Esansiyel Hipertansir Hastalard~ Endojen Digoksin Benzeri Faktör, Bazal Insülin ve Mikroalbuminürinin Kendi . Aralarında ve Tansiyon Derecesi ile Olan Ilişkileri
Dr. Deniz ŞENTÜRK, Dr. Ömer HERSEK, Dr. Halil DURAN, Dr. Nevzat UNUTMAZ,
Dr. Ayşe KEKOVALI, Dr. Betül EMİROGLU, Dr. Lütfü ÇETİNKAYA, Dr. Yavuz ERYILMAZ SSK Giizrepe
EğitimHastanesi,
İç Hastalık/art Kliniği. İstanbulÖZET
Hipertansiyon
hunıoral.psikojenik ve beslenme
alışkanlığı
gibi
nıekaniznıa/arlaizah
edi/nıeye çalışılmaktadır.Son
yıllarda
ise endojen digoksin hemeri faktör (EDLF) ve bazal insiilin ile hipertansiyon
arasındabir
ilişki olduğudikkati
çekmiştir.Ç
alışnıanıızdada bu iki parametre ile beraber
mikroallıımıiniirinin.birbirleri ve hiperransiyon derecesi ile olan
nıiinaseherleriniinceledik.
Bu amaçla
yapılan çalışma,50 hiperransil ve 10
nornıotansif kontrol gmbu
arasında gerçekleştirildi.Her iki gmp
arasında yaş.cinsiyet,
a,~ırlıkortalamalart
açısından fark yoktu.
Çalışmaya alınanhiçbir olgumm metabo- lik. endokrin. hepatik
ı•eda renal patolojisinin
olmanıasına tiriziik/e dikkat edildi. Plasma EDLF rayini için
konıpet
irif
inınıunoassay,insiilin rayini için
radioinınıiinoassay, nıikroalbuminiirirayini için
immunonephelonıerri yönrenıleri
kul/am/dı.Çalışma
sonucunda her iki gmp arasmda s erum sodyum
de,~erleri
(p<O.OOOI ). serum bazal insiilin seviyeleri (p<O.OO/ ).
serımıendojen digoksin benzeri faktör düzey- leri (p<O.OO/)
ı•e mikroalhunıiniiri miktarları açısından(p<0.05)
anlamlıderecede fark bulundu.
Serımısodyum
değeri.
bazal insiilin seviyesi ve
nıikroa/bunıiniiridiizey/e- rinin hem sisrolik. hem de diasrolik kan
basıncıile
anlamlıolarak
ilişkisi I'Ordı.Sonuçlar.
lıiperinsiilinemi ı·eEDLF
artışı
ile tuzlu diyetic beslenmenin. hiperransiyon patoge- nezinde rol
oynayabileceğinigöstermektedir.
Atıalıtar
kelime/er: Hiperransiyon. insiilin direnci. endo- jen digoksin benzeri fakriir.
nıikroallmminiiriEtyolojisinde he rhangi bir nedenin
saptanamadığıhi- pertansiyon tipine idyopatik, primer ya da esansiyel hipertansiyon denilmekle olup, bu tüm hipertansit
hastaların
% 90-95'ini
kapsamaktadır. Hipeı1ansiyonetyopatogenezi diyet, humoral, nöral, psikojenik v.b.
bir çok mekanizma ile izah edilmeye
çalışılmış,an- cak
bunlarınhiçbiri tek
başlarınayeterli
olamamıştır.Bu yöndeki
araştırmalar hızladevam etmektedir.
Alındığı tarih: 9 Nisan. revizyon IS Eyliil 1996
Yazışma adresi; Dr. Yavuz Eryılnıaz. Denıirci Faik Sok.
2/7
Göztepe. 81080 Istanbul Fax: (0 216) 356 34 75Plasma insülin konsantrasyonu ile hipertansiyon ara-
sında
pozitif bir
ilişki bulunduğu,karbonhidrat meta-
bolizmasındaki bozuklukların
kardiyovasküler
hastalıklara bağlı
morbidite ve mortalitede
artışane- den
olduğubilinmektedir. Buna
rağmenhiperinsüli- neminin ve/veya insülin direncinin, hipertansiyona yol
açıp açmadığıhala
aydıntatılamam ışbir konudur
(1-5),Düşük
reninli hipertansiyonlu
hastaların plasınalannda digoksin gibi immunolojik
özelliğiolan ve an- tidigoksin serum ile reaksiyona giren bir Na+ 1 K+
poınpa
inhibitörü
saptanmıştır(
11-13).Direkt vazo- konstriksiyon,
daınarlarınanjiotensin II ve noradre- naline
yanıtını arttırma,sempat ik
boşalıındave kalp
atıın
hacminde artma ve renal tubüllerde Na+ reab- sorbsiyonunda azalma yaparak hipertansif ve natriü- retik etki göstermekte olan bu maddeye endojen di- goksin benzeri faktör (EDLF) denilmektedir ( 14-1 8).
