• Sonuç bulunamadı

Böbrek Hakkında Bilgiler. Böbreklerin işlevi. Böbrek Yetmezliği Nedir? Renal Faulire

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Böbrek Hakkında Bilgiler. Böbreklerin işlevi. Böbrek Yetmezliği Nedir? Renal Faulire"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Renal Faulire

Böbrek Hakkında Bilgiler

Böbrek karnın arka bölgesinde bulunan 100-150 gram ağırlığında bir organdır. Normal kişilerde sağ ve solda olmak üzere iki adet böbrek bulunur. Toplumda yaklaşık 1000 kişinin bir tanesinde tek böbrek vardır. Tek böbrekli olmanın önemli bir sakıncası yoktur.[1]

Böbreklerin işlevi

Böbreğin başlıca işlevleri vücut su, tuz, kalsiyum dengesinin sağlanması, idrar aracılığı ile zararlı maddelerin ve ilaçların vücuttan atılması ve hormon, şeker metabolizmasına olan katkılarıdır. Böbrek yetmezliğinde böbreğin bu işlevlerinde bozulma olur.[1]

Böbrek Yetmezliği Nedir?

Böbrek yetmezliği, böbreklerin yeterince işlev görev yapamadığı durumdur. Fizyolojik olarak böbrek yetmezliği glomerular filtreleme hızında bir yavaşlama olarak tanımlanır. Klinik olarak bu kenini yüksek serum kreatin düzeyi şeklinde gösterir. Akut ve kronik böbrek yetmezliği olarak iki ana kategoriye ayrılabilir.

1. Kronik böbrek yetmezliği (KBY) yavaş gelişir ve başta az belirti gösterir. Çeşitli böbrek hastalıklarının (IgA nefrit, glomerulonefrit, kronik piyelonefrit ve idrar retansiyonu gibi) bir komplikasyonudur. Son dönem böbrek yetmezliği bunun nihai sonucudur, bu durumda böbrek nakli için bir bağışçı bulunana kadar dializ gerekir.

2. Akut böbrek yetmezliği (ABY), adından da anlaşılacağı üzere, böbrek işlevinin hızla

kaybolması durumudur. Bunun tanımı oliguria (yetişkinlerde günde 400 mL'den az idrar üretimi,

[2]

çocuklarda 0,5 mL/Kg/saat'den az, bebeklerde 1 mL/kg/saat'den az olarak nicelenir), vücut suyu dağılımı ve elektrolit dengesinde bozulmalardır. Hastalığın ilerlemesini durdurabilmek için

hastalığın temel nedeninin anlaşılması gerekir, temel nedenlerin tedavisi zarfında geçecek zaman zarfında dializ gerekebilir.

Akut böbrek yetmezliği kronik böbrek yetmezliği ile beraber de meydana gelebilir. Buna kronik üzerine akut böbrek yetmezliği (KüABY) denir. Bunun akut kısmı tersinebilir ve tedavinin amacı hastanın böbrek işlevini olağan düzeyine geri getirmektir. Böbrek işlevi serum kreatinin düzeyi

(2)

ile ölçülür. Eğer hasta bir doktor tarafından izlenmişse ve geçmiş kan sonuçları yoksa KüABY, KBY ve ABY'nin birbirlerinden ayıredilmeleri mümkün olmayabilir.

Modern tıbbın gelişmesinden evvel böbrek yetmezliğine üremik zehirlenme, kana idrar karışması için ise üremi terimi kullanılırdı. Yaklaşık 1847'den itibaren bu terim düşük idrar üretimi için kullanılmaya başlanmış, bugünse oligüri olarak kullanılmaktadır.

