• Sonuç bulunamadı

1960-1974 Kıbrıs'ta Yaşanan Canlı Hatıralar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1960-1974 Kıbrıs'ta Yaşanan Canlı Hatıralar"

Copied!
35
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KKTC

YAKIN DOÖU ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI

BÖLÜMÜ

''"~\

Z LIBRARY ~

,;,·.., t;,-

·~~?:. c,-ı//

~, 6 , 1 ...• ,,.e;O·y.

,;_~-=~:~~.-.-.~:~/;.,··'

1960-1974 Kıbrıs'ta Yaşanan Canlı Hatıralar

~.

MEZUNİYET ÇALIŞMASI YAŞARAKMEN

Danışman

Doç.Dr. Bülent Yorulmaz . 2001 Lefkoşa

(2)

İÇİNDEKİLER

I. ÖNSÖZ Sayfa

II.GİRİŞ l

ID.METİNLER 2-3-4

A. 1960-1963 Yıllarma ait canlı anılar

Aysun Cambaz 5-6

Benice Akmen 7

Mustafa Şenavacı 8-9

Salih Oymanoğlu_____ 10

B. 1963-1974 Yıllarına ait canlı anılar

Ahmet Cemal 11

Gülay Ramadan 12-13-14

Kemal Adıgüzel 15

Mehmet İzzet 16

c. I974~....~ ılımı ait canlı anılar

:ı.~·-,ı.

Ahmet Binbaşı 17

Cemile Özkoraltay 18-19

Pembe Kavalcı 20-21

Zehra Demir J22

D. 1975 yılına ait canlı anılar

İsmet Karabacak 23

IV. Fotoğraflar 24-25

V. İndeks 26-27

',,p~ tP \\

LI ·:::ı

;,: RV )-<

,9.,,,

·~ ve <"-~

~;!-H'lso":f/

jJ

~-....::.~:~::::::::;:-::::.:::::.,:·~··

(3)

ÖN SÖZ

Bu tez çalışması 1955-1974 Arası İnsanların Başından Geçen Kıbrıs Olaylarına Ait Anılar adım taşır ve Yakın Doğu Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde 2000-2001 eğitim Öğretim Yılında hazırlanmıştır. Özellikle 1955 Yılında sonra başlayan 1964'te şiddetlenen ve 1974'te Türk ordusunun Barış Harekatı ile sonuçlanan süreçte Kıbrıs türkleri pek çok acılar çekmiştir. Bugünlere ait .canlı anılar halk arasında dolaşmaktadır. Bunlardan tespit edebildiklerimizinbir kaç tenesi bu tezde bir araya getirilmiştir. Tezimizin giriş bölümünde 1955-1974 yıllarında meydana gelen tarihsel olaylardan söz edilmiştir. 1955-1974 olaylarım yaşayanların anılan girişten sonraki bölü:lltde sıralanmıştır. Tezin son bölümünde de anılarda adı

.,...••.

geçen kişi ve yer isimleriiçin dizin hazırlanmıştır.

Mezuniyet tezi olarak 1955-1974 Yılları Arasında Kıbrıs Türklerinin

(f;

Yaşadıkları Olaylar konusunda bir çalışma yaptığım için danışmanım sayın Doç. Dr.

Bülent Yorulmaz' a teşekkür ederim.

Yaşar Akmen

Lefkoşa Haziran 2001

(4)

GİRİŞ

Kıbrıs adası 1571'de Osmanlı imparatorluğu. tarafından fethedildi. Ada'da Osmanlı egemenliği 300 yıl kadar sürdü. Osmahlar adadaki halkın her türlü özgürlüğünü, can güvenliğini ve din hürriyetlerini sağladı. Osmanlı yönetimi adadaki Rumları toprak üzerinde mülkiyet ve miras haklarını verdi. Ama ada Rumları bu kadar iyi niyet gösteren yönetimi yıkmak için 1821 yunan isyanından sonra da faaliyetlere başladı. Daha sonra da İngiltere ve Osmanlı Devletleri arasında imzalanan 1878 tarihli

"Kıbrıs Sözleşmesi" ile ada Osmanlılara kalmak şartıyla İngilizlerce yönetilmesi kararalaştınldı. İngiltere'nin amacı savaş zamanlarında lojistik destek için adayı askeri üst olarak kullanmaktadır. 1. Dünya Savaşı başlayınca 1914'de İngiltere Kıbrıs adasını topraklarına ihlak etti. Burasını İngiltere'nin bir sömürgesi olarak ilan etti. Daha sonra Türkiye İngiltere'nin bu tek yanlı kararını onayladı. (Lozan ant. ) böylece 1925'de Kıbrıs İngitlere tahtına bağh\ir sömürge oldu.

'·""'·· '--

Rumlar adanın Yunanistan'a devredileceğininümidi ile İngilizleridesteklediler.

1947'de İngilizler ada halkına ada yönetiminde daha fazla h~ vermek istedi. Fakat Rumlar ENOSİS (Yunanistana ihlak) hayali ile bu telkifleri reddettiler.

1955 yılında General Grivas (Kıbrıs asıllı) adlı bir Kıbrıs mücadelesi ulusal örgütü (EOKA)'nü kurar ve bu örgüt 1 Nisan 1955'den itibaren silahlı tedhiş eylemlerine başlar. EOKA örgütü mücadelesini önce İngilizlere karşı yaparmış gibi tavır aldı. Bu arada Kıbrıs Türkleri de Dr. Fazlı Küçük önderliğinde örgütlenmeye ve kendilerini korumaya çalıştılar. Türklerin isteği ise adanın ya Türkiye'ye verilmesi ya da adanın taksim edilmesi.Bu arada adada çok kan döküldü, göçler oldu. EOKA

(5)

örgütüne karşı Türk mukavelet teşkilatı (TMT) kuruldu. Bu teşkilat Türk Rum saldırılarından koruyacak silahlı bir örgüt idi.

