KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ
Yenişehir Rehberlik Araştırma Merkezi 11.02.2020, Mersin
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ile ilgili düşüncenizi bir cümle halinde yazınız.
www.menti.com Kod: 35 83 88
• Cinsiyet - her cinsiyete atanan roller, özellikler ve beklentiler.
• Cinsiyet kimlikleri, kaynaklar üzerinde eşit olmayan bir kontrole ve kaynaklara erişime
• ve genellikle yoksulluk, dezavantaj ve güvenlik açığına dönüşebilir.
3
Zamanımızın Bitmemiş İşi
• Cinsiyet eşitliği - cinsiyete bakılmaksızın kadınların güçlendirilmesini, ayrımcılık yapılmamasını ve eşit haklarını kapsayan dönüştürücü çağrışımlara sahip olmasını belirtir.
• Kadınlar ve erkekler, kızlar ve erkekler arasındaki eşitsizlikler hakkında çok boyutlu ve kesişimsel bir görüşü benimser.
• Toplumun yanı sıra bütün sektörlerin tüm
Hukukçular şiddet eylemleri için;
• İnsanın, başka bireylere giriştiği, onlarda önemli ya da önemsiz hasarlar veya yaralar oluşturan, saldırgan ve hoyratlık ifade eden hareketlerdir.
• Bu tanım, şiddet ile kalıcı bedensel hasar yaratan güç kullanımı arasındaki bağı vurgulamaktadır.
Şiddet ve Etkili Eylem – Kapsadığı davranışlar
• Birini yere atmak, ona tükürmek, saçını çekmek, şiddet ve etkili eylem kapsamına girmektedir.
• Birini tehdit ederek veya malına kötü davranarak ruhsal durumunun bozulmasına neden olmak da bu kavramın içinde algılanır.
Suç oluşturan hafif şiddet eylemleri vardır:
- Gerçek anlamda darbe içermeyen hareketler,
• İtip kakma,
• İsabet ettirmeden tükürme,
• Üzerine çöp atma gibi eylemler…
• Toplumu oluşturan en küçük birim
• Kendimizi en huzurlu ve konforlu hissettiğimiz ortam
«AİLE»
• Bu ortamda yaşanabilecek olan şiddetin diğer hedef gruplara göre şiddete maruz kalan insanoğlunda çok daha karmaşık ve derin izler bırakacak travmalar oluşturmaktadır.
• Kadınlara yönelik şiddet; insan haklarının ihlalidir, cinsiyet eşitsizliğine dayanır, bir halk sağlığı sorunudur ve sürdürülebilir kalkınmaya engel olur.
• Dünyadaki her üç kadından yaklaşık 1'ine (%
35), partnerleri tarafından şiddet uygulanmıştır.
CEDAW – İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
Kadınlara Karşı Her türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi
03 Eylül 1981 tarihinde yürürlüğe girmiş ve
Türkiye tarafından 19 Ocak 1986 tarihinde yürürlüğe konulmuştur.
Sözleşmede devletlere fiili eşitliği sağlamaya yönelik olarak başta anayasalar olmak üzere eşitliğe aykırı tüm yasaların değiştirilmesi, eşitliğin yaptırımcı uygulamalarla sağlanması ve
cinslerin birbirine üstünlüğü üzerine
kurulmuş; tüm gelenek, görenek, örf ve
adetin ortadan kaldırılması
görevi verilmiştir.Kadına yönelik şiddet ilk kez 1993 yılında
“Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Şiddete Karşı Bildirge” de tanımlanmıştır.
Buna göre şiddet;
İster kamusal alanda ister özel yaşamda meydana gelsin, kadının fiziksel, ruhsal, sosyal, cinsel ve ekonomik açıdan zarar görmesine acı çekmesine neden olan, onurunu zedeleyen temel hak ve özgürlüklerini kullanmasını engelleyerek “Kadına Yönelik Ayrımcılığın” sürmesine yol açan eylemlerdir.
