• Sonuç bulunamadı

Vücutta Isı Üretimini Etkileyen Önemli Faktörler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vücutta Isı Üretimini Etkileyen Önemli Faktörler"

Copied!
63
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Vücutta Isı Üretimini Etkileyen

Önemli Faktörler

(3)

Bazal Metebolizma Hızı :

 Bireyin mutlak dinlenme halinde, fakat

uyanıkken harcadığı enerji anlamına gelir.

 Yaş ve cinsiyete göre değişiklik gösterir.

- Küçük çocuklarda hızlı olması , hücresel reaksiyon ve hücresel sentezin hızlı

olmasıyla enerji gereksinimi artmaktadır.

- Cinsiyete bakıldığında erkek cinsiyet

hormonu bazal metebolizma hızını %10-15 artırır.

(4)

Kas Çalışması :

 Kastaki ani kontraksiyon enerji miktarını birkaç saniye içinde normalin 50 katına çıkarır.

 İskelet kasının titremesi de metebolizmayı hızlandırır.

 Titreme merkezi posteriör hipotalamus’tadır.

 Deriden ve spinal korttan gelen soğuk

sinyalleri titreme merkezini uyarır. Titreme merkezinin uyarılması, vücuttaki tüm iskelet kaslarında tonüs artışına ve dolayısıyla ısı üretimine neden olur.

(5)

Tiroit Hormonları :

Tiroid bezinden salgılanan hormonlar

vücudun tüm dokularında metebolizmayı

artırırlar. Hücre metebolizmasındaki artış

ise doğal olarak ısı üretimini artırır.

(6)

Sempatik Sinir Sisteminin Uyarılması

Sem. Sin. Sis. uyarılmasıyla salgılanılan epinefrin ve norepinefrin hücre

metebolizmasını derhal hızlandırır. Bu

hormonlar kas ve karaciğer hücrelerinde glikojenolize neden olarak hücresel

aktiviteyi artırırlar.

(7)

ISI KAYBI

(8)

Radyasyon ( ışınım ) :

İki cismin arasında herhangi bir temas olmaksızın ısının bir cismin yüzeyinden diğer bir cismin yüzeyine aktarımıdır.

Vücuttan çevreye sürekli ısı ışınları yayılır.

Normal oda ısısında çıplak oturan bir kişi toplam ısı kaybının yaklaşık %60’ını bu

yolla kaybeder.

Kalın ve koyu renkli giysiler radyasyon

yoluyla ısı kaybını azaltırlar.

(9)

Kondüksiyon ( iletme ) :

Temas eden iki cismin bir birine ısı aktarmasıdır.

Hava ve suya da olur.

Normal oda sıcaklığında bile vücut yüzeyi ile temas ettiği hava arasında ısı aktarımı söz konusudur. Derinin hemen üzerindeki hava ile vücut ısısı aynı olunca ısı kaybı durur.

Su havaya göre ısıyı daha fazla emer. suya iletim yolu ile ısı kaybı daha fazla olur.

(10)

Konveksiyon ( Hava akımı ) :

Bu yolla ısı kaybında ısının önce havaya

iletilmesi ( kondüksiyon ) sonra da hava

akımıyla uzaklaştırılması gerekir.

(11)

Evaporasyon

( Buharlaşma ) :

Deriden terleme ile akciğerlerden ise solunumdaki nem ile ısı kaybı olur.

Deriden ve akciğerlerden fark edilmeden buharlaşan su miktarı günde 600 ml.yi bulur. Bu miktardaki sıvının kaybı saatte 12-16 kalori ısı kaybına neden olur.

(12)

ISI ÖLÇÜMÜ

(13)

Isı merkezi ?

Hipotalamus’ tur.

Hiperpireksi ? Isının yükselmesi.

Vücut Isısının Alındığı Bölgeler :

Oral Yol : Bu yolun kullanılabilmesi

için hastanın bilinçli olması gerekir.

(14)

Kullanılmadığı Durumlar :

Bilinçsiz durumlar,

Bebeklerde,

Çocuklarda,

İstemsiz kasılması olan hastalarda ,

Ağızdan solunum yapanlar da,

O2 tedavisi yapılan hastalarda ,

Ağız ve burun tedavisi geçirenlerde,

Ağız enfeksiyonu olanlarda ölçülmez.

Oral yolla alınan vücut ısısının normal değeri 37 oC dir.Termometre dil altında 3-10 dak.

bekletilir.

