• Sonuç bulunamadı

DOI: 10.51824/978-975-17-4794-5.05 SOFYA ASKERİ ATAŞESİ MUSTAFA KEMAL’İN BULGARİSTAN HAKKINDAKİ ASKERİ VE STRATEJİK TESPİTLERİ (KASIM 1913-KASIM 1914) Ayşe ERYAMAN

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "DOI: 10.51824/978-975-17-4794-5.05 SOFYA ASKERİ ATAŞESİ MUSTAFA KEMAL’İN BULGARİSTAN HAKKINDAKİ ASKERİ VE STRATEJİK TESPİTLERİ (KASIM 1913-KASIM 1914) Ayşe ERYAMAN"

Copied!
28
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOFYA ASKERİ ATAŞESİ MUSTAFA KEMAL’İN BULGARİSTAN HAKKINDAKİ ASKERİ VE STRATEJİK

TESPİTLERİ (KASIM 1913-KASIM 1914)

Ayşe ERYAMAN*

ÖZET

Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’daki varlığına büyük oranda son veren Balkan Savaşları’ndan sonra Sofya Askeri Ataşeliği’ne, 27 Ekim 1913 tarihinde Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal atanmıştır. Mustafa Kemal, Sofya’daki yaklaşık olarak on beş aylık görevi esnasında Bul- garistan ve diğer Balkan devletlerinin askeri ve siyasi durumları hak- kındaki tespitlerini raporlar halinde Osmanlı Devleti’ne bildirmiştir.

Birinci Dünya Savaşı’nın yaklaştığı bu dönemde Osmanlı Devleti için, Bulgaristan’ın takip edeceği hareket tarzı çok önemlidir. Bu çalışmada dünyanın büyük bir harbe doğru sürüklendiği bir süreçte, Osmanlı Devleti’nin politikalarına yön verecek nitelikte son derece önem arz eden bilgileri içeren Sofya Ataşesi Mustafa Kemal’in Bulgaristan hak- kındaki tespitlerinin ortaya konması amaçlanmaktadır.

Osmanlı Devleti’nin takip edeceği dış politikada önemli yeri olan Sofya Ataşesi Mustafa Kemal’in Bulgaristan hakkındaki bu tespitleri, özellikle, Genelkurmay Başkanlığı ve Harbiye Nezareti’ne gönderdiği ve Genelkurmay Askeri Tarih Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi (ATASE)’nde yer alan raporlarına dayalı olarak incelenmeye ve değer- lendirilmeye çalışılacaktır.

Askeri Ataşe Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal’in Sofya’dan gön- derdiği raporlar, Bulgaristan’ın askeri ve stratejik durumunu ortaya

* Dr., Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü, eryamanayse@hotmail.com

(2)

koyacak tespitleri içermektedir. Bu noktada askeri konulardaki tespit- ler, Balkan Savaşları’ndan yenilerek çıkan Bulgaristan’ın ordusunda yeniden yapılanma çalışmalarına giriştiğini, askeri malzeme ve silah alımlarını artırdığını ve olası bir savaş durumunda dengeleri kendi le- hine değiştirmek için askeri hazırlıklara hız verdiğini net bir şekilde ortaya koymaktadır. Stratejik konulardaki tespitlerde ise, yaklaşan bir harpte Osmanlı Devleti için müttefikliği son derece önem arz eden Bulgaristan’ın takip edeceği politikalar değerlendirilmeye çalışılmış- tır. Bu tespitler, İkinci Balkan Savaşı sonucundan son derece rahatsız olan Bulgaristan’ın, gerçekleşecek bir harpte bu kayıpları telafi edecek milli menfaatleri ekseninde hareket edeceğini ortaya koymaktadır.

Özellikle daha sonraki aşamada savaş esnasındaki Bulgaristan’ın poli- tikaları göz önünde tutulduğunda; Mustafa Kemal’in bu önemli gö- revi başarılı bir şekilde yerine getirdiği ve onun ne derece öngörü sa- hibi bir lider olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Sofya Ataşemiliteri Mustafa Kemal, Bulgaris- tan, Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı.

(3)

SOFIA MILITARY ATTACHÉ MUSTAFA KEMAL’S MILITARY AND STRATEGIC DETERMINATIONS ON BULGARIA

(NOVEMBER 1913-NOVEMBER 1914)

ABSTRACT

On 27 October 1913, Staff Mustafa Kemal was appointed as the Military Attaché of Sofia after the Balkan Wars, which ended the ex- istence of the Ottoman Empire in the Balkans to a great extent. Dur- ing his approximately fifteen-month tenure in Sofia, Mustafa Kemal informed the Ottoman State about the military and political situations of Bulgaria and other Balkan states in reports. In this period when the First World War approaches, the course of action Bulgaria will follow is very important for the Ottoman Empire. In this study, it is aimed to reveal the determinations of Sofia Attaché Mustafa Kemal about Bulgaria, which includes information that is extremely im- portant to guide the policies of the Ottoman Empire in a process where the world is dragging into a great war.

These findings of Sofia Attache Mustafa Kemal about Bulgaria, who had an important place in the foreign policy of the Ottoman Em- pire, especially, will be tried to be examined and evaluated based on the reports sent to the General Staff and the Ministry of War in the Archives of the Military History Strategic Studies Department.

Military Attaché Staff Major Mustafa Kemal's reports from Sofia contain the findings that will reveal Bulgaria's military and strategic situation. At this point, the determinations on military issues clearly reveal that Bulgaria, which came out after defeating the Balkan Wars, has undertaken restructuring efforts in its army, increased its pur- chases of military equipment and weapons and accelerated military preparations to change the balances in its favor in case of a possible war. In the determinations on strategic issues, the policies to be fol- lowed by Bulgaria, whose alliance is extremely important for the Ot- toman State in an upcoming war, have been tried to be evaluated.

(4)

These findings reveal that the Bulgarians, who are extremely dis- turbed by the outcome of the Second Balkan War, will act on the axis of national interests that will compensate these losses in a war that will take place. Especially when considering the policies of Bulgaria during the war in the later stage; it is once again revealed that Mustafa Kemal successfully fulfilled this important task and how predictive he was.

Keywords: Sofia Military Attaché Mustafa Kemal, Bulgaria, Otto- man Empire, World War I.

(5)

GİRİŞ

Balkanlar, coğrafi konumu nedeniyle tarihin birçok döneminde yayılmacı siyaset izleyen güçlü devletlerin egemenlik mücadelesi yap- tıkları bölgelerin başında gelmiştir.1 Başta Rusya olmak üzere Avrupalı emperyalist devletler, Balkanlar’da nüfuz kurmak amacıyla, bu coğ- rafyada yaşayan etnik unsurları kışkırtmışlar ve uzun süre devam ede- cek olan düşmanlıkların tohumlarını ekmişlerdir.2 Bu kapsamda Bosna Hersek’in Avusturya tarafından işgalinden sonra Rusya’nın, Balkan devletleri arasında Almanya ve Avusturya karşıtı bir birlik oluş- turmak yönünde attığı dikkatli adımlar somut sonuçlarını 1912’de vermiş;3 Bulgarlar, Yunanlılar, Sırp ve Karadağlılarla birleşerek Os- manlı Devleti’ne karşı Balkan Savaşları’nı başlatmışlardır.4 İki safhalı olan Balkan Savaşları’nın 1912 yılı Ekim ayında başlayan ilk devresi sonucunda Osmanlı Devleti, Midye-Enez hattının batısında kalan top- raklarını kaybedince, bu geniş toprakların paylaşılması konusundaki anlaşmazlık İkinci Balkan Savaşı’na sebebiyet vermiştir.5 Balkan ülke- leri arasında başlayan savaşın ikinci safhası, Bulgaristan’ın yenilgisi ile sonuçlanmıştır.6 Ağustos 1913’te imzalanan Bükreş Antlaşması’yla

1Büyük güçlerin yirminci yüzyıl şartlarında kendi çıkarları doğrultusunda geliştirdik- leri Balkan politikaları ve bu politikaların Balkan Savaşları üzerindeki etkilerinin de- ğerlendirilmesi için ayrıntılı olarak bkz. Ayşe Eryaman, “Yirminci Yüzyıl Başlarında Büyük Güçlerin Balkan Politikaları”, 100. Yılında Balkan Savaşları (1912-1913): İh- tilaflı Duruşlar, C 1, Mustafa Türkeş (Ed.), Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2014, s.67- 88.

2Yusuf Sarınay, “Osmanlı Devleti’nin Bulgaristan’ın Bağımsızlığını Tanıması ve Türk Bulgar İlişkilerinin Gelişmesi (1908-1914)”, Uluslararası Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk-Bulgar İlişkileri Sempozyumu, 11-13 Mayıs 2005, Eskişehir, Bildiriler Kitabı, Odun Pazarı Belediyesi Yayınları: 7, Eskişehir, 2005, s.133.

3Sacit Kutlu, Milliyetçilik ve Emperyalizm Yüzyılında Balkanlar ve Osmanlı Devleti, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2007, s.318.

4Oral Sander, Siyasi Tarih: İlkçağlardan 1918’e, İmge Yayınları, Ankara, 1989, s.228; Muzaffer Erendil, Tarihte Türk-Bulgar İlişkileri, Genelkurmay Basımevi, An- kara, 1976, s.84.

5Tevfik Bıyıklıoğlu, Trakya’da Milli Mücadele, C I, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1955, s.67.

6Hikmet Öksüz, “Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı Öncesi Balkanlar’da Ya- şamış Olduğu Siyasal Süreç”, Osmanlı, C 2, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 1999, s.484.

