• Sonuç bulunamadı

Türk mimarîsi ve beynel- milel mimarlık vasıfları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk mimarîsi ve beynel- milel mimarlık vasıfları"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk mimarîsi ve beynel- milel mimarlık vasıfları

Burhan Arif Urbanist mimar

Geçen nüshamızda (Adlof Behne) den tercü- me edilmiş ve yeni mimaride milli ve beynelmilel vasıflar serlevhalı bir yazıdan serdedilen fikirler arasında bilhassa mimarın fikri hürriyetine hür- mete, ve ferdi kabiliyeti mütemayiz olan san'at- kârm eserinde, mimaride mevcut beynelmilel müş- terek vasıfların fevkinde olarak yaratıcı kuvvetle- re sahip olduklarına dair tahlilleri çok ehemmi- yetlidir.

(Behne) mimarinin beynelmilel ve mahalli şc- niyetlerini izah ederken muhtelif milletlerden aldı- ğı numuneler öyle tipik hususiyetlerile teşrih olun- maktadır ki; insan vehlei ulâöa önünden resmi ge- çit yapan bu muhtelif katagoride binaların teba- yününü görüyor, ve bunların kemali vüzuh ile bir neticeye toplanışından dolayı hayrete düşüyor.

MezkOr yazıya Türk inşaatçılarının nazarı dik- katini celp ve bu vesile ile Türk mimarlığının bu- günkü beynelmilel sahada ne gibi vasıf irtibat- ları olacağını tetkik etmek isteriz.

Bir tarifine göre yeni tarzı inşa eşkâlin tabia- tının aslına rücuudur, her hangi bir ebniye mefhu- munun kuvvei muhayyilemizdeki ilk mürtesemleri- nin harici aleme saf ve basit bir şekilde aksidir. Sırf tabiatı inşaiyenin mimarların faaliyet ve tatbiki kudreti üzerinde müsmir bir rol oynamasından do- layı Türk inşaatçısının mahalli bir çerçeve içinde mahsur kalmağa mecbur bulunması, vazifesinin her

hangi Avrupanın mütekâmil mimarından daha fark- lı bulunduğunu gösteriyor. Her ne kadar bir Türk mimarı beynlemilel teknik ile Avrupai bir inşa nü-

munesi yapmak istese malzemei inşaiyenin bir mecburiyeti olarak mimaride memleketin mahalli inşai bünye ve şekillerine bağlanmağa mecbur olu- yor.

Meselâ, düz çatı malzemesinin memleketimize girmemesi veya demir şerit pencerelerin bugün için kabili tatbik olamamasile Türk mimarisi daha 16- kal kalmağa mahkûm oluyor. Muayyen olan bir ihtiyaca cevap vermekle ve san'at metaı olarak yapılan eserleri muhakkak bir kimseye beğendirms- ğe çalışmakla Türk mimarları bütün dünya mimar- ları gibi ayni vaziyet karşısındadır. Meslek harici alem dünyanın her tarafında olan ayni alemdir ve (Behne >nin yazısında saydığı eşhas bu alemin ha- ricinde muhite hâkim olarak mevzuubahis eserleri yaratmışlardır.

Bu neviden olarak bizde de meselâ mimar Ve- dadın Yeni pcstahane binası ancak kendi devrinin ve muhitinin boşluğu içinde doğmuş bir eserdir.

Avrupada Yeni postahanenin inşasına tekabül eden devirlerde san'at telâkkileri ayni yolda yürüyordu.

Ankaranm kurulmasile ve inşa edilmesinden iti- baren Türk mimarlık tarihinde yeni bir devir açıl- mıştır. Bu devirde toplanan inşaat eserleri güzel san'atlar akademisinin 25 seneden beri verdiği mah- suller şeklinde ancak hulâsa olunabilir.