(15)

Aksillar Yol :

Enfeksiyon taşıma olasılığı düşük olduğu için güvenilir bir yoldur.

Kullanılmadığı Durumlar :

Koltuk altında enfeksiyon varsa

Hasta çok zayıfsa kullanılmaz.

Koltuk altından alınan ısının normal değeri 36 oC dir.

Derece koltuk altında 5-10 dak. bekletilir.

(16)

Rektal Yol :

Kullanıldığı Durumlar :

Oral ve aksillar yolla vücut ısısı alınmayan durumlarda ,

Bilinçsiz ve zayıf hastalarda ,

Bebeklerde ,

Çocuklarda kullanılır.

(17)

Kullanılmadığı Durumlar :

Normal yeni doğan bebeklerde,

Rektum ameliyatı geçirenlerde,

Rektum ve perianal enfeksiyon olanlarda,

Defekasyondan hemen sonra uygulanılmaz.

(18)

Termometre yağlandıktan sonra ; bebeklerde 1,25 cm.

çocuklarda 2,5 cm.

yetişkinlerde 3,8 cm.

Termometre 2-4 dak. bekletilir.

Rektal yoldan normal ısı değeri 37 oC dir.

(19)

Araçlar Oral Rektal Aksillar Dış kulak yol

Civalı cam termomet re

3-10dak 2-4 dak. 5-10

dak. - Elektronik

termomet re

1 dak. 1 dak. 2 dak.

- Tek kul.

termomet re

1 dak. 3 dak.

- - Timpanik

membran

ter. - - -

1-2 sn.

(20)

SOLUNUM

(21)

Ventilasyon :

Havanın atmosferden akciğerlere,

akciğerlerden atmosfere doğru hareketini ifade eden bir terimdir.

Solunum merkezi nerededir?

Beyin sapında Medulla oblangatada bulunur.

Solunumun hızı ve derinliği solunum

merkezi tarafından kontrol edilir.

(22)

Solunum Düzenlenmesi :

Arteriyal kandaki pO2 düştüğünde

kemoreseptörleri uyarır. Buda solunum merkezini uyararak ventilasyonu artırır.

Arteriyal kanda pCO2 ve Hidrojen iyonu yükseldiği zaman aynı olay meydana gelir.

(23)

Solunum Sayısı :

Yeni doğan bebeklerde ----30 - 35

2 yaş çocuklarda ---25

Yetişkinlerde ---12– 20

(24)

Solunum Sayısını Artıran Durumlar

Metebolizmanın hızlandığı durumlar

Ateşin yükselmesi

Ağrı

Kanda CO2 yükselmesi ve O2 düşmesine sebep olan vücuttaki her olay solunumu yükseltir.

(25)

Solunum Sayısını Düşüren Durumlar :

KİBAS artması solunum merkezini baskılayarak solunumu düşürür.

Morfin sülfat gibi bazı ilaçlar solunum merkezini baskılayarak solunum sayısını azaltırlar.

(26)

Solunumun Özellikleri :

Bradipne :

Solunum sayısının dakikada 10

‘nun altına düşmesidir.

Takipne ( Polipne ) :

Solunum sayısının dak./24’ün

üzerine çıkmasıdır.

(27)

Hiperpne :

Solunumun derinliğinin artmasıdır. Normalde egzersiz sonrası görülür.

Hipopne :

Solunumun derinliğinin azalmasıdır. Uykuda görülen solunum biçimidir.

(28)

Apne :

Solunumun kalıcı veya geçici

durmasıdır.Bu durum 4-6 dakikadan fazla sürerse solunum aresti olarak ifade edilir.

Hiperventilasyon :

Solunum sayısı ve derinliğinin birlikte artmasıdır.

Hipoventilasyon :

Solunum sayısı ve derinliğin birlikte

düşmesidir.

(29)

Dispne :

Solunum güçlüğüdür.

Hızlı ve yüzeysel solunum vardır. Solunum için çaba harcandığından yüz kırmızıdır, burun kanatları açılıp kapanır, solunuma yardım etmek için karın kasları kullanılır.

Yüz ifadesi endişeli ve sıkıntılıdır.

Bu hastalar Ortopne pozisyonunda rahat ederler.

(30)

Cheyne – Stokes Solunumu :

Yavaş ve yüzeyel bir solunumla başlar,

solunumun hızı ve derinliği derece derece artar. Belli bir derinlikten sonra solunum tekrar derece derece yavaşlar ve

yüzeyelleşir. Bu dönemin hemen ardından 10-20 sn. süren Apne dönemi görülür.