(6)

Bulgaristan, güney Dobruca’yı Romanya’ya, Makedonya’nın büyük bölümünü Yunanistan ve Sırbistan lehine bırakmak zorunda kalmış- tır.7

Balkan Savaşları sona erip barış antlaşması imzalandıktan sonra Fethi Bey Sofya Elçiliği’ne, Mustafa Kemal de 27 Ekim 1913’te Sofya Ataşemiliterliği’ne tayin edilmişlerdir.8 Mustafa Kemal, 11 Ocak 1914 tarihinde ek görev olarak Bükreş, Belgrat, Çetine Ataşemiliterliği’ni de üzerine almıştır.9

Sofya Ataşemiliterliği’ne tayin edilen Kurmay Binbaşı Mustafa Ke- mal’in görevi, Bulgaristan ve diğer Balkan ülkelerinin ordularının eği- timi, silahlanması, askeri-siyasi durumları ile yetenek ve niteliklerini

7Ömer Turan, “Balkan Savaşları’ndan Kurtuluş Savaşına Kadar Uzanan Süreçte Türk-Bulgar İlişkileri (1912-1920)”, XX. Yüzyılın İlk Yarısında Türk-Bulgar Askeri- Siyasi İlişkileri, Genelkurmay ATASE ve Genelkurmay Denetleme Başkanlığı Yayın- ları, Ankara, 2005, s.96.

8Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Ata- türk Araştırma Merkezi, Ankara, 1999, s.25; Mustafa Kemal’in Sofya Ataşemiliter- liği’ne atanması ile ilgili olarak çeşitli görüşler mevcuttur. Bu görüşlerden biri de onun İttihat ve Terakki’nin önde gelen simalarıyla olan fikir ayrılıkları nedeniyle or- duda faal hizmette bırakılmayarak İttihatçılar tarafından başka vazifelerde görevlen- dirilmiş olmasıdır. Mustafa Kemal ve İttihatçılar arasında yaşanan bu ayrılıklar hak- kında ayrıntılı olarak bkz. Münir Aktepe, “Atatürk’ün Sofya Ataşeliği’ne Kadar İttihat ve Terakki Cemiyeti İle Olan Münasebetleri ve Bu Hususla Alakalı Bir Belge”, Belle- ten, C XXXVIII, S 150, Y. 1974, s.263-294; Şevket Süreyya Aydemir de, Fethi Bey’in Sofya Elçiliği’ne ve Mustafa Kemal’in ise Sofya Ataşemiliterliği’ne atanmasının İttihat ve Terakki Partisi’nin kendileriyle olan anlaşmazlıkları neticesinde olduğunu savun- maktadır. Ve Fethi Bey ve Mustafa Kemal’in bu tayinlerini siyasi bir sürgün olarak değerlendirmektedir. Bu değerlendirmeler ve bu süreçte yaşanan olaylar için ayrıntılı olarak bkz. Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal 1881-1919, C I, Remzi Kitabevi, 29. Basım, İstanbul, 2009, s.172-173; Aynı noktada olarak Falih Rıfkı Atay’da hatıratında adı geçen atamaların yukarıda bahsedilen ayrılıklardan kaynak- landığını ifa etmektedir ve “Mustafa Kemal kenara çekilmeyi bildi ve ataşemiliterlik görevi ile Sofya’ya gitti” ifadelerine yer vermektedir. Bu süreçte yaşanan değerlendir- meler için ayrıntılı olarak bkz. Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Pozitif Yayınları, İstanbul, s.83vd.

9ATASE Arşivi, BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 4; BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 4-3;

BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 4-4; BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 4-5; BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 4-6; BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 4-7; BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 4-8. (Bundan sonra arşiv adı verilmeyecektir. BDH: Birinci Dünya Harbi Kataloğu, Kl: Klasör, D: Dosya, F: Fihrist anlamında kullanılmıştır.)

(7)

tanımaktır. Türk Savunma Bakanlığı’nın ise bu atamadan beklediği en önemli sonuç, Bulgarlarla Osmanlı Devleti arasındaki askeri sorun- ların çözümlenmesidir. İlk günden itibaren büyük bir titizlikle göre- vine sarılan Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve başlan- gıcında başta Bulgaristan olmak üzere diğer Balkan ülkelerinin takip ettiği politikalar hakkında İstanbul’a yüzden fazla rapor, bilgi notu ve telgraf göndermiştir.10 O, askeri ataşe olarak bu görevi sürdürmekte iken 1 Mart 1914 tarihinde rütbesi yarbaylığa yükseltilmiştir.11

Ataşemiliter Mustafa Kemal’in görevi esnasındaki diğer bir giri- şimi de Bulgaristan’da bulunan Türklerin durumu ile ilgilenmek ol- muştur. Bulgaristan Türklerinin ekonomik, sosyal ve kültürel bakım- dan Bulgar Devleti’nin kontrolü altına girdiği bu süreçte, Mustafa Ke- mal ve yakın arkadaşı Sofya Elçisi Fethi Okyar, Balkan Savaşları’ndan sonra kaybedilen topraklarda yaşayan milyonlarca Türk için çalışmış- lardır. Bu noktada bir yandan Türklere yapılan zulüm ve haksızlıkları önlemek için devlet ileri gelenleri ile görüşmüşler ve bu konuda önemli sonuçlar elde etmişlerdir. Diğer taraftan Osmanlı Genelkur- mayınca verilen görev gereğince Türk azınlığını örgütleyerek etkin hale getirmeye çalışmışlardır.12

Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girdiği günlerde ha- len Sofya’da Ataşemiliter olarak görev yapmakta olan Yarbay Mustafa Kemal, Harbiye Nezareti’ne başvurarak ısrarla cephede bir görev al- mak istemiştir. Kendisinin bu konudaki ısrarları tutumu üzerine, 20 Ocak 1915’te 19. Tümen Komutanlığı’na atanarak cephede aktif bir göreve getirilmiştir.13

10Belgelerle Mustafa Kemal Atatürk ve Türk- Bulgar İlişkileri (1913-1938), Başba- kanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2002, s.XVII-XVIII.

11Osman Bircan, Belge ve Fotoğraflarla Atatürk’ün Hayatı, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 1993, s.32; Yusuf Hikmet Bayur, Atatürk Hayatı ve Eseri, Doğumundan Samsun’a Çıkışına Kadar, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1997, s.62.

12Esra Sarıkoyuncu Değerli, Mustafa Kemal Atatürk’ün Sofya Askeri Ataşeliği’nin Türk-Bulgar İlişkilerine Yansımaları (1913-1938), Genelkurmay ATASE ve Denet- leme Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2006, s.27-28.

13Osman Akandere, “Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşlarında Gösterdiği Liderlik ve Motivasyon Stratejileri”, Atatürk Dergisi, C 5, S 3, 2007, s.79-80.

(8)

Mustafa Kemal, 2 Şubat 1915 tarihinde Sofya’dan ayrılmıştır.

Kendisi, Sofya’da bulunduğu ve dünyanın büyük bir harbe sürüklen- diği bu çok önemli bir dönemde Türk Genelkurmayınca ele alınan sefer planlarının hazırlanmasında büyük önem taşıyan Bulgaristan or- dusunun kuruluş ve durumu hakkında çok değerli bilgileri öğrenerek Türk Genelkurmayına bildirmiştir.14

Osmanlı Devleti toprakları üzerindeki emelleri düşünüldüğünde, incelenen zaman dilimi içerisinde gerek Balkan Savaşları’ndan sonra gerekse Birinci Dünya Savaşı esnasında Bulgaristan’ın takip edeceği politikaların Osmanlı Devleti için önemi ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı Mustafa Kemal’in, Bulgaristan hakkında tespitleri son derece önem kazanmıştır. O, edindiği bu gözlemlerini aktararak devletin ge- rekli önlemleri almasına ve politikalarını belirleyebilmesine katkılar sunmuştur. Bu çalışmada Balkan Savaşları’ndan yenilerek çıkan ve bundan sonraki süreçte temel gayesi bu kayıpları telafi etmek olan Bulgaristan hakkındaki Mustafa Kemal’in tespitleri değerlendirilmeye çalışılarak, onun ne derece öngörü sahibi bir lider olduğunun ortaya konması hedeflenmiştir.

I- Balkan Savaşları’ndan Sonra Bulgaristan Ahvaline Genel Bir Bakış

Balkan Savaşları, Balkan yarımadasının sınırlarını altüst etmişti.15 Bulgaristan bu savaş sonunda bütün komşularının istilasına maruz ka- lan ülke olmuştu. Makedonya ise Bulgaristan’ın erişmeyi başarama- dığı bir hedef olarak kalmıştı.16 Ayrıca Balkan Savaşları, Balkan hükü- metlerini iki karşıt kampa bölmüş, Sırbistan, Romanya ve Yunanistan arasındaki birliğin karşısında Bulgaristan yerini almıştı.17

14Tarihte Türk-Bulgar İlişkileri, Genelkurmay Askeri ve Stratejik Etüt Başkanlığı Ya- yınları, Ankara, 2004, s.84.

15Richard C Hall, Balkan Savaşları 1912-1913: I. Dünya Savaşı’nın Provası, Çev. M.

Tanju Akad, Homer Kitabevi ve Yayıncılık, İstanbul, 2003, s.173.

16Aynı Eser, s.186.

17Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, C II, K. IV, Türk Tarih Kurumu Bası- mevi, Ankara, 1983, s.514vd.

