• Sonuç bulunamadı

2 0 1 5 Y I L I F A A L İ Y E T R A P O R U

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "2 0 1 5 Y I L I F A A L İ Y E T R A P O R U"

Copied!
29
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ

GELİŞMELERİ İZLEME

KURULU

(2)
(3)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

Mesleki Gelişmeleri İzleme Kurulu olarak, yapılan çalışmalarla İSMMMO Yönetimi’ne katkıda bulunmayı amaçladığımız;

Mesleki Gelişmeleri İzleme Kurulu İlgili Dönem Kurul Raporları;

1) E-Tebligat başvurularında bağımsız meslek mensuplarının sorumluluğu 2) E-Tebligat başvurularında bağımlı meslek mensuplarının sorumluluğu

3) 459 sayılı V.U.K. genel tebliği ışığında “Mali Müşavirlere Ödemelerin Bankalar Üzerinden Yapılacak”

4)“Eft-Pos Yazar Kasa Kullanan Mükelleflerin Seyyar Pos Kullanmaya da Devam Etmelerinde Meslektaş Yanılgısı”

5) 3568 sayılı serbest muhasebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik kanunu uygulama genel tebliği taslağı görüş ve önerilerimiz

6) Kayıtlı Elektronik Posta Sistemi – KEP 7) E-imza

8) Merkezi Sicil Kayıt Sistemi ( Mersis Projesi )

E-TEBLİGAT BAŞVURULARINDA BAĞIMSIZ MESLEK MENSUPLARININ SORUMLULUĞU

E-Tebligat sisteminde amaç, vergi dairelerince vergi kanunları uyarınca tebliği gereken evrakın, elektronik tebligat sistemi ile muhatapların elektronik adreslerine tebliğ edilmesidir.

Bu nedenledir ki, elektronik tebligat dilekçelerinde istenen, muhataplara ait bilgilendirme tercihleri olan kısa mesaj ve e-posta adresleri bilgileridir.

Meslek mensupları, çeşitli nedenlerle muhataplar yerine kendi elektronik adreslerini (SMS-E- mail) başvurulara eklemeleri halinde gelecekte yaşanması muhtemel aşağıda belirtilen sorunlarla karşılaşabilirler.

1-Mesleki sözleşme dışında geçerli hukuki bir vekâletnameye sahip olmadan, kendi elektronik adreslerini yazmaları halinde doğabilecek bir hukuki işlemden, Borçlar Kanunun Temsilin Hükmü başlıklı 40.maddesine göre sorumlu tutulabilirler.

Borçlar Kanunu-Temsilin Hükmü- Madde 40: Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olanı bağlar.

Temsilci, hukuki işlemi yaparken bu sıfatını bildirmezse, hukuki işlemin sonuçları kendisine ait olur.

(4)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

2-Geçerli hukuki bir vekâletnameye sahip olunmasına rağmen, meslektaşın kendi elektronik adresine gelen bir tebligatı unutma, yanılma, farkında olmama, işi bırakma,

mükellefin ortadan kaybolması, ihtilaf vb. sebeplerle muhatabına iletmemesi veya iletememesi durumunda,

a) Borçlar Kanununun Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkisi A)Sorumluluk başlıklı 49.maddesine göre mükellefler tarafından dava edilebilir.

Borçlar Kanunu-Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkisi-Sorumluluk-Madde:49 :Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.

b) Vergi kanunları gereği üzerine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişi vergi mükellefi olduğundan, meslek mensubunun şahsi elektronik adresine gelen tebligat hakkında, meslek mensubunun kendisini bilgilendirmemesi nedeniyle zarara uğradığını iddia eden mükellef, uğradığı zararı Borçlar Kanunun 50,51 ve diğer maddelerine göre meslek mensubuna rücu edebilir.

c) E-Tebligat başvuru formuna, meslek mensubunun kendi şahsi elektronik adresini yazdığını ve buraya gelen bildirim hakkında kendisinin haberdar edilmediğini iddia eden ve bu konuda olası bir zarara uğrayan mükellef, meslek mensubu hakkında 3568 sayılı yasanın 47.maddesine dayanarak Türk Ceza Kanununun 257.maddesine göre görevi ihmal ve/veya görevi kötüye kullanma iddiasıyla dava açabilir.

Türk Ceza Kanunun 257.maddesinde

1-) “Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2-) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Maddenin 1. fıkrası “hareket etmek suretiyle” ifadesi ile bir hareketi, bir şeyi yapmayı

(5)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

tarif ettiğinden fiili bir suçu düzenlemektedir. Kamu görevlilerini görevlerinin gereklerine aykırı hareketleri ile işledikleri görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırmayı düzenlemektedir.

257. maddenin 2. fıkrası ise ihmali davranışla işlenen görevi kötüye kullanma suçlarını cezalandırmaktadır. Burada meslek sahipleri yaptıkları değil yapmadıkları veya geciktirdikleri mesleki görevleri ile kamuya veya kişilere verdikleri zararlardan ötürü cezalandırılmaktadırlar.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi gereğince, elektronik imzalı tebliğ evrakı, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacaktır. Meslek mensubunun kendi elektronik adresine gelen bilgilendirme mesajını herhangi bir sebeple mükellefe süresinde bildirememesi sonucu, mükellef, oluşacak hak

kaybından dolayı zarar görmüşse meslek mensubunun Türk Ceza Kanunu’nun 257. Maddesinin 2. Fıkrasına göre cezalandırılmasını talep edebilir.

Yukarıda sayılan nedenlerden dolayı, hem mükelleflerde hak kaybına bağlı oluşacak zararların sorumlusu olmamak, hem de zaten yeterince sorumluluk sahibi iken bir de bu yükün altına girmemek için;

a) E-Tebligat başvuru formalarında meslek mensubunun değil, mükellefin elektronik bilgilendirme adreslerinin yazılması,

b) Kendi şahsi elektronik bilgilendirme adreslerini yazan meslektaşların da güncelleme yaparak sisteme mükellefin bilgilerini girmeleri,

Sistemin amacına uygun çalışmasını ve meslektaşların olası bir sorumluluktan kurtulmalarını sağlayacaktır.

Mesleki Gelişmeleri İzleme Kurulu

E-TEBLİGAT BAŞVURULARINDA BAĞIMLI MESLEK MENSUPLARININ SORUMLULUĞU

E-Tebligat başvurularında meslek mensuplarının sorumluluğu yazımızdaki ana hatlara bağlı kalarak, özel şirketlerde çalışan bordrolu meslek mensupları ,bağlı çalışanlara yönelik sorumluluklar konusundaki görüşlerimiz aşağıdadır.

E-Tebligat sisteminde amaç, vergi dairelerince vergi kanunları uyarınca tebliği gereken evrakın, elektronik tebligat sistemi ile muhatapların elektronik adreslerine tebliğ edilmesidir.

(6)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

Bu nedenledir ki, elektronik tebligat dilekçelerinde istenen, muhataplara ait bilgilendirme tercihleri olan kısa mesaj ve e-posta adresleri bilgileridir.

Meslek mensupları, çeşitli nedenlerle muhataplar yerine kendi elektronik adreslerini (SMS- E-mail) başvurulara eklemeleri halinde gelecekte yaşanması muhtemel aşağıda belirtilen sorunlarla karşılaşabilirler.

1-Mesleki sözleşme dışında geçerli hukuki bir vekâletnameye sahip olmadan, kendi elektronik adreslerini yazmaları halinde doğabilecek bir hukuki işlemden, Borçlar Kanunun Temsilin Hükmü başlıklı 40.maddesine göre sorumlu tutulabilirler.

Borçlar Kanunu-Temsilin Hükmü- Madde 40: Yetkili bir temsilci tarafından bir başkası adına ve hesabına yapılan hukuki işlemin sonuçları, doğrudan doğruya temsil olanı bağlar.

Temsilci, hukuki işlemi yaparken bu sıfatını bildirmezse, hukuki işlemin sonuçları kendisine ait olur.

Bu paragrafı özel şirketlerde çalışan bordrolu meslek mensupları, bağlı çalışanlara yönelik sorumluluklar konusunda değerlendirdiğimiz de;

A-Türk Ticaret Kanunun hükümlerine göre (Şirketlerde Sınırlı Yetkiye İlişkin İç Yönerge Uygulaması (TTK madde 367-371- 629 )  yetkilendirilmiş iseniz ve/veya öngörülen niteliklere haiz bir kanuni vekaletnameniz varsa E-Tebligat başvurusunu sizin yapmanız ve bilgilendirme tercihlerinde tüzel kişiliğin kontrolünde olan e-mail ve sms bilgilerini girmeniz halinde bir sorunla karşılaşmazsınız.

Tüzel kişiliğin kontrolünde olan e-mail ve sms bilgisinden kastettiğimiz, firmalar tarafından çalışanlara verilen ve tüzel kişiliğe ait gsm lere ait telefon numarası ve tüzel kişi unvan uzantılı mail adresleridir.

Kişinin şirketten ayrılması durumunda bunlar tüzel kişiliğin kontrolunda olan bilgilerdir.

B-Tebligat başvurusunda bulunurken yetkili olduğunuz sıfatı ve sahip olduğunuz belgeyi ilgili kuruma teslim etmelisiniz.Bu taktirde işlemin maliyeye karşı hukuki sonuçlarından tüzel kişilik sorumlu olur.Böylece borçlar kanunun da bahsedilen “Temsilci, hukuki işlemi yaparken bu sıfatını bildirmezse, hukuki işlemin sonuçları kendisine ait olur.” İfadesinin yükleyebileceği sorunla da karşılaşmamış olursunuz.

