• Sonuç bulunamadı

Tarım Bakanlığı, Türkiye'de büyük fırtınalar koparan GDO yönetmeliğinde 25 gün sonunda bazı önemli değişiklikler yaptı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarım Bakanlığı, Türkiye'de büyük fırtınalar koparan GDO yönetmeliğinde 25 gün sonunda bazı önemli değişiklikler yaptı"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı GDO yönetmeliğinde önemli değişiklikler yaptı. Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın değişikliklere tepki gösterdi: "Ortaya konulan lobi faaliyetlerine teslim olunmuştur.

Tarım Bakanlığı, Türkiye'de büyük fırtınalar koparan GDO yönetmeliğinde 25 gün sonunda bazı önemli değişiklikler yaptı. Değişikliklerde kamuoyu baskısı ve yönetmeliğin uygulanmasındaki bazı güçlüklerin izleri olduğu görüldü.

Peki ne değişti?

* Yönetmeliğin uygulanma tarihi 1 Mart 2010'a ertelendi:

Türkçesi: Yönetmelik uygulanmadan önce kontrol belgesi alan ithalatçılara, bu ürünlerin AB kriterlerine uyması şartıyla üç ay süre tanınmış oldu. Başka bir deyişle, Türkiye'nin üç ay boyunca eski tas eski hamam usulüyle gitmesine karar verilmiş oldu.

Eski usül şuydu: İthalatçı, ürününde GDO olmadığını beyan ediyor. Bu beyan, esas kabul ediliyordu. Türkiye yıllarca bu usülle beslendi. Dünyada en çok GDO'lu üretimi yapılan ürünler, pamuk, soya, kanola ve mısır.

Türkiye dördünü de ithal ediyor. Türkiye Yem Sanayicileri Birliği ’ne göre her yıl dışarıdan ithal edilen hayvan yeminin yüzde 80’den fazlası GDO ’lu. Yani domatesten şüphelenirken GDO'yu tavuk, sucuk olarak yiyor olabilirsiniz. GDO'lu ya da GDO'suz soya ise bisküviden pudinge her üründe kullanılan bir madde.

çok tartışılan yönetmelik bu konuda bazı kısıtlamalar ve analiz zorunlulukları getiriyordu. Ancak 26 Ekim'de 'pat diye' yürürlüğe girdiğinde, ithalatta aksamalar yaşandığı şikayetleri geldi. Gemilerin analiz için bekletilmesinin yem ve tavuk fiyatlarını artırdığı belirtildi. Sonuçta yönetmeliğin 1 Mart'a ertelenmesiyle bu 'sorun' hafifletilmiş oldu.

* "Gıda veya yem, GDO’lardan biri ya da birkaçını toplamda en az yüzde 0.9 oranında içeriyor ise, GDO’lu olarak kabul edilir. Gıda veya yemin yüzde 0.5 ten fazla izin verilmeyen GDO içermesi halinde ithalatına, işlenmesine, nakline, dağıtımına ve satışına izin verilmez. GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz" hükümleri yönetmelikten çıkarıldı.

Türkçesi: Yönetmeliğin ilk halinde "İçeriğinde binde 9'dan fazla GDO içeren ürünler, GDO'lu kabul edilecek"

deniliyordu. Bilimsel kurul bu ürünün Türkiye'ye girmesinde sakınca görmezse, ürün Türkiye'ye girecek. Ancak üzerinde muhakkak 'GDO'ludur' yazılacaktı. Binde 9, AB'de de kullanılan bir sınır değer. Üretim ve taşıma sırasında GDO'suz bir ürüne GDO bulaşması riskini temsil ediyor. İhmal edileblir sayılıyor. Araştırmalar GDO'lu tohumların rüzgarla 35 kilometre ötedeki tarlalara bulaşabildiğini gösteriyor.

Yönetmelik bu haliyle "Binde dokuz değil, GDO'nun zerresi bile olsa bunu bilmek ve o ürünü yememek istiyorum"

diyenleri rahatsız ediyordu. Yeni haliyle bu sınır da kaldırılmış oldu. İçeriğinde herhangi bir oranda GDO bulunan ürünler GDO'lu sayılacak.