(9)

Balkan Savaşları’ndan en çok faydalanan Slav devleti ise Sırbistan olmuştu. Bulgar gazetelerinde, Sırbistan’ın Bulgaristan’a hıyanet et- miş olduğu ve Bulgaristan’ın menfaatinin Sırbistan’a yardım etme- mekte olduğu vurgulanmaktaydı.18 Basında geçen haberlerden anla- şıldığı üzere, Bulgaristan’da kamuoyu tamamen Sırbistan’ın aleyhin- deydi. Sırbistan’ın tamamen ortadan kalkması, Avusturya’ya katılması, Makedonya’nın da muhtar olması veyahut Bulgaristan’a dâhil edil- mesi arzu edilmekteydi.19

Balkan Savaşları’nın ardından Osmanlı Devleti, hem büyük dev- letlerle hem de Balkan devletleri ile ittifak arayışlarına hız vermiştir.

Bulgaristan’da da Osmanlı Devleti’ne yönelme gözlenmiştir. İkinci Balkan Savaşı’nda Bulgaristan’ın, Sırbistan, Yunanistan ve Romanya karşısında aldığı büyük yenilgi ve Rusya’nın bile Romanya’nın ya- nında yer almasının yarattığı hayal kırıklığı, bu ülkenin tekrar Os- manlı Devleti ile iyi ilişkiler kurmak istemesinin önemli nedenlerin- dendir.20

Diğer taraftan Balkan Savaşları’ndan en fazla büyüyerek çıkan devletin Sırbistan olması en çok Avusturya-Macaristan’ı rahatsız et- mekteydi. Bundan dolayı Avusturya-Macaristan, Sırbistan’ı ezmek için fırsat arayacak ve bu sayede kendi Slav tebaasının başkaldırmasını ön- leyeceğini sanacaktır. Balkanlar’da Avusturya siyasası, ora Slavlarını (Sırbistan ve Bulgaristan) birbirine düşman iki parça halinde tutmak ve kendine dost olan tarafı (Bulgaristan) Osmanlı ile bağlaştırıp kuv- vetlendirmek amacını güdüyordu. Rusya’nın amacı ise Avusturya’nın ve Almanya’nın askeri üstünlüğünü Balkan Birliği ile kırmaktı.21 Bal- kanlar’daki Rusya planlarına karşı çıkan Avusturya, bir an önce Sırbis- tan’a egemen olmak yönünde hareket belirlemişti. Avusturya’nın bu politikası, Balkan Savaşları’ndan Rusya ve Sırbistan’a kızgın çıkan ve Balkanlar’da Sırbistan aleyhine genişleyip Ayastefanos Bulgaristan’ını

18“Slav Kardeşliği Aleyhinde”, Tasfir-i Efkâr, 3 Eylül 1914, s.2.

19“Avusturya-Sırbistan Muharebesi ve Bulgaristan”, Tasfir-i Efkâr, 1 Ağustos 1914, s.4.

20Turan, a.g.m., s.96.

21Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, C II, K. IV, s.511vd.

(10)

kurmak isteyen Bulgaristan’ın işine gelmiştir. Bu yüzden Bulgaristan, Balkan Savaşları’ndan sonra Avusturya yanlısı bir dış politika izlemeye başlamış ve bu devletle ittifak kurmaya çalışmıştır.22

Birinci Dünya Savaşı başladıktan sonra 2 Ağustos 1914 tarihli Türk-Alman İttifak Antlaşması’nın ardından Almanya, Türk ordusu- nun Bulgaristan ve Romanya ile birlikte Rusya’ya saldırmasını istemiş- tir.23 Almanya, bir taraftan Avusturya Macaristan’ın yükünü azaltmak, diğer taraftan Romanya ve Bulgaristan’ı devreye sokarak Karade- niz’in batısından Rusya’yı sıkıştırmak şeklinde planlar yapmaktaydı.24 Almanya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki baskısı artınca bu çerçevede İstanbul, Sofya ve Bükreş ile ittifak imkânları aramaya başlamıştır.25 Nitekim Bulgaristan’ı aynı safta savaşa girmeye ikna etmek ve Ro- manya’nın ise tarafsızlığını sağlamak için 15 Ağustos 1914’te Talat Paşa ile Meclis Başkanı Halil Bey Sofya’ya gönderilmiştir.26 Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti için en önemli meselelerden biri, Bulgaristan’ın kendi yanında savaşa girmesi meselesi idi.27

Bundan dolayı Bulgaristan’ın takip edeceği hareket tarzının çok önemli olduğu bu süreçte Sofya Ataşemiliteri Mustafa Kemal tarafın- dan, devletin politikalarına yön verecek Bulgaristan hakkındaki tes- pitleri de önem kazanmıştı.

22Tarihte-Türk Bulgar …, s.86.

23Almanya ile Osmanlı Devleti’nin imzaladığı ittifak antlaşmasına göre, iki devlet, Avusturya ile Sırbistan arasında çıkan bir anlaşmazlıkta tam bir tarafsızlık sergileye- cekti. Ayrıca, Rusya’nın aldığı tedbirler sonunda, Avusturya ile Rusya savaşa tutuşur ve Almanya Avusturya’ya yardım için savaşa girerse, Osmanlı Devleti de savaşa dâhil olacaktı. Bundan sonraki olaylar, Osmanlılar için savaşa girişin şartlarının oluştuğu gelişmelerle doludur. Osmanlı Alman bağlaşması için ayrıntılı olarak Bkz. Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, C II, K. IV, s.626vd.

24Ali İhsan Sabis, Birinci Cihan Harbi Harp Hatıralarım, C 1, Nehir Yayınları, İstan- bul, 1990, s.251.

25Yusuf Hikmet Bayur, Türk İnkılâbı Tarihi, C III, K. I, Türk Tarih Kurumu Yayı- nevi, Ankara, 1983, s.106.

26“Talat ve Halil Beyler”, Sabah, 18 Ağustos 1914, s.2.

27Cemalettin Taşkıran, “1913’te Mustafa Kemal Atatürk’ün Sofya’daki Faaliyetleri ve Birinci Dünya Savaşı’nda Türk-Bulgar Askeri İlişkileri”, Askeri Tarih Bülteni, Genel- kurmay Askeri ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Y. 23, S 45, Ağustos 1998, s.3.

(11)

II- Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemal’in Bulgaristan Hakkındaki Askeri ve Stratejik Tespitleri

a- Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemal’in Bulgaristan Hakkındaki Askeri Tespitleri

İncelenen zaman dilimi içinde Bulgaristan’ın Balkan Savaşları’nın yarattığı yeni durumdan memnun olmadığı ve bunu ilk fırsatta değiş- tirmek istediği gerçeği göz önünde tutulduğunda, Bulgaristan’da ya- şanacak en ufak bir askeri hareketliliğin dahi Osmanlı Devleti için ne kadar büyük önem taşıdığı ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı Sofya Ataşesi Mustafa Kemal tarafından, Bulgaristan’da askeri alanda yaşa- nan gelişmelerin merkeze aktarılmasına önem verilerek, devletin ge- rekli tedbirleri alması sağlanmaya çalışılmıştır. Mustafa Kemal Har- biye Nezareti’ne gönderdiği 28 Kasım 1913 ve buna ek 6 Aralık 1913 tarihli raporda, Bulgar ordusunun yeni teşkilatı hakkında elde ettiği bilgileri aktarmıştır. Kendisinin bu tespitlerinden, Bulgar ordusunun yeni Bulgaristan’ın arzuladığı gayelere uygun bir yetkinlik seviyesine yükseltilerek, her yönden harbe hazır hale getirilmeye çalışıldığı anla- şılmaktadır. Adı geçen raporunun devamında bu yeni projeye göre Bulgar ordusunun teşkilatında oluşabilecek ve yeniden teşkil edilecek birlikler hakkında ayrıntılı bilgiler ve değerlendirmeler sunan28 Mus- tafa Kemal, Bulgar üst düzey askeri yetkililerinin, büyük bir ciddiyet ve derin bir intikam hissiyle ordularını yeniden bir savaş için hazırla- dıklarını bildirmiştir.29

Yine aynı doğrultuda olarak Mustafa Kemal, Bulgar ordusundaki yeni atamalar hakkındaki tespitlerini, 24 Ocak 1914 tarihli raporuyla Genelkurmay Başkanlığı’na bildirmiştir. Bu rapordan, Balkan Savaş- ları’ndan sonra Bulgar ordusunda önemli mevkilerde değişikliklere

28“Sofya Elçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Tarafından Genelkur- may Başkanlığı’na Gönderilen 6 Aralık 1913 Tarihli Rapor”, Ahmet Tetik, Sofya As- keri Ataşesi Mustafa Kemal’in Raporları (Kasım 1913- Kasım1914), Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2007, s.7-9.

29“Sofya Askeri Ataşesi Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Tarafından Harbiye Neza- reti’ne Gönderilen 28 Kasım 1913 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.3.