Fikri tekâmüller gibi mimari hareketlerin an- cak pek geç olarak avrupadan bize intikal etmesi ve milliyet talâkkilerimizin bu hususta sathiliği vs vuzuhsuzluğu ortaya bu asır ve medeniyette istisnai bazı eserlerden maada pek pahalı tecrübelere mal olan bir şehir acııbesi koymuştur. Beynelmilel mi-

(2)

marlık ve şehircilik alemlerinden ve her milleti alâ- kadar eden teknik mesailin cereyan ve tekâmülün- den ve bunlara verilen alâka ve ehemmiyetten şüp- hesizki Türkiyemiz çok az müteessir olmakta ve bun- ların aksi tesirleri bize gelmekte çok geçikmekte- dir. Bunlar, -inkişaf etmekte olan inşa san'atimizin fena nümunelerini ve feyizsiz mahsullerini yegân yegân ele alarak ve bunların mukabili olan Avru- pai- eserlerin vasıflarile mukayese etmek şüphesiz bir insaf olur. Mimaride milli cereyanlardan ziyade bu asırda bilzat san'atkâr mimarın şahsi san'at te- kâmülü ve kudreti mevzuu bahis olmalı onun ruhu- nun şeklü şemailden ibaret olan, (Le Corbüsier) nin bir kadın başında (Perruque) dediği üslubun ne de- rece fevkinde tesirsiz dolaştığı görülmelidir.

Zevk itibarilede şüphesiz Ankaranın imarında vücut bulmuş olan şivri kemerli, kubbeli, istalâktitli binalarla geçen devirlerin tekrar kabil- olamıyaca- ğı gibi bazı yapı sahiplerinin bir Türk üslubu sermestisi içinde Ankara, İstanbul, İzmir, Balıkesir, Bandırma gibi inkişaf etmekte olan şehirlerin mi- mari bünyelerini birer pasta kalıbına benzetmeleri ümran hayatımızda pek pahalıya mal olan acı tecrübeler imkânını bırakmıyacaktır.

O kanatteyimki bizde modern inşaatın sırf memleketimize mahsus ve mimarimize şeref vere- cek tecellilerini görmek ancak memleketimizin Türk mimarlarına ve mühendislerine itimat ve hür- metlerinin bakasile kabildir,

Türklerin zevki selimi şimdiye kadar çok de- falar Avrupa üslüplarile karşılaşmış ve bunîarın arasında çok muvaffakiyetli mübadeleler olmuştur:

Damat İbrahim Paşa devrinde «Empire» tarzının tecellisi gibi.

Bu tarzın Türkiyedeki derecei muvaffakiyetini görmekle beraber modern inşaatın muhtelif mil- letler ile ne suretle tezahür etmekte olduğunu tet- kik etmek faideden hali değildir.

İlk defa mobilya ve dekor üzerinde Fransada tecelli eden Empire tarzı Almanyada bizzat mimarî ve tarzı inşa şekilleri içine girdi ve meselâ, bir kapı- nın yapılışında, kabul salonlarına büyük dehlizlere be bizzat bina şekillerine verilen formada kenidini gösterdi. Aynı devrin Italyada tamamile lâkayıt ve sakin ve cüz'i tesirlerle anlaşılmak istenmeden geç-

diğini görüyoruz; bu tarz bize gelince Damat İbrahim Paşa devrinde, ana hatlarında, halim, vukur ağır başlı Türk mimarisi şuh, şatır bir fevvare haline gelmiştir. Saraylarımızdan, köprülerimizden mezar taşlarına kadar giren bu tarzın çok muvaffakiyetli eserlerle mimarimizde başka bir yoldan şevki tabiîle tamamile bizim malımız olarak kaldığını görürüz.

Aynı tarz Rusyada, Rusların kendilerine göre benim- sedikleri «Allegorique» bir hal almıştır.