Şubat 1959'da Türkiye ve Yunanistan Hükümetleri bir anlaşmaya karar vardı.

Londra'da düzenlenen konferans'ta İngiltere Hükümeti, Kıbrıs Türk ve Rum temsilcileri (Dr. Küçük , Makarios )tarafından bu antlaşma onaylandı.

1. Anayasanın hazırlanmasından sonra 16 Ağustos 1960'da resmen Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilir. Türkiye Yunananistan ve İngiltere garantör devlet oldular.

Cumhurbaşkanı Rum (Makarios), Cumhurbaşkanı muavini Türk (Dr. Küçük) yediye üç oranı uygulundı. Türkler ve Rumlardan belli miktarda personel alınarak Kıbrıs ordusu kuruldu

Kıbrıs Cumhuriyeti'nin ömrü uzun sürmedi. 1963 çıkarmaya başladılar. 21 Aralık 1963 tarihinden sonr~iki toplum arasında çatışmalar başladı. Lefkoşa yeşil hat

/f'"•·c,,

ile ikiye bölündü. Adaya Birleşmiş Milletler askerleri geldi. 1963 yılından itibaren Rumlar hükümet olma avantajını kullanarak bol miktarda silah ve cephane getirdiler.

Limanlar ve havaalanı Rum konturolünde idi. Gizlice Yunanistan'dan adaya askerde getirildi. Asker bakımından güçlenen Rumlar Türk halkına saldırıya başladılar.

Müdafaasız Türk köylerine baskınlar yapıldı. Birçok insan öldü. Bu arada Türkiye Erenköy'e Türkiye'de okuyan Kıbrıslı öğrencileri gemilerle getirdi. Erenköy

bölgesinde çok şiddetli savaşlar oldu. İlk defa Türk savaş uçakları Erenköy' de Rum müzelerini bombaladı. 1967 yılına kadar Rum saldırıları bölge bölge devam etti. 1967 yılında büyük bir Yunan kuvveti Geçitkale köyüne karşı saldırı başlattı. Türkiye derhal ihtar verdi, ve adaya çıkarma tehtidinde bulundu. Bunu üzerine General Grivas

(6)

1968 ve 1973 seçimlerinde Makarios tekrardan Cumhurbaşkanı seçildi.

Bağlantısızlar harekatı içine girdi. Uluslar arası alanda atkin rol aldı. Bir çok Rum Enosis yerine bağımsızlığı savunmaya başladı. Bundan dolayı ada Rum halkı içerisinde Makarios'a karşı hareket yoğunlaştı. 1971 'de adaya gizlice giren Grivas EOKA B adlı bir örgüt kuruldu. Bu örgüt 1974 tarihine kadar adayı Yunanistan'a bağlamak için çalıştı. Bu dönemde Yunanistan'da askeri bir cunta hükümette idi.

Temmuz 1974'de Kıbrıs-Rum ulusal muhafızları birliğine bağlı askeri birlikler Yunanlı subayların komutasında Enosis'i gerçekleştirenin ilk ayağı olan Makarios Hükümetine karşı darbe başlattı. Makarios adadan kaçtı. Yönetimi ele geçirenler Makarios'un öldüğünü yazdılar. O günlerde Türklere de mesaj verildi. Bu mesajlarda Türklerin korkmaması, bu olayların kendi iç meseleleri olduğunu söylediler .

.,.,,,.,>

Ama Türk darbeden sonra sıranın kendilerine geleceğini çok iyi biliyordu. Gizli seferberlik ilan edildi, mevziler güçlendirildi, erkekler silah altına alındı ve uzun bekleyiş başladı. Bu arada Eokacı Samson Cumhurbaşkanı oldu. Darbe esnasında birçok Rum (Solcu Rumlar) öldü. Türkiye her türlü hazılrhğınıyaptı. gerekli temaslar sağlandı. 20 temmuz 1974'de tarihinde sabah saat üçte adaya Türk askerleri çıkmaya başladı. Çıkarma Girne bölgesinden başladı. Beşparmak dağlarının güneyine de uçak ile paraşütçü birlikler atladı. Türk savaş uçakları Rum mevzilerini yok etti.

Temmuz'da Yunanistan'da Cunta Hükümeti düştü. Kıbrıs'a Adanın birçok bölgesinde katliamlara başladılar. Bunun üzerine 13 Ağustos tarihinde Türk taaruzu yeniden başladı ve 16 ağustos 1974 tarihinde bugünkü sınırlar çizildi.

(7)

1960-1963 YILINA AİT CANLI

HATIRALAR

(8)

İsim : Aysın Canbaz

Yaş : 1946 Lefkoşa doğumlu Meslek : Emekli memur

1960 döneminde Türk askerlerinin Saray Otelin üzerinden onların orada resmi yapmışlardı. Antlaşmadan sonra onların halka bir resmi geçit yapmaları bugün eni heyecanlandırmaktadır.

