Türk Kardiyol Dern. Arş. 19:71-75, 1991
OLGU BiLDİRİLERi
Yaygın iskelet Kası Tutulumuyla Seyreden Bir Kearns-Sayre Sendromu Olgusu
Doç. Dr.
ÇiğdemGÖKÇE, Doç. Dr. Nadi ARSLAN, Dr. Mustafa
TAŞÇI,Dr. Hüseyi11
ÇELİK~R,Dr. Harika
ÇELEBİ,DoÇ. Dr. Serap ÖZDEN, Doç. Dr. Bülent MUNGEN
Iç
Hastalıklarıve Göz
HastalıklarıNöroloji Ana Bilim
Dalları, FıratÜniversitesi
TıpFakültesi
Araştırmave Uygulama Hastanesi,
ElazığÖZET
Kearns-Sayre sendromu çok nadir görülen ve
dışoftal- mopleji, retina pigmentasyonu ve kalpte yüksek de- receli AV blok ile kendini gösteren bir
hastalıktır.Daha önceki
çalışmalarda,gözü ilgilendirmeyen kas- larda elektron mikroskopisi ile
bazı değişiklikler gözlenmişsede, bu
değişikliklere bağlıolarak
gelişmesi
beklenebilecek klinik bulgular
hakkındayelerli veri
sunulmamıştır.B u bildiride, 12
yaşındaKearns-Sayre sendromuna ait belirtileri
başlayanve
27 yaşındakalpte lam blokun
yanısıra, yaygıniskelet
kası
tutulumuyla
başvuranbir
kadın hastanın ıanımlanmasıyla,bu nadir görülen sendrom
hakkındaki
bilgi birikimine
katkıdabulunmak, pato- genezi konusundaki bilgilerin bir sentezi
şeklinde oluşturulanbir hipotetik modeli
tartışmayaaçmak ve göz
kasları dışındakiönemli etkilerini vurgulamak
amaçlanmıştır.
Kearns-Sayre sendromu çok nadir görülen, ilerleyici eksternal oftalmopleji, atipik retina pigmentasyonu ve
degişikderecelerde,
sıklıklatam bloka ilerleyen kalp
bloklarıile karakterize bir
hastalıktır.Bu sen- dromun Keams ve Sayre
{l) tarafından1958'de
tanımlanmasından
beri çok
sınırlı sayıda, örneğinSchwartzkopff ve
arkadaşlarının (2)1988 sonu
sapıamasına
göre lOG'den az, olgu
bildirilmişolmakla birlikte.
bulgularının gelişiminiyaratan etkenler
hakkında
önemli bilgiler elde edilmeye
başlanmıştır.Özellikle
elekıranmikroskopisi ilc
yapılanincelc- mcler ilginç sonuçlar
vermişve
başlıcaiskelet
kasıhücrelerinde olmak üzere mitokondri düzeyinde
Alındığı tarih: 3 Eylül 1990
yapısal
ve
işlevsel değişikliklerin varlığınıortaya
koymuştur;
ancak iskelet
kaslarının tutulmasınınklinik
sonuçları ayrıntılıolarak
tanımlanmamıştır.Bu bildiride,
yaygınve
ağıriskelet
kasıtutulumuyla gelen Kearns-Sayre olgusunun
sunulmasıyla,has-
talığın
daha önce üzerinde pek
durulmamışolan bu yönüne dikkat çekilmek ve patogenezi konusundaki bilgilerin bir sentezi
şeklinde oluşturulan_bir hipote- tik model
tartışmaya açılmak istenmiştir.OLGU
BiLDİRİSİ27
yaşındaki kadınhasta (S.A.) halsizlik ve yürüyememe nedeniyle
başvurdu.EKG'de ventrikül
hızı
38/dakika olan antrioventriküler tam blok
(Şekil1) görülerek
yatırıldı. Hastanın12
yaşındanberi göz
kapaklarında düşüklükten yakındığı,
bu nedenle 1981 'de 18
yaşındayken İstanbulüniversitesi'nde in- celenerek bilateral semiptosis, göz hareketlerinde her yöne
bakışta kısıtlanma, bilateral dismetri ve disd.ia- dokokinezi, ataksik
yürüyüş,üst ekstremitelerde de- rin tendon reflekslerinde azalma, alt ekstremilelerde proksimalde kuvvet
kaybı(1-2/5), EMG'de yüz kas-
larında
myojenik hasar
saptandığıve progressif ek- sternal oftalmopleji
tanısı aldığı öğrenildi.1984'de 21
yaşındagözlerini hiç hareket ettiremez duruma gelmesinin
yanısıra bulanıkgörme, kuvvetsizlik, adet görememe,
gelişme geriliğive
işitme azlığınedeniyle
aynıkuruma tekrar
başvuranhastada ön- ceki bulgulara ek olarak retinada papilla çevresi
dışındaki
alanlarda pigmenter dejenerasyon ve
Şekil 1. Hastanın başvurusunda çekilen EKG'de, atrioven- triküler tam blok izlenmektedir.
