• Sonuç bulunamadı

KONSÜLTASYON-LİYEZON PSİKİYATRİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "KONSÜLTASYON-LİYEZON PSİKİYATRİSİ"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1)

‹. Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal›, Doç. Dr. Girifl

K

onsültasyon liyezon psikiyatrisi, temelini

psiko-somatik t›p disiplininden almaktad›r ve psikoso-matik içerisinde bir uygulama alan› olarak ta-n›mlanmaktad›r.1,2

Psikosomatik, günümüzün ça¤dafl t›p anlay›fl›n›n ter-minolojik karfl›l›¤›d›r ve flu temel varsay›mlara dayan-maktad›r:

1. Ruh ve beyin ayn› fleylerdir.

2. Beynin temel ifllevi bilgi ifllem yapmakt›r. 3. Beyin, bireyin geçmifl yaflant›s›nda elde etti¤i de-neyimler sonucunda meydana getirdi¤i “internal repre-zantasyonlar”dan yararlanmaktad›r. Bir baflka ifade ile, kifli yaflam› boyunca ö¤rendiklerini beyninde depola-makta ve bunlar› sürekli kullandepola-maktad›r.

4. Davran›fl ve beyin ifllevleri aras›ndaki iliflki; mole-küler ve nöronal düzeyden bafllayarak, nöral-network ve integre nöral sistemler aflamalarda, ça¤dafl bilimsel yön-temlerle araflt›rabilir ve anlafl›labilir.

Hiç kuflku yok ki, insan davran›fllar›, s›radan bir etki, tepki iliflkisi içerisinde de¤erlendilemez. ‹nternal repre-zantasyonlar›n bireysel ve hatta ayn› birey için, zamansal ve konumsal dinamik de¤iflkenli¤i buna olanak tan›maz.

Söz konusu dinamiklerin belirleyenleri, bizzat insan›n kendi do¤al durumu baflta olmak üzere; kendisinin de üyesi oldu¤u tüm do¤al süreçler ve ona ek olarak, içeri-sinde yaflad›¤› tarihsel, sosyal, ekonomik, politik süreç-ler taraf›ndan belirlenmektedir. Yani, insan basit bir ma-kine ya da bilgisayar olarak kabul edilemeyecek denli do¤al ve basit bir do¤al organizma olarak kabul edile-meyecek denli kompleks bir bilgi ifllem sistemidir.

Ça¤dafl bilimsel anlay›fl, ruh ve bedenin ayr› olmad›-¤›n›, her ikisinin de arac› bir organ olan beyinde bütün-leflti¤ini ortaya koydu¤u gibi, beyin de parçalar ya da bö-lümler halinde ele al›namaz. Bir baflka ifade ile, beyin ifl-levlerini bir bütün olarak entegre nöral sistemler arac›l›-¤› ile gerçeklefltirir. Entegre nöral sistemler bir tak›m ifl-levler için özelleflmifl alt birimlerin (nöral-network) dina-mik etkileflimi ile oluflmaktad›r. “Nöral network”ler, spe-sifik beyin bölgelerinde yer al›rlar. Ve yine spespe-sifik in-putlar›n proses öncesi girifl ifllemlerini yaparlar. Ama son ürün, di¤er nöral network sistemleri ile entegrasyon sa¤-land›ktan sonra ortaya konabilir. Nöral-network ise bi-reysel sinir hücrelerinden oluflmaktad›r. Her sinir hücre-si içerihücre-sinde bulundu¤u “nöral network”ün özgün ifllev-leri için özel nitelikler tafl›maktad›r. Bunlar›n temel iflle-vi içerisinde bulunduklar› “network”e input tafl›mak ve

Aile Hek Derg 1998; 2(1): 14-17

K

KO

ON

NS

ÜL

LT

TA

AS

SY

YO

ON

N--L

L‹‹Y

YE

EZ

ZO

ON

N P

PS

S‹‹K

K‹‹Y

YA

AT

TR

R‹‹S

S‹‹

CONSULTATION - LIAISON PSYCHIATRY

M. Kemal Ar›kan1

Ö Özzeett

Bu makalede konsültasyon-liyezon psikiyatrisinin klinik kullan›m›, genel psikiyatrinin felsefesi vurgulanarak anlat›lmaya çal›fl›lm›flt›r.