1963 olaylarının başlaması iki Türk'e Rumlar arabada giderken ateş açıp l;şlerdi. Bu iki Türk Cemaliye ve Zeki isimli bir çiftti. Erma sokağında

:µJer. Bu olayla ortalık kızıştı. Ertesi gün 22 Aralık 1963'teAtatürk'ün büstüne çtılar. Ben bu arada gönüllü olarak mevziye gittim. Öğrenciydim. Muharrem

til.am Ledra Plas tarafındaydı. Mücahitlik böylece başlamış oldu. 6 Haziran 1964

4.ebir birlik ilk resmi birlik kuruluyordu. Adı Plevne Bölüğü olacaktı. Bu bölüğe :çnüllü katıldı. Ben de bq'tJ>ölükteyer aldım. Bu bölüğün amacı iyi eğitilmiş

"""'..

.µitlerde oluşacak ve sıkışacak olan birliklere takviye gidecekti. Oynak birlikti.

p.çiftlikilk okulunda ilk eğitimimizebaşladık. İki aylık eğitimden sonra takım bizi

!{.

bir bölgeye gönderdiler. Orada işe fiili göreve başladık. Ben Boğaz yedinci ağaçları denilen yere yerleştik. Daha sonra şahinler bölgesine gittik. Bir

ta.t'\..lmua gönüllü 7 kişi istediler. Bu 7 kişide ben de vardım. Bir klavuz 12-13

bir çocuk bulundu. O bölgeyi iyi biliyordu. Klavuz bizi 4 saat kadar bir en sonra bizi bir yere götürdü.

o gece bol mermi verildi. Çocuk bizi bıraktı. Görevimiz orada ilenmek dendi. Atışın serbest veya atılmayacak diye bir şey değildi tamamen bize

(9)

bırakılmıştı. Bu bölge Templos(Zeytinlik köyüjidi. Daha sonra burasının yasak bölge olduğunu öğrendik. Mevzilendik. Sabah olunca barış gücü bizim orada olduğumuzu görünce burasının yasak bölge olduğunu söyledi ve geri çekilmemizi istedi. Geri çekilmedik ve barış gücü bize ateş açtı. Ateşe karşılık verip bir çarpışma başladı. Daha sonra barış gücüne ait olduğunu zannettiğimiz bir evin Rum mevzisi olduğunu öğrendik. Geceden bu eve girip sığınmayı düşünmüştük. Allah'tan böyle bir şey yapmadık. Rum mevzisinden de bize ateş açılmaya başlandı. Ama bu arada bize takviye geleceği bildirilmişti. Ne yiyecek ne su yoktu. 3 gün sonra yiyecek görmüştük.

Birer matara suyumuz vardı. Gün böyle çarpışmayla geçti. Biz dört gözle takımın gelmesini bekliyorduk. Ertesi gün de bu şekilde geçti. Bir matara su almak için pınara ulaşana kadar mermilerin altından geçerek alırdık. Nihayet ikinci günün gecesi takım

,....,~,

olduğumuz yere geldi. Taı!!l komutanımız da şehitüstteğmen Münir Dilaye idi. (1974

.; '.,.

Baf 'ta şehit olmuştu )Takım komutam durumun çok ciddi olduğunu görevin çok tehlikeli oluşunu iyi mevzi hazırlanmamızısöylüyordu. Bu arada Rumlar karşımıza çok

Ji

büyük sığınak yaptılar ve bölgeden çekilmeyeceğimiztakdirde vuracaklarını çatışma olacağım söylediler. Tabii barış gücüde sürekli ikaz ediyordu. Gece saat 02:00-02:30 sularında sancaktardan gelen bir emirle geri çekildik ve yukarı beyaz eve çıktık.

Takıma bir ~oru sordu bölük komutan bu takım 44 kişiydi. Bu soru "Tekrar aynı görevi vermem gitmek ister misiniz?"dedi. Bütün takım evet cevabım verdi Bu olay benim için unutulmaz bir anıdır.

(10)

Adı: Benice Akmen Yaş: 53

1960-1963 yıllan arasında Rumlar kendi aralarında milli birlik kurdular. İsmi de BOKA idi. Bunlara mukabil biz Türkler de kendi aramızda Volkan isimli milli örgütü kurduk. Rumların amacı bizi kendi köyümüzden yok etmekti. O zamanlar bizde silah yoktu. Hatta Türk bayrağım dahi kitaplarda görüyorduk. Bizim amacımız ve atalarımızın amacı kendi namuslarını kendi Türklüğünü kurmaktı. Ayni zamanda Lefke geniş bir Türk köyü olduğu için çevre köyleri de Rumdur. Bizi tedirgin ediyorlardı. Hatta bir defasında o zamana mahsus eski tahta kamyonlara 6-8 Rum halkı bindi ellerinde bıçak, tahre ve silahlar vardı. .Habersiz olarak Lefke'ye girdilerki Lefke halkım öldürüp oraya yerleşmek istiyorlardı. Oraya girdiklerinde Lefke halkı da eline geçirdiği soplarla, bıç~arla, tahrelerle, oraklarla çıktılar yola Rumlar bu şekilde

''"":,·."

karşılaşacaklarım bilmedikleri için dağlara kaçtılar. Kaçarken arabalarım da almamışlardı. Rumlar kaçarken Günsel adlı bir arkadaşım başım da tahre ile yaraladılar. Babası Ali dayı da kızım öyle görünce o da elindeki sopayla Rumalara saldırmayabaşladı.