* GDO’suz ürünlerin etiketinde istenirse ve ürünün GDO’suz olduğu ispatlanırsa GDO’suz olduğu yazılabilecek.

Yönetmeliğin ilk halinde ürünlerin üzerine GDO'suzdur yazılamayacağı belirtiliyordu. Tarım Bakanı Mehdi Eker bunu, "Bir ürünün etiketine içindekiler yazılır, içende olmayanlar yazılmaz" diye savunuyordu. Oysa Türkiye'de satılan pek çok üründe, içinde alkol, domuzyağı, şeker vs. bulunmadığı yazılabiliyor. Değişiklikle bu çelişki ortadan kaldırılmış oldu.

* GDO ile ilgili bilimsel ve teknik verileri araştıracak, yorumlayacak ve görüş oluşturacak uzmanlar listesinin TÜBİTAK ve araştırma kuruluşlarında görevli konu ile ilgili uzman veya öğretim üyelerinden oluşturulacağı hükme bağlandı. Daha önce, bu listede TAGEM, TÜGEM ve KKGM birimlerinden temsilciler de yer alıyordu.

Türkçesi: Türkiye'ye hangi GDO'lu ürünün girebileceği, hangisinin girmemesi gerektiği konusunda karar verecek bilimsel komisyonlardan Tarım Bakanlığı'na bağlı elemanlar çıkarılmış oldu.

Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik' böylece çevrecilerin ve ithalatçıların şikayetleri doğrultusunda yeniden şekillenmiş oldu. Şimdi 'ne yediğini bilme hakkı' açısından Türkiye'nin ufkunda iki önemli mücadele alanı görünüyor.

*) Yönetmelik, AB'de uygulananla büyük benzerlikler taşıyor. Ama uygulanabilmesi için yaygın, güvenilir, hızlı bir laboratuvar ağı ve bilimsel kadro gerektiyor. Türkiye zirai ilaç kalıntısı sorunu yüzünden bile sık sık sınıfta kalırken GDO'da nasıl bir başarı elde edileceği merak konusu. Not: Türkiye'de GDO analizi üç labarotuvarda yapılıyor.

(2)

Sayının beşe çıkarılması için çalışılıyor.

*) Yönetmelik 'ne yediğini bilme hakkı' açısından bir adım. Ama Türkiye'de ülkeye, hiçbir suretle GDO'lu ürün girmemesi gerektiğini, eğer girerse geri dönüşsüz hasar yaratacağını savunan bir kesim de var. 70 milyonluk 'gıda pazarı' Türkiye'de artık bu kaygıların da ciddi ciddi tartışılması ve halk iradesini yansıtan bir sonuç alınması gerekiyor. Bunun yeri ise Tarım Bakanlığı'nın koridorları değil, TBMM.

GÜNAYDIN: ORTAYA KONULAN LOBİ FAALİYETLERİNE TESLİM OLUNMUŞTUR

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Günaydın, GDO Yönetmeliğinde yapılan değişikliği değerlendirirken,

"Ortaya konulan lobi faaliyetlerine teslim olunmuş ve halk sağlığına karşı doğrudan veya dolaylı; derhal veya

gecikmeli risk oluşturan GDO’lu ürünlerin ülkeye kontrolsüz girişine izin verilmiştir" iddiasında bulundu. Günaydın, düzenlediği basın toplantısında, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan ve GDO’lu ürünlerin ithalatında süre uzatımını öngören yönetmelik değişikliğini değerlendirdi.

26 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, "Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik"in henüz bir ay geçmeden

değiştirilmek zorunda kalındığını savunan Günaydın, şunları kaydetti: "Yönetmeliğin bazı maddeleri ya da madde hükümleri yürürlükten kaldırılmış, bazı maddelerin hükümleri değiştirilmiş bir de geçici madde eklenmiştir. Asıl amaç bu geçici madde hükmünde gizlidir. Bu madde 1 Mart 2010 tarihine kadar her türlü GDO’lu ürünün 1998 yılından bu yana olduğu gibi hiçbir kontrole tabi olmadan ülkeye serbestçe girmesinin yolunu açmaktadır."