(12)

gidildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca yine yaşlarından ve yeterli olmadıkla- rından dolayı bir hayli sayıda büyük ve küçük rütbeli subayın ordudan çıkarıldığı ve ordu üst komuta heyetini gençleştirmek fikrinin esas ka- bul edildiği görülmektedir.30

Diğer taraftan Bulgaristan’ın askeri gücünün bilinmesinin son de- rece önemli olduğu bu süreçte, Bulgar ordusunun Balkan Savaş- ları’nda verdiği kayıplar hakkında da bilgiler istenmiştir. Mustafa Ke- mal’in bu konuda aktardığı bilgilerden, Balkan Savaşları’nda Bulgar ordusunun uğradığı zayiatın 54.000 ölü, 12.000 sakat, 40.000 kişi de geri hizmetinde istihdam edilebilecek duruma gelmesi şeklinde ol- duğu görülmektedir. Böylece ortalama bir hesapla toplam zayiatın 100.000 kişi olduğu kabul edilebilir. Ayrıca mevcut ordunun açığı ola- rak kabul edilen 54 bin küsur neferin yerini doldurmak için 60 bin kişinin silâhaltına alınacağı ve o ana kadar 46 olan mükellefiyet yaşının 48’e çıkarılarak, askerlik müddetinin iki yıl daha artırıldığı da görül- mektedir.31 Bu bilgilerden anlaşılacağı üzere, Osmanlı Devleti tarafın- dan, Bulgaristan’ın askeri gücü son derece dikkatle takip edilmekte- dir. Diğer taraftan, Bulgaristan’ın Balkan Savaşları’nda uğradığı ka- yıpları telafi edebilmek amacıyla ileride gerçekleşebilecek bir savaş için hazırlandığı ve ordusunu güçlendirmeye çalıştığı açıkça görülmekte- dir.

İncelenen zaman dilimi içinde Bulgar ordusunun konuşlandırıl- ması ve hudut bölüklerinde yaşanan değişiklikler de Osmanlı Devleti tarafından dikkatle takip edilmekteydi. Bu konularla ilgili olarak da Sofya Ataşemiliterliği’nden çeşitli tarihlerde bilgiler istenmiştir. Mus- tafa Kemal, elde ettiği gözlemlerini 25 Şubat 1914 tarihli raporunda aktarmıştır. Bu raporunda Bulgaristan’ın takip edeceği politikaları değerlendiren Mustafa Kemal’in, sonraki gelişmeler düşünüldü- ğünde önemli tespitlerde bulunduğu dikkat çekmektedir. Bu tespit- lerden, mevcut durumda Bulgaristan’ın, gerek Sırplara gerekse diğer

30“Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Tarafından Harbiye Nezareti’ne Gönderilen 24 Ocak 1914 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.11.

31BDH, Kl: 1650, D: 39-2, F: 002-01.

(13)

Balkan hükümetlerine karşı olağanüstü bir tedbire başvurmadığı ve Bulgarların komşularına karşı şüphe uyandıracak bir hareketten sa- kındıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca Bulgarların, henüz yeni bir harbe girebilecek durumda olmadıklarından, iki veya üç yıl içinde ordularını düzenleyip, taarruz edecekleri ordulara karşı kuvvet dengesini kura- cak şekilde uygun siyasi münasebetler geliştirmek arzusunda oldukları görülmektedir.32

Bulgaristan’daki bütün harp malzemesinin durumunun bilinme- sinin çok büyük önem taşıdığı bu süreçte, Mustafa Kemal 9 Mart ve 14 Mart 1914 tarihli Genelkurmay Başkanlığı’na gönderdiği rapor- larda, Bulgar ordusundaki uçak ve otomobiller hakkında elde ettiği tespitleri aktarmıştır. Bu çerçevede 9 Mart 1914 tarihli raporundan anlaşıldığı üzere, Bulgar ordusunda toplam on iki adet uçak mev- cuttu. Ayrıca otuz adet uçağın daha sipariş edilmesi düşünülmekteydi ve bu konularla ilgilenmek üzere bir komisyon da oluşturulmuştu.33 Mustafa Kemal’in 14 Mart 1914 tarihli raporunda ise Bulgaristan or- dusundaki otomobillerin sayısı, özellikleri, yeterlilikleri ve bunların Bulgaristan yollarına uygun olup olmadığına dair ayrıntılı açıklamalar sunduğu görülmektedir. Ayrıca yeni otomobillerin satın alınmasının planlandığı konusundaki tespitlerini de ifade etmiştir.34 Yine aynı doğrultuda olarak Mustafa Kemal Erkânı Harbiye Umumiye Riya- seti’ne gönderdiği 14 Mart 1914 tarihli raporunda, Bulgar ordusunun cephane, silah ve mühimmat açısından güçlendirilmesi konusunda elde ettiği tespitlerini aktarmıştır. Bu rapordan anlaşıldığına göre, Bulgar hükümeti, Almanya, Avusturya, Fransa’daki muhtelif fabrika- lardan tüfek ve cephane arabası almak için teşebbüslerde bulunmak- taydı.35 Bu tespitlerden de anlaşılacağı üzere, orduyu geliştirme çalış- maları kapsamında Bulgarların, cephane, silah, mühimmat, uçak ve

32“Sofya Elçiliği Askeri Ataşesi Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Tarafından Genelkur- may Başkanlığı’na Gönderilen 25 Şubat 1914 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.30-36.

33“Mustafa Kemal Tarafından Harbiye Nezareti’ne Gönderilen 9 Mart 1914 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.46.

34BDH, Kl: 1650, D: 39-2, F: 002-04.

35BDH, Kl: 1650, D: 39-2, F: 004.

(14)

otomobillerinin sayısını arttırma gayreti içine girdikleri görülmekte- dir.

21 Mart 1914 tarihli Erkânı Harbiye Umumiye Dairesi tarafından Sofya Ataşemiliterliği’ne gönderilen rapor ile de, Bulgaristan’daki mevcut toplar konusunda esaslı tahkikatın yapılarak sonucunun bildi- rilmesi istenmiştir.36 Ayrıca yine aynı doğrultuda olarak askere alım ve ordu sayısının ulaştırılmak istenen rakamları konusunda daha açık malumatın istendiği de görülmektedir.37 Bu bilgiler, Osmanlı Devleti tarafından Bulgaristan’ın askeri durumunun net bir şekilde anlaşıl- maya çalışıldığını ortaya koymaktadır. Erkânı Harbiye Umumiye Ri- yaseti tarafından istenen bu bilgiler, Mustafa Kemal tarafından 28 Mart 1914 tarihli raporla bildirilmiştir. Bu raporda, Bulgarların sahip oldukları topların sayısı, özellikleri ve hangi yollarla edindikleri konu- sunda çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgiler aktarılmıştır.38 Ayrıca yine adı geçen rapordan, Bulgaristan’ın yeni top siparişinde bulun- duğu da anlaşılmaktadır. Aynı raporunun devamında ise Bulgar or- dusunun ulaştırılmak istenen sayıları hakkında bilgiler verilmiştir.

Buna göre Bulgaristan, Balkan Savaşları’nda verilen kayıpları telafi etme ve ordusunu yeni bir harp için seferber hale getirme gayreti için- dedir. Bunun için Bulgaristan’da silâhaltına alınan asker sayısının ar- tırılması ve 46 yaşa kadar olan askerlik müddetinin 48 hatta 50’ye uza- tılması düşünülmekteydi. Mustafa Kemal’in ayrıca bu raporunda, Bul- gar ordusunun ulaştırılmak istenen sayısı konusunda kendinde oluşan kanaati aktardığı da görülmektedir.39 Onun kanaatine göre, silâhal- tında bulundurulacak kuvvet 60 bin kişiyi aşmayacaktı. Çünkü Bul- garların bir ay öncesine kadar bütün vasıtalara müracaatla ordularını ilkbaharda kuvvetli bulundurma fikri, Türkiye ile Yunanistan ara- sında bir hadisenin vukuu ihtimali karşısında orduyu seferber etmekte müşkülata düşmemek lüzumuna bağlı idi. Mustafa Kemal’e göre, bu

36BDH, Kl: 1650, D: 39-2, F: 002-02.

37BDH, Kl: 1650, D: 39-2, F: 002-03.

38BDH, Kl: 1650, D: 39-2, F: 002-06.

39BDH, Kl: 1650, D: 39-2, F: 002-07.

(15)

tehlike geçtiğinden, Bulgarlar artık iktisada önem vermeye başlamış- lardı ve zaten buna mecburlardı.40

Birinci Dünya Savaşı fiili olarak başladıktan sonra Osmanlı Devleti için Bulgaristan ordusunun durumu, seferberlik hazırlıkları, askeri hareketlilik ve konuşlandırılmada yapılan değişiklikler daha da önem arz etmeye başladığından Osmanlı Genelkurmayınca bu gibi gelişme- ler hakkında da bilgiler istendiği görülmektedir. Mustafa Kemal 30 Temmuz 1914 tarihiyle Harbiye Nezareti ve Erkânı Harbiye-i Umu- miye Riyaseti’ne gönderdiği şifrede, Bulgaristan’da yaşanan askeri ha- reketlilik konusunda bilgi vermiştir. Buna göre, bazı alay ve tabur- larda hareketlilik görüldüğü anlaşılmaktadır. Mustafa Kemal’in adı geçen raporunun devamındaki bilgiler Birinci Dünya Savaşı fiili ola- rak başladıktan sonra Bulgaristan’ın giriştiği hazırlıkları göstermesi açısından önem arz etmektedir. Buna göre, Sofya’da depolarda bulu- nan cephane sandıkları üstleri otla örtülü bir şekilde yük otomobilleri ve öküz arabalarıyla kıtaat nezdinde taşınmakta, her tarafta ahalinin elinde bulunan nakliye hayvanları ve fırınları muayene edilmekte idi.41 Bulgaristan’ın seferberliği konusunda 2 Ağustos 1914 tarihi ile Erkânı Harbiye-i Umumiye Riyaseti’ne gönderdiği raporunda ise se- ferberlik hazırlıklarının fiiliyata geçmediğini, o an için fevkalade bir hal olmadığını bildirdiği görülmektedir.42

Başkumandanlık Erkan-ı Harbiyesi tarafından 19 Eylül 1914 tari- hinde Sofya Ataşemiliterliği’ne gönderilen şifrede; Romanya ve Yuna- nistan’ın askeri tedbirlerini artırmış olduğu bildirilerek Bulgaristan’ın dahi henüz seferberlik ilan etmemiş olsa bile komşularına bakarak bazı askeri tedbirlere başvurup vurmadığı sorulmaktaydı.43 Yukarıda iste- nen bu bilgilerin Sofya Ataşesi Mustafa Kemal tarafından 25 Eylül 1914 tarihli raporla cevaplandırıldığı görülmektedir. Buna göre, o an Bulgar ordusunun konuşlandırılmasında önemli bir değişiklik yoktu.