(11)

Adı : Mustafa Senovacı Yaş: 55

1963 yılında öğretmenlik görevim için Arap köye gönderilmiştim. O dönemde Türk-Rum ilişkileri daha iyiydi. Köye girdiğim zaman beni gören Kıbrıslı Rumlar

"bakın Türk hocamız geldi"dediler. Bu da benim çok dikkatimi çekti ve beni çok etkiledi. Beni onlardan biri gibi gördüklerini anladım. Bana kalırsa eğer dışarı baskınlar olmasaydı iki halk arasında olan bu gerginlik hiç bir zaman olmayacak ve birlikte yaşayabileceklerdi.

21 Aralık 1963'de Rum polisler Kıbrıslı Türklere saldırmaya başladılar. Hiç bir Türk akrabalarım ziyaret etmek için köyünden dışarı çıkamıyordular. Rumlar bütün yolları kapatmış köylerinden çıkan Türkleri ya öldürüyor ya da rehin alıyordu. Bu

.~

yüzden Türklerin akrabalarıyla.ilişkilerikesilmişti.

Birbirimizle tek bağımız ve haber alma aracımız 25 Aralık 1963'te Kıbrıslı Türk özgürlük savaşçılarınınkurduğu bayrak radyosuydu.

İnsanların ayakta kalmasına en büyük etkende verdiği moral Bayrak radyosu olmuştu. 1974'e kadar bir çok Türk köyü yakılıp yıkılmıştı.Bir çok insan köyünü tek etmiş aylar boyunca aç.susuz yaşamak zorunda bırakılmıştı. Bu süre boyunca ben öğretmenlik yapıyordum. Çok üzgündüm benim soydaşlarıma karşı yapılan yanlıştı.

Bir çok arkadaşım ve akrabam yasa dışı yollarla öldürülmüştü. Böyle kötü bir durumda iyi bir morale sahip olmam beklenemezdi. Hala bu gün savaşın nasıl kötü bir şey olduğunu hatırlıyor ve acısını duyarlı bir kişi olarak hissediyorum.

(12)

Savaşı hayatımın dersi olarak görüyorum. İnsanın yaşadığı yerin ve kendi hayatının değerini anlaması için savaşın çok önemli fakat acı bir ders olduğuna inanıyorum. Bu savaş deneyimi beni olgunlaştırdı ve hayatın değerini anlamamı sağladı. Umarım kimse böyle bir deneyimiyaşamak zorunda kalmaz.

(13)

Adı : Salih Osmanoğlu Yaş: 53

Olayların Geçtiği Yer : Gôkağaç

1960-63 yıllan arasında Türkler ve Rumlar arasında hiçbir sorun yoktu. Fakat Rumların 21 Aralık 1963'ten sonra bu birlik yok oldu. Rumlar dünyanın bu adanın kendilerinin yasal sahibi olduklarına inanmasını istiyorlardı. 21 Aralık 1963 'te Rumlar Lefkoşa'nın Tahtakale bölgesine saldırdı. Rum polisi Türk lisesi öğrencilerine ateş açtı. Bundan sonra olaylar diğer bölgelere sıçramaya başladılar.

1964-74 arası Rumlar bir çok kez Türk köylerine saldırdılar. Örneğin 1967' de Rumlar Köhünye ve Tatlısu köylerindeki Türklere yönelik büyük saldırılar düzenlediler.

".,.,,,

1964-74 yıllan arasında Rumlar bir çok yere barikatlar kurdular. Seyahat eden Türkleri öldürdüler ya da rehin aldılar Bir yerden başka bir yere seyahat etmekten korkuyorduk. Seyahat özgürlüğümüz elimizdenalınmıştı.Yıllarca köylerimizden dışarı çıkamadık. Bütün olaylan Bayrak radyosundan alıyorduk ve bu da bizi yüreklendiriyordu.

20 Temmuz 1974'te Türkiye'nin garantör olarak Kıbns'a asker göndermesiyle Kıbrıslı Türkler özgürlüklerine kavuştular. Hele bu gün zor anlarda Türkiye'yi arkamızda hissedecek güç alıyor ve güvenle bakıyorum.

(14)

1963-1974 YILINA AİT CANLI HATIRALAR

'"'>'.,

(15)

Adı : Ahmet Cemal Yaş: 65

Bir gün Türk otoriteleri Hisarköy adında başla bir köye taşınma fikri ile geldiler. Bu şekilde iki köyün orduları bir yerde toplanarak insanları daha kolay savunabileceklerdi. Hisar köye göç etmemiz üç gün sürdü. Taşınmamız bir çok problemi beraberinde getirdi. Taşındığımız Hisarköyün nüfusu ise 416 idi.

Hisarköy 636 kişilik nüfuza göre çok küçük bir köydü. Şimdi de yiyecek ve yerleşme sorunu ortaya çıkmıştı. Bir süre sonra amcam ve ailesi ile birlikte fota adında başka bir köye taşındık. 1964 Aralık ayına kadar burada kaldık. Daha sonra üçünzü kez Lefkoşa'ya taşındık. 1974'e kadar burada kaldık. Fakat hala daha problemler devam ediyordu.

""'il;,,.-

1974'te savaş sonra erdi. Türk otoriteleri bize köylerimize geri dönmemizi söyledi. Fakat biz geri dönmedik. Çünkü buradaki yaşam stiline alışmıştıkve savaştan sonra köyün çok kötü durumda olduğunu düşünerek dönmedik . Dördüncü kez taşınma fikride bize kolay gelmemişti. Evimiz hala daha dursa da kötü bir halde idi.

Tepebaşı köyü savaştan en fazla etkilenmişköylerden biri idi.

