• Sonuç bulunamadı

Vaktile eski camiin yerinde Havariyun kilisesi (Sts

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Vaktile eski camiin yerinde Havariyun kilisesi (Sts"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

F A T İ H C A M İ İ Ç İ N İ L E R İ

Yazan ve Çizen: Muzaffer Batur

Osmanlı İmparatorluğunun yedinci padişahı olan ve İstanbulu fetheden Fatih Sultan Mehmed; kendi un- vanını taşıyan semtinin en geniş bir tepesi üzerine büyük bir cami, ve etrafını çevreleyen ilim ve irfan müesseselerini inşa ettirmiştir. Bu külliye dörderden sekiz tane Akdeniz ve Karadeniz medreseleri ile sekiz tetimme medreseleri, bir tabhane ve kervan saray ve imaret, aşhanesi mukabilinde darüşşifa ve darüttalimi içine almaktadır.

Vaktile eski camiin yerinde Havariyun kilisesi (Sts. Apotres) vardı.

Eski Fatih camiinin (H. 867 - M. 1462) yılında baş>- lanarak (H. 875 - M. 1470) tarihinde, sekiz senede bi- tirildiğini; Ali Bin Sofi imzalı kitabeden öğreniyoruz.

Eski camiin: birer şerefeli iki minaresi vardır.

Dış cemaat yeri ve şadırvan avlusu mustatildir.

Etrafını kubbeli revaklar çevreler, Revakların sivri ke- merleri, istilâktit başlıklı geniş ve yüksek sütunları, camiin muazzam kapısı ve mihrabı 1179 hareketinde büyük kubbesi yıkılan eski camiden kalan yegâne ha- tıralardır.

Avluya girmeden arka kapının sağ ve solunda, pencere başlıklarında, başka mabetlerde eşine pek en- der tesadüf edebileceğimiz, beyaz mermer kabartma fatiha suresi ve aralarındaki oyuklara fon olarak dol- durulan yeşil porfirler bizdeki taş oyma sanatının en ıgüzel örneklerindendir.

Havludan camie girilen istilâktitli ve Bursa kemerli cümle kapısındaki ihtişamı; klâsik mimarimizin başka tesirlerden ziyade: Bursa ve Edirne mektebine dayan- dığını, isbat etmeğe kâfidir zannederim.

Bugünkü Fatih camisi: (1159 - M. 1765) senelerin- de vukua gelen şiddetli zelzelede eski camiin büyük kubbesi ile diğer tarafları sakatlanınca: Sultan Musta- fa III yeniden yapılmasını irade ederek (H. 1181 - M. 1767) senesinde başlanılıyor ve 1771 de bitiriliyor.

Camiin dört köşeli dört ayak üzerine sivri kemerlerle bindirilen tek kubbesi büyük kubbenin etrafında dört yarım kubbe ve bu kubbeler ile yandaki kemerler ara- sında daha küçük yarım kubbeler vardır. Mustatil eski plânı üzerine kurulmuştur.

Bugün içinde gördüğümüz gayet çirkin olan sıva üzerine- süsler X I X uncu yüzyıldan kalmadır.

Sıva altlarından XVIII inci yüzyılın yani yeniden inşa edildiği devrin nakışları çıkabilir mi? Birşey denemez.

Bu camiin bir an evvel bu süs çirkinliğinden kurtula- rak Beşyüzüncü fetih yılma kadar yetişmesini gönül ne kadar arzu ederdi.

Ç i n i t e z y i n a t ı :

Bugün cami havlusunda elimizde kalan iki pano- dan başka hiç bir yerinde çiniler göremiyoruz. Bun- lar; şadırvan havlusunun sağ ve solundaki, camie bi- tişik açık pencerelerin alınlıklarını süsleyen sivri ke- mer karakterli çini panolardır.

Birinci pano: (Şekil: 1) sağdadır. sm. e b a - dında olup on, onbir kadar büyük kare ve küçük par- çalardan meydana gelmiştir. Büyük kare çinilerden her birinin eb'adı sm.dir. Panonun etrafını gene çini parçaların birleşmesile meydana gelen nefis bir bor- dür çevirmiştir. Bu ve diğer panonun desen ve yazıla- rının istifleri, birbirlerile imtizaçları ve umumî olarak kompozisyonları fevkalâde güzel ve devrinin en ifa- deli cazip örneklerinden biridir.