EDLF suda çözülebilir,
ısıya dayanıklı,küçük male- kül
ağırlıklı(1000 D'den az), polar, asit hidrolizine stabil, kardiak glikozidlerine benzer
yapıdabir stero- iddir
(ll).Vücutta
karaciğer,böbrek, sürrenal ve pla- sentada tespit
edilmiştir. Ayrıcaamniotik
sıvıdave idrarda da
saptanmıştır.Standart laboratuvar teknikleri ile belirlenebilen miktar olan 200mg/dl'nin
altında,fakat normal
atılım miktarının
üzerinde (>20mg/dl) albuminin idrara
çıkınası ınikroalbuıninüri
olarak
adlandırılır.Mikro- albuminüri tayininin ilk
uygulaınalarıdiabetes melli- tus üzerinde
yapılmışolup, klinik diabetik nefropati- nin yüksek mortalitesinin erken bir belirleyicisi ol-
duğu görülmüştür.
Proteinürinin, kardiyovaski.iler
hastalık
morbiditesi için de
bağımsızbir risk faktörü
oluşturduğu
ve
komplikasyonlarınüç kat
arttığısap-
tanmıştır (21-23).
Tiirk Kardiyol Dem Arş /996: 24: 545-550
Hipertansiyonda mikroalbuminürinin
artışıserum li- pid profili ile
doğru orantılıdır.Bu iki komponent, kan
basıncının yüksekliğiile ilintili olup bu
ilişkininglomerül transkapiller hidrolik
basınçtaki artışlailgi- li
olduğu sanılmaktadır (24-27).MA TERYEL ve METOD
Bu
çalışmaMart-Temmuz
ı995
tarihleri arasındaSSK
Göztepe Hastanesi'ne başvuran 32'si kadın, ı8'i erkek top-
lam 50 hipertansir hasta ilc 8'i kadın, 2'si erkek toplam ıO kontrol grubu ü zerinde
yapıldı. Vakaların hipertansiyonaçısından
soy
geçmişlerive anamnezleri
alındıktansonra fizik muayeneleri
yapıldı.Metabolik, endokrin, renal has-
talığı
o
lanlar ile konjestif kalp yetersizliği, karaciğerhasta-
lığı
bulunanlar ve hamileler
çalışmaya alınmadı.Yatar po- zisyonda, heriki koldan
yapılanve
beş dakikalıkdinlenme
periyodlarını
takiben 3 kez tekrarlanan ölçümleri sonucun- da, diastolik kan
basınçları90mmHg ve sistolik kan ba-
sınçları 140mmHg ve üzerinde olanlar hipcrtansif olarak
kabul edilerek
çalışmaya alındılar. Hastalarınkardiak gli- kozid ve cnaz 4
haftadırherhangi bir antihipertansif tedavi
almıyor ol ınalanna
dikkat edildi.
Çalışmaya katılan
tüm
olguların açlıkkan
şekeri,üre, kre- a
tinin,hcmogram ve
tamidrar telkikierine
bakılaraknor- mal
değerlerin dışındaolanlar e
kart e edildi.
Çalışınaya alınacak
hastalara, sabah ilk
idrarın dışarı atılmasını
takiben 24 saat
idrariarınıbiriktirmeleri ve biriktir- me
işlemindenönceki 24 saat içinde ve biriktirme
işlemiboyunca egzersiz
yapmaınaları istendi. Mikroalbuminüri tayini,oldukça spesifik ve sensi
tifolan immunoncphclo-
ınctry
yöntem
i ilc çalışılan,Turbox Microalbuminuria kiti
ilc yapıldı.EDLF tayini
kompctitif immunoassay tekniği kullanılarak,Kodak-Amerlite Digoksin kiti ilc
yapıldı.Bu tekn
ik ilc 0-5ng/ml
arasındaki değerleriölçmek mümkündür.