2-Geçerli hukuki bir vekâletnameye sahip olunmasına rağmen, meslektaşın kendi elektronik adresine gelen bir tebligatı unutma, yanılma, farkında olmama, işi bırakma,

mükellefin ortadan kaybolması, ihtilaf vb. sebeplerle muhatabına iletmemesi veya iletememesi durumunda, a) Borçlar Kanununun Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkisi A)Sorumluluk başlıklı 49.maddesine göre mükellefler tarafından dava edilebilir.

(7)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

Borçlar Kanunu-Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkisi-Sorumluluk-Madde:49 :Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fille başkasına kasten zarar veren de bu zararı gidermekle yükümlüdür.

b) Vergi kanunları gereği üzerine vergi borcu düşen gerçek veya tüzel kişi vergi mükellefi olduğundan, meslek mensubunun şahsi elektronik adresine gelen tebligat hakkında, meslek mensubunun kendisini bilgilendirmemesi nedeniyle zarara uğradığını iddia eden mükellef, uğradığı zararı Borçlar Kanunun 50,51 ve diğer maddelerine göre meslek mensubuna rücu edebilir.

c) E-Tebligat başvuru formuna, meslek mensubunun kendi şahsi elektronik adresini yazdığını ve buraya gelen bildirim hakkında kendisinin haberdar edilmediğini iddia eden ve bu konuda olası bir zarara uğrayan mükellef, meslek mensubu hakkında 3568 sayılı yasanın 47.maddesine dayanarak Türk Ceza Kanununun 257.maddesine göre görevi ihmal ve/veya görevi kötüye kullanma iddiasıyla dava açabilir.

Türk Ceza Kanunun 257.maddesinde

1-) “Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

2-) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Maddenin 1. fıkrası “hareket etmek suretiyle” ifadesi ile bir hareketi, bir şeyi yapmayı tarif ettiğinden fiili bir suçu düzenlemektedir. Kamu görevlilerini görevlerinin gereklerine aykırı hareketleri ile işledikleri görevi kötüye kullanma suçlarından cezalandırmayı düzenlemektedir.

257. maddenin 2. fıkrası ise ihmali davranışla işlenen görevi kötüye kullanma suçlarını cezalandırmaktadır. Burada meslek sahipleri yaptıkları değil yapmadıkları veya geciktirdikleri mesleki görevleri ile kamuya veya kişilere verdikleri zararlardan ötürü cezalandırılmaktadırlar.

(8)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 107/A maddesi gereğince, elektronik imzalı tebliğ evrakı, muhatabın elektronik ortamdaki adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda tebliğ edilmiş sayılacaktır. Meslek mensubunun kendi elektronik adresine gelen bilgilendirme mesajını herhangi bir sebeple mükellefe süresinde bildirememesi sonucu, mükellef, oluşacak hak kaybından dolayı zarar görmüşse meslek mensubunun Türk Ceza Kanunu’nun 257. Maddesinin 2. Fıkrasına göre cezalandırılmasını talep edebilir.

Tüzel kişiliğin yukarıdaki maddelere dayanarak hukuki yollara başvurmasını önlemek içinde ilgili kişilerin görevlerini ifa ederken gereken özeni göstermesi gerektiği de genel kabul görmüş bir kural olduğu malumunuzdur.

Bu konuda meslektaşlarımızın bağımlı veya bağımsız çalışmalarının bir fark yaratmadığı görüşündeyiz.

Yukarıda sayılan nedenlerden dolayı, hem mükelleflerde hak kaybına bağlı oluşacak zararların sorumlusu olmamak, hem de zaten yeterince sorumluluk sahibi iken bir de bu yükün altına girmemek için;

a) E-Tebligat başvuru formalarında meslek mensubunun değil, mükellefin elektronik bilgilendirme adreslerinin yazılması,

b) Kendi şahsi elektronik bilgilendirme adreslerini yazan meslektaşların da güncelleme yaparak sisteme mükellefin bilgilerini girmeleri,

Sistemin amacına uygun çalışmasını ve meslektaşların olası bir sorumluluktan kurtulmalarını sağlayacaktır.

Mesleki Gelişmeleri İzleme Kurulu

01.01.2016 TARİHİNDEN İTİBAREN

MALİ MÜŞAVİRLERE ÖDEMELER BANKALAR ÜZERİNDEN YAPILACAK.

Ticari işlemler ve Finansal hareketlerin taraflarının izlenmesi ve vergiyi doğuran olayların,mali kurumların kayıt ve belgeleri yardımıyla tespit edilmesi için,

Vergi Usul Kanunu mükerrer 257.maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendine dayanarak Maliye Bakanlığı;

(9)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

Mükelleflere, muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemeleri banka ve benzeri finans

kurumlarınca düzenlenen belgelerle tevsik etme zorunluluğu getirmiş. kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını V.U.K. 320-323-324 ve 332 sayılı tebliğleri ile belirlemiştir.

Söz konusu tebliğlerde ,belirtilen tutarı aşan ödemelerden ve belirtilen tutarı aşan fatura düzenlenmesinden doğacak ödemelerin içeriğinden bahsedilirken,

28.10.2003 tarihli 324 sayılı V.U.K. tebliğin 1/C bendinde;

“C) Serbest Meslek Erbabında:

Vergi Usul Kanunu’nun 236 ncı maddesi hükmüne göre, serbest meslek erbabı hizmeti tamamlamasına müteakiben yaptığı tahsilat için serbest meslek makbuzu düzenlemektedir.

Bunlar da mesleki faaliyetlerine ilişkin ve tutarı 8.000,00 Türk Lirasını aşan her türlü tahsilatlarını banka, özel finans kurumu veya PTT aracılığıyla yapıldığını tevsik etmek zorundadır.”

demiş ve bu ifade, yıl içinde parçalar halinde aldığımız mesleki ücretlerimiz sözkonusu rakamlara ulaşmadığında, bu zorunluluk kapsamına meslektaşlarımızı sokmamıştır.

Oysa 24.12.2015 tarihli 459 sıra nolu V.U.K. genel tebliğ ile tutar 7.000,00 T.L. ye

indirilmiş ve 01.01.2016 tarihinden itibaren Mali Müşavirlik ücretlerinin büyük bir bölümünün bankalar,benzeri finans kurumları veya posta idareleri vasıtasıyla ödenmesi şart koşulmuştur.

Önceki tebliğlerin aksine, bu tebliğ de Serbest Meslek Sözleşmesinin yıllık bedelinin baz alınacağı ve yıllık tutarın belirlenen haddi aşması halinde, ödemelerin ilgili kurumlar vasıtasıyla yapılacağı şartı getirilmiştir.Tebliğin ilgili paragrafı şöyledir;

“4.1.2. Kısım Kısım Yapılan Tahsilat ve Ödemeler

Tahsilat ve ödemeye konu işlem tutarının tevsik zorunluluğu kapsamında bu Tebliğin (4.1.) bölümünde belirlenen haddi aşması halinde, bedelin farklı tarihlerde kısım kısım ödenmesinde işlemin toplam tutarı dikkate alınacak ve her bir tahsilat ve ödeme, tevsik zorunluluğu

kapsamında aracı finansal kurumlar kanalıyla gerçekleştirilecektir.

Örnek: Serbest meslek erbabı (C), (D) A.Ş.’ye bir yıl süreyle vereceği hizmet karşılığında 12.000 TL alacaktır. Aralarındaki anlaşma gereği (D) A.Ş., hizmet bedelini 1.000 TL’lik taksitler halinde ödeyecektir. Bu durumda serbest meslek makbuzunun, taksitlerin ödendiği tarihlerde 1.000 TL üzerinden düzenlenmesi tevsik zorunluluğunu ortadan kaldırmayacak, sözleşmenin toplam tutarı belirlenen haddi aştığından kısım kısım yapılan her bir tahsilat ve ödeme de aracı finansal kurumlar kanalıyla tevsik edilecektir.

Söz konusu tahsilat ve ödemelerde tevsik zorunluluğuna uyulmaması durumunda serbest meslek erbabı (C) ile (D) A.Ş.’ye ayrı ayrı ceza uygulanacaktır.”

Tebliğ bu haliyle, meslektaşlarımızın büyük çoğunluğunun yıllardır dile getirdiği “elden

(10)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

tahsilat yasaklansın,mesleki ücretlerimizin ödenmesine kiralarda olduğu gibi bankadan ödenme zorunluluğu getirilsin” önerisini kısmen karşılmaktadır.

E-Dönüşüm sürecinin devamında,önümüzde ki süreçte hadlerin daha da aşağıya çekilmesi ile mesleki ücretlerimizin büyük çoğunluğu,sözleşmeye dayalı olarak kaydi sistemden yapılacak bu da haksız rekebetin önlenmesine ve tahsilat engelinin aşılmasına katkı sağlayacaktır.

Mesleki Gelişmeleri İzleme Kurulu

EFT-POS YAZAR KASA KULLANAN MÜKELLEFLERİN SEYYAR POS KULLANMAYA DA DEVAM ETMELERİNDE MESLEKTAŞ YANILGISI

15.06.2013 tarihli 426 sıra nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ ile;

satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar dışındaki kimselere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarlara (perakende teslimde bulunan veya hizmet ifa eden) Vergi Usul Kanununa göre fatura vermek zorunda olmadıkları mal satışları veya hizmet ifalarının belgelendirilmesinde (6/12/1984 tarihli ve 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanuna göre kullanmak zorunda oldukları ödeme kaydedici cihazların yerine) “Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazları” kullanma mecburiyeti getirilmiştir.