Beyin kanamalarında ve kalp

hastalıklarında ölümden hemen önce

görülen solunum biçimidir.

(31)

Kusmaul Solunum :

Solunum anormal biçimde derinleşmiştir ve hızı artmıştır.

Genellikle metebolik asidoz ve böbrek yetmezliğinde görülür.

Anoksi :

Yerel yada genel olarak O2 ‘nin tamamen yokluğudur.

(32)

Hipoksi :

Hücrelerin ve dokuların yeterli miktarda O2 alamaması, O2 yetersizliği.

Siyanoz :

Oksijen ihtiyacının yeterli karşılanmadığı durumlarda deri ve müköz membranların kirli, mavimsi-mor bir renk almasıdır.

Siyanoz nerelerden alınır?

Dudaklardan, kulak memelerinden,

tırnaklar ve oral mukozadan gözlenir.

(33)

NABIZ

(34)

Strok Volüm ?

Sol ventrikülün her sistolünde aortaya attığı kan miktarıdır.

Yetişkinlerde her sistolde 60-70 ml. kan aortaya atılır.

Kardiak Autput ?

Kalbin, bir dakikada aortaya attığı kan miktarına denir.

Kardiak Autput =

Strok Volüm x Nabız Sayısı

(35)

Nabız ?

Kalbin sol ventrikülünün sistolü sırasında aortaya attığı kanın damar duvarına yaptığı basıncın deri yüzeyinden hissedilmesidir.

Nabız Hızı ?

Kalbin bir dakikadaki atım sayısıdır.

(36)

Kalbin atım hızını ve strok volümü etkileyen çok faktör vardır.

Örn: Egzersiz yapma kalbin atım hızını etkilerken , organizmadan sıvı kayıbı da strok volümü etkiler.

(37)

Örn: Organizmada kanama nedeniyle kan volümü azaldığı zaman , strok volüm de azalır. Bu durumda kalp , hücrelerin

gereksinimi olan oksijeni sağlamak ve

dolayısıyla kardiyak autputu artırmak için dakikada atım hızını artırır.

(38)

Buna karşın fiziksel olarak sağlıklı durumda olan bir atletin kalbi, her sistolde maksimum volümde kanı pompalar.

Buna bağlı hücrelerin kanla beslenmesi yeterli düzeyde olacağından kalbin

dakikadaki atım hızı düşer ve hatta normal sınırların altında olabilir.

(39)

Yaşlara Göre Nabız Hızı

Yaş

Nabız Hız

Sınırları Ortalama Nabız

Yeni doğan -1 ay 120 -160

140

1 -12 ay

80 -140 120

12 ay - 2 yaş 80 -130

110

2 - 6 yaş -- 80 -130

100

6 – 12 yaş

75 -100 95

yetişkin

60 -100 80

(40)

Taşikardi :

Nabızın dak. / 100’ ün üzerine çıkması.

Bradikardi :

Nabızın dak. / 60’ın altına düşmesi.

Kalbin atım hızı dolayısıyla nabız hızı Otonom sinir sistemi tarafından

kontrol edilir.

(41)

Regüler Nabız :

Normal nabız atışıdır. Atımların birbirin ardı sıra ve düzenli aralıklarla olmasıdır.

Aritmi :

Düzensiz nabız atışları .

Aritmi işlev yeteneğini tehdit eden bir

durumdur. Aritmi fark edildiğinde Apikal nabız ve Radiyal nabız arasındaki ilişki kontrol edilmelidir. Çünkü kalbin yaptığı zayıf atımlar perifere yansımayabilir.

Radiyal nabız apikal nabızdan daha düşük

değer vermesine “Defisit” denir.

(42)

Nabız Volümü ( Dolgunluğu ) :

Normal her atım benzer dolgunlukta

hissedilir. Nabız volümü , nabız dolgunluk derecesi ve kalbin sol ventrikülünün

kontraksiyon gücünü yansıtır.

Bazı durumlarda nabzın dolgunluğu

değişebilir. Örn: Dolaşımdaki kan volümü arttığında, kanın arter duvarına yaptığı basınç daha fazla olacağından dolgun ve güçlü hissedilir. Böyle nabıza Dolgun

nabız denir.

