• Sonuç bulunamadı

Şato Mobilya Kaşüstü Mah. Devlet Karayolu Cad. No: 122/A Ortahisar/Trabzon - T: Nil Home Süleyman Felek Cad. No:23/A Mer

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Şato Mobilya Kaşüstü Mah. Devlet Karayolu Cad. No: 122/A Ortahisar/Trabzon - T: Nil Home Süleyman Felek Cad. No:23/A Mer"

Copied!
92
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)
(8)
(9)
(10)

Şato Mobilya

Kaşüstü Mah. Devlet Karayolu Cad. No: 122/A Ortahisar/Trabzon - T: 0462 500 59 99 • 0462 500 58 80 Nil Home

Süleyman Felek Cad. No:23/A Merkez/Ordu - T: +90 452 202 11 12 - nilhomeordu@gmail.com Woodpecker Concept

Masko Mobilyacılar San. Sit. 13/B Blok No:20 İkitelli/İstanbul - T: 0212 675 11 75

Konya Paşa Mobilya

Melikşah Mah. Sivaslı Ali Kemal Cad. 3/A Meram/Konya - T: 0332 323 15 66 Ankara Fabrika

Sarıgöl Sok. 31/1-2 Siteler/Ankara

(11)

Şato Mobilya

Kaşüstü Mah. Devlet Karayolu Cad. No: 122/A Ortahisar/Trabzon - T: 0462 500 59 99 • 0462 500 58 80 Nil Home

Süleyman Felek Cad. No:23/A Merkez/Ordu - T: +90 452 202 11 12 - nilhomeordu@gmail.com Woodpecker Concept

Masko Mobilyacılar San. Sit. 13/B Blok No:20 İkitelli/İstanbul - T: 0212 675 11 75

Konya Paşa Mobilya

Melikşah Mah. Sivaslı Ali Kemal Cad. 3/A Meram/Konya - T: 0332 323 15 66 Ankara Fabrika

Sarıgöl Sok. 31/1-2 Siteler/Ankara

(12)
(13)
(14)

Tuğçe Uzun

tugce@magdergi.com.tr

Patent No: 2005 58511

MAG

Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüş- türülmesi çevreye yapılabilecek en kolay kat- kıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerin- de de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.

YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN!

MAG’a abone olmak çok kolay...

Telefon ile

0.312 428 04 44 İnternet ile

abone.magdergi.com.tr

Başarı

Günlükleri

ş hayatının değerli isimlerini sizlerle buluşturduğumuz dergimizin yepyeni sayısıyla sizinleyiz... Farklı sektörlerdeki başarılı iş kadını ve iş adamlarının yolculuklarına eşlik ederken zirveye ulaşmaktaki en önemli kriterin işine tutkuyla bağlanmak olduğunu öğreniyoruz... İş hayatına yeni atılacak olanlara ve genç girişimcilere hedefl erini aşmaları konusunda motivasyon verecek hikayeleri sayfalarımıza taşıyoruz...

Geleceğe yön veren projeleri ile öne çıkan İCK Yapı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kuru, kapak konuğumuz olurken elde ettiği başarının arka planında “rakiplerinden her zaman bir adım önde olma” arzusunun ve iş hayatını besleyen güçlü bir sosyal yaşamının olduğunu belirtiyor...

Ülke olarak büyümemizin rekabet, gelir artışı ve yenilikçi fi kirlerin öne çıkmasıyla paralel olduğunun altını çiziyor.

1997 yılından bu yana meteoroloji ile ilgili verdiği bilgilerle tanıdığımız “Havayı Koklayan Adam”

Bünyamin Sürmeli ile iklim meseleleri üzerine gerçekleştirdiğimiz sohbette değişen mevsimleri dinliyoruz...

Yazarımız Selahattin Dönmez doğru beslenmeye dair ipuçlarını bizlerle paylaşırken, gelecekte sağlıklı bir birey olabilmenin temelinin çocukluk yıllarında atıldığını vurguluyor... “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” atasözünü de göz önünde bulundurursak açık bir zihinle başarılı işlere imza atabilmenin yolunun sağlıklı bir yaşamdan geçtiği sonucuna varabiliriz...

Alışveriş sayfalarımızda, ofi slerde iş insanlarını motive edecek dekoratif tasarımları sizlere sunarken, şık bir iş kadını ve karizmatik bir iş adamının tarzını da yansıtıyoruz...

Şimdi arkanıza yaslanın ve düşünün... Hayatınız boyunca hiç yorulmadan, her zaman aynı şevk ve istekle hangi işle meşgul olabilirsiniz? Hızla geçip giden zamanın içine kaç zafer sığdırabilirsiniz?

İşten arta kalan vakitlerinizi renklendirmek için ne gibi hobilerle ilgilenebilirsiniz?

Tüm bu soruların cevaplarını zamanını kusursuz bir biçimde yöneterek ideallerine ulaşan ve kariyer basamaklarını hızla tırmanan yöneticilerden alacaksınız..

Yaratıcı fi kirleri, örnek hikayeleri, idealist isimleri bir araya getirdiğimiz röportaj ve makalelerle dolu MAG Business dergimizin 11. sayısını keyifl e okumanızı dileriz...

Şans, başarı, mutluluk ve kazanç ömür boyu sizinle olsun...

İ

Sonbahar - Kış: 2017 Yıl: 7 Sayı: 11 Fiyat: 10 TL MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü

Can Çavuşoğlu Genel Yayın Yönetmeni

Beril Çavuşoğlu Görsel Yayın Yönetmeni Osman Selçuk Güngör

Yayın Yönetmeni Tuğçe Uzun Kreatif Direktör Seda Çavuşoğlu

Grafik Tasarım Sevgi Pınar Özen Güngör Burcu Nalçınkaya Duman

Haber ve Foto Muhabiri Özgür Karabulut

İletişim Direktörü Dilara Ertürk Dilara Aydoğdu

Çağla Çakır Reklam Müdürü Esra Demir Toral Reklam ve Halkla İlişkiler

Feray Şahingöz Hilal Başarır Öztürk

Simge Ünlü Çetin Mali İşler Koordinatörü

Tarık Değer Yayın Hukuk Danışmanı Ahmet Münir Yaşar Korcan Dericioğlu

Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir.

Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir.

İzin alınmadan kullanılamaz.

Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.

İdare Merkezi Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA

Tel: 312 428 0 444 Dağıtım Dünya Süper Dağıtım

Baskı DUMAT OFSET Bahçekapı Mah. 2477. Sokak

No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 312 278 82 00 (pbx)

Basım Tarihi 15.02.2018 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline

twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi e-mail: bilgi@magdergi.com.tr EDİTÖR

(15)
(16)

Türkiye Müşterinin Sesi Araştırması, 2015 yılından bu yana Ipsos tarafından KalDer işbirliğinde gerçekleştirilmektedir. Araştırma, Şubat-Aralık 2016 döneminde, 18 yaş üzeri toplam 21.533 kişi ile başarılı görüşmeler üzerinden, telefonla anket yöntemiyle (CATI) yapılmıştır. Her sektör en az 1500 yanıt üzerinden raporlanmıştır. Araştırma kapsamında, il sınırlaması olmadan Türkiye’de ikamet eden 340.000’i aşkın tüketiciyle temas edilmiştir. Her bir sektördeki marka pazar paylarına uyum gözetilerek, gerekli durumlarda ağırlıklandırma kullanılarak raporlanmıştır.

mutluluk

tescillendi

T ürkiye müşterinin sesi araştırması ” sonuçlandı.

Opet, bir kez daha “müşteri bağlılık seviyesi en yüksek akaryakıt markası” seçildi.

2006 ’dan bu yana Opet’i sevgisiyle hep zirvede tutan

T ürkiye’ye teşekkürler.

www.magdergi.com.tr

24 KAPAK RÖPORTAJI / CEMAL KURU 32 AYSUN KARAYTUĞ

36 BÜNYAMİN SÜRMELİ 42 CAN ÜNLÜER

44 GÖKHAN KARAKÜLAH - İSMAİL CEM ALPARSLAN 46 İLHAN ERDAL

52 İSMAİL FIRAT ÇEVİK 58 KORAY YAVUZER 62 MEHMET KORKMAZ 64 MEHMET ȘAHİN 66 MELTEM AKȘİN

72 NİHAN KARAÇAM SALKAYA 74 OSMAN SUNGUR

76 ÖZLEM DERİCİ ȘENGÜL 78 SELAHATTİN DÖNMEZ 82 SELİM GÜNDÜZ

84 TOGAY CÖMERT

86 TUBA GÜNEBAK

(17)

Türkiye Müşterinin Sesi Araştırması, 2015 yılından bu yana Ipsos tarafından KalDer işbirliğinde gerçekleştirilmektedir. Araştırma, Şubat-Aralık 2016 döneminde, 18 yaş üzeri toplam 21.533 kişi ile başarılı görüşmeler üzerinden, telefonla anket yöntemiyle (CATI) yapılmıştır. Her sektör en az 1500 yanıt üzerinden raporlanmıştır. Araştırma kapsamında, il sınırlaması olmadan Türkiye’de ikamet eden 340.000’i aşkın tüketiciyle temas edilmiştir. Her bir sektördeki marka pazar paylarına uyum gözetilerek, gerekli durumlarda ağırlıklandırma kullanılarak raporlanmıştır.

mutluluk

tescillendi

T ürkiye müşterinin sesi araştırması ” sonuçlandı.

