• Sonuç bulunamadı

Çocuk İstismarına Yol Açan Ailesel Nedenler ve Çocuğun Korunmasına Yönelik Önlemler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çocuk İstismarına Yol Açan Ailesel Nedenler ve Çocuğun Korunmasına Yönelik Önlemler"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Familial Causes of Child Abuse and Precautions for Child Protection

Çocuk İstismarına Yol Açan Ailesel Nedenler ve Çocuğun Korunmasına Yönelik Önlemler

DERLEME / Review

Ezgi DEMİRTÜRK SELÇUK1, Havva KARADENİZ2

ABSTRACT ÖZ

Child abuse is all of the behaviors directed to the child by the mot- her, father or carers, which are incompatible with the ethical rules adopted by the society and that affect the growth and development of the child. As a result, children are damaged physically, mentally, sexually and socially and their health and safety could be imperiled.

Child abuse is the most difficult type of trauma to be diagnosed and treated due to the fact that it is reproducible, it is usually applied to the child by their closest and has a negative impact on the child in the later years of his life. Family history of childhood abuse, dispu- tes among spouses, alcohol or substance abuse of the parent, negati- ve life events, single parent, poor health of the parent, low education level, low income level lead to that parents to abuse their children.

From this point of view, the aim of this review is to reveal the risk factors associated with parents in the abuse that children are expo- sed to, and to draw attention to the issue of community and health professionals about the solutions to prevent.

Çocuk istismarı anne, baba ya da bakıcılar tarafından çocuğa yö- neltilen, toplumun benimsediği ahlak kuralları ile bağdaşmayan, çocuğun büyüme ve gelişmesini etkileyen davranışların tümüdür.

Bunun sonucunda çocuklar fiziksel, ruhsal, cinsel ve sosyal açıdan zarar görmekte, sağlık ve güvenlikleri tehlikeye girebilmektedir. Ço- cuk istismarı, tekrarlanabilir olması, genellikle çocuğa en yakınları tarafından uygulanıyor olması ve çocuk üzerinde hayatının ilerleyen yıllarında olumsuz etki yaratması nedeniyle tanı konulması ve teda- vi edilmesi en zor travma türüdür. Ailelerin çocukluk dönemindeki istismar öyküsü, eşler arası anlaşmazlıklar, ebeveynin alkol ya da madde kullanması, olumsuz yaşam olayları, tek ebeveyn olma, ebe- veynin sağlık durumunun kötü olması, düşük eğitim seviyesi, düşük gelir düzeyi ebeveynlerin çocuklarını istismar etmelerine yol açmak- tadır. Bu bakış açısından hareketle bu derlemenin amacı, çocukların maruz kaldıkları istismarda ebeveynlerle ilişkili risk faktörlerinin ortaya konulması, istismarı önlemeye yönelik çözüm önerileri hak- kında toplum ve sağlık çalışanlarının konuya dikkatinin çekilmesidir.

Keywords: Child abuse, family Anahtar Kelimeler: Çocuk istismarı, aile

1. Hemşire, Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

E-posta Adresi: demirturkezgi@gmail.com ORCID ID: 0000-0002-3101-710X

2. Dr. Öğr. Üyesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sağlık Bilim- leri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü

E-posta adresi: hkmumcu@yahoo.com ORCID ID:0000-0001-7482-7789

Gönderim Tarihi:23.01.2017 - Kabul Tarihi: 16.01.2019

GİRİŞ

Çocuk istismarının algısal ve kültürel farklılıklar, uygulanan farklı disiplin yöntemlerinden kaynak- lanan sorunlar nedeniyle birçok tanımı bulunmak- tadır. Çocuk istismarı, genel olarak 0-18 yaş gru- bundaki çocukların bakımından sorumlu olan kişi veya kişiler tarafından kaza dışı, zarar verici olan ve önlenebilir davranışlara maruz kalmasıdır (1).

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) tanımına göre, çocuk istismarı veya çocuğa karşı kötü muamele;

“sorumluluk, güven ve yetenek ile ilgili genel du- rumunda çocuğun sağlığına, yaşamına, gelişimi-

ne ve değerine zarar verebilen, fiziksel ve/ veya emosyonel kötü davranışı, cinsel istismarı, ihma- li, her türlü ticari çıkar için çocuğun kullanılması- nı içeren her türlü davranışlardır” (2).