Bu büyük panonun siyaha yakın morumsu koyu mavi zeminine beyazla sülüs (Bismillâhirrahmanirra- him) yazısı, noktaları, esere ve üstünleri, köşedeki geç- me ve tepeye kadar yükselen eliflerin hepsi beyazla ya- zılmıştır. Gene aynı zemin üzerine, beyaz elif araların- daki Kûfî yazılar ve boşlukları süsleyen, nokta ve işa- retler, sarı renktedirler. Bu beyaz süâlüs, ve sarı kûfi yazıların fonlarında, dıştan içe doğru küçülen zarif be- yaz dallar üzerinde, birbirlerine benzemeyen değişik biçimlerde rumî tezyinatın da renkleri sarı ve firuze- dir, içleri koyu mavi ile gölgelenmiştir.

Bütün bu çini panonun tezyinatını beyaz, koyu mavi ve kalınca firuze çizgilerle çerçevelemeyi, kâfi görmeyen sanatkâr; etrafına ayrıca bir bordür yaparak panoyu fevkalâde zenginleştirmiştir.

Bordür daha açık ve kirlice mavi bir zemine, be- yaz, sarı ve firuze renklerle yaprak ve geçmeler mey- dana getirilmiştir. Beyaz tahrirler muayyen yerlerde, iç- leri doğru kıvrılarak evvelâ tepelik, sonra geçmeli bir düğüm olurlar, ortaları firuze renkli altı köşeli yıldız biçimindedirler. Tepelik motiflerinin aralıkları da; sa- rı, beyaz yapraklarla doldurulmuştur. En dışta mavi ve beyaz iki çizgi bütün panoyu dolanır.

(2)

İkinci pano: (Şekil II) Solda ( ) sm. eb'admdadır, aşağı yukarı aynı büyüklükte olup diğerine benzer ( ) sm. eb'adında on muntazam karodan meydana gelmiş- tir. Kısmen açık kirli mavi zemin üzerine beyaz sü- lüsle Kürsî âyetinîni «velâ yeûdûhû hifzü- hüma ve hüvel aliyyü âzim» son ibaresi ve yukarıya yükselen elifleri arasında Kûfî ile kirli beyaz denecek kadar çok hafif sarı yazılar pano- yu teşkil ederler. Burada gerek yazı aralar_ı ve boşluk- ları dıştan içe doğru daralan helezoni zarif kıvrımlar üzerinde ve aksi istikametlere dönen rumî tezyinat, ilk panodakinden biraz daha değişikçedir. Renkleri firuze ve çok açık sarıdır. Etrafını gene beyaz mavi ve firu- ze üç tahrir çerçeveler. Ayrıca nefis bir bordür pano- ya zenginlik bahşeder. Onaltı parçadan meydana ge- len bu bordürün siyaha yakın morumsu mavi zemini, sarı renkli alt ve üstten ayrılarak veya yer, yer dü- ğümlenerek on yedi paftaya ayrılmıştır. Bu pafta içleri- nin motifleri, açık ve koyu sarı renkte yaprak ve çi- çeklerdir. Her pafta arasına firuze zemine beyazla mo- tifler işlenmiştir.

Soldan yukarı doğru ikinci paftanın çiçek motif- leri açık olması lâzımgelirken beyaz yapılmıştır. Bu teknik fark panonun umumî âhengini değiştiriyor.

Besmele ile başlıyan ve ikinci panodaki âyetülkürsinin sonu ile biten yazılarının eksikle- ri zelzelede harab olan ilk camiin, dış cemaat yerine a- çılan üçerden altı pencere alınlıklarında da devam e- diyordu kanaatindeyiz. XVIII inci yüzyıldaki yeniden inşaat esnasında kaldırılmıştır.

İstanbulda Osmanlı devrine ait çini tezyinattı ca- miler tetkik edilirken; renk ve motif itibarile, iki ayrı karakter^ taşıyan ve ayrı, ayrı tekniklerde işlenen çi- niler göze çarpar. Bunlardan birinci devre veya Bursa- Edirne mektebi diyebileceğimiz çiniler: İznikte Yeşil camiden başlanılarak Bursada Yeşil cami ve türbele- rinde, Murad II. pencere alınlıklarında İbrahim bey imaretinde, Edirnede Üç şerefeli havlusunda ve Mura- diye cami mihrabında, İstanbulda Fatih, Sultan Selim, Ahmet Paşa camilerinde, Topkapı Sarayında Arz oda-

sı önü ve Türk çinileri dairesinde parçalarla Haseki imaretinden gelen iki pano hep bu devir, X V I mcı yüz- yılın ikinci yarısına ait çinilerdendir.