EKG'de sol anterior hem iblok
bulunduğuve Kearns- Sayre sendromu
olduğunakarar
verildiği anlaşıldı;bu
başvurusunda
kuvvet
azlığınındaha belirgin (2-4/5) duruma
geldiğiproksimal eks tremile kaslannda EMG'de myoje nik tutulum a
rastlandığı, ayrıcamen- tal yeteneklerinde
azalmanın saptandığı öğrenildi.(Bu bilgiler ailesinden ve elindeki hastane
çıkışözetlerinden elde edildi.)
Hastanemize
başvurusunda yapılanmuayenesinde boy 1.48 cm
ağırlık41 kg, genel durumu kötü, hal- sizlik nedeniyle
yatağa bağımlıdurumda; kan
basıncı110/80 mmHg;
nabız36/dakika, düzenli; solunum 24/dakika,
ateş36.4°C; sekonder seks özellikleri
gelişmemiş
ol arak
saptandı.Oftalmalojik ve nörolojik muayencde bilateral eksternal total oftal- · mopleji; m. orbicu laris oculilerde minimal fonk- siyon; pupillalar izokorik; göz dibinde arterlerde in- celme. rctinada atipik pigmentasyon. koroidde skleroz:
konuşmadizartrik; boyunda kuvvet
kaybı;tüm ekstrcmitelerde proksimalde. sol list ekstremi- tede
ayrıcadistal de k uvvet
kaybı( 4-5/5): yüz, bo-
Türk Kardiyol Dern. Arş. 19:71-75, 1991
Şekil 2. Hastanın yüz kaslarının atrofisi ve bilateral ptosi- si göriilmüştür.
yun, hipotenar ve proksimal ekstremite
kaslarındabelirgin, tüm
diğerlerinde, göğüskaslan dahil olmak üzere, hafif atrofi; soldaki biceps
dışındakiderin ten- don refleksleri (-); bilateral istemli
treınor,dismetri ve disdiadokok inezi;
yürüyüşancak iki
taraflıdestek- le, çok
yavaşve ataksik;
çömeldiğiyerden
kalkışkendi üzerine
tırmanırb içimde ve yine
yardımla;mental yetenekleri
azalmışbulundu.
Şekil2'de has-
tanın
yüz
kaslarınınhareket
azlığıve atrofisinden kaynaklanan ifadesiz yüz görünümü ve bilateral pto- sisi izlenmektedir.