1. Çocuk İstismarının Tipleri ve Çocukta Görülen Davranışlar

Çocuğa yönelik istismar dört başlık altında ince- lenebilir (3):

- Fiziksel istismar - Cinsel istismar

- Duygusal (Emosyonel) istismar - İhmal

1.1. Fiziksel istismar: Kaza sonucu olmayan, ço- cukta fiziksel bir hasara, yaralanmaya neden olan hatta ölüm ile sonuçlanabilen çocuğa bakmakla yükümlü kişiler tarafından uygulanan davranış- lardır. Bu davranışlar; çocuğu tekmelemek, yak-

(2)

mak, ısırmak, sarsmak, bir cisimle vurmak, boğ- maya çalışmak gibi durumlardır. Bu durum, ço- cuğun fiziksel bütünlüğünün bozulmasına neden olabilir (4). İstismar sonucunda çürükler, kırık kemik, yumruk izi, şişlikler, eksik ve koparılmış saç, sigara yanığı, ısırık izi, yaraların ve kırıkla- rın farklı iyileşme düzeyinde olması, yaralanma biçimlerinin aile ve çocuk tarafından mantıksal bir biçimde açıklanamaması sık karşılaşılan belir- tilerdir (5). Fiziksel istismara uğrayan çocukların duygusal ve davranışsal sorunlar yaşadığı, ileti- şim kurmada zorlanma, yeme bozuklukları, çe- kingenlik, intihar olasılığının arttığı, depresyon, anksiyete bozukluğu, alkol, madde kullanımı, ço- cuk suçluluğu ve akademik başarıda düşme gibi davranış problemleri görülebilmektedir (6).

1.2. Cinsel istismar: Çocuğun kendisinden en az altı yaş büyük bir kişi tarafından cinsel doyum için zorla veya ikna edilerek kullanılması ya da başkasının bu amaçla çocuğu kullanmasına izin verilmesidir. Cinsel istismarın çocuk üzerinde;

sarsıntılı tacize bağlı cinsel uyarılma, ihanet duy- gusu, damgalanmak, zedelenmiş cinsellik ve aciz- lik gibi çok yönlü etkileri bulunmaktadır (7). İs- tismara sadece kız çocuklar değil erkek çocuklar da maruz kalmaktadır. DSÖ ve Ankara Üniversi- tesi’nin hazırladığı “Türkiye’de Üniversite Öğ- rencilerinde Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşam De- neyimleri Araştırması Raporu’na göre; erkeklerin

%8.7’si, kadınların %7.2’si çocukluklarında cin- sel tacize maruz kaldıklarını belirtmişlerdir (8).

Cinsel istismara uğrayan çocuklarda; konsant- rasyon bozuklukları, kararsızlık, değersizlik, yo- ğun suçluluk duygusu, yakınlarından uzaklaşma, kendine zarar verici davranışlar, intihar girişimi veya düşüncesi, ilgi azlığı, değersizlik duygusu, tedirginlik, yorgunluk, aşırı uyku ya da uykusuz- luk, gelecek hakkında olumsuz düşüncelere sahip olma, düşük benlik saygısı, cinsel konularda tuhaf düşüncelere sahip olma, yetişkinlere fazla güven- meme ve içe kapanıklık gibi birçok olumsuz ve yıkıcı davranışlar gözlenmektedir (9). İstismarın neden olduğu utanç, suçluluk gibi tepkilerden do- layı cinsel istismar çoğu kez gizli kalmakta ve sır olarak saklandığı için de gerçek istatistiksel veri- lere ulaşmak zor olmaktadır.

1.3. Duygusal istismar: UNICEF tarafından;

“çocuğun nitelik, kapasite ve arzularının sürekli olarak kötülenmesi, sosyal ilişkiden yoksun bıra- kılması, çocuğun sürekli olarak insanüstü güçler- le, sosyal açıdan ağır zararlar verme ya da terk etme ile tehdit edilmesi, yaşına ve gücüne uygun olmayan isteklerde bulunulması ve çocuğun top- luma aykırı düşen çocuk bakım ve yöntemleri ile yetiştirilmesi” şeklinde tanımlanmaktadır (10).