A

Annaahhttaarr ssöözzccüükklleerr:: Konsültasyon-liyezon psikiyatrisi, t›p e¤iti-mi, psikiyatri

S

Suummmmaarryy

In this article, we have tried to explain the use of consultation-liai-son psychiatry in clinical practice, particulary emphasizing the phi-losophy of general psychiatry.

K

Keeyy wwoorrddss:: Consultation-liaison psychiatry, medical education, psychiatry

1998 © Yay›n haklar› Türkiye Aile Hekimli€i Uzmanl›k Derne€i (TAHUD)’a aittir. Her hakk› sakl›d›r. Deomed Medikal Medya taraf›ndan yay›mlanmaktad›r. Copyright © 1998 Turkish Society of Family Practice. All rights reserved. Published by Deomed Medical Publishing, a division of Deomed Medical Media, Istanbul.

(2)

oradan di¤er “network”lere output iletmektedir. Bir an-lamda, internal ve eksternal sistemler aras›ndaki ba¤lan-t›y› kurmakla görevli en alt ünitelerdir. Nöronlar, söz ko-nusu input ve output ifllevlerini moleküler ve genetik dü-zeyde gerçeklefltirmektedir. Süreç, kalitatif (iletiyi önle-mek ya da önlemeönle-mek gibi) ve kantitatif (iletiyi güçlü ya da zay›f düzeyde önlemek ya da art›rmak gibi) özellikler tafl›maktad›r.

Yukarda özetlenen ça¤dafl psikoloji anlay›fl›na kolay ulafl›lmam›flt›r. Konuyu tarihsel süreç içerisinde k›saca gözden geçirecek olarsak, örne¤in Descartes’›n “Kartez-yen düalizm”inin etkili oldu¤u bir dönem görülür. Nati-vizm de denilen bu düflünüfle göre, insano¤lu yarad›l›fltan bir tak›m bilgilerle donat›lm›flt›r. Örne¤in; “Tanr›” kav-ram›, “ben” kavkav-ram›, hatta baz› temel geometrik aksi-yomlar insanda yarad›l›fltan vard›r. Sonradan ö¤renil-mez. Yine ak›l, önceden kestirebilecek, düzenli kural ve kanunlarla aç›klanabilecek bir iflleyifle sahip de¤ildir. Ak›l ve beyin, ak›l ve beden farkl› fleylerdir. Buna karfl›n “ampirizm” ya da “‹ngiliz ça¤›r›fl›mc›l›¤›” olarak bilinen düflünüfl, insanlar›n dünyaya bütünüyle masum ve hiç bir kavrama sahip olmaks›z›n geldi¤ini ileri sürmektedir. ‹n-sanlar sahip olduklar› bütün fikirleri do¤rudan ya da do-layl› bir tak›m kiflisel deneyimlerle elde ederler. Do¤um-da beyaz bir sayfaya benzeyen “ak›l”, süreç içerisinde, deneyimlerle sa¤lanan fikir ve bilgilerle dolar. Fikirler, ça¤r›fl›mlar (associations) sayesinde ortaya ç›kar. Ak›l önceden kestirilebilir refleks vb. bir tak›m yasalara daya-l› olarak çadaya-l›fl›r. Ça¤r›fl›mlar iki dizi kurala day›n›r:

1) Primer (ça¤r›fl›mlar nas›l oluflur?) - komfluluk (contignity)

- benzerlik (similarity) - z›tl›k (contrast)

2) Sekonder (ça¤r›fl›mlar›n oluflum sürecini etkileyen faktörler)

- uyar›n›n fliddeti (intensity of stimulus) - uyar›n›n s›kl›¤› (frequency of stimulus) - uyar›n›n yenili¤i (recency)

Her ne kadar günümüzün ça¤dafl anlay›fl›na yak›nl›k gösterse de ampiristler de, ak›l-beden ikileminden kurtu-labilmifl gibi gözükmemekte, yukarda s›ralanan anlay›fl-lar›n› “akl›n” iflleyifli olarak tan›mlamaktad›rlar.

