BİYOKİMYASAL TESTLERLE
BESLENME DURUMUNUN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Biyokimyasal testler beslenme durumunun değerlendirilmesinde kullanılan en objektif yöntemdir.
Yöntem geçerliliğini etkileyen etmenler nedeniyle, bireyin değerlerinin
yorumlanmasında dikkatli olunmalıdır.
Beslenme durumunun değerlendirilmesinde birçok biyokimyasal test kullanılabilir. Ancak bunlardan
hiçbiri tek başına beslenme durumunu değerlendirmek için yeterli değildir.
Genelde beslenme durumunun değerlendirilmesinde;
Öykü
Fizik muayene
Antropometrik ölçümlere
Besin tüketim araştırmalarına bir tamamlayıcı olarak kullanılır.
Birden fazla testin yorumlanması beslenme
durumunu daha iyi yansıtmaktadır.
Biyokimyasal Testlerin
Kullanılma Amaçları
Akut dönemde malnütrisyonun saptanması
Spesifik bulgular vermeyen, potasyum
yetersizliği gibi, besin ögesi yetersizliklerinin saptanması
Skorbüt, beriberi, raşitizm gibi klinik bulguların doğrulanması
Herhangi bir yöntemle beslenme desteği
uygulanan hastaların beslenme durumlarının izlenmesi
Demir, folat, B12 vitamini yetersizliğine bağlı
gelişen hematolojik tanıların konması
Bulguları henüz kliniğe yansımamış besin ögesi yetersizliklerinin saptanması (demir, iyot gibi)
Besin tüketim kaydı verilerinin doğruluğunun denetlenmesi ( protein alım düzeyi- 24 saatlik idrar azot analizi, sebze meyve tüketimi- karotenoid düzeyleri)
Hastaya verilen beslenme eğitiminin başarılı olup olmadığının değerlendirilmesi
Yüksek doz supleman kullanım sonuçlarının
değerlendirilmesi (A vitamini gibi)
Bireye bağlı farklılıklar,
Bireylerarası farklılıklar ve
Laboratuvar farklılıkları
biyokimyasal testlerin yorumunu etkileyen faktörlerdir.
Biyokimyasal Testleri
Etkileyen Faktörler
Beslenme durumunu tüm
aşamalarında yansıtabilecek duyarlı testlere ihtiyaç vardır.
Bu testler;
egzersiz,
enfeksiyon,
stres (fiziksel ve duygusal vb)
gibi faktörlerden en az düzeyde
etkilenen testler olmalıdır.
Beslenme durumunun göstergesi olan biyokimyasal testler;
Kan (serum-plazma),
kırmızı ve beyaz kan hücreleri,
idrar,
gaita
tükürük,
tırnak,
saç,
ter,
gözyaşı
anne sütü,
kemik-karaciğer doku örnekleri
gibi biyolojik materyallerde yapılabilmektedir .
Biyolojik materyal, üzerinde laboratuvar analizleri yapılacak canlı ya da ölü
biyolojik maddelerdir. Sıvı ya da katı
olabilirler.
Kan proteinleri (albümin, transferrin, tiroksin bağlayıcı prealbumin, retinol bağlayıcı protein, fibronektin, somatomedin C),
Kan yağları (total kolesterol, HDL kolesterol, LDL kolesterol, VLDL kolesterol, trigliserit),
Hemoglobin ve hematokrit düzeyleri,
Kanda ve idrarda, saçta vitamin ve mineral düzeyleri
kısa ve uzun dönemde beslenme durumunun
saptanmasında kullanılan değerlendirmelerdir.
Biyokimyasal yöntemlerle beslenme durumunun
saptanmasındaki avantajlar
İleri düzey klinik belirtiler ortaya çıkmadan metabolizma ve beslenmeyle ilgili
yetersizlikler ortaya konabilir.
Kesin, doğru ve tekrarlanabilir özelliği vardır.
Besin tüketim sonuçlarına doğruluk katar.
Biyokimyasal yöntemlerle beslenme durumunun
saptanmasındaki dezavantajlar
Zaman alıcıdır.
Pahalıdır.
Uzman personele ihtiyaç vardır.