(16)

Adı : Gülay Ramalar

.eı

c I

'

lj"'""

Z Li RY

~1

~~

,9,& '6' "' ,::;~·

J

~ ·J-EPıtü}ç

-...:.;·-~-·""'_....·:....•...

Yaş: 60

1974'ten önce Limasol'da yaşıyorduk. Köyümüzde her tür Rumlar yaşamaktaydı. Çevremizdekilerden de radyo televizyonlardan öğrendik ki : Rumlar özellikle EOKA destekçileri KıbrıslıTürkleri öldürmeye başlamışlardı.

Uzun yıllar Rum komşularımızla birlikte yaşamaktaydık. Ve her zaman birbirimize yardım etmeye hazırdık. 63 'ten sonra Rumların vahşeti bizim köyümüzede sıçradı. Böylece bizim köyümüzdeki Rumlar' da bize saldırmayabaşladılar. Bir gün bir silah sesiyle uyandık dışarıya çıktığımızda gördük ki Rum komşularımızdan bir tanesi eve zorla girip erkek kardeşimi hiç sebep yokken öldürdü.

Bu olaydan sonra t~,siyon gittikçe yükseldi. Fakat Türkler bu olaylara rağmen

.,_,,,,}_";

onlara hala daha yardım etmekteydi. Bir gün erkek kardeşimi öldüren adamın hamile kansı bize gelerek yardım istedi. Doğurmak üzereydi ve onu hastaneye götürme şansımız yoktu çünkü her yerde karışıklık vardı. Ona yardım edecek sadece bir kişi vardı o da kocasının öldürdüğü adamın annesi yani benimde annemdi. Bütün olaylara rağmen bu çocuğun doğmasında annem yardımcı oldu. Çünkü kim olursa olsun kimseninkötülüğünü istemezdi.

Olayın en mutlu verici yam iste doğan çocuğa erkek kardeşimin adının verilmesiydi. Daha sonralan köyümüzden kaçmaya zorlandık çok şanslı insanlardık çünkü Cihangir'de akrabalarımız vardı ve onlarla birlikte kaldık. Daha sonra Balıkesir'deki evimizeyerleştik.

(17)

Bu benim için çok kötü bir deneyim oldu. Köyümüzü ve evimi terketmek benim için inanılmaz bir şeydi kendi köyüm ve evim vardı fakat orayı terk edip başka yerlere gitmek zorunda bırakıldım. Bu da beni çok üzdü ve hala daha bu gün sorunlu bir insan olmamı sağladı.

Yaşanan bütün olayları beni ve ailemi çok etkiledi ve yıprattı. Bütün olaylar bitmesine rağmen hala bu gün olaylan hatırladığımda beni korkutuyor. Hala daha psikolojik olarak: etkilenmiş durumdayım. O yıllar hayatımın en kötü yıllarıydı ve hiçbir zaman tekrar yaşamak istemem.

Bu olaylar bana bir çok şey öğretti. Örneğin kimseye karşı nefret beslememeyi ve herkezi sevmeyi ve bütün insanlarla arkadaş olmayı öğretti. Fakat bunların Rumlar için geçerli olmadığına inanıyorum. Eğer bu gün herhangi bir olay olursa Rumların yine aynı nefret ve kinle bize saldıracağını biliyorum. Hala bu gün neden bize

~

saldırdılar diye düşünüyorumfakat hiçbir cevap bulamıyorum.

Akrabalarımızın yanında bize yardım eden Türkiye oldu. 11 yıl boyunca göçmen olarak:yaşadık. Türkiye'den gelen yiyecek ve giyecek yardımlarıile yaşadık.

Eğer silahlarımız ve askeri gücümüz olsaydı Rumlara karşı kendimizi savunabilirdik.Rumlar gözümüzün önündeyaşlı.genç.çocuk demeden öldürmekteydi.

Ve biz insanlarımızınöcünü onlardan alamıyorduk.

Olaylar sırasında eşim T. M. T'de çalışmaktaydı. Türkiye'den gelen silahlar bizim bahçemizde gömülüydüler. Birileri bize gidip şikayet etmiş ve E. O. K. A teşkilatından insanlar gelerek kapılarımızı camlarımızı kırarak eve girdiler arama

(18)

Bu olaylar benim EOKA'yı daha yakından tanımamı sağladı ve ne kadar kötü 'c:11.muıgmıöğretti.

(19)

Adı : Kemal Adıgüzel Yaş: 52

Olayın Geçtiği Yer : Muthryaka Köyü

1963 'te her köy kendi olanaklarıyla kendini savundu. Rumlar insanlarımızı öldürmeye başlamıştı. Kendimizi av tüfekleri ile savunmak zorundaydık. Bir gün köyün dışında kız kardeşimin kocası ile beklemekteydik. Mobil petrolleri için tanker

I

sürücülüğü yapıyorduk. Genellikle Larnaka-Limosol arasında çalışıyorduk. Bana sabah olunla gidip gidemeyeceğimi sordu. İşinin o günlerde ne kadar tehlikeli olduğunu anlamıştı. O sabah çok erken ayrıldı. O gün Rumlar yolları kesmişti. O günden sonra onu bir daha göremedik. Şel Petrollerinde çalışan arkadaşı ve Türk askerler Rumların yolu kestiğini söylediler. Bir hafta sonra yol kenarında boş tankeri buldular.

.,.•..•,..

Bu olaylardan sonra Tanrı'nın beni koruduğunu düşündüm ve Rumlarla yaşamanın ne kadar imkansız bir şey olduğunu anladım.