ŞİDDET;
• Fiziksel
• Cinsel
• Duygusal ya da psikolojik
• Ekonomik
• Sosyal olarak sınıflandırılabilir.
FİZİKSEL ŞİDDET
Öldürme ve bedensel bütünlüğe, sağlığa saldırı oluşturan etkili eylemlerdir.
Yumruk, tokat, tekme atma.
Kol bükme, boğaz sıkma, saç çekme, iple bağlama, sağlıksız koşullarda oturmaya zorlama, sağlık hizmetlerinden yararlanmayı önleme gibi çok geniş bir kapsama alanı vardır.
TÜRKİYE DE KADINLARIN %14’Ü ERKEĞİN BAZI DURUMLARDA
– Kadının Yemeği Zamanında Yapmaması, Çocuğa Bakmaması Gibi Nedenlerle –
EŞİNİ DÖVEBİLECEĞİ GÖRÜŞÜNE KATILMAKTADIR.
CİNSEL ŞİDDET
Kadına istemi dışında yöneltilen her türlü cinsel amaçlı söz veya eylem olarak tanımlanabilir.
Kadının kocası veya bir başkası tarafından isteği dışında veya istemediği biçimlerde cinsel ilişkiye zorlanması cinsel şiddettir.
Cinsel bölgelere zarar verme, çocuk doğurmaya veya doğurmamaya, kürtaja, yakın akrabalarla cinsel ilişkiye, fuhuşa zorlama, zorla evlendirme, telefon mektup ya da sözle cinsel içerikli davranışlar da cinsel şiddet kapsamında değerlendirilir.
DUYGUSAL YA DA PSİKOLOJİK ŞİDDET
• Tehdit, hakaret, sövme, özgürlükten yoksun bırakma, eve ya da odaya kilitleme, dışarıya çıkmasına izin vermeme, başkaları yanında küçük düşürme, başka kadınlarla kıyaslama gibi örnekler verebiliriz.
• Tehdidin suç oluşturması için sonuç alınması ya da zarar vermesi zorunlu değil mağdurda
EKONOMİK ŞİDDET
Kadının mallarını ya da gelirlerini elinden almak,
Para vermemek/ kısıtlı para vermek,
Ailenin ekonomik birikimine ilişkin bilgi vermemek,
Kadının düşüncesini almadan karar vermek,
Çalışmasına izin vermemek, istemediği işte zorla çalıştırmak, iş hayatını sürdürmesine engel olacak kısıtlamalar getirmek,
Kişisel zevk ya da beğenisi doğrultusunda gereksinimlerini karşılayacak parayı vermemek ya da belirli çıkarlar doğrultusunda vermek.
Şiddet utanç verici garip, zalimce, sapıkça ve inanması güç yöntem ve şekillerle uygulanabilir.
Bu nedenle önümüze gelen olayların
“inandırıcılığından” şüphe duyulmaması gerekir.
SOSYAL ŞİDDET
Kadının sosyal hayatta var olmasını engellemek suretiyle ortaya çıkmaktadır. Bazı durumların yalnızca psikolojik şiddetle açıklaması yetersiz kalmaktadır örneğin yurtdışına gelin olarak götürülüp evden dışarıya bile çıkarılmayan kadınlar olduğu bilinmektedir.
Kadınların, her türlü sosyal hak ve etkinliklerden yoksun bırakılması, sadece ev işlerini yapması ve çocuklara bakmasının beklenmesi bir çeşit köle yaşamına mahkum edilmesi sosyal şiddettir.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN SEBEPLERİ
Eğitim, alkol ya da madde kullanımı, ekonomik sıkıntı, fiziki farklılık, çocuklukta aile içi şiddetin yaşanması gibi nedenlerin etken olduğu kabul edilmekle birlikte kadına yönelik şiddet sadece bunlarla açıklanamaz.