Ard›ndan Darwinist düflünüflün ortaya ç›k›fl›na tan›k oluyoruz. Söz konusu düflünüfle göre, içerisinde yaflad›k-lar› do¤a koflulyaflad›k-lar›na en iyi ayak uyduran bireyler hayat-ta kalmakhayat-ta ve bunlar kendilerinden sonra gelen nesille-re genlerini aktarmaktad›rlar. Davran›fl özellikleri, duy-gusal d›flavurum karakteristikleri ve zeka da t›pk› di¤er fiziksel özellikler gibi evrimsel süreçten geçer ve kuflak-tan kufla¤a genetik düzeyde aktar›l›r. Biyolojik bilimler için eksen niteli¤i tafl›yabilecek denli büyük bir felsefe olmakla birlikte; Darwin, ak›l-beden ikilemi konusunda

çok kesin ifadelere sahip de¤ildir. Asl›nda, nörobiyoloji-nin temelinde hücrelerin yatt›¤›n›n, 1869’a dek, henüz daha teori düzeyinde bile dile getirilmemifl olmas› göz önüne al›n›rsa, Darvinizm ve di¤er yukarda sözü edilen düflünüfl biçimlerinin içerdi¤i eksiklikleri anlay›flla karfl›-lamamak elde de¤ildir. Beyinde özel ifllevi olabilecek bir hücrenin var olabilece¤i ilk kez Theodor Schwann tara-f›nda 1839’da kuramsal olarak dile getirilmifltir. Bunun ard›ndan nöronun varl›¤›n› görebilmek için daha bir 30 y›l beklemek gerekmifltir. Nihayet 1870’de ilk kez Ca-millo Golgi ve Santiago Ramon y Cajal, beyin içerisinde bireysel nöronlar›n oldu¤unu ortaya ç›karabilecek bir bo-ya haz›rlamay› baflarm›fl ve böylece insan beyninin nö-ronlardan olufltu¤u ortaya konmufltur. Söz konusu ilkel denebilecek teknik daha uzun y›llar tek seçenek olarak kullan›lm›fl ve nihayet, 1886 y›l›nda insan sinir sistemi-nin anatomik bir bütünlük içerisinde oldu¤u ortaya kona-bilmifltir.

Tüm teknolojik geliflmelere karfl›n, beyin anatomik olarak henüz bilinmezlerle doludur. Ancak günümüze dek elde edilen verilerin hiçbiri, beyinde, yukar›da söz edilen bütünselli¤e ters düflebilecek nitelikte olmam›flt›r. Sinirbilimdeki bu geliflmeler günümüzün “holistik”, ça¤dafl psikoloji anlay›fl›n› ortaya koymufl ve her yeni bi-limsel geliflme bunu güçlendiregelmifltir. Bu dönemin önemli baz› görüfllerini k›saca özetlemek gerekirse, ilk akla gelen Watson, Thorndike, Hebb, Lashley gibi isim-ler olmaktad›r. Örne¤in; Watson, 1913 y›l›nda yazd›¤› bir yaz›da (Psychological Review) flunlar› söylemekte-dir: “Davran›flç› aç›dan bak›ld›¤›nda; psikoloji, tümüyle objektif ve deneysel temellere dayal› olan do¤al bilimle-rin bir üyesidir”. Ancak Watson, insan›, salt etki-tepki sürecinde ele almakta, dolay›s›yla ça¤dafl bir ç›k›fl yap-makla birlikte, pek çok insani fenomeni aç›klamakta güçlük çekmektedir. Buna karfl›n psikolojiyi do¤al bi-limler kategorisine alma çabas› ve bu yöndeki çok de¤er-li baz› deneysel çal›flmalar ile günümüzün anlay›fl›na adeta bir aç›l›fl yapm›flt›r. Ard›ndan Thorndike “connnec-tionistic” düflünüflü destekleyen, örne¤in; ö¤renme süre-cinde “deneme-yan›lma” (operant flartlanma)n›n yeri, davran›fllar üzerinde baflar› ve baflar›s›zl›¤›n yeri gibi, sü-reçleri ortaya koyan önemli çal›flmalara imza atm›flt›r. Böylece bireysel an›lar›n ya da bir baflka ifade ile “inter-nal reprezantasyon”lar›n, davran›flsal a“inter-nalizlerde kullan›-lan etki-tepki iliflkisindeki farkl›l›klar›n nedeni olabilece-¤ini göstermifl ve psikoloji bilimini daha gerçekçi bir dü-zeyde ele al›nmas›n› sa¤lamaflt›r. Hebb, nörolojide iki nöronun birbirleri üzerinde fizyolojik etkiye sahip olabi-lece¤ini ortaya koymufl ve böylece nöroanatomideki ge-liflmeler nörofizyolojide gege-liflmelere yol açm›flt›r. Ard›n-dan indirgemeci görüfller, yani her beyin bölgesinin bir mental ifllev için özelleflti¤i gibi spekülasyonlara karfl›, Lashley “engram” kavram›n› ileri sürmüfl ve görüflünü destekleyen önemli baz› deneysel çal›flmalar yapm›flt›r.