Beş farklı ülkede yapılan bir çalışmada “çocuğa bağırmanın en sık görülen duygusal istismar biçi- mi olduğu saptanmıştır. Çocuğun fiziksel olarak cezalandırılması, korkutulması, tehdit edilmesi, aşağılanması, reddedilmesi, sevilmemesi, küçük yaşta çalıştırılması gibi faktörler duygusal istis- mara yol açmaktadır. Duygusal istismar sonucun- da çocukta uyku bozuklukları, sallanma, parmak emme, oyun oynamada tutukluk gibi nevrotik problemler, yaşından büyük ya da küçük davranış gösterme ve gelişimsel gecikmeler görülebilmek- tedir (11) .

1.4. İhmal: İhmal; çocuğun beslenme, giyinme, temizlenme ve korunma gibi bedensel ihtiyaçla- rının (fiziksel ihmal) yanı sıra sevilme, şefkat ve ilgi görme gibi duygusal ihtiyaçlarının (duygusal ihmal) yeterince karşılanmadığı durumlarda orta- ya çıkan bir olgudur. İstismardan farkı yetişkinin çocuğun bakımında pasif kalmasıdır (12).

2. Çocuk İstismarında Rol Oynayan Ailesel Nedenler

Aile; akrabalık bağlarıyla birbirlerine bağlan- mış, yetişkin insanların çocukların bakımından sorumlu olduğu en küçük toplum birimidir. Aile evrenseldir, bireyin biyolojik, psikolojik ve sos- yal gereksinimlerini yerine getirmekle yükümlü- dür. Bu gereksinimler; korunma ve barınma, sev- me-sevilme, kendini gerçekleştirme, ait olma, sta- tü edinme, çocukların bakımı ve eğitimi, güven, toplumsal töreler, bilgi, mal ve mülkün kuşaklara aktarılması gibi ihtiyaçlardır (13).

Çocukların en güvenli olacakları yer ailelerinin yanı olmasına karşın aynı zamanda istismar olgu- larında en çok risk altında oldukları yer de aile- leridir. İstismarda bulunan ailelerin başlıca özel-

(3)

likleri; eşler arası anlaşmazlıkların olması, ebe- veynlerin alkol ya da madde kullanması, çocuk ile ilgili beklentiler içinde olma, parçalanmış aile yapısının olması, ebeveynlerin sağlık durumları- nın kötü olması, geniş aileye sahip olma ve eğitim seviyesidir (14,15). Aileler düşük gelir seviyesine sahipseler daha fazla çalışacaklar ve çocuklarıy- la daha az ilgilenecekler, bunun sonucunda ço- cuklarını istismar ve ihmal edeceklerdir. Aileler üzerinde yapılan çalışmalara bakıldığında; Rod- riguez’in 2010 yılında Carolina Üniversitesi’nde yaptığı araştırmada stres seviyesinin yüksek oldu- ğu ailelerde, ebeveynlerin çocuklarına karşı otori- ter tutum sergiledikleri ve bu tutuma bağlı olarak çocuk istismarı riskinin arttığı saptanmıştır (16).

Ankara’da 2010’da yapılan bir araştırmada aile içerisinde eşler arasındaki anlaşmazlık sebebiyle ebeveynlerin, çocuklarına fiziksel ve duygusal is- tismar uyguladıkları belirlenmiştir (17). Ebevey- nler, çocukların gelişiminde en etkili role sahip olduklarından, çocuğun gelişimini olumlu yönde etkileyebilmeleri için öncelikle kendi gelişimleri- ni sağlıklı bir şekilde tamamlamaları gerekmek- tedir. Kendi çocukluk yaşantılarında istismara maruz kalan ebeveynlerin kişisel özelliklerine bakıldığında, çocuklarına karşı sabırsız ve öfkeli davranışlar sergiledikleri görülmektedir. Ebevey- nlerin kendi çocukluk dönemlerinde aşırı stres içinde, katı ve cezalandırıcı bir disiplin anlayışın- da ve çocuk gelişimi konusunda yetersiz bilgiye sahip bir ailede büyümesi durumunda benzer dav- ranışları sergilemesine neden olabilmektedir (16).

Sosyal Öğrenme Teorisi’ne göre, çocukluğunda anne-babasından kötü muamele gören bireylerin kendilerinden daha güçsüz olan çocuklarına sal- dırma, dayak atma ve tek başlarına bırakarak on- ları ihmal etme davranışları gösterdiği bilinmek- tedir (18). İstismarda bulunan ebeveynlerin bir başka özelliği de genç anne-baba olmalarından kaynaklı olarak ortaya çıkan bazı davranışlardır.