40BDH, Kl: 1650, D: 39-2, F: 002-08.

41BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 3.

42BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 6.

43BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 44.

(16)

Ayrıca Mustafa Kemal’in bu raporunda, Bulgaristan’ın; Yunanistan, Sırbistan ve Romanya’nın vaziyetlerine bakarak değil, kendi hesap ve menfaati doğrultusunda hareket edeceğini özellikle ifade ettiği görül- müştür.44 Mustafa Kemal’in bu tespitlerinden anlaşılacağı üzere Bal- kan Savaşları’nın yarattığı durumdan memnun olmayan Bulgaris- tan’ın, bu durumu değiştirmek için iki veya üç yıl içinde ordularını düzenleyip, her yönden harbe hazır hale getirmeye çalıştıkları anlaşıl- maktadır. Diğer taraftan Birinci Dünya Savaşı fiili olarak başladıktan sonra da Bulgaristan’ın kendi hesap ve menfaati doğrultusunda hare- ket edeceği de görülmektedir.

b- Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemal’in Bulgaristan Hakkındaki Stratejik Tespitleri

Özellikle Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ile hem İtilaf Devlet- leri hem de İttifak Devletleri için Bulgaristan’ın takip edeceği politika önem kazanmıştı.45 Her iki tarafında gayesi, Bulgaristan’ı yanlarına al- mak suretiyle, Balkanlar’daki kuvvet dengesini kendi taraflarına çek- mekti.46 Diğer taraftan Bulgaristan’ın takip edeceği siyaset Osmanlı Devleti içinde son derece önem arz etmekteydi. Osmanlı Devleti Al- manya ile ittifak yapmasına rağmen aralarında herhangi bir kara bağ- lantısı yoktu. Bundan dolayı Osmanlı Devleti Almanya’dan arzu ettiği yardımı alamıyordu. O günün şartları içerisinde Osmanlıların en önemli siyasal istekleri, Bulgaristan’ın Almanya ve Türkiye yanında savaşa girmesi meselesiydi.47 Bu noktada düşünüldüğünde Bulgaris- tan’ın takip edeceği siyaset, Osmanlı Devleti için son derece önem arz etmekteydi. Bundan dolayı, gerek savaş fiili olarak başlamadan önce ve gerekse başladıktan sonra Sofya Ataşesi Mustafa Kemal tarafından Bulgaristan hakkında edinilecek tespitler de önem kazanmıştı. Mus-

44BDH, Kl: 245, D: 871-1018, F: 46.

45Turan, “Balkan Savaşları’ndan Kurtuluş Savaşı’na …”, s.101.

46Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1980), C 1, Türkiye İş Bankası Kül- tür Yayınları, s.118.

47Taşkıran, “1913’te Mustafa Kemal Atatürk’ün Sofya’daki Faaliyetleri…”, s.3.

(17)

tafa Kemal’in Bulgaristan’ın takip edeceği politikalar hakkında bilgi- leri içeren 7 Mart 1914 tarihli Genelkurmay Başkanlığı’na gönderdiği raporun, özellikle daha sonra savaş sırasında yaşanan gelişmeler dü- şünüldüğünde önemi ortaya çıkmaktadır. Bu rapordan anlaşıldığına göre, Bulgarların geleceğe yönelik temel politikaları, Balkan Savaşları sonucunda kaybettikleri Makedonya’ya yeniden hâkim olabilmek üze- rine kuruluydu. Makedonya’yla ilgili bu hedeflerine ulaşabilmek için de Bulgarlar, Osmanlı Devleti ile ittifakı, Romanyalıların da hiç ol- mazsa tarafsızlığını gerekli kabul etmekteydiler. Ancak Mustafa Ke- mal’e göre, Bükreş Antlaşması hükümlerine aykırı olacak böyle bir amacı gerçekleştirmek için Bulgarların Romanyalılara yaklaşma gaye- leri, o gün için uygulanabilir değildi ve Bulgaristan ile Romanya iliş- kileri uyuşma zemininden uzaktı.48

Mustafa Kemal, Bulgaristan’ın diğer Balkan devletleri ve Türkiye ile olan ilişkileri konusundaki tespitlerinden bir diğerini de 14 Nisan 1914 tarihli Genelkurmay Başkanlığı’na gönderdiği raporla bildirmiş- tir. Bu rapordan anlaşıldığına göre, Bulgaristan, içinde bulunduğu durum devam ettiği sürece Osmanlı Devleti’ne karşı dostça bir politika izleyecekti. Ancak Mustafa Kemal, Bulgaristan’ın bu tarz söylemlerine gereğinden fazla önem verilmeyerek, dış politikası dış gelişmelere göre değişen Bulgaristan’ın siyasi sisteminin daima gözetim altında bulundurulması gerektiğine inanmaktadır. Bütün bunlardan dolayı da, Edirne’nin gerektiği şekilde tahkim edilmesi ve azımsanmayacak miktarda önemli bir kuvvetin Edirne civarında (Trakya’da) bulundu- rulmasından asla taviz verilmemesi gerektiğini savunmaktadır.

Aynı raporun devamında ise, Bulgaristan’ın diğer Balkan devlet- leri ile olan ilişkilerinin değerlendirildiği görülmektedir. Bu noktada

48Mustafa Kemal, adı geçen raporunda ayrıca Sırbistan ve Yunanistan ilişkilerine de değerlendirmiştir. Kendisinin bu tespitlerinden anlaşılacağı üzere, Bulgarların Make- donya üzerindeki emellerinden habersiz olmayan Sırbistan ve Yunanistan, Bulgaris- tan karşısında iyi ilişkilerini bozmamayı o an için hayati bir mesele olarak kabul et- mekteydiler. Bu iki devlet, Bükreş Antlaşması hükümlerine uymakla aralarında bir bağlantı kurmuş olmaktaydı ve ilişkilerin temeli bu esasa dayanmaktaydı. “Sofya As- keri Ataşesi Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na Gönderilen 7 Mart 1914 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.40-42.

(18)

Mustafa Kemal, Bulgaristan ile Romanya ilişkilerinin henüz Bulgarlar açısından memnuniyet verici bir şekilde olmadığını çünkü Bükreş Antlaşması hükümlerinin uygulanması konusunda Romanyalıların hiçbir değişikliğe hazır görünmediklerini aktarmıştır. Bulgaristan ile Sırbistan ilişkileri konusunda ise, Rusların, Yunanistan’dan bazı ödün- ler vererek bu iki devleti birleştirmeye çalıştığını belirten Mustafa Ke- mal, Bulgarların ancak kendilerine Sırplar tarafından Sırbistan’da arazi ve ekonomik menfaatler sağlandığı takdirde Rusların öğütlerini dikkate alacakları şeklinde bir intibahın olduğunu da aktarmıştır.49

Diğer taraftan incelenen zamanda dilimi içinde Türkiye’nin Yu- nanistan ile yaşadığı Adalar Meselesi konusundaki anlaşmazlıklara karşı Bulgaristan’ın takınacağı tavrın da, Osmanlı Devleti için son de- rece önem arz ettiği anlaşılmaktadır. Bu noktada Harbiye Nazırı En- ver Paşa tarafından 16 Haziran 1914 tarihinde Sofya Ataşemiliter- liği’ne gönderilen rapor ile Yunanistan’la Osmanlı Devleti arasındaki anlaşmazlığa karşı Bulgaristan’ın alacağı tedbirlere ait önemli olan tüm bilgilerin aktarılmasının istendiği görülmektedir. Bu konuda Mustafa Kemal’in gönderdiği rapordan anlaşıldığı üzere, Osmanlı Devleti ve Yunanistan arasındaki ihtilafın yakında bir harbi doğurma ihtimali Bulgaristan’da pek kuvvetli görülmemekle birlikte, mevcut hükümet taraftarları söz konusu anlaşmazlığın harbe dönüşmesini ar- zulamaktaydılar. Bundaki amaçları ise, harbin karaya sıçraması ha- linde, Bükreş dengesini bozmak ve sorumluluğu Türkiye’nin üzerine yıkarak buradan Bulgarlık adına yararlanmaktı.50 Mustafa Kemal’in

49Mustafa Kemal, adı geçen raporunun devamında Romanya-Sırbistan ve Yunanis- tan-Sırbistan arasındaki ilişkileri değerlendirmiştir. Bu noktada kendisinin, Roman- yalıların, Slav akımını takibe kolay kolay razı olmayacağını ve Romanya’nın karşısında kuvvetli bir Türkiye gördüğü takdirde ona daha çok yakınlaşacağını düşündüğü gö- rülmektedir. Yunanistan ile Sırbistan arasındaki ilişkiler konusunda ise, Bulgarların bu iki devlete karşı emelleri nedeniyle Sırplarla Yunanlıların müttefik kaldıklarını ak- tarmış ve bunun çok doğal bir durum olduğunu vurgulamıştır. “Sofya Askeri Ataşesi Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Tarafından Genelkurmay Başkanlığı’na Gönderilen 14 Nisan 1914 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.59-61.

