• Sonuç bulunamadı

T.C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ TARSUS MESLEK YÜKSEK OKULU

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ TARSUS MESLEK YÜKSEK OKULU"

Copied!
72
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

MERSİN ÜNİVERSİTESİ TARSUS MESLEK YÜKSEK OKULU

HAZIRLAYANLAR

13-362-018 Halil İbrahim YURDUNMALI 13-362-046 Enes ALTUNTAŞ

13-362-002 Muhammet AVCI

DANIŞMAN Fulya ÖZKAN BAKMAY

MUHASEBEDE DENETİM SÜRECİ ÖN LİSANS BİTİRME TEZİ

TARSUS 2015

(2)

1

GİRİŞ

Firmaların büyümesi, mali işlemlerin giderek karmaşık hale gelmesi ve çıkar gruplarının varlığı, işletmeyle ilgili finansal verilere ne düzeyde güvenileceği sorununu ortaya çıkarmıştır. Bu problemin çözümünde denetim önemli bir rol üstlenmiştir.

İşletmeler, faaliyetleri ile ilgili finansal bilgileri sadece kendi ihtiyaçları için değil, işletme ile ilgili tüm karar alıcılara ve çeşitli ilişkileri nedeniyle ulusal ve uluslararası işletmelere veya piyasalara sunmak durumundadırlar.

İşletmelerin hazırladıkları finansal bilgilerin denetim sürecinden geçmesi o bilgilerin güvenilirlik düzeyini yükseltmektedir. Denetimin temel

kavramlarını, aşamalarını, yöntem ve tekniklerini ve sürecini anlattığımız bu çalışmamızın konuyla ilgili tüm kesimlere faydalı olmasını dileriz.

BİRİNCİ BÖLÜM

(3)

2 GENEL OLARAK DENETİM

1.DENETİM KAVRAMI 1.1. Denetimin Tanımı

Denetim eskiden “murakabe” olarak tanımlanan sözcüğün bugünkü karşılığıdır.

İnsanların topluluk halinde yaşamasıyla birlikte doğan bir zorunluluk sonucu gelişmiştir.

Denetim kavramını değişik biçimlerde tanımlamak mümkündür. En yaygın kabul gören denetim kavramı: Ekonomik faaliyet ve diğer olaylarla ilgili iddiaların önceden saptanmış ölçütlere uygunluk derecesini araştırmak ve sonuçlarını ilgi duyanlara iletmek amacıyla tarafsızca kanıt toplayan ve bu kanıtları irdeleyip değerlendiren sonucunu muhataplara bildiren sistematik bir süreçtir.

Denetimi ayrıca tüm iddia ve eylemlerin yasaya ve yürürlükte bulunan mevzuata uygunluk derecesini irdeleyen, sonuçlar çıkan bir süreç olarak da tamamlamamız mümkündür. Denetim, akılcı, planlayıcı ve sistematiktir.

Bu bağlamda muhasebe denetimi ile işletme denetimi kavramlarının da birbirinden ayrılmasında yarar vardır.

Denetim sözcüğü geneldir. Tüm kamu ve özel sektörü kapsar oysa işletme denetimi daha çok özel sektörü kapsamaktadır.

İşletme denetimi tüm iktisadi olaylar ile diğer iddia ve olayları incelerken muhasebe denetimi genellikle iktisadi olay ve eylemleri inceler.

Muhasebe Denetimi ise, muhasebe kayıt ve işlemlerinin denetimiyle ilgilenir.

( GÜÇLÜ, Muhasebe Denetimi, 1)

İktisadi ve finansal alanlardaki gelişmelere paralel olarak farklı dönemlerde farklı anlamlar yüklendiğinden denetimin tanımı da farklı biçimlerde yapılmıştır.

Dar anlamda denetim, işletmelerin finansal tabloları ve muhasebe kayıtlarının

incelenmesidir. Ancak, bugün gelmiş olduğu noktada denetimin bu tanımı yetersiz kalır.

(HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 2)

(4)

3 1.2. Özellikleri

Bu tanımlardan hareketle denetimin temel özelliklerini aşağıdaki biçimde sıralamamız mümkündür.

a. Denetim bir süreçtir: Belli bir dönemi kapsar,

b. Ekonomik faaliyetler ve diğer olaylarla ilgilenir,

c. Denetimin önceden saptanmış ölçütleri vardır,

d. Denetim var olan yasa ve mevzuata göre incelenen olayın uygunluğunu test eder, e. Denetim tarafsız olmak zorundadır,

f. Denetimin en temel unsuru kanıt toplamak ve bunları değerlendirmektir,

g. Denetim sonuçları muhataplara bildirmekle yükümlüdür. (GÜÇLÜ, Muhasebe Denetimi, 1)

2. İŞLETME VE DENETİM

Konusu, insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere mal ve hizmet üretmek olan işletme kavramı 18.yüzyılda buhar makinasının icadı ve sanayide kullanılmasıyla öne çıkmıştır.

Tarihsel gelişim süreci içerisinde yaşanan gelişmeler (El sanatlarıyla çalışan küçük işletmelerden otomasyona geçen ve tek bir merkezi yapı altında merkezileşmiş orta ve büyük ölçekli işletmeler) gerek sayıları gerekse faaliyet alanları itibariyle işletmeleri daha karmaşık bir yapıya kavuşturmuştur.

Bu yapı içerisinde, iktisadi ve sosyal yapıdaki gelişmelere de bağlı olarak artan insan ihtiyaçlarının karşılanması işletmelerin faaliyetleri itibariyle fonksiyonel bir yapıda organize olmaları sonucu doğmuştur.

Üretim, yönetim, pazarlama, finans, iş gören, araştırma ve geliştirme, halkla ilişkiler ile denetim işletmelerin sahip oldukları fonksiyonlardır.

Kâr, topluma hizmet ve işletme hayatının devamını sağlamak gibi temel amaçlarla kurulan işletmelerin öngörülen bu amaçlarına ne ölçüde ulaştıkları, yani planlananla gerçekleşenlerin karşılaştırılması varsa sapmaların, hata ve yolsuzlukların tespit edilmesi ile gereken önlemin alınması yukarıda sayılan işletme fonksiyonlarından denetim fonksiyonunun kapsamındadır.

(5)

4

İşletmeler kendi bünyeleri içerisinde mevcut faaliyetlerini denetlemenin yanı sıra, devlet vergi alacağını güvence altına almak ve toplum içerisinde işletme faaliyetleriyle ilgilenen kişi ve kuruluşlara farklı bilgiler vermek açısından, çeşitli organları vasıtasıyla işletmeler üzerinde denetimler yaptırır. (BAKIR, Denetim, 3)

3.MUHASEBE – DENETİM İLİŞKİSİ

Muhasebe finansal nitelikli olayların belirlenmesi, sınıflandırılması ve ilgi duyanlara raporlanması olarak tanımlanmaktadır, "işletme dili" olarak da tanımlanan muhasebe ile işletmelerin finansal durumu ve faaliyet sonuçları hakkında bilgi edinilmektedir.

Denetimin işlevi ise muhasebe tarafından hazırlanan verilerin doğruluğu ve güvenilirliği konusunda bir görüş bildirmektir.

Özetle muhasebe, finansal tabloların hazırlarken denetim hazırlanan finansal tabloların doğruluğu ve güvenliği ile ilgili bir görüş beyan etmektedir. (COŞKUN/GÜNER/OKUDAN, Denetim, Geçiş Dönemi Eğitimi Notları, 16)

3.1. Muhasebenin Temel Kavramları

Toplumu ilgilendiren hiçbir uygulama kuralsız olamaz. Muhasebenin de uygulanabilmesi için bir takım genel kurallar mevcuttur.

Bu kurallar uluslararası boyutta ve son 150 yılda yavaş yavaş oluşmuş, muhasebe

uygulamasında genel çerçeveyi çizen ve bu nedenle adına ‘Genel Kabul Görmüş Muhasebe Kavramları’ denilen (Generally Accepted Accounting Principles) kurallardır. Avrupa ülkeleri ve ABD, sanayileşme sürecinden sonra muhasebe uygulamasında da oldukça aşama

kaydetmişlerdir.

Bu ülkelerde muhasebe alanında bilgili insan yetiştirmek ve işletmelerin muhasebe

süreçlerinde bunları kullanmak amacıyla birçok meslek örgütü kurulmuş, eğitim ve uygulama faaliyetlerine başlamıştır. Bu örgütlerin temel amacı, muhasebe alanında mesleki bilgi ve ahlaki niteliklerle donatılmış insanları yetiştirerek bunların işletmelerce istihdam edilmesini

sağlamaktır.

Doğal olarak her muhasebe örgütü yetiştirdiği elemanların belirli temel ahlaki kurallar çerçevesinde çalışabilmesi için kendilerince birtakım kurallar da geliştirmişlerdir.

19. yüzyıldan itibaren birbirinden bağımsız çeşitli muhasebe örgütleri tarafından ortaya konulan bu kuralların her bir örgüt tarafından aynı şekilde benimsenmiş olanları ‘genel kabul görmüş muhasebe kavramları’ olarak benimsenmiştir.