Bu devir çinileri «gluvazone» usulü ile yapılmış- tır-. Bu usul: Bir nevi şekerli yapışkan maddelerin ka- rıştırılması ile meydana gelen, siyah boya, ile sınırlan- dırılan, motiflerin içleri renkli sırlı boyalarla dolduru- larak pişirilir. Bu madde pişirildiği zaman kabardığın- dan renkleri taşırmaz.

Renkler: Umumiyetle, lâcivert, yeşil, koyu firuze, bilhassa sardır. Çizgiler siyahtır. Kırmızı renk kâfi tutturulamamış olduğu için pek az görülür.

Motifler: Umumiyetle mahduttur. Sarı renkli ru- mileriıı aralarını, stilize nilüfer çiçekleri, konca veya açmış beşli çiçekler ve yapraklar teşkil etmektedir.

Renkli sırlar motif içlerini ayrı ayrı doldurduk- ları için aynı tonlardadır, renk nüanslarına nadiren tesadüf edilir. Piştikleri vakit hepsinin üzerine, ayrı- ca şeffaf bir sır sürülmediği için, lâcivert yeşil ve tür- kuvaz parlak, sarı renk nispeten mattır...

Halbuki XVI. yüzyılın ikinci yarısında başlıyarak X V I I . yüzyıla kadar devam eden, bizdeki çini tekniği- nin şahikasına kadar çıkan desen; rerik, motif ve kom- pozisyon itibarile zengin çinilerimizde; çizgiler: parlak beyaz bir zemine ince başlanıp kalmlaşan tekrar ince- len deesnlerin narinliğine göre; çizilenler bambaşka bir güzelliktedir. Renkler daha zengin olup, kabarık Edirne kırmızısı girer. Sarı hemen hemen hiç kulla- nılmaz. Tabiattan alman çiçekler, meyvalar, yap- raklar, dallar ve diğer motifler asıllarına yakın stilize edilmişlerdir. İleride göreceğimiz gibi, lâle, karanfil, siinbül v.s. motiflerine ufak farklarla rastlanır.

Bütün desen ve renklerin üzerinden ayrıca bir sır tabakası geçirilerek pişirilmiş olduğu için şimdiye kadar taptaze kalmış, ne renkleri solmuş ne de sırları çatlamıştır.

Topkapı sarayı müzesi asistanı Muzaffer Batur

(3)
(4)

Referanslar

Benzer Belgeler

a) Siyah zemin üzerine sarı piktogram b) Mavi zemin üzerine beyaz piktogram c) Yeşil zemin üzerine beyaz piktogram d) Kırmızı zemin üzerine

• Eğer kadın NEXPLANON kullanımına devam etmek isterse, eski implant çıkarıldıktan sonra yerleştirme bölgesi doğru konumda olduğu sürece aynı

Gözlüklü, siyah kıvırcık saçlı ama erkek değil.. Şiirle-

“Mikrobiyol Bul 2014; 49(2): 259-265”, in the printed edition of Microbiology Bulletin Volume: 49, Issue: 2, April 2015, entitled “Çelikbilek N, Gözalan A, Özdem B, Kırca F,

rekli genişleyen bir okuyucu halkasına sahip olan eser, tasavvufun hemen her konusuna değinen içeriğiyle hep ilgi çekici olmuş, bu yüzden eser üzerine farklı dönemlerde

Periodontal cep bölgelerinin BSD ile MPT uygulandık- tan sonra rezidüel kalan cep oranı arasındaki ilişki incelen- diğinde hem tek köklü dişlerde hem de çok köklü dişlerde

Yukarıdaki verilen metne göre aşağıdaki yorumlardan hangisi yapılamaz? A) Bu uygulamada bazı canlılar olumsuz etkilenmiştir. B) Biyoteknolojinin hedeflenen amaç

Bu sırada derile- rinden salgılanan ve kıllarının su geçirmesini önleyen yağ- lı salgının da vücutlarının tüm yüzeyine yayılmasını sağ- larlar (bu nedenle