Opet, bir kez daha “müşteri bağlılık seviyesi en yüksek akaryakıt markası” seçildi.

2006 ’dan bu yana Opet’i sevgisiyle hep zirvede tutan

T ürkiye’ye teşekkürler.

(18)

Alacaatlı Cad. 3316. Sk. No:2/6 Çayyolu Çankaya/Ankara 0312 502 42 42 - 0543 207 26 45

likorinos Likorinos-Balık-Muhabbet

16

(19)

Alacaatlı Cad. 3316. Sk. No:2/6 Çayyolu Çankaya/Ankara 0312 502 42 42 - 0543 207 26 45

likorinos Likorinos-Balık-Muhabbet

(20)

ALIŞVERİŞ

Çizgisini Bozmayan

Tavırlar

Günlük hayatındaki zevkli durușunu iș hayatında da sergileyen kadınlar güçlü ve gösterișli parçalarla bulușuyor,

çizgisini bozmayan silüetler ortaya çıkıyor...

ZEN PIRLANTA Kolye 3.690

BOTTEGA VENETA Gözlük 1,995

ROLAND MOURET Bluz 3,149 ZEN PIRLANTA

Yüzük 3.600

BOTTEGA VENETA Kemer 2,325

BOTTEGA VENETA Çanta 14,950

STELLA MCCARTNEY Gömlek 3,275

BEYMEN Çanta 545 LE SILLA

Ayakkabı 1,799 SERGIO ROSSI

Ayakkabı 1,249 STELLA MCCARTNEY Pantolon 2,299

BRUNELLO CUCINELLI Pantolon 2,599

FAITH CONNEXION Ceket 3,549 BEYMEN CLUB

Saat 629

LEAL DACCARETT Bluz 4,523

VALENTINO Bluz 5,750

BRUNELLO CUCINELLI Pantolon 5,250

18

(21)
(22)

ALIŞVERİŞ

Güçlü Durușlar

İș hayatında ciddi tavırlara bürünen stillere hareket ve enerji katan parçaları sizler

için bir araya getirdik...

BEYMEN COLLECTION Takım Elbise 2,449

TOBIAS WISTISEN Bileklik 3,845 BOTTEGA VENETA

Gözlük 1,695 DOLCE&GABBANA

Papyon 845 Ceket 4,995ETRO

TATEOSSIAN Kol Düğmesi 1,195

FRAY Gömlek 2,395

PRADA Kemer 1,260

ROLEX Saat

BOTTEGA VENETA Çanta 13,750 Kravat 139BES

CORNELIANI Kravat 825

BARRETT Ayakkabı 2,745

CANALI Pantolon 899 ISAIA

Gömlek 1,995

ZANELLATO Çanta 3,145

GUCCI Ayakkabı

20

(23)

RUHU MACERAPEREST, TARZI BENZERSİZ.

1.6 Dizel Otomatik Vites / Şerit Takip Sistemi Bi-Xenon Farlar / Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma 4x4 Çekiş Sistemi

500X_Mag(23,5x30cm).indd 1 20.12.2017 16:54

ALIŞVERİŞ

Güçlü Durușlar

İș hayatında ciddi tavırlara bürünen stillere hareket ve enerji katan parçaları sizler

için bir araya getirdik...

BEYMEN COLLECTION Takım Elbise 2,449

TOBIAS WISTISEN Bileklik 3,845 BOTTEGA VENETA

Gözlük 1,695 DOLCE&GABBANA

Papyon 845 Ceket 4,995ETRO

TATEOSSIAN Kol Düğmesi 1,195

FRAY Gömlek 2,395

PRADA Kemer 1,260

ROLEX Saat

BOTTEGA VENETA Çanta 13,750 Kravat 139BES

CORNELIANI Kravat 825

BARRETT Ayakkabı 2,745

CANALI Pantolon 899 ISAIA

Gömlek 1,995

ZANELLATO Çanta 3,145

GUCCI Ayakkabı

(24)
(25)
(26)

RÖPORTAJ

“Her yıl yeni bașlangıçlar yapmalıyız”

Cemal Kuru

Geleceğe yön veren projeleri ile öne çıkan İCK Yapı’nın Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kuru’nun elde ettiği başarının arka planında “rakiplerinden her zaman bir adım önde olma” arzusu ve iş hayatını besleyen güçlü bir sosyal yaşam bulunuyor.

Cemal Kuru’ya göre Türkiye’nin büyümesinde rekabetin ve gelirin artması, yenilikçi fikirlerin öne çıkmasının büyük payı var. Kuru’ya göre, gerek iç gerekse dış pazarda

büyümemizi sürdürebilmek için “her yıl yeni başlangıçlar, hamleler yapmak”

zorundayız.

24

(27)

RÖPORTAJ

irketiniz ne zaman ve nasıl kuruldu?

İCK Yapı temelleri 1978 yılında atılan bir aile şirketidir.

Kurucusu İsmail Cemal Kuru olup, Davut Kuru, Eyüp Kuru ve Cemal Kuru kardeşler tarafından iş birliğiyle yönetilmektedir. Kurulduğu yıldan bu yana başarılı işlere imza atan şirketimiz her geçen yıl daha da güçlenerek sektöre katma değer oluşturmaya ve başarı çıtasını yükseltmeye devam ediyor.

Gerek iş yaşamı gerekse özel yaşamınızla gözler sürekli sizin üzerinizde.

Bunun nedeni nedir?

İş yaşamındaki başarımızın arka planında sürekli araştırma, kendimizi yenileme ve geliştirme bulunuyor. Projelerimiz ilk etapta sıra dışı gelse de zamanla “geleceği planlayarak” iş yaptığımız anlaşılıyor ve çok seviliyor.

Bunda yurt içi ve dışı gözlemlerimiz, kendi kültürel değerlerimiz ile modern yaşamın gerekliliklerini harmanlamamızın büyük rolü var. Bunun için de iş yaşamı ile sosyal yaşamı çoğunlukla birleştiriyor, her anı doyasıya ve verimli yaşamaya gayret ediyoruz.

ICK Yapı olarak gerçekleştirdiğiniz projelerle katmak istediğiniz değer nedir?

Bugüne kadar yürüttüğümüz tüm projelerimizi “insan için tasarım”

mantığıyla ürettik. Metropollerdeki yeni yaşam dinamiklerine uygun, modern kurguda çözümler geliştiriyoruz. Tıpkı son projemiz Ametist Residence’a ek, Ametist Park projemizde olduğu gibi... Beytepe, Beysukent ve Çayyolu’nun kesişim noktasında yükselen bu projemiz, göreceksiniz, önümüzdeki 10 yılda Ankara’da iş dünyası ve sosyal yaşamın buluşma noktası olacak. İşte insanlığa, kentlere, ülkeye katma değer sağlamak böyle olur.

Ş

PROJELERİMİZ İLK ETAPTA SIRA DIŞI GELSE DE ZAMANLA

“GELECEĞİ PLANLAYARAK”

İŞ YAPTIĞIMIZ ANLAŞILIYOR VE ÇOK SEVİLİYOR.

25

(28)

RÖPORTAJ

Yani işinizin temelini insan odaklı alıyorsunuz...

Elbette. İnsanlığı baz almadan, onların her ay her yıl değişen ihtiyaçlarını etüt etmeden bırakın başarılı olmayı bir süre sonra artık yol alamadığınızı bile görürsünüz.

Her yıl kendini yenilemek, geliştirmek güç değil mi?

Buna mecburuz. Ülke genelinde onlarca yıl aynı tarz mimaride klasik konutlar üretildi. Gelirin artmasına paralel olarak insanlar artık

hayatlarını kolaylaştıracak, kendileri, aileleri ve çocukları için yaşamlarını güzelleştirecek konutlarda oturmak, ofi slerini modern güvenilir

mekanlarda kurgulamak istiyorlar. Bu durumda bize düşen, önümüzdeki dünyaca başarılı projeleri etüt etmek. Bunun için gezmek, incelemek, bilgi alışverişinde bulunmak, ARGE yatırımlarımızı artırmak ve son olarak da tüm bunları kendi insanımıza uyarlamak. Bunu her yıl yapmak zorundayız.

Yani kendini yenileyemeyenlerin iş yaşamında tutunamayacağı görüşündesiniz...

Kesinlikle öyle. Geçen yıl hatırlarsanız en fazla konuşulan konulardan

biri, büyüme rakamları ve Türkiye’nin tüm sorunlara karşın dünyanın en önemli aktörlerinden biri olma yolunda attığı adımlar oldu.

Türkiye’nin büyümesinde rekabet ve gelir gücünün artmasının yanında inovatif fi kirlerin öne çıkmasının büyük payı var. Gerek iç gerekse dış pazarda büyümemizi sürdürebilmek için “her yıl yeni başlangıçlar, hamleler yapmak” zorundayız. Böylesi bir rekabet ortamında kendini yenileyemeyenlerin ne yazık ki ayakta kalma şansı yok.