Plasına
insüli n düzeyi, radioimmunoassay
tekniğiilc DSL
kiti
kullanılarakölçüldü. Normal
değerleri l-25ı.ıÜ/ml ara-sındadır.
İstatistiksel değerlendirme:
Gruplarda e lde edile n
değerlerin normal
dağılımauyup
uymadıkları veya varyanslarınınhomojen olup
olmadıklarını saptamak için "Lillicfors testi"uygulandı.
Hipcrtansif ve normolansir grup
arasındaki değerlerin kar-
şılaştırılmasında
önemlilik testi olarak;
dağılımları normalgruplarda paramctrik testlerden
"ı-testi", dağılımlarınor- mal olm ayan gruplarda
paramctrik olmayan tesllerden
"Mann Wh
itncy U testi", iki nitcliğin karşılaştırılmasında"Fisher's Exact Ki Kare testi"
uygulandı. Çeşitliparamct- reler
arası ilişkiSpcarman regresyon-korelasyo
ntesti ilc
araştırıldı.
BULGULAR
Esans iyel hipertansif hasta grubu ile normotans if kontrol grubunun
yaş,seks, sistolik ve diastolik kan
basıncı,
sodyum ve potasyum
değerleri,EDLF, bazal insülin ve mikroalbuminüri
sonuçları aşağıdatablo 1 ve
şekil1 olarak
verilmiştir.Bu tablodan da
anlaşılacağı
gibi heriki grubun
yaş ortalamalarıve cinsiyet
dağılımları açısından anlamlı
fark
olmayıp(p>O,O 1 ), sistolik ve diastolik kan
basınç değerleriyönünden, istatistiksel olarak çok
anlamlıbir
farklılıksöz konu- s u idi (p<O,OOO 1 ).
Hipertansif grubun EDLF
değerlerinin ortalaması0,04 ± 0,6 ng/ml iken normotansif grubun
ortalaması0,01 ± 0,0 ng/ml olarak
saptandı.Her iki grup ara-
sında anlamlı
derecede fark bulundu (p<O,OO I).
Bazal insülin yönünden ise, hipertansif grubun orta-
laması
14,1 1 ± 20,16
ı.ıü/ml,normotansif grubun or-
Tablo ı. Normotansif ve hipertansir grubun yaş, cins, kan basıncı, bazal insülin, endojen digoksin benzeri faktör, mikroalbuminüri, serum sodyum ve potasyum değerlerinin ortalaınaları ve sınırları
Özellik Norınotansif grup Hipertansir grup p değerleri
Yaş (yıl) 40.4 ± 13.87 49.72 ± 7.29 >0.001
Sınırları (25-66) (34-67)
Cins K: 8 32 >0.01
E: 2 18
Sistolik kan basıncı (mmHg) 118±5.87 169.00± 13.29 <0.0001
Sınırları (110-130) (140-200)
Diastolik kan basıncı (mmHg) 78 ± 4.83 101.10 ± 8.22 <0.0001
Sınırları (70-85) (90-120)
Mikroalbuminüri (ıng/di) (16.62 ± 12.09 49.36 ± 81.41 <0.05
Sınırları (8-48) (6.05-435)
EDLF (ng/nıl) 0.01 ±O 0.04 ± 0.06 <0.001
Sınırları (0.01-0.36)
Bazal insülin (pü/ml) 1.08 ± 1.52 14.11 ± 20.16 <0.001
Sınırları (0.03-4.2) (0.04-105)
Serum sodyumu (nıEq/L) 135.53 ± 3.60 142.73 ± 2.92 <0.0001
Sınırları (129.80-140.10) (137.10-148.70)
Serum potasyumu (mEq/L) 4.14 ± 0.40 4.35 ±0.39 >0.05
Sınırları (3.60-4.80) (3.30-5.1 O)
i)i
NonnatansirD
HipenansirNa+
(mEqtı) p< o.oooı
Ra1.al insülin
(J.ıÜ/ını) p< o.ooı
ED Ll'
(ngtını)
p> o.ooı
Mikroalhuıninüri (mg/dı) p< 0.05
Şekil 1. Norınotansif ve hipertansitlerde saptanan kan sodyumu.
ha7.al insiilin ve EDLF ile mikroalhuıııiııüriniıı ortalama değerleri
talanıası
1,08 ± 1,52
f.!Ü/nılidi ve
aralarındakifark
anlamlı
olarak
saptandı(p<O ,OO 1 ).