Bu kavramlar tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de muhasebe uygulamalarına yön veren kavramlar olarak kabul edilmiştir. Özellikle muhasebe standartlarının geliştirilmeye çalışıldığı günümüzde, bunlar giderek daha da önem kazanmaktadır. Bu kavramlardan en önemlileri aşağıda açıklanmaktadır. (TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe 8)

(6)

5 3.1.1 Sosyal Sorumluluk Kavramı

Bireylerin ve kurumların topluma karşı belirli sorumlulukları vardır. Bu sorumluluklar genel olarak ‘sosyal sorumluluk’ olarak ifade edilirler. Ancak kurumların, özellikle de işletmelerin topluma karşı olan sorumlulukları daha geniş bir etki alanına sahiptir.

Örneğin bir işletmenin kurulduğu ve faaliyet gösterdiği bölgenin insanlarını istihdam etmesi, topluma faydalı yatırımlar yapması, suyu-havayı-toprağı kirletmeyecek şekilde üretim yapması, varsa neden olduğu kirliliği önleyecek tedbirleri alması, sosyal faaliyetlerin düzenlenmesine maddi destek sağlaması ve benzeri çabaların tamamı sosyal sorumluluk olarak ifade edilir.

Ancak yukarıda sayılanların tamamı farklı açılardan bakıldığında sosyal sorumluluk olarak belirtilse de, burada kastedilen sosyal sorumluluk biraz farklıdır.

Bu kavramlar arasında yer alan sosyal sorumluluk, işletmenin muhasebe sistemi aracılığıyla topluma karşı sorumluluğunu ifade eder.

Bir başka deyişle, işletmenin ticari-üretim vb. faaliyetleri sonucu ortaya çıkan finansal bilgileri doğru ve dürüst bir şekilde muhasebe sistemi içerisinde kayda geçirip ödemesi gereken vergiyi tam ve eksiksiz olarak ödemesidir.

Kısaca işletmenin en önemli sosyal sorumluluğu vergisini dürüstçe tespit edip ödemesidir.

(TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe 8-9) 3.1.2. Kişilik Kavramı

Kişilik canlı ve cansız tüm varlıkların hayatın içerisinde yer alabilmesi, hayatın bir parçası olabilmesi ve kendilerinden yararlanılabilmesi açısından çok önemli bir kavramdır. Bu çerçevede isimler, varlıklara kişilik kazandıran en önemli etkenlerdir.

Örneğin bir coğrafi bölgeyi, bir ev adresini, bir insanı veya herhangi bir varlığı tespit ve teşhis edebilmek, onlara verilen isimler yardımıyla mümkün olmaktadır. İşte bu nedenle tüm

işletmeler de ticari hayatta yer alabilmek ve varlıklarını sürdürebilmek için bir isme, yani kişiliğe sahip olmaları gerekmektedir.

Kişilik kavramı bu nedenle bir işletmenin kendini kuran sahip ya da ortaklarının dışında ayrı bir kişiliğinin (isminin) olması anlamına gelmektedir. Bu kişilik sayesinde işletmeler mal alıp satabilir, borçlanıp alacaklanabilirler. Bu çerçevede işletme isimleri ve ürün markaları kişilik kavramı ile ortaya çıkmıştır denilebilir. (TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe 9)

3.1.3. Süreklilik Kavramı

İşletmeler hiç kapanmayacakmış gibi hep yaşayarak iktisadi hayatın içinde yer alacakmış gibi kurulurlar. Faaliyetlerini sürdürebilmek, mal alıp satabilmek için bu çok gerekli bir varsayımdır.

Hiçbir müşteri kısa bir süre sonra faaliyetini sona erdireceğini bildiği, örneğin dayanıklı tüketim malı üreten bir işletmeden alışveriş yapmaz. Çünkü müşteri, satın aldığı malı üreten işletme kapandığında, artık o ürünün garantisi, servisi, yedek parça ve benzeri gereksinimleri karşılayacak bir muhatap bulamayacağını bilecektir. Kapanacak bir işletmeye kimse borç vermek, mal satmak istemez. Dolayısıyla o işletme iktisadi hayatın içinde tutunamaz.

(7)

6

Ancak bu durumun istisnası da olabilir. Örneğin kuruluş amacı belirli bir projeyi, yapıyı vb.

inşa etmek olan işletmelerin, bu iş bittikten sonra faaliyetlerini sona erdireceklerini herkes bilir ve bu normal karşılanır.

Örneğin konsorsiyum denilen bir hukuki yapı oluşturarak, büyük projeleri (baraj gibi) gerçekleştirmek üzere bir araya gelen farklı uzmanlık alanlarındaki işletmeler, bu proje (baraj inşası) tamamlanınca konsorsiyumu sona erdirerek ayrılırlar. (TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe 9-10)

3.1.4. İhtiyatlılık Kavramı

İşletmenin gelecekte ortaya çıkacak muhtemel zararları şimdiden tahmin etmek suretiyle gerekli tedbirleri almasıdır. Çünkü işletmeler hayatları boyunca devamlı kar edemeyebilirler veya bazı işlemler sonucu kısmi zarara uğrayabilirler.

Bu nedenle işletmenin, kar elde ettiği dönemlerde elde ettiği karın tamamını dağıtmayıp bir kısmını ‘yedek akçe’ olarak ayırması ve bunu zarar edilen dönemlerde zararını karşılamak için kullanması muhasebe kavramları açısından şarttır.

Ülkemizde özellikle sermaye şirketlerinin yasal yedek ayırma zorunluluğu da bu kavram nedeniyle ortaya çıkmıştır.

Bunun dışında, işletme yönetiminin işletmenin sahip olduğu varlıklara ilişkin potansiyel zararları tespit ederek (örneğin, değeri düşen mallar, şüpheli ticari alacaklar, menkul kıymet değer düşüklükleri vb. gibi) gerekli karşılıkları ayırması da bu kapsamda değerlendirilmektedir.

(TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe, 10) 3.1.5. Para ile Ölçülme Kavramı

Bu kavram muhasebe sistemine yapılacak kayıtların içeriğini belirlemek açısından önemlidir.

Nasıl benzinle çalışan bir otomobilin deposuna su konulduğunda motor çalışmaz ise, muhasebe sistemi de parasal bilgilerin kullanılması ile çalışmaktadır.

Bir başka deyişle, muhasebedeki tüm işlemler sadece ve sadece para ile ifade edilirse anlamlıdır. Örneğin bir işletmede çalışan bir elemanın hasta olması muhasebe açısından bir bilgi değildir. Ancak bu kişi için yapılan sağlık harcaması muhasebe sisteminde yer alır.

Benzer şekilde bir işletmede çalışan 50 işçinin varlığı bir muhasebe kaydını gerektirmezken, bu işçilere ödenen ücretler, onlardan yapılan vergi ve sigorta kesintileri parasal işlemler olduğundan muhasebe sistemi içinde yer alacaktır. (TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe, 10)

3.1.6. Maliyet Esası Kavramı

İşletmenin satın aldığı tüm varlıklar o varlığın işletmeye mal oluş değeri dikkate alınarak kaydedilir. Bu çerçevede mal oluş değeri malın sadece fatura değeri değildir. Malın işletmeye ulaşabilmesi için katlanılan nakliye, sigorta, depoya indirme, hamaliye gibi tüm bedellerin malın fatura bedeli ile toplamı maliyet bedelini oluşturur. (TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe, 10)

(8)

7 3.1.7. Tutarlılık Kavramı

Bu kavram bir düzeni ifade eden muhasebenin kendi içinde de tutarlı ve düzenli olması gerektiğini belirtir.

Bu nedenle işletmeler daha anlaşılabilir ve muhasebe bilgisi açısından kıyaslanabilir olmak için yıllar itibariyle kullandıkları muhasebe yöntemlerini değiştirmemeleri gerekmektedir. Bu, tutarlılık olarak ifade edilir. Çünkü birbirini takip eden dönemler itibariyle değişen yöntemler, her ne kadar yasal yöntemler olsa da bilanço ve gelir tablolarının anlaşılabilirliğini etkiler.

Ancak işletme mutlaka ihtiyaç duyup uyguladığı birtakım yöntemleri değiştirmek zorunda kalırsa, bu durumun mali tablolar üzerindeki etkilerini açıklamalıdır. (TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe, 10-11)

3.1.8. Objektif Belge Kavramı

Muhasebede kullanılacak tüm bilgilerin fatura, fiş, makbuz gibi birtakım belgelere dayanıyor olması gerekir.

Belgeye dayanmayan bir finansal bilgi muhasebe sisteminde yer alamaz ve defterlere kaydedilemez. Örneğin satın alınan bir malın günlük ve büyük defterlere kaydedilebilmesi ancak bu malla birlikte alınan geçerli bir belgenin (faturanın, fişin) elde olması ile mümkündür.

(TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe, 11)

3.1.9. Tam Açıklama Kavramı

Muhasebede ortaya çıkan tüm bilgiler kullanıcıları yanıltmayacak şekilde tam olarak açıklanmalıdır. Özellikle muğlak ve bu bilgileri kullanacak kişileri yanıltabilecek kadar

eksik/yetersiz bilgiler tam olarak ve yanlış anlamaya neden olmayacak şekilde açıklanmalıdır.

Bu çerçevede günlük ve büyük defterlerde yer alan işlemler tam olarak açıklanmalı, bilanço ve gelir tablosu üzerinde yanlış anlaşılabilecek konular dipnotlarla ifade edilmeli, yöntem ve değişiklikleri ve bunların sonuçları belirtilmelidir. (TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe, 11) 3.1.10. Dönemsellik Kavramı

Muhasebede tüm işlemler dönemler itibariyle tespit edilirler. Dönem başlangıç ve bitiş tarihi belirlenmiş zaman dilimleri olarak tanımlanabilir.