Rekabete sürekli vurgu yapıyorsunuz. Bunun nedeni nedir?

Bana göre İCK Yapı’nın başarısının altında yatan en önemli değerlerden biri, rekabetçi yaklaşım. Ama bu duygu Ankara, İstanbul, Bodrum vs. ile sınırlı değil. Global anlamda başarılı olmak için dünyaca ünlü fi rmaları kendimize rakip olarak almalı ve bu yaklaşımdan beslenmeliyiz. Başarı, rekabet ile güzel. Rekabet olmazsa bu başarıların hiçbiri olmaz. Çünkü rakipsiz olmak sizi köreltir. Her zaman güçlü rakiplerim olsun ve beni daha fazla başarıya teşvik etsin istedim. İş dünyasında rekabet ve sosyal yaşam sizi mükemmele ulaştıran en önemli basamaktır. Çünkü sizi araştırmaya, düşünmeye ve gelişmeye kanalize eder.

26

(29)

RÖPORTAJ

Yani işinizin temelini insan odaklı alıyorsunuz...

Elbette. İnsanlığı baz almadan, onların her ay her yıl değişen ihtiyaçlarını etüt etmeden bırakın başarılı olmayı bir süre sonra artık yol alamadığınızı bile görürsünüz.

Her yıl kendini yenilemek, geliştirmek güç değil mi?

Buna mecburuz. Ülke genelinde onlarca yıl aynı tarz mimaride klasik konutlar üretildi. Gelirin artmasına paralel olarak insanlar artık

hayatlarını kolaylaştıracak, kendileri, aileleri ve çocukları için yaşamlarını güzelleştirecek konutlarda oturmak, ofi slerini modern güvenilir

mekanlarda kurgulamak istiyorlar. Bu durumda bize düşen, önümüzdeki dünyaca başarılı projeleri etüt etmek. Bunun için gezmek, incelemek, bilgi alışverişinde bulunmak, ARGE yatırımlarımızı artırmak ve son olarak da tüm bunları kendi insanımıza uyarlamak. Bunu her yıl yapmak zorundayız.

Yani kendini yenileyemeyenlerin iş yaşamında tutunamayacağı görüşündesiniz...

Kesinlikle öyle. Geçen yıl hatırlarsanız en fazla konuşulan konulardan

biri, büyüme rakamları ve Türkiye’nin tüm sorunlara karşın dünyanın en önemli aktörlerinden biri olma yolunda attığı adımlar oldu.

Türkiye’nin büyümesinde rekabet ve gelir gücünün artmasının yanında inovatif fi kirlerin öne çıkmasının büyük payı var. Gerek iç gerekse dış pazarda büyümemizi sürdürebilmek için “her yıl yeni başlangıçlar, hamleler yapmak” zorundayız. Böylesi bir rekabet ortamında kendini yenileyemeyenlerin ne yazık ki ayakta kalma şansı yok.

Rekabete sürekli vurgu yapıyorsunuz. Bunun nedeni nedir?

Bana göre İCK Yapı’nın başarısının altında yatan en önemli değerlerden biri, rekabetçi yaklaşım. Ama bu duygu Ankara, İstanbul, Bodrum vs. ile sınırlı değil. Global anlamda başarılı olmak için dünyaca ünlü fi rmaları kendimize rakip olarak almalı ve bu yaklaşımdan beslenmeliyiz. Başarı, rekabet ile güzel. Rekabet olmazsa bu başarıların hiçbiri olmaz. Çünkü rakipsiz olmak sizi köreltir. Her zaman güçlü rakiplerim olsun ve beni daha fazla başarıya teşvik etsin istedim. İş dünyasında rekabet ve sosyal yaşam sizi mükemmele ulaştıran en önemli basamaktır. Çünkü sizi araştırmaya, düşünmeye ve gelişmeye kanalize eder.

İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı?

Bu konuda kesinlikle dengeli biriyim. Hem iş hem sosyal hayata yeterli zamanı ayırıyorum. Sosyal yaşamın iş hayatını beslediğini düşünenlerdenim. Bence kesinlikle çok gezen bilir. Keşfettiğiniz her yer, her yaşam size yeni bir fi kir olarak geri döner. Genç iş adamlarına tavsiyem, imkan buldukça dünyayı dolaşsınlar. Gittikleri her yerde bulundukları sektörle alakalı video, fotoğrafl ar çekip notlar alarak dış dünyayı kendi hayal dünyasıyla birleştirip teknoloji ve tüm alanlarda diğer ülkelerin önüne geçecek yeni projeler üretsinler.

Yakın çevreniz sizi disiplinli yapınızla anlatıyor. İş hayatında disiplin nerede bulunuyor?

Hayatınızın odak noktasına disiplini koyduğunuzda, isteyip de elde edemeyeceğiniz neredeyse hiçbir şey olamaz. İş dünyasında disiplin kişinin sağ koludur. Sonrasında akıllıca hamleler üretmeli, başladığınız her işi önceden planlamalısınız. Zeki adam “ben bu işten ne kadar kazanırım?” demez. “Bu iş bana ne katar?” der. Yani para ve güç başarılı bir iş hayatının getirisi evet ama kesinlikle özü değil.

Yurt dışına açılmayı düşünüyor musunuz?

Evet, Avrupa ayağımız olarak Almanya'nın Stuttgart şehrinde şubemizi açmış bulunuyoruz. Ayrıca Rusya ve ABD'de de proje argelerimiz devam etmektedir.

Ticaret kelimesinin karşılığı sizin için nedir?

Ticaret kelimesinin bizdeki karşılığı kesinlikle "güven"dir. Yaptığınız işlerde kaliteyi, müşteri memnuniyetini ve güveni sağladığınız zaman gelecekteki işleriniz otomatikman daha başarılı olur. Çünkü insanlar her zaman güvenebilecekleri fi rmalarla ticaret yapmak ister.

RÖPORTAJ

27

(30)

MOBİLYA

KOLEKSİYON Calvino Masa Sistemi TIME GOLD

Duvar Saati

PELİKAN 2800 Dolma Kalem

RABLABS Vazo

KOLEKSİYON Hanedan Koltuk

RABLABS Kitap Tutacağı PARFUMS DE MARLY Mum

PACIFIC CONNECTIONS Dekoratif Kutu

JOLIPA Büyüteç

Durușu Olan Parçalar

Çalıșma alanlarınızda kullanacağınız zarif parçalar

sizlere ișlevsel bir kazanç sağlarken göz zevkinize de

hitap ediyor...

EL CASCO Masa Lambası

28

(31)

MOBİLYA

KOLEKSİYON Calvino Masa Sistemi TIME GOLD

Duvar Saati

PELİKAN 2800 Dolma Kalem

RABLABS Vazo

KOLEKSİYON Hanedan Koltuk

RABLABS Kitap Tutacağı PARFUMS DE MARLY Mum

PACIFIC CONNECTIONS Dekoratif Kutu

JOLIPA Büyüteç

Durușu Olan Parçalar

Çalıșma alanlarınızda kullanacağınız zarif parçalar

sizlere ișlevsel bir kazanç sağlarken göz zevkinize de

hitap ediyor...

EL CASCO Masa Lambası

(32)
(33)
(34)

RÖPORTAJ

ysun Karaytuğ'u biraz yakından tanıyabilir miyiz?

Ekonomiye ilginiz nasıl başladı?

Arnavut bir baba ve Yugoslav bir annenin tek kızı olarak Adana’da doğdum. Adana Koleji, San Diego State Üniversitesi Uluslararası Ekonomi ve İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünde çi

dalda eğitim aldım. Eğitim hayatımın başlarında psikolog olmayı hedefl iyorken ekonomi alanında devam etmenin beni daha mutlu edeceğini fark ettim. Çünkü bana göre matematik sadece sayılardan ve şekillerden ibaret değil, evrende olan her şeyi anlayabilmek, yorumlayabilmek ve kullanıcısı için müthiş bir entelektüel araçtır. Bu sebeple de kariyerime ekonomi alanında başladım. Yapı Kredi Bankası CIB, ardından Garanti Bankası Kurumsal Yatırım Bankacılığı, Tacirler Portföy Yönetimi ve Kurumsal İletişim Direktörlüğü ve şimdi de İsviçre Zürih menşeili Gigant Swiss Consulting AG'de EMEA ( Avrupa-

Orta Doğu- Afrika ) Ülkeleri Direktörlüğü görevimi sürdürüyorum.

Ama yine de psikoloji eğitimini almak istedim. Zira psikoloji, davranış kavramını ve bu kavram kapsamında ele aldığı konuları tanımlama amacı güder. Davranışları anlamak; davranışın nedenini bulmak ve neden-sonuç ilişkisi kurarak açıklamaktır. Ekonomi ise, insanların yaşayabilmek adına üretme ve ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu eylemlerinden doğan ilişkilerin tümünü inceleyen bilim dalıdır.

Her iki bilim dalında da insan, davranış, ilişki kavramlarıyla beraber gözlenebilen, zihinsel, içsel ve dışsal pozitif bilim disiplini vardır. 18.

yy sonlarında da klasik iktisat, psikoloji ile yakından ilgilenmiştir.