Mikroalbumini.iri
değerlerinin ortalanıasıhipertansit grupta 49,3 6 ± 81,4 1 mg/d i, normotan sif grupta 16,62 ± 12,09 mg/ di bulundu.
Aralarındakifark ista- tislikse l olarak
anlamlıidi (p<0,05).
Hipertansif g rubun serum Na+
değerlerininortala-
ınası
142,73 ± 2,92 mEq/L iken, normotansif grupta 135,53 ± 3,60 mEq/L idi.
İkigrup
arasındaileri de- recede
anlamlıfark bulundu (p<O , OOO 1 ). Serum po- tasy um
değerleri açısındanise fark
bulunanıadı(p>0,05).
Aı1eriyel
diastolik tansiyon ile
yapılan Spearınanko- relasyon testi
çalışınasındaserum sodyumu ile dias- lolik tansiyonun ileri derecede
ilişkiiçinde bulundu-
ğu
görüldü (r: 0,50; p<O ,OOO 1 ). Serum bazal insülin
değerinin
sistolik tansiyondan daha ziyade diyastol ik tansiyon il e korele
olduğu hesaplandı(r: 0,40;
p<O,OO 1 ) .
Mikroalbunıinüriile de korelasyon sap-
tandı
(r: 0,28; p<0 ,05). Fakat EDLF
değerleriile ara-
larında tanı
bir
ilişkiyoktu (p>0,05) (Tablo 2,
Şekil2).
Spearman korelasyon testi sonucunda, arteriye l sis- tolik tansiyon
artışının anlamlılıkderecesine gö re;
d iastolik kan
basıncı(r: 0,60; p<O ,OOO 1 ), bazal insü- lin
değeri(r: 0,39; p<0,005) , serum sodyum
değeri(r: 0,37; p<0 ,005), mikroalbuminüri (r: 0,35;
p<O , O 1) ve EDLF
değerleri(r: 0,30; p<0,05) i le
doğru
orantılıolarak korele
olduğugörüldü. Serum po-
lasyunı değeri
ile herhangi bir
ilişkisi saptanaınadı(p>0 , 05) (Tab lo 2,
Şekil3)
Mikroalbuıninüri değeri
ile baza l insülin, EDLF ve
serum elektrolit le ri
arasındahiçbir
ilişkitespit edi le-
nıedi. İlgi
çekici olarak, EDLF il e bazal insi.ilin de-
ğerleri arasında anlamlı
derecede korelasyon bulun- makta
olduğugörüldü (r: 0,34; p<O,O 1 ).
TARTIŞMA
İnsülinin
biyolojik etki sinin
azalmasıile karakterize klinik bir durum olarak
tanımlanabileninsülin diren- cinin ve
hiperinsi.ilineıninin,hipertansiyonu
şiddetlendirdiği
herkesee kabul e dilmesine
rağmenhipe r- tansiyondaki
mekanizmasıtam olarak
anla~ılamamıştır (1-4). İnsi.ilin
dire nc i
şişmanhipertansiyonlu- larda daha be lirg indir
(5). Zayıflamave egze rsizin insülin
duyarlılığını arttırarakinsülin direncini azalt-
tığı
ve böylece kan
basıncını düşürdüğü sanılmaktadır (6).
Plasnıa
insülin konsantrasyonu ile kan
basıncısevi- yesi
arasındada
anlamlıbir
ilişkinin varlığısaptan-
mıştır (7),
Biz de
yaptığımız çalışmamızdaliteratüre uygunluk göste r e n sonuçlar e lde ettik.
Açlıkplasma insülin düzey inin , normota nsifle re göre hipertansif- le rde daha yükse k
olduğunuve bunun arteriyel kan
basıncı
il e
ilişki gösterdiğini(r: 0 ,39; p<0.005). an-
Tablo 2. Diastolik ve sistolik taıısiyonuıı EDLF, bazal insülin, mikroalbuminüri ve serum sodyumu ilc oları korclas.vorı katsa)•ıl;ırı ve anlamlılık değerleri
EDLF Ba1.al insüliıı Mikroalhuıııiniiri ı ı Na+
r p r p r p r p
... T
--·
...Diasıolik
1
ı ı ı
Tansiyon 0.22 >0.05 0.40 <0.001 0.28 <0.05 0.50 0.0001
-
-
__J _ _ _t - -
ı- -- -
-Sistolik
i
ı
Tansiyon 0.30 <0.05 0.39 <0.005
!