Teblğin 4.maddesinde de;

“4. Yeni Nesil Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanma Mecburiyetinin Başlama Tarihleri Yeni nesil ödeme kaydedici cihazların kullanılmasına ilişkin kademeli bir geçiş öngörülmektedir.

Buna göre:

a) 3100 sayılı Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları

Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun ve ilgili mevzuatına göre ödeme kaydedici cihaz kullanmak zorunda olan mükelleflerden, faaliyetlerinde seyyar EFT-POS cihazı kullananlar 1/7/2013 tarihinden itibaren yeni nesil ödeme kaydedici cihazlardan EFT-POSözellikli cihazları kullanmak zorundadırlar. Kapsama dâhil olan mükelleflerin, mezkûr tarihten sonra kullandıkları tüm seyyar EFT-POS cihazlarının yeni nesil ödeme kaydedici cihaz özelliği bulunmalıdır. Mükellefler bu tarihten önce de söz konusu yeni nesil ödeme kaydedici cihazları alarak kullanabilirler.” denilmektedir.

Uygulamada mükelleflerin;

a)mükelleflerin gerek maddi imkansızlıklar nedeniyle almak istememeleri

b)Gerekse tebliğin yorumlanmasında ki yanılgı nedeniyle meslektaş yönlendirmesiyle;

(11)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

Ellerinde birden fazla seyyar pos cihazı bulundurmaya devam etmekte ve bunları günlük işlemlerinde kullanmakta ve tebliğe uymak içinde 1 adet EFT-POS yazar kasa almakta oldukları görülmektedir.

Oysa ki yapılması gereken;

1)EFT-POS YAZAR KASA kullanmaya başladıkları andan itibaren, eski seyyar pos cihazlarını bankalara iade etmeleri ve kesinlikle kullanmamaları gerekmektedir.

2)İşin niteliği gereği birden fazla cihaza ihtiyaç duyuyorlarsa cihazların tamamının EFT-POS YAZAR KASA olması zorunludur.

3)EFT-POS YAZAR KASA nın teknik özelliği gereği içine çalışılan bankalarca gereken yazılımın yüklendiği ve tek cihaz üzerinden bütün bankalarca hizmet verildiği göz önüne alındığında kastedilenin bu olduğu açıktır.

Nitekim Gelir İdaresine sorulan aşağıdaki soru ve yanıtı da bu yöndedir.

SORU 11: Faaliyetimizde seyyar EFT-POS kullanıyoruz. Elimizde bulunan ve müşterinin ayağına gitmek suretiyle yapılan tahsilâtlarda kullanılan birden fazla seyyar EFT-POS cihazımız (mobil banka POS’u) mevcuttur.Her bir mobil pos için EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihaz almak zorunda mıyız?

CEVAP

Perakende nitelikli mal satışlarının veya hizmet ifalarının bedelinin tahsilinde kullanılan seyyar EFT-POS’larının mobil banka POS’u) tamamı EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihazlarla değiştirilecektir. İhtiyaç fazlası olup kullanılmayan seyyar EFT-POS’larının (mobil banka POS’u) ise iptal edilmesi veya hiçbir şekilde perakende nitelikli satışların bedelinin tahsilinde kullanılmaması gerekir.

Mesleki Gelişmeleri İzleme Kurulu

3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU UYGULAMA GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI

GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİMİZ Ö N S Ö Z

Kamu giderlerini karşılamak için, geçmişten beri uygulanan en etkili maliye politikası aracı vergidir. Maliye bu politikayı kullanırken meslek mensuplarını vergi sorumlusu olarak ifade etmek için büyük bir çaba sarfetmekte, meslek mensubunun hukuki nitelikleri ile sorumlulukları arasında farkı sağlıklı ve objektif bir şekilde gözetmekten kaçınmaktadır.

Geçmiş tecrübelerimiz göstermektedir ki son yıllarda kamu, konunun paydaşlarıyla görüşüp olayın asıl taraflarının görüş ve önerilerini almadan mevzuatları çıkartmakta, sonrada paydaşlar

(12)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

sorunlar ve mağduriyetlerle boğuşmak zorunda kalmaktadırlar.

Tebliğ taslağında da aynı yolun izlenmesi, meslek odalarını görüş ve önerileri alınmadan hazırlanması nedeniyle, tebliğin toptan reddedilmesi noktasına getirmektedir.

Yaşanan tecrübeler, toptan reddetmenin bir sonuca ulaşmadığını ve arzu etmediğimiz şekilde mevzuatların çıktığını göstermektedir.

Bu nedenle ekteki taslak çalışmasına sunduğumuz katkılarla tebliğin daha dengeli hale gelmesine çalıştık. Paydaşlarımızla yapacağımız toplantılarda tebliğin arzu ettiğimiz seviyeye gelmesi en büyük arzumuzdur.

Bu tebliğ taslağının toptan reddedilmesi, derhal geri çekilmesinin talep edilmesi bizi bir noktaya getirmeyecektir. Arzumuzun gerçekleşmemesi halinde, kitle iletişim araçlarının etkin kullanımı ile kamuoyunu kazanmamız, daha önce başardığımız imza kampanyası ile meslektaşları seferber ederek,tebliğ taslağının arzu ettiğimiz şekilde çıkmasına çaba göstermeliyiz.

Şahin Kandıralı

Mesleki Gelişmeleri İzleme Kurulu A-SÖZLEŞME DÜZENLENMESİ ELEŞTİRİLER

A)Süre getirilmesi genel hukuk kurallarına aykırıdır.

B)Sözleşme özgürlüğü daraltılmaktadır.

C)Meslektaşa damga vergisi ödeme yükümlülüğü getirilmektedir.

D)Sözleşmelerin müteselsil seri-sıra no ile odalar tarafından bastırılması pratikte yarar sağlamayacaktır.

DÜŞÜNCELER

Giriş yazımızda bahsettiğimiz devletin genel uygulamadan dolayı ve bugüne kadar ki meslek içi ve dışı mücadelemizde haksız rekabeti önlemede gereken başarıyı sağlayamadığımız göz önüne alındığında;

1)Her yıl yeniden sözleşme düzenlenmesi meslektaşı ve mükellefleri disipline edecektir.

2)Damga vergilerinin tamamen kaldırılması bir hükümet politikası olup bizim buna müdahil olmamız veya damga vergisinden sözleşmelerimizin muaf olması talebimiz hali hazırda verilmekte olan bir mücadeledir ve devam edecektir. Bu tebliğ taslağında olaya damga vergisi

(13)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

tartışmasına indirgememiz, taslağın çıkmasına engel olmayacağı gibi bizi reddiyatçı-anlaşmaz konumuna düşürecektir.Damga vergisi durum,taraf ve hacmini incelediğimizde

a)Damga vergileri sözleşme düzenlendiği tarihten itibaren 15 gün içinde ödendiğinden b)Sözleşmede damga vergisi yükümlülüğü mükellefe atfedilip, beyannameler mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilerek mükellefe ödettirilir. Asıl sözleşme bizde kalır, mükellefe fotokopi verilir.

c)Sözleşme arzu edilirse (b) bendindeki şartlar muhafaza edilip, bir asıl, bir suret düzenlenip 2 surete ait damga vergileri mükellefe ödettirilebilir.

d)Taraflar kendi paylarına düşen damga vergilerini ödeyebilirler. Aylık 1.000 T.L. x 12 ay

= 12.000 T.L. bir sözleşmede ödenecek damga vergisi 113,76 T.L. bir yılda tahsil edeceğimiz 12.000,00 T.L. muhasebe gelirinin yanında kayda değer bir rakam değildir. Kaldı ki gider olarak yıllık kazancımızdan da düşmekteyiz.

Hükümetin damga vergisine yaklaşımı belli iken, bu konudaki başvurularımız cevapsız kalmışken, damga vergisi kaldırılmalıdır diye ısrar etmek, hem bu tebliğ taslağının konusu değildir, hem de temel hedefimiz olan haksız rekabeti önlemeye dönük çabalarımızı olumsuz etkileyecektir.

3)Sözleşmelerin müteselsil seri ve sıra numarası ile odalar tarafından bastırılması uygulamasına yeniden dönmektense, teknolojiden faydalanarak önereceğimiz yöntemle sözleşmelere elektronik olarak sistemin numara vermesi sağlanabilir. Haksız rekabet yazılımına Türkiye’nin tamamından TÜRMOB üzerinden girilir. Sistem elektronik olarak o anda hangi numara varsa o anda onu verir.

4)Sözleşmenin tamamı budur yaklaşımı yerine, sözleşmede bulunması zorunlu asgari bilgiler tebliğde belirtilmeli, sözleşme kapsamı daraltılmamalıdır.

5) 3. ve 4. Maddelerdeki görüşlerimiz taslağın A-SÖZLEŞMENİN DÜZENLENMESİ bendinin 6.maddesine eklenmiştir.

A - Sözleşme Düzenlenmesi

1- Serbest muhasebeci / serbest muhasebeci mali müşavirlik faaliyetini, gerçek şahıs veya ortaklık olarak yürüten meslek mensupları ile mükellefler arasında düzenlenecek hizmet

sözleşmesi vergilendirme dönemi takvim yılı olarak belirlenen mükellefler için Ocak ayında yıllık olarak, yani bir takvim yılı için düzenlenecektir. Vergilendirme dönemleri takvim yılı dışında özel hesap dönemleri itibariyle belirlenmiş ve kabul edilmiş mükellefler için ise, özel hesap döneminin ilk ayı içinde ve bir hesap dönemi için düzenlenecektir. Hizmet sözleşmelerinde; “adı-soyadı

(14)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

(unvanı)” sütununa meslek mensubunun adı soyadı / ortaklığın adı yazılacaktır.

