• Sonuç bulunamadı

2) NEO KLASİK (GELENEKSEL) YÖNETİM

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "2) NEO KLASİK (GELENEKSEL) YÖNETİM"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

•1930’lara kadar, klasik yönetim ve örgüt kuramı, örgütsel yapıya ve onun işleyişine yol gösteren tek kuram olarak süregelmiştir.

•Ancak bir yandan 1929 Dünya Ekonomik Krizi’nin etkisiyle, diğer yandan da işletmelerle ilgili çeşitli örgütsel sorunların artması sonucu, klasik kuramın eksiklikleri hissedilmeye başlanmıştır.

•Bu nedenle 1930’lu yıllarda, yönetim düşünce sisteminde “insan ilişkileri yaklaşımı” adı altında yeni bir yaklaşım oluşmaya başlamıştır.

•Neoklasik yaklaşım esas itibariyle klasik akımın kavram ve ilkelerine dayanır. Ancak bu yaklaşım, klasik yaklaşımda eksik olan insan öğesini, inceleme ve araştırmalarında ön plana çıkarmıştır.

•İnsan ilişkileri yaklaşımı, sonraları “örgütsel davranışa” dönüşmüş, örgütsel davranış da modern yönetim düşüncesinin önemli bir bölümünü oluşturmuştur.

2) NEO KLASİK (GELENEKSEL) YÖNETİM

(2)

NEOKLASİK YÖNETİM DÜŞÜNCESİ

•Neoklasik yönetim yaklaşımı, klasik yönetim yaklaşımının yeterince önem vermediği örgütün insan kaynakları üzerinde önemle durmaktadır.

•Neoklasik yaklaşımın ana fikri, organizasyon yapıları içinde çalışan insanı tanımak ve anlamak, onun beceri ve potansiyelinden maksimum düzeyde yararlanmak, çalışanların organizasyon amaçlarını gerçekleştirmek için katkılarını sağlamak, onları motive etmek yollarını aramak olmuştur.

•Neoklasik yaklaşımla; insan davranışı, insan ilişkileri, grupların

oluşması, grup davranışları, informal organizasyon, motivasyon ve

liderlik gibi kavram ve teoriler geliştirilmiştir.

(3)

GENEL PRENSİPLERİ •Örgütü sosyal bir yapı olarak ele alan ve bu sosyal yapının insan merkezli olarak düzenlenmesi durumunda başarılı olunacağı temel varsayımına dayanan bir yaklaşımdır.

•Organizasyon ne kadar iyi düzenlenirse düzenlendin onu yürütecek ve yaşatacak olan insanlardır.

•Fiziksel mükemmellik, uygulamada ön plana çıkan insan unsurunun etkisiyle kolayca bozulabilir. Bu yüzden insan ön planda tutulmalı onun organizasyon içindeki davranışları araştırılmalı ve yorumlanmalıdır.

•İyi bir organizasyon yapısı oluşturmak için, bu yapıda yer alan her bireyin görevini belirlenen biçimde yapmasını sağlamak yeterli değildir.

•Çalışanlara inisiyatif vermek, onları uygun bir biçimde motive

etmek, organizasyonun başarılı olması, amaçların benimsenmesi,

organizasyonla ilgili problemlerin minimize edilmesi, çalışanların

arasındaki sürtüşmelerin azalmasını sağlayacaktır.

(4)

ÖNCÜLERİ

• Elton Mayo, Roethlisberger, Douglas McGregor, Kurt Lewin

gibi neoklasik yönetim yaklaşımına katkı sağlayan

düşünürlerin genellikle davranış bilimleri alanlarında

yetişmiş olmaları, bu yaklaşımın insan ilişkileri yaklaşımı

olarak gelişmesini etkilemiştir.

(5)

ELTON MAYO –

HAWTHORNE ARAŞTIRMALARI

•Chicago’daki Western Elektrik Şirketi’nin Hawthorne fabrikalarında 1923’te başlayan ve 1930’ların ortalarına kadar devam eden araştırmalar, insan ilişkileri akımı için temel oluşturmuştur.