15 Aile Hekimli¤i Dergisi Journal of Family Practice Cilt 2 Say› 1 1998

(3)

Ar›kan MK. Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi 16

Buna göre, haf›zay› sinir sisteminin izole bir yerine özgü bir ifllev olarak kabullenmek olas› de¤ildir. Belki de bey-nin belli bölgeleri ö¤renme ve ö¤renilen fleylerin saklan-mas› için temel ifllev görüyor olabilir, ama iflleve kat›lan di¤er pek çok bölge oldu¤u da bilinmektedir. Son aflama-da, söz konusu tüm bölgeler ifllevsel düzeyde ele al›nd›-¤›nda, birbiriyle denklik tafl›makt›r. Engram, ifllevsel bir ünite olup, ilgili tüm beyin alanlar›n› kapsamaktad›r.

Uygulama Alan›nda Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi

Konsültasyon-liyezon psikiyatrisi, temelde, cerrahi, dahili, dermatolojik, ortopedik, ürolojik, jinekolojik vb. t›bbi nedenlerle tedavi alt›na al›nan hastalar›n tedavi sü-recine aktif kat›l›m›n› hedef almaktad›r. Bu kat›l›m ger-çekleflmeden tedavide baflar› flans› çok düflük olmaktad›r. Ama sürece do¤rudan girdi¤inde hastada morbidite ve mortalite riskinin azald›¤›, yaflam kalitesinin çok yüksel-di¤i gözlenmektedir. Ayr›ca, hastan›n aktif kat›l›m›, he-kim ve di¤er sa¤l›k emekçilerinde; kompetans duyumu-nu art›rmakta ve performanslar›n› yükseltmektedir. Sa¤-l›k hizmetini veren müessese aç›s›ndan bak›ld›¤›nda; ya-t›fl süresinin k›sald›¤›, pek çok gereksiz maddi harcama-lar›n azald›¤›, zamanda tasarruf sa¤land›¤› ve hizmetin etkin düzeye ç›kt›¤› izlenmektedir. Hasta yak›nlar› ve hasta ile ilgili insanlar ise hasta olarak sürece aktif biçim-de kat›ld›¤›n› gördükleri yak›nlar›n›n, sorumlulu¤unu yerine getirdi¤ine ikna olmaktad›rlar. Bu, onlarda ortaya ç›kabilecek gereksiz sorumluluk, k›zg›nl›k, yak›nlar›n› d›fllama, suçluluk duygusu vb. karmafl›k psikolojik sü-reçleri önlemektedir. Tüm toplum düzeyinde ele al›nd›-¤›nda, birey ile toplum aras›ndaki gizli sözleflme uyar›n-ca, hasta olarak sorumluluklar›n› aktif olarak yerine geti-ren kifliye karfl› toplumsal hoflgörü, teflvik ve onun do¤al hasta haklar›na sayg›n›n korundu¤u bir bar›fl ortam› do¤-maktad›r. Sonuçta, hasta olan kiflinin tedaviye aktif kat›-l›m›, birey-toplum iliflkisini, sosyal, ekonomik ve psiko-lojik düzeyde koruyan en etkin yol olmaktad›r. Bunun baflar› ile gerçekleflmesi öncelikle sa¤l›k emekçilerinin görevidir.