0.35ı
<0.01 1 0.37 0.005Tiirk Kardiyol Dem Arş 1996: 24: 545-550
D 130~---~0---~
a
o~
s t
o
ıi k K B
·If'
~o
110 ••oo ~o
1001-
~·~"
~oa.o
ooouÔ~ o 90 ll-' ~ -amo • o ı.
!fo • o
80 ~o
120
-
•O 70
1
o
o
D DDI O Dia. KB
M.albuminüri(R=0.27)
• Dia. KB Na•( R=O.SO)
=·
• Dia.KB60+---.---~----~----~----~
-100o
100 200 300 400soo
lnsülin (R=0.40)Şekil 2. Diastnlik kan h:ısıncı (KI3) ile kan inslilin. Na+ düzeyi ve ıııikroalhlinıinliri ilişkisi
s
s
io
t ı i k K B• Sistolik KB Na'(R=0.38)
D D O 1
sistolik KB
M.albumimüri(R=0.35)
= o
• Sistolik KB 1001---r----~~----,---~---r---~
-100 O 1ÖO 2ÖO 300 400 500
lnsülin (R=0.37) .
Şckil3. Sisinlik kan has ı ncı (KB) ile k :ın insiilin. Na+ düzeyi ve ıııikro:ılbüminliri ilişkisi
cak bu
ilişkinindiasto lik kan
basıncınınderecesi ile daha da
anlamlılık kazandığını saptadık(r: 0,40;
p<O,OOI).
Hiperinsülineıninin
hipertansiyonu
teşvik ettiğidü-
şüncesi
göz önünde bulundurulursa, insiil in düzeyini azaltan
girişiınierinkan
basıncınıda
azaltınasıge-
rektiği düşünülebilir.
Ge rçekten de insü lin
salgısınıinhibe ede n
soıııatostatininakut olarak verilmesi ile, kan
basıncında anlamlıbir azalma
görülmüştür (8).Oral
metfoııııinverilmesi de periferik insülinin etki- sin i
artırdığındankan
basıncını düşürmekledir (9).Ancak yeni bir antidiabet ik olan thiazolidinedion grubu ilaçlarda böyle bir etkinin
olmadığıileri sürü i- mekted ir
(10).Yapılan çalışmalarda
hipe rtans ifle rde
plasınaEDLF
(endojen digoksin benzeri fa ktör) düzeyinde
artışve Na+/K+ ATP' az aktivitesinde azalma
olduğugörül-
müş
ve bunun hipertansiyon
etyolojİsindensorumlu
olabileceği
il eri
sürülmüştür (14-1 7). Bozulmuşgl i koz tolerans testi ile beraber ola n hi pertansiyonun pato- genez inde EDLF' ni n rolü nün
olduğu sanılmaktadır (ı 8),EDLF'nin Na+/K+ ATP'az enzim aktivasyonunu
ınhibe
ettiğive d igoksin
antikorlarıile çapraz reaksi- yon
verdiğitespit edi ldikten sonra. tuza
duyarlıesansiyel hiperta nsiyondak i kan
basıncınındigoksin
antikorları
ile
diişüriilebileceği diişiiniilıııiişve bu yönde
çalışmalarda
yapılmıştır (1 I).Akut miyokard infarktüsii geçiren hastalarda. infark-
tüs
sonrasıplazma EDLF düzeyinde
artımıo lmakta-
dır.
Artan EDLF'nin
infarkı sonrası gelişenaritm iie- rin sebebi de
olabileceği sanılmaktadır (19).Bu
ariımilerin ve dijital entoks ikasyonuna
bağlıaritmilerin tedavisinde, kardiak reseptörler için digoksin ile ya-
rışmasından dolayı,
digoksin
antikarlarının kullanılabileceği
iddia edilmektedir.
Çalışmamızda plasınadaki
EDLF dü zeyinin, hiper- tans iyon ile
anlamlıbir
ilişkisi olduğunutespit ettik.
Diastolik kan
basıncıile
saptayaınaınamıza rağmen,sistolik kan
basıncıile EDLF düzey inin
anlamlı ilişki içinde
bulunduğunuda
saptadık(r: 0,30; p<0,05).