•Elton Mayo ve arkadaşlarının yürüttüğü araştırmaların temel amacı çalışma ortamında yüksek verimliliğe yol açan faktörleri belirlemekti.

• Fiziksel şartların insan verimliliğine etkisinin test edilmesiyle başlayan çalışmalarda, beklenenin aksine, fiziksel şartların kötüleşmesinin verimliliği azaltmadığı görülmüştür.

•Bu araştırmalar kapsamında “iş ortamının düzenlenmesi" anlayışının

gerçekten geçerli olup olmadığını test etmek amacıyla üç temel

deney yapılmıştır.

(6)

•Yapılan araştırmalarda bazen ışık vb. fiziksel koşullarda iyileşme olmadan verimliliğin arttığı; bazen de iyileştirmeye rağmen üretimin artmadığı görülmüştür.

•Bunun üzerine, araştırmacılar dikkatlerini fiziksel faktörlerden sosyal ve psikolojik faktörlere çevirmişlerdir.

•Bu açıdan yapılan deneyler, üretim düzeyini ve verimliliği esas itibariyle sosyal faktörlerin etkilediği görüşüne yol açmıştır.

•Sosyal faktörlerin etkisini belirlemeyi amaçlayan deneylerden birinde, işçilerin kendi aralarında oluşturdukları gruplarda üretim düzeyinin ne olması gerektiği konusunda kendi aralarında bir norm veya standart belirledikleri; daha fazla üretim yapanlara bu norma uymaları için baskı yaptıkları belirlenmiştir.

HAWTHORNE

ARAŞTIRMALARI

(7)

HAWTHORNE ARAŞTIRMALARI

DENEYLERİN SONUÇLARI:

•Deney sonuçları, verimliliğin, ekip çalışması ve işbirliğinin derecesi ile doğrudan ilişkili olduğu şeklinde yorumlanmıştır.

•Ekip çalışması ve işbirliğinin derecesi ise nezaretçi ve araştırmacıların çalışma grubuna gösterdiği ilgi, verimliliği artırmanın ceza ile sağlanmaması, işçilerle ilgili olarak yapılacak herhangi bir değişiklikte işçilerin katılımının teşvik edilmesi gibi nedenlere bağlı bulunmuştur.

•Bu durum, sonradan bazı araştırmacılar tarafından deney grubuna farklı ücret ödendiğinden eleştirilmiş ise de deney sonuçları insana verilen önemle açıklanmıştır.

•Elde edilen bulgular, yönetimde insan ilişkileri akımının

başlangıç adımını oluşturmuş, insan faktörünün ön plana

çıkmasına neden olmuştur.

(8)

NEOKLASİK YAKLAŞIMIN TEMEL ÖZELLİKLERİ

• Amaçlar ve Değerler: Bu yaklaşımda “iş”ten çok “işçi”ye yöneltilen amaçlar benimsenmiştir.

• Örgütsel etkinliğin, işbirliği, yardımlaşma ve grup öğesine önem vermekle artacağı varsayılmıştır.

• Amaçlar ve değerler, acil durumlar dışında grup katılımı ile saptanmıştır.

• İletişim: Yüz yüze iletişimin yararları, grup içinde iletişim gibi konular üzerinde durulmuştur.

• Denetim: Bireylere, kendi etkinliklerini planlayabilecek ve sonuçlarını denetleyebilecekleri ortamların yaratılması gerekmektedir.

• Gözetimcinin rolü, grup çalışmalarının eşgüdümünü yani ortak bir amaca yöneltilmesini sağlamak olmalıdır.

• Karar Verme: Çalışanların karar sürecine katılmasının ve

kararın grup tarafından benimsenmiş olmasının önemi

üzerinde durulmuştur

.