Gerçek şu ki, tüm bilim dalları ne şekilde ve ne ölçüde olursa olsun, birbiri içine geçmiş ve diğer bilim dallarından bağımsız çalışma yapamaz olmuştur. Bu sebeple, 18 yıllık kariyer yolculuğumda bana paha biçilemez faydasını gördüğümü çok rahatlıkla ifade edebilirim.

Ve “iyi ki” diyorum.

A

Ekonomide Kadın Gücü

Bloomerg HT kanalında izleyiciler ile

buluşan Akıllı Para, Küresel Piyasalar ve

Parasal Genişleme programlarının nitelikli yorumcusu olarak ekranlardan tanıdığımız, Gigant Swiss Consulting

AG Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Ülkeleri Direktörü Aysun Karaytuğ ile Türkiye piyasalarını ve

ekonomiyi konuştuk.

AYSUN KARAYTUĞ

32

(35)

33

RÖPORTAJ

İş dünyasında önemli pozisyonlarda çalıştınız ne gibi zorluklar ile karşılaştınız? İş hayatında kadın olgusunu sizden de biraz dinlemek isteriz....

İş hayatı, kadının üretkenliğini, toplumsal saygınlığını, öz güvenini artırırken ve ekonomik özgürlüğünü sağlarken, bazı dayatılmış tutumlar ise çeşitli sorunları beraberinde getiriyor. Üst düzey pozisyonlarda kadınlar kariyerlerinde ilerleme gösterirken en az erkekler kadar ve hatta çoğu zaman daha fazla istek ve çaba gösteriyorlar. Becerileri ve kabiliyetleri konusunda son derece dürüst ve şeff af davranıyorlar.

Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ekonomik, sosyal ve siyasal yapılarındaki farklılıklar sebebiyle birbirinden farklı. Kadın istihdamı bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren ölçütlerinden bir tanesidir. Kadın istihdamı son yıllarda daha da önem kazanmaktadır ama maalesef kadınlar için iş imkanları erkeklere göre daha sınırlıdır. Bunun yanında kadınların iş hayatında tutunması, doğum ve çocuk bakımı için iş hayatına ara verdiğinde geri dönmesi çok daha zor oluyor. Eril bir bakış açısıyla kadınların daha duygusal yaklaşımları olduğu söylense de mental olarak daha güçlüyüz, duygusal yaralarımızla yüzleşecek kadar cesur varlıklarız;

yaralarımızı görmezden gelmez, şifalandırırız. OECD ülkelerinde kadın istihdam oranı Türkiye’nin bir buçuk katından fazladır. Dünya kadın istihdam oranı %49,1, OECD ülkeleri %62,3 iken Türkiye’de %29,5. Ülkelerin gelişimini etkileyecek önemli faktörlerden biri olması nedeniyle kadın iş gücü Türkiye'nin 2023 hedefl eri için de büyük önem taşıyor.

Türkiye'yi uluslararası alanda ticaret yapan fi rmalarda üst düzey görevlerde çalışarak temsil ettiniz. Dünya ile Türkiye'yi kıyasladığınızda ne gibi farklılıklar gözlemliyorsunuz?

Eğitim, anlayış, bilinç, sistem, kurallar, delegasyon, disiplin, ciddiyet, sorumluluk, duygular yönünden çok ciddi farklılıklar gösteriyoruz. Global ortamda sistem ve mantığa alıştıklarından ötürü insan ilişkilerinde bazen duygu gerektiren yerlerde dahi plan ve mantık arama eğilimlerinden dolayı duygu yönünden daha zayıf kalıyorlar ama kurumsal yapı, iş ve icraat ön planda onlarda. Stratejik planlamalarını SWOT (strenghts- weaknesses-opportunities-threats) yani risk - fırsat analizi üzerinden yapıyorlar. Bizde ise, daha çok sezgisel karar veriliyor. Türk iş adamları daha müteşebbis ruha sahip, uzman olmadığı sektörde (bir tekstilcinin aynı anda inşaat, enerji, turizm sektöründe iş yapması gibi) atılım

gösterebiliyor. Global şirketlerde sorumluluklar, işler delege edilir, ekip çalışması ön plandadır, burada iş sahibi her daim işe dahil olma eğilimindedir. Yurt dışında iş yapan ve bağlantısı olan şirketlerde yönetimi profesyonellere devretme davranışı daha çok görülür. Ama rahatlıkla ifade edebilirim ki, son yıllarda, gelişen ya da gelişmiş ülkelerde iş yapan Türk şirketleri de oradaki koşullara ve ortama çok rahat uyum sağlayabiliyor ve profesyonel yönetildiği için de uzun vadede başarıyı yakalayabiliyor.

Türkiye ekonomisi ve ticaret hacmi 2018 nasıl seyredecek?

2018'in en gözde sektörleri sizce neler?

Türkiye ekonomisi son yıllarda kamu harcamaları ve tüketim kanallarıyla kayda değer bir büyüme sağladı. 2017 yılında ise, iç talebin yanında ihracattaki artış ve net ihracatın katkısı ile net pozitif tablo gördük. Sanayi üretiminde 4 çeyrek boyunca devam

eden güçlü artış kapasite kullanım oranını uzun zaman sonra %80'e tekrar yaklaştırdı. Dünyada büyümenin devam edeceği beklentisi net ihracat katkısının bir miktar yavaşlasa da 2018 yılında da devam edebileceğine işaret ediyor.

Büyümenin hızlanmasında, kredi garanti fonunun desteği oldukça önemli oldu. Ekonomi yönetimimizin büyümeyi desteklemeye yönelik etkin politikalarını sürdürmeye devam edeceklerine olan

inancımızla, 2018 yılında yatırım ve ihracat destekli ekonomimizin yüzde 4 ve üstü civarında büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Türkiye'de işsizlik dört yıldır yükseliyor. 2012'de yüzde 8,4 olan işsizlik oranı 2015'te yüzde 10,3'e kadar çıkmıştı. 2016 ortalaması ise yüzde 10,8 civarında. Ama tabii ki, global majör Merkez Bankalarının bundan sonraki para politikası kararları ve bunların gelişen ülke ekonomileri üzerine olası etkileri ve küresel politik - jeopolitik riskler de yakından takip edilmeye devam edecektir.

Sektörel bazda bakıldığında kredilerin GSYH'a oranı imalat sektöründe 2015 yılında %100'e kadar yükseldiğini, 2017 üçüncü çeyrek itibarıyla %77 olduğunu görüyoruz. Aynı oran inşaat sektöründe %75, hizmet sektöründe ise %47 seviyelerinde bulunuyor. İmalat dışında kalan sanayi sektörleri için ise bu oran

%177'ye varmış durumda. Hizmet sektörü ise eğitim ve sağlık gibi kamunun ağırlıklı olduğu sektörlerde henüz kredi oranları çok yüksek olmadığı için toplamda da en az orana sahip. Sektörel tercihlerde bu oranlar önem arz etmektedir.

Televizyon ile tanışma hikayeniz nasıl gerçekleşti?

10 yıl öncesine dayanan televizyon ile tanışma sürecim CNBCE ekonomi kanalında başlayarak sonrasında Bloomberg, CNN, NTV ve Haberturk kanallarıyla devam etti. Haberturk’te haftada beş gün canlı olarak “Ekonomide Görünüm” adlı ekonomi programı yaptıktan sonra eş zamanlı olarak yürüttüğüm bankadaki görevimle çalışma saatleri çok zorladığından, şu anda haftada bir nitelikli konuk - yorumcu olarak Bloomberg'deki yayınlarıma devam ediyorum.

Başka projeleriniz olacak mı?

Tabii görevim gereği; Avrupa, Orta Doğu ve Afrika ülkelerindeki yatırımcılarımızla gelecek projeksiyonları üzerine yaptığımız toplantılar gereği sürekli seyahat halindeyim. Bunun için, Türkiye'ye uzun vadeli doğrudan yatırım yapacak çok ciddi potansiyel global yatırımcılar ile bir araya geliyoruz. Bunun yanı sıra gelişen / gelişmiş tüm ülkelerdeki fırsatları değerlendirmek, haklarında bilgi sahibi olmak, vizyon genişletmek ve tüm bunların ülkeye uzun vadede katkı sağlaması için üst düzey görüşmelerimiz son derece heyecanlı ve ümit verici gelişiyor.

Yakın vadede sizlerle paylaşacağımız pozitif gelişmeler ile tekrar bir araya gelme ümidiyle...

İŞ HAYATI, KADININ ÜRETKENLİĞİNİ, TOPLUMSAL SAYGINLIĞINI, ÖZ GÜVENİNİ ARTIRIRKEN VE

EKONOMİK ÖZGÜRLÜĞÜNÜ SAĞLARKEN, BAZI DAYATILMIŞ TUTUMLAR İSE ÇEŞİTLİ SORUNLARI

BERABERİNDE GETİRİYOR.

TÜRKİYE EKONOMİSİ SON YILLARDA KAMU HARCAMALARI

VE TÜKETİM KANALLARIYLA KAYDA DEĞER BİR BÜYÜME

SAĞLADI.