Bu röportajın özellikle genç nesillere ders olmasını arzu ederim.

(20)

Adı : Mehmet İzzet Yaşı: 50

Size anlatmak istediğim hikaye 1963-74 yıllan arasında geçmektedir. Bu hikayenin sahibi olan babamla konuşarak onun sözlerini size anlatıyorum.

22 Aralık 1963'te olaylar her gün tekrar ettiğinden Tepebaş'ında oturan bir çok insan Lefkoşa'ya gitmişti. Bazılarımız okula bazılarımızişe gitmiştik.İlk başta her şey güzeldi. Taki Rumların köyümüze saldıracağını duyana kadar. Bu yüzden köyümüze geri dönerek ailemizi ve köyümüzü savunmak karan aldık. Herşey çok çabuk gelişti. Şanssızlık eseri otobüslere yetişemeyenler ya kayboldu ya da öldü.

Köyümüze geri döndük ve anladık ki Rumlar bir saldın hazırhğmdaydılar. Bir Türk polisi köyün Türk tarafında gezinerek insanları endişendiriyordu. Bu önceleri insanları tedirgin etse de daha sonra insanların düşmana karşı hazırlanıp tedbirli olmasını sağladı. Bir ay sonra Hisar?köyü adlı başka bir köye göç ederek kendimizi daha iyi

..••,,.,

savunma olanağına sahip olmaya çalıştık.

Tarih 21 Ocak 1964'tü bu köye alışmakta zorluk çeki#orduk. Köyün insanları yardımcı ve arkadaş canlısıydı.Burada 6 ay kaldı fakat bu kadar insan için küçük bir köy idi. 6 ay sonra bize Tepebaşı mücahitleri Lefkoşa'nın savunmasını güçlendirmek için Lefkoşa'ya taşındık. 1974'e kadar kadar orada kaldık ki bu yıl Kıbrıslı Türkler için bir dönüm noktasıydı.

1974'te adanın iki bölümü arasında büyük bir savaş oldu ve birçok kişi öldü.

Savaş bittikten sonra köyümüzden bazı insanlar geri döndü bazıları ise dönemedi.

1963 ve 74 tarihleri bizim için ve savunma tarihimiz için çok önemli iki tarihtir.

(21)

-1974- YILINAAİTCANLI

HATIRALAR

(22)

Adı : Ahmet Binbaşı Yaşı: 48

\

Benim hikayem savaş başlamadan hemen öncebaşlayıp.savaştansonraya kadar uzanır. Temmuzun lO'da yıllık görevime başladım. Limosol'daydık ve şarap fabrikamız vardı. Üzümlerin tam olduğu zaman hasarı toplamak için oraya gittim.

Tarih 15 Temmuz idi. Bu arada orduda komutandım. Üzümleri topladığım sırada askerlerimin bir tanesi çok heyecanlı bir şekilde geldi. Bana Kıbrıslı Rum ordusunun bir saldırısı olduğunu söyledi. Aynca Makarios'un öldürüldüğü ve Nicos Sampson'un başa geçtiğini söyledi. Tabii daha sonra Makarios'un ölmediğini öğrendik. Bunları duyuca orduya geri döndüm ve askerlerimi devamlı tetikte tuttum. Silah kullanmasını bilen herkesi çağırdık. Bu durum 20 Temmuza kadar devam etti.

Kıbrıslı Türkler ülkelerini savunmaktan vazgeçmedikleri halde Rumlar bir çok insanı öldürmeye devam ediyordu. Bu arada Türkiye'nin Kıbrıs'a bir çıkartma yapacağım öğrendik. 20 Temmuz sabah 05:30'da koruma dlarak duran askerlerin görevleri değişti ve artık savaşmayabaşlandı.

Türkiye'nin bize yardıma gelmesi beni çok mutlu etti. Bir anda ülkemin geleceğini iyi görmeye başladım. Türk askerinin adaya geldiğini askerlerime de söyledim. Askerleriminmutluluğunu herkesin görmesini isterdim.

(23)

Adı : Cemile Özkoraltay Yaş: 58

Anlatacağım olaylar 14-15 Temmuz 1974'de Limosol'da geçti. Ben o zaman evli ve iki çocuk annesiydim. Kızım 2 yaşında oğlum ise 6 aylık idi.

Oturduğumuz ev Rumlarındı yani biz onların kiracılanydı ve onlarla komşuyduk. 14 Temmuz günü öğlene doğru ev sahibim bana Rumca olarak "komşu hemen çocuklarını alıp hastaneye git'tdedi. Arkasından kocam geldi ve o da aynı şeyisöyleyip hemen üzerimize giydiklerimizle çocukları alıp hastaneye gittik. Yollar Türk insanlarla doluydu herkes oraya koşuyordu. Hastaneye gittiğimizde ölüler,yarahlar,diriler,çocuklar,neneler,dedeler bütün Limosol Türk'ü orada toplanmıştı. Herkes bir yerde olursa daha güvende olacağımızı düşünmüştük. Orda beklerken yakın bir binada Türk bayrağının çekildiğini gördük ve sevinçle Mehmetçik'in geldiğini s~~rak dışarı koştuk. Oysa karşımızda istavrozlu Yunan askerlerini bulduk. Bizi kandırmışlardı. Hepimizi uzaktaki bir kliniğin çim bahçesine kadar yürüttüler.gece oluyordu. Bizi oraya yığmadan önce çimleri suladılar ki ıslanalım oturduğumuz zaman. Kimse hareket edemiyordu. Hepimiz ıslanmıştık.