Yeni çocuk sahibi olmuş deneyimsiz ebeveynler çocuklarının ihtiyaçlarını anlayamama, duygusal- lıktan uzak olma ya da tahammül edememe gibi durumlar gibi hazırlayıcı sebepler nedeniyle istis- mara yol açabilmektedir (14,19).

Ailelerin çocuk sahibi olmalarının nedeni kendi- lerini sevecek birinin olması isteği olabilir. Ço- cuklarından büyük beklentileri vardır. Çocuklar,

ebeveynlerin isteklerini karşılayamadığı durumda ebeveynler fiziksel ceza uygulayarak, çocukları istedikleri gibi davranmaya zorlayabilirler. Bu tutumun genelde, annelerin olgunlaşmamış, ego gelişimini tamamlamamış ve paranoid tutum için- de olan bireyler, babaların ise; içe dönük, düşük düzeyde istekleri ve yaşam arzusu olan bireyler- de olduğu bildirilmektedir (20). Çocuğa istismar uygulayan ebeveynlerin benmerkezci olmaları, sadece kendi haz ve mutluluklarını düşünmeleri, sorumluluklarını yerine getirmemeleri gibi ortak kişilik özelliklerinin olduğu belirtilmektedir (21).

Ebeveynlerin çocuklarını terbiye etme gerekçe- siyle bilinçli ya da bilinçsiz olarak çocuklara za- rar vermeleri, çocukların fiziksel, ruhsal, zihinsel ve toplumsal gelişimlerini olumsuz yönde etkile- yebilmektedir (22). Akduman (2010), annelerin çocuklarını disipline etme davranışlarını belirle- mek ve bunu çocuk istismarı açısından değerlen- dirmek amacıyla bir çalışma yapmıştır. Bu araştır- mada annelerin çocuklarının olumlu davranışları- nı arttırmak, olumsuz davranışlarını azaltmak için hem sözel hem de fiziksel ceza uygulamalarına başvurdukları belirtilmektedir (23).

3. Çocuk İstismarını Önlemeye Yönelik Önlemler

Devlet tarafından sağlanan koruyucu hizmetler ve aile destek programları koruyucu önlemlerdir.

Yapılan araştırmalar çocuk ve ebeveyn arasındaki güvenli bağlanma sayesinde, ebeveynin çocuğa karşı duyarlılığının arttığı ve çocuğun davranış problemlerinin azalarak istismarın da azaldığını göstermektedir (24).

T.C. Anayasası’nın ‘Ailenin Korunması’ başlıklı 41. maddesinde, ailenin Türk toplumunun temeli olduğu, Devletin ailenin huzuru ve refahı ile özel- likle anne ve çocukların korunması için gerekli önlemleri alacağı, teşkilatı kuracağı hususu vur- gulanmaktadır. Her çocuğun korunma ve bakım- dan yararlanma, yararına aykırı olmadıkça anne ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahip olduğu ve Devletin her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koru- yucu tedbirler alacağı belirtilmektedir (25). Ço- cukları istismardan korumada birincil (primer), ikincil (sekonder) ve üçüncül (tersiyer) koruma

(4)

olmak üzere 3 düzeyden söz edilebilir. Birincil koruma istismarın gerçekleşmesini önlemeye yö- nelik tedbirleri, ikincil koruma erken tanı ve teda- viyi, üçüncül koruma ise istismara maruz kalmış çocuğun rehabilitasyon sürecini kapsamaktadır.

3.1. Birincil koruma: İstismar gerçekleşmeden önlenmesine yönelik toplumsal farkındalığı art- tırmaya yönelik çalışmalardır. Bu çalışmalar;

- Çocuk haklarının ulusal yasalarca uygulanması, - Toplumun bilinçlendirilmesi, ev ziyaretleri ile eğitim yapılması,

- Ebeveynlerin, çocuğun bakımı ile ilgilenen ki- şilerin, sağlık profesyonellerinin, öğretmenlerin, kreş, yurt ve eğitim kurumlarında görevli diğer kişilerin istismar konusunda eğitim almaları, - Sağlık bakımının arttırılması,

- Aile planlaması ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi,

- İstismar açısından riskli grupların belirlenmesi ve koruyucu hizmetlerin sağlanmasıdır (26).