Serbest muhasebeci / serbest muhasebeci mali müşavirlik şirketleri ile mükellefler arasında düzenlenecek hizmet sözleşmelerinde ise; bu tebliğin ekinde yer alan hizmet sözleşmesi örneğinin II. Bölümünde yer alan “adı-soyadı (unvanı)” sütununa “serbest muhasebeci / serbest muhasebeci mali müşavirlik şirketinin unvanı” yazılacaktır. Başka bir ifadeyle, şirket bünyesinde faaliyet gösteren SM / SMMM’ler, mükelleflerin şirketle yapacakları sözleşmeleri kendi adlarına düzenleyemeyeceklerdir.

2- Meslek mensupları ile işe yeni başlayan mükellefler arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi kalan süre için düzenlenecektir.

3- Meslek mensubunun her ne sebeple olursa olsun mesleki faaliyetini terk etmesi, tüzel kişilik olarak mesleki faaliyette bulunanların ise tasfiyeye girmesi veya sözleşmenin feshedilmesi halinde, vergi beyannamelerini imzalatma kapsamında olan mükellefler tarafından kalan süre için 15 gün içerisinde yeni bir sözleşme düzenlenecektir. Ancak mükellefin beyanname verme süresine 15 günden daha az süre kalan durumlarda, vergi beyannamelerini imzalatma kapsamında olan mükellefler tarafından beyanname verme süresinin son gününden önce yeni bir sözleşme düzenlenecektir.

4- Meslek mensupları ile mükellefler arasında takvim yılı ya da özel hesap dönemi için yukarıda belirtilen esaslar uyarınca yıllık olarak düzenlenen hizmet sözleşmesinin süresi sona erdiğinde, söz konusu sözleşmenin yeni takvim yılı ya da özel hesap dönemi için kendiliğinden uzaması veya tarafların kendi istekleri doğrultusunda sözleşmenin süresinin uzayacağına yönelik özel şerhler koymaları mümkün olmayıp, mutlak suretle yeni bir hizmet sözleşmesi yapılacaktır.

5- Meslek mensupları ile işe yeni başlayacak olan mükellefler arasında yapılacak hizmet sözleşmesi mükellefiyetin ve dolayısıyla hizmetin verilmeye başlamasından evvel veya en geç mükellefiyetin başladığı gün içinde yapılacaktır.

6- Serbest muhasebecilik / serbest muhasebeci mali müşavirlik hizmetlerinde, bu tebliğin ekinde yer alan hizmet sözleşmesi örneğindeki asgari bilgileri içerecek; SM/SMMM’lerin bağlı bulunduğu meslek odalarının Haksız Rekabetle Mücadele Mecburi Meslek Kararı hükümlerine göre oluşturulan haksız rekabet yazılımı üzerinden kaydedilen ve bu yazılım tarafından elektronik olarak verilen seri ve sıra numarası bulunan sözleşmeler kullanılacaktır. Maliye bakanlığı aracılık ve sorumluluk sözleşmelerinde de bu seri ve sıra numaraları kullanılacaktır.

B- Sözleşme Süresinin Sona Ermesi, Fesh Edilmesi veya Meslek Mensubunun / Mükellefin Vefatı, işi Hangi Meslek Mensubu Tarafından imzalanacağı Terk Etmesi veya Meslek

(15)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

Mensubunun Meslekten Alıkonulması, Meslekten Çıkarılması Durumunda Beyannamelerin Hangi Meslek Mensubu Tarafından İmzalanacağı

ELEŞTİRİLER

Meslek mensubunun vefatı halinde beyannamelerin mirası reddetmeyen mirasçıları tarafından bir meslek mensubu ile sözleşme düzenlemek suretiyle mirasçılara hak tanınması veya disiplin cezası nedeniyle mükellefe beyanname gönderme hakkı tanınması

a)Mirasçıların kapı kapı dolaşıp olayı açık arttırmaya çevirebilmeleri ihtimali nedeniyle, mesleğin ve meslektaşın itibar kaybına sebep olabilecektir.

b)Mirasçılardaki olası çok başlılık halinde, mirasçılar arasında doğabilecek anlaşmazlıklar nedeniyle mükellefler mağdur olabilecektir.

c)Meslekten alıkoyma veya meslekten çıkarma cezasında, meslek mensubu hemen bir başka meslek mensubu üzerinden beyannameleri göndermeye devam etmekte ve ceza alan meslek mensubu aynı aymazlığı devam etmekte, mükellefte burada suça bulaşmış meslek mensubuna alet olmakta, arzu edilen fayda verilen cezadan sağlanamamaktadır.

DÜŞÜNCELER

Meslek mensubunun vefatı halinde 10 gün içinde mirasçılardan birinin başvurması üzerine veya resen oda devreye girmeli, mükelleflerin ticari ikametgahlarına göre görevlendireceği meslek mensuplarınca hizmetin devamı sağlanmalı, vefat eden meslek mensubunun ailesinin mağduriyetinin önlenmesi için de ilk 3 ay için muhasebe ücretinin % 50 sinin oda üzerinden aileye ödenmesi sağlanmalıdır. Bunun şartları TÜRMOB tarafından belirtilmelidir. Tebliğ taslağına yazılmasına gerek olmayıp, meslek kararlarımızla bunu sağlayabiliriz.

Meslek mensubunun geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma veya meslekten

çıkarma cezası alması v.b. durumunda, oda devreye girmeli,meslektaşın bulunduğu ilçeden görevlendireceği meslek mensupları tarafından beyannamelerin gönderilmeleri sağlanmalıdır.

Bu görüşümüz taslağın

B- Sözleşme Süresinin Sona Ermesi, Fesh Edilmesi veya Meslek Mensubunun / Mükellefin Vefatı, işi Hangi Meslek Mensubu Tarafından imzalanacağı Terk Etmesi veya Meslek Mensubunun Meslekten Alıkonulması, Meslekten Çıkarılması Durumunda Beyannamelerin Hangi Meslek Mensubu Tarafından İmzalanacağı

Bendinin 6.maddesine yazılmıştır.

(16)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

Beyannamelerin B- Sözleşme Süresinin Sona Ermesi, Fesh Edilmesi veya Meslek Mensubunun / Mükellefin Vefatı, işi Hangi Meslek Mensubu Tarafından imzalanacağı Terk Etmesi veya Meslek Mensubunun Meslekten Alıkonulması, Meslekten Çıkarılması Durumunda

6- Meslek mensubunun vefat etmesi halinde, kendisine ait beyannameler, mirası reddetmeyen mirasçılardan birisinin vefatı takip eden 10 gün içinde meslek odasına

başvurması üzerine, başvuru yapılmaması halinde resen meslek odası tarafından, vefat eden meslek mensubunun mükelleflerinin ikametgahlarına göre meslek odasının görevlendireceği meslek mensuplarınca sözleşme düzenlenmek suretiyle,

meslek mensubunun geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma veya meslekten çıkarma cezası alması vb. durumlarında ise meslek odasınca 5 gün içinde meslektaşın faaliyet gösterdiği ilçeden görevlendireceği meslek mensupları tarafından beyannamelerinin gönderilmesi

gerekmektedir.

IV- DÜZENLEDİKLERiHiZMET VE TASDiK SÖZLEMELERİNİN

DEĞERLENDİRİLMESİ NETİCESİNDE KAPASİTELERİNİN ÜZERİNDE İŞ KABUL ETTİKLERİ YÖNÜNDE KANAAT OLUŞAN MESLEK MENSUPLARINDAN İZAHAT İSTENMESİ VE BU HUSUSTA GEREKLİ İDARİ TEDBİRLERİN ALINMASI

ELEŞTİRİLER

a)Meslek camiasında haksız rekabete yol açan kapasitenin üzerinde iş kabul edenler için engelleyici düzenlemeler mutlaka yapılmalıdır.

b)Taslaktaki haliyle “kanaat oluşması” ifadesi sübjektif bir ifadedir ve pratikte değeri yoktur.

c)Bu husus objektif kriterlere bağlanmalıdır.

d)Mali idarenin mesleğimiz üzerindeki vesayetini pekiştiren bu bölümün tamamen kaldırılması gereklidir.

e)Bu ifadeyle mali idare meslek mensuplarını ücretsiz birer memur rolüne uygun görmektedir.

DÜŞÜNCELER

a)Haksız rekabetin en önemli sebeplerinden biri olarak kabul edilen kapasitenin üzerinde iş kabul edenlerin tebliğ ile düzenlenmesi,haksız rekabetle mücadele konusunda başarı kazanmamıza fayda sağlayacaktır.

b)Bakanlığın son birkaç yıldır bu konuyu gündemde tuttuğunu ve gerçekleştirmek istediğini biliyoruz.Burada TÜRMOB tarafından büro standartlarının,organizasyon ve iş akış

(17)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

şemasının,çalışma usul ve şartlarının,çalışan personel niteliklerinin belirlenmesi,idarenin sübjektif kanaate dayalı karar vermesinin önüne geçecektir.

c)Bu sayede meslektaşların bürolarında ruhsatlı meslek mensuplarının istihdam edilmesinin de yolu açılacak,mesleğe yeni giren meslektaşlara yeni iş alanları doğacaktır.

d)Şartlara uymayan bürolardan şıkacak olan mükellefler de yeni ruhsat almış büro açmış ve/

veya yeterli mükellefi bulunmayan meslektaşların iş imkanlarının artmasına sebeb olacaktır.