Herkez aç.susuz.çocuklar ağlıyordu. Çünkü uykusuz.aç ve susuzdular. Tüfeklerle bizi bekleyen bir Yunan askeri arkadaşlarıyla paylaşacağı bir ekmekten biraz da bana kesti çocuklarıma vermem için. Hava nemli ve soğuk olmaya başladı,sabaha doğru çocuklar titriyordu. Yanımda oturan bir Türk gömleğini çıkarıp bana verdi çocukları örtmem için. Herkez perişan yaşlılardan bazıları kalp krizi geçirip ölüyordu. Hamile kadınlar sancılanıyordu. Sonra çocuğu olanlara süt verileceğini söylediler ve biz de gittik kutu sütü verdiler. Çeşmeden soğuk su alıp çocuklara içirdik. Hepsi açlıktan ölüyordu.

(24)

Herkez korkudan.açlıktan.sinirden titriyor krizler geçiriyor.ağlıyor ve fenalaşıyordu. Kamyonlar geldi bizi alıp dağa götürüp öldüreceklerdi. Sonra arkasından bir telefon geldi. Birleşmiş Milletler Yunan askerine eğer bizi öldürürlerse Türkiye'nin bütün Kıbrıs'ı alacağım uçaklarla her yeri bombalayacaklarını söylemiş.

Ve bunun üzerine bizi kamyonlara bindirip lise okullarına götürdüler. Orda iki gün açlıktan sonra yarım dilim ekmeğin de yansım verip yanında 2 zeytin tanesi biraz üzüm ve süt verdiler. Bunları da soydukları Türk bakkallarından almışlardı. Ertesi gün erkekleri esir aldılar. Kadın ve çocukları da evletine gitmek için serbest bıraktılar.

Askerler bize yolda yürürken dikkatli olmamızı çünkü yere mayın yerleştirdiklerini söylediler. Herkez harap olmuş.soyulmuş.yıkılmış evlerine döndü.kocaları olmadan başlarında anaları eşleri ağlayan ölülerle doluydu yollar. Eve gittiğimde hiçbir şeyim kalmamıştı. Kapılar bile yoktu. Sonra Rum askerler geldi ve benim Türk olduğumu bu yüzden öldürüleceğimi sö¥"Lediler. Ben Rumca bildiğimden onları kandırmaya çalıştım

::r~··,,.

ama doğum belgelerimi

ve

'kimliklerimi evi dağıtırken bulmuşlardı ve bana inanmadılar. Komşum yardımıma yetişip onlara gitmelerini ve beni rahat bırakmalarını çünkü suçsuz olduğumu söyleyip beni savundu. Yemek pişirip bana getirdi.

Bakkalından bana ve çocuklarıma yiyecek getirdi. Eşim ve kardeşim 3 ay esirken bana baktılar ve hiç para almadılar. Birleşmiş milletler de bize bir miktar aylık veriyordu.

İşte böyle acılı günler geçirdik.

(Tabi bu sırada,yaşanmaması gereken o laf edilmeyecek acı günler ve acı anılar anlatılırken gözyaşları da akıp gidiyorum. )

(25)

Adı : Pembe Kavalcı Yaş: 45

1974 savaşının ilk günlerinde Türk ve Rum sınırında Limasol' da bir evde yaşıyorduk. Kocam bu köyle Kumandandı ve köyü bekliyordu.

Savaş başladığında Türk mücahitleri bizim evimizde bekliyorlardı. Ben ve ailem Türk tarafında Limasol' da Türk hastanesinin yanında bir evde yaşamaya başlamıştık. Fakat ilk gün atılan bir bomba evimizin çatısına vurdu. Camlardan kaçmaya başladık çünkü duman ve tozdan kapıları bulamıyorduk. Mücahitlerden bir tanesi bizi Türk hastanesine götürdü. Daha sonra ailesini almak için mahallemize geri döndü. Bu insanları tanıyordum çünkü komşularımızdılar. Sokakta yürürken kafasına bomba düştü ve öldü.

Türk hastanesinde iki saat sonra Rumlar bizi yakaladı. Bazıları bize Türkçe konuşuyordu. Bize Türkçe ofarak.bağırmaya başladılar. Çok kötü durumdaydık çünkü kocalarımızdan ve erkek kardeşlerimizden haber alamıyorduk.

Rumların bizi öldüreceklerini sanıyorduk. Fakat yapamadılar. Türkiye onlara mesaj göndererek eğer Türkleri öldürmeye devam ederlerse jetlerle Rum tarafını

bombalayacaklarını söylediler. Bu yüzden bizi eve gönderdiler. Sabah bir Land Rover \,,C

!)

\J

\j

dolusu asker kapımızın önüne geldiler. Bizi öldürmek için orada bekliyorlardı. Üç gün -\:ı

sonra kocam ve kardeşi eve döndüler. Beni Mutluyaka'ya götürdü. On beş gün boyunca burada kaldık. Daha sonra İngiltere'ye sığındık.Bunu üzerine General Grivas komutasındaki Yunan askerleri adayı terk ettiler. bizi Adana'ya götürdü. Daha sonra

otobüsle İskenderun'a geçtik.

(26)

On yedi gün sonra gemi ile adaya döndük. Mutlukaya' da bize ev verildi. Bence artık Rumlarla yaşamak imkansızdı.

.,.,._

(27)

Adı : Zehra Demir Yaş: 43

Olayın geçtiği yer : Limesel yakınlarmda Evdim köyü.