Modern inşaatın Almanyada tamamile (Mate- riel, ve constructif» Fransada ise tamamen arızi ve binadan evvel yine ilk defa olarak «Art decoratif»

üzerinde ve «art nouveau» üslubunun bir istihalesi olarak kendini göstermiştir, Almanyada «populaire»

olan inşaatın Fransada ise «luxueux» olduğunu gö- rüyoruz.

Hiç unutamam, bir gün «Louvre»in bir kısmında açılan «Art appliquees> sergisini geziyordum.

Sergiyi tertip eden müessesatın mümessili ola- rak izahat veren zât:,,

«— Ben geçen sene Paris mobilyacılarının ve Darussenaalarının mümessili olarak «Kolonya» da- ki matbuat sergisini ziyaret etmekte iken, bir mü- zik salonu gördüm ki, bütün duvarlar fon olarak kabkara, ötede beride altın yaldızlı hatlarla musav- ver... Böyle bir salona buyrun dans ediniz. Bizim sergimizde gördükeriniz ile diğerlerin arasında el- bette büyük telâkki farkları bulacaksınız» dedi.

Türkiyede modern inşaatın inkişaf ve evsafı mümeyyizesinin tecellisi hakkında kanaatlarımızı şu yolda topluyoruz.

Yeni mimarî, her memlekette yeni hayatın ica- batına ve felsefesine vakıf güzide mimarların ve bilhassa yeni şehirlerin inkişaf ve tanzimini ve bas- tığımız kuru toprak üstünde, yığılan her fikir ve sai mahsulünün yeni zamanın heyeti içtimaiyesinin dileklerine uygun olmasını düşünerek çalışanların elinde, belki kurunu kadime sokaklarının klâsik gü- zelliğine gıpte verecek eserler çıkarıyor: (Martin Wagner)in, (Profesör Gropiustun (Zellendorf) da kcskoca mahahllelerine, (Perret D'autreiy)in Paris ci- varındaki (Sitel lerine baktıkça (Forum Romanun (Ostia Alamare) sokaklarını, antik Bergamayı ve en nihayet eski İstanbulun, som dıvarlı avlular arasın- da geçilen yeşil gölgeli sokaklarım görür gibi olu- yoruz..

Referanslar

Benzer Belgeler

Müsabakalar nizamnamesi Evvelki sayılarımızda neşrettiğimiz müsa- bakalar nizamnamesinin, Maarif vekâletinin Güzel Sanatlar Akademisinde müteşekkil g ü - zel

Vakur ve sade, ıııütevazi Türk mimarisinin seciye farklarını gökleri yırtan minareleri ge- niş kubbeli camileri olan bu Şark ve bu bütün bir şarkın bir saıı'at şubesi

kantanın teşkil ettiği iki blok, bunları birleştiren dekoratif Pano - duvar ve uç kısmındaki «Mobil plastik'ten ibaret bir kompozisyondur. Taşıyıcı elemanlar çelik olup

SAN 416 - CUMHUR İYET DÖNEM İ TÜRK Mİ MAR İSİ Doç... 1910 yılı dolaylarında örneklerini veren

Kurşun Asit Batarya Paketi DELTA-Q QuiQ 1000 Dahili Şarj Aleti 110-220 VAC@8 1A/48V Lityum Batarya Paketi OVARTECH 3.3 kW Dahili Şarj Aleti.. 85-265

Nasıl (Berlage) Holanda'lı bir ruhun derinlik- lerinde kök salmış bulunmakta ise öylece Avus- turya ruhunun derinlikleri içinde kökleşmiş bulunan bir (Otto W a g n e r ) in

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRKĠYE’DE YARGI ETĠĞĠ KURALLARI I. ULUSAL MEVZUATTA YARGI ETĠĞĠ ... 1982 Sonrası Dönem ve Yürürlükteki Mevzuat ... 2802 Sayılı Hâkimler ve

The Pre si dent of Turk me nis tan, Gurbanguly Berdimuhamedow and the Pri me Mi nis ters of the ot her fo ur count ries held talks on the ro le and place of the re gion's econo