Bu ise herfleyden önce baflar›l› bir iliflki sürecini ge-rektirir. Özellikle de hasta-hekim iliflkisindeki baflar› bü-yük önem tafl›maktad›r. Burada, hastaya gerekli bilgileri vermek, zaman-zaman nasihat niteli¤inde uyar›larda bu-lunmak gerekebilir, ama en önemlisi, varolufl kayg›s› ile koflut giden hastal›k sürecindeki insan ile bu temel kayg› çerçevesinde empati kurabilmektir. Hasta, hastal›¤›na ne tür bir emosyon yüklemifltir? Bunun hekim taraf›ndan anlafl›ld›¤›n› bilmek, aktif kat›l›m için belirleyici rol oy-namaktad›r. Böylece, anlafl›ld›¤›n› hisseden hasta, kendi-sine verilen bilgileri sa¤l›kl› bir flekilde iflleyebilecek ve hastal›k nedeniyle yaralanan narsisizmini önemli ölçüde “kendi kendine” onarma olana¤› bulacakt›r. Burada “kendim baflard›m!” diyebilmek hasta için önem

tafl›-maktad›r. Bu duyguyu yaflayabilmesi, kendisine adeta bir süt çocu¤u gibi tümüyle edilgin bir insan muamelesi yapan, ya da terbiye edilen bir çocuk gibi davranan tüm-güçlü (omnipotent) hekimle olanakl› de¤ildir. Zira, birin-ci koflulda, kifli sürece kat›l›m›n› tümüyle olanaks›z k›la-cak bir regresyona zorlanak›la-cak, ikinci koflulda ise, özel-likle otorite iliflkilerinde sorunlar› olan hastalar bir tak›m karmafl›k psikolojik süreçler sonucunda tepkisel, ya da kimi zaman boyun e¤ici tutumlar sergileyebilecektir. Bu tür yanl›fl iletiflimler bazen tehlikeli boyutlara ulaflabil-mektedir. Örne¤in, ilaçlar›n› almad›¤› halde “uslu ço-cuk” olmak ad›na, ald›¤›n› söylemek gibi ya da fliddetli a¤r›lar› oldu¤unda “otoriteyi k›zd›rmamak veya onunla iliflkileri bozmamak” ad›na, bunu ifade etmemek gibi ve hatta otoritenin “gözüne girmek” ad›na iyileflmedi¤i hal-de, iyi oldu¤unu ifade etmek gibi durumlarla karfl›lafl›la-bilmektedir. Veya bunlar›n tam tersine, iyi oldu¤u halde otoritenin omnipotensini yaralayarak ondan intikam al-mak ad›na, yanl›fl t›bbi giriflimlere sebep olunabilmekte-dir. Oysa gerçekte, hekim eldeki bilimsel verilerin nak tan›d›¤› ölçüde bir bilgi ve deneyime sahip insan ola-rak, hastas›ndan sadece bir ad›m ilerdedir. Her fleyi çö-zümleme yetene¤i olan, insan-üstü bir varl›k de¤ildir ve olmas› gerekmez. Daha da önemlisi, hastas› ile demokra-tik, aç›k ve karfl›l›kl› dayan›flmaya olanak tan›yan bir ilifl-ki gelifltirmedi¤i sürece, yapabileceklerinin bile tamam›-n› gerçeklefltiremeyecektir.

Konsültasyon-liyezon psikiyatristi sürece kat›lmakta güçlük çeken hastalar› ele al›r. Bunun nedenlerini araflt›-r›r. Burada, hastan›n biyolojisi ve psikodinamikleri, onunla ilgilenen hekim ve di¤er sa¤l›k emekçileri, yak›n-lar› ve di¤er sosyal, ekonomik ve belirleyici olabilecek tüm destek sistemleri önem tafl›maktad›r.

Sonuç olarak konsültasyon-liyezon psikiyatrisi yu-karda anlat›lan temel psikosomatik varsay›mlara dayana-rak, hastan›n sürece neden aktif bir biçimde kat›lamad›-¤›n› araflt›r›r ve çözümler üretir. Verilen hizmet flu flekil-de sistematize edilebilir:

1. Kiflinin hastal›¤›na aktif kat›l›m›na engel olabile-cek “internal reprezantasyon”lar›n neler oldu¤u dinamik yaklafl›mla anlafl›lmaya çal›fl›l›r. O alanda hastada içgörü sa¤lan›r, bir baflka ifade ile proses edilememifl an›lar›n bilinçli bir flekilde proses edilmesi sa¤lanarak, hastay› engelleyen emosyonel yük kald›r›l›r.