Muhasebe dönemi bir takvim yılı içerisinde gerçekleşir; yani her yıl 1 Ocak’ta başlar ve 365 gün sonra 31 Aralık’ta sona erer. Bu tarihler arasında ortaya çıkan gelir ve giderler tespit edilir ve birbirleriyle karşılaştırılarak kar ya da zarar belirlenir.

Bu nedenle bir muhasebe dönemini ifade eden ve bu sayede karı veya zararı tespit edebildiğimiz bu kavram dönemsellik kavramı olarak ifade edilir.

Bu kavramın açıklanmasında paranın ödeme zamanı veya söz konusu işlemin yapılma zamanına göre gider ve gelirin gerçekleştiğini varsayan farklı bakış açıları mevcuttur.

(9)

8

Örneğin satın alınan kırtasiye malzemesi için para ödendiğinde mi bu bir gider sayılır yoksa para verilmese de satın alma işlemini gösteren belge düzenlendiğinde mi gider yapılmış sayılır?

Bu nedenle dönemsellik kavramını daha iyi anlayabilmek, gelir ve giderin hangi şartlarda gelir ve gider kabul edileceğini belirleyebilmek için dönemsellik kavramını açıklayan iki farklı teoriden(esas) biri kullanılmalıdır. Bunlar ‘nakit’ ve ‘tahakkuk’ esasları olarak ifade edilmektedir.

Nakit Esası: Ticari işlemin ne zaman yapıldığına bakılmaksızın paranın tahsil edildiği veya ödendiği zaman dikkate alınarak gelir ve giderin ortaya çıktığını varsayan bir teoridir.

Bu teoriye göre bir mal veya hizmet alınmış olsa da parası ödenmediği taktirde işlem yapılmamış sayılır. Bu da vergi açısından bir takım olumsuz durumlara neden olacağından ülkemizde kabul göremeyen bir teoridir.

Tahakkuk Esası: İşlemin yapıldığı dönemde parasal değişimin ne zaman yapıldığını değil, objektif bir belgenin ne zaman düzenlendiğine bakarak gelir veya giderin tespitini yapan bir teoridir.

Ülkemizde işletmelerin kazanç, gelir ve giderlerinin tespitinde bu teori temel alınmaktadır.

(TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe, 11-12) 3.1.11. Önemlilik Kavramı

Bu kavram muhasebede kullanılan bir hesabın veya ortaya çıkmış olan bir finansal bilginin bilanço ve gelir tablosuna bakarak bir değerleme yapıldığında etkili olabilecek düzeyde olması gerektiğini ifade eder.

Bu kavrama göre söz konusu finansal bilgi verilecek kararları da etkileyebilecek düzeyde olmalıdır. (TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe, 12)

3.1.12. Özün Önceliği Kavramı

Bu kavram muhasebe sürecinde yer alacak işlemlerin biçimlerinden çok bu işlemlerin özünün temel alınması gerektiğini ifade eder. (TANIŞ/BERİKOL, Genel Muhasebe, 12)

3.2. Muhasebe Standartları

Muhasebe standartları, muhasebe çalışmalarının yöntemini belirleyen düzenlemelerdir.

Uluslararası muhasebe standartları tarafından geliştirilen 32 adet muhasebe standardı vardır.

Ülkemizde ise, Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu tarafından geliştirilen 19 adet muhasebe standardı söz konusudur. Aşağıda bu standartlar içerikleri itibariyle kısaca

açıklanacaktır:

1.Standart: Bu standart finansal tabloların sunuluşuna ilişkin olup finansal tabloların sunuluş esaslarını, finansal tabloların sunuluşu ile ilgili genel ilkeleri, finansal tabloların biçimi ve içeriği ile ilgili kuralları kapsar.

(10)

9

2. Standart: Bu standart, yüksek enflasyon ortamında, temel finansal tabloların (konsolide olanlar dahil) düzenleme esaslarını içerir. Buna göre, yüksek enflasyon dönemlerinde Türk Lirasının satın alma gücünde meydana gelen azalışlar dolayısı ile finansal tabloların, dönem sonundaki liranın satın alma gücüne göre düzeltilmesi sağlanır.

3.Standart: Bu standart, nakit akış tabloları ile ilgili olup belli bir muhasebe döneminde işletmelerin nakit ve nakde eşdeğer varlıklarında meydana gelen değişiklikleri ‘işletme faaliyetleri’, ‘yatırım faaliyetleri’ ve ‘finansal faaliyetleri’ itibariyle sınıflandırarak nakit akış tablosunda nasıl sunulacağını açıklamaktadır.

4.Standart: Bu standart, satışlar ve diğer olağan gelirler ile ilgili olup olağan işlemler ve olaylar sonucu elde edilen gelirler ve karların muhasebeleştirilme yöntemlerini belirlemektedir.

5.Standart: Bu standart, konsolide finansal tablolarla ilgili olup bir şirketler topluluğuna dahil ana ortaklık ile bağlı ortakların ve kontrol gücüne sahip olunan iştiraklerin ve diğer ortaklıkların varlık, borç, sermaye, gelir ve giderlerinin tek bir ortaklık şeklinde gösterilerek topluluğun finansal durumu ve faaliyet sonuçları hakkında gerçeğe uygun ve güvenilir bilgi verilmesini sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.

6.Standart: Bu standart, işletmelerin iştiraklerdeki yatırımlarının muhasebeleştirilmesine yöneliktir.

7.Standart: Bu standart, yatırımların muhasebeleştirilmesi ve bu konuyla ilgili yapılması gerekli açıklamalara ilişkindir.

8.Standart: Maddi, maddi olmayan duran varlıklar ile özel tükenmeye tabi varlıklar ile ilgili olup işletmelerin toplam varlıkları içerisinde genellikle önemli bir yer tutan ve bu nedenle finansal durumun belirlenmesinde büyük öneme sahip olan maddi, maddi olmayan duran varlıklar ile özel tükenmeye tabi varlıkların muhasebeleştirilmesi yöntemlerini belirlemeyi amaç edinmektedir.

9.Standart: Bu standart amortisman muhasebesini ele almakta ve tüm amortismana tabi varlıklara ilişkin temel amortisman esaslarını kapsamaktadır.

10.Standart: Bu standart dönem net karı veya zararı, temel hatalar ve muhasebe politikalarında değişiklikler ile ilgili olup bütün işlemlerin tutarlı bir biçimde gelir tablosu düzenlemeleri için gelir tablosundaki bazı kalemlerin sınıflandırılması, açıklanması ve muhasebeleştirilmesi esaslarını içermektedir.

11. Standart: Bu standart, finansal bilgilerin bölümlere göre raporlanmasına ilişkin olup işletmenin faaliyette bulunduğu farklı endüstri kollarında ve coğrafi bölgelerindeki oransal büyüklükleri, kar dağılımları ve büyüme eğilimleri ile ilgili hususlarda bilgi verecek finansal tabloları kullananların, bölümlere ayrılmış bir işletmenin tümü hakkında daha doğru yargıya varabilmelerini sağlamayı amaç edinmektedir.

(11)

10

12.Standart: Bu standart kur değişimi etkilerinin muhasebeleştirilmesine yöneliktir.

Buna göre, bir işletmede yabancı paraya dayalı faaliyetler iki şekilde yapılabilir. Bu faaliyetler yurt içindeki yabancı paraya dayalı işlemler ile yurt dışındaki faaliyetleri içerir. Yabancı paraya dayalı faaliyetleri ilgili işletmenin finansal tablolarında

göstermek için hem yabancı paraya dayalı işlemler hem de yabancı işletmelerin finansal tabloları işletmenin raporlama para birimine çevrilir.

13.Standart: Bu standart, stoklarla ilgili olup tarihi maliyet sistemi içinde stoklara ilişkin muhasebe işlemlerini, stok maliyetlerinin, net gerçekleşebilir değere indirgemeyi, stok maliyetlerinin nasıl saptanacağını ve gidere dönüştürüleceğini açıklar.

14.Standart: Bu standart, borçlanma maliyetlerinin muhasebeleştirilmesine ilişkin uygulamaların açıklanmasını amaçlamaktadır.

15.Standart: Bu standart, araştırma geliştirme (AR-GE) maliyetlerinin muhasebeleştirilmesine ilişkin uygulamaların açıklanmasını amaçlamaktadır.

16.Standart: Bu standart, bankalar ile benzeri finansal kuruluşların düzenleyecekleri finansal tabloların hazırlanmasına ve bu tablolarda ve eklerinde yer alacak bilgilerin sunulmasına (kamuya açıklanması) ilişkin esasların belirlenmesini amaçlamaktadır.

17.Standart: Bu standart, kiralama işlemlerinin muhasebeleştirilmesine ilişkin olup finansal ve faaliyet kiralamalarında, kiracı ve kiralayan açısından uygulanacak muhasebe politikalarının ve raporlama esaslarının açıklanmasını amaçlamaktadır.

18.Standart: Bu standart, yıllara yaygın inşaat ve onarım sözleşmelerine ilişkin gelir ve maliyetlerle ilgili muhasebe uygulamasının açıklanmasını amaçlamaktadır.