Bu konudaki görüşümüz taslağın

IV- DÜZENLEDİKLERiHiZMET VE TASDiK SÖZLEMELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ NETİCESİNDE KAPASİTELERİNİN ÜZERİNDE İŞ KABUL ETTİKLERİ YÖNÜNDE

KANAAT OLUŞAN MESLEK MENSUPLARINDAN İZAHAT İSTENMESİ VE BU HUSUSTA GEREKLİ İDARİ TEDBİRLERİN ALINMASI

Başlığının 3. Ve 4. Paragraflarına eklenmiştir.

IV- DÜZENLEDİKLERİ HİZMET VE TASDİK SÖZLEŞMELERİNİN

DEĞERLENDİRİLMESİ NETİCESİNDE KAPASİTELERĠNİN ÜZERĠNDE İŞ KABUL ETTİKLERİ YÖNÜNDE KANAAT OLUŞAN MESLEK MENSUPLARINDAN İZAHAT İSTENMESİ VE BU HUSUSTA GEREKLİ İDARİ TEDBİRLERİN ALINMASI

Bilindiği gibi, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 2 nci maddesinde mesleğin konusu açıklanmış olup, bu madde hükmü çerçevesinde yer alan mesleki faaliyetler şahsi emek ve mesai ile mesleki bilgi birikimine dayanmakta ve meslek mensuplarınca şahsi sorumluluk altında yürütülmektedir.

ilgili Kanunlar çerçevesinde kendilerine yetki tanınan meslek mensupları, devletin denetim yükünü azaltmaları ve taşıdıkları sorumluluk açısından son derece önemli bir role sahiptirler. Bu nedenle, meslek mensuplarının faaliyetlerini gerekli mesleki özeni göstererek yürütmeleri büyük önem taşımaktadır.

Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22 nci maddesinde, meslek mensuplarının;

mesleki faaliyetlerini yapabilmek için gerekli yardımcı eleman çalıştırabilecekleri, 29 uncu maddesinde, Kanun’un 2 nci maddesindeki mesleğin konusuna giren işleri, serbest meslek faaliyeti olarak yalnız mesleki faaliyette bulunan meslek mensuplarının yapabileceği belirtilmektedir. Anılan yönetmeliğin 30 uncu maddesi ile 3568 sayılı Kanunun 45 inci maddesinde ise, birden çok meslek mensubunun çalışmalarını; serbest muhasebeci malî

müşavirlik veya yeminli malî müşavirlik ortaklık bürosu veya şirket şeklinde birleştirebilecekleri, şirket şeklinde çalışılması halinde, yapılan işlerden doğacak cezaî sorumluluğun işi yapan meslek mensubuna ait olacağına ilişkin hüküm bulunmaktadır.

(18)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

Buna göre, Gelir idaresi Başkanlığınca, serbest muhasebeci mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik mesleğinden beklenen faydanın sağlanması, meslek mensuplarının üstlendikleri işlerin doğruluğu yönünde gereken mesleki özeni göstererek hazine kaybına sebebiyet vermelerinin önlenmesi ve diğer meslek mensupları açısından haksız rekabet oluşturulmasının önüne geçilmesi açısından,Türmob tarafından oluşturulacak büro standartlarına, organizasyon ve iş akış şemasına,çalışma şekil ve şartlarına,nitelikli personel istihdamı şartlarına

uymayan meslek mensuplarının hizmet ve tasdik sözleşmesi yaptıkları mükelleflerin sayısı, aktif büyüklüğü, cirosu, çalışan sayısı gibi kriterler dikkate alınmak suretiyle kendi kapasitelerinin üzerinde iş kabul ettikleri yönünde kanaat oluşması halinde söz konusu meslek mensuplarından izahat istenir ve durum aynı anda meslek mensubunun bağlı olduğu odaya da iletilir ve Meslek odasının ilgili birimlerinin meslek mensubunun işyerini denetlenmesi istenir.

Verilen izahat doğrultusunda ve meslek odasının bildirdiği denetim sonucu da dikkate alınarak kapasitesinin üzerinde iş yaptığı tespit edilen meslek mensuplarının hizmet ve tasdik sözleşmesi yaptıkları mükelleflerin incelenmesine öncelik verilir ve gerekli diğer idari tedbirler alınır.

DOKUZUNCU BÖLÜM

VERGİ BEYANNAMELERİNİN SERBEST MUHASEBECİ VE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLERCE İMZALANMASI MECBURİYETİ İLE BAZI HUSUSLARA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

II – KAPSAM

A- Beyanname İmzalatma Zorunluluğu Kapsamındaki Mükellefler:

ELEŞTİRİLER

a)Beyannamelerin imzalanmasında parasal hadler öngörülmeksizintüm beyannamelerin meslek mensupları tarafından imzalanması zorunlu hale getirilmelidir.

b)Ymmm’lerin tam tastik yaptıkları gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri dışında hiçbir beyannameyi imzalama hakları olmamalıdır.

DÜŞÜNCELER

Kayıt dışıyla mücadelede hükümetin yeni eylem planları,önlemler açıkladığı günümüzde, a)Gelir idaresi Başkanlığı meslek mensuplarından gereken mesleki özeni göstererek hazine kaybına sebebiyet verilmesinin önlenmesini,

b)İşletmelerde meslek mensuplarınca,faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişinin sağlanmasını

(19)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

c)Faaliyet sonuçlarının ilgili mevzuat çerçevesinde denetlenmesi ve değerlemeye tabi tutulmasını

d)Gerçek durumun ilgililerin ve resmi makamların kullanımına tarafsız bir şekilde sunulmasını,

e)Yüksek mesleki standartların gerçekleştirilmesini beklediğini, yasa metinlerinde belirtmiştir.

Durum böyle iken, parasal hadlerin beyanname imzalatma zorunluluğunda öngörülmesi;

1)Hükümetin hedefleriyle çelişmektedir.

2)Parasal hadlerin altında kalan mükelleflerin iş ve işlemlerinin kontrol edilmemesini ve kayıt dışılığı teşvik etmektedir.

3)Parasal hadlerin altında kalan mükelleflerin iş ve işlemlerinin yetkisiz kişilere yaptırılmasının önü açılmaktadır.

4)Çantacı muhasebeci,kayıtlı korsan tabir edilen kişilerin türemesine imkan tanınacaktır.

5)Gelişen ve karmaşıklaşan vergi ve beyanname

yöntemleri,elektronikbeyanlar,mevzuatlar,bir mükellefin veya uzman olmayan kişilerin yapmasına imkan olmayan iş ve işlemlerini yapabileceklerini iddia etmesine ve sonunda mükelleflerin mağduriyetlerine sebep olacaktır.

6)Haksız rekabeti önlemeye ve mesleki standartları yükseltmek için çabalarken,art niyetli kişilerin korsan şekilde bu işi yapmalarının ve sadece aracılık sözleşmesi ile beyanname göndererek,kamunun gelir kaybına sebep olacaktır.

Bu konudaki görüşümüz II-KAPSAM A VE B bendlerine eklenmiştir.

II – KAPSAM

A- Beyanname imzalatma Zorunluluğu Kapsamındaki Mükellefler:

1- Bilanço usulüne göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri 2- işletme hesabı esasına göre defter tutan ticari kazanç sahibi gelir vergisi mükellefleri 3- İşletme hesabı esasına göre defter tutan zirai kazanç sahibi mükellefleri

4- Serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefleri

Ayrıca,adi ortaklıktaki ortaklar ile, kollektif şirket ortaklarının vergi beyannameleri de imzalatma kapsamındadır.

Yukarıdaki bentte sayılanların beyannameleri aracılık ve sorumluluk sözleşmesi ile meslek mensuplarınca beyan edilecek olup,aracılık sözleşmesi kesinlikle kullanılmayacaktır.

Öte yandan gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerini yeminli mali müşavire tastik ettiren

(20)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

mükellefler ile tam tastik sözleşmesi yapmadan YMM’lerle sadece danışmanlık sözleşmesi yapan mükelleflerin beyannameleri de, kendilerine 3568 sayılı kanunun 2-A maddesinde belirtilen hizmetleri bir bütün olarak fiilen veren SM/SMMM’ler tarafından imzalanacaktır.

B-Beyanname İmzalatma Zorunluluğu Kapsamı Dışındaki Mükellefler

Noterler, bağımsız olarak serbest meslek faaliyetinde bulunan gelir vergisi mükellefi avukatlar ve özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile bunların oluşturdukları birlikler, beyannamelerini imzalatmak zorunda değildirler.

VII - DİĞER HUSUSLAR

A- İşe Başlama/Bırakma Bildirimlerinin imzalanması:

ELEŞTİRİLER

İşe başlama/Bırakma bildirimleri meslek mensubu tarafından imzalanmayıp,yoklama işlemleri vergi dairelerince yapılıp gereken hususlar tespit edildiğinde meslek mensubunun hiçbir sorumluluğu doğmamaktadır.

Meslek mensubu tarafından imzalanan işe başlama/Bırakma bildirimlerine istinaden 1 ay içinde vergi dairelerince yoklama ile bahse konu hususların doğruluğu tespit edildiğine göre;

Neden meslek mensubunun işe başlama/bırakma bildirimlerindeki sorumluluğu süresiz olarak devam etsin ki ?