Böbrek hastalarında nefes kokusuna rastlanabilmektedir. Çünkü böbrek hastalığı ağız kuruluğuna, ağız kuruluğu da nefes kokusuna neden olduğu düşünülmektedir.[2][3]

Kronik Böbrek Hastalığı

Kronik Böbrek Hastalığı, böbreğin tamamen veya %80 fonksiyonunu kaybetmesi ve görevini yerine getirememesi demektir. Türkiye'de birçok sayıda kronik böbrek hastası bulunduğu tahmin edilmektedir. Bütün bu insanların, yaşamlarını devam ettirebilmesi için tedaviye ihtiyaçları

vardır. Şunu bilmeliyiz ki, böbrek hastalığı her insanda, her yaş döneminde oluşabilir. Genelde hastalığın gelişmesi aşamalı olmaktadır. Bundan dolayı çoğu insan teşhis konulduğu ve

tedaviye ihtiyaç duyulduğu ana kadar hastalığından habersizdir.[9] Böbrek yetmezliği, A) ani (akut) veya B) sinsi (kronik) seyirli olmak üzere iki şekilde gelişebilir:

[1]

A. Akut böbrek yetmezliğinin nedenleri

Çok sayıda neden vardır;

1. Ağır kanama, kusma, ishal, yanık sonucu kan basıncında düşme

2. Gebelik: Kanamalar, gebelik zehirlenmesi, sağlıksız koşullarda yapılan düşükler 3. Kalp yetmezliği

4. Böbrek hastalıkları: Nefrit, böbrek damarının tıkanması

5. İdrar yollarında tıkanıklık: Kanser, prostat büyümesi, taşa bağlı tıkanma 6. Ameliyatlardan, özellikle büyük ameliyatlardan sonra

7. İlaçlar: İlaçlara bağlı akut böbrek yetmezliği sık karşılaşılan bir sorundur, bu nedenle ilaçlar kesinlikle doktor denetiminde kullanılmalıdır.

8. Depreme bağlı kas zedelenmeleri [1]

B. Kronik Böbrek Yetmezliğinin Bazı Nedenleri

1. Böbreğin süzme görevi yapan bölümlerinde iltihap ve harabiyet 2. Böbreğin bazı bölümlerinin iltihabı

3. Böbreklere giden bazı damarların hasarı sonucu kan akımının azalması 4. Şeker hastalığı

5. Yüksek tansiyon

(3)

6. Böbrek kistleri [4][5]

Akut (Ani) Böbrek Yetmezliği

Akut böbrek yetmezliği, çeşitli etkenlere bağlı olarak, böbrek işlevlerinin ani olarak bozulmasını anlatan bir terimdir. Hastalığın genellikle ilk fark eçlilen belirtisi, hastanın çıkardığı günlük idrar miktarındaki azalmadır. Bu azalma “Oligüri” düzeyindedir. Yani hastaların günlük idrar miktarı 500 mi ‘nın altındadır. Ancak oligüri gelişmeyebilir. Akut böbrek yetmezliğinin klinik özelliklerine ve belirtilerine geçmeden Önce, hastalığı yaratan etkenlerden söz edeceğiz.[6]

Kronik Böbrek Yetmezliği

Kronik böbrek yetmezliği; uzun süren, ilerleyici, böbrek fonksiyonlarının irreversible olarak bozulmasıyla üremi tablosunun ortaya çıktığı böbrek hastalığıdır.

Üremi: Kanda ürenin normal değerinin üzerinde olması nedeniyle ortaya çıkan semptomlar grubudur. Sinsi başlar ve yıllarca sürerek nefron harabiyetine neden olur.[7]

Kronik ve Akut Böbrek Yetmezliği Ayrımının Önemi Nedir?

Akut böbrek yetmezliği, böbreklerin görevlerinde çok kısa bir zaman içinde meydana gelen ve geriye dönüşü mümkün olabilen işlev kaybıdır. Zamanında tanınarak, uygun tedavisinin

yapılması ile hastanın sonraki yaşamında böbrekleri tamamen normal olarak çalışabilir. Ayrıca kronik böbrek yetmezliği nedeniyle takip edilen hastalarda da hastalığın seyri sırasında araya giren ateşli hastalıklar, bazı ilaçlar, aşırı su kaybı gibi çeşitli durumlar da böbrek görev kaybını hızlandırabilir ve yine zamanında müdahale ile bu hızlı ilerlemeyi durdurmak mümkün olabilir.[8]