(36)

34

BUSNIESS

Havacılık Üssü İçin Büyük Adım

Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (HAB) projesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda masaya yatırıldı. Sarıeroğlu, Ankara ve Türkiye için büyük önem taşıyan HAB projesinin takipçisi olacaklarını söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda (ÇSGB) düzenlenen toplantıya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı ve HAB Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sami Tüfekçi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Ankara Başkanı İlhan Erdal, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Ankara Milletvekilleri Emrullah İşler, Ali İhsan Arslan, Nevzat Ceylan ve Murat Alparslan ile birçok bürokrasi ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Aynı zamanda Ankara Milletvekili olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, HAB Projesi’nin bir an önce tamamlanması ve Ankara’da hayata geçirilmesi için büyük çaba göstereceklerini söyledi. HAB projesinin, Türkiye ve Ankara için büyük adım olduğunun önemle altının çizildiği toplantıda, projenin ülke istihdamına sağlayacağı katkıya da vurgu yapıldı.

(37)

BUSNIESS

Havacılık Üssü İçin Büyük Adım

Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (HAB) projesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda masaya yatırıldı. Sarıeroğlu, Ankara ve Türkiye için büyük önem taşıyan HAB projesinin takipçisi olacaklarını söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda (ÇSGB) düzenlenen toplantıya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı ve HAB Yönetim Kurulu Başkanı Celal Sami Tüfekçi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Ankara Başkanı İlhan Erdal, Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Gürsel Baran, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, Ankara Milletvekilleri Emrullah İşler, Ali İhsan Arslan, Nevzat Ceylan ve Murat Alparslan ile birçok bürokrasi ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Aynı zamanda Ankara Milletvekili olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu, HAB Projesi’nin bir an önce tamamlanması ve Ankara’da hayata geçirilmesi için büyük çaba göstereceklerini söyledi. HAB projesinin, Türkiye ve Ankara için büyük adım olduğunun önemle altının çizildiği toplantıda, projenin ülke istihdamına sağlayacağı katkıya da vurgu yapıldı.

(38)

36

RÖPORTAJ

ünyamin Sürmeli’yi biraz yakından tanıyabilir miyiz?

Dört çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldim. Kız kardeşim evin tek kızı.

Küçük kardeşim evin büyüğü ve bir tane de abim var.

Ben ortancayım ve benim gibi iki erkeğin daha olduğu çok da öncelikleri olmayan bir çocuk olarak doğduğum için havalı bir işim olsun dedim, hava durumu ve meteoroloji ile ilgilenmeye başladım. Bütün eğitimimi devlet okullarında aldım. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden 2000 yılında mezun oldum.

Havayı koklayan adam olarak tanınıyorsunuz, bu unvanın hikayesi nedir?

Özel bir radyoda hava durumu sunarak başladım işime. O zaman Geveze ile yayın yapıyorduk. Orada öne çıkarttığımız, hava tahminlerinin tutarlılığıydı o dönem için. Bu dediğim olayların zamanı 1997-1998 yılları...

Dolayısıyla sürekli bir iddialaşma durumumuz söz konusuydu. Bir gün, bir kar tahmininde bulunduk ama öncesinde pırıl pırıl bir hava var. Ben de oturdum camın önünde kar bekliyorum, içimden de “şimdi yağacak” diye tekrarlıyorum. Sonra kar yağdı ve hatta yığınla kar doldu. Ertesi gün yayın için stüdyoya gittiğimde karşılıklı oturmuş konuşuyorduk. “Nasıl yağdı, yağmadı...” diye konuşurken şöyle bir cümle kurdum: “Camdan bakıyorum, havada kar kokusu var ama bir türlü yağmıyor. Nihayet yağdı.” Geveze

mikrofonu açtığında “havayı koklayan adam” diye bana hitap etti ve böyle kaldı adım. Hatta uzun bir süre yayınlarda Bünyamin’i bile kullanmadık.

Hikayesi bu...

Meteorolojik olaylara ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?

Şimdi ben normal şartlarda kişilik olarak elindeki koşulları iyi hale getirmeye çalışan biriyimdir. Aslında bizim dönemin, kuşağın özelliği de buydu. Şimdiki kuşak istediği işi yapıyor. Biz ise, elimizdekileri sevdiğimiz hale getirmeye çalışırdık. Mesela ben yemek yerken de öyleyimdir;

sevmediğim bir yemek yoktur ama herhangi bir yemeği alıp kendi sevdiğim hale getirebilirim. Baharatlarıyla, acısıyla... Dolayısıyla fi zik benim özellikle ilgi alanım içerisindeydi ve meteoroloji de fi ziğin bir alt dalı olarak başlamıştı, tek başına bir bölüm haline geldi. Ben biraz anlatmayı, bildiğimi aktarmayı seven biriyim. Meteorolojide de bunu biraz hissettim.

Üniversitenin daha üçüncü sınıfındayken hava tahmin dersleri başlamadan önce hava tahminleri ile uğraşıp etrafıma anlatıyordum. Tabii o zaman bunun benim işim haline geleceğini bilmiyordum ama bir süre sonra o ilgim işim haline gelmeye başladı.

Meteoroloji uzmanı olarak yayın hayatına 1998 yılında giriş yaptınız.

Yayıncılık hayatına girişiniz nasıl başladı?

Geveze ve Kadir Çöpdemir ile bir sağlık kuruluşuna gönüllü destek olurken karşılaştım. Ben de üniversiteye daha yeni girmiştim o dönem

B

Havayı Koklayan Adam

Bünyamin Sürmeli

1997 yılından bu yana meteoroloji ile ilgili verdiği bilgilerle tanıştığımız CNN Türk kanalında yayın

hayatına devam eden, ünlü radyo DJ’i

Geveze’nin taktığı unvan ile tanıdığımız

“Havayı Koklayan Adam” Bünyamin Sürmeli ile iklim meseleleri üzerine

keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

BÜNYAMİN SÜRMELİ

(39)

RÖPORTAJ

ve öğrendiklerimi anlatma çabasındaydım. Elektronik derslerinde öğrendiklerimi gelir evdekilere anlatır onları bunaltırdım. Sonra da meteorolojide öğrendiklerimi anlatma gayretim doğdu. Bunun televizyonda ya da radyoda güzel olabileceğini paylaştım. Geveze de sağ olsun yayın hayatım boyunca arkamda durmuştur, kendisine buradan sevgilerimi ileteyim. Geveze ile telefon bağlantılarıyla başladık, bir yıl boyunca ben yaptım daha sonrasında radyolar kapandı, minik bir ara verdik. Sonra CNN Türk açıldı. CNN Türk, Geveze ve okul üzerinden bana ulaştı. Üçüncü sınıfın sonundaydım, daha okul bitmemişti. Son sınıfı hem okuyarak hem de çalışarak geçirdim, zor bir yıldı. Çünkü, gündüzleri okula gidiyordum, akşamları eve birkaç saatliğine uyumaya gidiyordum sadece. O dönemi böyle ekranın arkasında geçirdim. Sonra televizyona 1999 yılında CNN Türk’te başladım. Aradaki bir yıllık ekran arkasındaki çalışma hayatımdan sonra 2001 yılından itibaren ekran önünde hava durumunu anlatmaya devam ediyorum. Havayı, anlatmaya başladım. Ben, anlatma durumunu daha doğru buluyorum. Çünkü biz sunmuyoruz, anlatıyoruz aslında. Hayata dokunduğu noktaları yakalamaya çalışıyoruz.

Bünyamin Sürmeli’nin iş disiplininden de bahsetmek isteriz ? Nasıl bir iş disiplinine sahipsiniz?

Ben yaptığım işleri birilerine beğendirme değil, daha çok kendim beğenme noktasında kritik eder, değerlendiririm ve eleştiririm. Dolayısıyla kendi beğenmediğim bir şeyi genellikle insanlarla paylaşmam. Bu hangi mecrada olursa olsun. Sonuçta soysal medyada da böyle, radyoda da böyle, ekranda, dergi ve gazetelerde de böyle... Dolayısıyla ben aslında prensipte kendi beğendiğim, paylaşabileceğimi düşündüğüm kalitede bir ürünü paylaşırım.

Dolayısıyla işine böyle titizlenen bir insanımdır. Nasıl bir iş tempom olduğunu sorarsanız şöyle anlatayım: Sabah radyo, gündüz televizyon yayınlarım var. Televizyondakilerin çoğunluğu, radyonun tamamı canlı yayın. Bunların yanında en son çıkan bir kitabım var, ayrıca 26 bölümlük bir

belgesel program çektik. Sosyal medyada olabildiğince havayla ilgilenen insanlarımızla iletişim halinde olmaya çalışıyorum. Bazı konferanslar ve söyleşiler oluyor, buralarda iklim değişiminin özellikle önümüzdeki zamanlarda ülkemizi ve dünyayı nereye götürdüğüne dair paylaşımlarda bulunuyoruz. Yalnızca şirketlerle, fi rmalarla değil, okullarla, üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla özellikle bir araya geliyoruz. Doğayla, çevreyle, iklimle ilgilenen tüm vatandaşlarımızla buluşmaya çalışıyoruz. Benim aslında kendimde vazife olarak gördüğüm şey şu ki; bunu sadece bir iş olarak yapmak değil, bir yerden sonra artık işin ötesine geçip bildiklerinizi insanlarla paylaşmak, onlara bazı şeyleri hatırlatmak... Bu bir araya gelmeleri çok önemsiyorum ve seviyorum. İşin dışında ama aynı zamanda beraber olan bir yönü de var bu mesleğin.