19.Standart: Bu standart, karşılıklar, koşullu borçlar ve koşullu aktiflere özgü tahakkuk ve ölçme esaslarını belirlemek ve finansal tablo kullanıcılarının bu kalemlerin

özelliklerini, zamanlamasını ve tutarını anlamalarına olanak sağlayacak ölçüde yeterli bilgilerin finansal tabloların dipnot ve eklerinde açıklanmasını amaçlamaktadır.

(BAKIR, Denetim, 15-19)

(12)

11 4. DENETİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ

Denetimin tarihsel süreç içinde insanların topluluk halinde yaşamaya başlamasıyla birlikte oluşmaya başladığı bilinmektedir.

Devletlerin, derebeyliklerin oluşumu, ekonomik çıkar kavramlarının ön plana çıkmaya başlaması denetim sürecinin gelişimini hızlandırmıştır. (GÜÇLÜ, Muhasebe Denetimi, 2)

Bir ülkenin sahip olduğu ekonomik kaynakların büyük bir kısmının işletmelerin elinde olması ve işletmelerin ekonominin dinamosu olması nedeniyle finansal nitelikli bilgilerin iki önemli işlevi bulunmaktadır. Bunlar:

a) Ekonomik kaynaklar arasında seçim yapılabilmesi,

b) Ekonomik kaynakların kullanılma başarısının ölçülmesidir. (AÖF, Muhasebe Denetimi ve Mali Analiz, 3)

Son yıllarda ekonomik faaliyetlerin artması sonucu işlemlerin daha karmaşık hale gelmesi, verilerin çokluğu ve bilgi sağlayanların yanlı tutumları nedeniyle işletmelerin sunduğu bilgilerin güvenilirliği daha fazla sorgulanmakta ve bilgi kullanıcılarının güvenilir bilgiye olan ihtiyaçları artmaktadır.

İş dünyasında, bilgi kullanıcılarının istedikleri bilgiye ilk elden ulaşmaları neredeyse imkânsızdır.

Bilgi başka kişilerden elde edildiğinde kasıtlı ya da kasıtsız olarak yanlış beyan edilme olasılığı yükselir.

Bilgiyi talep eden ile bilgiyi sunan arasında çıkar çatışması söz konusu olduğunda sunulan bilginin yanıltıcı olma riski vardır. (SELİMOĞLU, Denetimin Çerçevesi, 4) Güvenilir olmayan bilgilere dayanılarak sağlıklı karar verilemeyeceğinden, bu

risklerin azaltılması gerekmektedir. Bu nedenle işletme ile ilgili bilgilerin yayınlamadan önce uzman ve güvenilir bir kişi tarafından incelenmesi ve onaylanması gereği ortaya çıkmıştır. Bu gerçek “Denetim” mesleğini ortaya çıkarmıştır. (AYDAŞ, Muhasebe Denetimi Ders Notları, 2012)

(13)

12 5. DENETİM TÜRLERİ

Denetim çalışmaları yapılan denetime göre çeşitli açılardan sınıflandırılabilmektedir.

Bu kısımda denetimle ulaşılmak istenen amaca göre, denetimi yapan denetçilere göre ve denetimin uygulandığı zamana göre denetimin türlerine değinilecektir. (BAKIR,

Denetim, 19)

5.1. Denetimle Ulaşılmak İstenen Amaca Göre Denetim Türleri 5.1.1. Mali Tablo Denetimi (Finansal Denetim)

Bu denetimin amacı denetlenen işletmeye ait finansal tabloların işletmenin finansal durumunu ve faaliyet sonuçlarını doğru bir biçimde, genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine ve yasalara uygun olarak yansıtıp yansıtmadığı hakkında bir kanıya ulaşmaktır. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 6)

Mali tablo denetimi muhasebe denetiminin başlangıç noktasıdır. Bu bağlamda şekil şartlarına uygunluk denetimi ön plana çıkar cari dönemle önceki dönem verileri kıyaslanır. Değişimler tüm çıkar gruplarının kullanımına açık bir biçimde irdelenir.

(GÜÇLÜ, Muhasebe Denetimi, 5)

5.1.2. Uygunluk Denetimi (Biçimsel Denetim- Formel Denetim)

İşletme ya da kurumun faaliyetlerinin işletme ya da kurum amaçlarına uygu gelişip gelişmediğini, faaliyet ve işlemlerin Vergi Usul Kanunu ve yürürlükte bulunan

mevzuata uygun olup olmadığının denetimidir. (GÜÇLÜ, Muhasebe Denetimi, 5) Uygunluk denetiminde kullanılabilecek kimi ölçütler şöyle sıralanabilir;

-Kanun, tüzük ve yönetmelikler -Ana sözleşme

-İşletme içi yönetmelik ve yönergeler -Yönetim kurulu kararları

-Üst yönetimin belirlediği politika ve yöntemler, -Üçüncü kişilerce yapılan sözleşmeler

Yukarıda sayılan bu ölçütlere uygun hareket edilip edilmediğine bakmak bir uygunluk denetimidir. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 7)

(14)

13 5.1.3.Faaliyet Denetimi

İşletmenin önceden belirlemiş olduğu amaçlarına ulaşıp ulaşmadığını ve aynı

zamanda işletmenin verimli çalışıp çalışmadığını tespit etmek amacıyla işletme politika ve politikalarının uygulama sonuçlarını değerleme ve ölçmeye yarayan denetim türüdür.

(DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 14) 5.1.4. Özel Amaçlı Denetimler

İşletmeyle ilgili belli bir konuda yapılan denetim çalışmasıdır. Özellikle belirli bir konuda karar vermek isteyenlerin bu karar verme sürecini kolaylaştırmak amacıyla başvurulan denetimlerdir. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 15)

Belli başlı özel amaçlı denetim türleri:

-Mahkemelerce yaptırılan özel incelemeler,

-Satın alma, devir, birleşmelerden önce yapılan incelemeler, - Bir işletmeyle ortak olmadan önce yaptırılan incelemeler, - Kredi açmadan önce yapılan incelemeler,

-Hisse senedi ve tahvillere yatırım yapmadan önce yapılan incelemeler, -Ortaya çıkarılan bir yolsuzluk ve ihmalin araştırılması,

-Vergi incelemeleri,

-Kamusal örgütlerce yapılan incelemeler,

-Devlet kuruluşları tarafından yapılan teftiş ve incelemeler. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 7)

5.2. Denetimi Yapan Denetçiler Açısından Denetim Türleri 5.2.1.Kamu Denetimi

Kamu kurumlarına bağlı olarak çalışan kamu yararını gözeterek görev yapan kişilerin yaptıkları denetimlere kamu denetimi adı verilir. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 11)

Kamu denetiminin temel amacı toplumun huzur ve güvenini sağlamak vatandaşların devlete olan güvenini pekiştirmektir. Kamu denetimi kamu adına toplanan gelirleri ve yapılan harcamaları denetleyeceği gibi, iki özel kişi ya da kurum arasındaki

uyumsuzluğun çözümünde konu alabilir. (GÜÇLÜ, Muhasebe Denetimi, 6)

(15)

14

Kamu denetimi yapan bazı kamu denetçileri aşağıda sıralanmıştır:

-Maliye Bakanlığı Müfettişleri -Maliye Bakanlığı Denetçileri -Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları -SPK Denetçileri

-SSK Müfettişleri (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 12) 5.2.2.İç Denetim

Kamu veya özel sektörde kurum veya işletmeye bir ücret akdi ile bağlı olarak çalışan kişilerin, yönetim adına üstlenmiş oldukları denetim türüne denir. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 10)

İç denetim bölümünün,

-İşletme faaliyetlerini incelemek,

-Çalışanlarca yapılabilecek hata ve yolsuzlukları önlemek -Yapılmış olan hata ve yolsuzlukları belirlemek,

-Sonuç ve önerileri bir raporla üst yönetime sunmak gibi sorumlulukları vardır.

(HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 9) 5.2.3. Bağımsız Denetim

Serbest meslek sahibi olarak çalışan veya bir denetim şirketinin ortağı olan kişiler tarafından işletmelerin mali tablolarının genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine

uygunluk derecesini belirlemek amacıyla yapılan denetim çalışmasıdır. Bu yetki Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler ile Yeminli Mali Müşavirlere verilmiştir. (Denetim Ders Notları, 2010, 18)

5.3. Denetimin Uygulanma Zamanına Göre Denetim Türleri 5.3.1.Devamlı (Sürekli) Denetim

Genellikle iç denetçilerin işletmenin muhasebe sistemini bir hesap dönemi boyunca denetleyerek gerekli düzeltmeleri yapmaları sürecidir. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 16)

(16)

15 5.3.2.Ara (Sınırlı) Denetim

İşletmelerin belirli ara dönemlerinde denetlenmesi durumudur. Aylık, üçer aylık, altı aylık dönemlere ait işlemlerin her ara dönemin sonunda incelenmesi ara denetim olarak adlandırılır. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 16)

5.3.3. Son (Özel) Denetim

Sermaye Piyasası Kurulu tebliğlerine göre denetim yaptırma zorunluluğu bulunan şirketler ve yardımcı kuruluşlarının Kurula başvurarak talep ettikleri Menkul

Kıymetlerin halka arz izni, birleşme, devir, tasfiye kararlarına dayanarak oluşturacak finansal tabloların bir denetim şirketince denetlenmesidir.