Böbrek Hastalıklarının Belirtileri

1. Bulantı-kusma 2. Halsizlik 3. İştahsızlık 4. İnatçı kaşıntılar 5. Çok su içme

6. Günlük idrar miktarında azalma veya aşırı miktarda idrar yapma 7. Cildin sarımsı-kahverengi renk alması

8. Çabuk yorulma 9. Çarpıntı

10. Nefes darlığı 11. İşitme güçlüğü

12. Ani ve sürekli kan basıncı (tansiyon) yükselmeleri

13. Göz kapaklarında ve ayaklarda daha belirgin olmak üzere tüm vücutta su birikmesi

(4)

(ödem)

14. Sık idrara çıkma 15. Ağrılı idrar yapma 16. Kanlı idrar

17. Bulanık idrar

18. Gece birden fazla idrara kalkma

19. Kişilik değişiklikleri ile başlayan saldırganlık

20. Bilinç bulanıklığı ve komaya kadar uzanan uyanıklık ve davranış değişiklikleri 21. Havale (nöbet) geçirme

22. Özellikle çocuklarda gece idrar kaçırmaları ve gelişme gerilikleri

Not: Bu belirtiler başka birçok hastalıkta da görülebileceğinden hangi hastalıktan kaynaklandığının hekim tarafından belirlenmesi gerekir.

Tanı

Böbrek yetmezliğinin tanısı kanda üre veya kreatinin isimli maddelerin ölçülmesi ile mümkündür.

İdrar incelemesi, radyolojik yöntemler, kanın biyokimyasal incelemesi ve diğer laboratuar incelemeleri böbrek yetmezliğinin nedenini anlamaya yöneliktir.[1]

Böbrek Yetmezliğinin Tedavisi

Böbrek yetersizliği çok ilerlerse son dönem böbrek yetersizliği ortaya çıkar. Böbrekler kanı temizleme görevini hiçbir şekilde yapamaz. Kandaki zararlı atıkların düzeyi yükselir. Ayrıca, kan tuzları normal sınırların dışına çıkar. Bunlardan en önemlisi potasyumdur. Kan potasyumu normalin çok üzerine çıkarsa hayati tehlike belirir. Bu aşamaya gelen hastaların böbreklerine başka tedavi yöntemleri ile yardım etmek gerekir.

Kronik böbrek yetersizliği önceden çok sık olarak ölüme yol açmaktaydı. Ancak , günümüzde çok etkin bir şekilde tedavi edilmektedir. Bu nedenle, son dönem böbrek yetmezliğinden

korkmamak ama bu hastalığa karşı bilinçli olmak gerekir. Son dönem böbrek yetersizliği ortaya çıktığında sadece ilaç kullanarak hastayı tedavi etmek mümkün olmaz. Burada böbreğin

görevlerini üstlenecek başka tedavi yöntemleri gereklidir. Bu yöntemler başlıca 2 tanedir:

1. Diyaliz 2. Böbrek nakli

Diyaliz iki şekilde uygulanabilir:

(5)

1. Hemodiyaliz (makine diyalizi) 2. Periton diyalizi (karın diyalizi)

Böbrek nakli, hastaya başka bir kişiden alınan yeni bir böbreği takarak vücuttaki zararlı artıkları temizlemektir. Böbrek nakli de iki ayrı tür vericiden yapılabilir:

1. Canlı vericiden

2. Kadavradan (yeni ölmüş bir kimseden) [4][5]

Hemodiyaliz

Bir makine aracılığı ile hastanın kanının özel bir filtreden süzdürüldüğü ve içindeki zararlı maddelerin temizlendiği ve temizlenen kanın hastaya geri verildiği bir tedavi şeklidir. Bu amaca uygun olarak süzgeç görevi yapacak yapay özel filtreler üretilmiştir. Bu filtrelerin diyaliz

makinelerine takılması, kanın bir pompa ile hastadan çekilerek bu zardan süzdürülmesi ile hemodiyaliz gerçekleştirilir. Bu süzme işlemi sırasında filtrenin bir ucundan hastanın kanı girer.