Bu olaylar benim 1974'ten sonra yaşadığım olaylardır.

Eşim orduda komutandı. Ve o gece askerleri ile idi. Evde 2 yaşındaki oğlumdan başka kimse yoktu. Yıl 1976 idi. Saat 9 ya da 10 idi. Evimiz sınıra çok yakındı. Aniden silah sesi ile irkildim. Hemen kocamı arayıp silah sesinin sebebini sordum. Bana askerlerine atış çalışması yaptırdığını söyledi. Bu beni çok rahatlattı.

Çünkü daha önceleri silah sesi bana birinin öldürülmesini anımsatıyordu. Fakat şimdi özgürlüğün ve huzurun sesi idi. Çünkü askerlerimizinçok güçlü olduğunu biliyordum.

1963-1974 yıllan ile~ günü karşılaştırdığımzaman şu an ki duygularımıifade

/f•·c,,.

~...,,..

edemem. On bir yıl boyunca savaştık ve 11 kötü yıl geçirdik. Fakat sonunda özgürlüğümüzü kazandık. Bu gün geceleri gözlerimi güvenle kapatıyorum ve Kıbrıs'ta olmaktan gurur duyuyorum.

(28)

-1975- YILINAAİTCANLI

HATIRALAR

(29)

Adı : İsmet Karabacak Yaş: 76

Olayın Geçtiği Yer : 1975 boyunca İncirli köyü.

Ben Güney Kıbns'tan,Kuzey Kıbns'a 1975'te taşındım. Buraya Görmeli'den geldim ve daha sonra ailemle birlikte ordu tarafindan İncirli'ye yerleştik. Yeni köyüm İncirli'de kendimi yeniden doğmuş hissettim. Bana çok farklı gelmişti. Daha sonra

hükumet bizi eski evimizin yerine bir ev verdi ve burada yaşamımızı kurmaya başladık.

Önceleri boşevde otururken daha sonra bir kaç mobilyamız oldu. Ordu da bize yardım etti. Haftada iki kez köyümüze gelerek bize konserve yiyecekler getirdi. Daha sonra hükümet bize eski tarlalarımızın yerine tarla verdi. Eşimle birlikte bu tarlada çalışmaya başladık. Para kazandık ve yaşamımız bu şekilde iyi olmaya başladı. Özgürlüğümüzün değerini anladık. Artık &Jqılar tarafından yönetilmiyorduk. İnsan gibi yaşamaya

~~:..

başladık. Artık insan olduğumu anladım ve geleceğim hakkında planlar yapmaya başladım.

(30)

1. Benice Akmen'in Anısına Ait.

(31)

2. BeniceAkmen'in Anısına Ait.

(32)

İNDEKS

(33)

Köşklüçiftlik 5

Larnaka 15

Ledraplas 5

Lefke 7

Lefkoşa 10-11-16

Limasol 12-15-17-lö-.w-L.L.

Mutlukaya 15-20-21

Saray oteli 5

.:.'{~"<,_, -,..,,_

Şahinler 5

Tahta kale 10

Tatlı su 10

Tepebaşı 11-16

Zeytinlik köyü (Templos) 6

27

(34)

Kişi Adları İndeksi

Adı: Sayfa

Ahmet Binbaşı 17

Ahmet Cemal 11

Ali Dayı 7

Aysın Canbaz 5

Benice Akmen 7

Cernaliye 5

?f.•.·,.,, .,,...,,..,

Cemile Özkaraltay 18

Gülay Ramadan 12

Günsel 7

İsmet Karabacak 23

Kemal Adıgüzel 15

Makarios 17

Mehmet İzzet 16

(35)

Mustafa Şenovacı 8

Münir Dilaye 6

Nicos Sampson 17

Pembe Kavalcı 20

Salih Osmanoğlu 1O

Z~lli~ n

~hl 5

.,,~'.,

Referanslar

Benzer Belgeler

Hafta içerisinde Kıbrıs Toplum Medyası Merkezi (CCMC) ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği ortaklığıyla düzenlenen &#34;Toplum, Sosyal Medya ve Anaakım Medya:

Isıl konfor koşullarını ortam sıcaklığı, bağıl nem, hava akış hızı ve radyan sıcaklık, görsel konfor koşullarını ışık, aydınlatma, renk, manzara ve işitsel

Bu çalışma kapsamında Koyulhisar ilçe merkezi ve çevresinde Şıhlar Fay Takımı, Çamlıyaka Fayı, Saytepe Fayı ve bölgenin kuzeyinde yer alan Dumanlıca Fayları

Haşim onun için, «Akşamları o havuz başında Sakallı Celalin hari­ kulade saçmalarını dinlerdik» diye yazar.. Sakallı Celâl için «mantıkçı»

Türk basma kitapçılığı Avrupa milletlerinin- kine bakarak çok geç başlamasına rağmen iyi bir gelişme göstermiş ve ileri çizgiye ulaşmıştır. halkın

Enver Paşa’nın serüvenlerle dolu bir yaşamı vardır?. Talat Paşa’nın naaşım Celal Bayar,

H1: tatmini açısından ö retmenlerin medeni durumları ile ö retmenlere verilen sosyal imkanlar arasında anlamlı bir farklılık vardır... Uluslararası Sosyal Ara tırmalar

(10 dk içinde KAHVERENGİYE dönmezse ALDEHİT YOK) Etanol Potasyum permanganat Mor renkli permanganat iyonu, MnO 4 - , renksiz Mn 2+ ’ye indirgenir... FURFURAL