(Fotoğraf,ailesinin bilgili
onayı alınarakçekti
rilmiştir).İzleme alınan
hastada atropine ve isoproteronole ce- vaben kalp
hızınınyeterince
artmadığı gözlenmiş;hipotansiyon ye serebral beslenme
yetersizliği gelişmedenpacemaker
takılınasınınuygun
olacağı, ayrıca, yakınzamanda mekanik solunum
desteğige-
rekebileceği
kendisine ve ai lesine
açıklanmışlir.An-
cak, ailesi
tarafındanpaccmaker önerisi rcddcdilerek
taburcu
edilmiştir.Ç. Gökçe ve ark. Yaygın Iskelet Kası Tutulumuyla Seyreden Bir Kearns-Sayre Sendromu Olgusu
TARTIŞMA
Kearns-Sayre sendromu, progressif cksternal oftal- moplejiyle seyreden durumlardan biri olup, klasik olarak oftalmopleji, retinada pigmentasyon ve kalpte bloktan
oluşanbir bulgular üçlüsil olarak
tanımlanmıştır (I).Ancak,
hastamızda olduğugibi, boy
kısalığı, işitme azlığı,serebellar ataksi, mental gerilik, yüz, farinks ve perifer
kaslarındakuvvetsiz- Iikle de kendini gösterebilir
<2•3). Ayrıca,laktik asi- doz. glukoz
intoleransıve
diğerendokrin bozukluklar ve serebrospinal
sıvıdaprotein
artışıda
eşlikedebilir
(3,5)_
Bu bilgilerin
ışığında,Keams-Sayre sendromu- nun
kapsamının yukarıda anılanklasik bulgular Uçlilsüyle
sınırlı olmayıp,çok daha
genişbir çerçevede ele
alınması gerektiğisöylenebilir. Nite- kim, iskelet
kaslarınınkalp
kasınaoranla daha
sıkolarak hücre düzeyinde önemli
değişiklikler gösterdiği anlaşılınaya başlanınışur.Kearns-Sayre sendromunda iskelet
kasıliflerinde
tırtıklı-kırmızı
(ragged-red) olarak
adlandırılanbir görünüm
olduğuuzun süredir bilinmckteydi
<6);son
yıllardaki çalışmalarla
bu durumu yaratan
etkenlerİn,lifterindeki
güvc-yeniğini andıranve vakuollerden
oluşan
defektierin
yanısıra, sitoplazmalarındaki dağılınave
submeınbranözbölgelerindeki, Gomori trikrom
boyasıyla kırmızıboyanan madde birikimi
olduğu belirlenmiştir (7,9)_Elektron mikroskopisi ile kas liflerinde mitokondrilerin
sayıca arttığı(mito- kondriosis
olduğu),ancak
sıklıkla yapısal açıdananormal
olduklarıortaya
çıkarılmıştır;mitokondrilcr- deki bu
değişikliklernedeniyle, Keams-Sayre sendro- mu
artıkmitokondrial myopatiler
arasında sınıflanmaya başlanmıştır.Kearns-Sayre ile ilgili ol- arak bildirilen anormal mitokondri tipleri
başlıca4
çeşittir <2• 7·8):1)
Dev, konsen tr ik krista içeren tip
2)
Büyük, transvcrs ve paralel krista içeren tip
3)Küçük,
kristasıaz
sayıdave e n çevrede
yerleşmişolan, çok
sayıdavakuol içeren tip
4) ParakTıstalininklüzyonlar içeren tip
Sonuncu tip, iskelet
kasınaözgüdür;
diğerleriise hem kalp, hem de iskelet
kasındagörülebilmektedir.
Şekil
3'dc bu anormal mitokondri tipleri
şcınatikolarak
gösterilmiştir.Tlp 1
Tip2Tip 3 Tip
4Şekil 3. Kearns-Sayre sendromunda tanımlanan 4 anormal mitokondri tipi şematik olarak gösterilmiştir (açıklamaları
için metne bakınız). Şekiller, Schwartzkopff ve ark. (2) ve Niebr6j-Dobosz ve ark. (7) tarafından elcktron mikroskopi- sinde rastlanıldığı bildirilen anormal mitokondrilere ait görünümlcrin şematize edilmesiyle elde edilmiştir.
Son
yıllarda yapılanbiyokimyasal incelemeler neti- cesinde, Kearns-Sayre sendromundaki
ınitokondribo-
zukluğunun yapısal
düzeyde
sınırlı kalmayıp, işlev açısındanda
anlamlı değişikliklereyol
açtığı anlaşılınaya başlanmıştır.Mitokondrinin en önemli görevi oksidatif fosforilasyon
olduğunagöre, bozul-
ması
halinde bu görevin
gerçekleştirilmesinderol alan enzimierin
miktarlarınınve/veya
etkinliğinin azalmasıbeklenebilir. Mitekondrial oksidatif fosfo- riyat sistemi, 5 protein-lipid kompleksinden
oluşmaktadır: NADH-koenziın
Q oksidoredüktaz (kom- pleks I), suksinat-koenzim Q oksidoreduktaz
(koınplck II), koenzim
Q-sitokroın6, oksidoredüktaz (kompleks III), sitokrom c oksidaz (kompleks IV) ve ATP-sentetaz
tarafından kadianmaktadır (ll)_Keams- Sayre
olgularındabu kompleksierin her birinin
azaldığını (3,8. 12- 14)
ve mitokondçide elcktron trans- portunun
bozulduğunu (14)gösteren veriler elde edil-
miştir.