Bu kandaki üre, kreatinin gibi zararlı maddeler, potasyum adı verilen ve fazlası vücuda zararlı olan bir tuz ile diğer zararlı maddeler dışarı alınır. Filtrenin diğer ucundan temizlenmiş olarak çıkan kan ise vücuda geri döndürülür. Hemodiyaliz sırasında vücutta fazladan birikmiş suyun çekilmesi ile tansiyon yüksekliği de daha kolay kontrol edilir.[4][5]

Periton (Karın) Diyalizi

Kanı zararlı artıklardan temizlemek için her zaman yapay filtreler gerekmez. Bu amaçla insanın kendi karın zarı da filtre yerine kullanılabilir. İnsanın kendi karın zarı olan peritonun kullanıldığı diyaliz şekline periton diyalizi (karın diyalizi) adı verilir.[4][5]

Böbrek Hastalarında Beslenme

Proteinler

Büyüme ve gelişmenin sağlanması dokuların onarımı ve vücut savunması için en önemli olan besin türüdür. En önemli protein kaynakları yumurta, süt, peynir, diğer hayvansal gıdalar ve kuru baklagillerdir. Proteinler vücutta değişik görevler için kullanıldıktan sonra yıkılır ve bunun sonucu protein yıkım ürünü olan üre,ürik asit, kreatinin gibi vücut için zararlı maddeler açığa çıkar ve sağlıklı kişilerde böbrek tarafından idrarla dışarı atılır. Böbrek yetersizliğinde söz konusu maddeler dışarı atılamaz ve buna bağlı hastalık belirtileri (halsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, ağızda kötü koku) ortaya çıkar.

(6)

Böbrek yetmezliği hastalarında protein alınımın kısıtlanması ile bu zehirli maddelerin üretimi de azaltılmış olur. Bu amaçla kilogram başına 0.5-0.6 gr/gün (genellikle 40 gr) hayvansal kaynaklı protein içeren diyet önerilmektedir. Sağlıklı bir erişkinin günde alması gerekli protein miktarı yaklaşık kg. başına 1 gramdır (örneğin 70 kg olan bir kişi için 70 gr). Bazı hastalar kan üre değerlerini iyice düşürebilme amacı ile diyetlerinde proteini tamamen keserler. Bu yanlıştır çünkü vücudun proteine mutlaka ihtiyacı vardır.

Karbonhidratlar

Tüketilen enerjinin %55 ile %70'i üremik hastalarda karbonhidratlardan karşılanır. Türk mutfağında bu tür yiyecekler (ekmek, makarna, yufka, pasta, börek, pilav vb.) genellikle çok tüketildiği için gerekli kalori rahatlıkla sağlanır. Karbonhidratların ve yağların yakılması ile üre ve vb. zararlı maddeler meydana gelmez.Karbonhidratların kısıtlanması şeker hastalığı olan

hastalarda önerilir.

Yağlar

Yoğun şekilde enerji sağlayan maddelerdir. Günlük kullanımda yağ dediğimiz zaman tereyağı, margarin, bitkisel yağlar ve çeşitli etlerde bulunan yağlar anlaşılır. Yağ alınmasının temel amacı vücuda enerji sağlamaktır. Alınan kalorinin %20-40'ı yağlardan sağlanır. Ayrıca A, D, E ve K vitaminleri gibi yağda eriyen vitaminler de bu besinler ile birlikte emilir. Yağların kendi içinde alt grupları vardır. Kolesterol çok önemli görevleri olan bir yağ türüdür. Bir bölümü karaciğerde yapılır, kalan bölümü ise besinlerle alınır.Kanda belirli miktarı aşınca (200 mg/dL ve üzeri) damar sertliğine (ateroskleroz) ve buna bağlı olarak da kalp krizi ve inmelere neden olabilir.

Böbrek yetmezliği olan hastalarda ise hastalığın daha da hızlı ilerlemesine neden olabilir. Bu nedenle bu hastaların diyetlerindeki kolesterol miktarı kısıtlanmalıdır. Bu hastalara özellikle zeytin, mısır, ayçiçek gibi bitkisel sıvı yağlar kullanmaları önerilir çünkü kolesterol sadece hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur.