2. Deliryum vb. gibi do¤rudan biliflsel ifllevleri etkile-yerek beynin bilgi ifllem yetene¤ini engelleyen organik ve biyolojik nedenler araflt›r›l›r ve bunlar› ortadan kald›rma-ya yönelik tedavi protokolleri uygulan›r. Söz konusu uy-gulamada ilaç etkileflmeleri ve hastal›¤›n özgün koflullar› büyük bir titizlik gerektirdi¤inden, baflta farmakokinetik ve farmakodinamik ilkelere özel önem verilmektedir.

3. Hasta ve onunla iletiflim içerisindeki insanlar ara-s›nda süregiden iliflki biçimi gözden geçirilir ve mesleki

(4)

Gelifl tarihi: 13.11.1997 Kabul tarihi: 19.12.1997 ‹‹lleettiiflfliimm aaddrreessii:: Doç. Dr. M. Kemal Ar›kan

‹. Ü. Cerrahpafla T›p Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dal› Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi Bilim Dal› Tel: 0212 584 24 00

s›n›rlar korunmak kayd› ile gereken uyar›lar yap›l›r. 4. Hastaya, hastal›¤› s›ras›nda ve sonras›nda verile-cek sosyal hizmetler için organizasyon yap›l›r.

5. Hastal›k sonras›nda belirli bir uyum güçlü¤ü çekme-si beklenen kifli ile olas› komplikasyonlar›n denetimi aç›-s›ndan, pisikiyatrik iletiflim belirli bir süre daha korunur.

Tüm bu ifllevlerin yerine getirilebilmesi için, konu üzerinde uzmanlaflm›fl hekimin, öncelikle çok iyi bir psi-koanalitik formasyona sahip olmas› gerekmektedir. Bu-nun nedenini anlamak zor de¤ildir. Psikoanalitik temel ilkelere yeterince hakim olmayan bir hekim, “kaotik” de-nebilecek bir süreç yaflayan hastaya “bilimsel” yaklafl›m gösteremeyecektir. Burada bir baflka önemli nokta daha vard›r. Bilindi¤i gibi baz› t›bbi hastal›klar›n bizzat kendi-si pkendi-siflik nedenlerle ortaya ç›kmaktad›r. Bunun anlafl›la-bilmesinde, t›bbi ve biyolojik araflt›rmalar›n bütünüyle yap›lm›fl olmas› gereklidir ama yeterli de¤ildir. Ayr›ca psikodinamik bir etkenin varl›¤›n› da ortaya koymak flartt›r. Bunu sa¤layabilicek formasyon olmadan konsül-tasyon-liyezon psikiyatrisinde baflar› olanakl› de¤ildir.

‹yi bir dinamik formasyona ek olarak çok iyi bir biy-olojik formasyonun gereklili¤i tart›fl›lmaz öneme sahip-tir. Her t›bbi hastal›¤›n kendine özgü bir psikiyatrik pro-fili vard›r. Yine her t›bbi hastal›k için seçilecek

far-makoterapi, psikoterapi, vb giriflimlerde hem hastaya zarar vermemek ve hem de ilaç etkileflimlerinden korun-mak ciddi bir bilimsel kayg›d›r. Öte yandan, konsültas-yon-liyezon psikiyatristi, psikiyatride kullan›lan objektif tan› ve takibe yönelik teknolojiyi yak›ndan bilmelidir.

Kimi koflullarda, konsültasyonu istenen hastan›n psikiyatri klini¤inde gözetim alt›na al›nmas› gerekir. Ör-ne¤in, özel ortam gerektiren fliddetli deliryum olgular›n-da, hastan›n yatt›¤› klinik yeterli deneyime sahip ol-mayabilir veya psiflik nedenle ortaya ç›kt›¤› anlafl›lan t›bbi hastal›klar saptanat›bbilir. Demek ki, konsültasyon -liyezon psikiyatrisi, salt “konsültasyon” ile s›n›rl› de¤il-dir. Ayr›ca yatakl› hizmet veren bir disiplinde¤il-dir.

Söz konusu hizmetin bafllamas› ile birlikte, yukarda say›lan yararlar›n elde edildi¤ine dair say›s›z gözlem ve çal›flma bulunmaktad›r.

Kaynaklar 1

1.. GGrrooeenn JJJJ.. A psychosomatic philosophy of transcultural divergence and convergence, with special reference to the mediterranean and middle-east”. Proceedings of The 13 th European Conference on Psychosomatics, ed. ‹lal, GK ‹stanbul, 1981.

