınan kararlar doğrultusunda ülkenin ekonomik yapısının devletçi yapıda olması fikri benimsenmiştir.
Madenciliği geliştirmek ve yeni maden yatakları bulmak için 1935 yılında Sümerbank kurulmuştur.
GAP; tarım, sanayi, ulaştırma, eğitim, sağlık, kırsal ve kentsel altyapı yatırımlarını da içine alan bir bölgesel kalkınma projesidir.
Türkiye’de II. Beş Yıllık Sanayi Planı, İkinci Dünya Savaşı nedeniyle uygulanamamıştır.
DOĞRU-YANLIŞ
1) Cumhuriyet’in ilk yıllarında ekonomik kalkınmanın sağlanması için tarımsal alanda çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Aşağıdakilerden hangisi bu dönemde tarımsal alanda kalkınmayı arttırmak amacıyla alınan önlemler arasında gösterilemez?
A) Toprak reformu yapılması B) Aşar vergisinin kaldırılması
C) Karabük demir-çelik fabrikasının kurulması
D) Tarımda makineleşmenin sağlanması için teşvikler verilmesi
E) Ziraat Bankası aracılığıyla çiftçilere kredi imkanı sağlanması
Ülkemiz içinde mekânsal farklılıklardan dolayı her yerin eşit düzeyde gelişmesi mümkün değildir. Şartların uygun olduğu alanlar fazla gelişirken uygun olmadığı yerler ise az gelişir. Mekanlar arasındaki gelişmişlik seviyesinin büyük ölçüde farklılık göstermesi çeşitli problemlere neden olur. Bunun için ülkemizin gelişmemiş yerlerinde yapılacak yatırımları özendirmek ve dengeli kalkınmayı sağlamak için teşvik uygulamaları yapılmaktadır.
2) Aşağıdakilerden hangisi ülkemizin gelişmemiş yerlerinde yatırımları özendirmek amacıyla devlet tarafından yapılan uygulamalardan biri değildir?
A) Vergi indirimi uygulamak B) Arsa temini sağlamak
C) Ucuz enerji sağlamak D) İşgücü sağlamak
E) KDV indirimi yapmak
Türkiye ‘de 24 Ocak kararları ile devletin ekonomiye müdahalesi azaltılmıştır. 1983 yılından itibaren ekonomide dışa açılma süreci başlamıştır.
3) Aşağıdakilerden hangisi bu durumun sonucu olarak gösterilebilir?
A) İç ticaret hacmi artmıştır.
B) Kalkınma hızı düşmüştür.
C) Tarımsal ürünlere dayalı sanayi gelişmiştir.
D) Özel sektörün ekonomideki etkisi azalmıştır.
E) Ekonomi küresel ve bölgesel etkilere açık hale gelmiştir.
I. Devlet Planlama Teşkilatı’nın kurulması II. İzmir İktisat Kongresi’nin toplanması
III. I. Beş Yıllık Sanayi Planı’nın uygulanması
4) Yukarıda verilenlerden hangileri 1960’tan sonraki dönemlerde ortaya çıkan gelişmeler arasında yer alır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve III
D) II ve III
E) I, II ve III
I. Türkiye ekonomisi gelişmiştir.
II. Türkiye’de tarımda çalışan nüfus miktarı azalmıştır.
III. Verilen yıllar içerisinde en fazla oransal artış hizmet sektöründe olmuştur.
5) Grafiklere bakıldığında yukarıdaki yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) II ve III
Yanda pasta grafiklerde Türkiye’nin milli gelirinin 1925 ve 2010 yıllarına ait sektörel dağılımı gösterilmiştir.