3.2. İkincil koruma: Erken tanı tedavi, bakım ve izlem çalışmalarını içerir. Erken tanı ve tedavi is- tismarın çocuğun bedensel, sosyal ve psikolojik gelişimi üzerine olumsuz etkilerini azaltmaktadır.

İstismar şüphesi düşünülen olguda ayrıntılı şe- kilde anamnez alınması, çocuk ve aile ilişkisinin gözlemlenmesi, çocuğun muayenesinin ayrıntılı şekilde yapılması, olayın nasıl olduğunun öğre- nilmesi erken tanı konulmasını sağlayabilir. Has- tane başvurularında tespit edilemeyen istismar olgularının %30-50’si tekrarlayan travmalara ma- ruz kalmakta ve %5-10’u tekrarlayan travma son- rası kaybedilmektedir. Erken tanı için tüm sağlık çalışanlarının farkındalığını arttıracak eğitimler düzenlenmeli, çocuk istismarının tanı ve tedavi- sinde etik, ahlaki ve yasal yükümlülükleri olan hekimlerin çocuk istismarının bulgu ve belirtile- rini çok iyi bilmeleri gerekmektedir. Herhangi bir nedenle hastaneye başvuran çocuklar istismar açı- sından değerlendirilmeli, şüpheli durumlarda ço- cuk zarar görmeden ilgili birimlere bildirilmelidir (21). İstismara uğrayan çocuk, yaşadığı olayı bir yabancıya anlatmaya çekinebilir, utanç duyabilir.

Çocuğun cinsel istismara uğrayıp uğramadığını anlamak için çocuğun cinsel içerikli davranışları gözlemlenebilir. Bu dönemde, çocuğun duyguları

ile ilgili olarak iyi-kötü ya da haklı-haksız şeklin- de yargılarda bulunulmamalıdır. Çocuğun yaşadı- ğı gerilimi belirlemek amacıyla, duygularını ‘üz- günüm’, ‘kötüyüm’, ‘çok kötüyüm’ şeklinde de- recelendirmesi istenebilir. Bu dönemde çocuğun yaşadığı utanç gibi duyguların üzerinde durulmalı ve istismarın sorumlusunun kendisi olmadığı an- latılmaya çalışılmalıdır (27,28).

3.3.Üçüncül koruma: İstismarın meydana gel- mesinden sonra zararı azaltmaya yönelik, tek- rarlanmasını engelleyici ve çocukta olan etkileri iyileştirme ve rehabilitasyon çalışmalarını kapsar.

İstismar tıbbi, hukuki, toplumsal ve bireysel bo- yutu olan çocuk ve ailesi için zor bir süreç olup, travmanın en az zararla atlatılması, ailenin ve ço- cuğun mahremiyetinin korunması ve istismarcı ile çocuğun ilişkisinin kesilmesi gerekmektedir.

İstismara uğrayan çocuğa psikolojik destek veril- meli ve travmayı atlatmasına yardımcı olunmalı- dır. Çocuğun duygu ve düşüncelerinin davranış- larına yansıyan etkisi izlenmelidir. Çocuğun istis- mara karşı gösterdiği tepkiyi anlamaya çalışmalı, bu duruma karşı geliştirdiği baş etme mekanizma- larını belirlemeli, çocuğun düşüncelerini ve hisle- rini ifade etmesi sağlanmalıdır. İstismara maruz kalan çocuk ve istismar uygulayanın da rehabilite edilmesi gerekmektedir (29,30).

4. Çocuk İstismarının Önlenmesinde Halk Sağlığı Hemşiresinin Rolü

Çocuk istismarının önlenmesi veya sonuçlarının hafifletilmesinde sağlık çalışanlarına yasal yü- kümlülüklerden ziyade vicdani olarak da büyük sorumluluklar düşmektedir. İstismara maruz kalan çocuklar için ortak özellik gösteren, erken uyarı belirtilerini gözlemlemede halk sağlığı hemşiresi önemli role sahiptir. Herhangi bir sebeple sağlık kurumuna başvuran hastalarda; mevcut durumun doğru tanılanması, şüphelerin kanıtlanması ve dikkatli öykü alınması önemlidir. Sağlık çalışanı, hastayı kaybetme kaygısı, mahkemeye gitme kor- kusu, istismar tanı ve tedavisindeki yetersizlikler nedeniyle istismar raporu hazırlarken huzursuz- luk yaşamaktadır (31). Yasalarımıza göre, “göre- vini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına karşın, durumu yetkili makamlara bildirmeyen ya da bu hususta gecikme

(5)

gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü yer almak- tadır (32). Sağlık çalışanlarının bireyi ve toplumu direkt etkileyen bu konuda daha şüpheci gerek- mektedir.