50“Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal Tarafından Harbiye Nezareti’ne Gönderilen 16 Haziran 1914 Tarihli Yazıya Cevap”, Tetik, a.g.e., s.94-95.

(19)

bütün bu tespitlerinden, Bulgaristan’ın Balkan Savaşları’nın yarattığı sonuçlardan son derece rahatsız olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumu değiştirmek için de gerek bir Osmanlı-Yunan savaşı gerekse genel bir savaş durumu halinde, kendi ulusal çıkarları noktasında hareket ede- ceği görülmektedir. Bu noktada Bulgarlar, böyle bir durumu özellikle Balkan Savaşları’nda kaybettiği toprakları geri almak için fırsat olarak görmektedirler ve temel amaçları Bükreş Antlaşması’nın yarattığı şart- ları değiştirmektir.

Birinci Dünya Savaşı’nın fiili olarak başlamasından sonra Osmanlı Devleti için, Bulgaristan’ın durumu daha da önem kazanmıştı. Bun- dan dolayı Sofya Ataşemiliterliği’nden, Bulgaristan’da yaşanan geliş- meler konusunda en küçük bir hareketliliğin dahi bildirilmesinin is- tendiği görülmektedir. Birinci Dünya Savaşı’nın fiili olarak başlama- sından sonrada Mustafa Kemal, Bulgarların takip edeceği politikayı ve Türkiye’nin buna karşı uygulaması gereken hareket tarzı hakkın- daki görüşlerini, 29 Temmuz 1914 tarihli raporunda aktarmaktadır.

Bu rapordan, Avusturya’nın, Bulgaristan’ın kendi safında yer almasını sağlamak için birtakım temaslarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan böyle bir işbirliği durumunda Bulgarların, Türkiye’yi Avus- turya politikasına dâhil ve Bulgar dostluğuna riayetkâr bir vaziyette tutarak, gereğinde Romanya ordusuna yönelebilme ihtimallerinin ol- duğu da görülmektedir. Bu çerçevede Bulgarlar, Sırp ordusunun Avusturya tarafından ezileceğini ve Yunanistan’ın dahi aynı darbeye maruz kalmaktan korkarak belki Avusturya’nın vaat edeceği mükâfata karşılık yerinde kalacağını ümit etmekteydiler. Böylece Bulgarlar, Avusturya’nın mükâfatı olarak Makedonya’dan bir kısım arazi ve Ro- manya’dan Dobruca’yı elde etmeyi tasavvur etmekteydiler.

Mustafa Kemal’e göre, Bulgarlar bu arzularına ulaşabilirlerse bü- yük ve kuvvetli bir Bulgaristan teşekkül etmiş ve şimaldeki ve garptaki emellerini tatmin etmiş olacaklardı. Ancak Bulgaristan, gelecekte bu- nunla yetinmeyecek ve51 şark istikametine doğru genişlemek isteye-

51BDH, Kl: 461, D: 203-1814, F: 003.

(20)

cekti. Mustafa Kemal’in bu tespitlerinin değerlendirilmesinden de an- laşılacağı üzere, Bulgaristan’ın yukarıda belirtilen hedeflerine ulaş- ması, Osmanlı Devleti için büyük tehlike arz etmektedir. Çünkü söz konusu hedeflerine ulaştıktan sonra genişlemek isteyeceği bölgeler, Osmanlı Devleti toprakları olacaktır. Bütün bunlardan dolayı Mustafa Kemal’in, böyle bir durum karşısında Osmanlı Devleti’nin takip et- mesi gereken hareket tarzı konusunda uyarılırını sunduğu görülmek- tedir.

Bu noktada sunduğu uyarılara göre, Türkiye’nin ilk etapta hiçbir Avrupa grubuna dâhil olmadığı süreçte, Bulgarlara dost görünmekte bir sakınca yoktu. Olaylar yukarıdaki belirtildiği üzere geliştiği tak- dirde devlet, bu dostluğu kendine gerekli olduğu kadar sürdürme- liydi. Ancak Avusturya-Sırbistan harbinin genelleşip ve Bulgar ordu- sunun Romanya’ya angaje olması durumunda ise Osmanlı Devleti’nin yapacağı tek şey, Bulgaristan’ı çiğnemekti. Böyle bir hareket tarzı, Yu- nanistan’la adalar meselesinde uzlaşmak imkânını temin edeceği gibi,52 Avusturya ve Rusya’da yaratacağı duygu gelecek için çok faydalı olacaktı. Mustafa Kemal, harbin kesinlik kazanması halinde sakin ve atıl kalınabileceğine inanmamaktadır. Ancak faaliyete geçilmediği tak- dirde Yunanistan’a karşı adalar meselesi konusunda girişilecek bir ha- rekette, orduları, Bulgarlar müsaade etseler dahi Selanik’e kadar yü- rütmekte de büyük fayda görmemektedir çünkü Bulgarlara güven- memektedir. Bütün bunlardan dolayı da kendisi, Osmanlı hükümeti- nin elde edebileceği en faydalı neticeye, Bulgaristan’ı ilerlemekten men ve adalar meselesini lehte çözümleme çarelerinin birleştirilme- siyle ulaşılabileceği itikadındır.53

25 Temmuz 1914 tarihli raporunda ise Mustafa Kemal’in, savaşın ilk aşamasında Bulgarların tarafsız görüneceklerini, harbin genelleş- mesi durumunda fırsata göre istifadeye hazır olacaklarını bildirdiği görülmektedir. Ayrıca kendisi, Avusturyalıların Sırpları çiğneyerek

52BDH, Kl: 461, D: 203-1814, F: 003-01.

53BDH, Kl: 461, D: 203-1814, F: 003-02.

(21)

Selanik’e kadar inmek şeklindeki çok eski emellerini elde etmeye kal- kışmaları durumunda, Bulgarlara Makedonya’dan bir hisse vermeyi vaat ederek, onları Romenlere musallat edeceklerini de tahmin et- mektedir.54

Almaya ile ittifak antlaşması yapılmasından sonra Osmanlı Dev- leti’nin, savaşta Bulgaristan’ın kendi safında yer almasını sağlayacak girişimlerini artırdığı görülmektedir. Bu konuyla ilgili raporlar değer- lendirildiğinde, Mustafa Kemal’den, Bulgarların savaşta Osmanlı Devleti’nin yanında yer alması konusunda ikna edilmelerinin istendiği açıkça görülmektedir. Bu çerçevede Enver Paşa tarafından 20 Ağustos 1914 tarihi ile Sofya Ataşemiliterliği’ne gönderilen raporda, gerek Bulgar Harbiye Nezareti’ne gerekse diğer önemli askeri yetkililere Sırbistan’a karşı kesin ve hızlı hareketin lüzumunun telkin edilerek, Osmanlı Devleti’nden hiçbir şekilde şüphe etmemelerinden emin ol- malarının sağlanmasının istendiği anlaşılmaktadır.55 Mustafa Kemal, bu noktalar ile ilgili tespitlerini Harbiye Nezareti’ne gönderdiği 21 Ağustos 1914 tarihli rapor ile aktarmıştır. Buna noktada kendisi, is- tendiği gibi Bulgarlara, Sırbistan’a karşı süratle hareketin lüzumunu telkin etmişti. Ancak Mustafa Kemal’e göre, Bulgarlar, hiç olmazsa Al- man ve Fransız ordularının çarpışmalarının sonucunu görmeden Rus- ları gücendirmemek, Rusların istek ve tavsiyeleri üzerine tarafsızlığı korumak azminde bulunmaktaydılar.

Adı geçen raporun devamında Mustafa Kemal’in, gerek savaşın gidişatı gerekse Bulgaristan’ın takip edeceği politikalarla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulunduğu görülmektedir. Bu noktada kendi- sine göre, Avusturya’nın Sırp ordusuna taarruz eden ordusunun mev- cudu ile başarı şansı çok zayıftı. Bundan dolayı da kendisinin, Avus- turya Askeri Ataşesi’ni Bulgar ordusunun bir an önce Sırp ordusuna taarruzunu sağlamak için adım atmaya teşvik ettiği görülmektedir. Bu

54“Sofya Askeri Ataşesi Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Tarafından Harbiye Nezareti ve Genelkurmay Başkanlığı’na Gönderilen 25 Temmuz 1914 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.109-110.

55“Enver Paşa’dan Sofya Askeri Ataşeliği’ne Gönderilen 20 Ağustos 1914 Tarihli Telg- raf”, Tetik, a.g.e., s.123.

(22)

görüşmelerden elde edilen kanaate göre, Bulgarların Rusya aleyhinde bir harekâta müsait olmadıkları ve Türklere güvenmedikleri anlaşıl- maktadır. Bütün bunlardan dolayı da Mustafa Kemal, Bulgarların Avusturyalıları aldattıklarını düşünmektedir.56

Mustafa Kemal’in Başkomutanlık Kurmay Başkanı Yarbay İsmail Hakkı Bey’e gizli ve özel olarak gönderdiği 6 Kasım 1914 tarihli rapo- runda aktardığı bilgiler ise Birinci Dünya Savaşı’nda Bulgaristan’ın ta- kip edeceği hareket tarzını göstermesi açısından son derece önemlidir.