Özel denetim çalışması, bağımsız denetim sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren başlar. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 10)

6. DENETÇİ VE DENETÇİ TÜRLERİ

Denetçi, denetim çalışmalarını yürüten, yeterli mesleki bilgi ve tecrübeye sahip, bağımsız davranabilen, yüksek ahlaki nitelikleri taşıyan kimsedir. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 8)

Tanımından da anlaşılacağı gibi denetçinin denetim görevini gereği gibi yerine getirebilmesi için kimi kişisel özellikleri taşıması gerekir. Buna göre;

-Denetçi bağımsız olmalıdır,

-Denetçi gerekli, mesleki bilgi ve deneyime sahip olmalıdır, -Denetçi yüksek ahlaki nitelikler taşımalıdır,

-Denetçi çalışmalarında gerekli mesleki özen ve dikkati göstermelidir. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 13)

Üç tür denetçi vardır;

(17)

16 6.1. Kamu Denetçisi

Kamu kurumlarına bağlı olarak çalışan ve kamu yararını gözeterek görev yapan kişilere kamu denetçisi adı verilir.

Kamu denetçileri, çeşitli kamu kurumları içinde örgütlenmiş ve işletmelerin yasalara, yönetmelik ve kamu yararına uygunluğunu tespit etmek için, işletmelerin beyan ettikleri vergi ve yapmış oldukları kayıt ve işlemleri denetlerler. Bu denetim faaliyetini yürüten kişilere kamu denetçileri denir.

Tarafsız ve objektif davranmakla birlikte kamu yararı ön planda tutularak denetim faaliyeti yürütülür. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 12)

Kamu denetçileri Türkiye’de;

-Kamu kuruluşlarının faaliyetlerini denetlemek,

-Özel işletmelerin faaliyetlerini denetlemek olmak üzere iki ayrı görevi yerine getirirler.

(HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 15) 6.2. İç Denetçi

İç denetçiler işletmede çalışan, yönetime denetim hizmeti sunan ve işletmeye işçi işveren ilişkisi ile bağlı olan kişilerdir. Bu bağlamda denetçiler;

-İşletme faaliyetlerini incelemek,

-Çalışanlarca yapılabilecek hata ve yolsuzlukları önlemek, -Yapılmış olan hata ve yolsuzlukları belirlemek,

-Kanıt toplamak ve kanıtları dayanaklarla karşılaştırarak değerlemek,

-Sonuç ve önerileri bir raporla üst yönetime sunmak gibi görevleri yerine getirirler.

(HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 15) 6.3. Bağımsız Denetçi

Bağımsız denetçiler, bağımsız çalışıp işletmelere denetim hizmeti sunan, denetçiliği meslek olarak seçmiş kimselerdir. Bağımsız denetçiler, bağımsız olarak çalışırlar.

Çalıştıkları işletmeyle işçi-işveren ilişkisiyle bağlı olmazlar. Bu özellik bağımsız denetçileri diğer denetçilerden ayırır. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 14)

(18)

17 7.DENETİM STANDARTLARI

7.1.Genel Standartlar

Genel standartlar, denetçilerin kişisel özellikleri, davranışları ve mesleki eğitim, bilgi ve denetim düzeyleri ile ilgili olması gereken esasları içerir. Bu açıdan bu standartlara denetçinin kişisel özelliklerini yansıtan standartlar adı da verilir.

Genel standartlar, denetçinin taşıması gereken özellikleri içeren standartlardır. Bu standartlar üç başlıkta tanımlanır. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 27)

7.1.1.Mesleki eğitim ve Yeterlilik

Mesleki eğitim ve yeterlilik standardı, denetimin yeterli eğitim ve mesleki ehliyete sahip denetçiler tarafından yapılmasını öngörür.

Denetçi, mesleki ehliyet ve deneyimi ile finansal olguların iç yüzünü görebilmelidir.

Çıkar gruplarını yanıltmayan, onlara alacakları kararlarda yol gösterici olan güvenilir bilgileri, ancak alanında uzman ve deneyimli kişiler sağlayabilirler. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 23)

7.1.2. Bağımsızlık

Bu standart denetçinin müşteri baskısında karşı koyabilme ve vereceği denetim kararlarında yansız kalabilme yeteneğine sahip olmasını öngörür. Bağımsızlık hem düşünce planında hem de görünürde olmalıdır. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 23)

7.1.3.Mesleki Özen ve Dikkat

Denetçi ve denetçiler denetim çalışmaları sırasında gerekli mesleki özen dikkat ve çabayı titizlikle göstermelidir. Denetçiden beklenen, onun uzmanlığını özen ve titizlikle ortaya koymasıdır.

Gereken titizlik ve çabayı göstermeyen bir denetçi meslek ahlakına aykırı davranmış olur. Mesleki özen ve titizliğin gösterilmesi bir denetçinin tüm denetim standartlarına eksiksiz bir biçimde uyması ile sağlanır. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 28)

(19)

18 7.2.Çalışma Alanı Standartları

Genel kabul görmüş denetim standartlarından çalışma alanı standartları denetçinin denetim çalışması sırasında uyması gereken kuralları belirler. Bunlar aşağıdaki gibidir.

-Planlama ve gözetim,

-İç kontrol sisteminin incelenmesi ve değerlendirilmesi, -Kanıt toplamak. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 28) 7.2.1. Planlama ve Gözetim

Planlama ve gözetim standardına göre denetçinin yapacağı çalışmayı mutlaka iyi bir biçimde planlaması ve denetim ekibinde yer alacak olan denetçi yardımcılarının

yaptıkları işleri izleyerek yetişmelerini sağlayacak şekilde gözetim altında bulundurması gerekir. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 24)

7.2.2. İç Kontrol Sisteminin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi

Denetçinin, denetim planının uygulama zamanını ve uygulanacak denetim yöntemlerini belirlemek için denetlenen işletmelerin iç kontrol sistemi etkinliğini gözden geçirmesi gerekir.

İncelenen işletmelerin muhasebe sistemleri ile ilgili etkin bir iç kontrol sisteminin varlığı, düzenlenen finansal raporların doğruluk ve güvenilirlik derecesini artırır.

İç kontrol sisteminin iyi çalışması finansal tabloların hatalı olma riskini azaltır, denetim riskinin azalması ise denetim görüşüne ulaşma sırasında ihtiyaç duyulacak işlemlerinin sayısı ve kapsamının daralmasına neden olur. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 29)

7.2.3. Kanıt Toplamak

İşletme faaliyetlerinin denetlenmesiyle ulaşılmak istenen temel amaç, işletmeyle ilgilenen kişi ve kurumlara sağlıklı bilgiler verebilmektir.

Denetçi bu amaca ulaşabilmek için değişik yöntemlerden yararlanarak bilgiler toplar ve denetim çalışmasının sonucunda bu bilgilerden yararlanarak yorumda bulunur. İşte denetçinin işletme faaliyetleriyle ilgili bilgileri elde etmesi, sağlıklı ve güvenilir kanıtları toplamasına bağlıdır. Denetim kanıtları temel nitelikli kanıtlar ile destekleyici kanıtlardan oluşurlar. (BAKIR, Denetim, 29)

(20)

19 7.2.3.1.Temel Nitelikli Kanıtlar

Bu tür kanıtlar, muhasebe sürecinde kullanılan belge ve kayıtlar yoluyla elde edilen kanıtlardır. Yevmiye defteri, büyük defter, yardımcı defterler, muhasebe fişleri, hesap planı, muhasebe yönetmeliği, mizanlar, müşterilere gönderilen hesap ekstreleri bu tür kanıtlara örnek olarak gösterilebilir. (BAKIR, Denetim, 29)

7.2.3.2.Destekleyici Nitelikli Kanıtlar

Bu tür kanıtlar işletme ile ilişki içinde bulunan fakat işletme dışındaki kişi ve kuruluşlardan elde edilen kanıtlardır. (BAKIR, Denetim, 29)

8.3. Raporlama Standartları

Raporlama standartları denetim raporunun hazırlanışı ve raporun içeriğiyle ilgili genel ilkeleri kapsar.

Denetçinin denetim raporunu yazarken uyması gereken genel ilke ve uygulamalar raporlama standartları ile tanımlanmıştır. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 31)

Bu standartlar;

8.3.1.Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine Uyum

Hazırlanacak olan raporda incelenen mali tablolar ile defter ve belgelerin Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine uygun olup olmadığının açıkça belirtilmesi gereklidir.

(GÜÇLÜ, Muhasebe Denetimi, 19) 8.3.2.Tutarlılık

Süreklilik özelliği olarak da adlandırılan bu standarda göre denetçi düzenleyeceği denetim raporunda muhasebede kullanılan yöntem ve politikaların dönemden döneme değiştirilmediğini, aynı yöntem ve politikaların kullanılmış olduğunu belirtmek durumundadır. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 25)

8.3.3.Tam Açıklama

Tam açıklama ilkesine uyum standardına göre, denetçi finansal tabloların doğru olduğunu, bunların genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun olduğunu ve yeterli bilgileri kapsadığını denetim raporunda açıkça belirtmelidir. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 25)

(21)

20 8.3.4.Görüş Bildirme

Görüş bildirme standardına göre denetçi, gerçekleştirdiği denetim çalışmaları sonunda incelediği finansal tablolarla ilgili olarak ulaştığı görüşünü denetim raporunda açıklamalıdır.