Çalışırken olmazsa olmaz dediğiniz şeyler nelerdir?

Yayıncılık bir ekip çalışması. Nihayetinde ben meteorolog olarak kendi kaynaklarıma, kendi bilgimi, kendi iletişimimi sunsam bile ey nihayetinde bir ekip çalışması söz konusu. İçeriklerin hazırlanmasında da, sunum esnasında da, kamerada da, seste de, her noktada da… Dolayısıyla olmazsa olmazların başında, herkesin çok disiplinli bir şekilde çalışması var diyebilirim.

2018 yılı içerisinde Türkiye’de görülmesi tahmin edilen meteorolojik olaylar nelerdir?

İstifade edemediğimiz yağışlarımız var. Yani yağış yok değil var, ancak faydalı, işimizi gören istifade edebildiğimiz yağışlar değil. Dolayısıyla

kuraklık her dönem için problem. Meteorolojik olarak, hidrolojik olarak, tarımsal olarak var. Yani kim, hangi noktadan bakıyorsa meteorolojik olaylar ona göre var; örneğin meteoroloji bilimi "yağış oldu mu olmadı mı?"

der. Yağdı ise kuraklık yoktur, yağmadı ise kuraklık vardır ama tarımsal olarak durum farklı. Sizin istediğiniz yere istediğiniz miktarda istediğiniz zamanda yağış düştü mü? Don hadiselerinden etkilendiniz mi? Yer altı su kaynaklarına yağışlarınız gitti mi? Dolayısıyla önümüzdeki zamanlarda genel ölçekte baktığımızda dünyada yaşananların bir benzerini, ancak daha kuvvetlisini görüyoruz. Nasıl kuvvetli? Örneğin Avrupa’yı baz aldığımızda iklim değişiminden, bu dediğimiz hadiselerden, hava olaylarından en fazla

“TAM KURAKLIĞA DOĞRU İLERLİYORUZ”

“BİZ HAVA DURUMU

SUNMUYORUZ. HAVANIN HAYATA DOKUNDUĞU NOKTALARI TESPİT

EDİP ANLATMAYA ÇALIŞIYORUZ”

37

(40)

38

RÖPORTAJ

etkilenen birkaç ülkeden biriyiz; birinci sırada Türkiye daha sonra Portekiz var. İspanya, İtalya, Yunanistan ve Akdeniz var. Yalnızca Akdeniz’e kıyısı olan ülkelerde yalnızca kuraklık problemi değil sel, dolu, yıldırım bu tür riskler, aşırı hava olayları uç noktalara gidiyor. Bir iklim değişimi, bir bölgede olmayan bir hava olayını tek başına yaşatmıyor. Olan hava hadiselerini uç noktalara taşıyor, dolayısıyla biz de yağış alan bir ülkeyiz. Seller, afetler artıyor. Kuraklık yaşayan bir ülkeyiz, tam kuraklığa doğru ilerliyoruz.

Dolayısıyla 2018’in dünyadaki dalgalanma seyrine göre biz de buradan payımızı üzerimize düşen miktarda en uç seviyelerde alacağız gibi... 2015- 2016-2017 yılları dünyada en sıcak geçen üç yıl olarak kayıtlara girdi. 2018’in de bu yıllardan çok daha farklı olması beklenmiyor. En sıcak üç yıl derken, 1880’den bu yana, kayıtların tutulduğu tarihlerden bu yana en sıcak üç yıl oldu. Sıcak derken aslında şöyle değerlendirmek lazım: Sıcaklık artışı, salt her yerde aynı miktarda sıcaklığın artması anlamına gelmiyor, havadaki sıra dışı durumların artacağı anlamına geliyor. Isınma havada sıra dışı olayları artırıyor. O nedenle bizim için en problemli şey sıcaklığın artması değil. Sıcaklık artışından belki birçok kişi memnundur; doğalgaz faturaları daha az geliyor, daha hafi f kıyafetler giyiyoruz mesela... Aşırı sıcak olmadığı sürece çok şikayetimiz olmaz değil mi? Ama o sıcaklığın artışı sıra dışı hava olaylarını da beraberinde getiriyor. Bizim bir numaralı problemimiz iklimin değişimi... O nedenle küresel ısınmanın getirdiği sonuç değil, sebep olan küresel ısınmanın doğurduğu sonuç, iklimin değişmesi... Hemen hemen her bölgede iklim bir şekilde değişiyor. Bizde de meteorolojik olaylar uç noktalara giderek afetler artıyor, kuraklık etkisini daha fazla gösteriyor.

Sizi bundan sonra farklı projelerde görebilecek miyiz?

Evet, üzerinde çalıştığım projeler söz konusu. Belgesel programlarından sonra çıkan bir kitabım var. Ondan sonra bir iklime dikkat çeken, iklim değişimine dikkat çeken uzun metrajlı bir proje var, henüz genel hatlarını çiziyoruz. Çok uzun vadede olmamak kaydıyla yakın zamanda hayata geçirmeyi planlıyoruz.

Türkiye’de meteoroloji üzerine ihtisas yapanların çalışma imkanları sizce nasıl? Nelerde zorluk çekiliyor neler yapılmalı?

Türkiye’de meteoroloji mühendisliği olarak geçiyor, dünyada farklı adları var. Biz ülke olarak meteoroloji mühendisi ismini seçiyoruz, yıllar önce böyle konmuş. Türkiye’de son zamanlarda özellikle hidrolojide enerji sektöründe, temiz enerjide, özellikle istihdam alanları arttı. Dolayısıyla bence mesleki olarak bakıldığında, iş imkanı olarak bakıldığında muhakkak değerlendirilmesi gereken bir meslek haline geldi. Öte yandan meteoroloji

sadece hava durumu değil. Çok alanda iş imkanı ve istihdam alanı artmaya başladı. Biraz önce de belirttiğim gibi; temiz enerjide, rüzgar ve güneş enerjisinde, hidrolojide özellikle baya geniş yer almaya başladı meteoroloji mühendisleri. Zorlukları yok mu, elbette var. Her işin kendine göre olduğu gibi... Ama zevkli kısımları zorluklarının önünde. Daha güçlü, çünkü canlı bir organizma, hareket eden bir şey ile ilgileniyorsunuz ve bunun tahminini yapmaya çalışıyorsunuz. Dolayısıyla sürekli tahmin, sürekli uğraştığınız dinamik bir yapı var. Zevkli aslında; fi ziği seven herkesin meteoroloji mühendisliğini de seveceğini düşünüyorum.

Sosyal medyayı aktif olarak kullanıyorsunuz. Hatta çalışma arkadaşınız Şafak Ongan ile tatlı atışmalarınız binlerce kişi tarafından izleniyor ve takip ediliyor. Oradan da hava durumu ile ilgili bilgilendirme yapıyorsunuz. Sosyal medyanın gücünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sosyal medyayı olabildiğince aktif kullanmaya çalışıyorum ama günlük koşturmamdan her zaman çok fazla vakit ayıramayabiliyorum. Fakat dediğim gibi, bana yazan herkese bir şekilde, bir satır, bir cümle de olsa ulaşmaya, dokunmaya çalışıyorum ama onlar da aff etsinler beni her zaman yapamıyorum. Sosyal medyada insanımızın şu iletişim çağının ve özellikle hızlanan hayatın içerisinde çok ciddi bir bilgi alma aracı sosyal medya. Televizyonla, dergi ve kitapla, radyoyla ulaşamadığımız çok büyük geniş bir kitle. Dolayısıyla buradan insanlara ulaşmak hem onlar açısından hem ulaşmaya çalışan bizler açısından bulunmaz bir nimet. Dolayısıyla ben bazen kendi hayatımdan parçalar, biraz

“Bünyamin”, biraz da hava yani meslek olarak hayatına faydalı olması noktasında aktif kullanmaya çalışıyorum. Olumsuz şeylerden sıklıkla bahsediyoruz bazen ama yapacak bir şey yok, olumsuzluklara dikkat çekeceğiz ki ona göre tedbir alıp olumlu kısımların tatlı kısmını yaşamak takipçilerimize kalsın...

Buradan Şafak Bey’e mesaj göndermek ister misiniz?

Şafak benim çok sevdiğim bir arkadaşım, sağ olsun o da kendi sektöründe, alanında hem çok başarılı hem de enerjisini hiç kaybetmeyen bir arkadaşımız... Dolayısıyla onunla sohbet etmek, muhabbet etmek çok keyifl i. Her zaman, Şafak için de benim için de asıl olan, hava ile alakalı insanlara bir şekilde bilgi vermek. Aslında o diyaloglardaki, paylaşımlardaki amacımız bu. Dolayısıyla orada esprili bir muhabbet dönse de en

nihayetinde bizi takip eden dostlarımıza buradan havayla ilgili bilgi vermeyi amaçlıyoruz.