DÜŞÜNCELER

Vergi Daireleri meslek mensubunun işe başlama/bırakma bildirimini imzalaması üzerine açılış ve kapanış işlemlerini yaptıktan sonra, yoklama ile durumu tespit etmese sorumluluk uygulaması doğru bir uygulamadır.

Mademki 1 ay içinde vergi daireleri yoklama çıkartarak bilgilerin ve eklerin doğruluğunu tespit etmektedirler,tespit anı ile meslek mensubunun sorumluluğu sona ermeli ve sorumluluk vergi dairesine geçmelidir.

Vergi dairelerinin meslek mensubunun işe başlama/bırakma bildirimini imzalaması ve işlemlerin yapılmasından sonra 1 ay içinde yoklama çıkarması doğru bir uygulamadır ,meslek mensubunun zan altında kalmasını ve kötü niyetli girişimleri engellemektedir.Burada sorun sorumluluk uygulamasının zamanındadır.

Bu konudaki görüşümüz taslağın VII - DİĞER HUSUSLAR

(21)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

A-İşe Başlama/Bırakma Bildirimlerinin imzalanması:

Bölümünün son paragrafına eklenmiştir.

VII - DİĞER HUSUSLAR

A- İşe Başlama/Bırakma Bildirimlerinin İmzalanması:

Bilindiği gibi, Vergi Daireleri işlem Yönergesine göre işe başlamalarda ve işi terklerde vergi dairelerince yoklama yaptırılmakta ve yoklama fişi esas alınmak suretiyle mükellefiyet tesis edilerek vergi kimlik numarası verilmekte veya terk ettirilmektedir. Bu konuda, 213 sayılı VUK’un 153 üncü maddesinde sayılan ve işe başladıklarını bildirmek zorunda olan mükellefler (basit usule tabi mükellefler hariç), diledikleri takdirde işe Başlama/Bırakma Bildirimlerini, 03/01/1990 tarihli ve 20391 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik”in 24/a maddesi uyarınca defterlerini tutmak üzere sözleşme düzenledikleri veya işletmede bağımlı olarak çalışan ve 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirlere de imzalatabileceklerdir. Serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirler tarafından imzalanan işe Başlama/Bırakma Bildirimlerine istinaden, vergi dairelerince yapılacak yoklamanın sonucu beklenilmeksizin mükellefiyet tesis edilerek vergi kimlik numarası verilecek veya terk ettirilecektir. işe başlama veya bırakmalara iliikin yoklama işlemleri ise vergi daireleri tarafından, mükellefiyet tesis veya terk tarihinden itibaren en geç 1 ay içinde yaptırılacaktır. Serbest muhasebeci veya serbest muhasebeci mali müşavirler, işe Başlama/Bırakma Bildirimlerinde ad, soyad, vergi dairesi, vergi kimlik numarası, bağlı olduğu oda, sözleşmenin tarihi ve sayısına ilişkin bilgilerin yer aldığı bölümü eksiksiz olarak doldurmak zorundadırlar. Ayrıca, mükelleflerle tam tasdik sözleşmesi imzalayan yeminli mali müşavirlerin de işe Başlama/Bırakma Bildirimlerini tasdik edebilecekleri tabiidir. Serbest muhasebeciler ve serbest muhasebeci mali müşavirler imzaladıkları işe Başlama/Bırakma Bildirimleri ile ilgili bilgilerin ve eklerinin doğruluğundan sorumludurlar. Bu sorumluluk kapsamına giren işlemlerden dolayı bir vergi ziyaı ortaya çıktığı takdirde, bildirimi imzalayan meslek mensubu, VUK’un mükerrer 227 nci maddesi hükmü uyarınca ziyaa uğratılan vergi ile buna ilişkin cezalar ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır.

Sorumlulukla ilgili bu hükümler, bildirimi tasdik eden yeminli mali müşavir için de aynı şekilde geçerli olacaktır.

Meslek mensubu tarafından imzalanan işe Başlama/Bırakma Bildirimlerine istinaden, vergi dairelerince yapılacak işe başlama veya bırakmalara ilişkin yoklama işlemleri ise vergi daireleri

(22)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

tarafından, mükellefiyet tesis veya terk tarihinden itibaren en geç 1 ay içinde yaptırılacağından ve meslek mensubunca belirtilen hususlar ayrıca idarece de tespit edileceğinden,meslek

mensubunun bu konudaki sorumluluğu vergi dairelerince yapılacak yoklamaya kadar geçen süre ile sınırlı olacaktır.Vergi dairelerinin yoklama ile durumu tespit ettikleri andan itibaren meslek mensubunun yoklamadan doğan sorumluluğu sona erecektir.

ONUNCU BÖLÜM SORUMLULUK

II- VERGİ BEYANNAMELERİNİ İMZALAYAN SERBEST MUHASEBECİ / SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLERİNMÜŞTEREK VE MÜTESELSİL SORUMLULUĞU

ELEŞTİRİLER

a)Genel huşularda belirtilen ifadeler tümüyle hukuksuzluk içermektedir.Meslek mensuplarının yetkisi olmaksızın idarece sorumlu tutulmaları kabul edilemez.Hiçbir yargı kararının gözetmeyen bu madde,meslek mensubunu adeta yargısız infaza tabi tutmaktadır.

b)Meslek mensubu hangi kritere göre kendisine,müşterisi tarafından sunulan belgenin”harici araştırmayı gerektirmeden sahte veya muhteviyatı itibariyle

yanıltıcı”olduğunuanlayacaktır.Kaldı ki yasal olarak harici araştırma yapmaya yetkisi olmayan meslek mensubunun göz kararıyla belge kontrolü yaparak sorumluluk altına sokulması hangi hukuk normuyla açıklanabilir.

c)Denetim elemanları,bulunan matrah farkı ile SM/SMMM’lerin sorumluluğu arasındaki ilişkiyi belirlemeleri mümkün değildir.Kaldıki mükelleflerin dahi yargı aşamasında denetimlerin sonuçlarına yaptıkları itirazları kazandıkları düşünüldüğünde;meslek mensuplarını müfettiş raporları ile tehdit etmek,meslek mensuplarının mesleki gerekleri yerine getirmek yerine idari yargıyla yüz yüze bırakarak hem meslek mensubuna,hem de mali idareye gereksiz iş yükü yaratacaktır.

d) Tamamen adli yargının görev alanında olan bir konunun herhangi bir denetim elemanının yetkisine bırakılması hiçbir hukuk normuyla açıklanamaz.

e)Henüz hukuksal başvuru yolunun tamamlanmadığı bir durumda,yargı kararının beklenmeksizin işlem yapılmasının hukuki hiçbir geçerliliği yoktur.

f)Bu maddelerde belirtilen ifadeler meslek mensubuna”mezarınıkaz,öleceksin”demekle eş anlamlıdır.Her biri başlı başına sorunlu olan bu hükümler taslaktan çıkarılmalıdır.

g)Bu düzenlemelerin dayanağı olarak gösterilen V.U.K.mükerrer 227.maddenin ve V.U.K.360.madde de bahsedilen bölümün iptali için acil çalışma yapılması kaçınılmaz bir zorunluluktur.

(23)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

DÜŞÜNCELER

1-Meslek mensubu ile mükellef arasında düzenlenen sözleşme kapsamında meslek mensubunun sorumluluğu belirtilmelidir.

2-Sorumluluğun tespitinte illiyet bağı,kasıt,mahkeme kararı ve delilleri ile net bir

şekilde,objektif ölçülerle karar verilmelidir ve bu ölçüler belirlenmelidir.Somut deliller olmalıdır.

3-Sorumluluğun tespitinde meslek mensuplarının savunma haklarını kullanmalarına imkan sağlayacak şekilde bilgilendirilmeleri ve yazılı savunmalara sağlanmalıdır.

4-Mecburi meslek sigortası zorunluluğu getirilmeli,şartları,kıstaslarıbelirlenmeli,sorumluluk ve yaptırımın kesinleşmesi durumlarında direkt sigorta şirketleri devreye girmelidir.

Bu konudaki görüşlerimiz taslağın ilgili maddelerine eklenmiştir.

II- VERGİ BEYANNAMELERİNİ İMZALAYAN SERBEST MUHASEBECİ / SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAViRLERİN MÜŞTEREK VE MÜTESELSİL SORUMLULUĞU

A- Genel Hususlar:

Mükelleflerin beyannameleri, kendilerine 3568 sayılı Kanunun 2/A-a maddesinde belirtilen hizmetleri bir bütün olarak fiilen veren SM / SMMM’ler tarafından imzalanacaktır. SM /

SMMM’lerin imzaladıkları beyannamelerle ilgili olarak, herhangi bir rapor düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.

SM / SMMM’ler, mükellef tarafından kendilerine ibraz edilen belgelerin, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğleri ile genel muhasebe kurallarına uygun ve doğru olarak yasal süresi içinde, kanuni defterlere kaydedilmesinden ve mali tablolara aktarılmasından sorumludurlar.

Meslek mensubunun sorumluluğu şekli ödevlere ilişkin bir sorumluluk olduğundan,usulüne uygun olarak mükellefçe düzenlenen ve belgelerin maddi gerçekliğine ilişkin yapılan incelemeler sonucu tarh edilen vergi ve cezalarda meslek mensubunun sorumluluğuna hükmedilemez.

Örneğin,mükellefçe düzenlenen belgeler ile meslek mensubu tarafından düzenlenen

belge,beyanname,tablolar arasında şekli bir uyumsuzluk bulunmamasına rağmen,mükellefçe alınan ya da düzenlenen ve meslek mensubunun bilgisi çerçevesinde anlaşılamayan sahte belgelere istinaden tarh edilen vergi ve cezalardan dolayı mali müşavirin sorumluluğuna hükmedilemez.