Denetçinin açıklayacağı görüşün,

-Olumlu görüş, -Olumsuz görüş -Şartlı görüş,

-Görüş bildirmekten kaçınma türlerinden biri olması gerekir. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 25)

9.BAĞIMSIZ DENETİM

Bir işletmenin finansal tablolarında yönetim savı olarak yer alan bilgilerin doğru ve güvenilir olup olmadığı konusunda genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri

doğrultusunda uygun bir kanıya ulaşabilmek ve ilgili tarafları aydınlatabilmek amacıyla denetçi ya da denetçilerce yürütülen denetim çalışmalarıdır. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 8)

9.1.Bağımsız Denetimin Amaçları Bağımsız denetimin,

-Finansal tablolarla ilgili bir görüşe ulaşmak, -Hata ve hileleri ortaya çıkarmak,

-Hata ve hileleri önlemek,

-Denetlenen işletmenin yönetimine önerilerde bulunmak gibi amaçları vardır.

(HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 9)

(22)

21 9.2. Bağımsız Denetimin Türleri

9.2.1. Bağımsız Sürekli Denetim

Genellikle iç denetçilerin işletmenin muhasebe sistemini bir hesap dönemi boyunca denetleyerek gerekli düzeltmeleri yapmaları sürecidir. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 16) Sürekli denetime tabii ortaklık ve kuruluşlar;

-Aracı Kurumlar

-Menkul Kıymet Yatırım Fonları -Menkul Kıymet Yatırım Ortaklıkları

-Hisse Senetleri Menkul Kıymet Borsalarında İşlem Gören Anonim Ortaklıklar -Hisse Senetleri Halka Arz Edilmiş Olan ve Arz Edilmiş Sayılan Ortaklıklar (BAKIR, Denetim, 34)

9.2.2. Bağımsız Sınırlı Denetim

İşletmelerin belirli ara dönemlerinde denetlenmesi durumudur. Aylık, üçer aylık, altı aylık dönemlere ait işlemlerin her ara dönemin sonunda incelenmesi ara denetim olarak adlandırılır. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 16)

Sınırlı denetime tabii ortaklık ve kuruluşlar;

-Menkul Kıymet Yatırım Fonları -Menkul Kıymet Yatırım Ortaklıkları

-Hisse Senetleri Menkul Kıymet Borsalarında İşlem Gören Anonim Ortaklıklar (BAKIR, Denetim, 34)

(23)

22 9.2.3. Bağımsız Özel Denetim

Sermaye Piyasası Kurulu tebliğlerine göre denetim yaptırma zorunluluğu bulunan şirketler ve yardımcı kuruluşlarının Kurula başvurarak talep ettikleri Menkul Kıymetlerin halka arz izni, birleşme, devir, tasfiye kararlarına dayanarak oluşturacak finansal tabloların bir denetim şirketince denetlenmesidir.

Özel denetim çalışması, bağımsız denetim sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren başlar. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 10)

Özel denetime tabii ortaklık ve kuruluşlar;

-Bağımsız sürekli denetime ve bağımsız sınırlı denetime tabi olanlar ile borçlanma senetlerini banka garantili olarak ihraç edecek olan ortaklıklar hariç olmak üzere

‘Tahvil, Finansman Bonosu ve benzeri borçlanma senetlerinin ihracı için izin almak amacıyla Sermaye piyasası kurulunca başvuracak anonim ortaklıklar’,

-Hisse senetleri halka arz edilen ve edilmiş sayılan anonim ortaklıklardan bir başka anonim ortaklıkla ve diğer bir anonim ortaklığa devir veya katılmaya taraf olanlar ile tasfiye durumunda olanlar,

-Hisse senetlerini ilk kez halka arz edecek olanlar. (BAKIR, Denetim, 35) 9.3. Bağımsız Denetçiler

Sermaye piyasasında çalışan denetleme kuruluşları ve denetçilerin dışarı karşı kullanmak zorunda oldukları unvanlar kıdem sırasına göre şöyledir;

(DUMUŞ/TAŞ, Denetim, 148)

9.3.1.Sorumlu Ortak Baş Denetçi

Bağımsız denetim kuruluşunda pay sahibi olup baş denetçi unvanını haiz ve bağımsız denetim çalışmasını kuruluş adına kendi kişisel sorumluluğu ile yürüten ve kuruluş adına bağımsız denetim raporlarını imzalamaya yetkili gerçek kişidir. (DUMUŞ/TAŞ, Denetim, 149)

9.3.2.Baş Denetçi

Kıdemli denetçi unvanını aldıktan sonra 4 yıl çalışmış ve denetim çalışmasını kuruluş adına kendi kişisel sorumluluğu ile yürüten ve kuruluş adına bağımsız denetim

raporlarını imzalamaya yetkili gerçek kişidir. (DUMUŞ/TAŞ, Denetim, 149)

(24)

23 9.3.3.Kıdemli Denetçi

Fiilen 6 yıl denetim mesleğine sahip denetim elemanlarına kıdemli denetçi unvanı verilir. (DUMUŞ/TAŞ, Denetim, 149)

9.3.4.Denetçi

Denetim mesleğinde 3 yıl çalışmış ve sınavlarda başarılı olmuş denetçi yardımcılarına denetçi unvanı verilir. (DUMUŞ/TAŞ, Denetim, 149)

9.3.5.Denetçi Yardımcısı

Stajyerlik süresini tamamlayan stajyer denetçiler yardımcı denetçi unvanını alırlar.

(DUMUŞ/TAŞ, Denetim, 149)

9.3.6.Stajyer Denetçi

Mesleki deneyimi 2 yıldan az olup bağımsız denetim kuruluşu tarafından eğitime tabi tutulan denetçilerdir. (Denetim Ders Notları, 2010, 26)

(25)

24 İKİNCİ BÖLÜM

DENETİM SÜRECİ

1.MÜŞTERİ İŞLETMENİN SEÇİLMESİ VE DENETİMİN KABUL EDİLMESİ

1.1. Eski Denetçi ile Görüşme

Denetçinin ilk defa çalışacağı müşteri işletmeyi tanıma yollarından birisi, izin almak sureti ile önceki denetçi ile görüşmesidir. Kendisine böyle bir izin verilmemesi, işi kabul etmemesi için önemli bir neden oluştururken, önceki denetçi ile görüşme izni alan denetçi, eski denetçinin,

-İşi bırakma nedenleri

-Yöneticiler hakkındaki düşünceleri

-Denetim çalışmalarını rahat yürütüp yürütmediği

-Denetim çalışmalarında olağan dışılıkla karşılaşıp karşılaşmadığı gibi konularda görüşlerini almaya çalışır.

Önceki denetçinin bu konularda sınırlı açıklama yapması durumunda denetçi işi almadan önce daha fazla ayrıntıya girmeli, müşteri işletme ile ilgili kafasında hiçbir soru işareti kalmadıktan sonra işi kabul etmelidir. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 35)

1.2. Müşteri işletmenin Değerlendirilmesi

Denetim firması veya denetçi kendisine başvuran firma ya da kuruluşla sözleşme imzalamadan önce yapılan denetim talebini inceleyerek işletmenin talebini

değerlendirir.

Denetim firmasının yaptığı ön araştırma ve değerlendirmeler sonunda müşteriye olumlu ya da olumsuz cevabını iletmesi gerekir.

Eğer denetim talep eden müşteri ile her konuda anlaşılır ise müşterinin talebine olumlu karşılık verilir, aksi durumda olumsuz cevap verilecektir. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 41)

(26)

25

1.3. Müşteri İşletme ile Sözleşme Yapılması ve Denetim Teklifinin Kabul Edilmesi

Denetim sözleşmesi, denetçi ile müşteri arasında imzalanan, müşteriye ait finansal tabloların Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine uygun olup olmadığının tespiti ile, bu tespitin rapora bağlanması yükümlülüğünü denetçiye yükleyen, bunun karşılığı olarak müşteriyi denetim için gerekli bilgi ve belgeleri sağlama ile ücret ödeme borcu altına sokan bir sözleşmedir.

Denetçi potansiyel müşteri ile ilgili olarak topladığı bilgiler çerçevesinde denetim işini almaya karar verirse durumu bir mektupla karşı tarafa bildirir.

Denetçi tarafından gönderilen ve müşteri işletmece imzalanan bu mektupla denetim sözleşmesi ya da denetim anlaşma mektubu resmiyet kazanır. Denetim sözleşmesinde, -Denetçinin başlığı ve müşteri adresi,

-Sözleşmenin amacı ve kapsamı,

-Denetim çalışmaları ile ilgili olarak açıklanacak, açıklanmayacak ve yönetime bildirilecek hususlar,

-Denetim çalışmalarının ücreti ve nasıl ödeneceği,

-Denetçinin ve işletme yöneticilerinin imzaları gibi unsurlar bulunur.

(HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 35-36)

2.DENETİM ÇALIŞMALARININ PLANLANMASI

Denetim planlaması, denetçinin görüşüne ulaşmada faaliyetlerini ne şekilde yürüteceği hususundaki davranış düzenini ifade eder.

Denetim planının amacı, denetim konusunu denetim alanlarına ayırmak, bu alanlara denetçi görevlendirmek, her bir denetim alanında uygulanacak denetim yöntem ve tekniklerini belirlemek ve denetim faaliyetini zamanlamaktır. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 36)

(27)

26 Denetim planlaması 9 aşamadan oluşur;

1) Müşteri İşletme Hakkında Bilgi Toplama 2) Denetim Çalışmalarının Bölümlenmesi 3) Önemlilik Düzeyinin Belirlenmesi

4) İç Kontrol Sisteminin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi 5) Denetim Risklerinin Belirlenmesi

6) Denetime Katılacak Personelin Görevlendirilmesi ve Gözetimi 7) Denetim Programının Hazırlanması

8) Denetim Zamanının Belirlenmesi 9) Denetim Amacının Belirlenmesi

2.1. Müşteri İşletme Hakkında Bilgi Toplama

Denetim planlamasının ilk aşamasını müşteri hakkında temel bilgileri toplamak oluşturur. Müşteri hakkındaki temel bilgiler aşağıdaki gibi sıralanabilir.