2

2.. AArr››kkaann MMKK.. “Ö¤renme ve Haf›zan›n Nörobiyolojisi” (Bask›da).

17 Aile Hekimli¤i Dergisi Journal of Family Practice Cilt 2 Say› 1 1998

ERRATUM !

Dergimiz Cilt 1, Say› 4, Sayfa 208-212’de yer alan “Manisa Yöresinde Akraba Evlilikleri ve Bunun Aile Hekimli¤i Yönünden De¤erlendirilmesi” bafll›kl› makalenin yazarlar› teknik nedenlerle hatal› bas›lm›flt›r. Do¤rusu afla¤›da belirtildi¤i gibidir. Düzeltir, özür dileriz.

Aile Hekimli¤i Dergisi Yay›n Kurulu

*

Bu çal›flman›n, 1100 aileyi kapsayan ilk bölümü, 7-8 Aral›k 1995 tarihinde Ankara’da gerçeklefltirilen II. Ulusal Aile Hekimli¤i Kongresi’nde sözel bildiri olarak sunulmufltur.

1)

Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi Aile Hekimli¤i Anabilim Dal›, Aile Hekimli¤i Uzman›, Yard. Doç. Dr.

2)

Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi T›bbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dal›, Doç. Dr.

3)

Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi T›bbi Biyoloji ve Genetik Anabilim Dal›, Ö¤retim Görevlisi

4)

Celal Bayar Üniversitesi T›p Fakültesi Halk Sa¤l›¤› Anabilim Dal›, Araflt›rma Görevlisi

M

MA

AN

N‹‹S

SA

A Y

ÖR

RE

ES

S‹‹N

ND

DE

E A

AK

KR

RA

AB

BA

A E

EV

VL

L‹‹L

L‹‹K

KL

LE

ER

R‹‹ V

VE

E B

BU

UN

NU

UN

N

A

A‹‹L

LE

E H

HE

EK

K‹‹M

ML

L‹‹⁄

⁄‹‹ Y

ÖN

ÜN

ND

DE

EN

N D

DE

E⁄

⁄E

ER

RL

LE

EN

ND

D‹‹R

R‹‹L

LM

ME

ES

S‹‹

**

CONSANGUINEOUS MARRIAGE IN MANISA (TURKEY) AND ITS EVALUATION FROM THE ASPECT OF FAMILY MEDICINE

Referanslar

Benzer Belgeler

(Her Soru 20 puandır)

¤i, Avrupa Gö¤üs Cerrahisi Derne¤i üyeli¤i, Türk Gö¤üs Cerrahi- si Derne¤i kurucu üyeli¤i, Türk Gö¤üs Cerrahisi Derne¤i Board Kurulu Baflkanl›¤› yapm›flt›r..

‹stanbul Üniversitesi’nde Gö¤üs Cerrahisi, Kalp-Damar Cerrahisi’nin yan›nda ikincil bir birim olarak kalmaktan onun sayesinde kurtuldu.. Say›s›z hastaya, meslektafl›na

Görme engelli oldu¤um için, yaflanmas› do¤al baz› sorunlarla karfl›laflm›fl olmama ra¤men kampüs ve Da¤c›l›k Kolu’nun ortam› benim için

1990 y›l›nda Türkiye Organ Nakli Derne¤i’ni kurdu ve ayn› y›l 15 Mart günü Türkiye, Avrupa ve bölgede bir ilk olan, ço- cuklarda canl›dan k›smi

Klebsiella sufllar›n›n direnç paternleri incelendi¤inde 2003 y›l›nda izole edilen sufllar›n an- tibiyotiklere daha duyarl› oldu¤u saptanm›flt›r.. Anahtar

Ancak, yafla- yan en yak›n akrabalar›m›za iliflkin bil- diklerimizle, soylar› uzun zaman önce tükenmifl olan akrabalar›m›z›n bizlere b›rakt›¤› izleri

Bu bölge bizden ›fl›k h›z›- na göre daha h›zl› uzaklaflt›¤› için, kay- naktan bize do¤ru gelmeye çal›flan ›fl›k, hiçbir zaman bize ulaflamayacakt›r.. Bu, yürüyen