Hemşireler özellikle birinci basamakta görev alan aile sağlığı çalışanları, çocuk izlemlerinde çocuk- la ilk karşılaşan, ailesi ve bakımıyla ilgilenen kişi- lerle ilk iletişime giren, tedavi ve bakım sırasında çocukla ilk temas kuran kişilerdir. Bu nedenle, istismar şüphesi olan olgularda hemşireler duyar- lı davranmalı, istismarı tanılama, değerlendirme ve tedavi aşamalarında hekimle birlikte işbirliği yapmalıdır (33).

Anneler, gebelik sürecinde ilk olarak aile sağlığı merkezlerine başvurmakta ve gebelik takibini ora- da gerçekleştirmektedir. Bu aşamada hemşireler;

istenmeyen gebelik, evlilik dışı doğum, ebevey- nlerden birinin ruh sağlığının bozuk olması gibi özellikler bakımından aileleri değerlendirilebilir ve bu durumlara yönelik uygun girişimler planla- yabilir (18,34). Hemşireler çocukların büyüme ve gelişme dönemlerini iyi bilmeli, iyi bir gözlemci olarak çocuk istismarındaki bulgu ve semptomla- rı tanıyabilmelidir. Mevcut istismar vakasını iyi değerlendirmeli, istismar edilen çocuğun tepkile- rini gözlemlemeli ve kesin tanıya sağlık ekibiyle birlikte karar verdikten sonra, olayın bildirimi- ni yapmalıdır (35). Hemşireler koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında eğitim ve danışmanlık yapmalıdır. Ev ziyaretlerinde aileleri riskler yö- nünden değerlendirmeli, sorunları belirlemeli ve çözümünde destek olmalıdırlar (18). Hemşireler, istismar riski bulunan aileleri tanıyabilmelidirler.

Bu aileleri anne-bebek bağını geliştirmeye yöne- lik olarak bebeğe dokunmaya, bakım vermeye cesaretlendirmeli, çocuk yetiştirme ve disiplin uygulamalarını öğretmeli, çocukların gelişim dö- nemlerine göre büyüme ve gelişmeleri hakkında ebeveynleri bilgilendirmeli, ebeveynlerin sosyal destek sistemlerini, yalnızlık durumlarını ve ruh- sal sorunlarını değerlendirmelidirler (34).

SONUÇ

Çocuk istismarına yol açabilecek ailesel nedenle- rin kontrolü ya da ortadan kaldırılması için, ulusal

sağlık politikaları kapsamında toplumsal farkın- dalık çalışmaları yapılmalıdır. Çocuk istismarı bakımından risk taşıyan aileler birinci basamak kurumlarında görev yapan sağlık profesyonelleri tarafından tanılanabilmeli ve sık izlenmelidirler.

Çocuk istismarının önlenmesi ve çözümü aşama- larında multi-disipliner bir yaklaşımla sağlık çalı- şanları birlikte çalışılmalıdır. Halk sağlığı hemşi- releri, çocuk istismarına neden olabilecek ailesel risk faktörlerini bilmeli, bu faktörler yönünden risk taşıyan aileleri sık izlemeli, istismara uğrayan çocuktaki bulgu ve semptomları tanıyabilmeli ve kesin olduğu düşünülen vakalar, adli makamlara bildirmelidirler.

KAYNAKLAR

1. Acehan S, Bilen A, Ay MO, Gülen M, Avcı A, İçme F. Ço- cuk istismarı ve ihmalinin değerlendirilmesi. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi 2013;22(4):591-614.

2. World Health Organization (WHO). Erişim Adresi: htt- ps://www.who.int/. Erişim Tarihi: 7.07.2019.

3. Taş A. Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin çocuk ihmal ve istismarı hakkındaki bilgi düzeylerinin incelenmesi. Yük- sek Lisans Tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bi- limler Enstitüsü Sosyal Hizmet Anabilim Dalı, 2017.