Gazetecilere konuya ilişkin daha önce televizyon kanallarında yayımlanmış çeşitli görüntüleri izlettiren Günaydın,

"(Yönetmeliğe uyan babayiğit varsa GDO’lu ürünü getirsin) diyen Tarım ve Köyişleri Bakanı’nın bu değişiklikten sonra tutumu ne olacaktır? (GDO’lu ürünler zararlı, ülkeye girişini engellemek için düzenleme yaptık) diyen Tarım Bakanlığı yetkilileri ne yapacaklardır? istifa etmeyi düşünüyorlar mı?" diye sordu.

"DÜZENLEME YUKARIDAN"

"Ortaya çıkan gelişmeler yapılan düzenlemenin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının inisiyatifinin çok üzerinde bir yerden geldiğini göstermektedir" diyen Günaydın, ilk yönetmeliğin yayımından bugüne kadar yaşananların kriz yönetimi konusunda ortaya çıkan inanılmaz bir kargaşa ve kaosa işaret ettiğini de savundu. Laboratuvar kapasitesinin yeterli olup olmadığına bakılmaksızın ilk yönetmeliğin 26 Ekim 2009’da yayımlandığını ifade eden Günaydın, şöyle konuştu: "Nitelikli GDO analizi yapabilen yalnızca 3 laboratuvarda yaşanan karmaşa üzerine Bakanlık 2 Kasım 2009’da Zirai Karantina Müdürlüklerine yazı yazarak, Mersin, Antalya, İzmir ve İstanbul’da GDO laboratuvarı kurulması talimatı yollamış, böylece Yönetmeliği yayımladıktan sonra laboratuvar eksikliğini anımsamıştır. Yine 2 Kasım tarihinde GDO Analizi Yapılacak Ürün Listesini 27 ürün olarak belirlemiş, 9 Kasımda ise bu listeyi 9 ürüne daraltmış, 20 Kasımda da uygulamayı 1 Mart 2010 tarihine kadar ertelemiştir. Görülmektedir ki ortada bir kriz ve kaos bulunmaktadır. Sonuç olarak; ortaya konulan lobi faaliyetlerine teslim olunmuş ve halk sağlığına karşı doğrudan veya dolaylı; derhal veya gecikmeli risk oluşturan GDO’lu ürünlerin ülkeye kontrolsüz girişine izin verilmiştir." Günaydın, bu yönetmelik değişikliğinin geri çekilmesi ve kamu yararına bir düzenlemenin yaşama geçirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

20/11/2009 radikal

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha önce de defalarca yazdığım üzere, bu verim artışı doğrudan verim artışına yönelik genetik modifikasyon sonucu değil; daha etkin böcek ve yabancı ot kontrolü sayesinde

Ancak daha önceki “Bilim, bilim insanlarına bırakılmayacak kadar önemlidir” gibi birkaç yazımdan da hatırlayabileceğiniz üzere, sadece Türkiye’de değil tüm

Çünkü GDO’lu üretim yapılan tarım alanlarındaki yabancı otlarda GDO nedeniyle ilaca direnç gösterdi ğinden daha çok ilaç kullanımı gerekmektedir.. Yani hem ilaç

10 yıl geçerli olacak: GDO veya ürünlerinin, ithalatı, ihracatı, deneysel amaçlı serbest bırakılması, piyasaya sürülmesi ile geneti ği değiştirilmiş

GDO ve ürünlerinin, onay almadan piyasaya sürülmesi, Biyogüvenlik Kurulu kararlar ına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması, genetiği değiştirilmiş bitki

Mersin Liman ı’nda ele geçirilen pirinçler ile ilgili Tarım Bakanı Mehdi Eker’in GDO analizinin hatalı olduğu söylemesinin ardından İTÜ Rektörlüğü daha önce

Dün yap ılan oylamada; İngiltere, Hollanda, İsviçre ve Finlandiya'nın komisyon lehinde oy kullanmasına rağmen diğer tüm ülkeler komisyon aleyhine oy kulland ılar ve

Denizli Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Gür, "Ulusal Biyogüvenlik Yasa Taslağı" adıyla görüşülen tasla ğın Meclis'te kabul edilmesi durumunda,