SM / SMMM’ler, sahte veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı olduğundan şüphelendikleri belgelerin, Miktar veya tutar itibariyle işletmenin faaliyet konusu veya iş hacmiyle mütenasip olmadıklarından şüphelendiği belgelerin, ticari örf ve teamüle uygun olmadığını düşündükleri harcamalara ilişkin belgelerin varlığı halinde, SM / SMMM’ler bunun doğruluğunun tespitini

(24)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

mükelleften isteyebilirler. Mükellefin söz konusu belgelerin arkasına doğruluğuna ait yazılı şerh koyup imzalamaları ve belgelere ait ödemelerin çek,bankahavalesi,senet,kredi kartı v.b.kaydi sistemle yapıldığının ispatı halinde meslek mensubu bu belgelerden sorumlu tutulamaz.

Böyle bir tespitte bulunmaması veya bu konuda SM / SMMM’lerin ikna olmaması halinde, keyfiyet, SM / SMMM’lerce belgelerin arkasının imzalanmaması halinde beyanname verme süresi sonuna kadar,ödemelerinkaydi sistemle belgelenmemeis halinde de takip eden 6 ay içinde ilgili vergi dairesine yazılı olarak bildirilecektir. Bu bildirimle birlikte SM / SMMM’lerin söz konusu belgelere ait sorumluluğu ortadan kalkacaktır. Sorumluluğun tespitinde, yukarıda belirtilen sorumlulukla bağlantılı olarak ortaya çıkan vergi ziyaının varlığı yeterli olacaktır.

Meslek mensupları meslek mensuplarınca yapıldığı sabit olan muhasebe kayıt ve hilelerinden, Örneğin, sehven dahi olsa yevmiye defterinde yer alan bir toplamı yanlış aktararak veya bir yevmiye işlemini yanlış hesaba kaydederek vergi ziyaına sebebiyet veren SM / SMMM’lerziyaa uğratılan bu vergi, ceza ve gecikme faizlerinden mükellefle birlikte müştereken ve

müteselsilen sorumlu olacaktır. SM / SMMM’ler, beyannamelerini imzaladıkları mükelleflerce ibraz edilen belgelerde yer alan bilgilerin kanuni defterlere ve defterlerdeki bilgilerin mali tablolara uygunluğunun yanı sıra, beyannamelere eklenen temel mali tablolarda yer alan ve Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine göre belirlenen Dönem Kâr/Zararı’nın doğruluğundan da sorumludurlar. SM / SMMM’lerin sorumlulukları kapsamına giren yukarıda belirtilen işlemlerden dolayı bir vergi ziyaı ortaya çıktığı takdirde, beyannameyi imzalayan SM / SMMM’ler sorumlu olacaktır. Bu sorumluluğun; SM / SMMM’lerin, defterlerini tutmak, bilanço, gelir tablosu ve vergi beyannamelerini düzenlemek üzere hizmet sözleşmesi yaptıkları mükelleflere ait beyannameleri elektronik ortamda göndermeleri (e-beyanname) işlemlerinde de geçerli olacağı tabiidir.

B-Vergi beyannamelerini imzalayan SM / SMMM’lerin Sorumluluklarının Uygulanmasına ilişkin Hususlar:

VUK’un 135 inci maddesinde sayılan vergi inceleme elemanlarınca yapılan incelemeler neticesinde bir matrah farkı ortaya çıktığı takdirde, denetim elemanları, beyannameyi imzalayan SM / SMMM’lerin sorumluluklarının tespitini yapacak ve raporlarında belirteceklerdir. Denetim elemanları, bulunan matrah farkı ile SM / SMMM’lerin sorumluluğu arasındaki iliĢkiyi ilgili SM / SMMM’lerinyazılı bilgisine de başvurmak suretiyle,illiyetbağı,kasıt,mahkeme kararı ve delilleri ile birlikte net bir şekilde raporlarındaortaya koyacak ve bulunan matrah farkından SM / SMMM’lerin sorumlu olup olmadığını açıklayacaklardır.

(25)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

SM / SMMM’lerin bu tebliğle belirlenen sorumluluk çerçevesinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun tespit edilmesi halinde, söz konusu raporların onaylı birer örneği denetim elemanlarınca, SM / SMMM’lerin bağlı bulunduğu vergi dairesine ve disiplin cezası yönünden de gereği yapılmak üzere söz konusu raporun bir örneği meslek mensubunun bağlı bulunduğu odasına gönderilecektir. Bulunan matrah farkı üzerinden tarh edilen vergi ve buna ilişkin cezalarda uzlaşmaya varılmış veya tahsilatın yapılmış olması, raporların birer örneğinin meslek mensubunun bağlı bulunduğu odaya gönderilmesine engel teşkil etmeyecektir. Bu raporların ayrıca Bakanlığımıza gönderilmesine gerek bulunmamaktadır.

Diğer taraftan, VUK’un 360 ıncı maddesinde;

“359 uncu maddede yazılı suçların işlenişine iştirak eden suç ortaklarının bu suçların

işlenmesinde menfaatinin bulunmaması halinde, Türk Ceza Kanununun suça iştirak hükümlerine göre hakkında verilecek cezanın yarısı indirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Ayrıca, vergi inceleme elemanlarınca, beyannameyi imzalayan meslek mensuplarının VUK’un 344 üncü maddesi uyarınca 359 uncu maddesinde belirtilen fiillere iştirak ettiğinin tespit edilmesi halinde 1 kat vergi ziyaı cezası kesilir.

Beyanname imzalayan SM / SMMM’lerin imzaladıkları beyannamelerle ilgili olmak üzere, müşterek ve müteselsil sorumluluğu vergi inceleme raporu ile tespit edilen SM / SMMM’ler nezdinde yapılacak takibat, vergi ve cezanın tahakkuku üzerine başlatılacak ve bu takibat vergi ve cezanın tahsiline yönelik olacaktır.

Müşterek ve müteselsil sorumluluğun uygulanmasında, vergi ve cezanın tahsiline yönelik uygulamada asıl amme borçlusu olan mükellef nezdinde tüm girişimler yapılıp,hukuk yolları tüketilmeden ve alacağının tahsil edilmesine imkan olmadığının anlaşılmasından sonra,meslek mensubu nezdinde işlem başlatılacaktır.

Vergi Mahkemesi kararı üzerine mükellefin ihtilafı üst derece yargıya götürmesinin, vergi mahkemesince tasdik edilen vergi ve ceza için SM / SMMM’ler nezdinde takibat yapılmasını engelleyeceği tabiidir.Mükellefin üst derece yargıda ihtilafı kazanması halinde vergi inceleme raporlarının hukuki alt yapısı zincirleme olarak çökeceğinden,vergi/cezalar için meslek

mensupları nezdinde hukuki prosedürü beklemeden yapılacak takibatın telafisi güç zararlara yol açacağı muhakkaktır.

Bununla birlikte, SM / SMMM’lerin bilgi ve rızası dışında, mükellefin tek taraflı tasarrufu sonucu tahakkuk eden vergi ve cezalarda SM / SMMM’lerin sorumluluğundan bahsedilemez.

Sorumluluğu tespit edilen SM / SMMM’lerin ilgili takibat ise asıl amme borçlusunun bağlı bulunduğu vergi dairelerince yerine getirilecektir.

(26)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

C-Vergi beyannamelerini imzalayan SM / SMMM’lerin Sorumluluklarının Sigortalanmasına ilişkin Hususlar:

Meslek mensupları şartları,kıstasları meslek odaları,gelir idaresi-sigorta şirketleri

vasıtasıyla belirlenmiş zorunlu mesleki sigortalarını,her mükellef bazında mesleki sözleşmenin düzenlenmesini takip eden 3 gün içinde yaptırmak ve bağlı bulunduğu oda ile gelir idaresine elektronik ortamda bildirmek zorundadır.

EK-2

SERBEST MUHASEBECİ / SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK HİZMET SÖZLEŞMESİ

ELEŞTİRİLER

a)Hizmetimizi 12 aylık dönem için vermemize rağmen,aylık hizmet teslimi yaptığımız farzedilerek bizden aylık olarak serbest meslek makbuzu kesilmesi istenip,gerektiğinde tahsil etmediğimiz gelirlerin vergilerini vermek zorunda bırakılıyoruz.

DÜŞÜNCELER

1)Meslek mensubu sözleşmesini 1/Ocak-31/Aralık dönemini kapsayacak şekilde yapmakta ve ücretini yıllık olarak belirlemektedir.

2)Takvim yılı içerisinde kanunun öngördüğü işlemler yapılmakta ve hizmet 31/12/….

Tarihinde bilanço,gelirtablosu,işletme hesabı hülasası,serbest meslek hülasası gibi nihai

beyanname olan kurumlar vergisi beyannamesi ve gelir vergisi beyannamesine dayanak teşkil eden tabloların hazırlanması ile son bulmaktadır.

3)Serbest Meslek İşlemlerinde tahsilat esası geçerlidir.

4)Bir yıl içerisinde teslim edilen ve bitimi 31/12/…olan bir hizmetin aylık ve standart olarak belgelendirilmesi yanlış olacaktır.

5)Hizmet süresi 1 yılı kapsayan işlemde meslek mensubu tahsilat yaptığı anlar

itibariyle serbest meslek makbuzunu kesmeli,almadığı paranın serbest meslek makbuzunu kesmemelidir.