(43)

Otonom sinir sistemi ile kalbin ilişkisi

Sempatik Sinir Sistemi Kalbin atım sayısını (nabzı) artırır

Sem. Sin. Sis. uyaranlar

- Ağrı

- Korku

- Öfke - Anksiyete - Şaşkınlık - Heyecan

Parasempatik Sinir Sistemi

Kalbin atım sayısını (nabzı) azaltır

Kalp hastalıklarında kullanılan digital gurubu ilaçlar

( Digoxin)

parasempatik sin. sis.

dalı olan N. Vagusu uyararak nabız hızını azaltır. Bunun için

Apikal nabız

değerlendirilerek verilir.

(44)
(45)

ARTERİYAL KAN BASINCI

(46)

Arteriyal Kan basıncı ( TA ) :

Sol ventrikülden aortaya atılan kanın arter duvarına yaptığı basınçtır.

Sistolik ( Maksimum ) Basınç :

Kalbin sol ventrikülü sistolde iken içindeki kan büyük bir basınçla arteriyal sisteme

pompalar. Arter içindeki basınç yüksek bir

değere ulaşır. Ulaşan bu değere maksimal

basınç denir.

(47)

Diyastol ( Minimal ) Basınç :

Gevşediğinde ventrikül içindeki basınç hızla düşer, aortanın perifere gönderdiği kan miktarına bağlı olarak arteriyal sistem basıncı düşer. Arter duvarında daima

minimal düzeyde basınç vardır. Diyastol sırasındaki bu daimi minimal basınca

denir.

(48)

Sağlıklı yetişkin bireyde normalde KB:

120/80 mm.Hg. dır.

Bireylerin sağlıklı iken normal KB.’nı bilmek gerekir .Bu değerden 20-30

mm.Hg. düşme veya yükselme dikkatle incelenmesini gerektirir.

(49)

Bir çok yaralanma veya hastalıklarda her ikisi paralel olarak yükselir veya düşer. Bu kuralın dışında kalanlardan ;

Kafa travmalarında sistol yükselirken diyastol düşer veya değişmez.

Kalp tamponatında sistol düşer, diyastolda ise yükselir.

(50)

Nabız Basıncı :

Sistol sırasında arteriyal sistemde oluşan en yüksek basınç ile diyastol sırasında arter

duvarında her zaman var olan minimum basınç arasındaki farktır.

Kan basıncı 120 / 80 mm.Hg. olduğu

durumda , nabız basıncı 40 mm.Hg. dır. Nabız basıncının ortalama sınırı 30-50 mm.Hg.

arasındadır.

(51)

Kalbin strok volümü arttıkça nabız basıncı büyür.

Her ventrikül sistolü ile arteriyal

sisteme pompalanan kan miktarı artar.

Böylece sistol sırasında arter içindeki basınç daha fazla yükselir, yani sistolik basınç artar . Buna karşın diyastol

sırasında arter içi basınç daha çok

düşer ve sonuçta nabız basıncı büyür.

Kalbin strok volümü azaldığında

nabız basıncı küçülür.

(52)

Arteriyal Kan Basıncının Düzenlenmesi :

Organizmada kardiak autputu ve periferik vasküler direnci etkileyen tüm faktörler aynı zamanda kan basıncını da etkilerler.

Örn: Kalbin pompalama gücü

zayıfladığında kardiak autput azalır ve kan basıncı düşer.

(53)

Organizma bunu düzeltmek ve periferik vasküler direnci artırmak amacıyla,

periferik arterlerde vazokonstriksiyon oluşturarak vasküler direnci artırır ve periferik arterlerdeki kanın kalp, beyin gibi yaşamsal organlara gönderilmesini sağlar. Bu organların kanlanmasını

sağlayan büyük damarlarda kan miktarının artması sonucunda kan basıncı yükselir.

(54)

Kan Volümü :

Kan volümü de kan basıncını etkiler.

Yetişkinlerdeki kan volümü 5000 ml. dir.

Kan volümü yükseldiğinde damar

duvarında yapacağı basınç daha fazla olacağı için kan basıncı da artar.

Kanın Viskositesi ( Yoğunluğu ) :

Kanın viskositesini kanda bulunan

eritrosit oranı belirler. Viskositesindeki artış, özellikle küçük kan damarlarında kanın akışını güçleştirir. Akışın

güçleşmesi de arteriyal sistemde basınç

yaratarak KB.nı artırır.

(55)

Yaş değerleri Ortalama kan basın Yeni doğan --- 40 / mm.Hg.

 1 ay --- 85 / 55 mm.Hg.

 1 yaş --- 95 / 65 mm.Hg.