Kendisinin bu raporundan, gerek Osmanlı Devleti gerekse müttefik- leri Almanya ve Avusturya tarafından, Bulgarların savaşa İttifak Dev- letleri safında dâhil olmaları konusunda ikna edilmeye çalışıldıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca nasıl ki Osmanlı Devleti tarafından Bulgaris- tan’a bir güvensizlik duyuluyorsa, aynısının Bulgaristan tarafından Osmanlı Devleti’ne karşı da duyulduğu görülmektedir. Bundan do- layı Bulgaristan, savaşa girmek için bir süre daha beklemeyi tercih edecek ancak kendisi için uygun şartların oluştuğuna kanaat getirdiği zaman savaşa dâhil olacaktır. Yine aynı doğrultuda olarak Mustafa Ke- mal’in yukarıda belirtilen raporundan, Bulgarların, Bulgaristan’ın ta- rafsız kalmasıyla dahi Avusturya’ya çok büyük hizmet ettiklerini dü- şündükleri ve Yunanlıların Türkiye’ye karşı saldırıya başlamaları ha- linde bile tarafsızlıklarını korumaya devam edecekleri anlaşılmakta- dır. Bütün bunlardan dolayı Bulgarlara hiç güvenmediğini belirten Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti’nin Bulgaristan’ı hareket etmiş gör- medikçe ona karşı ihtiyat tedbirleri alınmasında müsamaha gösterme- nin uygun olmayacağı konusundaki uyarılarını özellikle sunmuştur.57

Bütün bunlardan ayrı olarak Mustafa Kemal, Sofya’dan ayrılırken Bulgarların Osmanlı Devleti’nin safında savaşa girmeye mecbur ol- duklarını düşünmektedir. Arkadaşı Elçi Ali Fethi Bey’e konuyla ilgili olarak şu ifadelerde bulunduğu görülmüştür: “Almanlar, Sofya üzerinde

56“Sofya Askeri Ataşesi Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Tarafından Harbiye Neza- reti’ne Gönderilen 21 Ağustos 1914 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.124-125.

57“ Mustafa Kemal Tarafından Başkomutanlık Kurmay Başkan Yarbay İsmail Hakkı Bey’e Gönderilen 6 Kasım 1914 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.146-147.

(23)

ağır tazyik yapıyorlar. Kral Ferdinand, Balkan Harbi sonunda Rusya’nın, Sırpları kendisine tercihini unutamıyor ve İtilaf Devletleri’ne güvenemiyor.

Sırbistan’ı işgal eden Almanların, kendilerini çiğneyerek, düşmanların safın- daki Romanya’yı aşıp, Rusya’yı cenubundan vurmayı deneyeceklerinden endişe ediyorlar. Hâlbuki Almanya ile beraber harbe girerlerse coğrafi vaziyetleri do- layısıyla ancak Romanya cephesinden taarruza uğrayabilirler ki, bunu da dur- durabilirler. Çünkü öteki üç taraflarından korkmalarına sebep yok.”58

Sofya Ataşesi Mustafa Kemal’in bu tespitlerinde ne kadar haklı ve ileriyi gören bir lider özelliğine sahip olduğu, Bulgaristan’ın daha son- raki aşamada Birinci Dünya Savaşı’na giriş süreci değerlendirildiğinde açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu noktada bilindiği gibi Bulga- ristan, çekimser tavrını uzun bir süre daha sürdürmüş, Osmanlı Dev- leti, Almanya ve Avusturya ile yaptığı görüşmeler ve anlaşmalar sonu- cunda bir hayli taviz kopardıktan sonra ancak 1915 Ekim’inde Mütte- fik Devletler safında savaşa katılmıştır.59 Diğer taraftan 1915 yılı içinde gerek Avrupa Cephesi’ndeki savaşlarda Rusların; Alman, Avusturya ve Macaristan ordularından yedikleri darbe, gerekse yılın ikinci yarı- sına doğru Çanakkale Cephesi’nde İngiliz ve Fransızların uğradıkları başarısızlık, savaşın başında tarafsız kalmayı benimseyen Bulgaristan’ı merkezi devletler tarafına kaydırmıştır.60 Birinci Dünya Savaşı’na gi- rerken takip ettiği bu politika Mustafa Kemal’in daha öncesinde vur- guladığı gibi, Bulgarların hiç olmazsa Alman ve Fransız ordularının çarpışmalarının sonucunu görmeden savaşa dâhil olmayacağı61 yö- nündeki tespitlerinin haklılığını bir kez daha açıkça ortaya koymakta- dır.

58Fethi Okyar, Üç Devirde Bir Adam, Yay. Haz. Cemal Kutay, Tercüman Yayınları, İstanbul, 1980, s.217.

59Ömer Turan, “Sofya’da Türk Askeri Ataşesi Mustafa Kemal (Atatürk)”, Uluslararası Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk-Bulgar İlişkileri Sempozyumu, 11-13 Mayıs 2005, Eskişehir, Bildiriler Kitabı, Odun Pazarı Belediyesi Yayınları: 7, Eskişehir, 2005, s.142.

60Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi, Osmanlı Devri Birinci Dünya Harbi İdari Faaliyet- ler ve Lojistik, C X, Genelkurmay Başkanlığı, Ankara, 1985, s.194.

61“Sofya Askeri Ataşesi Kurmay Yarbay Mustafa Kemal Tarafından Harbiye Neza- reti’ne Gönderilen 21 Ağustos 1914 Tarihli Rapor”, Tetik, a.g.e., s.124-125.

(24)

SONUÇ

Balkan Savaşları sona erdikten sonra Mustafa Kemal, 27 Ekim 1913 tarihinde Sofya Ataşemiliterliği’ne tayin edilmiştir. Mustafa Ke- mal, dünyanın büyük bir harbe sürüklendiği bu dönemde Türk Ge- nelkurmayınca takip edilecek politikaların belirlenmesinde önem ta- şıyan Bulgaristan hakkında edindiği askeri ve stratejik tespitlerini ak- tarmıştır.

Mustafa Kemal’in tespitlerinden, Bulgaristan’ın Balkan Savaş- ları’nın sonuçlarından son derece rahatsız ve temel amacının Bükreş Antlaşması’nın yarattığı şartları değiştirmek olduğu anlaşılmaktadır.

Bu noktada Bulgarların, iki ila beş yıl içinde ilk fırsattan istifade ede- rek İkinci Balkan Savaşı’nın yenilgisini çıkarmaya karar vermiş olduk- ları ve bundan dolayı orduda olduğu gibi hükümetin her kademe- sinde bir hazırlık içinde oldukları görülmüştür.

Bulgarlar, Balkan Savaşları’nın yarattığı yeni durumdan memnun olmadığı ve bunu ilk fırsatta değiştirmek istediğinden, Bulgaristan’ın askeri durumunun Osmanlı Devleti tarafından çok yakından takip edildiği görülmektedir. Bu çerçevede Bulgar ordusundaki Balkan Sa- vaşları’nda verilen kayıplardan, konuşlandırma ve hudut bölükle- rinde yaşanan değişikliklere, cephane, silah ve mühimmat gücünden uçak ve otomobillerine kadar çeşitli tarihlerde çeşitli bilgilerin edinil- mesine önem verilmiştir. Mustafa Kemal tarafından, kendisinden iste- nen bu bilgiler raporlar halinde aktarılarak devletin gerekli tedbirleri alması sağlanabilmiştir. Kendisinin bu raporlarında, sonraki gelişme- ler düşünüldüğünde önemli tespitlerde bulunduğu dikkati çekmekte- dir.

Mustafa Kemal’in Bulgaristan’ın askeri durumu ile ilgili tespitleri değerlendiğinde, Bulgar ordusunun yeni Bulgaristan’ın arzuladığı gayelere uygun bir yetkinlik seviyesine yükseltilerek, her yönden harbe hazır hale getirilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Balkan Savaşları’ndan sonra Bulgar ordusunda önemli mevkilerde değişiklik- lere gidildiği, yaşlarından ve yeterli olmadıklarından dolayı bir hayli

(25)

sayıda büyük ve küçük rütbeli subayın ordudan çıkarıldığı ve ordu üst komuta heyetini gençleştirmek fikrinin esas kabul edildiği görülmek- tedir. Aynı doğrultuda olarak Balkan Savaşları’nda verilen kayıplar nedeniyle mevcut ordunun açığını kapatmak için silâhaltına alınan as- ker sayısının ve askerlik müddetinin artırılmasına da gidildiği görül- mektedir. Diğer taraftan bu girişimlerden ayrı olarak Bulgar ordusu- nun cephane, silah ve mühimmat açısından güçlendirilmeye çalışıl- dığı, Almanya, Avusturya, Fransa’daki muhtelif fabrikalarla görüşüle- rek yeni siparişler verildiği gözlenmektedir. Bu bilgilerden Bulgaris- tan’ın Balkan Savaşları’nda verilen kayıpları telafi ederek ordularını yeniden bir savaş için hazırladıkları anlaşılmaktadır.

Diğer taraftan Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti için, Al- maya ile arasındaki bağlantıyı sağlayacağından dolayı Bulgaristan’ın kendi safında yer alması önem kazanmıştır. Bu çerçevede Almanya ile ittifak antlaşmasının imzalanmasının ardından Osmanlı Devleti’nin, savaşta Bulgaristan’ın kendi safında yer almasını sağlayacak girişimle- rini artırdığı görülmektedir. Bundan dolayı Sofya Ataşesi Mustafa Ke- mal tarafından, devletin politikalarına yön verecek Bulgaristan hak- kında edindiği tespitlerin ayrıntılarıyla aktarılmasına önem verilmiş- tir.