4. Definitions of child abuse and neglect. (2016). Child Wel- fare İnformation Cateway, Children’s Bureau. Erişim Tari- hi:08.07.2019, https://www.childwelfare.gov/topics/can.

5. Ayan S. Aile ve Şiddet: Aile İçinde Çocuğa Yönelik Şiddet.

Ankara: Ütopya Yayınevi. 2010.

6. Sugaya L, Hasin DS, Olfson M, Lin KH, Grant BF, Blanco C. Child physical abuse and adult mental health: a national study. Journal of Traumatic Stress 2012;25(4):384-92.

7. Yıldırım Doğru SS, Durmuşoğlu Saltalı N, Konuk Er R.

Budak O. Çocuk Hakları ve Koruma: Aile Refahı ve Koruma (Ed. S. Yıldırım Doğru). Ankara, Eğiten Kitap, 2014.

8. Çocuk istismarına yönelik rapor, (2016). Erişim Ta- rihi:13.07.2019, http://imdat.org/wp-content/uploa- ds/2016/05/%c3%87ocuk-%c4%b0st%c4%b0smarına-y%- c3%96nel %c4%b0k-rapor.pdf.

9. Bayraktar S. İnsanlığın Kanayan Yarası Çocuk İstismarı ve İhmali. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri 2015:38-39.

10. Dağlı T, İnanıcı MA. UNICEF Türkiye Ülke Ofisi. İhmal ve İstismara Uğrayan Çocuğa Bütüncül Yaklaşım. Hastane Temelli Çocuk Koruma Merkezleri İçin Başvuru Kitabı. An- kara: Fersa Ofset Matbaacılık, 2011.

11. Şimşek S, Cenkseven Önder F. Ergenlerde davranış problemlerinin, anne-babadan ve öğretmenlerden algılanan

(6)

duygusal istismar açısından incelenmesi. İlköğretim Online 2011;10(3):1124-37.

12. Öztürk M. Çocuk hakları açısından çocuk ihmali ve istis- marı. 1. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi, İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları 2011.

13. Taner Y, Gökler B. Çocuk istismarı ve ihmali: psikiyatrik yönleri. Hacettepe Tıp Dergisi 2004;35:82-86.

14. Fergusson DM, McLeod GF, Horwood LJ. Childhood sexual abuse and adult developmental outcomes: Findings from a 30-year longitudinal study in New Zealand. Child Abuse Neglect, 2013;37(9):664-74.

15. Thornberry TP, Matsuda M, Greenman SJ, Augustyn MB, Henry KL, Smith CA at al. Adolescent risk factors for child maltreatment. Child Abuse and Neglect, 2013:38;706-22.

16. Rodriguez C. Personal contextual characteristics and cognitions predicting child abuse potential and disciplinary style. Journal of Interpersonal Violence 2010;25(2):315-35.

17. Keser N, Odabaşı E, Elibüyük S. Ana- babaların çocuk istismarı ve ihmali konusundaki bilgi düzeylerinin incelen- mesi. Türkiye Çocuk Hastalıkları Dergisi 2010;4(2):150-7.

18. Dubowitz H, Lane WG. Abused and neglected children.

In: Kliegman RG, Stanton BF, St. Geme JW, Schor NF, Beh- rman RE (Eds). Nelson Textbook of Pediatrics, 19th ed. Phi- ladephia, Elsevier Saunders 2011:135-147.

19. Davies EA, Jones AC. Risk factors in child sexual abuse.

Journal of Forensic and Legal Medicine 2013;20(3):146-50.

20. Özgentürk İ. Çocuk istismarı ve ihmal. International Journal of Human Sciences 2014;11(2): 265-78.

21. Gürhan N. Her Yönüyle Çocuk İstismarı ve İhmali. 1.

Baskı Nobel Tıp Kitabevi, Ankara, 2015.

22. Lök N, Başoğul C, Öncel S. Aile içi şiddetin çocuk üze- rindeki etkileri ve psikososyal desteğin önemi. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 2016;8(2):155-161.

23. Akduman GG. Okul öncesi dönem çocuğu olan annelerin uyguladıkları disiplin yöntemlerinin çocuk istismarı açısın- dan değerlendirilmesi. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eği- tim Fakültesi Dergisi 2010;27:38-49.