 6 yaş --- 105 / 65 mm.Hg.

 10 -13 yaş --- 110 / 65 mm.Hg.

 14 -17 yaş --- 120 / 80 mm.Hg.

 18 + yaş --- 120 / 80 mm.Hg.

Yaşlara Göre Ortalama Kan

Basıncı Değerleri

(56)

Yetişkinlerde Hipertansiyon sınır değeri 140 / 90 mm.Hg. dır.

Sistolik kan basıncı değeri 90 mm.Hg.

ve daha düşük olması Hipotansiyondur.

(57)

Kan Basıncını Artıran Faktörler :

Kardiyak autputun artması

Periferik vasküler direncin artması,

Kan volümünün artması,

Kan viskositesinin artması.

(58)

Kan Basıncını Düşüren Faktörler :

Kardiyak autput’un azalması,

Periferik vasküler direncin azalması,

Kan volümünün azalması.

Kan vizkositesinin azalması.

(59)

Arteriyal Kan Basıncını Etkiley Faktörler

Yaş :

Yetişkin bireyin kan basıncı değerinde bireysel farklılıklar söz konusu dur.

Genellikle 50 yaşına kadar kan basıncında artış düşük düzeylerde devam eder.

Sempatik sinir Sisteminin Uyarılması :

Anksiyete, korku, ağrı, duygusal gerilim Sem. Sin. sis. uyarır. Sem. Sin. sis.

uyarılması kardiyak autput ve periferik

vasküler dirençte artışa neden olarak

arteriyal kan basıncını artırır.

(60)

Cinsiyet :

Adölösan döneminden sonra hormonal değişikliğe bağlı olarak erkeklerde

kadınlara yüksek olur. Kadınlarda

menepoza girdikten sonra sistolik kan basıncı aynı yaştaki erkeklerden daha yüksek olur.

Pozisyon :

Yatarken kan basıncı değeri daha yüksek, otururken yada ayakta dururken daha

düşüktür.

(61)

Ortostatik ya da Postürel Hipotansiyon

Bireyin yatar pozisyondan oturur

pozisyona gelmesine ya da aniden ayağa kalkmasına bağlı olarak ortaya çıkar. 60 yaşın üzerindeki bireylerde daha sık

görülür.

(62)

Hipertansiyon nedenleri

Korener arter hastalıkları,

Kalp yetmezliği,

Böbrek hastalıkları,

Retinopati

Hipertansiyon oluşumunda ; şişmanlık, kan kolesterol düzeyinin yüksek olması,sigara içme, aşırı alkol tüketimi, stresli yaşam koşulları gibi etkenler rol oynar.

(63)

Hipotansiyonun nedenleri,

Kan volüm kayıpları,

Kalbin pompalama gücünün zayıflaması.

Hipotansiyon durumunda; baş dönmesi, soğuk terleme, kalp atım hızının

artması, zihinsel bulanıklık, idrar

miktarında azalma gibi belirtiler gelişir.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Daha önceki konularda filtre, basınç ayarlayıcı ve yağlayıcı elemanlarının ayrı ayrı çalışma prensipleri anlatılmıştır.. Şartlandırıcılar bu 3

Bunların merkezi soğuk olduğu için soğuk çekirdekli alçak basınç, atmosferin üst katına çıktıkça basınç yapısının derinleşmesine. nedeniyle derin alçak

Fakat plazma proteinlerine fazla bağlanan ve kandaki konsantrasyonu dokulara göre yüksek olan bir ilacın sanal dağılım hacmi ise, formülden de anlaşılacağı gibi,

Basınç yarası gelişme durumuna göre olguların Braden risk puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandı (p=0,001; p<0,01); basınç

Objective: To evaluate efficacy and safety of endoscopic sinus surgery (ESS) in pediatric patients with chronic rhinosinusitis (CRS) refractory to

Döllülük oranlarına ve kuluçka randımanlarına bakıldığında 44 haftalık damızlık- larda ağırlığın bu özellikler üzerine olumsuz yönde etkili olduğu,

Stenotermal olarak adlandırılan bu türlerden biri olan Neisseria gonorrhoeae, minimum 30 o C, maksimum 38 o C arasındaki sıcaklık değerlerinde

olduğundan mekanik kısımlar ile ilgili bakımı yağlama conta değişimi gibi bakımlardır. ➢ Eletronik kısımlarla ilgili olarak kalibrasyon bağlantı yalıtkanlığı