-İşletmenin faaliyet gösterdiği iş kolu, -İşletmenin hukuki yapısı,

-İşletmenin ürettiği ürün ve hizmetler, -İşletmenin sermaye yapısı,

-İşletmede uygulanan ücret sistemleri,

-İşletmece uygulanan sektöre özgü muhasebe uygulamaları, -İç kontrol yapısının tanınmasına yönelik bilgiler,

-Finansal tablo kalemleri ve diğer önemli hususların önemlilik düzeyi.

(28)

27

Denetçi bu ve benzer bilgileri ya kendi arşivinden ya önceki denetçinin vereceği bilgilerden ya da bizzat müşteriden sağlar.

Müşteri işletme hakkındaki temel bilgileri toplama, potansiyel müşteri işletmeyi tanımaya yönelik bilgi toplamaya çok benzer. Denetim planlanmasındaki temel bilgi toplama, müşteri işletmeye yönelik ön bilgi toplamaya göre çok daha kapsamlı ve ayrıntılı olarak yapılır. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi,37-38)

2.2. Denetim Çalışmalarının Bölümlenmesi

Denetimde bölümleme, denetim çalışmalarının küçük birimler halinde ayrılarak yürütülmesi çalışmasıdır. Bu sayede denetimle ilgili olarak aynı işlerin aynı kişiler tarafından, farklı işlerin farklı kişiler tarafından yapılması sağlanmış olacaktır.

Ayrıca bu sayede, denetimle ilgili her birim ayrı ayrı denetlenmiş olacak ve denetime katılanların performansı da izlenerek denetim çalışmasının verimliliği arttırılmış olacaktır. (BAKIR, Denetim, 42)

2.3. Önemlilik Düzeyinin Belirlenmesi

Önemlilik düzeyi, denetim çalışmaları sırasında bulunacak hata veya yanlışlıkların hangi düzeydeki kısmının kabul edilip edilmeyeceği ile ilgilidir. Burada önemli olan, denetçinin her bir bilanço kalemi için onun niteliğini ve tutarını dikkate alarak önemlilik düzeyini belirlemesidir. Ve bunun belirlenmesinde nispi değerlerin daha önemli olduğu da bilinmelidir.

Ayrıca düzeyin belirlenmesi toplanacak kanıtlarla da yakından ilgilidir. Zira önemlilik düzeyi nispeten düşük belirlenirse, denetçinin daha çok, aksi durumda daha az kanıt toplaması gerekecektir. (BAKIR, Denetim, 42)

2.4. İç Kontrol Sisteminin İncelenmesi ve Değerlendirilmesi

Denetçiler denetledikleri işletmenin iç kontrol sistemini inceleyerek etkinliğini tespit ederler.

İç kontrol sistemi varlıkların korunmasını sağlamak, muhasebe kayıtlarının doğruluğunu sağlamak, işletmenin koyduğu kurallara bağlılığı sağlamak, işletmede verimliliği temin etmek ve hata hırsızlık vb. nedenlere karşı önlemlerin alınmasını sağlamak amacıyla işletme yönetimince geliştirilen her türlü yöntem ve yönergelerin tümüne denir.

(29)

28

Denetçiler incelenen işletmenin risk düzeyini belirlemek için, diğer bir anlatımla elde edecekleri ve sistemden sağlayacakları bilgilere ne ölçüde güvenebileceklerini anlamak için iç kontrol sistemini incelerler. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 48-49)

İç kontrol sistemi çeşitli amaçları gerçekleştirmek için kurulur. Bu amaçlar;

a) İşletme varlıklarını korumak ve her türlü kayıpları önlemek, b) Muhasebe bilgilerinin doğruluk ve güvenliğini sağlamak,

c) Faaliyetlerin işletme politikalarına ve yasalara uygunluğunu sağlamak,

d) İşletme kaynaklarının ekonomik ve verimli kullanımını sağlamak olmak üzere 4 başlık altında toplanabilir. (HAFTACI, Muhasebe Denetimi, 58)

2.4.1. İç Kontrol Sisteminin Unsurları

Bir işletmenin iç kontrol sistemi, üç unsurdan oluşur;

-Kontrol Çevresi -Muhasebe Sistemi

-Kontrol Usul ve Yöntemleri (BAKIR, Denetim, 43) 2.4.1.1. Kontrol Çevresi

Kontrol çevresi bir işletmede mevcut iç kontrol sistemi etkinliğini arttıran ya da azaltan faktörler olarak ifade edilir. Bir başka ifade ile gerek işletme içinden ve gerekse işletme dışından birtakım unsurların oluşturduğu ortamdır. Bu unsurlar;

-Yönetim Felsefesi -Örgüt Yapısı

-Personel Politikaları -İç Denetim

-Yönetimin Kontrol Yöntemleri -Dış Etkenler (BAKIR, Denetim, 43)

(30)

29 2.4.1.1.1. Yönetim Felsefesi

İşletmede iç kontrol sisteminin kurulması ile bunun etkinliğinin sağlanması işletme yönetiminin sorumluluğundadır.

İşlemenin belirlenen amaçlarına ulaşmasının sağlanmasında iç kontrol sitemi ne kadar gerekliyse onun etkinliğinin ve devamının sağlanması da o kadar önemlidir. Bunu sağlamanın yolu ise kontrol usul ve yöntemlerinin yönetimle beraber tüm çalışanlar tarafından benimsenmesinin sağlanmasıdır. (BAKIR, Denetim, 44)

2.4.1.1.2. Örgüt Yapısı

İşletme içerisinde yukarıdan aşağıya doğru sorumluluk ve yetkilerle ilgili görev dağılımının, kontrol sistemi etkinliğini attıracak şekilde uygun olarak yapılması gerekir.

Bu sayede işletme faaliyetlerinin işletme amaçlarına ulaşacak şekilde planlanması, yürütülmesi ve kontrol edilmesi sağlanmış olacaktır. (BAKIR, Denetim, 44) 2.4.1.1.3. Personel Politikaları

İşletmenin belirlenen amaçlarına ulaşması hiç şüphe yok ki yeterli sayı ve nitelikte personel çalıştırmasına bağlıdır. Çalıştırılan personelin sayı ve niteliği

etkin bir iç kontrol sisteminin de temel unsurudur.

Zira, iç kontrol amaçlarına ulaşılması mevcut personelin nitelik ve dürüstlüğüne, üstlendiği fonksiyonları yerine getirmesine ve bu konuda yönetimce belirlenmiş usul ve yöntemleri anlamasına bağlıdır. (BAKIR, Denetim, 44)

2.4.1.1.4. İç Denetim

İşletme yönetimine yardımcı olmak amacıyla, muhasebe, mali ve diğer faaliyetlerini incelemek için yapılan bağımsız bir inceleme ve değerleme işlemidir. Diğer türdeki kontrollerin etkinliğini ölçen ve değerlendiren bir yönetim kontrolüdür. İç denetim birimlerinin başlıca çalışma alanları şu konuları kapsar.

-Muhasebe ve iç kontrol sistemini inceler,

-İşletmenin faaliyet sonuçları ile mali durumuna ait bilgileri kontrol eder,

-Faaliyet sonuçlarının etkinlik ve verimlilik açısından değerlendirilmesini yapar.

(Denetim Ders Notları, 2010, 55)

(31)

30 2.4.1.1.5. Yönetimin Kontrol Yöntemleri

Yönetimin kontrol yöntemleri, işletme faaliyetlerinin gidişatını izlemeye ilişkin yöntemlerdir. Bu sayede işletme amaçlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini gözlemlemek mümkün olur.

Bu yöntemler bütçeleme, iç denetim ve işletme içi raporlamadan oluşur. (BAKIR, Denetim, 45)

2.4.1.1.6. Dış Etkenler

Bunlar işletme dışından kaynaklanan etkenler olup özellikle kamu kurum ve

kuruluşları tarafından belirlenen, işletmeyi ve iç kontrol sistemini etkileyen etkenlerdir.

(BAKIR, Denetim, 45) 2.4.1.2. Muhasebe Sistemi

Muhasebe mali nitelikte ve para ile ifade edilen işlemlere ait bilgileri kaydetme, sınıflandırma, özetleme, analiz etme ve yorumlama işlemidir.

Bu bütünlük içerisinde bir muhasebe sistemini oluşturan unsurlar, muhasebe kayıtlarının yapılmasına esas teşkil eden hesap planları, kayıtların yer aldığı defterler, kayıtlara kaynak teşkil eden belgeler ile dönem sonucunu yansıtan mali tablolardır.

Muhasebe sisteminin etkinliği hata ve yolsuzlukları ne ölçüde denetlediği ile ilgilidir.

Bu sonucu doğuracak şekilde, muhasebenin kendisinden beklenen hesap verme yükümlülüğünü yerine getirmesi belgeleme kayıt altına alma ve raporlamaya ilişkin usul ve yöntemleri oluşturmasına yani muhasebe sistemine sahip olmasına bağlıdır.