Röportaj: Dilara Ertürk

(41)
(42)

40

BUSINESS

Ankara’da Büyük Zirve

MÜSİAD (Müstakil ve

Sanayici İş Adamları Derneği) Genişletilmiş Başkanlar

Toplantısı bu yıl Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in de katıldığı bir organizasyon ile gerçekleşti.

MÜSİAD ilçe başkanlarının ve komite başkanlarının katılım gösterdiği organizasyonda Türkiye ekonomisi hakkında girişimler ve projeler görüşüldü. MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan’ın açılışı konuşması ile başlayan organizasyon, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in sunumu ile devam etti. 2017 ekonomik değerlendirmeleri hakkında bilgi veren Şimşek, sanayici ve iş adamlarından 2018 yılı beklentilerini dile getirdi.

Dijitalleşme anlamında büyük yatırımlar yapılacağını vurgulayan Şimşek, ülke ekonomisinin 2018’de büyüme grafiğini sürdüreceğini açıkladı.

İLHAN ERDAL, ABDURRAHMAN KAAN

MEHMET ȘİMȘEK

Hilal Mah. 701 Sok. 15/11 Çankaya Ankara P 0 312 442 46 58 F 0 312 442 46 58 E info@pinargunseven.com W pinargunseven.com

40

(43)

Hilal Mah. 701 Sok. 15/11 Çankaya Ankara P 0 312 442 46 58 F 0 312 442 46 58 E info@pinargunseven.com W pinargunseven.com

(44)

42

RÖPORTAJ

ivan kalitesini

11

yıldır Ankara ile

buluşturuyorsunuz. Bu süreçten bahseder misiniz?

Öncelikle bize bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.

2007 yılında kapılarını açtığımız Divan Ankara, misafirlerine ilk günkü heyecanıyla ayrıcalıklar sunmaya devam ediyor.

Konaklamadan, catering hizmetlerine kadar birçok alanda fark yaratan otel, Divan misafirperverliğinde konuklarını ağırlamaktadır.

Açılışımızdan bugüne kadar geçen zamanda, konuklarımızın ve çalışanlarımızın memnuniyetinin her daim önceliğimiz olduğunu,

bundan sonraki çalışmalarımızın da hep aynı amaçla ilerleyeceğini belirtmek isterim. Bu süreçte, Divan Ankara’da görev almış tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür etmek isterim.

Divan Ankara yenilenen yüzü ile konuklarını ağırlıyor. Bize biraz yenilenme sürecinden bahseder misiniz?

10. yılımızın sonunda Divan Ankara’da geniş çaplı bir renovasyon yapmaya karar verdik ve günümüz beklentilerini ön planda tutarak, konuklarımızın konforunu artırmak ve beklentilerini daha hızlı karşılayabilmek adına birtakım çalışmalar yaptık. Bu süreçte,

odalarımızda yapılan yenileme çalışmaları özellikle teknolojik anlamda

D

Divan Kalitesi

11 Yıldır Başkent’te

Divan Ankara Genel Müdürü Can Ünlüer Divan Ankara’nın yenilenen yüzü hakkında bilgiler veriyor...

CAN ÜNLÜER

(45)

43

RÖPORTAJ

ivan kalitesini

11

yıldır Ankara ile

buluşturuyorsunuz. Bu süreçten bahseder misiniz?

Öncelikle bize bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.

2007 yılında kapılarını açtığımız Divan Ankara, misafirlerine ilk günkü heyecanıyla ayrıcalıklar sunmaya devam ediyor.

Konaklamadan, catering hizmetlerine kadar birçok alanda fark yaratan otel, Divan misafirperverliğinde konuklarını ağırlamaktadır.

Açılışımızdan bugüne kadar geçen zamanda, konuklarımızın ve çalışanlarımızın memnuniyetinin her daim önceliğimiz olduğunu,

bundan sonraki çalışmalarımızın da hep aynı amaçla ilerleyeceğini belirtmek isterim. Bu süreçte, Divan Ankara’da görev almış tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür etmek isterim.

Divan Ankara yenilenen yüzü ile konuklarını ağırlıyor. Bize biraz yenilenme sürecinden bahseder misiniz?

10. yılımızın sonunda Divan Ankara’da geniş çaplı bir renovasyon yapmaya karar verdik ve günümüz beklentilerini ön planda tutarak, konuklarımızın konforunu artırmak ve beklentilerini daha hızlı karşılayabilmek adına birtakım çalışmalar yaptık. Bu süreçte,

odalarımızda yapılan yenileme çalışmaları özellikle teknolojik anlamda

D

Divan Kalitesi

11 Yıldır Başkent’te

Divan Ankara Genel Müdürü Can Ünlüer Divan Ankara’nın yenilenen yüzü hakkında bilgiler veriyor...

CAN ÜNLÜER

RÖPORTAJ

oldukça başarılı oldu. Divan Pub’da yapılan dekorasyon değişikliği restoranımızı daha şık ve samimi bir hale getirdi. Yeni haliyle D-Bar çok beğenildi. fitness ve spa bölümümüz tamamıyla yenilendi ve profesyonel spa hizmetlerimiz konuklarımız tarafından büyük beğeni kazandı.

Bütün bu yeniliklerin ötesinde, düğün, nişan gibi özel davetlerin yanı sıra kurumsal organizasyonlarda da fark yaratacağımıza inandığımız, bizleri çok heyecanlandıran, özel bir balo salonumuz oldu.

Biraz da Divan Pub menüsünden bahsetmek isteriz. Ne gibi değişiklikler var?Daha önce de bahsettiğim gibi Divan Pub’ın yenilenme sürecinde modern, konforlu ve sıcak bir ortam amaçladık.

Bu şık ambiyansı çok özel bir menü ile tamamladığımızı düşünüyorum.

Yeni menümüze eklenen meze ve et ağırlıklı lezzetlerin yanında, hem Divan mutfağının olmazsa olmaz klasiklerini hem de dünya mutfağının seçkin tatlarını konuklarımızın beğenisine sunuyoruz. Heyecan duyduğumuz bir başka önemli gelişme ise Ankara’nın tercih edilen lezzetlerinden olan döner ve iskenderi Başkentliler ile buluşturuyor olmamız.

Düğün organizasyonları özelinde neler söylemek istersiniz?

Divan Ankara, bugüne kadar yeme içme alanında Başkent’te birçok başarıya imza attı. Otel içi restoran ve ziyafet hizmetlerinin yanı sıra dış ikramlar olarak tanımladığımız catering hizmetlerimiz de bu başarıda büyük rol oynadı. Catering operasyonlarının başarısı ve misafi rlerden aldığımız büyük ilgi neticesinde, 300 kişiye kadar hizmet verebileceğimiz yeni bir organizasyon alanı olan Karya Balo Salonu’nu faaliyete geçirdik.

Sadelik ve şıklığın ön planda tutulduğu salonumuz, teknolojik donanımlarıyla da oldukça beğeni kazandı.

Ses, ışık ve görüntü sistemlerimiz kurumsal etkinliklerde fark yaratırken düğün, nişan ya da kına gibi özel davetlerde de konuklarımıza konfor sağlıyor.

Önemli diğer bir nokta ise, düğün menülerimiz. Divan mutfağının en özel lezzetleriyle oluşturduğumuz düğün ve özel davet menülerimiz salonumuzun şıklığını tamamlayacak nitelikte. Özel gün kutlamaları için tüm misafirlerimizi Divan Ankara’ya bekliyoruz.

(46)

44

RÖPORTAJ

irmanızın başarı yolculuğunu sizden dinleyebilir miyiz?

20 yıldır inşaat sektöründe Türkiye’nin çeşitli illerinde ve yurt dışında faaliyet gösteren Geka ve Gramarka şirketleri olarak biz, edindiğimiz tecrübeler ve bizi birleştiren ortak hayallerimiz doğrultusunda 2014 yılında Geka – Gramarka’yı kurduk.

Çankaya’ya yeni bir değer katmak, nitelikli kullanım alanları yaratmak ve kentsel dönüşüm kapsamında afet risklerinden arındırılmış, uygar ve yaşam kalitesi yüksek marka bir Ankara yaratma hayali ile başladığımız yolculuğumuzda arka arkaya devam eden projelerimiz bize ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor.

Projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Geka – Gramarka olarak faaliyet gösterdiğimiz süre içinde Meydan Şili, Minilife ve Nest gibi bölgede tanınmış konsept projelere imza attık. Şu anda ise yine kentsel dönüşüm kapsamında Mayalife başta olmak üzere 4 projeyi daha yürütmekteyiz.

Geka – Gramarka olarak Ankara’ya katmak istediğiniz değer nedir?

Geka – Gramarka olarak ilk hedefi miz bölgede yaşayan insanların ihtiyaçlarına ve yaşam standartlarına uygun konutlar üretmektir. Modern mimari ve sıcak renklerle yaptığımız projelerde Ankara’da yenilikçi bir dokunuş hedefl emekteyiz.