Bu konudaki düşüncemiz EK-2

SERBEST MUHASEBECİ / SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK HİZMET SÖZLEŞMESİ

2. ÜCRETİN TUTARI VE ÖDEME ŞEKLİ

(27)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

a) Meslek mensubu için sözleşmede belirtilen işlerden dolayı kararlaştırılan ücret yıllık ... (Yalnız ...) TL olup, takvim yılı içerisinde

………..şeklinde ödenecektir.

b) Sözleşmeye ilişkin Damga Vergisi makbuz mukabili ödenecektir.

c) Ücrete KDV dahil değildir.

d) İş için yapılacak bütün giderler iş sahibince karşılanacaktır.

e) Ücret, sözleşmede belirtilen şekilde ödenmediği takdirde meslek mensubu alacakları için kanuni takibe geçebilir ve aynı zamanda sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir.

f)Hizmet bir takvim yılını kapsamakta olup hizmetin teslimi 1/Ocak/20…. 31/Aralık/20….

Tarihleri arasında kanunların öngördüğü şekilde yapılacaktır.Hizmet bedeli yıllık dönemi kapsamakta olup tahsilatlar esnasında serbest meslek makbuzu kesilecektir.

KAYITLI ELEKTRONİK POSTA SİSTEMİ Genel Bilgi

Elektronik ortamdaki bilgi ve belgelerin hukuki geçerlilik kazanması için 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu çıkarılmıştır. Ancak, bu kanun yeterli olmamış, bilgi ve belge

gönderiminin elektronik ortamda yapılmasının hukuken geçerli ve güvenli bir şekilde yapılması, saklanması konusunda eksiklik ve açık olması çözümsüzlük nedeniyle ; Avrupa Birliği

bünyesinde yapılan, Avrupa Telekomünikasyon Standartları Enstitüsü’nün (ETSI) ETSI TS 102 640 numaralı standardına dayanan Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Sistemi 01.05.2012 tarihinde yasallaşmıştır.

Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Sistemi, elektronik imza ve zaman damgası taşıyan, teknolojilerinin ve standart larının kullanıldığı bir e-posta sistemidir.

Gerçek ve tüzel kişiler ile şahıslarda Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Sistemini

kullanabileceklerdir. Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) Sisteminden alınan elektronik bilgi ve belgeler delil niteliğini taşıyacak, KEP delilleri senet hükmünde olup, aksi ispat edilinceye kadar kesin delil sayılacaktır.

Önce yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yayınlanarak yürürlüğe giren Kayıtlı Elektronik Posta (KEP), Elektronik Tebligat Düzenlemeleri ve Yönetmeliği’ne göre 19.01.2013 tarih ve 28533 sayılı resmi gazetede yayınlanan Kayıtlı Elektronik Posta Sistemine (KEP) ilişkin Elektronik

(28)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

Tebligat Yönetmeliği 19.01.2013 tarihinden itibaren sermaye şirketleri için zorunlu hale geldi.

Buna göre şirketlerin en az bir adet KEP hesabı olmak zorunda ve bununla birlikte de tabii kamu kurumlarının da KEP hesapları olacak.

KEP hizmet sağlayıcısı olarak şu anda Türkiye’de üç şirket hizmet veriyor. Yetkiyi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) alan bu şirketler PTT,  Türkiye Noterler Birliği (TNP) ve Türkkep firmaları almıştır. Çok yakın zamanda KEP hesabı olmayan şirketler tebligat alamayacak. Devlet, göndereceği son kâğıt tebligatlara da E- tebligata uygun bir KEP adresi temin edilmesi için şirkete uyarıda bulunacak ve bir zaman verecek.

Ayrıca bu adresleri firmalar kendi iç sistemlerinde de kullanabileceklerdir. Örneğin; e- mutabakat, teklif, ihale şartnamesi, sipariş formu, ihtar, sözleşme fesih bildirim, fatura, ekstre, ba bs mutabakatları, geciken ödeme bildirimleri, çalışanlarla ilgili bordro ve şirket içi duyurular vb. gibi...

Şirketler kendi durumlarına göre; Kep adresini alıcı ve gönderici olarak ayrı ayrı veya birlikte alınabilir. Aynı zamanda kurumsal açıdan bölüm bazında da adres alabilecek.

Gönderici kısmında kullanıcılar için mutlaka E- imza devreye girmektedir. Yani ileti gönderisi yapmak için bu süreçte E imza almak da zorunlu hale gelecektir.

ELEKTRONİK İMZA Genel Bilgi

Yeni TTK’ ya göre ticaret şirketleri ile gerçek ve tüzel kişi diğer tacirlere ilişkin olarak, kanunun zorunlu tuttuğu bütün işlemler elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile de yapılabilecek, bu işlemlerin dayanağı olan belgeler de aynı usulle elektronik ortamda düzenlenebilecektir. (TTK, m.1526/f.3).

E-imza, elle atılan imza ile aynı hukuki geçerliliğe sahip olan, kimlik bilgilerini doğrulayan, elektronik işlemlerde gönderilen bilginin yolda değişmediğini, gönderen kişiye ait olduğunu ve inkâr edilemeyeceğini garantileyen ve gerçek kişiler adına oluşturulan ıslak imza yerine geçen bir imzadır.

(29)

2 0 1 5 Y I L I

F A A L İ Y E T R A P O R U

MESLEKİ GELİŞMELERİ İZLEME KURULU RAPORU

Elektronik İmza kullanım alanları?

•E-Devlet Uygulamaları (Türkiye.gov.tr), •E-İmzanın zorunlu tutulduğu kamu projelerinde (UYAP, Sanayi Bakanlığı, EKAP vb.), •MERSİS Projesi kapsamında ticari sicil işlemlerinde,

•Gümrük ve dış ticaret işlemlerinde, •Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) sisteminde, •Çalışan hizmet sözleşmelerinde ve tüm sözleşmelerde, •Banka talimatlarının gönderilmesinde,

•Performans, izin, fazla mesai ve masraf onay formlarında,•Genel Kurul, Ortaklar Kurulu ve Yönetim Kurulu kararlarının imzalanmasında, •Bayi ağı iletişiminde, sipariş sürecinde,

•Elektronik arşivin E-İmzalanmasında, •İhalelere katılım, •Islak imza gerektiren tüm uygulamalarda kullanabilir.

MERKEZİ SİCİL KAYIT SİSTEMİ (MERSİS) Genel Bilgi

Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS), T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen ve kamu kurumlarının tüzel kişiliklerle ilgili ihtiyacı olan bilgilerin tek noktadan sunulmasını, sisteme dahil kişiliklere ait bilgilerin ortak anahtar bir numara ile bir sistemde birleştirilmesini sağlayan ve sistemde tutulan şirket bilgilerinin uluslararası standartlara uyumlu hale getirilmesini amaçlayan bir projedir.

Ticaret siciline kayıt zorunluluğu bulunan; sermaye şirketleri ve kooperatifler, şahıs işletmeleri, yabancı şirketlerin Türkiye şubeleri, dernek ve vakıf işletmelerinin kayıtlarının elektronik ortamda merkezi bir ticaret sicili kayıt sisteminde tutulması ve ticaret sicili işlemlerinin bu sistem üzerinden gerçekleştirilmesi ile bunların tek ortak anahtar numara ile takibinin sağlanması için merkezi veri kayıt sisteminin oluşturulması amaçlanmıştır.

Bu işlemlerin, mersis.gumrukticaret.gov.tr üzerinden elektronik ortamda yapılabilmesi için işlem yapacak kişi veya kişilerin (bu kişi gerçek kişi ise kendisinin, şirket ise temsil yetkisine haiz kişilerin) elektronik imzaya sahip olmaları gerekmektedir.

Yukarıda ki kep,e-imza.ve mersis konularıyla ilgili olarak, İSMMMO adına Kurul

çalışmalarımız sunum haline getirilmiş ve 33 ilçede bilgilendirme toplantıları düzenlenmiş ve yaptığımız çalışmalar 1600 e yakın meslektaşımızla paylaşılmıştır.

Bilgilerinize sunarız.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ticari kredi kullandırımında verimlilik odaklı olarak faaliyetlerimize devam edeceğimiz bu dönemde, iç talebi canlandırmaya yönelik bireysel

Cari açık 2016 yılı ortalamasının üzerinde seyreden petrol fiyatları ve turizm gelirlerinde devam eden azalışa bağlı olarak son dönemde yükselişe geçmiştir. Petrol

Küresel ekonomideki toparlanma kademeli olarak devam etmekte olup 2017 yılında ekonomik büyüme hızlarının genel olarak artacağı tahmin edilmektedir.. Ekonomideki toparlanmayla

Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde açıklanan veriler 2018 yılının ikinci çeyreğinde küresel ekonomideki toparlanmanın genel olarak devam ettiğini

Şirket, 31 Aralık 2017 tarihi itibariyle bilançosunu, 31 Aralık 2016 tarihi itibariyle hazırlanmış bilançosu ile; 1 Ocak - 31 Aralık 2017 hesap dönemine ait kar veya zarar ve

- TFRS 10 “Konsolide Finansal Tablolar”; 1 Ocak 2013 tarihinde veya sonrasında başlayan yıllık raporlama dönemleri için geçerlidir.. Standart bir kontrol modeli oluşturmuş

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu Uyarınca, Ege Gübre Sanayii Anonim Şirketi’nin (“Şirket”) 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle hazırlanan yıllık faaliyet raporu içinde yer

Şirket’in doğrudan ve dolaylı olarak toplam oy haklarının %20’nin altında olduğu veya %20’nin üzerinde olmakla birlikte önemli bir etkiye sahip olmadığı veya