(BAKIR, Denetim, 45-46)

2.4.1.3. Kontrol Usul ve Yöntemleri

Bunlar işletme amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak üzere işletme yönetimi

tarafından geliştirilen usul ve yöntemlerdir. Bu usul ve yöntemlerin konularını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.

(32)

31

-İşletmede çeşitli faaliyetleri yapmakla görevlendirilen personelin bu işin gerektirdiği yetkilerle donatılması,

-İşletmede yapılacak işlerin birbirinden ayırt edilmesini sağlayacak şekilde görev ayrımının yapılması

-İşletme varlıklarının korunmasını sağlamak üzere önemli bilgi ve kaynaklara erişim yetkisinin sınırlandırılması,

-İşletme faaliyetlerinin, faaliyetin içeriğini yansıtacak uygun belgelerle kayıt altına alınmasının sağlanması,

-İşletme faaliyetleri sonucu oluşturulan kayıtların mevcutlarla karşılaştırılmasının sağlanması. (BAKIR, Denetim, 46)

2.4.2. İç Kontrol Sisteminin Türleri

İç kontrol sistemi genel olarak iki kısımda incelenir. Bunlar yönetim kontrolü ve muhasebe kontrolüdür. (BAKIR, Denetim, 46)

2.4.2.1. Yönetim Kontrolü

İşletme yönetiminin işletmenin etkin bir şekilde yönetilmesi iş ve işlemlerin belirlen yetkilendirme kurallarına ve yönergelere uygun yapılmasını sağlamak amacıyla

belirledikleri her türlü kural ve uygulamayı kapsar.

Yönetsel kontroller, yönetime karar alma sürecinde yol gösteren örgüt planını, yordamlarını ve bunlara ilişkin her türlü belge ve tutanakları içerir.

Yönetsel kontroller sayesinde yöneticiler işletmeden güvenilir ve doğru bilgi elde eder, aynı zamanda bu varlıkların korunması için gerekli önlemleri ve uygulamaları belirler ve kurar. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 57)

2.4.2.2. Muhasebe Kontrolü

İşletmenin varlıklarının korunması ve finansal kayıtların korunması amacıyla gerçekleştirilen kontrollerdir.

Varlıkların korunması, finansal verilerin güvenilirliği ve doğruluğu için geliştirilen her türlü kayıt, yöntem, yordam ve işlemlerin bütününden oluşur.

(33)

32

Muhasebe kontrolü başlıca üç unsur tarafından belirlenir:

a) Varlıkların korunması

b) Finansal kayıtların güvenilirliği c) Kıymet hareketleri

a)Varlıkların korunması: İşletmenin varlıklarının hırsızlık, hile, yanlışlık ve diğer nedenlerle zarar görmesini engellemek amacıyla yürütülen her türlü işlemlerden oluşur.

b) Finansal kayıtların güvenilirliği: İşletmenin finansal kayıtlarının doğruluğu ve güvenilirliği açısından bütün finansal veri ve kayıtların güvenliği açısından gerekli her türlü yöntemin geliştirilmesi gerekir.

c) Kıymet hareketleri: İşletmedeki varlıkların satılması, değiştirilmesi, hizmet verilmesi, alınması karşılığında varlık transferleri vb. tüm işlemlerle ilgili gerekli yetkilendirme ve kayıt sisteminin geliştirilmesi gerekir. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 56) 2.4.3. İç Kontrol Sistemine İlişkin Risklerin Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi

Kontrol riski, iç kontrol sistemine ilişkin usul ve yöntemlerle bulunamayacak ya da önlenemeyecek hataların ya da yolsuzlukların mali tablolarda bulunması ihtimalidir.

Eğer işletme faaliyetleriyle ilgili olarak herhangi bir işlem türünde maddi hatalar ya da yolsuzluklar olabiliyor ve mevcut iç kontrol usul ve politikalarıyla bu durum tespit edilemiyorsa bu işlem türü için kontrol riski söz konusudur.

Herhangi bir işlem türü için iç kontrolusul ve yöntemleri oluşturulmuş fakat yeterli olunamıyorsa, söz konusu işlem türü için yine de bir kontrol riski söz konusudur. Bu durumda denetçinin görevi iç kontrol sistemine ilişkin risk düzeyini belirlemek ve toplayacağı kanıtlarla, söz konusu risk düzeyini en asgariye doğu düşürmeye çalışmaktır.

Bu şekilde iç kontrol sistemine ilişkin risk düzeyleri belirlendikten sonra toplanacak kanıtlarda dikkate alınarak risk düzeyinin değerlemesi yapılabilir. Yani iç kontrol sisteminin yeterliliği ölçülmüş olur. (BAKIR, Denetim, 47-48)

(34)

33 2.4.4. İç Kontrol Sistemini Tanıma Yöntemleri

Denetçiler işletmelerin iç kontrol sistemini tanımak ve sistemin kuvvetli ve zayıf yönlerini ortaya çıkarmak amacıyla işletme hakkında bilgi toplamak amacıyla aşağıdaki yöntemleri kullanırlar. (DURMUŞ/TAŞ, Denetim, 72)

2.4.4.1. Not Alma Yöntemi

Bu yöntem iç kontrol sistemini tanımada kullanılan en basit yöntemdir. Denetçi denetlenen müşteri işletmede sorular sorarak, yetkilerle görüşerek bazı bilgiler alır, iş akışlarını gözlemleyerek işletmeyi tanır. Varsa işletmede yazılı yönetmelikleri toplar.

Bunları uygun şekilde not alır. (KAVAL, Muhasebe Denetimi, 140)

2.4.4.2. Anket Yöntemi

Denetçinin iç kontrol sistemine ilişkin önceden sorular hazırladığı ve genellikle cevaplarının ‘Evet’ ya da ‘Hayır’ şeklinde düzenlendiği soru formlarıdır. Bu yöntemde, işletme faaliyetlerinin geniş bir kapsamda incelenmesi sağlanabileceğinden bilgi edinme açısından üstün bir yöntem olduğu söylenebilir. (BAKIR, Denetim, 48)

2.4.4.3. Akış Şemaları Yöntemi

Denetçi işletme fonksiyonlarını alt fonksiyonlarına ayırır. Tedarik, üretim, satış gibi.

Veya gerçekleştirilen faaliyetlerden birbirine benzer iş akışı olan gruplar gruplandırılır.

Bu gruplara veya alt fonksiyonlara uygun iş akışı şemaları düzenlenir. Kimin nereden belge aldığı, kime verdiği, hangi sorgulamalar yapıldığı bu şemalar üzerinden gösterilir.

Hazırladığı bu şemaları işletme yöneticileri ile görüşerek doğru bilgi edinip edinmediğini test etmiş olur.

Akış şemaları en iyi yöntem olmasına rağmen düzenlenmesi ayrı bir teknik bilgiyi gerektirdiği için yaygın olarak kullanılabilen bir yöntem değildir. Ayrıca tüm ilişkileri şekle dönüştürmek olanaklı olmayabilir. (KAVAL, Muhasebe Denetimi, 140)

2.5. Denetim Risklerinin Belirlenmesi

Denetim riski, denetçinin finansal tabloları etkilemiş olan her türlü maddi hata veya yanlışlıkları ortaya çıkaramadan olumlu görüş belirtmesi ihtimalidir.

Finansal tablolar doğruluktan uzak olmasına rağmen denetçinin bunu tespit

edememesi nedeniyle görüş oluşturması denetim riski olarak tanımlanır. Denetim riski üç başlıkta incelenir, her üç risk türü toplu halde denetim riskinin oluşturur, bunlar:

Referanslar

Benzer Belgeler

Gülhane Askerî Tıp Akademisi Sağlık Astsubay Meslek Yüksek Okulu, 1914 yılından bu güne 100 yıllık bir eğitim ve öğretim kültürü geçmişiyle, Ankara

 Temel yaşam desteğine (30) göğüs basısı, 2 yapay solunum şeklinde (30;2) hasta ya da yaralının yaşamsal refleksleri ya da tıbbi yardım gelene kadar kesintisiz devam

d) Şirket, kıdem tazminatını iskonto etmiştir (Not 23). İskontoya uğramış kıdem tazminatı yükümlülüğü 84,693,130 ABD Doları; şirketin tüm çalışanlarını

Görüşümüze göre, yukarıda bahsedilen mali tablolar Şirket’in 31 Aralık 2003 tarihi itibariyle mali durumunu ve bu tarihte sona eren yıla ait faaliyet sonuçlarını, ve nakit

Görüşümüze göre, yukarıda bahsedilen mali tablolar Şirket’in 31 Aralık 2004 tarihi itibariyle mali durumunu ve bu tarihte sona eren yıla ait faaliyet sonuçlarını, ve nakit

(YTL) ve alt birimi ise “Yeni Kuruş” (YKr) olarak tanımlanmıştır. ile Bağlı Ortaklık ve Müşterek Yönetime Tabi Ortaklıklarının mali tablolarını

maddesinde belirtilen yukarıdaki hallerden herhangi birinin mevcudiyeti halinde, Müşteri,  UPT'nin  söz konusu hale ilişkin olarak uğradığı doğrudan ve dolaylı zarar ve

maddesinde belirtilen yukarıdaki hallerden herhangi birinin mevcudiyeti halinde, Müşteri,  UPT'nin  söz konusu hale ilişkin olarak uğradığı doğrudan ve dolaylı zarar ve