Bulgularıınız
lite ratür ile uygunluk göstermektedir.
Esans iyel hipe rtansiyonu bulunan
kişilerdemikroal- buminürinin önemi ve
prevalansıçok iyi
değerlendirileınemiştir.
Yeni saptanan hipertans iyonda preva-
lansı
% 23-37
arasındadırve albuminüri düzeyi arte-
riyel
basıncınseviyesi il e genellikle iyi
ilişkigöster- mektedir
t20).Nefrosk leroz ve böbrek
yetersizliği gelişeceğininhabercis i veya kardiovaskü ler
moı·biditenin bir göstergesi
olduğuiddia edilen
nıikroalbuminürinin kli nik önemi, her geçen gün daha iyi anla-
şılmaktadır (21-24).
Yapılan çalışınalar
mikroalbuminüri
değeriile, arte- riyel kan
basıncısev iyes i ve hi pertansiyon süresi
arasında
pozitif bir korelasyon
olduğunugöste rmek- tedir
(21.22).Bianchi ve
arkadaşlarının araştırmalarınınsonucun- da, mikroalbuminürik hipertansif
hastalarınkontrol grubuna göre
anlamlıolarak daha yüksek plasma gl i- koz ve insü lin
değerineve
dolayısıile insülin diren- cine sahip
olduklarıortaya
çıkmıştır. Ayrıca,idrarla
albuınin atılıını
ve plasma insü lini
arasındada
ilişki olduğu,lipoprotein
(a)'nın senıınseviyes inin, kont- rol grubuna göre daha yüksek
olduğuda iddi a edi l-
miştir (11.25.26).
Çalışmamızda,
hi pertansif hastalar ile normotansifler
arasında
mikroalbuminüri
açısından anlamlıderece- de fark
bulmamızliteratür ile uyum göstermektedir.
İstatistiksel
a nal izimizd e mikroalbuminüri
artışının,diastolik kan
basıncınagöre (r: 0 ,28; p<0,05) sistoli k kan
basıncıyladaha
ilişkili(r: 0,35; p<O,O 1)
olduğuortaya
çıktı.mikroalbuminüri
değerininbazal insü- lin, EDLF ve
senıme lektrolitl eri ile
ilişkisiyoktu.
Esansiyel hipertansiyon etyoloj is inden e nçok sorum- lu tutulan e lek trolit sodyum
olmuştur.Buna dayana- rak tuza
duyarlıve tuza
duyarsızhipe rtansiyon kav-
ramları
da
geliştirilmiştir.Vücutta sodyum
artışıplasma hacmini
arttırır.Buna
bağlıo larak atriopep- tinler ve EDLF
yapıınıve
salınımıartar. Sonuçta natriürez ve p lasma hacminde azalma ile kan
basıncıregüle edilmeye
çalışılır.Ancak sodyum birikimi ve hipervole mi devam ederse bu me kanizma yete rsiz
kalır
ve kan
basıncıyükse lir. Sonuç olarak,
diyeıle alınansodyumun esansiyel hipertansiyon etyopato- genezinde önemli rol
oynadığıve özellikle
düşükre- ninli olan hipertan siflerin, tuz
kısıtlamasıve natriü- retik ajaniara iyi cevap verdikleri bilinmektedir.
Çalışmamızda
da
hastalarınserum sodyum
değerlerini kontrol grubuna göre
anlamlıolarak yüksek bul- duk. Bu
yüksekliğin,özellik le di astolik kan
basıncıile ileri derecede
ilişkigöstermekte
olduğunutespit ettik (r: 0,50; p<O,OOO 1 ). Ancak sodyum
değeriile mikroalbuminüri, EDLF ve bazal insülin
arasındaherhangi bir
ilişki bulamadık.Sonuç ola rak, hipe rinsül ine mi ve ins ülin direnci, EDLF
aı1ışıve tuzlu
diyeılebeslenmenin tek neden ol masa bile
hipertaı'ısiyonunpatogenezinde rol oyna- yabilecekle ri ve
lıipertansiyonunrenal endotel hasa-
rına
yol açarak albuminüriye ve ile ride böbrek fonk- siyon
bozukluklarınaneden
olabileceğinisöyleyebi- liriz.