Projelerinizde fark yaratan ve öne çıkan detaylardan biraz bahsedebilir misiniz?

Kullanışlı ve minimalist mimari çözümlerimiz ile yüksek inşaat malzeme kalitesini harmanlayarak butik konseptli lüks yaşam alanları yaratmamız ve inşaat sonrası teknik destek ekibimizle müşteri memnuniyeti odaklı politikamızla fark yaratıyoruz.

Hedef kitlenizi kimler oluşturuyor?

Geniş proje yelpazemiz içinde

ailelere yönelik kullanışlı projelerimizle olduğu gibi aynı zamanda inşaatlarımızın yüksek kalitesi ve lokasyonları sebebiyle yatırımcıların tercih ettiği yüksek kazanç sağlayan projelerimizle de her türlü hedef kitleye çözüm sunmaktayız.

Geka – Gramarka olarak başka hangi şehirlerde faaliyet

gösteriyorsunuz? En son projenizden biraz bahsedebilir misiniz?

Bodrum’un son zamanlardaki yükselen değeri Gümüşlük, Koyunbaba mevkiinde denize sıfır 1+1, 2+1 ve 3+1 tiplerden oluşan konsept projemizin yakında satışına başlayacağız.

F

İnşaatta Yenilikçi Marka:

Geka - Gramarka

İnşaat Mühendisi Gökhan Karakülah ve İnşaat Mühendisi İsmail Cem Alparslan birlikte kurdukları Geka – Gramarka’nın imza attığı projelerin

Ankara’ya kattığı değerden bahsediyor...

(47)
(48)

46

RÖPORTAJ

aşkent’in gözde yerleşim yerlerinden Beytepe’de hayata geçirilen Duru Beytepe, kaliteli yaşamın anahtarını sunuyor. Toplamda 47.276 m2’lik arazi üzerine kurulan ve 484 daireden oluşan proje, bünyesinde barındırdığı çocuk oyun alanları, sosyal yaşam alanları ve sağlıklı yaşam alanları ile fark yaratıyor. 484 konuttan oluşan Duru Beytepe, arazi büyüklüğünün yüzde 84’lük kısmının yeşil alan ve peyzaj alanlarına ayrıldığını kaydeden Tona Yapı Safe İnşaat Ortaklığı İcra Kurulu Başkanı İlhan Erdal “2+1’den 5+1’e kadar sunmuş olduğumuz konut seçeneklerimiz ile vatandaşlarımıza kaliteli bir yaşam sunuyoruz. Modern yaşamın yansımaları projede

kusursuzca detaylandırılırken aynı zamanda da doğanın huzur veren yapısı ile birlikte vatandaşlarımızın ilgisine sunulmuş oluyor”

ifadelerini kullandı.

Çocuk oyun alanları ile sevdikleriniz güvende...

Konseptinde barındırmış olduğu oyun alanları ile mahalle kültürünü yaşatmaya çalıştıklarının altını çizen İlhan Erdal, bu sayede

çocukların sosyal bireyler olarak yetişebildiklerini belirtti. Erdal, sözlerine şöyle devam etti: “Projede yer alan çocuk oyun alanları, ağaç ev, güneş meydanı, satranç meydanı, çocuk plajı, evcil hayvan bahçesi ve kuş evleri, meyve bahçeleri, su parkuru, adrenalin ve

B

Doğanın Kalbinde Şehrin Merkezinde

Tona Yapı ve Safe İnşaat A.Ş ortaklığı ile Beytepe’de hayata geçirilen Duru Beytepe, huzurlu ve güvenli yaşamın kapılarını aralıyor.

İLHAN ERDAL

(49)

47

RÖPORTAJ

denge parkuru ile çocuklarımıza doğal oyun alanları sunuyoruz. Siesta köşesi ile ise; hem çocuklara hem de ailelere doğanın içinde dinlenebilecekleri alanlar oluşturuyoruz. Projede yer alan sosyal donatı alanlarının dışında planlanan kütüphane ve etüt merkeziyle çocukların bireysel yeteneklerini geliştirebilmesine imkan sağlamayı hedefliyoruz.”

Sosyalleşmek artık bir adım uzağınızda...

İlhan Erdal, Duru Beytepe’de kusursuzlukla tasarlanan, günün yorgunluğu ile stresinin atılabileceği sosyal aktivite alanlarının da olduğunu anlatarak “yazlık sinema ile nostalji rüzgarını yakalarken, organik hobi bahçesi, terapi bahçeleri, aromatik bahçeler, çim amfi, hobi bahçesi alanlarında ise keyifle vakit geçirebileceğiniz alanlar oluşturduk. Bu alanları planlarken aynı zamanda evinize gelecek olan misafirlerinizi keyifle ağırlayabileceğiniz, toplantı odalarını ve davet salonlarını da unutmadık” dedi.

Spor doğa ile birleşiyor...

Her detayında kalitesi ile fark yaratan Duru Beytepe, sağlıklı yaşama önem verenler için özel olarak tasarlanan doğa alanları ile de dikkat çekiyor. Açık ve kapalı spor alanları seçenekleriyle konut sahiplerinin karşısına çıkan Duru Beytepe, basketboldan futbola, tenisten bisiklet parkuruna kadar birçok olanağı da kullanıcılar ile buluşturuyor. Yürüyüş, koşu ve bisiklet yolu seçeneklerinin doğa ile iç içe spor yapma imkanı sunduğunu belirten İlhan Erdal “yüzme havuzu, masa tenisi salonu, fitness center, spa merkezi ve açık hava spor alanları kalabalıktan uzakta kendisine zaman ayırmak isteyenleri keyifli bir yolculuğa çıkarıyor” dedi.

(50)

Hollanda’da İş Yapmak

Kolejli İş Adamları Derneği (KİD) ve Angora Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş

“Hollanda’da İş yapmak ve Hukuki/

Mali Süreç” paneline ev sahipliği yaptı. Toplantıda, yurt dışında ticaret yaparken karşılaşılan zorlukların aşılması noktasında yapılması gerekenler üzerinde duruldu.

Türkiye ile Hollanda arasında gelişen ticari ilişkiler noktasında karşılaşılan zorlukları ve hukuki süreci masaya yatırmak amacıyla

“Hollanda’da İş yapmak ve Hukuki/Mali Süreç” Panel Programı Point Hotel’de gerçekleştirildi. Kolejli İş Adamları Derneği ve Başkanı M.

Hakan Çınar ev sahipliğinde gerçekleştirilen panelde; MANZ Legal ve Coney Tax Expert firmaları Hollanda içerisinde veya aracılığı ile ticaret yaparken karşılaşılabilecek, tüm hukuki ve vergisel meselelere ilişkin gerekli bilgileri sundu. Angora Y.M.M. A.Ş Genel Müdürü Gürsel Koçak’ın konuşmasıyla başlayan panel, MANZ Legal Kurucusu Akın Alan’ın konuşmasıyla devam etti. Hollanda’nın vergi ve ticaretin desteklenmesi noktasında her zaman Türk iş adamlarının gözdesi olduğunu anlatan KİD Başkanı M. Hakan Çınar “Bu son zamanki ilişkilerimizi bir yana koyarsak ve bunların düzeleceğini varsayarsak; Hollanda Avrupa Birliği için kapı oluşturacak bir konumda. Hollanda pazarında iş yapmak Türk yatırımcılar için çok değerli. Hollanda’nın küçük bir bölge olması ve üretim kaynaklarının sınırlı olmasına rağmen ticaret ile inanılmaz bir değer üretip satması çok kıymetli. Dolayısıyla bu ülkeye Türk iş adamlarının entegre olması çok önemli” açıklamasında bulundu. SERHAT İPEK

HAKAN ÇINAR BUSINESS

48

Referanslar

Benzer Belgeler

Parlak Yağmur Beyaz Highgloss Rain

Project design, construction and interior architectural application business of 27 villas. Mar.12 İşbankası Bodrum Şubesi Isbank

Üniversite öğrencilerinin sigara içme durumlarına göre öz-etkililik ve bağımlılık düzeylerinin değerlendirilmesi, Fırat Üniversitesi, Sağlık

1996-2003 Öğretim Görevlisi Atatürk Üniversitesi,Erzurum Sağlık Yüksekokulu, , (Diğer) 1993-1995 Müdür Yardımcısı Sağlık Bakanlığı, Erzurum Sağlık Meslek Lisesi ,

Ilık ve Soğuk bölgelerde kullanılan dekontaminasyon sistemleri genellikle ; Taşınabilir şişme çadırlı ,temiz ve atık su depolu sistemler.. Taşınabilir

23 Grow Fide Üretim ve Ticaret A.Ş.. Düden Köyü Mevkii

Öte yandan izne tabi oldugu anlasılan devralma isleminin Rekabet Kurulu’nun izni olmaksızın gerçeklestiren devreden Ahmet Özdoğan, Fatma Gül Özdoğan, Ömer Can Özdoğan,

Ermenek ve Çevresi Kültür ve Sosyal Dayanışma Vakfı'nın genel olarak kuruluş amacı: “Ermenek, Sanveliler ve Başyayla ilçeleri ve bunlara bağlı beldeleri ile köylerinin