Bunun da ötesinde, Moraes ve
arkadaşları (15),Keams-Sayre sendromu olan ll olguda
ınito-'\.\
,..----..
\HOcrede \\ ..
vakuoı ,
'-ol-uş -um_u___, ·'-...
\. \Mltokondnal solunum zincinnin enzimlannde defekt
HOcre ATP
yapımında azaıma
Anaeroblk gllkoz kullanı
mında artma
Şekil 4. Keams-Sayre sendromunun iskelet kası hücrelerindeki (ve diğer hücrelerdeki?) patogenezini ilgilendi- ren ve daha önce yapılmış çalışmalann bulgulannın bir sen- tezi şeklinde oluşturulmuş hipotetik model şematik olarak su-
nulmuştur (metne bakızın). Kesikli çizgiler bugünkü bilgilere göre daha az, kesikli olmayanlar ise daha fazla kanıtla de- steklenmiş durumdaki etki-tepki ilişkilerini belirtmek için
kullanılmıştır.
~ondrial
DNA'da
aynıyerde
aynıbüyüklükte (4.9 ki-
lobazlık) kayıp
(deletion) oldugunu ve buna mito- kondrial solunum zi ncirindeki 4 e nzimin
azalmasının eşlik ettiğini,bu DNA
değişikliğinin diğermitokon- drial myopatilerde görülmeyip, Kearns-Sayre için spesifik
olduğunu göstermiştir.Mitokondrial DNA, zigotun
oluşumu sırasındatamamen ovumun
katkısıile
kazanıldığından (ll),eksiklik gösteren bu
DNA'nın
ya
hastalarınannelerinden
alınması,ya da ovum veya zigot
aşamasında uğranılansporadik bir mutasyonla edinilmesi gerekir. Moraes ve
arkadaşları (15),Kearns-Sayre sendromu olan 3
hastanınanneler- inin iskelet
kasıhücrelerinde mitokondrial
DNA'nınnormal
olduğunuortaya
çıkararak,sporadik mutasyo- nun
hastalığın gelişimindensorumlu
olmasıgerek-
tiğini savunmuşlardır.
Nitekim, önceki
yayınlardaailesel olgulara çok nadir
rasllanmaktadır<
16>; bizim
hasLamızın
ailesinden de
başkabir hasta yoktu.
İskclet kası
mitokondrilcrinin solunum
işlevinde,yukarıda
özellcnen
değişikliklersonucunda belirgin bir
baskıtanınanınortaya
çıktığı,mitokondri
sayısının
bunu dengelemek
amacıylaikincil olarak
Türk Kardiyol Dern. Arş. 19:71-75, 1991
arttığı düşünülebilir.
Ancak, artan mitokondrilerin bir yarar
sağlamadığı,hatta belki
zararlı olduğu açıktır,çünkü etkilenen
kasınliflerinde
sayıcaazal- ma, çaplannda
değişkenlikler,bütünlüklerinde bozul- ma, yer yer atr.ofi veya fibrozis
gelişmektedir. İskelet kasında oluşanbu
yıkıcısürecin patogenezi, yuka-
rıdaki
bilgilerden
yararlanılarak,birbirini izleyen
aşamalar
halinde tasartanmaya
çalışılmışve kurulan hipote tik model
Şekil4'de
şematikolarak
gösterilmiştir.
Kastaki oksidatif fosforilasyondaki azalma sonucun- da, anaerobik glikozisin
artması,birçok hastada gözlenen kan
şekeri düşüklüğü,laktik asidoz ve ke- tozisin nedeni
(S)ve bedensel, zihinsel
gelişmegeri-
liğinin
e tkenlerinden biri olarak
düşünülebilir.Mito- kondrilerdeki
işlev azalmasınınbir
diğergöstergesi olarak, uzun zincirli
yağasitlerinin transportunda görev gören enzimlerdeki azalma ve buna
bağlı geliştiği düşünülen,iskelet
kasında bazıhastalarda rastlanan
yağbirikimi gösterilebilir <
7>.