Esansiyellıipeı1ansifbir
hastanın değerlendirilmesinde ve takibinde. mikroalbuminüri
değerinin yanısırainsü lin seviyesini n ve in sülin
duyarlılığınıntespit ed ilmesi
gerekliliğini düşünüyoruz.Çünkü in- sül in di re nc ini azaltan
girişimler,antihipertansif etki göstermektedir. A lfa adrenerjik reseptör blokerieri ve anjiotens in
dönüştürücüenzim
inlıibitörleri(ACE inhibitörleri) mikroalhumi ni.iri düzeyini azaltan anti- hipertansir ilaç
gruplarıiken, ACE in h ibitörleri insii- lin
duyarlılığınıdüzelten tek
antilıipertansifilaç gru- bu olarak kabul
edilınektedir (27-29).Çalışmamızın
son unda ilg im iz i çeken b ir
diğernok- ta, bazal in sülin ve EDLF
arasında anlamlıbir
ili~ki bulunmasıydı(r: 0 ,34; p<O,O 1 ). Bu da bize bu
çalışnıanın devamı
olarak, bu lu nan
sonuçlarındaha da
araştıni ıp geliştirilmesi gerektiği
fikrini verd i.
KAYNAKLAR
I.
Bianchi S, Bigazzi K, Valtriani C et al: Elcvaıcd sc- rum insulin lcvcls in paıicnıs wiıh csscnıial hypcrıcnsionand microalbuıninuria. Hypcrıcnsion 1994; 23: 681-687
Tiirk Kareliyol Dem Arş 1996:24:545-550
2. Zernci MB: Insulin rcsistancc vs. hypcrinsulincmia in hypcrtcnsion: insulin rcgulation of Ca++ transport and Ca++
rcgulation of insulin scnsiıivity. J Nu ır 1 995; 125 (6 Suppl): 1738-1743
3. Goodsland IF: Insülin rcsisıance in hypcrıcnsion (lcl-
ıcr). Laneel 1 994; 8: 1
O
18-1O
194. Hall .JE, Summers RL, Brands MW, Keen H, Alon- so-Galicia M: Rcsisıancc to mcıobolic acıions of insulin and i ıs role in hyperıcnsion. Am J Hypcrtcns 1 994; 7: 772- 788
5. Rocchini AP: Insulin rcsisıancc, obesity and hypcrtcn- sion.
J
Nu ır 1 995; 125 (6 Su pp!): 1718-17246. Rocchini AP, Katch U, Schork A, Kelch RP: Insulin and blood prcssurc during wcighı loss in obcsc adolcs- ccnıs. Hypcrıcnsion 1987; 10:267-273
7. Baron AD, Zhu .JS, Marshall S et al: lnsulin resisıan
cc arter hypcrıcnsion induccd by the niıric oxidc synıhcsis inhibitor L-NMMA in ra ıs. Am
J
Physiol 1 995; 269 (4 Pt1): 709-715
8. Carretta R, Fabris B, Fischetti Fet al: Reduction of blood prcssurc in obcsc hypcrinsulincmic paıicnıs during somaıosıaıin infusion. J Hypcrıcns 1 989; 7 (Su pp! 6): 196- 197
9. Landin K, Tengborn L, Smith U: Trcaıing insulin rc- sisıancc in hypcrtcnsion wiıh mcıformin rcduccs boıh blo- od prcssuı·c and mcıabolic risk factors.
J
Intcrn Med 1991;229: 181-187
10. Katayama S, Abe M, Kashiwabara H, Koscgawa I, Ishii .J: Ev idence against a role of insulin in hypcrtcnsion in spontancously hypcrıcnsivc rats. CS-045 docs not lowcr blood prcssurc dcspiıc improvcmcnt of insulin rcsistancc.
Hypcı1cnsion 1994; 23: 1071-1074
11. Gruber KA, Mctzler CH, Robinson TE.J, Buggy .J, Bulloch BC, Lymangrover .JR: Cardiovascular invcstiga- tions of an cndogcnous digoxin !ike factor. Fcd Proc 1985;
44: 2795-2799
12. Valdes R .Jr: Endogcnous digoxin-immunorcactivc factor in huınan subjccts. Fcd Proc 1985; 44: 2800-2805 13. Mathews WR, Du Charme DW, Hamlyn .JM et al:
Mass spccıral chanıcıcrization of an cndogcnous digitalis- likc factor from human plasma. Hypcrtcnsion 199 ı; ı 7:
930-935
14. Liu ZQ, Yao RG, Yang DY: Endogcnous digoxin li- kc substancc as an important factor in the development of hypcrtcnsion in childrcn. Int J Cardiol. 1990: 29: 343-348 15. Saitoh S, Shimamoto K, Nakagawa M, Yamaguchi Y, Matsuda K: The pathoplıysiological role of digitalis-li- kc substancc in csscntial hypcrtcnsion.