Birinci Dünya Savaşı’nın fiili olarak başlamasından sonrada Mus- tafa Kemal’in Bulgarların takip edeceği politikaya dair olan stratejik tespitleri değerlendirildiğinde, Bulgarların Osmanlı Devleti’ne dost gibi görünmelerine çok itimat edilmemesi gerektiği ve Bulgarların sa- vaşta kendi ulusal çıkarları noktasında hareket edecekleri açıkça anla- şılmaktadır. Bu noktada Bulgarların, hiç olmazsa Alman ve Fransız ordularının çarpışmalarının sonucu görülmeden Rusları gücendirme- mek, Rusların istek ve tavsiyeleri üzerine tarafsızlığı korumak azminde bulundukları görülmektedir. Bu bilgilerden anlaşılacağı üzere, Mus- tafa Kemal’in tespitlerinden Bulgarların savaşın seyrine göre, kendi ulusal menfaatlerini dikkate alarak hareket edecekleri ortaya çıkmak- tadır. Bu noktada Bulgarlara hiç güveni olmadığını belirten Mustafa Kemal, Osmanlı Devleti’nin bütün harekâtında Bulgaristan’ı hareket

(26)

etmiş görmedikçe ona karşı ihtiyat tedbirleri alınmasında müsamaha göstermenin uygun olmayacağı konusundaki uyarılarını çeşitli rapor- larında özellikle sunmuş olması dikkat çekmektedir.

Birinci Dünya Savaşı’na giriş süreci değerlendirildiğinde, Bulga- ristan’ın çekimser tavrını uzun süre sürdürerek, 1915 yılı içinde gerek Avrupa Cephesi’ndeki savaşlarda Rusların, Alman, Avusturya ve Ma- caristan orduları karşısında aldıkları yenilgi, gerekse Çanakkale Cep- hesi’nde İngiliz ve Fransızların uğradıkları başarısızlık üzerine İttifak Devletleri safında yer aldığı görülmektedir. Bu gerçek göz önüne alın- dığında, Mustafa Kemal’in daha öncesinde vurguladığı gibi, Bulgarla- rın hiç olmazsa Alman ve Fransız ordularının çarpışmalarının sonu- cunu görmeden savaşa dâhil olmayacağı yönündeki tespitleri, onun, ne kadar öngörülü bir lider olduğunu açık bir şekilde göstermektedir.

KAYNAKÇA Arşiv Belgeleri

Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Arşivi (ATASE), Ankara

Gazeteler Tasfir-i Efkâr Sabah

Kaynak Eserler ve İncelemeler

Akandere, Osman, “Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşları’nda Gös- terdiği Liderlik ve Motivasyon Stratejileri”, Atatürk Dergisi, C 5, S 3, 2007, s.79-93.

Aktepe, Münir, “Atatürk’ün Sofya Ataşeliği’ne Kadar İttihat ve Te- rakki Cemiyeti İle Olan Münasebetleri ve Bu Hususla Alakalı Bir Belge”, Belleten, C XXXVIII, S 150, Y.1974, s.263-294.

Atay, Falih Rıfkı, Çankaya, Pozitif Yayınları, İstanbul.

Aydemir, Şevket Süreyya, Tek Adam Mustafa Kemal 1881-1919, C I, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2009.

(27)

Bayur, Yusuf Hikmet, Atatürk Hayatı ve Eseri, Doğumundan Sam- sun’a Çıkışına Kadar, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1997.

Bayur, Yusuf Hikmet, Türk İnkılâbı Tarihi, C II, K. IV, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1983.

Bayur, Yusuf Hikmet, Türk İnkılâbı Tarihi, C III, K. I, Türk Tarih Kurumu Yayınevi, Ankara, 1983.

Belgelerle Mustafa Kemal Atatürk ve Türk-Bulgar İlişkileri (1913- 1938), Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayın- ları, Ankara, 2002.

Bıyıklıoğlu, Tevfik, Trakya’da Milli Mücadele, C I, Türk Tarih Ku- rumu, Ankara, 1955.

Bircan, Osman, Belge ve Fotoğraflarla Atatürk’ün Hayatı, Milli Eği- tim Basımevi, İstanbul, 1993.

Erendil, Muzaffer, Tarihte Türk-Bulgar İlişkileri, Genelkurmay Ba- sımevi, Ankara, 1976.

Eryaman, Ayşe, “Yirminci Yüzyıl Başlarında Büyük Güçlerin Balkan Politikaları”, 100. Yılında Balkan Savaşları (1912-1913): İhti- laflı Duruşlar, C.1, Mustafa Türkeş (Ed.), Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2014, s.67-88.

Kocatürk, Utkan, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1999.

Kutlu, Sacit, Milliyetçilik ve Emperyalizm Yüzyılında Balkanlar ve Osmanlı Devleti, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2007.

Okyar, Fethi, Üç Devirde Bir Adam, Yay. Haz. Cemal Kutay, Tercü- man Yayınları, İstanbul,1980.

Öksüz, Hikmet, “Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı Öncesi Balkanlar’da Yaşamış Olduğu Siyasal Süreç”, Osmanlı, C 2, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 1999, s.484-494.

Sabis, Ali İhsan, Birinci Cihan Harbi Harp Hatıralarım, C 1, Nehir Yayınları, İstanbul, 1990.

(28)

Sander, Oral, Siyasi Tarih: İlkçağlardan 1918’e, İmge Yayınları, An- kara, 1989.

Sarıkoyuncu Değerli, Esra, Mustafa Kemal Atatürk’ün Sofya Askeri Ataşeliği’nin Türk-Bulgar İlişkilerine Yansımaları (1913- 1938), Genelkurmay ATASE ve Denetleme Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2006.

Sarınay, Yusuf, “Osmanlı Devleti’nin Bulgaristan’ın Bağımsızlığını Tanıması ve Türk Bulgar İlişkilerinin Gelişmesi (1908-1914)”, Uluslararası Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk-Bulgar İlişkileri Sempozyumu, 11-13 Mayıs 2005, Eskişehir, Bildiriler Kitabı, Odun Pazarı Belediyesi Yayınları: 7, Eskişehir, 2005, s.133-137.

Tarihte Türk-Bulgar İlişkileri, Genelkurmay Askeri ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2004.

Taşkıran, Cemalettin, “1913’te Mustafa Kemal Atatürk’ün Sofya’daki Faaliyetleri ve Birinci Dünya Savaşı’nda Türk-Bulgar Askeri İlişkileri”, Askeri Tarih Bülteni, Genelkurmay Askeri ve Strate- jik Etüt Başkanlığı Yayınları, Y. 23, S.45, Ağustos 1998, s.1-8.

Tetik, Ahmet, Sofya Askeri Ataşesi Mustafa Kemal’in Raporları (Ka- sım 1913-Kasım1914), Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2007.

Turan, Ömer, “Balkan Savaşları’ndan Kurtuluş Savaşı’na Kadar Uza- nan Süreçte Türk-Bulgar İlişkileri (1912-1920)”, XX. Yüzyılın İlk Yarısında Türk-Bulgar Askeri- Siyasi İlişkileri, Genelkur- may ATASE ve Genelkurmay Denetleme Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2005, s.95-108.

Turan, Ömer, “Sofya’da Türk Askeri Ataşesi Mustafa Kemal (Ata- türk)”, Uluslararası Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk- Bulgar İlişkileri Sempozyumu, 11-13 Mayıs 2005, Eskişehir, Bildiriler Kitabı, Odun Pazarı Belediyesi Yayınları: 7, Eskişehir, 2005, s.139-144.

Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi, Osmanlı Devri Birinci Dünya Harbi İdari Faaliyetler ve Lojistik, C X, Genelkurmay Başkanlığı, An- kara, 1985.

Referanslar

Benzer Belgeler

Şehbal bu 60.sayısında Trablusgarp’daki “mücahidlerin” fotoğraf- ları arasında Mustafa Kemal’in fotoğraflarını bir kez daha adıyla bir- likte yayınlamıştı.

1 Utkan Kocatürk, Doğumundan Ölümüne Kadar Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Ata- türk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 1999, s.102. 2 Hem Hicaz’ı, hem Filistin’i

36 Genelkurmay Başkanı Orgeneral Fevzi Çakmak, Ege Manevraları ile ilgili olarak, 7 Ekim 1937 tarihli şifreli yazısında, 7 Ekim 1937’de Ankara’dan akşam trenle hareket

Mustafa Kemal Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Ali Fuat Paşa, Rauf Bey, Refet Bey ve eski İttihatçı yöneticiler Osmanlı Devleti için tesli- miyetten başka bir yol olması

Patrik İlyas’ın ardından 1932’de Süryani Patriği olan Efram Bar- savm Süryani Patrikhanesi’ni Türkiye’den Suriye’nin Humus şehrine taşımış 20 ve Süryanilerin

So the political instability which had been witnessed in Iraq after coup of Bakar Sidqi did not affect in the Iraqi-Turkish rapproche- ment, this stage witnessed the

Cumhuriyet dönemine gelindiğindeyse, modernleşme hareketle- rini her alanda görmek mümkündür. Erken Cumhuriyet dönemi, modern Türkiye’nin temellerinin atıldığı

Macar elçisi Tahy yazmış olduğu bir raporda, Cumhuriyetin ku- ruluşunun yıl dönümünün her geçen yıl yurtta daha da coşkulu kut- landığını ifade ederken Atatürk’ün