Son
yıllarda,bu mitokondrial
değişiklikleriniskele t
kasına
özgu
olmayıp, diğerdokularda da ortaya
çıkuğını
belirten veriler toplanmaya
başlanmışur.Örneğin,
Schwartzkoppf ve
arkadaşlarıendomyokar- . dial biopsi ile inceledikleri 9 Kearns-Sayre olgusu- nun hepsinde mitokondriozise, ?'sinde de anormal
yapılı
mitokondrilere
rastlamışve mitokondrilerin
çoğalmaya başlamasının, işievlerindeki bozulmanın
ilk
işaretiolarak
yorumlanabileccğiniöne
sürmüşlerdir (
2).Hubner ve grubu
(!7),kalp
yetmezliğinedeniyle ölen bir Kearns-Sayre olgusunda iskelet
kasının yanısırakalpte gerek kas, gerekse iletim sistemi hücre lerinde mitokondrilerde artmaya ve anormal biçimlere
rastladıklarını açıklamışlardır.Moraes ve
arkadaşlarının yukarıda
sözü geçen
çalışmalarında<15>, bazı
Kearns-Sayre
olgularındalokosit, fibro-
blast, beyin ve
karaciğerhücrelerinde de mitokondrial DNA'da eksiklikler
olduğu gözlenmiştir.Bu bulgu- lar, Kearns-Sayre sendromunun birçok hücreyi ilgi- lendiren
yaygınbir mitokondrial sitopati
olduğunudestekler niteliktedir ; bu durumda bu bildiride önerilen patogenetik
aşamalardizisinin, iskelet
kası dışıdokular için de, ancak daha
sınırlıbir e tkiten-
ıneye
yol açacak
şekilde,geçerli
olduğuvar-
sayılabilir.
Ç. Gökçe ve ark. Yaygın Iskele/ Kası Tutulumuyla Seyreden Bir Kearns-Sayre Sendromu Olgusu
Bu ilginç
hastalığın oluşumunu açıklamayayönelik çabalara
katkıdabulunmak için
oluşturduğumuzmodeli bir yana
bırakarak,Kearns-Sayre sendromun- da iskelet
kasıtutulumunun klinik
sonuçlarınadönecek olursak,
şu noktayıtekrar
hatırlatmakgerek- mektedir: Kearns-Sayre
olgularındaiskelet kas-
larının tutulduğunu
gösteren çok önemli laboratuvar verilerine
karşın,bu etkilenmenin hastalar
açısından sonuçlarınaönceki bildirilerde yeterince yer verilme-
diği
izlenmektedir. Oysa ki, bildirimize konu olan hastada,
tanı konduğu18
yaşındanitibaren giderek ilerleyen ve sonunda
hastanın yatağa bağımlıhale gelmesine yol açan iskelet
kası hasarı olduğu anlaşılmış tır.Hastamızdaki
kas tutulumunun zamana göre
gelişimi, sırasıyla
ekstraoküler, yüz, boyun, ekstre- mite proksimalleri ve giderek distallerinin etkilenme- si
şeklinde olmuş;tam blokla
geldiği aşamada göğüs kaslarınında olaya
katıldığı izlenmiştir.Daha önceki olgu bildirilerinden de iskelet
kaslarınınhemen dai- ma
etkilendiği anlaşılmakta.ancak bunun
hastalığınönemsiz bir boyutu gibi ele
alındığıgörülmektedir.
Büyük
olasılıkla,kalp blokunun
hastalığınkardinal
bulgularından
biri kabul edilmesinden ötlirü, Kearns- Sayre ile ilgili bildirilerde kalp tutulumu üzerinde önemle
durulmuş,ancak
yapısalve
işlevseldüzeyde çok daha fazla
etkilendiğigiderek
anlaşılmaktaolan iskelet
kaslarının hasarıyeterince
vurgulanmamıştır.Hastamızda, yatağa bağımlılığın
büyük ölçüde iske- let
kasıtutulumuna
bağlı olması,daha önce
yapılmış
ultrastrüktürel ve biyokimyasal
~alışmaların sonuçlarıyla
uyumlu olarak, iskelet
kası hasarının,Kearns-Sayre sendromunun kalp tutulumu kadar ve hatta daha da fazla ölçüde önem
taşıyanve yeterince
yaşayabilenolgularda
beklenınesigereken temel bir
öğesi olduğunu çarpıcıbir biçimde
göstermiştir.
KAYNAKLAR
1.