24. Cyr C, Michel G, Dumains M. Child maltreatment as a

global phenomenon: from trauma to prevention. Internatio- nal Journal of Psychology 2013;48(2):141-148.

25. Akyüz E. Çocuk Hukukunun Gelişimi ve Çocuk Koru- ma Sisteminin Değerlendirilmesi. I. Türkiye Çocuk Hakları Kongresi Yetişkin Bildirileri Kitabı-2, İstanbul, Çocuk Vakfı Yayınları 2011:17-42.

26. Yalçın N. Türkiye’de çocuk istismarı ve çözüm önerileri.

Yüksek Lisans Projesi. İstanbul: Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İşletme Yönetimi Anabilim Dalı, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi Bilim Dalı, 2011.

27. Acehan S, Bilen A, Ay MO, Gülen M, Avcı A, İçme F. Ço- cuk istismarı ve ihmalinin değerlendirilmesi. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi 2013;22(4):591614.

28. Keskin G, Çam O. Çocuk cinsel istismarına psikodinamik hemşirelik yaklaşımı. Yeni Symposium 2005;43:118-125.

29. Bilgiç H. Denizli il merkezindeki aile sağlığı merkezlerin- de görev yapan ebe ve hemşirelerin çocuk istismarı ve ihmali konusundaki deneyimleri, bilgi ve farkındalık düzeyleri. Uz- manlık Tezi. Denizli: Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi 2015.

30. Oral ÜK, Engin P, Büyükyazıcı Z. Türkiye’de çocuk istis- marı ve aile içi şiddet araştırması özet raporu. 2010:18-40.

31. Zeyfeoğlu Y, Uluçay T, Yavuz MS, Aşırdizer M. Adli tıbbi uygulamalarda hatalı tanımlama, yanlış karar. Ulus Travma Acil Cerrahi Dergisi, 2010;16:185-8.

32. Bülbül S, Özçalık A, S. Özdoğan S. Bir olgu nedeniyle adli tıbbi uygulamalarda gecikmenin hekimlere getirdiği hu- kuki sorunların irdelenmesi. Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fa- kültesi Dergisi 2012;14(2):49-52.

33. Güney S. Aile Hekimliğinde yeni gelişmeler ve anne çocuk sağlığı üzerine etkileri. 1. Sosyal Pediatri Kongresi, 2010. 13-16 Ekim, Kuşadası.

34. Geçkil E. Çocuklarda fiziksel istismar ve hemşirelik yak- laşımı. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2017;6(1):129-39.

35. Lee P, Fraser JA, Chou HF. Nurse reporting of known and suspected child abuse and neglect cases in Taiwan. Ka- ohsiung Journal of Medical Sciences 2007;23(3):128-137.

Referanslar

Benzer Belgeler

İstismar; bakım veren kişinin (ebeveyn, bakıcı, öğretmen, çocukla ilgilenen yakın akrabalar gibi), çocukları tekrarlayıcı biçimde azarlaması ve şiddet kullanarak

İkinci bölüm ise daha önce çocuk ihmali ve istismarı hakkında eğitim alma, çocuk ihmali ve istismarı konusunda bilgilenme gereksinimi duyma, çocuk ihmal ve

Ayrıca araştırmada bir işte çalıştırılan mülteci çocukların pek çok fiziksel, psikolojik ve sosyal problemler yaşadığı görülmüştür.Bu açıdan bu madde

Çocuğun fiziksel, duygusal, zihinsel veya cinsel gelişimi engelleyen, beden veya.. ruh sağlığına zarar veren

çocuklarda sözcük bulma güçlüğü ile kendini gösteren sesbilgisel bilgiyi hatırlamadaki sorunlar çocuklardan bir dizi harf, sayı, renk ve tanıdık nesneleri vb. hızlı

toplumsal kurallara ve uzman kişilere göre uygunsuz/hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun sağlığını, fiziksel ve psiko-sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen

• Çocuğun; dayak atma, yakma, ısırma, sarsma, haşlanma gibi olaylar sonucunda kaza dışı her türlü yaralanmasıdır.. • Anne baba, öğretmen, bakıcı gibi çocuğa bakıp

çocuğun zorlama ya da ikna ile cinsel haz amacı güden aktivitelere maruz bırakılması durumunda da cinsel istismar olarak ele alınır. Arada yaş farkı, akranlar arasında