KİMLER ŞİDDET UYGULAR?
Herkes şiddet uygulayabilir.
Şiddet failinin hasta /bağımlı olması gerekli değildir.
Eğitim durumu etkili değildir.
Aile içi şiddet failleri genellikle dışarıda şiddet sergilemezler.
Aile içi şiddet sadece öfke ya da tartışma ile açıklanamaz. Karşı tarafı kontrol etme ve karşı taraf üzerinde hakimiyet kurmak asıl amaçtır.
MAĞDUR KİMDİR?
Herkes mağdur olabilir.
Çalışan/çalışmayan
Eğitimli/eğitimsiz
Zengin/yoksul
Sosyal statüsü yüksek /düşük
Kadın ya da erkek
Eğitim görmemiş kadınların %56’sı
Lise ve üzeri eğitim almış kadınların %27’si
Refah düzeyi düşük ailelerde yaşayan kadınların %50’si
Yüksek refah düzeyinde yaşayan kadınları
%29’u fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalmıştır.
ŞİDDET DÖNGÜSÜ
Şiddet
Balayı Gerginlik
Patlama
RİSK FAKTÖRLERİ
Tehdit
Madde Bağımlılığı
Silah
Dövüş Sporları
Şiddet Kaydı
Aşırı Kıskançlık
Kritik Dönemler( Boşanma davası açılması, evden uzaklaştırma v.b.)
GÜVENLİK PLANI
Bilgilenme
Çocukları bilgilendirme
Komşu, arkadaş gibi yakın çevreye bilgi verme
Önemli belgeler(kimlik, telefon numaraları gibi) bir miktar parayı ayrı ve kolay ulaşılabilecek bir yerde bulundurma.
Bıçak ve silahların uzaklaştırılması Küpe, fular, kolye takmama
Kamu memuru olarak kadına yönelik şiddeti bildirme yükümlülüğüm var mı?
• Evet mi?
• Hayır mı?
www.menti.com Kod: 97 81 80
-ŞÖNİM-
Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi
ALO 183
Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma HattıMersin ŞÖNİM:
Gazi Mahallesi 1323 Sokak. No:5 Yenişehir/MERSİN
+90 (324) 328 66 35
Kadına Yönelik Şiddetin Farklı Yansımaları
• Kadın cinayetleri:
DSÖ’ye göre; tüm kadın cinayetlerinin %38’inin partnerleri tarafından işlenmektedir.
• Erken ve zorla evlendirme = Çocuğun cinsel istismarı
• Toplumsal cinsiyet eşitsizliği:
• Şiddeti normal veya kabul edilebilir kılan veya haklı gösteren tutumlar
• Erkek ayrıcalığını destekleyen ve kadınların özerkliğini sınırlayan zararlı cinsiyet normları
Çözüm:
• Şiddetsizlik ve toplumsal cinsiyet açısından eşitlikçi ilişkileri destekleyen ve kadınların
• Kadınların ve kızların güçsüzleştirilmesi:
• Ekonomik (kapasite geliştirme –okuma yazma, meslek kursları, istihdam, miras)
• Kişilerarası ilişkiler (etkin iletişim becerileri…)
• Bireysel (güvenli alan yaratma, özyeterlik, atılganlık, müzakere ve kendine güven becerilerini geliştirmek)
CEBİMİZDE KALANLAR…
• Film 1
• Film 2
KADINA YÖNELİK ŞİDDET ÖNLENEBİLİR BİR
HALK SAĞLIĞI, HUKUK, ADLİ TIP,
MEDYA, KÜLTÜREL VE EĞİTİM
TEŞEKKÜR EDERİM
Sorular… Öneriler… Katkılar…
Hazırlayan ve Sunan: Hatice ARSLAN Uzman Psikolojik Danışman
ve
Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Bağımlılık Programı Doktora Öğrencisi
İletişim: 0505 499 24 92