J
Hypcrtcns 1 988;6: 360-362
16. Le Quan Sang KH, Pcrnollct MG, Meyer P, Devynk MA: Plasma digitalis-likc acıivity and cytosolic
Ca++ in csscnıial hypcrıcnsion. Am
J
Hypcrtcns 1 990; 3:171-175
17. Yuan C, Manunta P, Chen S et al: Role of ouabain- likc factors in lıypcrıcnsion: cffccts of ouabain and ccrtain endogcnous ouabain !ike factors in lıypcrtcnsion. J Caı·dio
vasc Plıarmacol 1 993; 22 (Suppl 2): 10-12
18. Takahashi H, Matsusawa M, Nishimura M, Naka·
nishi T, Yushimura M: Digoxin-likc immunorcactivity may contributc to lıypcrinsulincmia-associatcd lıypcrtcnsi
on in paticnıs wiılı glucosc intolcrancc. J Cardiovasc Plıar
macol 1 993; 22 (Suppl 2): 22-24
19. Bagrov AY, Kutnetsova EA, Fedorova OV: Endogc- nous digoxin-likc factors in acuıc myocardial infarction.
J
Intcrn Med 1 994; 235: 63-6720. Pontremoli R, Cheli V, Solia A ct al: Prcvalcncc of microalbuminuria and ıhcir rclationslıip with other cardio- vascular risk factors in csscntial hypcrtcnsion. Ncplırol Di- al Transplanı 1 995; 1
O
(Su pp! 6): 6-921. Minıran A, Ribstcin
.J:
Microalbuıninuria in csscnıial hypcrtcnsion. Clin Exp Hypcrtcns 1993; 15: 1061-1067 22. Olinic N, Vida-Simiti L, Cristea A, Muresan A:Microalbuminuria in hypcrtcnsive paticnts. Rom J lntcrn Med. 1994; 32: 17-21
23. Agewall S, Wikstrand .J, Ljungman S, Hcrlitz H, Fagcrberg B: Docs microalbuıninuria prcdict cardiovas- cular cvcnts in nondiabctic men w ith ırcatcd lıypcrıcnsion?
Risk Factor Intcrvcntion Study Group. Am J Hypcrtcns ı 995; 8: 337-342
24. Kuusisto .J, Mykkancn L, Pyorala K, Laakso M:
Hypcrinsulincınic ınicroalbuminuria. A new risk iııdicator for coronary he art disease. Circulation 1 995; 91: 831-837 25. Bianchi S, Bigazzi R, Quinones Galvan A et al: In- sulin rcsistance in ınicroalbuıninuric lıypcrıcnsion. Sitcs and mcclıanisms. Hypcrtcnsion 1 995; 26: 789-795 26. Agewall S, Fagerberg B, Atıvali S ct al: Microalbu- minuria, insulin scnsitivity and lıacmostatic factors in non- diabctic trcatcd lıypcrtcnsivc men. Risk Facıor Iıııcrvcnıi
on Study Group.
J
In tc m Med 1 995; 237: 195-203 27. Erdem ME, Eryılnıaz Y, Yılmaz NT, Karşıdağ K:Hipcrinsülincınik-ögliscmik klcmp tekniği ilc periferik in- sülin rezisıansı saptanan csansiycl hipcrtansiflcrdc ACE inlıibitörünün periferik rczistans üzerine etkisi. Türk Kar- d i yol Dcrn Arş 1 996; 24: 57-6 1
28. Dominguez L.J, Barbagallo M, Kattah W, Garcia D, Sowers .JR: Quinapril rcduccs microalbuminuria in csscn- tial lıypcrtcnsivc and indiabctic hypcrtcnsivc suhjccts. Am J Hypcrtcns 1 995; 8: 808-814
29. LafTel LM, Mc Gill .IB, GansD.J: The bcncficial cf- fcct of angiotcnsin-convcrting cnzymc inhihitioıı with cap- ıopril on diabctic ncphropathy in norınotcıısivc IDDM pa- ıicnıs witlı ınicroalbuminuria. Narılı American Microalbu- minuria Study Group: Am