(9)

NEOKLASİK YAKLAŞIMIN TEMEL ÖZELLİKLERİ

• Yapı: Bu yaklaşım, örgütsel yapıda biçimsel yapının yanı sıra biçimsel olmayan ve insan faktörünün oluşturduğu sosyal yapıyı ortaya çıkarmaktadır.

• Yönetim ve Liderlik: Biçimsel liderliğin yanında, ilk kez doğal liderlerin de olabileceği, bunların grup faaliyetlerine yön vererek; grubun değer, inanç ve kurallarının yaratılmasına yardımcı oldukları ve bunları korudukları ortaya çıkarılmıştır.

• Yöneticinin temel görevi, her çalışanı örgüt için yararlı ve önemli olduğuna inandırmak, astlarına sürekli bilgi vererek planlardan haberdar etmek ve planlara katılımlarını sağlamak, tüm çalışanlara yeteneklerini son sınırlara dek kullanabilecekleri bir çevre yaratmaktır.

• İnsan öğesi ve Güdüleme: Bu yaklaşım insan öğesini, inceleme ve araştırmalarında ön plana çıkarmıştır.

• İnsanın duygu, düşünce, değer yargıları ve davranışlarının örgütün işleyişine çok önemli etkileri olduğunu vurgulamakta ve yöneticiler, çalışanlara karşı daha insancıl yaklaşımlarda bulunmaları önerilmektedir.

• Güdüleme konusunda da insanların yalnızca ekonomik değerlerle güdülenemeyeceklerini, duygulara, psikolojik ve sosyolojik ihtiyaçlara da önem verilmesini gerektiği ileri sürülmektedir.

(10)

EKSİK YÖNLERİ

• Örgütlerin sadece insan unsuru üzerinde durulmuş, rasyonel kurallara göre işleyen ekonomik ve teknik yapısı üzerinde durulmamıştır.

• Bazı durumlarda, insan unsurunu esas almakla bütün sorunların çözüleceği gibi uç bir görüşe sahip olmuşlardır.

Bu tutum, özellikle yaklaşımın ilk ortaya çıkış zamanlarında görülmektedir.

• Örgütü, klasiklerle benzer şekilde kapalı bir sistem olarak

tasarlamayı sürdürmüşlerdir. Çevre faktörünü dikkate

almamışlardır.

Referanslar

Benzer Belgeler

H2 4 : Liderlik davranışlarını belirlemede takım üyelerinin gelir durumları arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki bulunmaktadır.. Tablo 3.14: Liderlik

methods_mcgregor_theory_X_Y.html , (08.10.2016) 86–Ahmet Selamoğlu, “ İnsan Kaynakları Yönetimi ve Endüstri İlişkilerinin Zenginliği”, İşveren Dergisi, (Temmuz 2000)

• Klasik kavramlarla yapılan bir istatistik teorinin hangi koşullar altında geçerli bir yaklaşım olduğunu, geçerli bir yaklaşımda istatistik teorinin klasik kavramlarla

• sıcaklıkta ka+ların öz ısısını bulabilmek için, N atomdan oluşan bir ka+da her atomun kendi denge konumu etra<nda küçük salınım yap+ğını düşünelim

Hartshorne’un ölümsüzlük düşüncesinin (objektif ölümsüzlük) odağında Tanrı’nın hafızasında sonsuza değin korunmak ve ölümle sona eren tecrübeler

Majeste'nin Ortaköy'de oturdu~unu, Ortaköy'de ele geçen tabletlerdeki çe~itli yerlerden Majeste'ye yaz~lm~~~ olan görevli mektuplar~n~n çoklu~u gös- termektedir (3/4). Ayr~ca,

Bu fark denklemini sa˘ glayan {ˆ k t } ∞ t=0 serisi optimal sermaye miktarının zaman patikasını olu¸sturur.. dereceden do˘ grusal olmayan bir fark denklemi

SENNETT, Richard, Karakter Aşınması, Yeni Kapitalizmde İşin Kişilik Üzerindeki Etkileri, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2016. Ritzer, George, Toplumun