Beslenme Durumunu
Saptamada Kullanılan
Bazı Biyokimyasal Testler
Besin ögesi Test
Protein Serum total protein- Albümin-
Transferrin- Retinol bağlayıcı protein- Tiroksin bağlayıcı prealbumin
İdrar kreatinin, 3 Metil Histidin
Azot dengesi
Başlıca karaciğerde sentez edilir ve sınırlı protein alımı ile düzeyleri değişir. Viseral protein;
doku fonksiyonu,
onkotik basınç,
enzimatik süreçlerin ve
immün fonksiyonun sağlanmasında elzemdir.
Viseral protein düzeyinin değerlendirilmesi;
Albümin,
Tiroksin bağlayıcı prealbümin (TBP)-Transtiretin
Retinol bağlayıcı protein (RBP)
Transferin
Somatomedin-C (
İnsülin Benzeri Büyüme Faktörü I-IGF-I)
Fibronektin
ölçümleri ile yapılır.
Plazma Proteinlerinin Özellikleri
Viseral
Proteinler Yarılanma
Ömrü Normal Değer Yükselme Albümin
14-20 gün 3.5-5.5 g/dL Dehidratasyon
Transferrin 8-10 gün 200-250 mg/dL Gebelik Hepatit Anemi
Dehidratasyon
TBP 2-3 gün 15.7-29.6 mg/dL Kronik böbrek
yet.
RBP 12 saat 2.6-7.6 mg/dL Böbrek yet.
Gebelik Viseral Proteinler Yarılanma
Ömrü Normal Düzey
Fibronektin 4-24 saat 1.82±0.16 mg/dL
Somatomedin C 2-6 saat 60-122 ng/mL
İdrar Kreatinin
Kreatin karaciğerde amino asitlerden (glisin, arginin, metionin) sentezlenen kas kütlesi içinde toplanan, enerji depolayan bir bileşiktir.
Kreatin yıkımı ile ortaya çıkan kreatinin yağsız vücut kütlesinin göstergesidir.
Bu amaçla idrarla (24 saatlik) atılan kreatinin değerlendirilir.
İdeal idrar kreatinin 24 saatlik idrarda;
Erkek için 23 mg/İdeal Vücut Ağırlığı (kg)/gün
Kadın için 18 mg/İdeal Vücut Ağırlığı
Kreatinin Boy İndeksi (KBİ) denilen bir değer hesaplanır.
KBİ (%) = Ölçülen İdrar Kreatini İdeal İdrar Kreatini
KBİ (%) = Ölçülen İdrar Kreatini İdeal İdrar Kreatini
Değerlendirme
%80-100 Yeterli
%80-60 Orta düzeyde
< %60 Ağır düzeyde kas kaybı
x 100
İdrar 3-Metil Histidin
İdrar 3-metil histidin (3-MH) aminoasidi ölçümleri teorik olarak iskelet kası protein kütlesinin büyüklüğünün ve turnoverının ölçülmesinde kullanılabilir.
Bu amino asitin büyük bir kısmı kas liflerinde aktin ve miyozin olarak yer alır.
Aktin ve miyozin katabolize olduğu zaman, 3-MH salınır ve protein sentezi için tekrar kullanılmaz. Başka bir
metabolizmaya uğramadan idrar ile atılır.
Bu doğrultuda yetişkinlerde kas protein sentezi ve
katabolizması dengedeyse, 3-MH atımı kas kütlesini
yansıtmalıdır.
Azot (Nitrojen) Dengesi
Azot dengesinin saptanması vücutta protein kullanımının ölçüsüdür.
Yiyeceklerle alınan azotla, idrar-dışkı-solunum ve diğer yollarla atılan azot eşitliğidir.
Vücuda alınan azottan (protein), idrarla atılan azotun çıkarılması ile saptanır.
Gaita, ter, saç, deri ve tırnakla da azot kaybı
olmaktadır.
Azot alımı=Protein alımı (g/24 saat) 6.25
Azot atımı (g/24 saat)= İdrar üre azotu + 4
Azot dengesi= Azot alımı-Azot atımı
6.25= Azot çevirme faktörü
4= Deri-dışkı-saç vb yollarla kaybedilen azot
miktarı