Su

Böbrek yetersizliği cok fazla ilerleyinceye kadar genellikle hastalar içtikleri su ile orantılı miktarda idrar çıkarırlar. Böbrek yetersizliği henüz başladığı erken dönemlerde kanda üre ve diğer zararlı maddelerin çok yükselmemesi için alınacak en iyi önlem fazla miktarda su içmektir.

Ancak böbrek yetmezliğinin son dönemlerinde idrar miktarı iyice azalır ve su içmekle idrar miktarı artmaz. Fazla suyun vücutta kalması tansiyon yüksekliği, kalp yetmezliği ve nefes

darlığına yol açar. Bu nedenle bir gün önce çıkarılan idrar miktarına 500 ml (3 su bardağı) kadar su eklenirse alınması gerekli su miktarı bulunur. Bu dönemde hastanın her gün tartılması

şarttır.Alınan günlük su miktarı hesaplanırken içilen çay, ayran, çorba vb. eklenmesi de unutulmamalıdır.

Tuz

(7)

Böbrek yetersizliğinde vücuda alınan tuzun atılması azalır ve vücutta birikir. Fazla miktarda tuz tansiyonu yükseltir ve vücutta su birikmesine ve kalp yetmezliğine yol açar. Günlük tuz alımı 2-3 g. olmalıdır. Diyet tuzları böbrek hastalarında çok tehlikeli olabilir.

Potasyum:

Tuza benzeyen kan ve dokularda bulunan bir maddedir. Kasların ve kalbin kasılmasında çok önemli rol oynar. Böbrek yetersizliğinde potasyum vücuttan uzaklaştırılamaz ve bunun

sonucunda kan potasyumunda yükselme ortaya çıkar. Bu çok tehlikeli bir durumdur ve ani kalp durmasına neden olabilir. Potasyum en çok kurutulmuş meyve ve sebzeler (üzüm, incir,

bamya), taze meyve (muz, üzüm, erik vb.) ve tüm sebzelerde bulunur. Bu yüzden yemeklerde kullanılan tüm sebzelerin önce haşlanması ve bu suyun atılması önerilmektedir. Böbrek

hastalarına her zaman potasyumdan kısıtlı diyet önerilmektedir.

Kalsiyum ve fosfor

Kalsiyum ve fosfor dengesi de böbrek yetmezliğinde bozulmuştur ve buna bağlı olarak da kemiklerde zayıflık ortaya çıkmaktadır. Kan fosfor düzeylerinde yükselme ve kalsiyum

düzeylerinde azalma görülmektedir. Yalnız diyet önerileri ile bunları dengede tutmak mümkün olmamaktadır çünkü kalsiyumdan zengin gıdalarda fosfor miktarı da fazladır. Bu nedenle

mutlaka doktor tarafından önerilen fosfor bağlayıcı ve kalsiyumu yükselten ilaçların kullanılması gerekmektedir. Fosfor ve kalsiyum bakımından zengin besinler tüm süt ürünleri ve balıklardır.

Daha fazla bilgi için lütfen doktorunuza başvurunuz.[4][5]

Polikistik Böbrek Hastalığı Nedir?

Polikistik böbrek hastalığı böbrek yetmezliğine neden olan ailesel hastalıklardan en sık

görülenlerinden birisidir. Bu hastalıkta böbreklerde içleri berrak sıvı ile dolu olan, kist adı verilen çok sayıda kesecik bulunur. Böbreklerde polikistik böbrek hastalığı dışında da kistler bulunabilir.

Böbreğin kistik hastalıkları ailevi geçen ve ailevi geçmeyen kistik hastalıklar olarak iki gruba ayrılabilir. Ailevi olarak geçen polikistik böbrek hastalığı ise baskın ve çekinik geçen tiplere ayrılır.

Basit böbrek kistleri tek ya da çok sayıda olabilen ve en sık karşılaşılan kistlerdir. Yaşla beraber görülme sıklıkları da artar ve çoğunlukla herhangi bir şikayete yol açmadan, yapılan

incelemelerde rasgele saptanır. Bunun dışında böbrek hastalarında ve diyaliz hastalarında da kist görülme sıklığı artmıştır. Polikistik böbrek hastalığı genellikle erişkin yaşlarda açığa çıkar.

Böbrek kistlerinin yanı sıra karaciğerde de kistler, beyin damarlarında balonlaşma (anevrizma) ve hipertansiyon bulunur. Hastalık şikayete yol açmayabilir ve tesadüfen tetkik yöntemleri ile veya aile incelemesinde tespit edilebilir. Erken evrede ancak idrar incelemesi ile saptanabilen idrarda kan (hematüri) ve protein olabilir. Bunun dışında ağrı, kanama, iltihap gibi bulgulara da

(8)

yol açabilir. Hipertansiyon erken bulgulardan birisidir. Böbrek yetmezliği gelişen hastaların yaklaşık % 50'sinde hipertansiyon bulunur.

Karaciğerde kistler genellikle böbrek kistlerinden sonra gelişir ve yaşla görülme sıklığı artar.

Karaciğer kistleri genellikle şikayete yol açmaz ve karaciğer testlerinde bozukluk görülmez.

Beyin damarlarındaki anevrizmalar (balonlaşma) hastaların %5'inde görülür. Genellikle 5 milimetreden küçüktür ve kanamaya yol açmazlar. Teşhis, aile öyküsü ve ultrasonografide böbrek kistlerinin görülmesi ile konur.

Polikistik böbrek hastalığı olanların çocuklarında da hastalığın ortaya çıkma riski %50'dir. Bu nedenle aileler genetik danışmadan yararlanabilirler.[8]

Kaynaklar

[1] www.saglikbilgisi.com/makale/Böbrek+Yetmezliği [2] content.nejm.org/cgi/content/full/338/10/671 [3] tr.wikipedia.org/wiki/Böbrek_yetmezliği

[4] Joanne M. Bargman et al. Chronic Kidney Disease In: Harrison’s Principles of Internal Medicine. 17th Edition, 2008

[5] www.abbott.com.tr/beslenme_urunleri/kronik_bobrek_yetmezligi.aspx [6] www.saglik.im/akut-ani-bobrek-yetmezligi

[7] www.genbilim.com/content/view/64/33/

[8] www.damladiyaliz.com/diyaliz/bobrek-yetmezligi-nedir.html [9] www.bobrekyetmezligi.com

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak böbrek zedelenmesine neden olan olay ortadan kaldırılsa bile böbrek.. hasarının ilerlediği de

Biz intihar amaçlı aşırı doz metformin alımına bağlı akut böbrek yetmezliği gelişen ve hemodiyaliz uygulanmaksızın pulse metilprednizolon ile tedavi edilen bir

Şuradaki m akara bantlarda da “ Münir Nurettin Selçuk, Yahya Kemal, Faruk Na­ fiz Çamlıbel, Yesari Asım Arsoy, Saadettin Kaynak, Selahattin Pı- nar’ın kendi

“İnançlı bir üretimdir eylem İçinde olmadıkça kimse özüyle banşamaz” diyen Erbil’le aşk ve mektuptan üzerine konuştuk?. —“Eski ve yeni sözcükleri bir arada

Tüm bu sebeplerden ötürü, kronik böbrek yet- mezliğinin kesin tedavisi kabul edilen böbrek nakli sayısı- nın süratle artırılması gerekmektedir. Periton

Ateş, trombositopeni, peteşi ve akut böbrek yetmezliği ile başvuran hastalarda hantavirüs enfeksiyonu ayırıcı tanıda düşünülmesi gerekir. Nurdan Cavrar,

• Renal fonksiyonlar kötüleştikçe Na dengesi ve ekstraselüler sıvı hacmini korumak için Na atılımı artar (Ancak bu sınırlı bir süre ) • CKD’li hastalar fazla

Söz konusu güçlü¤ün afl›labilmesi için hasta çocu¤un hastal›¤› ve geliflim süreci, aile içerisindeki iliflkiler, aile bireylerinin duygusal yaflant›lar› ve